BBO - Yorumlara devam... (29 Mayıs 2008)

Yorumlarınıza bu sayfadan devam edebilirsiniz...
| Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
| Bu grubu ziyaret et |
| Yapım | Birol Güven - MinT |
| Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
| Senaryo | Murat Aras |
| Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
| Oyuncular | Mine Tugay |
| Atılgan Gümüş | |
| Okan Tangücü | |
| Volkan Severcan | |
| Almıla Uluer | |
| Tarık Ünlüoğlu | |
| Ali Pınar | |
| Nur Fettahoğlu | |
| Recep Yener | |
| Gülnihal Demir | |
| Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
1.407 yorum:
«En Eski ‹Eski 801 – 1000 / 1407 Yeni› En yeni»Sevgili Birol Güven,
Merhaba...
Bizler,Benden Baba Olmaz dizisinin, yayımcı kuruluş tarafından haksız yere sonlandırıldığı günden beri mücadele eden fanlarız.
O günlerde fanlarla aranızda geçen tatsız yazışmaların üzerine bir sünger çekerek,Biz gerçek BBO severlere dizimize kavuşmamız adına yardımcı olmanızı rica ediyoruz.
Lütfen BBO fanlarının başına geçerek bize yön veriniz.Dizimize kavuşmamız için neler yapabileceğimizi anlatın...
Müsait olduğunuz bir zaman diliminde,BBO resmi sitede bir sohbet toplantısı için sizi aramızda görmek istiyoruz.Bizleri kırmayacağınızı umut ediyor,saygılar sunuyoruz.
BBO fanları adına;
BAŞKAN
bir hafta daha bizi merakta bırakmazsın değil mi abla...
bugün finale ulaştırırsın bizi demi
Eylem'cim biletin bir seanslık canım.
devamı için yeniden bilet alman lazım...
Bakın bu sahne için size birde müzik
http://www.euroalem.net/2008/05/tarkan-istanbul-agliyor.html
15 gün geçmişti Yener bey ile geçen konuşmasının üzerinden
Soner hala kendinde değildi ne yapacağını bilemez hallerde tüm sahilde yürüyordu.O günden beri doğru düzgün bir şey yemediğinden zayıflamış ve kendini bıraktığı içinde sakalları uzamıştı.her gün lokantadan erkenden çıkıyor dolaşıyor dolaşıyor eve geç geliyordu evin sessizliğine dayanamıyordu.
Halil bey ve Esma hanım çaresiz oğlullarının bu gözlerinin önünde ki çektiği üzüntüğüyü dindirememiyorlar diye onalda ayrı bir keder içindeydiler.
Halil bey: ne olacak bu durum Esma sultan
Esma sultan: ah bir karşısına çıkıp olayı anlata bilse
Halil bey: geçmişte o kadar üzmüş ki kızı Esma sultan kredisi yok soner oğlumuzun ama ben Sevil e aklına yüreğine hep güvendim bir bilse olayları ah bilse
Esma sultan: önce bir yerini öğrene bilsek biz bile gider anlatırdık.
Halil bey: bu bizi aşar be Esma sultan biz çaresiz Soner in mücadele edici tutuğunu koparan haline geri dönmesini bekleyeceğiz.
Esma sultan: canım oğlum kanadı kırık kuşlar gibi
Halil bey : nasıl olmaz insan
Bu arada sefer dayı evden çıkmak üzereydi.
Halil bey: hayrola kayınço
Sefer dayı: biraz dışarı çıkıyorum enişte
Sefer dayı soner i aramak için çıktığı için sahille doğru yürümeye başlamıştı.onu bulacağı yeri biliyordu.
Her zaman küçüklüğünden beri ne zaman ne yapacağını bilmese sahilde ki kayalıkların üzerine geçer oradan denize taş atardı.sahile yaklaştığında yanılmadığını gördü.Soner bir kayanın üzerin dalgın dalgın oturuyordu.Elinde bir resim bisikletin üstünde örgülü saçlarınla sevil ve soner in olan.
Sefer dayı: yeğenim merhaba
Soner:…
Sefer dayı: ne oğlum ne düşünüyorsun böyle
Soner dayısına baktı onun sorduğu soruyu duymamış gibi
Soner: Sevil ile bu kayalıklarda koşardık dayı bisiklete binerdik sahilde bu gün hep oraları gezdim o örgülü saçlarıyla bak işte(fotorafı gösterir)
Günaydın herkese.
Sabah moralsiz bi şekilde kalktım . Ders çalışmak hiç içimden gelmiyordu.
Mavigün ablamın senaryosu ilaç gibi geldi.
Eline sağlık ablaсım. Ama şimdide merakla sorunum var. Ee onunda ilaсı sende :)
Sefer dayı: demek Sevilde saçlarını iki örgü yapardı.Bak o zaman yeğenim sana bir öykü anlatıyım.
Soner:…
Sefer dayı: biliyorsun deden subaydı bizim çocukluğumuz o şehir bu şehir gezmekle geçmiştir.Tam bir yere ısınırdık ki hoop tayinimiz çıkmıştı.Babam Amasra da görevli idi o sene
Bende lise 1.sınıfa başlayacağım. Ozamanlar lise diyip geçme üniversite gibi önemli bir de ilk bıyıklarımızın terlemeye başladığı yıllar..babamın tayin işleri konuşuluyor eve ama
Annem lise ilk başladığım gün başka bir şehirde başlamatmaya kararlı.bu yönde tartışmaları oluyor. En son o zaman sen git biz okulun ilk gününden sonra geliriz diye anlaştılar.Okulda geçen yıldan tanıdığım bir sürede arkadaşım var.
Soner: eee sonra
Sefer dayı: sonrası ben ertesi gün okulun açılışı için hazırlanmış aynaya ne kadar afili bir delikanlıyım diye bakıyordum
Soner: dayı ne güven böyle
Sefer dayı: ne yaparsın yeğenim bu güven okulun kapısında yerle bir oluyor yani biraz gaza getirmek diyelim.
Soner: anladım devam et.
Sefer dayı: işte böyle güzel giyinmiş olarak okul yolu tuttuk.herkes sınıflarına yerleştirildi.dersler başladı artık son derse gelmiştik dersimiz edebiyat hocamız derse başlamıştı.Attila İlhanın bir şiirini incelemek üzere tahtaya yazmıştı şöyle aklımdaki satırlar hala aklımdadır.
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
İşte yeğenim tam bu esna da sınıfın kapısı çalındı içeri bir kız girdi.saçlarını iki örgü yapmış bir kız.igözlerimiz karşılaştı kalbim yerinden çıkacak gibiydi ellerim ter içinde kalmıştı hocamız geç yanımdaki boş yeri işaret ederek geç kızım dedi.yanıma oturmuştu hoş geldin dedim daha doğrusu dediğimi sandım çünkü sesim çıkmamıştı.bu halime bir de sınıf gülmeye başladı.yani tahtada Atilla ilhanın şiiri işte sen de şiirin etkisi ama ben onun adını bile bilemiyecektim ama o örgülü hali mıh gibi aklıma kazınacaktı.
Soner: neden adını öğrenemedin.
Sefer dayı: oğlum son dersti ya o da tayinle gelen başka bir öğrenciymiş ancak sınıfı tesbit edilmiş ve bizim sınıfa verilmiş.
Soner: eee ertesi sabah görmedin mi
Sefer dayı: eve gittiğimde annem bavulları hazırlamış Esma ile beni bakliyorlardı..Yani ben müdürün izniyle o gün misafir öğrenciliği oynamışım.hazırlandık ve o akşam amasradan ayrıldık.
Soner:ya çok üzüldüm dayı sonra
Sefer dayı: sonrası hiç olmadı yeğenim benim hayatımdan ister inan ister inanma ama o kare hiç gitmedi onun sınıfa girdiği o an ki beni çoşturan duyguyu hiçbir kadında bulamadın desem belki abartma dayı dersin ama böyle ben her kadında onu ararken adım çapkına çıkıyordu.Aslında aşka bu kadar sadıkken.
Soner: bilmiyordum dayı üzgünüm
Sefer dayı: amaaaan sen bana bakma ben çapkınlığıma kılıf arıyorum bir dikiş tuturamadım ya ondan işte böyle avunuyorum.ama bak sen yeğenim orada seni bekleyen bir kadın var tek yapman onu alıp getirmen
Soner: Sevil o kadar masumdu ki dayı ben hep onun üzdüm biliyormusun bilerek bilmeyerek hep üzdüm hep böyle sürecekse bana neden katlansın ki dayı ilk defa korkuyorum dayı.kendime güvenimi kaybettim. tamam bu sefer haklıyım ama ya gördükleri onu nasıl unutacak bana her baktığında gördükleri aklına gelmeyecek mi?korkuyorum dayı
Sefer dayı:korkma esas şimdi korkma çünkü ilk defa bir aldatmada bir payın yok.ona CD ver anlayacaktır.
Soner:nasıl olur dayı 2. defa görmesine izin veririm
Sefer dayı: bazen yarayı dağlamak gerekir yeğenim.gidelim bulalım Sevil in yerini ve gidelim ona.umudunu kaybetme yeğenim umudunu kaybetme
Soner biraz umutlanmış gibiydi neşesi yerine gelmişti.
Soner: dayı bu örgülü kız karşına çıksa
Sefer dayı bir kahka attı.
Sefer dayı: ya oğlum hadi gördüm diyelim nereden tanıyacağım hehehe ya biz biraz büyüdükte yani eşek kadar olduk hehehe yeğenim…
hoş geldin kardeşim,
hepimizin sorunu o.
çaresi beklemek,yani sabır.
sen bilet aldımıydın?
almadıysan öğrenci bileti kestir,fazla ödeme.
vayy no name, biletsiz giriş yasak demek, peki elde edilen geliri nereye bağışlıyorsun ?
tamam No name bir bilet daha alırız:)
Fatih hoşgeldin
Mavigün abla gözümün önünde canlandı da Sonerin o halleri çok üzüldüm ablacım ya hadi kavuştur şu sevenleri
Ablacığım büyüksün,
nasılda bağladın işi.
vallahi helal olsun.
dayı yeğen
veee
hadi filmin tadı kaçmasın...
SAHİL KASABASINDA
Güller içindeki bahçede iki kadın konuşurken efe yanlarına geldi.Sevilay teyzesini saçlarını iki örgülü görünce gülmeye başlamıştı.
Efe: hehehe aynı öğrenci gibi olmuşsun
Sevilay teyze: bak kızdırma bu sene senin sınıfındaki dersleri girer yanına otururum yakışıklım
Efe: sen büyüksün almazlar ki
Sevilay teyze: baksen nasıl büyükmüşüm bak bende böyle giderim işte
Sevilay teyze bunu söylerken dizlerinin üzerine çökmüş öyle yürüyordu.
Sevilde onları seyrederken teyzesinin bu içindeki çocuğun her çocukla buluşmasını onların kahkalarını izliyordu.birden
Sevilay teyze: yakışıklım senin arkanda ne saklıyorsun bakayım
Efe :hehehe bu sen misin deken elinde ki çerçevedeki fotorafı gösteriyordu.
Sevil:bakayım efe teyze bu senmisin ne kadar güzelsin
Sevilay teyze:tabii benim yakışıklım bende böyle doğmadım herhalde sevil hanım hehe diyerek hepsine yanıtını vermişti.
Sevil: kaç yaşındasın.
Sevilay teyze:sanırım lise 1.sınıfta 14 -15 yaşlarındayım herhalde o sene babam Amasra ya tayini çıkmıştı.
Sevil: ne o teyze lise yıllarına gittin bakıyorum
Sevilay teyze: ne gitmesi teyzen mutfağa zor gidiyor kızım ne o bir de lise yıllarına mı gidecek.
Sevil:hehehe hadi canım sende eniştemin ne kadar sana aşık olduğunu herkes bilirdi.sahi teyzecim nedense ben sizin birbirinize uymadığınızı düşünmüştüm
Sevilay teyze:birbirine uymak ,doğru insanı bulmak aslında ne tılsımlı laflar ama o kadar zor ki hayattın içinde canım kızım
Sevil : ama teyze eniştem aşıktı sana
Sevilay teyze:evet şakir bana aşıktı sanırım bende bana aşık olmasını sevdim onun.
Sevil: ne yani sen aşık değimliydin enişteme
Sevilay teyze: sevmedim demiyorum ki aşık değildim diyorum yoksa Şakir’i hepde seveceğim.Ama aşk kızım bazen bir kare anda kendini takılı bırakır .Bu anı kazılır yüreğinin biryerine birini görürüsün aklın der ne aşık olunacak biri hadi..yüreğin o ana gider bir yolculuk yapar ya kabul eder yada etmez.yada benzer bir anı yakalarsın aşk sanırsın.aslında sen orada takılı kalmışındır.
Sevil: yani insan bir keremi aşkı olur diyorsun
Sevilay teyze:hayır öyle demiyorum.ben sadece başka bir aşk yaşaman için a anı silmen üzerine başka bir an eklemen gerekir diyorum.yani kolayına kaçmadan diyor ya nazım öyle kolayına kaçmadan bir kare daha hayattan yakalamak aşkı neden olmasın.
Sevil:yani yüreğimiz bize bunu söyler diyorsun
Sevilay teyze:evet ne yaparsan yap nereye kaçarsan kaç yüreğin birine yüreğim seni çok sevdi der,uzakta olman ona aşık olmaman demek değildir ki aşık kı kabul edeceksen Sevil kızım acıyı da yanında kabul edeceksin bak kaçtın buralara ne değişti acı çekiyorsun belli ama bu ona olan duygularını değiştirmiyor ki
Sevil:teyze bu sefer bir kadın değil ki busefer aramızdaki her şeyi hiçe sayması ben onu bunca geçen zamanda değiştiğine inandım değişmiştide gerçekten ama bilmiyorum gördüklerim onunla konuşmaya hazır değilim ama biliyorum çocuklar var arada ama bir çözüm bulacam.
Sevilay teyze:kızım istersen anlat bazen bir çifttin göremediğini başka göz görür.
Sevil olayı anlattı .
Sevilay teyze:peki o saatte senin marinada ne işin vardı.
Başkanım filmin gişesi az,
yani masrafları ancak karşılıyor desem yalan olmaz.
Bir assolistin masraflarını tahmin bile edemezsin...
2 öğrenсi olsun :)
Yanımda bir arkadaşım var. Bana deli diyo ama senaryoyu okumaya başladı.
Şimdi devamını soruyo:)
Sevil :Soner in doğum günü geliyordu.Halil baba ile görüşmüştük Soner e bir tekne almak istiyorduk.hani sen anılar diyorsun ya işte bizim için de tekne hep önemli olmuştur.
Sevilay teyze:sonra
Sevil: İş çıkışı Aylin den ayrıldım ,tekne satan arkadaşım beni aradı.elinde tam bize uygun bir tekne varmış. Arkadaşımla görüşürken Soner i bir tekneye binerken gördüm.onu bir bey karşıladı ve tekne marinadan uzaklaştı.
Sevilay teyze: sende marinada bekledin
Sevil: teyze Soner e bir yanım güveniyor bir yanımda hep tetikte
Sevilay teyze: ve sen güvenmemeyi tercih ettin öyle mi
Sevil: teyze hehe Soner e güvenmek denizde köpek balığına güvenmek gibidir.
Sevilay teyze:sonra ne oldu peki..
Sevil: bekledim yaklaşık 1 saat sonra marinaya tekrar geldi.,içerden bir fasıl sesi geliyordu.sonra herkes teker teker çıktı ama soner çıkmıyordu.bende tekneye girdimve onu gördüm.
Sevil tekrar ağlamaya başlamıştı.
Her iki kadında susmuştu derin bir sessizliği paylaşıyorlardı şimdi.
YENER BEY
Yener bey Doğan dan aldığı bilgilerle Datça ya varmış,bu ufak koya vardığında da bulmak hiç zor olmamıştı bu güller içersindeki evi bulmak demir kapıyı açıp içeri girdi ve zile bastı.sevilay teyze kapıya seslenerek bağırdı.
Sevilay teyze: tamam geliyorum aa ne bu ya
Kapı açıldığında karşısında bir adam görünce duraladı
Sevilay teyze:kimi aramıştınız
Yener: Sevil Akın ı aramıştım kendisiyle görüşe bilirmiyim
Sevil kapının açıldığını duyunca
Sevil:teyze kim geldi bak yumurtaları bu sefer ben seçeceğim,kapıya geldiğinde kapıda köylü kadının olmadığını gördü.
Sevilay teyze:seni arıyormuşsun
Sevil:siz kimsiniz
Yener:sizinle konuşmam gerekiyor lütfen
Sevil:sizle neden konuşayım ki
Yener:eşinizle ilgili
Sevil: Soner e ne oldu kötü bir şey mi oldu yoksa
Yener: yok sevil hanım telaşlanmayın.sadece buraya gelme nedeniniz desem.
Sevil:siz buraya gelme nedenimi nasıl bilebilirsinizi ki Soner mi yolladı sizi
Yener : hayır sevil hanım ama bütün sorunuzun yanıtları bende.
Sevil kapıda duran adama baktı.gurur ile merakı arasında gidip geliyordu genç kadın.
Yener: lütfen çok önemli
Sevil:peki buyurun bahçeye geçelim.
Yener:lütfen biraz yüreyebilirmiyiz.
Sevil: peki o zaman buyurun.
Kumsal da yürümeğe başlarlar.Yener beysöze nasıl başlayıcağını bilmiyordu.genç kadının solgun yüzü ona kız kardeşini hatırlatmıştı.
Yener:söze direkt başlasam iyi olacak.Sevil hanım teknede gördüğünüz her şey benim sucumdu.
Sevil:hehe yapmayın ne yani bu kadar yolu bunu söylemek için mi geldiniz.ben gördüğümü anlayacak kadar aklım başında..
Yener:siz bu sahnedeki herşeyi olmadı demiyorum ki sadece bunun nedeni benim diyorum
Sevil: yani siz kocama zorlama içirdiniz zorlamı lütfen beyefendi artık dinlemiyeceğim
Yener:adım Yener sevil hanım bakın ben lokantayı ellerinden almak istedim .benim oluşturacağım kompleks bir eğlence merkezi kurmak istiyordum ve eşiniz ve ortağının lokanta tam bunun orta yerinde duruyordu.
Sevil:yani ne anlatmaya çalışıyordunuz.
Yener: kocanıza tuzak kurduğumu
Sevil: ama neden Soner
Yener: iyi bir soru Sevil hanım 2 nedenden biri kişisel İkincisi ise Soner beyin önceki yaşamı yani tescilli olması diyelim
Sevil:peki nasıl bir tuzak bu Yener bey
Yener bey cebinden bir CD çıkartı
Yener:her şey burada kayıtlı sevil hanım.kocanız suçsuz olduğu.
Sevil: Yener bey ben gözlerimle gördüm diyorum
Yener: bakın bu CD bir tanesini montajlı olanı Soner beye yolladım maksadım size gösteririm diyerek isteğimi almaktı.
Sevil: yani şantaj yaptınız
Yener: evet sevil hanım bütün kozum sizdiniz ama siz nasıl olduysa olayı benden çok önce öğrenmiştiniz. Yani bu durumda elim boş kaldı. Bu CD ise tamamen o geceyle kesintisiz olarak görüntüleri var
Sevil:Yener bey cabanızı anlıyorum ama gördüklerimi değiştirecek mi
Yener: kocanıza aşırı tozda uyarıcı verdikti Sevil hanım yani orada o gün sizde olsanız size de aynı sahne çekile bilirdi.
Ortalığı derin bir sessizlik almıştı Sevil elindeki CD ile oynuyorduYener bey gitme için kendisinden izin isteğince kendine gelmişti.
Sevil:neden Soner diye sorduğumda şahsi dediniz
Neydi o Yener bey
Yener biran gözlerine bir hüzün gördü Sevil genç adamı belli ki bu olay onu çok sarmıştı.
Yener: kızkardeşim,yani Soner beyin sizden sonra uçarı olduğu bir dönem birlikte olmuşlar..kardeşimi terk edince kardeşim bir gece dayanamadı.
Sevil: …
Yener : intihar etmişti
Sevil: kardeşiniz yoksa
Yener:yok tam zamanında yetiştim.ama kardeşimin elinde onun resmi vardı. herkes sizin kadar güçlü olamıyor sevil hanım
Sevil: anladım yener bey.
Yener:soner beyin neden kahroldunu sizi görünce daha iyi anladım. çok şanlı biriymiş eşiniz.
Sevil…..
Yener:bana müsaade Sevil hanım
Sevil: iyi yolculuklar yener bey
http://www.dahii.com/ferhat-gocer-biri-bana-gelsin/
Sevil kumsalda ne kadar oturduğunu bilmiyordu elinde bir CD ile sabahtan beri kumsalın bir başından sonuna kadar yürüyor ortasında duruyor sonra tekrar yürüyordu bir ara denize girip yüzdü yüzdü.tekrar yürüyordu.
Bu tekrarları bahçeden izleyen Sevilay teyze ise çaresiz bu deli nöbetinin geçmesini bekliyordu.
Gün batmak üzereydi hafif bir rüzgar çıkmıştı.Sevilay teyzesi omuzlarına bir şal getirmiş ve
Sevilay teyze:hadi kızım eve gidelim.
Sevil:teyze.bir dakika der ve elinde ki CD i denize fırlattıktan sonra başını teyzezinin omuza koyar.
Sevilay teyze onu önce yatağına yatırdı.bazen uyumak en iyi ilaçtı.yavaşça ışığı kapattı.artık duruma el koyması gerekiyordu.komidinin üzerinden Sevil in cep telefonun alarak aşağıya indi.
İSTANBUL
Doğan Sevil in yerini söylememişti.henüz Yener denen adamdan haber bekliyordu.ne yapmıştı acaba derken Yener beyden telefon geldi.doğan rahat konuşmak üzere telefon alıp balkona çıktı.
Yener:Doğan bey ben Sevil hanıma her şeyi anlattım.Ve kesintisiz CD de verdim.
Doğan:tamam bende sözümü tutarım avukatımızla konuşursunuz ne gerkliyse yapar,
Yener:Doğan bey avukata luzum yok ben vazgeçtim lokantayı istemiyorum.
Doğan: Yener bey neden fikir değiştirdiniz bu kadar oyun oynadıktan sonra
Yener: sizler için değil çok seven bir kadın için vazgeçtim Doğan bey.Soner beye çok şanslı olduğunu söyleyin.
Doğan:o zaten bunu biliyor Yener bey merak etmeyin.
Yener:iyi akşamlar doğan bey .
Doğan: ….sizi çıkmazsanız karşımıza iyi olur merak etmeyin.içeri giren Doğan Soner in sakallarılı uzamış yüzüne baktı.Soner biraz dinlermisin.
Soner ona baktı.
Doğan: ne var Doğan
Bu sıra Soner in cep telefonu çalar Soner telefona bakınca telaşla
Soner:Sevil arayan Sevil
Koltuğunda uyuklayan
Sefer dayı :oğlum zıplayacağına baksana telefona
Soner:sevil hayatım
Sevilay:sen soner misin
Soner: evet siz kimsiniz.
Sevilay teyze:karının teyzesiyim şimdi kağıt kalem al bakayım.
Soner her yeri yıkarak bir kagıt bulur hem sefer dayı hemde doğanın uzattığı kalemlerden birini alır.
Sevilat teyze : şimdi beni dinle.
evet 5 dakika ara
no name alaska yada patlamış mısır varmı kardeşim..
ablacım ne diyeyim sana ya..
işi gücü bıraktım ardı ardına yolladıklarını okuyorum, sayfayı her yenilediğimde yenisinin geldiğini görünce yüzümdeki gülümseme ve heyecan daha da artıyor..
yüreğine sağlık, mükemmelsin..
fatih kardeşim, yanındaki arkadaşımza söyle biz deliliğimizden memnunuz..))
5 dk ara iyi olacak
soluksuz okudum valla
diyecek kelime bulamıyorum ablam sana harikasın yüreğine sağlık
Sefer dayıda Sevilay Teyze'ye aşıkmış vay be
hadi bakalım Soner gidince neler olcak
No name ayağa kalkmışken bir mısırda bana alırmısın :)
mükemmel anlatılar yağmaya başlayınca dizimizin 11. bölümünü açtım hem izliyor hem okuyorum.
izledikçe-okudukça hem hoşuma gidiyor hem efkarım isyana dönüşüyor...ama bu isyan dizi neden bitti diye değil, neden bizlere hiçbir yararı olmayan dizilerle dolu televizyonlarımız diye.
son yıllarda okadar çok dizi gördüki ekranlarımız, milyonlarca izleyici sadece vakit geçirsin diye izliyor neredeyse tamamını..bizler gibi bağlılıkla değil...neden sadece bir dizi peşinden koşuyoruz durmadan, isterdim ki BBO gibi diziler olsun ve hepsini kucaklayalım, isterdim ki hepsinin peşinden böyle koşalım...isyanım bu benim
http://www.izlesene.com/video/unluler-gkhan-zen-seni-zledim/133893
Soner sevilay teyzenin telefonundan sonra bir süre koltukta karasız ve umutsuz bir şekilde oturuyordu.Doğan ve Sefer dayı birbirlerine baktılar.
Sefer dayı yeğenine baktı bu geçen bir aya yakın zaman da uzamış sakallarından bile nekadar zayıfladığı ve gözlerinin uykusuzluktan nasıl çöktüğü belli oluyordu. hadi diyordu içinden Sefer dayı hadi oğlum koş karına.bu telefon umut olmalıydı aslında ah Soner oğlum hadi oğlum.
Soner bir ara Sefer dayı ve Doğan a baktı.
Doğan: hadi be oğlum canlan biraz
Soner: Doğan
Doğan: hadi neden bizim Soner hadi
Soner arkadaşına gülümsedi doğan ilk defa arkadaşının gözlerinde bir umut gördü.soner yerinden kalktı ve yukarı çıktı.
Aşağı indiğinde ise sakalları kesilmiş giyinmişti.
Soner: ben gidiyorum.
Sefer dayı : olmaz bende geliyorum.
Soner in sessizlikle kullandığı araba gül bahçeli evin önünde durduğunda henüz sabah yeni ışıldamak üzereydi.soner arabadan çıktı.demir kapıyı açtığı eli titriyordu.hayatı ya burada duracak yada devam edecekti.yutkundu bu deli dolu halinden eser olmayan bu adam güller arasında yürüyerek zile bastı.seviilayteyze o gece uyumadan beklemişti.arabanın durmasını soner in demir kapıdaki halini izlemişti.başarmasını bekliyordu.yukarda üzüntüden gözlerinin altı çöken yeğenini hak etmesini bekliyordu.hadi oğlum hadi diyordu.zili çaldığında derin bir nefes aldı.kapıyı açtı.
Sevilay teyze:oğlum gir içeri sizde buyurun dedi Sefer dayıya hepsi uyuyorlar yukardalar.sanırım kırgınlığı azaldı gibi size tuzakmış sanırım size yapılanlar ama genede haberi yok sizin geleceğinizden yani tepkisi ne olur bilemem.
Sefer dayı: soner in kulağına o senin saçları örgülü sevdiğin ve ona aşık olduğunu göster oğlum.
Soner bu sözleri duymuyordu.önce efe ve ikizleri uykudayken kokladı ve öptü.
Sonra sevil odasına geçti .bir liseli aşık gibi elleri terlemiş yüreği hızla atıyordu.yavaşça yatağın yanında karısı seyretmeye başladı.defalarca kaybettiği ve bütün bu yollarda hep ona çıkan bu uyan kadına baktı.aşık olduğu tek kadına işte bir an daha diye düşündü aşıktan bir anı daha ona bakarken eğildi saçlarının kokusun içine çekti.soluduğu havaydı sanki bu koku.hayattını ışığıydı.sevil yatakta kıpırdadı.sanki hissetmiş gibi birden gözlerini açtı.bir ara rüya sandı gözlerini kırpıştırdı genç kadın Soner dedi fısıldıyla..o kocasının süzülen yüzünde o karısının gözlerinin altındaki siyah halkalardaki uykusuz gecelere baktılar..Soner Sevil ne yapacak diye nefes bile almayı unutmuş gibi soluğunu tutuyordu.
Sevil usulca üstündeki pikeyi açtı.ve
Sevil : gel dedi yanını göstererek.
Soner birden yüzüne gülümseme yayılmıştı hemen karısının gösterdiği yatağa uzandı ve ona sıkıca sarıldı yanağına yanağını koyarak ikiside ilk defa uzun bir aradan sonra geçen uykusuzluktan sonra gözleri tatlı bir huzurla kapanmıştı.
Aşağıda Sefer dayı ve Sevilay teyze bir konuşma sesi duymayınca merak etmişlerdi.sevilay teyze çıkıp yukarı baktığında birbirlerine sarılmış iki seven insanı görünce gülümsedi.aşk kazanmıştı.
Aşağıya indiğinde sefer dayının elinde efenin ortaya çıkartığı örgülü fotorafı duruyordu.sefer dayı koltuğa oturmuş elindeki resime dalgın dalgın bakarken buldu.
Bölüm Sonu
Biraz iyi bir vakit geçirdikse ne mutlu bize...
arkadaşlar gösterdiğiniz sabır , hoşgörüye ve güzel düşüncelerinize sonsuz teşekkürler..
Durun, kimse kipirdamasin sakin ben gelmeden devamini koymayin!
Ya Mavigün sen ne yaptin kurban oldugum? Ne zaman yazdin bunlari, nerden buldun, nasil ettin, nasil cözdün? Biz okurken kendimizden gectik, calisamak ne kelime nefes almaktan aciz, kipirdayammiyoruz bile... Anam sende ne cevherler varmis... Ellerine saglik, yürecigin dert görmesin..
Ben misir istemem bir kahve alip geliyorum, kipirdamayin!
ablam benim, ne demek güzel vakit...mükemmel bir vakit geçirdik sayende..
kelimelere hayat veren yüreğin,ellerin dert görmesin...
göstereceğimiz tüm sabırlar senin bizden istediğin şekilde olsun ablacım, biz canı gönülden gösteririz o sabrı,devamını bekleyerek...canımsın, teşekkür etmek inan az gelir
Soner'in geçtiği çiçeklerle dolu o bahçedeki tüm çiçekleri sunuyorum sana
Mavigün ablam inan ki mükemmeldi
bizimde yüzümüzde bir gülümseme oluşturdun
ne kadar teşekkür etsek azdır
ellerin yüreğin dert görmesin
Canım seval im bizim 20 lik delikanlı sürüsünden vakit kaldığı seninde kuşkonmaz tarlasına gittiğin gün yazmışım PC elimden gidecek diye..
beğendiğine sevindim..
Ablacığım,
Seni çok, pek çok,kocaman seviyorum.
Bize böylesi güzellikte bir gün yaşattığın için ellerinden yanaklarından öpüyorum ablacığım.
sen bir tanesin...
çok güzeldi çok...
şimdi bana müsade benim bir maviş ablam var onun bu gün doğum günü ona bir güzellik yapayım..
tekrar uğrarım..
çocuklar sağ olun.
biz ne yapıyorsak burada inanın birbirimizden aldıklarımız sevgilerle ve dayanışmalarla yapıyoruz.
hehehe beni sizler yarattınız dermiiişim.hehehe
tekrar beğenmeniz beni sevindirdi
teşekkürler canım kardeşlerim..
ablam bu bölümden sonra Sefer ve Sevilay aşkı mı bekliyor bizleri
haftaya var mı öyle bir niyetin :)
ablam hani insan sinemaya gider bir film izler çok güzeldir etkisinden çıkamaz ya hemen aynen öyleyim...
mükemmeldi gerçekten
No name film bitti neredesin kardeşim sende etkisinden çıkamadın herhal oturdun kaldın koltukta hadi kalk :)
işte bunun için diyorum resmi sitede kalalım diye..
yazalım , herzaman yazalım ki nasıl bir izleyiciye sahip olduklarını görüp tekrar düşünmeye başlasınlar biz nerde yanlış yapıyoruz diye..
yazalım hep yazalım ki onlar yapmasa bile bizlerin yaşatacağını görsünler ve içlerinde biyerlerde onlara vermeye çalıştığımız duygu rahatsız etsin onları..
nasil yaaa bitti mi?
ay Mavigün sen yok musun, canim arkadasim ne yaptin ettin, sonunda yine en güzel sekilde bagladin bizimkileri yine birbirine...
Onlar öyle sarmas dolas yatadursun sen bize sana nasil tesekkür edecegimizi söyle! Ben söz bulamiyorum, sadece: Harikaydin!
Ablaсım eline sağlık.
Bir an biteсek diye korktum. Ama mutlu sonu yaşadık.
Tekrar teşekkürler.
böyle güzel bir senaryonun yanında teknedeki yemek sahneside pek güzel gidiyor ya..))
ooff ooff
itirazım böyle kadere..
al işte gördünmü ablacım, işi gücü bıraktım sayende:))
tutmayın beni..
beni kimse tutamaz
sen bile tutamazsın iş-güç tutamaz..
Gaddar Delikanlı Eylem,
Ben okuyorum senaryoyu gözlerimden yaş geliyor.
Sen okuyorsun,yüzünde bir gülümseme oluşuyor.
Bu nasıl kankalık?
Yoksa sen beni kandırıyor musun?
Sen aslında erkeksin de beni işletiyor musun.
halbuki işletme okuyan benim.
Evet cevapla bakalım.
Delikanlı Eylem...
başkanım kim bırakmadı ki işi gücü
hepimiz bıraktık :)
hehehe no name seninde efkarlı olduğun belli, efkarını atmak için başladın gene kankana sataşmaya:))
Cevap veriyorum
tamam çok duygusal sahneler vardı
çokta güzeldi duygu yüklü idi
ama sonunda kavuştular bu da benim yüzümde bir gülümseme oluşturdu
Eğer bu cevapları beğenmezsen sen benden daha duygusalsın demek ki kanka o zaman yapacak bir şeyim yok
Başkanım,
Kendine gel lütfen.
Ne dağılıyon hemen.
Kızlar bile dağılmıyo bizim kadar.
ne iş yaa kadere bak.
şimdi bide bayanlar teselli etsin bizi de karizmayı yeraltına gömelim iyice...
he he No name alem adamsın ya
ne olmuş yani bir bayan sizi teselli etse karizma gömülür mü hemen
hayret birşeysin :)
hönk..
noldu ya
ne dağılması
no name üstadım, sen kankana sataş:))
Yok yok şaka,inanmayın...
yok ağlamak falan.
tam okurken gözüm kaşındıydı o esnada gözüme toz kaçtı sandım ve oğuşturdum.O yüzden gözüm kızardı ve sulandı.yoksa nerdee... ağlamak kim ben kim.
fatihhhhhh
daha kandıramadınmı googleyi:))
Sen dağılırmısın başkanım pardon,
sen oof ooff çekip
İtirazım var bu zalim kadere diye arabesk takılmaya başlayıp
işi gücü serince ben yanlış anlamışım.
düzeltir özür dilerim.
bizden yana problem yok...
benimde canım var bende insanım diye bir şarkı ile cevap veriyorum no name:)
hatta diyorum ki
anılar anılar beni bugün acayip dağıttılar desem yerinde olacak:)
HEDEF KITLE : AB
02 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ
NO PROGRAM ADı KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 ELVEDA RUMELI [NET] ATV 11,70 30,60
2 YOL ARKADASIM [NET] KAND 7,50 21,20
3 ELVEDA RUMELI (OZET) [NET] ATV 7,00 22,80
4 DOKTORLAR [NET] SHOW 6,50 17,70
5 DUDAKTAN KALBE [NET] SHOW 6,10 18,00
6 KOPRU [NET] STAR 5,40 17,20
7 ARKA SOKAKLAR [NET] KAND 5,20 14,90
8 KANAL D ANA HABER BULTENI [NET] KAND 4,70 20,40
9 IKI AILE [NET] STAR 4,00 11,10
10 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER [NET] STAR 3,90 17,00
11 STAR SPOR STAR 3,70 13,00
12 DOKTORLAR (OZET) [NET] SHOW 3,60 11,90
13 SHOW TV ANA HABER BULTENI [NET] SHOW 3,30 14,50
14 ATV SPOR HABERLERI ATV 3,20 12,30
15 DUDAKTAN KALBE (OZET) [NET] SHOW 2,70 15,00
16 ATV ANA HABER BULTENI [NET] ATV 2,70 12,30
17 ESRA EROL''LA IZDIVAC [NET] STAR 2,40 15,20
18 SABAHLARIN SULTANI [NET] KAND 2,30 19,00
19 ARKA SOKAKLAR (TKR) [NET] KAND 2,20 14,70
20 AVRUPA YAKASI (TKR)-OPT [NET] ATV 2,10 14,50
21 YOL ARKADASIM (OZEL) [NET] KAND 2,00 10,20
22 DERYALI GUNLER [NET] SHOW 1,90 15,20
23 BEZ BEBEK (TKR) [NET] FOX 1,90 14,10
24 TRT SPOR TRT1 1,90 6,40
25 GEZELIM GORELIM [NET] TRT1 1,90 5,70
HEDEF KITLE : TOTAL
02 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ
NO PROGRAM ADı KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 ARKA SOKAKLAR [NET] KAND 9,10 26,30
2 ELVEDA RUMELI [NET] ATV 8,00 21,10
3 KOPRU [NET] STAR 6,50 22,50
4 DOKTORLAR [NET] SHOW 6,10 16,40
5 DUDAKTAN KALBE [NET] SHOW 5,60 17,70
6 YOL ARKADASIM [NET] KAND 5,40 16,30
7 KANAL D ANA HABER BULTENI [NET] KAND 4,40 21,10
8 ELVEDA RUMELI (OZET) [NET] ATV 4,00 13,50
9 SHOW TV ANA HABER BULTENI [NET] SHOW 3,40 15,80
10 IKI AILE [NET] STAR 3,20 8,90
11 DOKTORLAR (OZET) [NET] SHOW 3,10 10,60
12 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER [NET] STAR 2,90 13,70
13 BUYUK BULUSMA (TKR) [NET] STV 2,70 7,00
14 ARKA SOKAKLAR (TKR) [NET] KAND 2,60 17,70
15 CARKIFELEK [NET] K1 2,60 6,70
16 SABAHLARIN SULTANI [NET] KAND 2,40 18,70
17 ESRA EROL''LA IZDIVAC [NET] STAR 2,30 15,20
18 KANAL 7 HABER SAATI KAN7 2,10 12,40
19 BESINCI BOYUT [NET] STV 2,10 6,90
20 STAR SPOR STAR 2,00 7,40
21 BEZ BEBEK (TKR) [NET] FOX 1,90 14,80
22 DUDAKTAN KALBE (OZET) [NET] SHOW 1,90 12,30
23 YOL ARKADASIM (OZEL) [NET] KAND 1,90 11,20
24 ATV SPOR HABERLERI ATV 1,90 7,70
25 IKI GONUL BIR OLUNCA [NET] FOX 1,90 4,90
Yeniden merhabalar dostlar
ne kadar da yazmissiniz masallahiniz var
Mavigun ablacim ellerine saglik ben birak okumayi sayfayi asagi indirirken yoruldum da sen yazarken naptin Allah askina :))
başkanım ve no name harikasınız he he :))
reyting listesi veren arkadaş bugünün tek birincisi var o da Mavigün abla diğerleride ne oluyor
dün akşam iki aileyi seyrettim,reklam aralarında elveda rumeli ye zapladım..saat 21:15 te ikisinide bırakıp Lost'u seyrettim...18 bölüm seyrettim bugüne kadar ama şimdiye kadar ne anladın deseniz cevap veremem...bir adada okadar insan dolaşıp duruyor işte..methettikleri dizi böyle sürüp gidiyorsa yazık valla:))
sizden daha önce seyreden varmı Lost'u ? ne oluyor bu dizinin devamında, hep aynıysa söyleyinde boşyere seyretmeyeyim..
Başkanım bu google ı çok küçümsemişim ben ya...
Çok uyanık çıktı. Neyse devam ediyorum ama.
Başkanım çok övdüler . Ben hç izlemedi ama 4 sezon elimde mevcut. Bu yaz izliycem. Tabi sıkılmazsam.
hehehe fatih izlemedim ama koleksiyonum var diyorsun yani:))
ya mutlaka güzeldir ama ne bilim 18 bölümde insan bişey anlamazmı:))
yada bende bi anormallik var..
sırlar dünyasına dönüşen vadide aramalara devam eden narkoterör ekipleri ve dedektif biraderler başarı sağlayamayınca çareyi iki ekibe ayrılmakta bulur..
Doğu kanadına yönelen dedektif biradeler henüz 1-2 km ilerlemişlerdiki büyük bir gürültüyle durdular.Devasa bir yaratık ağaçları devire devire kendilerine doğru geliyordu sanki..korkudan ne yapacağını şaşıran dedektiflerden kıdemli olanı hemen bir ağacın tepesine çıkalım önerisinde bulundu ama ötekisi olmaz diyerek itiraz etti...tam o sırada elinde yıldızlı sopasıyla bir peri belirdi...onu görünce afallayan dedektifler bir iki adım geriye çekildi..korkmayın dünyalılar ben dostum diye seslenen peri ne yaptıysa kendini inandıramadı..eline geçirdikleri taşları periye atan dedektifler,çareyi kaçmakta bulan peri gidince rahatlamışlardı...
Başkanım,
geçenlerde çok erken bir saatte tv de
bir polis le küçük kardeşinin bir hikayesini izledim. Ya fox'ta ya da kanal 1 de.
bahsettiğin dedektif biraderler onlar mı?
no name evet, fox tv de o dedektif biraderler...yeni başladı, ilk bölümünü seyrettim ama pek sarmadı beni..yanlış bilmiyorsam cumartesi günüydü yayın günü..
Ben hangi bölüm olduğunu bilmiyorum da,sabah 04 suları rastladım polis balosunun olduğu bölüm.sonuna dek izledim.
kaç bölüm oldu bilmiyorum ama daha yeni başlayan bir diziydi o, olsa olsa 2-3 bölüm olmuştur.
fox tv nin başka dizi yapmasına gerek yok ya, bez bebeği hepiniz biliyorsunuz, sabah akşam gece habire yayınlıyorlar, hele pazar günleri öğlen başlıyor akşam haberlerine kadar devam ediyor..gerçi tüm kanallar dizi tekrarları veriyor güzelim pazar günü ama naparsın işte..
star tv ye mail atalım da BBO nun tekrarını başlatsın...belki tekrarıyla ısınırlar da yeniden yayınlamak kafalarına yatar..
Öyle deme, ben geçen gün genel müdürlerinin bir röportajını okudum.
adamlar ilk üç kanalın içine girmeye niyetli.
biz sessiz ve derinden geliyoruz diyorlar.Kocca Amerika Fox arkamızda diyorlar.
vay be, star tv nin sitesine baktımda, 3 tane yeni dizi yapmışlar...onlar uzun ömürlü olurmu acaba
Star tv.nin,bizim adımızı duyunca tüyleri diken diken oluyordur herhalde.
normal sezon tekrarlarını bile yarım bıraktı.
sitedeki video bölümünde bölüm videolarını anında kaldırdı.
savaş devam ediyor bence....
no name yok abicim ya, o projelerle istedikleri kadar sessiz ve derinden gelsinler...dizilerinin çoğunluğu çocuklara yönelik..
İyi akşamlar
işte bende ondan diyorum abicim, onların hafızalarında hala yer ediyoruz, bak yeni diziler yapmışlar, onların seyredilmesini istiyorsanız BBO yu gündeme alın diye söyleyelim:))
Başkanım demek ki bu günden vazgeçmişler.
geleceği teminat altına almaya çalışıyorlar.
Güle güle Eylem.
İyi akşamlar...
eee bu ikili konusmalarin sonucunu da aciklayin da baslayalim maillere :)
iyi aksamlar eylem
kendine iyi davran..
ikili değil kayacım, gel sende katıl bize,herkes katılsın..
madem yapımcımız yanaşmıyor bizde yayınlandığı kanalı rahatsız edelim diyordum:))
eylem güzel akşamlar arkadaşım, iyi davran kendine..
bıkmadan,usanmadan,yorulmadan mail atalım hergün...herkes kişi başına 10 mail atsın ne olur sanki...nasıl olsa elimizde kaybedecek bişeyimiz yok, onlarıda rahat oturtmayalım..
tutup hakaret veya küfredecek değiliz, sadece başladığınız işi yarım bırakmayın diye söyleyecğiz o kadar..
Başkanım artık ulusal kanallardan vazgeçsek
bu gün Can Ataklı yazıyordu internetTV olacakmış biz burda yayın yapsak hem yazarız sonrada çekeriz.M.A hiç bir şey yapmasada bize koçluk yapar..
bu hani şimdi Yılmaz Erdoğan yapıyor ya kendin pişir kendi ye kıvamında tiyatro oyuncularından.
mint yapımda yardım etsin bize kursun böyle bir ağ bizim yazdıklarımızla yada açıktıkları okulda yazılanlarladiziler yapsın böyle bir TV yayınıyla yayınlasın..
yani türkiyede öncü olsun..
başlangıç olarakta BBO filimi çeksinler heheh
Fikir benden Birol Güven bey artık sizde uygulayın.
yani biz bir garip izleyeniz daha ne yapalım ki..
canım başkanım
Sen söylüyorsun M.A. BBO defteri kapatmış diye...nasıl olacak bu mail işi..
faydası olacak mı görünüyor M.A. yolladığı metin senin elinde
ablacım biz maili Murat beye veya Birol beye atmayacağızki, onlar açıkça biz yokuz dediler, biz sadece kanalla uğraşacağız, eee malum onlar bitirdi dizimizi...azcık uğraşacağız okadar..
ben internet tv haberini okumadım, nasıl bişeymiş o ?
vay be, artık dizileri çekip nette mi yayınlayacaklar...yok ya biz millet olarak o işinde suyunu çıkarırız, hiç heveslenmeyin:))
Benim icin size veda vakti geldi catti, günüme sevinc kattiniz, sag olun..
Iyi paydoslar, iyi aksamlar, iyi dinlenmeler... Yarin yine birlikte olma umudunu koruyarak, gülümsemelerle hosca kalin..
Star tv de bir odadayız.
program müdürleri düşen reytingler ve tutmayan diziler hakkında kanal sahibine hesap vermektedir.
işte burada yazar kendine gelir.
yazarın iç sesi;
"starın sahibi kim ola ki?"
dış sesi;
"ne bileyim ben."
iç ses;"Bilmediğin konuda ne yazıyorsun o zaman."
dış ses;"Ne sakıncası var"
iç ses;"yaa boş boş konuşma,aleme verir talkını kendi yutar salkımı"
dış ses;"tamam lan kes bıdıbıdıyı,araştırırız."
-"başkanım star'ın sahibi kim?"
iç ses;"Tövbe tövbe...sen araştırsana kardeşim,başkanı rahatsız ediyorsun."
dış ses;"az bi sus yaa..ne oldu yani sorduysak,allah allah..."
heheh no name
o zaman bizde en tepeden başlarız üstadım, sahibi kimse onu rahatsız ederiz.
seval ablacığım,
iyi akşamlar.
bizimle beraber olduğun için sağol...
seval ablacım, genemi gidiyorsun ya, her akşam gidiyorsun ne değişiyor sanki ?
gene geliyorsun, madem geleceksin niye gidiyorsun :))
diyene bak dediğini duyar gibiyim,bakma sen bana çok yoruldum bugün sataşacak yer arıyorum..
güzel akşamlar ablacım...selam olsun bizden size..
Hayır ben tanımıyorum da,
o yüzden sana sordum.
Başkanım bakarsın vadiden biri çıkar,
sonra pişman olmayalım.
o bahsettiğin ormana bizi bırakıp ardımızdan sniperleri salmasınlar...
zaten anlattığın kadarıyla o orman yeterince ürkünç...
yazıyı oku istersen ben şimdi link veremiyeceğim vatan gazetesi can ataklı ama bunu ilk yapan kazanır başkan..
ah birol güven ah nette böyle bir imkanın var..bir bilsen
sonra birileri gelecek atı alıp üsküdarda kız kulesini seyretcek
ben seni dediğini anladım başkan
sen diyorsun ki bir kanal bu dizinin çekilmesini ister teklif götürürse onlar yazarda yönetirde
önemli olan kanal olsun diyorsun değil mi?
ne yapılacaksa yapalım önemli değil yenilen pehlivan güreşe doymazmış..
tüm BBO ailesi herkes yağlansın güneş yağıda olabilir herkes meydana hehehe
başkan deneyelim..
ne kaybederiz ki
yapılacakların listesini göreyim...
eylem ve seval iyi akşamlar..
Ya ablacığım,
gündemi ne kadarda yakından takip ediyorsun.
ve ayakların ne kadarda yere basıyor.
bu internet işini düşünelim ablacığım.
ama önce youtube'un zincirlerini kırmak lazım...
no name sen hiç ürkme üstadım, sniper dediğin ne ki , çocuk oyuncağı...
ablacım liste miste yok, tek hedef star tv ileri:))
ben şimdi böyle yazıyorum ama birileri çıkıp o kanala bişeyler yazsa veya yapsa benden bilirler iyimi:))
abicim youtubenin ne olacağı belli değil, bir kapatıyor öteki daha açılmadan cezayı yapıştırıyor..
bence oraya pek güvenmeyelim..
ne yapacaz piknik tubeye mi güvenecez
ben size dedim daha önce gelin onlara benzer biyer açalım diye ama dinlemediniz beni...
popüler oluncada milyon dolara satardık:))
ordan kazanacağımız paraylada bir tv kanalı kurardık...ondan sonrasıda malum... hergün BBO
Başkanım amma tırsak çıktık ha.
göbek adımız yusuf mu ne.
en iyisi bekleyelim,Delikanlı Eylem gelsin,sonra sataşalım sağa sola.
bişi olursa o bizi korur.
yani beni kesin korur.ne de olsa kankasıyım.
seni de korur canım sende başkanısın...
gördünüzmü bak iki dakikada hallettim işi...
bu bilg,i işlem müdürüylemi kuracaktık.
daha 3 tane videoyu google ye yükleyemedik.
site inşaat aşamasında çevreyi kirletip duruyor.
belediye ensemde hergün ceza kesiyor tamamlayın bu siteyi diye,
sen diyorsun milyon kazanacaktık.
hele elimizdekilere sahip çıkalım da.
Fatih'çim sakın üstüne alınma
senden bahsetmiyoruz.
sen derslerine bak...
abicim sende ağız tadıyla hayal kurdurmuyorsun insana.))
Abi ben suçsuzum.
Google sorunlu:)
evet ben şahidim, tüm suç googlede...))
güzel akşamlar dostlar
sevgiyle ve sağlıkla kalın
yazılmışsa yarına da nefes alabilmek görüşmek dileğiyle..
ise bak ya
ne yapimci olur dedi ne senarist
hatta admin bile her 500 yorumda yeni sayfa acarim demisti yanlis hatirlamiyorsam, o bile kayboldu
gidelim adamiza ya bosverin buralari
kendimiz yazar kendimiz oynariz...
herkes kayip derken baskanin selamini da duyduk
iyi aksamlar baskanim
Şimdi, öldür ama hakkını ver derler ya,
mint yapımında internet kullanımı gayet başarılı.
teknolojinin çok uzağında sayılmazlar..
başkanım iyilikler ve güzellikler seninle olsun.
iyi akşamlar...
teknolojinin degil, seyircinin uzaginda kaldilar
daha büyük sorun
Kayacım bu admini manyak ettiniz kardeşim.
bir kısmınız der ki hani yeni sayfa,
diğer kısım der admin elleşme rekor kıracağız sayfa yenileme.
insancağız ne yapacağını şaşırdı.
Kardeşim,
seyirci de seyirciliğini bilsin.
ne bu alakart restoran gibi,
ben şunu yerim.ben yemem şunu isterim,yok öyle dava.
seyirci dediğin tabldot yiyecek.
yapımcı ve yayıncı neye karar verirse o seyredilecek.
o kadar...
hmmm
rekor mu kiracakmisiz bu sefer?
kimin icin ne icin?
bence su an icin gereksiz
bu benim düsüncem
kardeşim sana,
negatif doğan diyebilir miyim?
istedigini dersin kardesim yeter ki sen de
baskasina dedirtmem ama tavir yaparim
saka maka bana yorum yazdirip sayiyi artiriyosun ha hehe
Sayının ne önemi var kardeşim,
sohbetin güzel olduktan sonra sayı zaten artacaktır.
önemli olan sohbetten zevk almak.
bak simdi de yorum yapmadan bana yaptiriyosun
noldu yanlis anlamadin insallah
senin günlük vardi noldu bitti mi o?
sağlıklı bölümleri bitti,
hastalıklı bölümler var.
saat 19:00 site terk edilmiş
ıssız ve sessiz site
kimse var mı ?
var mı mı mı mı mı
site boş yankı yapıyor :)
şöyle bir bakınıyım ne yapmış bizimkiler diye uğramıştım
hoş geldinininnn
gerçektennn ekooo yapıyororr
he he evet eko yapıyor benim bağlantıda çok zayıf
fazla duramıycam herhal
İçimdeki Sevgiliye
Bekledim geceyi ay doğacak diye
Yıldız olup göklere çıkmayı düşledim
Dünya bana replikler verdiğinde
Dünya bana replikler verdiğinde
Aşkına Güller atacağım
Sonra arkamı dönüp uykulara yatacağım
Ardımda güneşin yokuşu
Düşlerime sevdalar katacağım
Düşlerime sevdalar katacağım
katacağım
Bir tek bana aç kapını
Yalnızca bana gülümse
Ben bir gül dalı oldum
Yalnızca beni sen elle
Bekledim ölümü yaşamayı özledim
Melek olup yeryüzüne inmeyi düşledim
Aşık bana cenneti gösterdiğinde
Aşk bana cenneti gösterdiğinde
Gönüllere şarkılar yazacağım
Sonra uykumu bölüp ğözyaşlarına koşacağım
Önümde dünyanın soluşu
Düşlerime saçlarından taçlar takacağım
Düşlerime saçlarından taçlar takacağım
Takacağım
Bir tek bana aç kapını
Yalnızca bana gülümse
Ben bir gül dalı oldum
Yalnızca beni sen elle
Murat yılmazyıldırım
Gece
Şehre erken inerdi karanlık,
Sonra güneş doğmayı bilmezdi,
İstenmeyen bir uyku boşluğu başlardı…
Çitten bininci kuzu atlardı,
Yüzüncü çoban çatlardı…
Gözler kan çanağına,
Yürek adını koyamadığım,
Hiç sönmeyen, bilmem yanardağına,
Döner dönerdi de…
Haram olurdu uyku gözlere…
Sonra bir dürtüdür başlardı,
Yürek evinde hiç durmayan,
Ama dengeli, ama dengesiz,
Bir huzursuzluk, ağlar, ağlardı…
Böyle geceler, kan terde kalkar,
Uyuyamamın, endişelerine baş kaldırır,
Kuzuyu, çiti, çobanı,
Her şeyi azat eder,
Bir ben, birde hain gece,
…ve susmak bilmeyen, köpek ulumaları,
Ortalığı yakar yakardık…
ŞİMDİ!..
Sıkıysa gece su çıkartsın,
Yetiyorsa gücü, hükmünü sonsuza çalsın,
Vız gelirsin ey!.. gece,
Ben başkaldıran dizeleri yazmışım bir kere,
Sonra müptelası olmuşum tan yerine,
Şafağın sana söküşüne…
ŞİMDİ SONSUZA KADAR KARANLIK KALSAN NE YAZAR?..
HA!... NE YAZAR?..
MURAT İNCE
- Nerelisin?
- Erzurum.
- Ha, doğulusun yani.
- Evet, doğu. İstanbul'a göre yani; ama İran'a göre de batıdayız. Hem sende aynı oranda Yunanistan'a göre doğudasın, doğulusun yani, benden az olmayacak derecede hem de. Anlayabilsen; dünyadaki herkes yek diğerinden az olmayacak derecede doğulu ve bir o kadar da batılı. Dünya yuvarlak nihayetinde değil mi?
- Evet, şey sen de haklısın tabi. kem küm...
- Hem neden o kadar yüksekten bakıyorsun? Erzurumun rakımı buradan yüksek halbuki.
- Hö...
alıntıdır...
Santral Beni Nereye Bağlayabilirsin
Herkes istediği kadar yenile( ne )bilir.
Bir tutam tütündün, ağzımdan burnumdan geldin.
Yüksek çözünürlüklerde seni seyretmek istiyorum,
Tek çözünen Calcium sandozum benim, baloncuklarında yeterli.
Akşamüstü bir fincanın kenarından gözümü alan turuncum olsan...
İstediğim yere gidebileceğim bir yerin var mı?
M.Çağrı Küçükömer
No name'cim site sana kaldı anlaşılan kimseler yok ortalarda
güzel şiirler için teşekkürler
alıntı için tekrar teşekkürler :))
birincisi şarkı sözü,
düş sokağı sakinleri'nin solisti murat yy dan.değişik bir tarzı var.
dinle bir.
seveceğini sanmam ama
- Paketi uzatsana, oralarda biryerlerde olacak.
- İşte, alsana...
Paketi çıkartıp karşıya uzatıyorum. İncecik parmaklarıyla ambalajı açıp iki sigara çekiyor. Dudaklarının arasına yerleştirdiği sigaraları elindeki çakmakla yakmaya çalışırken bana bakıyor. Kıpırdamadan duruyorum, camdan içeriye doluyor metrelerce aşağımızda homurdanıp duran çöp kamyonunun sesi. Sanırım gecenin oldukça ileri bir vaktindeyiz ve tek ışık kaynağımız sağ tarafımda kalan televizyonun ekranından yayılan o garip, mavimsi ışınlar. Ekranın arkasında hep aynı manzara var. Açık denizin ortasındaki ıssız bir ada ve adadaki tek canlı varlık olduğuna yemin edebileceğim devasa bir palmiye ağacı. Ağacın üç santimetre kadar yukarısında belirli aralıklarla ortaya çıkan uyarı yazısı filmin kalanını görebilmek istiyorsak ikinci diski takmak zorunda olduğumuzu tekrarlayıp duruyor. Gözlerimi kapatıp şakaklarımı ovmaya başlıyorum. Karanlığın içinde belli belirsiz sahneler beliriyor, yalnızca ilk yarısını seyredebildiğimiz filmden siyah beyaz kareler. Bir adam vardı diye düşünüyorum, yan yana duran iki akvaryumun üzerine doğru eğilmişti. Akvaryumların içinde, etraftaki o boğucu karanlığa nazire yapmak istermişçesine renkli iki balık yüzüyordu. Kırmızı olanı sağ taraftakinde, mavi olanı ise sol taraftakinde. Filmin adını anımsamaya çalışıyorum ve eğer gözlerimi daha sıkı yumabilir, kafamı fazladan birkaç santimetre aşağıya indirebilirsem anımsayacağım da. Bundan eminim! Tam dilimin ucuna kadar gelen kelimeyi kavrayıp yüzeye çıkacağım anda ısrarlı çabalar sonucunda çalışmaya karar veren çakmağın ve çıtırdayan sigaraların gürültüsü dalıp gittiğim hayalden uyanmamı sağlıyor.
D.V
- Al.
- Teşekkür ederim.
Bana uzattığı sigarayı alıp derin bir nefes çekiyorum. Filtrenin üzerine vişneli dudak kreminden bulaştırmış. Tadı hoşuma gidiyor, tekrar tekrar götürüyorum sigarayı ağzıma. Az önce hatırlamaya çalıştığım isim de halkalar halinde dışarıya püskürttüğüm duman bulutlarından birinin arasına karışıp yok oluyor. Rahatlıyorum
Ne kadar zamandır buradayım bilmiyorum. Ama beni dört kat yukarıya çıkaracak asansörün gürültüsü kulaklarımı usulca okşarken, kabinden çıktıktan sonra sola dönüp karşıma çıkan ilk kapının zilini üç defa –iki kısa, bir uzun- çalarken, tamamıyla yerli sermaye desteğiyle üretilen çelik kapı ardına kadar açıldıktan sonra eşikten içeriye attığım ilk adım buraya gelene kadar bana hayatı zindan eden o tarifi imkansız heyecanı silip süpürürken ve upuzun koridor boyunca önümde ilerleyen o kedimsi vücudun tüm devinimlerini büyük bir hayranlıkla izlerken, güneş ışınlarının binanın önünde sıra sıra dizilmiş otomobillerin üzerinden sekip etrafa dağılmaya devam ettiklerinden emindim. Her neyse. Az önce de söylediğim gibi, şu anda buradayım. Vişneli dudak kremi kullanan bu kadının salonunda ve her şey umduğum gibi giderse geceyi burada tamamlayacağım. Elbette malum dudak kreminin tadı da uzunca bir süre aklımda kalacak. Karşılıklı oturuyoruz, ben kanepede o iskemlede. Üzerine geçirdiği bluzunun açıkta bıraktığı bembeyaz omuzlarına dökülen kuzguni saçları gözlerimi kamaştırıyor ve boynunu sol tarafından başlayıp sol elinin serçe parmağına kadar ilerleyen alev motifli dövmesi içten gelen bir ışıkla parlıyor. Sigaramdan son bir nefes çekip ayağımın dibindeki şişelerden birinin içine atıyorum, hafif bir tıslama duyuluyor. Kafamı kaldırıp dövmeli kadına bakıyorum. Suratındaki yara izi içimi ürpertiyor. Kaşından başlayıp burnunun ucuna değin uzanan derin kesik kulağıma bir şeylerin ters gittiğini fısıldıyor. Onun orada olmaması gerekiyor diye düşünüyorum. Korkuyorum. Ancak bunun sebebi yaranın iticiliği değil kesinlikle. Ben bu derin kesiğin üzerimde yarattığı o tarifi imkansız çekimden korkuyorum.
D.V
Bir müddet böyle devam ediyor. Kıpırdamıyor, konuşmuyoruz. Ağzım kuruyor, şakaklarımdaki baskı her geçen saniye biraz daha artıyor ve dayanacak gücü toparlayabilmek için cebimdeki poşeti çıkartıyorum. Sehpanın üzerindeki keşmekeşin arasından yırtılmamış bir sigara kağıdı çekip poşetin içindekileri kağıdın üzerine dökmeye başlıyorum. Arkasına yaslanıp gülümsüyor.
- Merak ediyorsun.
- Evet. (Kafamı yaptığım işten kaldırmadan)
- O zaman anlatacağım.
- Sen bilirsin.
-Tamam, ama benim istediğim gibi olacak. Verdiğim talimatlara uyacak, sözümü kesmeden dinleyeceksin. (Gülümsemesi yayılıyor)
- Ne kadar zor olabilir ki?
- Pekala, öyleyse başlıyorum.
Ve başlıyor….
Hazırsan gözlerini kapat. Elindekini bir kenara bırak ve kulağını bana ver. Zihnini aç, bütün bu olan bitenin düşündüğünden ne denli farklı olduğunu kanıtlayacağım sana.
D.V
Evet, gözlerini sımsıkı yum ve turuncu bir hapa dönüştüğünü düşün. (Bu sefer gülümseme sırası bende, ancak oyunbozanlık etmiyorum) Ortalama bir insanın, baş ve işaret parmaklarının da yardımıyla rahatlıkla kavrayabileceği minik, minnacık bir hapa. Görebilen, duyabilen, hissedip koklayabilen bir hapa dönüştüğünü düşün. Uçsuz bucaksız karanlığın ortasında yapayalnızsın. Çürümeye başlamış tahtaların ve yeni alınmış bir defterin hiç açılmamış yapraklarının etrafa yaydığı o keskin kokular dolduruyor burnunu. Bulunduğun ortamda senden başka kimsenin olmadığını hissediyor, kulaklarına çarpan boğuk müzik sayesinde kapalı bir mekanda olduğunu kavrıyorsun. Şimdi, bilmeni isterim ki içindeki o garip duygunun adı korku. Karanlıkta bir başına bırakılmanın verdiği o tarifi imkansız korku. Bekliyorsun, birbiri ardına sıralanan günler ve geceler boyunca bekliyorsun. Dışarıdan gelen karmakarışık notalar zaman zaman ne anlama geldiğini bilmediğin konuşmalara bırakıyor yerini. Ama her daim bir çeşit gürültü eşlik ediyor sana. Bazen, bir anda çalışmaya başlayan herhangi bir dizel motorun o güçlü homurtusu doldururken kulaklarını bazen de cama çarpan yağmur damlalarıyla rüzgarın savurduğu kurumuş yaprakların gürültüsünü duyuyorsun. Dediğim gibi, korkuyorsun ve beklemeye devam ediyorsun.
Tamı tamına doksan altı çeşit kimyasalın bir araya gelmesiyle oluşmuş, bir toz zerreciği büyüklüğündeki o garip beyninde, acaba beni buraya neden hapsettiler sorusunun şekillenmeye başladığı anda içeriye dolan kör edici aydınlığın etkisiyle sarsılıyorsun.
D:V
Gözlerini ışığa alıştırabilmek için bir müddet bekledikten sonra bakışlarını yukarıya kaldırıyor ve sana doğru ilerleyen devasa parmakları görüyorsun. Bozuk suratlı esmer bir adam seni hapsedildiğin yerden kurtarıyor. Tekrardan karanlığa gömülmeden evvel bunca zaman kilitli kaldığın mekanın portatif bir kitaplığın altına yerleştirilmiş kahverengi konsolun alttan ikinci çekmecesi olduğunu anlıyorsun. Küçük bir odadasınız. Seni avucuna alan adamın sağ tarafında tek kişilik bir yatak var. Yatağın üzerinde sızmış genç kızları, kitaplığın karşısındaki sehpanın üzerinde duran müzik setini ve yere saçılmış içki şişelerinin altında kalan halının içine işlemiş kan lekelerini görüyorsun tavandan yayılan sarı ışığın yardımıyla. Esmer adam şöyle bir etrafa baktıktan sonra müziği susturup kapının arkasındaki askıda duran deri montunu üzerine geçiriyor, seni cebine atıyor – bu sırada adamın sustalısıyla yan yanasın ve burnuna o ekşimsi metalik koku geliyor- dudaklarının arasına yerleştirdiği sigarayı yakıyor ve ışığı söndürüp odayı terk ediyor.
Taşıyıcının attığı her adımdan sonra olduğunuz yerde titreşiyorsunuz. Adamın montunun cebindeki o ufacık aralıktan içeriye doluyor gecenin sesleri. Son sürat bir yerlere doğru ilerleyen polis motosikletleri, çıldırmışçasına öten sirenler, yer altındaki gece klüplerinden taşan gürültüler ve günün ilk müşterisini kapabilmek için bekleşen çatlak sesli travestiler. Göremesen de duyuyor, nereye gittiğini bilmesen de nereden gittiğini kestirebiliyorsun. Bir ara duruyorsunuz. Adam elini cebine daldırıyor. Ürkek hareketlerle kavradıktan sonra seni, hemen karar değiştirip sustalısının sapını avuçluyor. Durduğun yerden adamın baş parmağını görebiliyorsun. Mekanizmayı harekete geçirecek düğmenin üzerinde duruyor. Şişen damarları ve avuçtan süzülen ter damlalarını fark ediyorsun. Başka türlü bir heyecanın, dizginlenemez bir korkunun kokusunu alıyorsun.
D:V
Seni cebinde taşıyan adam kısık sesle bir şeyler mırıldandıktan sonra sustalıyı serbest bırakıp yeniden ilerlemeye başlıyor. Rahat bir nefes alıyorsun.
Çevredeki gürültüler yavaş yavaş sona eriyor. Yankılanan ayak sesleri ve ürkek adımlarla çevrenizde koşuşturan kedilerin zayıf inlemeleri bir çeşit ara sokakta olduğunuzu fısıldıyor kulağına. Taşıyıcı duruyor ve yeni bir sigara yakıyor. Etraftaki çöp kokusuna karışmış sigara dumanını hissedebiliyorsun. Deri montlu adamın içine çektiği nefesleri sayıyorsun. Bir nefes, sigaranın çıtırdaması ve üfleme, bir nefes, sigaranın çıtırdaması ve üfleme. Çevrimin üçüncü ayağının ikinci aşaması yarıda kesiliyor. Yakınlarda bir yerlerdeki bir su birikintisine fırlatılan sigaranın tıslamasını duyuyorsun. Ve size doğru ilerleyen yabancı ayak seslerini. Adımlar yaklaşıyor, yaklaşıyor ve yaklaşıyor. Büyük bir dikkatle dinliyorsun. Ürkek soluklardan başka bir şey duyulmuyor bir süre. Uzaklarda bir cam kırılıyor, bir arabanın alarmı çalışıyor ve yeni gelen incecik sesiyle bir şeyler mırıldanıyor. Bir fermuar açılıyor, paralar hışırdıyor, deri montlu adam seni avucuna alıp başka bir ele teslim ediyor ve burnunda kavun aromalı el kreminin o yoğun kokusu yeniden dalıyorsun sana yabancı bir evrenin içine. Fermuar kapanıyor, yeni sahibin koşar adım ilerlemeye başlamışken ardınızdan yükselen tekinsiz kahkaha içini ürpertiyor.
Sarsılıyorsunuz. Bir adet kavun aromalı el kremi, bir adet cep telefonu – Japon malı, kameralı- bir adet anahtarlık – ucunda seksen dört model bir otomobilin kontak anahtarı sallanıyor- bir adet naneli sakız paketi ve sen. Büyük bir şiddetle sarsılıyorsunuz. Sahibenizin acelesi var, çaresiz devam ediyorsun beklemeye…
d.v
Aradan ne kadar zaman geçti kestiremiyorsun. Bir kapı açılıyor, şiddetli bir çarpma yaşıyorsunuz ve çalışmaya başlayan motorun güçlü homurtularına karışıyor otomobilin kaloriferinden yayılan o sıcacık mırıltı. Üzerine bir ağırlık çöküyor, yavaş yavaş kaybediyorsun bilincini. Eskiden göz kapaklarının olduğu bölgede karşı konulmaz bir baskı hissediyorsun. Yorgunsun, yorgunsun ve daha fazla direnmenin yersiz olduğunu biliyorsun. Arabanız dört şeritli çevre yoluna çıkıp hızlanmaya başlıyor. Kulağında az önce başlayan elektronik müziğin camları titreten uğultusu, teslim ediyorsun kendini boşluğa.
Kendine geldiğinde hissettiğin ilk şey burnuna çarpan keskin mentol kokusu oluyor. Olduğun yerde bir müddet kıpırdanıyor ve içine tıkıldığın bu yeni karanlığın sebebinin seni çepeçevre saran mendil olduğunu kavrıyorsun. Burnundaki koku dışında yeni bir şey yok. Yeniden müzik yeniden karanlık. Edindiğin deneyimler bu tutsaklığın geçici olduğunu söylüyor sana ve inan oldukça başarılı bir tahmin bu. Bir müddet sonra seni aydınlığa kavuşturan parmaklarla burun buruna geliyor ve hafifçe aralanmış dudakların arasında kaybolmadan evvel sahibenin yüzünü görebilme şansını yakalıyorsun. Bembeyaz omuzların üzerine düşen kuzguni saçlar zihnine kazınıyor.
Yolculuğun bu kısmını öyle uzun uzadıya anlatmama gerek yok aslında. Dudakların arasından geçip dil üzerinde bir müddet oyalandıktan sonra düşmeye başlıyorsun. Düşüyor, düşüyor, düşüyorsun. Yapış yapış karanlığın içinde hiçbir engele takılmadan ilerliyor ve sonunda canını acıtan o yakıcı sıvının içinde buluyorsun kendini. Midedesin. Ve güzel haber şu, eğlence daha yeni başlıyor.
Sen bütün bunları yaşarken siyah saçlı genç kız da – seni deri montlu adamdan satın alan gizemli sahiben – üzerinde rengarenk çiçek resimleriyle süslenmiş bir çarşaf olan yatağında bağdaş kurmuş, kıpırdamadan oturuyor. Gözlerini boşluğa dikmiş bekliyor.
D.V
Yalan yok, midenin içinde geçirdiğin o birkaç saniye gerçekten tedirgin edici oluyor senin için. Eridiğini hissediyor, büyük bir hızla çözülüyorsun. Hatta tamamıyla yok olmadan evvel geri sayım yapmayı bile düşünüyorsun ancak kaçtan başlayacağını bilemediğin için vazgeçiyorsun bu fikrinden. Bir süre sonra tüm bu korkuların yersiz olduğunu kavrıyorsun. Evet çözülüyorsun ancak bu son değil. En azından senin bildiğin manada bir son değil. Form değiştiriyorsun, dönüşüyorsun hatta mutlusun.
Maddi varlığın sona erdiği an yükselmeye başlıyorsun. Bunu sana tam manasıyla anlatabilmem imkansız. Genç kızın midesinden zihnine doğru ilerleyen dalgaların hayalini kur. O dalgaların her birinde senden bir şeyler var. Anlayabileceğin şekliyle söylemek gerekirse, sen ve diğer senler mideden beyne doğru atağa kalkıyorsunuz.
Genç kızın zihnini çevreleyen koruyucu duvar içeri girmenize engel oluyor. Bir çarpıp bir geri dönüyorsunuz. Her başarısız denemeden sonra daha da hızlanıyor, her darbeden sonra iç içe geçmiş taşların ortasındaki çatlağı daha da genişletiyorsunuz. Genç kız terliyor, göz bebekleri büyüyor ve aniden ayağa kalkıp elini yatağın altına sokuyor. Sıkı sıkıya kavradığı nesneyi gözlerinin hizasına getirene kadar yükseltip seyretmeye başlıyor. Tavandan yayılan ışık keskin bıçağın üzerine vuruyor. Saldırmaya devam ediyorsunuz ve kız gülümsüyor. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra odadan çıkıyor.
Muhteşem bir ritim yakalıyorsunuz. Kızın attığı her adımdan sonra duvara yeniden çarpıyorsunuz. Kız karanlık koridoru geçiyor ve duvarda ilk deliği oluşturuyorsunuz. Kız banyonun önünden geçiyor ve deliği genişletiyorsunuz. Kız önüne dikilen ahşap kapıyı açıyor ve duvarı paramparça ediyorsunuz.
Dv
İçerdesiniz ve haykırıyorsunuz. Artık rastgele noktalara saldıran dalgalar değilsiniz. Bir araya geliyor, boşluğu yara yara ilerleyen alevden bir oka dönüşüyorsunuz. Bu sırada kızımız odanın içinde minik adımlar atmakla meşgul. Beş minik adımdan sonra pencerenin dibindeki ikiz yatağın sol tarafında duruyor ve iki eliyle sıkı sıkıya kavradığı bıçağı başının üzerine kaldırıp beklemeye başlıyor.
Hedefi yok etmeye karalı, ilerliyorsunuz. Genç kızın zihnindeki kapıları birer ikişer parçalayıp merkeze doğru gidiyorsunuz. Artık geri sayım yapabilirsin çünkü kaçtan başlaman gerektiğini biliyorsun. Beş, dört, üç, iki, bir ve bum! Büyük bir hızla gömülüyorsunuz hedefe ve her şey havaya uçuyor. Gökyüzündeki bulutlar birkaç santimetre yer değiştiriyorlar, serbest kalan ay ışığı yatağın başında dikilen genç kızın kollarından aşağıya doğru süzülürken incecik çarşaflarının altında huzur içinde uyuyan bedenlerden yükselen çığlığı duyuyorsun.
Patlama kahramanımızın zihnini alt üst ediyor. Ellerinin altında kıvranan et yığınlarına indirdiği her bıçak darbesinden sonra çarşafın üzerindeki lekeler biraz daha genişliyor. Kollarına sıçrayan kanları görebiliyor, pürüzsüz suratından aşağıya süzülen damlaları hissediyor ve karanlığın içinde çılgınlar gibi kahkaha atıyor. Kollarına sıçrayan kanları görebiliyorsun, suratından süzülen damlaları hissedebiliyorsun ve bir yandan çılgınlar gibi kahkaha atarken bir yandan da yaşanan bu mucize için bildiğin tüm tanrılara şükrediyorsun. Patlama sizi birbirinize bağlıyor. Kızın gözlerinden görüyorsun dünyayı ve o da senin yanında olduğunu bilmenin verdiği cesaretle daha hızlı vurmaya başlıyor.
Bir süre sonra – yatağın içindeki anne babanın üzerinde yaklaşık kırk sekizer tane delik açıldıktan sonra – genç kız aniden duruyor. Kolları ağırlaşıyor ve zihnindeki yangın büyüyor. Sırtından aşağıya süzülen ter damlaları içini ürpertirken midesi bulanmaya başlıyor. Eğlencenin sona erdiğini biliyorsun. Artık buradan çıkmalıyız diye fısıldadıktan sonra son dönüşümünü yaşıyor ve bembeyaz bir martıya dönüşüyorsun. Siyah saçlı kızın bir parçasını kanatlarının arasına oturtuyor ve artık sadece bir posadan ibaret olan bedenin bayılmadan evvel dışarıya saldığı son nefesten de yardım alıp yükselmeye başlıyorsun.
Kilometrelerce aşağınızdaki bir evin duvarlarına kan sıçramış yatak odasında bir genç kız bayılıyor. Yere düşen çeliğin gürültüsüne karışıyor bıçağın üzerine kapaklanan o narin bedenin gümbürtüsü. Siyah saçlara kan bulaşıyor ve yerdeki kızın suratında derin bir yara oluşuyor…
- Bitti, son ya da başka bir şeyler.
D.v
Gözlerimi kocaman açmış dövmeli kadını seyrediyorum. Ben ona bakıyorum o ise parmaklarının arasında evirip çevirdiği sarmaya. Bir süre sonra elindekini dudaklarının arasına yerleştirip ateşliyor. Ayaklarını ortamızdaki sehpanın üzerine atıp arkasına yaslanıyor ve derin bir nefes çekiyor içine. Dışarı saldığı duman kıvrıla kıvrıla tavana doğru yükselirken bana doğru eğilip sarmayı uzatıyor. Televizyonda halen aynı görüntü var. Palmiye ağacının üzerinden kayıp giden yazılara takılıyor gözüm. Elimdekinden bir nefes alıp sıramı savıyorum. Dövmeli kadın sol gözünü kısıp gülümsüyor. İnandın diyor, harbiden inandın. Siktir diyorum, camları titretecek şiddette bir kahkaha atıp elimi tutuyor. Gel hadi diyor, içerde devam edelim.
O önde ben arkada salondan çıkıp karanlık koridora dalıyoruz. Banyoyu geçtikten sonra karşımıza çıkan ilk kapıdan içeri girerken sabah ezanı okunmaya başlıyor. Aklıma sadece ilk yarısını seyredebildiğim o filmden bir sahne geliyor. Sahiden diyorum, acaba neden ayrı akvaryumlara koymuşlardı o balıkları…
Gürkan Gür
merhabalar birz geç merhaba oldu ama idare edein işten yeni geldim.mavigün canım benim.senaryo çok güzel olmuş,eline yüreğine sağlık diyorum ama yetersiz yani.sağol canım kardeşim.bir de başkan yazsa da okusak.
no name kardeşim çoşmuşsun .
eylem bak gece vardiyası alışkanlık yapar sana söyleyim..bakma bu sıralar
pek bakamadık ama güzel sohbetler oluyor..
önemlideğil sağol kardeşim..
başkan da yazar merak etme işlerini yola koysun..
önemlideğil kardeşim senden de bekliyoruz. yarın boş günlerden biri nedersin...
Yarın Başka Bir Gün
Kalbin kör yine
Acı arkadaşın oldu
Birkez daha, olağandışı birşey yok
Sonuna yaklaşmışsın gibi hissediliyor
Tek bir göz yaşı dök
Biliyorsunki burdan dışardayız hala
Yanında olmama izin ver, bi şekilde çözeriz
Korkuda yanındayım
Düşüncelerinden kurtulmana yardım
Edeceğim
Daha güzel bi yol bulmana yardım edeceğim
Acın kalmıycak
Yarın başka bir gün
Gözlerini kaparsan
Sonsuza kadar gerçeklerden kaçarsan
Son bir kez farkına varacak mısın?
Bu yalanlara karşı savaşabilirdik.
Ya cennet yoksa,
Hala bi neden var mıdır?
Geride bırakmak..hepimizi bırakmak
Ve bilinmeyende kaybolmak..
Düşüncelerinden kurtulmana yardım
Edeceğim
Daha güzel bi yol bulmana yardım edeceğim
Acın kalmıycak
Yarın başka bir gün
Düşüncelerinden kurtulmana yardım
Edeceğim
Daha güzel bi yol bulmana yardım edeceğim
Gecenin gündüze doğru geçmesine yardım edeceğim.
Benle kal uzaklaşma
Acın kalmıycak
Yarın başka bir gün
(Uzaklaşma...)
Demir Demirkan
Deniz ve Mehtap
Deniz ve mehtap sordular seni neredesin?
Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti..
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Mehtap dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Deniz güldü halime
Bir avuç su verdi elime
Biterse gözyaşın al dedi
Doldur tekrar yerine...
Rüzgar ve martı sordular seni neredesin?
Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Martı dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Rüzgar güldü halime
Dedi gidelim düş önüme
Gidemem dinle martıları
Bitmiyor alayları...
Söz:Fecri Ebcioğlu
seslendiren:Dario Moreno
Olmuyor
Sensiz doğan güneş
Sensiz batan güneş
Kaybolmuş bir ömrün küçücük bir parçası..
Bu küçük zamanlarda
Unuttum kendimi
Ne bir adım ileri ne de bir adım geri...
Olmuyor..
Olmuyor..
Sensiz hayat düzen tutmuyor...
Gözlerin aklımda
Yalan akşamlarda
Ayrılık ölüm gelir bana..
Sözlerin aklımda
Gölgeler koynumda
Ah şimdi şimdi olsan burda..
Olmuyor...
Olmuyor...
Sensiz hayat üzen tutmuyor...
Ah şimdi olsan burda...
Ama olmuyor..!
Söz: -Gece
Müzik: -Yolcuları
Albüm: Kalbin Kadar Yakın
Sevgili BBO Ailesinin Tüm Fertleri
Herkes düğün de mi ?
ne yapalım hamama giden terler
düğüne giden oynarmış..
yarın ay çok yoruldum demeyin bana..
benim burda olduğum belli oluyordur.
ablacığım,
pinhani,düğün dernek şarkısını dinledin mi?çok hoş,
sende youtube'ta vardır şimdi.ne güzel...
iyi geceler,
güzel bir nöbetti...
Kısmetse yarın görüşme umuduyla
Allah Rahatlık versin...
No Namecim cok güzel seyler yazmissin sag ol kardesim ama o kadar yorgunum ki okumayi kismet olursa hersey yolunda giderse yarina erteledim, iyi geceler ablam... :)
Aksilik ama yüzyilin dügününü kacirdim be Mavigünüm, tüh bak sen su ise.. :) Neyse banttan yayinlarlar sanirim en az 30 kere birinden birine rast gelirim mutlaka..
BBO Ailesi iyi geceler...
Iyi geceler dünya..
Arkadaslar hepinize iyi geceler
No name canim kardesim kendi basina bir orduya bedelsin masallahin var
Allah seni eksik etmesin...
Herkese iyi geceler ...
Tüm dostlara iyi geceler diliyorum.
Mavigün ablacığım senaryon çok akıcı ve heyecanlıydı.Emeğine ve yüreğine sağlık.
Kalbine sağlık No name kardeşim bu ne güzel yazıdır.Hey maşallah
Dinlemekten bıkmadığım bir parça:)
Deli Kızım Uyan
Gece geçmez gündüz olmaz
Can bu dünyaya dayanmaz
Gülüm
Haykırdım dağlara duymaz
Bekledim günlerce
Yok ki gelen
Karlı dağlarlar ardında biri yaşarmış
Bulut olur yağmur olur
Bize bakarmış
Hem yakın hem uzakmış
Yanakları al almış
Deli kızım uyan
Söylenenler yalan
Deli kızım uyan
Bir tek sensin duyan
Yerde oldum gökte oldum
Sormayın halim ah başım duman
Gönül uslanmayı bilmez düşlerim
Gerçek gerçeği yalan
Karlı dağlarlar ardında biri yaşarmış
Bulut olur yağmur olur
Bize bakarmış
Hem yakın hem uzakmış
Yanakları al almış
Deli kızım uyan
Söylenenler yalan
Deli kızım uyan
Bir tek sensin duyan
Şebnem Ferah
ARKADAŞ
Arkadaş, iyi bir günü
Sakla kötü günlere
İyi dostu da öyle
Güleç bir yüzü de sakla
Sakla yiğitliği korkaklığı sevgiyi
Kini sakın saklama
Ağaç dik, sula çiçekleri
Çocukları görünce gülsün gözlerinin içi
Üç günlük dünya
De, bağışla herkesi
Söz götüreni, söz getireni
Kalleşi hayını sakın bağışlama
Arkadaş, ezberle ya da yaz bir yana
Otogarlarda, istasyonlarda
Ayrılık sözlerini
Hastanelerde, mapusanelerde
Söylenen türküleri
Ezberle ve sakın unutma
ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU
hepimize iyi bir gün olması dileği ile
Günaydın
iyi sabahlar...
günaydınlar
güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle
herkeze kolay gelsin
günaydın
No name akşam nöbetinde seni yalnız bırakmak istemezdim hatta bunun içinde çok uğraştım ama bağlantı çok zayıftı sürekli düşüyordu
yaptığım yorumları iletemiyordum sonunda dayanamadım ve kapattım pc'yi
başka zamana inşallah diyelim
düş sokağı sakinlerini dinlemeye çalışacağım seveceğimi sanmasanda ama :)
söz olarak güzel yorum nasıl bakacağız
Günaydin herkese...
saglikli, huzurlu, mutlu bir gün olsun hepimize..
havanın sıcak ve rüzgarlı
dışarıdaki araçların gürültüsünün haddinden fazla olduğu
bir çarşamba sabahından
Güüünnaayydddınn
mesaideki dostlarım kolay gelsin
evdeki dostlarım, siz biliyorsunuz ne yapmanız gerektiğini..
-Günaydın arkadaşlar
Sınıftaki Bütün minikler hazırolda ve hep bir ağızdan;
-Sağol...
-Sizde sağolun,oturun.
Müfettişin hemen arkasında dolaşmakta olan sınıf öğretmeni eliyle çocuklara oturmalarını işaret eder ve konuşmamalarını hatırlatmak için işaret parmağını dudaklarına götürerek suss işareti yapar.
Sabah sabah müfettiş gelmişte miniklerde bir heyecan bir heyecan...
Site sakinlerine Günaydınlar ve tüm iyi dilekler,tek tek saymıyayım şimdi.siz anlamışsınızdır...
Eylem'cim iyi dileklerin için teşekkür ediyorum.
Seni seviyorum...
Bu gün kahvaltı menümüz simit eski kaşar ve çay dan oluşuyor.
yanında düşük volümde müzik ve sohbet mevcut,arzu eden dostların(isimlerinizi tek tek saymaya gerek duymadım)davetli olduklarını hatırlatırım.
böyle bir kahvaltıya kim hayır diyebilir ki
hemen geliyorum
ama yeni kaşar yok muydu
Seval ablamın kafası dalgın bu gün belki gelemez o kahvaltıya
nedeni ada da saklı
eylemcim burdayim canim...
Hemen kostum geldim, kahvaltiyi No Name kardesim hazirlar da ben kacirir miyim... Hadi Baskanim sen de katil bize, tüm erkenciler hadiin de...
bu arada
okullarda tatil olacak
sabah sabah bu müfettişleri niye sardın miniklerin başına :))
burdamısın ablam gel gel
bende belki dalgınsındır bu gün gelemezsin diye düşünmüştüm
buradan da geçmiş olsun dilekleri mi ileteyim
buyur ablam çayın kaç şeker istersin :)
Eylem'cim Ben nereden bilebilirim?
Çat kapı çıkıp geldiler.sanki ben mi davet ettim müfettişleri.Bizim milli eğitimin işine akıl sır eriyor mu ki.
yani öyle bir söylemişsin ki sanki ben zevk alıyorum müfettişlere hesap vermekten...
yeni kaşar yok ama hemen çocuğu markete gönderdim 5 dakikada taze kaşarın hazır.
Mutlu Tönbekici gazete vatan
link çok uzun okumak isteyen elle girecek bir zahmet,
şiddet ve eğitim le ilgili
bu mutlu hanımefendi tuğçe baran'ın ta kendisiymiş...
sağolasın işte kanka budur
kankası aç kalmasın diye hemen çocuğu markete gönderdi teşekkürler
müfettiş olayınıda anlayamamışımdır sınıfa gelir bir iki soru sorar öğrenciye gider
ne anladım ben bu teftişten
ne oldu şimdi yani
öğrenci bilsede bilemesede sorularını sorup gider:)
KÖPRÜ...
Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek
kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir
anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez
görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa
neden oldu. İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar,
yıllardır ortaklaşa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip
oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar. Küçük
bir yanlış anlama sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık,
giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı
kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da
beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra
da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı.
Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde
büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden geçici bir iş
istedi :
- - "Yapılacak ufak tefek bir işiniz varsa, size
yardımcı olmak isterim", dedi. "Elimden hemen her iş gelir. Birkaç
gün çalışırım, işi bitiririm." Büyük kardeşin aklına o an bir "iş"
geldi.
- - "Evet, sana göre bir işim var" dedi ve küçük
kardeşinin çiftliğini işaret etti. "Şu derenin karşısındaki çiftlik,
komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik.
Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak
vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi
aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere
var." İş isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkatle
dinledikten sonra sordu :
- - "Benden ne yapmamı istiyorsunuz?" dedi. Büyük
kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı :
- - "Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış
olabilir", dedi. "Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir
şey yapacağım." Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu
yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi.
"Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre
yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum" , dedi. "Kaç gün çalışırsan
çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim
kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın". İş arayan usta,
başını salladı:
- - "Sanırım durumu anladım, efendim", dedi. "Şimdi
bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen işime
başlayayım.
Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri
gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise,
tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde
çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken o işini bitirmiş, çiftlik
sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu.
Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan
gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karşısında,
yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki
yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin
toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş
sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek
tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla "usta işi" denilecek
kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu.
Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken,
karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin,
komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı. Kardeşi, kollarını iki
yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu :
- - "Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve
söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne
denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin", dedi
ağabeyine. "Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak
bana gel..."
Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün
ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş
bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta
olan ustayı gördü.
- - "Gitme, dur, bekle?" diye seslendi ona. "Sana
yaptıracağım birkaç iş daha var, çiftliğimde..." Usta gülümsedi :
- - "Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek", dedi
ve ekledi : "Yapmam gereken daha çok köprü var..."
"Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın, Köprüleri
kurduktan sonra da, yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani
sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini
ziyaret edin..."
alıntı
Müfettis dediniz mi benim aklima gelen Hababam Sinifi oluyor ama benim icin hababam hala ilk cekilenler! Rahmetli Kemal Sunal´li ve Halit Akcatepe, Adile Nasit, Minür Özkul..
Müfettis inek Saban´a sorar:
-Evladim, sen söyle..
-neyi hocam?
-memeliler kac sinifa ayrilir?
:)
-hi ihihi hocam bunu herkes bilir... üce ayrilir...
-aferim oglum, say bakalim..
-simdi bi koca memeliler, sonra kücük memeliler bi de.. öteki neydi lan? haha buldum.. dik..
-Otur yerine terbiyesiz! :) Sen, evet sen... söyle ucan memeli neye derler..
-acabaaa Hostes? olabilir mi hocam?..
-kes Allah belanizi versin!
böyle miydi neydi? Allah rahmet eylesin Kemal Sunal bizi cok güldürdü de gitti..
seval ablacım hani müfettişe verilecek 4 cevap vardır ve herkes onu ezberler,
müfettiş sorduğunda cevapların sırası karışır ve müfettiş çıldırır ya o bölüm benim favorimdir.
dediğin gibi ölemlere rahmet kalanlara uzun ömür diliyoruz...
kankacım sağol,
güzel bir hikaye...
Kardeşim aklıma geldi bi arayayım bakayım ne yapıyor...
evet evet No Name kardesim hababam sinifinin her bölümünde ben cok güldügümü hatirliyorum... cok saf, cok temiz cok güzeldi her biri... son cekilenlerden ayni keyfi alamadigimiz da bir gercek ama ne yaparsin zaman degisti...
Eylemcim köprü hikayecigi cok güzeldi, bulup bizimle paylasan senin yüregin gibi.. Tesekkürler canim.
muhabbetiniz bol olsun
eylemcim nerden buldun o güzel hikayeyi öyle..sağolasın
rica ederim arkadaşlar
gerçekten güzel bir hikaye benim de çok hoşuma gitti
Hababam sınıfıda hepimizin çok severek ve gülerek izlediği bir filmdir hiç eskimedi bizler için
ne zaman görsem izlerim
başkanım sizin için bu günden umudu kesmiştim yine iş peşinde uğrayamıyor herhal diye ama uğramışsınız yine bekleriz arayı fazla uzatmayın :)
işim çok ama arada yazmaya çalışıyorum...sizi boş bırakmaya gelmez, kanka manka dinlemez kavga falan edersiniz, nolur nolmaz,arada asayişi kontrol etmek lazım:))
Kabul
Sana el değdirmeye elim varmıyor
Sensiz aldığım nefes nefes olmuyor
Bir garip dert bu kimseye açılmıyor
Hem zehr-i zakkum hem tadına
doyulmuyor
Ben pişmanlığımla kendime düşmanlığımla
Kabul ettim seni bütün hatalarınla
Sen istiyorsan
Canım sana feda
Sen ne diyorsan kabul
kalbim her zaman senin
kalbim her zaman
Söz:Ömer Hayyam
Nakarat söz:Türkan Bülbül
Müzik;Anand raj Anand
Solist:Ferhat Göçer
Ferhat Göcer´in yeni albümünden mi bu parca No Namecim? Bu Albüm oldukca güzele benziyor, almali!
Baskanim daha cok kaytarmaya calissana benim gibi, sabahtan beri bir is yaptigim yok ya icimden gelmiyor calismak, zorla da olmuyor iste, ne yapsam ki? üff ya üff..
gazeteleri karistirmaktan yoruldum.. neyse birazdan patron gelir hic degilse calisir gibi yapmaliyim.. :(
çok isterim kaytarmayı ama kaytaracak bile zamanım yok:))
gazetelere bakmadım, varmı hayra alamet bir haber ?
evet ablacım yeni albüm.
almaya değer.
olmazsa youtube'tan dinleyebilirsin.
link veremiyoruz,sayfa sığmıyor.
Mavigün'e
ablacığım nerdesin?
Geç kaldın.
Başkanım merhaba.
Nasılsın?
sağol no name iyilik-sağlık, iş-güç
sen nasılsın
Seval ablacım güzel şarkıymış biraz önce indirdim dinledim özellikle müziği çok hoşuma gitti
No name murat yy. arkadaşın içimdeki sevgiliye adlı şarkısını da biraz önce dinledim tam bana göre olmasa da fena değil onda da müzik hoşuma gitti
böyle bir ferdi tayfur havası hissettim dinlerken :)
Başkanım biz ne zaman kankamla kavga ettik ki :))
asayiş normal herşey yolunda
ya ben çok sıkıldım,yoruldum,bunaldım,krize girdim..
kısacası ben ıssız bir adaya düşmek istiyorum, hadi ıssızlığıda geçtim, yamyamlarla dolu bir adaya bile razıyım:))
varmı bildiğini öyle bir ada, ekonomi derdi olmayan,çalışma derdi olmayan,mesai saatleri diye bişey olmayan ?
yamyam kabilesi resinin kızını tavladımı rahat rahat yaşar giderim:))
başkanım çok sıkılmışsınız belli
yamyam kabilesiyle falan yaşamak istediğinize göre baya baya sıkılmışsınız :))
sen ne diyorsun eylemcim, sıkılmak halimi anlatacak kelime bile değil aslında:))
geçenlerde gazetede okudum, Peru'da yeni bir kabile keşfetmişler...şeytan diyo bul adresini taşın oraya:))
yap bir yay, nasıl olsa ok yapacak ağaç çok...vahşi hayvalarda var,avalanırsın acıkınca, yılanı çıyanı vs çok olur ama olsun, insanoğlu nelere alışmıyor zamanla:))
herkese merhabalar
sevalcim durumlar şimdi yolundadır umarım..Dün Ada ya gezinti yapmayınca geç aldım haberi..
(detay bilgileri daha sonra almak umuduyla geçmiş gitmiş olsun diyorum)
eylemciğim ben kahvaltı değilde şöyle bir keyif çayı alamazmıyım.
başkanım lost dizisine yollayım hangi karekter olmak isterdiniz..
no name benim demirbaşların en güzelinden sevgi kelebeği kardeşim..akşam ki donkişotluğun takdire değerdi canım kardeşim..
ben de yardım edemedim malum ablamın doğum günüydü..artık kusurumuza bakma..
başkanım sen bu Lost dizisini izleme ondan mı böyle oldun acep:))
sen otur oturduğun yerde vahşi hayvan avlamak falan olmuyor canım
sıkılmaya devam et:))
tabi mavigün ablacım hemen doldurayım çayını buyur
istediğin çay olsun sen iste yeter ki :)
ablacım ablanın doğum gününüde gecikmeli olarak kutlayalım
nice güzel yaşlara...
Eylem Murat YY ferdiye benzettiğini duyarsa,hiç üşenmen gelir saçını başını yolar valla,
aksi adamın teki.aman diyeyim,dikkat...
hamsi koydum tavaya başladı oynamaya
le le le sakine niye gittin düğüne
pınar başı burma burma yar yar yar yar yar yar amman
dürüyemin güğümleri kalaylı ahhh kalaylı
bir mumdur iki mumdur üç mumdur
..............
seval ablacım, madem sen aylaksın, yukarıda öreneklerini verdiğim türkülerin tamamını bulup bizlere yazacaksın, sana bugüne kadar ceza vermediğim geldi aklıma birden :))
nerden çıktı şimdi bu ecza diye düşünüyor olabilirsin , düşünmene gerek yok,bu sebepsiz verilen bir ceza:))
Aman ablacığım ne yaptım ki,
lütfen böyle gaz vermeyin
Bir sürü bişeyleri arka arkaya kopyaladım.
başka bir şey yapmadım.
kopyaladıklarımı okumadım bile şimdi sorsam hiç kimse dün gece yazılanlardan bir şey hatırlamaz benim gibi.
sayfa kirliliği.
beyaz her zaman güzeldir ablacığım.
beyazın üzerine bir şeyler yapılıyorsa değmeli.
değmiyorsa beyazı boşuna üzmemeli...
Başkanım,
Psikomuz Buket.
Özledin galiba.
senin ceza verme yetkin yok başkanım.
ceza komisyonuna havale edebilirsin
ceza veremezsin.
Malum kuvvetler ayrılığı.
Başkanım,bunun bir adım sonrası parti kapatma,hayırdır?
gidişat nereye?
Youtube'a verilen cezada da parmağın var mı yoksa?
evet itiraf ediyorum youtubeyi ben kapattırdım:))
tamam o zaman, size havale ediyorum olayı, ama siz kıyamazsınız ablamıza:))
sen nasıl kıyıyon o zaman?
böyle bağırıp çağırarak,sağa sola ben çok gaddar bir adamım imajı vererek,ne kadar yufka yürekli biri olduğunun üstünü örtemezsin başkanım.
kimse yemez.
en azından ben yemem.
sen de kelebeksin işte.
Baskanim madem verdin ben cezama raziyim amma yasim-basim-bahanem malum, bunlarin yaninda biraz da süre isterim yani.. :)
Mavigünüm merhaba arkadasim hosgeldin! Dün geceki heyecan bugün beklemeye dönüstü ama endiselenecek bir sey yok saniyor, haber bekliyorum.. :) Ilgin icin sag ol canim, ablanin dogum gününü ben de kutlamak isterim... sevgiler kucak dolusu.. :)
Böyle ahaliye böyle başkan,
ben ne yapayım,
başkanım pardon yaa,
Sen elin değmişken banada şöyle kallavi bi ceza düşünsen.
hadi başkanım ahali mazoşist olmuş ben de uyum sağlayayım bari.
mazoşist ahali psiko başkan...
tamam tamam vazgeçtim cezadan.))
ya alemsiniz ağız tadıyla bir ceza bile verdirmiyorsunuz:))
kelebeklerin ömrü kısa olur no name,gerçi çok yaşayıpta ne yapacaksın çığrından çıkmış bu dünyada:))
No Namecim kirk yilin basinda Baskanimiz ceza dagitmak istemis simdi onu mu kiralim yani? :)
(ya, cocuklar aramizda kalsin da, ne olur 1000 mesaji devirip yeni baslik isteyelim, bilmem neden ama bana daral geliyo.. Ama siz illa rekor kiralim diyorsaniz tamam derim ama bilin ki gönülsüzce yani.. )
:)
HEDEF KITLE : AB SES
03 HAZİRAN 2008 SALI
NO PROGRAM ADı KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 BINBIR GECE [NET] KAND 21,30 53,30
2 BINBIR GECE (OZEL) [NET] KAND 10,00 34,40
3 VAR MISIN YOK MUSUN-PT [NET] SHOW 4,50 11,70
4 M.ALI BIRAND''LA KANAL D ANA HABER [NET] KAND 4,40 21,30
5 SPOR GUNDEMI KAND 3,90 16,20
6 DUGUN SARKICISI (TKR) [NET] KAND 3,80 19,40
7 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER [NET] STAR 3,30 15,80
8 PARS NARKOTEROR [NET] SHOW 3,10 9,90
9 SHOW TV ANA HABER BULTENI [NET] SHOW 3,00 14,50
10 FANTASTIK DORTLU (Y.S) [NET] STAR 2,70 7,00
11 SABAHLARIN SULTANI [NET] KAND 2,50 21,20
12 ATV SPOR HABERLERI ATV 2,50 9,60
13 STAR SPOR STAR 2,40 8,90
14 VAR MISIN YOK MUSUN (OZET)-PT [NET] SHOW 2,40 8,50
15 ARKA SOKAKLAR (TKR) [NET] KAND 2,30 16,10
16 ATV ANA HABER BULTENI [NET] ATV 2,30 11,00
17 YABAN GULU [NET] ATV 2,30 7,10
18 AVRUPA YAKASI (TKR)-OPT [NET] ATV 2,20 16,30
19 CESUR YUREK (Y.S) [NET] FOX 2,10 7,20
20 BIZIM EVIN HALLERI [NET] K1 2,10 7,10
21 DOBRA DOBRA [NET] KAND 2,00 23,20
22 ESRA EROL''LA IZDIVAC [NET] STAR 2,00 13,90
23 HEPSI 1 [NET] ATV 2,00 5,50
24 SELENA (TKR) [NET] ATV 1,70 15,20
25 TEK TURKIYE (TKR) [NET] STV 1,60 4,10
HEDEF KITLE : TOTAL
03 HAZİRAN 2008 SALI
NO PROGRAM ADı KANAL RATING (%) SHARE (%)
1 BINBIR GECE [NET] KAND 16,40 43,50
2 BINBIR GECE (OZEL) [NET] KAND 7,80 27,50
3 VAR MISIN YOK MUSUN-PT [NET] SHOW 6,50 17,40
4 M.ALI BIRAND''LA KANAL D ANA HABER [NET] KAND 4,40 22,10
5 PARS NARKOTEROR [NET] SHOW 3,90 13,90
6 YESEREN DUSLER [NET] STV 3,90 12,60
7 SPOR GUNDEMI KAND 3,50 15,10
8 TEK TURKIYE (TKR) [NET] STV 3,50 9,70
9 FANTASTIK DORTLU (Y.S) [NET] STAR 3,20 8,70
10 DUGUN SARKICISI (TKR) [NET] KAND 3,00 18,00
11 UGUR DUNDAR''LA STAR HABER [NET] STAR 3,00 14,50
12 ARKA SOKAKLAR (TKR) [NET] KAND 2,90 20,10
13 SHOW TV ANA HABER BULTENI [NET] SHOW 2,80 14,20
14 YABAN GULU [NET] ATV 2,60 8,90
15 SABAHLARIN SULTANI [NET] KAND 2,30 19,10
16 ESRA EROL''LA IZDIVAC [NET] STAR 2,20 14,60
17 VAR MISIN YOK MUSUN (OZET)-PT [NET] SHOW 2,20 8,20
18 HEPSI 1 [NET] ATV 2,20 6,10
19 STAR SPOR STAR 2,00 7,60
20 SELENA (TKR) [NET] ATV 1,90 16,90
21 KANAL 7 HABER SAATI KAN7 1,90 10,90
22 ATV ANA HABER BULTENI [NET] ATV 1,90 9,50
23 CESUR YUREK (Y.S) [NET] FOX 1,90 7,20
24 BEZ BEBEK (TKR) [NET] FOX 1,80 15,20
25 AVRUPA YAKASI (TKR)-OPT [NET] ATV 1,80 12,80
vaay kaya kardeşim kartvizit göndermiş.
hoş geldin kardeşim...
Binbir.yorum başkanıma aittir lütfen dikkat
Oraya istediğini yazar
ister adminden sayfa ister
ister birol G.den randevu ister
isterse öylesine karalar geçer
koca başkan ben karışamam.
Zaten yedi günde 1000 yoruma zor ulaşıyoruz,
ne yazıp duruyorum ben yaa..
Sevgili Birol Güven,
Merhaba...
Bizler,Benden Baba Olmaz dizisinin, yayımcı kuruluş tarafından haksız yere sonlandırıldığı günden beri mücadele eden fanlarız.
O günlerde fanlarla aranızda geçen tatsız yazışmaların üzerine bir sünger çekerek,Biz gerçek BBO severlere dizimize kavuşmamız adına yardımcı olmanızı rica ediyoruz.
Lütfen BBO fanlarının başına geçerek bize yön veriniz.Dizimize kavuşmamız için neler yapabileceğimizi anlatın...
Müsait olduğunuz bir zaman diliminde,BBO resmi sitede bir sohbet toplantısı için sizi aramızda görmek istiyoruz.Bizleri kırmayacağınızı umut ediyor,saygılar sunuyoruz.
BBO fanları adına;
BAŞKAN
Yorum Gönder