BBO - Yorumlara devam... (18 Haziran 2008)

Yorumlarınıza bu sayfadan devam edebilirsiniz...
| Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
| Bu grubu ziyaret et |
| Yapım | Birol Güven - MinT |
| Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
| Senaryo | Murat Aras |
| Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
| Oyuncular | Mine Tugay |
| Atılgan Gümüş | |
| Okan Tangücü | |
| Volkan Severcan | |
| Almıla Uluer | |
| Tarık Ünlüoğlu | |
| Ali Pınar | |
| Nur Fettahoğlu | |
| Recep Yener | |
| Gülnihal Demir | |
| Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
1.469 yorum:
«En Eski ‹Eski 201 – 400 / 1469 Yeni› En yeni»Gözler
Yaşarmadıkça
Gönülde
Gökkuşağı
Açmaz...
kapatma vakti geldi.
herkese iyi geceler diliyorum.
Allah rahatlık versin...
Bu gece çok eğlendim,sağol kardeşim eşliğinden çok mutlu oldum...
Allah rahatlik versin
Hayirli geceler...
Iyi geceler herkese, iyi geceler bütün bbo´culara...
günaydın
akşam çok eğlenmişsiniz iki kardeş:)
evett bugün Cuma hayırlı cumalar olsun hepimize
kankamın göbek adıda Cuma,çünkü o cuma günü doğdu
bende cuma günü doğdum ama göbek adım yok :))
kankacım sevgiler,
kahvaltıyı hazırladım buyrun gelin
ne isterseniz var açık büfe misali
afiyet olsun
herkese kolay gelsin
Günaydin herkese... güzel bir gün olur insallah...
Kahvaltiyi ben hazirliyorum Eylemcim, hadi toplanip gelin bakalim, Allah ne verdiyse..:)
Başkanım günaydın
sizin durum vahim olmaya başladı iyi akşamlar demeye gelmemişsiniz
çok çalışıyorsunuz birde sıcak aman dikkat edin
kolay gelsin iyi çalışmalar
Ya Eylemcim bu böyle olmayacak ablacim, nöbetlese yapalim su isi... Komik oluyoruz artik, ben ablaligima yediremiyorum ilk ben gelmissem hemen kahvalti hazirlamak istiyorum, sen de güzel yüreklim "ben kücügüm hemen ise koyulayim da ablam yorulmasin!" hesabiyla atliyorsun... Neyse ben daha cayi koymamistim atese, geliyorum..
tamam ablacım hemen nevar ne yoksa alıp geliyorum sen rahat ol ben masayı hazırlarım
sen otur otur ablacım yorulma nasılsa alıştık her gün sana kahvaltıya gelmekten öğrendik evi :)
şimdi hazırlarım No name de ekmek börek,çıtır simit getirir oturur yeriz
abla gelme dur
ben yola çıktım :))
tamam ablacım şöyle yapalım bir gün sen bir gün ben
haftada bir günde no name hazırlasın o erkek ya geçen çağırdı sağolsun hazırlamış ama mutfağı temizleyene kadar öldüm yani
anlaştık mı ablacım :)
Sıcak çok sıcak olmaya aday bir günden herkese Günaydın...
gene pişti olmuşsunuz.
önce gelen kankam olduğuna göre simit ,poğaça ve çıtır ekmekleri kaptığım gibi kankamın yanındayım,
seval ablacım,çaldırınca kapıya çık senide alıp beraber geçeriz kankama...
maşşallah,hızınıza yetişmek mümkün değil, son durum ne şimdi?
he he bilmiyorum ablamdan heber bekliyorum :))
ortada bir yerde buluşup kahvaltıyı dışarıda yapıyoruz..
nereye gideceğimizi açıklıyorum...
harika fikir bugün dışarda yapalım o zaman
yoksa sen gel ben gidiyim karıştı iyice bugün :))
açıkla bakalım
Patron olmasa haberi daha cabuk vercem ama..
neyse dur Eylemcim sana geliyoruz, No Namecim sen bana yaklasinca bir caldir ben patron matron dinlemem hemen inerim asagiya, gider söyle krallara layik kahvaltimizi yapariz her sabah oldugu gibi.. :)
Mavigün ablama baskın yapıyoruz...
Kapısını çalıyoruz,
Adam geliyor hev mev,
Onu lisanı münasiple kovalıyoruz,
(Ben biliyorum küçük köpekler çok şirret olurlar.)(Pardon ablacım)
Derken ablam geliyor tabi şok vaziyetleri,hemen dalıyoruz içeri bahçe de nasıl bir bahçe ablam hiç anlatmadı ki?
Neyse gidince görürüz...
Baskın kahvaltıya ablamdayız,
Hücum...
Zaten bu sabah mavigüne uyanamadık,
Radyo da kapalı.
Bakacağız bu gün kötü geçerse vebali ablamın üstüne...
abla kankana gidiyormuşuz kabul mü?
neyse siz bana gelin benide alın burdan Mavigün ablama geçeriz hep beraber
son kararımız olsun yoksa kahvaltı yerine öğle yemeğine yetişeceğiz:)
hepimize günaydın.
günaydın Önemlideğil
Eylemcim sabirli ol, bak Önemlidegil kardesimiz de gelmis, onu da alalim yanimiza, hep birlikte basalim Mavigünümüzü... Kankacim bizi böyle cumbur-cemaat görünce karsisindan sevincten düsüp bayilmaz insallah!
Baskanim ve Kaya ile Ridvan´i da alip bize katil, bu kahvalti kacmaz! Kosun hadi..
No Namecim aklinla bin yasa.. :)
"isimsiz" degil tabii ki, isimli!
Isimli ve aceleci, yani Seval ablaniz! :)
Günaydın Sabah
kiminin
adını sildik defterlerimizden
kimi
oyalı yazmalarla dolandı boynumuza
açtık
açıktık
sarmaya hazırladık ki
iki kucakla
yine de
ya biz geç kaldık
ya biraz erken geldi beklediğimiz
günaydın sabah
adını sildiklerimiz
günaydın sabah
yanıbaşımızdaki sevda
Özcan Yurdalan
yaz geldi Orman yangınları yine başladı kaç hektar ormanımız kül oluyor
içindeki canlılarda cabası cayır cayır yanıyorlar çok yazık
Çanakkale'nin Eceabat ilçesine bağlı Yalova köyünde, ve Antalya'da Göynük Kanyonu'nda önceki gün başlayan orman yangınları devam ediyor.
söndürme çalışmaları sürdürülüyor
mynet haber
ormanlarımıza sahip çıkalım bilerek isteyerek vicdansızca davranıp yakmayalım dikkatli olalım
milli servetimizi yok etmeyelim
hadi aynı kadro ile yeni bir proje daha LÜTFEN...
günaydınlar..
hoş geldiniz..
buyrun..
ya neden elliniz kolunuz dolu geldiniz kardeşilerim..
herşey hazırdı zaten..
No Name bu sefer balkona alacağım sizleri..
No name bahçeli evi anlatamam oraya daha gitmedik..
Bahçeli eve geçtiğimde yani çam ağacı altında , güller ve sardunyalar arasında arasında daha nice kahvaltılara bekliyorum..
ne iyi ettinizde geldiniz..
Fenerli kardeşim,
Lütfen çocuğun ağzındaki sigarayı kaldır.
Hiç hoş değil...
Dün gece Almanya zafer sarhosuydu, bugün heyecanlanma sirasi bizim!
Isyerindeki tanisikligi aradan gecen 9 sene icinde cok güzel bir dostluga yükselttigimiz Hirvat arkadasim az önce gülerek bana sordu: "Simdi biz ne yapacagiz? Bak icerdeki Almanlar bizim birbirimize girmemizi bekliyor gibiler.."
Ben de basladim gülmeye ve "Halt etmis onlar!" diye cevap verdim, "Biz dostuz ve bu bir yarisma bir oyun! Siz kazanirsaniz ben üzülürüm ama bana cok koymaz size yenilmek! Hem güclü iyi bir takimsiniz hem de biz bir yabanciya yenilmemis oluruz! Eh biz kazanirsak orasini da siz düsünün... "ohh, oh nasil yendik!" der seni kizdiririm...."
"Kim kimi kizdiracak görürüz!" dedi arkadasim ve ekledi "Ama yarin cumartesi biz sana davetliyiz, e bu aksam Hirvatistan kazanirsa davetin hala gecerli mi? Korkmadan gelelim mi yani?"
Biraz düsünmüs gibi yapip cevap verdim: "Yenilseniz sizin icin daha iyi olur, yani size yarin kuru ekmekle bir bardak su ancak ikram etmek zorunda kalmayayim ama merak etme sen nasilsa düsündügüm gibi biz yeneriz, daha önceden konustugumuz gibi karniyarik, pilav, salata... sonra da tatli var!"
"Tamam!" dedi arkadasim uzaklasirken, bu aksam skor nasil olursa olsun biz kismetse yarin birbirimize sevgiyle sarilacagimizi bilerek gülüserek ayrildik...
Bu aksam iyi oynayan kazansin! Takimimiz kasitli yanlislar yaparak bizi utandirmasin, "spor ve dostluk" kazansin!
Burasi BBO-FM dis hatlar, ben Seval. Sayin dinleyiciler, Almanya haberlerini sunduk, simdi hava durumu! Veya reklamlar... :)
heeeyyyyytt
ben geldim..
tünaydınnnn
günaydın demek isterdim ama ancak oturdum pc başına..
selam olsun sıcaklığın fena şekilde bunalttığı cuma gününden tüm dostlara..
dün akşam işyerinde olamadığım için iyi akşamlar diyemedim affedin beni..
nasılız dostlar ?
keyifler, neşe yerindemi ?
Ablacığım olsun varsın balkon da iyidir.
(bari büyük olaydı)Kaçıncı kat?
Biz bahçe için gelmedik ki,senin tatlı dilin güler yüzün,bulunduğun her ortamı gül bahçesine çevirir evelallah...
Mavigünüm hosgeldin canim kankam.. Nasil baskinimizi sevdin degil mi? :) No Namenin fikriydi..
Yangin haberlerini az önce okudum, cok üzüldüm.
Zaten gazetelerde hayirli, sevindiren bir haber yok ki! Hep gözyasi, hep hüzün.. Maalesef.
Oleeyyy Başkanım gelmiş,
Hoşgeldin Başkanım...
Seval ablacığım,
Kasıtlı yanlışlık lafına takıldım kaldım.
Ablacığım kasıtlı yanlışlığı biraz açabilir miyiz?
hoşbuldum no name
ya ben en sonunda ya kafayı yicem, ya da başlarım işine deyip istifa edicem:))
bu ara çok sıkıldım ve bunaldım, hayatla aram pek iyi değil anlayacağınız, fazla üzerime geliyor:))
Oo kimler gelmiş
hoşgeldiniz
bende ada sahillerine inelim mi diyordum senaryo için
ama muhabbet tatlıysa ada kaçmıyor nasılsa yazarız birara
eylemcim,hani kim gelmiş nerde ben göremiyorum, bu ben değilim hologram gönderdim:))
başkanım sıkma canını yaa,
alt tarafı 3-5 bin tane zeyilname hazırlıyacan ne var ki.
istersen akşamları yardıma geleyim diyecem,çalışmıyorsun ki akşamları...
hadi ya gelen siz değilmiydiniz tüh :)
neyse bizde hologramıyla idare ederiz :))
başkanım Ada ya yeni sayfa açarsan bende senaryomu göndereyim olur mu?
Aynı lisede eğitim gören 17 genç kız, 24 yaşında evsiz barksız bir gençten hamile kaldı.
ABD'de yaşları henüz 18'den küçük 17 genç kızın aynı adamdan hamile kalması ülkeyi şoke etti. Gloucester Lisesi’nde eğitim gören 17 genç kız, aralarında bir anlaşma yaparak aynı dönemde hamile kaldı.
Massachusetts'daki lisede okuyan 17 kafadarın yaptığı anlaşma gereği çocuklar birlikte yetiştirilecek. Yaşları 16'dan küçük olan kızları hamile bırakan kişi ise 24 yaşında evsiz barksız bir genç.
Normal şartlarda okulda her yıl ortalama dört öğrencinin hamile kaldığını açıklayan okul müdürü, bu sorunla başa çıkmalarının zor olduğunu söyledi.
No Namecim benim korktugum kasitli yanlislik dedigim "foul" hareketler, oyuncularin öfkeye yenilip sirf can yakmak icin attiklari pis tekmeler...
Mac bu! Sonunda top yuvarlak, kazanmak kadar yenilmek de var, ben yenilmekten degil utanc duymaktan korkuyorum! Dilim dönmüyor galiba yeterince... Yani "adam gibi oynamak, adam gibi yenmek, adam gibi yenilmek!" diyecegim ama demiyorum.. Allah bilir sen simdi bir de adamin tarifini istersin diye korkuyorum! :) Cünkü tanidigim en adam Mavigün ablanda yasiyor... :)
(Mavigünüm ya o minik hevhev´e nerden buldun sen bu adi?) :))
bende o haberi biraz önce şaşkınlıkiçerisinde okudum No name
nedenebilir ki yorumsuz...
BBO TV Almanya muhabiri Seval
arkadaşımız teşekkürler
evet bizde aynı dileklerimiz ülkemiz için de diyoruz ki bu bir oyun güzellikler için dostluklar için..
kazanabiliriz de kaybedebilirizde Fakat keşke kazanmasaydık diyeceğimiz olayların olmasını hiç bir magandanın bir insana zarar vermesini istemiyoruz.
Biz kazanalım
kötü de oynasak hehehe
TARİHE NOT:
vaay demek 9 yıllık arkadaşmışmış
vay demek cumartesi hoş sohbetlermiş
benim büyük ATAlarım demek böyle oluyormuş..
gözden ırak olan cumartesi yemeğe bile çağrılmıyormuş..
yok hiç alınmadım yok yok valla kıskanmadım..ben kıskanç biri değilimdir..allah allah daha neler..canım.
seval arkadaşım..
Dostlarınla güzel bir cumartesi geçirmen dileğimle ...
kazanan gene de biz olalaım ..
Ablacığım,
Kasıtlı yanlışlık,literatürde ŞİKE ile özdeşleşmiş.
senin bahsettiğin olay kasdi faul,
yani kasıtlı olarak rakibe kural dışı harekette bulunmak ki bu da onaylanan bir davranış değildir.
sporla ve sportmenlikle ilişkisi yoktur...
Vaay seval ablacığım,
kankanı gördün mü?
Valla kavgada söylenmez bu sözler.
allah allah şaştım kaldım...
Neyse canım,benim tanıdığım Seval ablam bu lafların altında kalmaz.(he hee)
Hadi ablacım göster kendini...
Bak bak ifadeye bak..
Aynen kopyalıyorum...
"BBO TV Almanya muhabiri Seval
arkadaşımız teşekkürler"
Seval ablacığım,
Mavigün ablam bana arkadaşım diye hitap etsin var ya,üzüntümden üç gün yemek yemem.
çok üzüldüm şimdi...
-----
Mavigün'e
Ablacığım sende çok ağır konuşmuşın yaa..
Başkanım hoşgeldiniz..
sizi nasıl yardımcı olabiliriz..
biraz soluk al.kardeşim..
ve işsizlik oranın düşün..
tekrar nefes al...
tekrar düşün..
iş hayatı bu iyisi kötüsü
çalışılmak zorunda..
tekrar nefes al..
no name haberi okudum bu kızlar önceki hayatlarında tavuktular herhalde..haliyle kümese bir horoz düşürence....ne diyebiliriz ki artık..
senaryo severleri ada da bekliyorum
No Namecim ben bu konuda hic bilgili degilim özellikle spor dünyasindan herkesce bilinen terimlerden de tamamen bi haberim! Gördügün gibi, "Faul" diyecek yerde kasitli yanlis dedim, bunun "sike" anlamina geldigini bilmiyordum, simdi ögrendim.
Türkiye maci olmasa bunlari da izlemem, dün gece Almanlar´i da izlemedim sonuclari umurumda degil cünkü.. Biz "Kavak Yelleri"´ni izledik, carsamba aksami da Yaprak dökümü cok daha heyecanliydi..
Bir daha bilmedigim konularda konusmama karari almak icin cok mu gec kaldim acaba? :)
Mavigünüm hic sorma, kismetse yarin sana daha önce de bahsettigim Hirvat arkaslarimi agirliyorum, böylece bu aksamki mac benim icin farkli bir heyecan... :)
Eylemce 1
Günlerden 18 Haziran 2008 Çarşamba
Sabah saat 7:30
Soner uyanır sevgili karısına bakıp yanağına öpücük kondurur ve sessizce yataktan kalkar
Mutfağa gider dolabı açar süt bitmiştir ,meyve suyu içmek ister o da bitmiştir
Soner: elime attığım şeyler de kurudu ya uff markete gideyim de alayım
Diyerek üzerini giyinip markete gider
Gelirken gazetesini de alır, bir bardak meyve suyunu içtikten sonra gazeteye bakar ilk spor sayfasından başlar okumaya
Başlıkta Kaleci Volkan’a Ceza yazısını görür
Hemen okumaya başlar Çek futbolcu Koller’i küfür ettiği için iten Volkan ‘a UEFA kontrol ve disiplin kurulu tarafından iki maç oynamama cezası verildi
Soner: yuh be
Ah Volkan ah yapılır mı bu bize
Gerçi az bile yaptın geçirecektin kafayı
neyse ya diyerek gazeteyi alır
Kapıyı Seviller uyanmasın diye sessizce kapatıp lokantanın yolunu tutar
Doğan: Ooo günaydın
Soner: pek aydın değil abicim ya baksana habere
Doğan gazeteyi alır
Doğan: hadi be iki maç mı cık cık cık…
Olsun ya Rüştü var o da yılların kalecisi elinden geleni yapar
Soner: öyle başka şansımız yok
Baksana takıma revir gibi oldu zaten hepsi sakat yav çocukların
Doğan: haklısın abi canla başla oynayacağız diye sakatlandı hepsi
Olsun olsun çıkar yine aslanlar gibi oynarlar
Soner: orası öyle off off şimdi Viyana’da olmak vardı be doğan
Doğan:nasıl olcak abi hayal bizimkisi
Soner’in telefonu çalar arayan babası Halil bey’dir
Halil: Aloo oğlum nehaber
Soner: iyidir baba ne olsun
Halil: şu anda olmasını istediğin en çok şey ne
Soner: ah baba şimdi Viyana’da olmak vardı maça gidip bizimkilere tezahürat yapmak vardı
Ne yapacaksın baba niye sordun
Halil:hadi yine iyisin dört ayak üstüne düştün
Viyana’dan bir müşterim geldi kendisinin işi çıkınca Türkiye’ye gelmiş
Kendisi ve ailesi için dört bilet ayırttırmış buraya gelince yanmasın boşa giden olursa size vereyim diyor
Normalde yarın satışa çıkıyor biletler de arkadaş ayarlamış önceden
Eğer giderseniz alırsın biletleri gidersin maça , yoksa burada televizyonda izlersin
Soner: Allaaaaaaaaaaaaahhh…
Halil : bizim oğlan kabul etti deyip gülümseyerek telefonu kapatır
Doğan : ne oluyor abicim
Soner: Viyana’ ya gidiyoruz Viyana’ya
Lay lay lay lay … Türkiye
Doğan: bi sakin ol ne Viyana’sı ne Türkiye’si
Soner sakinleşir Doğan’a anlatır bu sefer Doğan başlar lay lay lay..
Doğan: kırmızı
Soner: beyazzzz
Beraber: en büyük Türkiye
Soner: hadi oğlum hazırlan kızları da alır akşama yola çıkarız
Soner: bekle bizi Viyana geliyoruz
Diyerek evin yolunu tutar
20.Haz.2008 11:49:00
20.Haz.2008 12:03:00
Eylemce 2
Soner: Sevillll, aşkım,canım
Sevil: hayırdır erkencisin ayrıca bu ne neşe, bu ne iltifatlar
Soner sevili öper gidiyoruz hayatım gidiyoruz
Sevil:nereye
Soner: Viyana ‘ya maça
Sevil:neee
Soner: ne değil hayatım viyana
Sevil:iyide ne zaman nasıl
Soner: akşama gidiyoruz uçak biletlerini aldım Aylin ve doğanda geliyor
Sevil: oh iyiymiş ya çocuklar
Soner:dedesi gile bırakırız
Sevil:tamam hemen hazırlanayım
............
Akşam hep beraber uçağa binip yola çıkarlar
Uçağa bindiklerinde tanıdıklarla karşılaşırlar
Soner:vay d.mıstafa sen de mi viyana'ya
Mıstafa :tabi Sonercim baksana bizim ekip hep burada
Soner arkaya doğru bakar
Soner: evet ya No name,Mavigün,Eylem,Rıdvan,Eda,
Gökçe,önemlideğil,buket,Fatih...
Soner: Sevilcim baksana bizim arkadaşlarda burada
Sevil:evet nekadar güzel hep beraber gidiyoruz
Mıstafa :Daha Seval ablam ve Kaya ile de Viyana’da buluşacağız
Soner: süper ya tüm ekip oradayız yani
(ismini unutup yazmadıklarım varsa özürdiliyorum)
.........
Ve iniş vakti. gece inerler tüm şehir ışıl ışıl ışıklarla bezenmiş göz kamaştırıyordur
Otellerine gidip yerleşirler
20.Haz.2008 11:57:00
20.Haz.2008 12:03:00
Alıntıdır
Eylemce 3
Günlerden 19.06.08 Perşembe
Sabah olmuştur taksiye atlayıp ilk iş ayrılan biletleri almaya giderler
Sonra gezmek için bir taksiye binerler
Sevil taksiciyle konuşmaya başlar
Soner:hayatım ne konuşuyorsunuz biz Doğanla yabancı kalıyoruz
Taksici: abi Türk müsünüz? Baştan söylesenize
Soner:Ee abicim sen söylesene asıl Türk olduğunu
Neyse sevindim hadi bakalım gezdir sen bizi
Taksici:tamam abi
Ve başlar anlatmaya , şu gördüğünüz Viyana’nın sembolü olan Stefan Kilisesi tam şehrin merkezindedir
Ayrıca tarihe ismini yazdırmış üç büyük simgesi vardır Viyana’nın
“Sisi” adıyla ünlü Elizabeth, eşi Fransız Joseph ve ünlü besteci Mozart,
Bu üçlüyü sokaklarda dolaşırken ufak bir kitapçı dükkanın da ya da afişlerde görmeniz mümkün
Sevil: ne kadar güzel değil mi Aylin
Aylin: evet büyüleyici bir şehir
Taksici: sizi birde Yunus Emre Çeşme’sine götüreyim
Viyana’nın Türkenschanz parkında bulunmaktatır
Bu çeşme 1991 yılında T.C’ nin Avusturya devletine hediyesidir
Doğan: vay be çeşmemiz bile varmış burada
Viyana gezisini akşam saatlerinde bitirip otellerine dönerler
Taksiden inerken
Soner: abi bizi yarın buradan alıp maça götürürsün değil mi?
Taksici : tabi ki
Soner: biliyorsun değil mi stadı
Bak sonra izleyemeyiz yakarım seni
Taksici: gülümseyerek merak etme abi biliyorum stadı Einst-Happel sahasında oynanacak
Doğan: tamam Soner biliyor işte adamcağız
Soner: tamam tamam yarın görüşürüz
Otellerine girerler
Soner yerinde duramıyordur
Sevil:soner sakin ol biraz hadi yat dinlen
Soner: ne yapıyım Sevilcim çok heyecanlıyım
Yarın şu maçı alırsak var ya
Sevil:umarım alırız ama hadi şimdi yat
Soner: tamam peki
deyip yatarlar
20.Haz.2008 12:04:00
Alıntıdır
Eylemce 4
Günlerden 20 .06.08 Cuma
Sabah olmuştur sevil soner’in sesine uyanır
Gözlerini açar karşısında kırmızı –beyaz formasını giymiş,şapkasını takmış,bayrağını eline almış lay lay lay… Türkiye diye zıplayan Soner’i görmüştür
Sevil:soner sen uyumadın mı ?
Soner: nasıl uyuyum hayatım nasıl
Kapı çalar Soner kapıyı açar Doğan’da bayrağını almış hadi abicim hadi gidelim diye zıplıyordur
Sevil: buyur bir tane daha diyerek gülümser
Soner: sizede forma ,şapka aldık hayatım
Sevil: tamam bizde aylinle hazırlanıp gelelim o zaman
Aşağıya inerler lobide heryer kırmızı- beyazdır
Doğan:soner bak bizim arkadaşlarda orda
Soner: dönüşte beraber döneriz yine onlarla
Hadi biz çıkalım taksi gelecekti
Çıkarlar taksici gelmiş hep beraber binip yola çıkmışlardır
Taksici:erkencisiniz abi daha vardı maça
Soner: evet ama duramadım otelde dar geldi bana
Doğan : haklısın abi banada
Taksici: isterseniz biraz daha gezdireyim öyle gidelim
Kızlar:evet çok güzel olur
Soner: iyi peki
Soner taksiciye: şu Viyana’yı üçüncü kez kuşatmaya geldik abi
İnşallah yeneriz
Viyana’ya bir tarih daha yazarız
Doğan:amin abicim amin
Taksici: bu ruhla yeneriz inşallah abi ama Hırvatistan da iyi takım
Soner:şu Hırvatları bir yenersek başka bir şey istemem
Doğan: o teknik adam Bilic var ya onu bilic değil piliç yapacağız abicim
Soner:alemsin Doğanım hadi hayırlısı
Taksici: Hırvatistan da diğer maçlarda Dorijo srena en etkili isimdi abi birde Madric var iyi oyuncu bunlar hırslılar
Soner: evet sorma ya bizimkilerde ya cezalı ya sakat
Neyse gidip göreceğiz yeter bu kadar gezi hadi kızlar hadi maça
20.Haz.2008 12:17:00
Alıntıdır
Eylemce 5
Stada varıp yerlerini alırlar karşıda Türk teknik direktörü Fatih Terim,
Biraz ilerisinde Hırvatistan teknik direktörü Bilic yerlerini almış ilk 11’ler sahaya çıkmış hakemin düdük sesiyle maçın başlamasını beklemektedirler
Tüm kontroller yapıldı zaman gelince hakem maçı başlatmak için düdüğünü öttürdü ve maç başladı
Soner:Hırvatistan maça hızlı başladı ,sert oynuyorlar
Doğan :evet ama şimdi açılırız bizimkilerde iyi oynuyor
Aylin:Sevil Arda’ya bak canım benim çok tatlı
Sevil:Doğan duymasın Aylin
Aylin:çok şeker ama,Tuncay da öyle geçen maç nasıl geçmişti kaleye
Sevil:gülümseyerek Ooo Aylin hanım siz futbol olayını kapmışsınız
Hadi hadi tezahürat yapalım kırmızı- beyazzz
.........
Hakem ilk yarının düdüğünü çaldı skor 0-0 berabere
Soner:çok çekişmeli bir maç oluyor
Doğan:evet ama hakem biraz önce hakkımızı yedi
Volkan nerde nasılsa cezalı hazır eli değmişken bir yumrukta hakeme geçirsin
Soner:güzel olurdu valla,bakalım ikinci yarı nasıl olacak
Soner: hadi kızlar hadi ikinci yarı yarı başlıyor Türkiye- Türkiye
Maç çekişmeli bir şekilde devam etmektedir
Spiker:Hırvat oyuncu Darijo kaleye doğru ilerliyor hadi tutun şu topu hadiii ve 50.dakika top ağlarımızda
Hırvatistan:1- Türkiye :0
Moral bozmak yok ,biz neler yaptık bugün de yapacağız
Soner:olmadı Rüştü tutsana kardeşim şu topu
Spiker: maçta 55.dakikadayız Kazım ilerliyor hadi Kazım
sıkıştırdılar ama topu Nihat’a vermeyi başardı
Ve Nihat hadi Nihat golllllllllll
Durum :1-1
Tüm Türkler ayakta alkışlıyoruz ,Nihat’ın ve takımın sevinci haydi aslanlar bir tarih daha yazalım
Sevil:yaşasın hadi Aylin lay lay lay…Türkiye
Spiker:maç devam ediyor güzel bir maç izliyoruz 85.dakika içerisine girdik
Arda ilerliyor evet Arda görelim seni eyvah Arda’yı kestiler
Arda şuanda yerde bu arada yağmur başladı yine, Arda’nın durumu ciddi galiba saha dışına alınacak fakat yerine kim gelecek
Aylin: canım kıyamam sakatlandı, yağmurda başladı ıslanacaklar şimdi
Sevil: bizde ıslanıyoruz diye gülümser
Aylin:haklısın bir gol daha atsaydık
Doğan: Soner sence kim girer oyuna
Soner:ben gidiyorum
Doğan: Soner, Sonerrr nereye
Soner: Fatih hocam beni al oyuna bak gör pişman olmazsın
F.T: hadi geç bakalım elimde oyuncu yok zaten
Spiker:evet oyuncumuz sahaya girdi kimi almışız bakalım
Soner oyuna dahil
Soner mi???
O da kim ilk kez görüyoruz kendisini bu nasıl olur
Neyse bu bir senaryo olur böyle şeyler devam edelim:))
Evet taze kan girdi oyuna oyun devam ediyor
Bugün yenmek en büyük hayalimiz yenemesek de canımız sağolsun
Doğan: Se- se sevil Soner oynuyor
Sevil: şaşkın evet oynuyor
Spiker: soner topu aldı 89.dakikadayız soner ilerliyor o da ne ofsayt mı hayır ofsayt yok Soner kaleciyle karşı karşıya hadi Soner hadi yap bir orta ve goooolllllllllll
Top ağlarda işte bu, işte bu Türklerin mücadelesi bu
zafer bizimdir durum 2-1 ve yarı finaldeyiz bir kez daha sevindik helal olsun size
Doğan,Aylin,Sevil,bbo ve tüm Türk taraftarı ayakta takımımızı grurla alkışlıyoruz.Bayrağımız dalgalanıyor daha ne olsun helal olsun tüm alkışlar sizlere...
Hakem uzatma vermedi 90.dakika ve maç bitti yarı finaldeyiz
Umarım bu akşam 21:45’te de yarı final heyecanını yaşarız
Yensekte yenilsekte kalbimiz hep seninle Türk Milli takımı
BBO Yapım Milli Takımımıza Başarılar Diler..
Son
20.Haz.2008 12:32:00
Alıntıdır
kankacığım,
yüreğine sağlık çok güzel yazmışsın.
ellerin dert görmesin...
sağolun
buraya alıntı yapıp taşıdığın için seninde ellerin dert görmesin
teşekkürler
BBO FM
eylem kardeşimize tekrar teşekkürler dileriz
ve
link açılırsa
http://www.klipmekani.com/2008/05/24/milli-takim-ulker-reklami/
link açılmazsa
Göğsümüzde ay ve yıldız
Sel olduk biz geliyoruz
Göğü titretir bu şarkımız
Yetmiş milyon söylüyoruz
OoOoO … Türkiye Türkiye
Haydi zafere Türkiye Türkiye OOoOoO …
Yer gök inlesin bu sesi dinlesin
Hep seninleyiz Türkiye
Yer gök inlesin bu sesi dinlesin
Hep seninleyiz Türkiye
OoOoOoOoOoO …
Çalsın davullar essin rüzgar
Dalgalansın tüm bayraklar
Arşa yükselsin bu şarkımız
Omuz omuza yürüyoruz
hepimiz Mili takıma Başarılar Diliyoruz
bu kızlar nasıl tatilde ,
okul varken daha çok oturuyorlardı pc başında
ikiside yok
kızlarrr hadi canlanın biraz tatil moduna girdiniz diye olmuyor böyle
Link açıldı ellerine sağlık ablacım
akşamı sabırsıkla bekliyorum kalbimiz onlarla
umarız iyi bir sonuç olur
Sevgi paylaşmaktır
Her sabah, başka bir yolculuğa gebedir. Her sabah, yeni bir günün sözünü verir. Bir gün daha fazladan yaşadığınızı belli eden bir başlangıçtır. Doğan günün sessizliğinde birçok vaat vardır ve hiçbiri henüz dile getirilmemiştir ve o an saftır. Hele o günün getirdiğinde aşk varsa...
Korkularını aşmayı başaran insanlardır en iyi aşıklar. Birçok insanı aşk kavramının korkuttuğunu düşünüyorum. Çünkü içinde bir bağımlılık etkisi taşıyor. Bu da artık kendinizden sorumlu olmamanız, diğerinin de sorumluluğunu taşımamız anlamına geliyor. Bu da riskin ta kendisi. Başka birine bu güçlü hislerle bağlanmayı kabul ettiğinizde ona bağımlı, zayıf hale geliyorsunuz. Sizi sevmemesi durumunda çok üzülüyorsunuz. Acı çekme düşüncesini kabul etmek gerekiyor.
Aşk acısı çektiğimiz anların her biri, aslında tek başınıza yaşayamayacağınızı gösteren anlardır. Yaşamınızın sadece diğerlerinin arasında bir anlamı olduğunu anlatan anlar... Çocuğunuzu kucağınıza almanızla şunu anlarsınız; bütün hayatınız boyunca o size değil de siz ona bağımlı olacaksınız.
O büyüyünce gidecektir. Baba ya da anneyseniz bütün mutluluğunuz çocuğunuzun mutlu olmasına bağlıdır.
İşte bu mutlak bir aşk, karşılıksız sevgi. Biz çocuğumuzla ilişkimizde bunu görüyoruz ve hissediyoruz ama, aynı sevgi, bir sevgiliyle yaşandığında korkutuyor.
Karşılıksız sevmeyi öğrenmemiz gerekir. İyi insan olmaya giden yol işte bundan geçer. Çocuğumuzda bunu yapabilirsek, sevdiğimiz insanı neden karşılıksız sevemiyoruz ya da korkuyoruz. Her şeyi kontrol edemeyiz, her şeyle baş edemeyiz. Bu da gün doğumuyla ilgili... Yapılacakların listesini yapmak gibi.
Hayat güvenilmez, istikrarsız. Bu anlamda hayatın, geçmişle gelecek arasındaki bir nokta olduğunu anlamak önemli...
Bu da bizim seçimlerimizle ilgili, bu bize bağlı, bir kuralı yok ki aşkın. İnsanın kendisi kadar aşk çeşidi var. Aşka tevazu ile yaklaşmalıyız. Sevginin biçimleri çiftler kadar çoktur.
Tek bir kuralı yoktur aşkın. Tabii bazı ortak noktaları da var, ama onlar istisna bence. Aşkın en büyük göstergesi paylaşma arzusu. Gördüğünüz, yaşadığınız her şeyi o insanla paylaşmanız demektir. Aşıksanız ve sevgiliniz yanınızda değilse, hayatın tadını çıkaramazsınız.
Onunla paylaştığınız zaman hayatın tadı çıkar. Fiziksel olarak da zihinsel olarak da.
Sevdiğiniz ama sevilmediğiniz zaman bunu nasıl iyileştirirsiniz? İyileştiremezseniz, bu bir acıdır, sizinle gezecektir ama bu acıyla yaşamayı kabul ederseniz, başınıza iyi bir aşk geldiğinde, sevip de sevilmemenin ne demek olduğunu iyi bildiğimiz için, bunu bilerek bir aşk yaşayacaksınızdır. Birinin size yaptığını siz de başkasına yapmak istemeyeceksinizdir.
ARTE TAHİR
ALINTIDIR..
başta eylem arkadaşımıza
sonrada yüreği karşılıksız sevmeyi bilenler için giliyor sıradaki şarkı
teoman dan
(eylem öyle istedi)
SEVDİM SENİ BİR KERE
Sevdim seni bir kere
Başkasını sevemem
Deli diyorlar bana
Desinler değişemem
Desinler değişemem
Daha yolun başındasın
Değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor
Bildiğim bütün yollar
Sevgi anlaşmak değildir
Nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir
Sevdim seni bir kere
Başkasını sevemem
Deli diyorlar bana
Desinler değişemem
Desinler değişemem
Daha yolun başındasın
Değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor
Bildiğim bütün yollar
Sevgi anlaşmak değildir
Nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir
harika bir yazı ve güzel bir şarkı
ellerin dert görmesin ablacım
BBO Gazetesinde yazan ablacığım,
yazdıklarına neden imza atmıyorsun.
Alıntıda olsa kimin bize ulaştırdığını,
Bu güzel havada radyo da,küçücük stüdyoya bizim için hapsolan,
bizlere güzel şarkılar yollayan güzel insanın adını bilmek istiyoruz...
şimdi yayınımız92.5
bütün sabahlarınız mavi bir gökyüzüne ve masmavi bir gün gibi aydınlık olsun
ilk parçamız..
edip akbayram dan geliyor
hasretinle yandım diyecek
kavuşmak isteyen herkese gitsin..
Hasretinle Yandı Gönlüm
Hasretinle yandı gönlüm
Yandı yandı söndü gönlüm
Evvel yükseklerden uçtu
Düze indi şimdi gönlüm
Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm
Gözlerimde kanlı yaşlar
Hasretin bağrı kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm
Gelecektin gelmez oldun
Halimi hiç sormaz oldun
Yaralarımı sarmaz oldun
Yokluğundan öldü gönlüm
Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm
Gözlerimde kanlı yaşlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm
Seks geçici, sarılmak kalıcıymış...
Uzun süren ilişkilerin formülü buymuş. Bunu ben demiyorum, uzmanlar söylüyor. Sarılmak özellikle kadınlar için daha önemli. Kadın vücudu sarılma anında daha fazla oksitosin hormonu salgılıyor.
Geçenlerde sarılmak üzerine bir film seyrettim. 'Shopgirl', Steve Martin'in aynı adlı kitabından uyarlanmış. Aşkı arayan bir kadının, çok zengin ama sadakatsiz orta yaşlı bir adamla beş parasız ama "sarılmayı bilen" genç bir adam arasında kalmasını anlatıyor. Aşkı arayan kadının arabasıyla evine dönerken, trafikte radyo dinlediği bir sahne var. DJ diyor ki: Bir kadının kucaklanması gerekir. Umurunda olmayan bir erkek bile olsa sana sarıldığında korunma duyguların harekete geçer. En iyisi erkeğin iki koluyla sarılmasıdır. Sana iki koluyla sarılıp güzel olduğunu söyler. İkincisi tek kolla sarılmasıdır. Erkek yanındadır ama bir kolu seni sarar, üçüncüsü dirseğini kırıp elinin üzerine yatar. Dördüncüsü sen başını onun göğsüne koyarsın o boşluğa bakar. Birincisinde kendisini kadın gibi hissedersin. Filmin kahramanı sonunda erkeklerden birini tercih etti. Önce sarılmayı bilen genç adamla birlikte oldu. Sonra zengin ama sadakatsiz adamla. Her kadın gibi ikisinin bir arada olduğu erkeği aradı ama bulamadı.
alıntı arte tahir
ve bir fıkra
Bana Sarıl Fıkra Köşesi
Karı-koca yatağa girerler, tansiyonlar yülselir, sevişmeye hazırlanırlar. Ancak kadın durup dururken: "Dur, canım istemiyor, sadece bana sarıl" der
Adamcağız, 'Neden?' diye yanıtlar.
Karısı: 'Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun' diye mızmızlanır.
Adam, sevişemeyeceklerini anlar ve "Bir kadın ne ister?" ister diye düşünür.
Ertesi gün adam, karısını çok güzel bir mağazaya götürür, birlikte harika bir alışveriş yaparlar. Kadın, üç tane pahalı kıyafet dener ama karar veremez.. Adam, karısına hepsini almasını söyler. Sonra, $200'dan üç çift ayakkabı da alırlar. Sonra, pırlanta küpeler alınır. Kadın heyecanlanır, tarifsiz mutlu olur.. Kocasının delirdiğini düşünür ama umurunda değildir. Pırlanta kolyeyi de alır. Kocası, 'Kolye sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin' der. Kadın zıplar, yerinde duramaz mutluluktan. 'Hazırım, kasaya gidelim' der.
Kocası: 'Hayır hayır hayır bunları satın almayacağız ki' der
Karısının yüzü bembeyaz olur.
Kocası: 'Ben bunlara sadece sarılmanı istiyorum'
Arkadaslar merhabalar
Eylem ellerine saglik, ama daha okuyamadim
Yine ugramaya calisacagim...
bbo fm den nasıl istEk istEYebiliyoruz...
Kankacığım radyoda senin forsun büyük
tanıdığın mı var nedir?
yaa benim adıma bir istek yapsana,
ben bir türlü ulaşamıyorum.
Edip Akbayram'dan
Bekle bizi İstanbul...
evet bu gun maviler progamımız devam ediyor..
sevgimizi göstermek şeklinin en güzelidir
dost olduğunuzu
sevgili olduğunuzu
evlat olduğunuzu
ana yada baba olduğunuzu
en güzel anlatılandır bir kucaklama bir sarılma..
evet sertap erener
den geliyor
Sarıl Bana
Yüreğimi ezdi aşk, sığındım sana
Bir ömür boyu kalsam senin yanında
Fırtınalar vurdu aşk baharlarında
Bembeyaz hayallerim sarardı dalında
Acımı sen, canımı sen kucakla
Mavi, pembe sabahlara hazırla
Yüreğime aç yeniden boş bir sayfa
Sarıl bana, sıcağınla kucakla
Söz: Aysel Gürel
Müzik: Erik Satie
Düzenleme: Demir Demirkan
yanınızda sarılacak biri oılsuması umuduyla..
dinliyoruz...
mavi programından
sıradaki şarkı kardeşime
gidiyor
Adsız kardeşime
no name e
diyoruz ki
biz bekliyoruz istanbul un hemen yanındayız..
Körfez de kardeşimizin yolu düşerse
yüreğimizde çiçekler açar..
evet edip akbayramdan geliyor..
Bekle Bizi İstanbul
Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünür düşünürüm
İstanbul
Binbir direkli Haliç'inde akşamlar
Adalarında bahar Süleynaiye'nde güneş
Ey sen ne güzelsin ey kavgamızın şehri
İstanbul
Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye'nle bekle
Parklarınla, köprülerinle, meydanlarınla
Bekle bizi İstanbul
Tophane'nin karanlık sokaklarında
Koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle
Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi
İstanbul
Haramilerin saltanatını yıkacağız
Bekle o günler gelsin gelsin İstanbul
Sen bize layıksın bizde sana İstanbul
İstanbul
Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye'nle bekle
Parklarınla köprülerinle meydanlarınla
Bekle bizi İstanbul
evet arkadaşlar
reklamlardan snra sizlerleyiz..
http://www.klipmekani.com/2008/05/24/milli-takim-ulker-reklami/
eylem çok çalışyorsun ya
patronda izin vermedi ya
bak
Ya bir yol aç ya da bir yol yaptır.
Hannibal
demiş..
sen o yollardan geçen birbirlerine kavuşan insanlardan ne dualar alıyorsundur..
işden bunaldığında düşün istedim..
ben geldimmm :))
eylemcim ellerine sağlık canım her zamanki gibi süpersin :)
Mavileri çok seven, mavi programının maviler içindeki mavi gözlü yapımcısına,çok teşekkürler ediyorum.
Bir Ege Deniziydim Ben
Hayali köpüklere inatla koşan
Dalgaların içinde düşleri kovalayan
Ansızın çıkan yıldızlara inanan
Bir Ege deniziydim ben
Mavinin iminde kırmızıyı aradım
Dolaştım durakları gece yarısı
Karşıdan gelen ıslığa uydum
Yoldan çıktım
Yola girdim
Bilesiye, başka diyarda tüten
Bir Ege deniziydim ben
Kökleri yere bağlı sanıp
Bulutlara dek tırmandım
Düştüm, canım acıdı
Kanayan yere buz bastım
Uçmak istedim
Kürek kürek atıldım sevdalara
Ama gözü kumsala bağlı
Bir Ege deniziydim ben
Aynur Uluç
ve sezen aksu devam ediyoruz..
link açılırsa.
http://www.bedavamp3.co.uk/sezen_aksu-kalbim_egede_kaldi-9669.html
link açılmazsa
Cigaramı sardım karşı sahile
Yaktım ucuna acıları
Ağları attım anılar doldu
Ağlar hasretimin kıyıları
Yareme tuz diye yakamoz bastım
Tek şahidim aydı
Aman aman
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim egede kaldı
Kadehimi vurdum karşı yakaya
Efeler kalktı şerefe
Sevgimi attım dostlar coştu
Bir ağıt yaktı kadere
Yareme tuz diye yakamoz bastım
Tek şahidim aydı
Aman Aman
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim egede kaldı
Aman efendim
Ayrılık ölümden beter
Canım efendim
Yeter bu hasretlik yeter
Aman efendim
Bana bir merhaba gönder
Canım efendim
kalbimiz nerede kaldıysa
ona bir merhaba gönderin...
dinliyoruz..
merhaba bbo fm mii??
istek parçada bulunucaktım tuğba özerkten izmir bütün izmirlilere gelsin :))
Radyonun sahibi ablam olur kanka forsum ordan geliyor:))
içinden gelmiş tekrar yayınlamış teşekkür ediyorum ablama
seninkini de yayınlamış bbo radyo mutlaka istekleri yayınlar
arada bazen acemi Dj'ler oturuyor onlara denk gelmişsindir :)
Kaya ,Gökçe hoşgeldiniz
yine bekleriz Kayacım,
oku bak kendim yazdım diye söylemiyorum güzel senaryo :)
Mavigün ablam 14:26'daki yorumun için ayrıca teşekküreler mutlaka hatırlayacağım
no name kardeşim..
bak annemle yılladır kadıncağızın
başına takaza ettiğim bir durumdur bu mavi gözler...
ismin mavisini bana verdinizde
gözlerin mavisine niye ablama diye..
yani anlayacağın ben dünyaya
yüreği mavi
gözleri kahverengi bakıyorum..
kardeşim..
bu yüzden mavi günlerden
sıradaki parça
gözler kalbin aynasıdır..
bu aynı zamanda bu sıcakta bizlerden ayrı kalmanın sinirini de üzerinde taşıyan BAŞKAN a da
gitsin
emel sayın söylüyor
gözler kalbin aynasıdır..
Gönül bir aşk yuvasıdır
Ümit aşkın rüyasıdır
Seviyorsan hayır deme
Gözler kalbin aynasıdır
Gözler kalbin aynasıdır
Yalan nedir bilmez onlar
Siyah mavi yeşil olsun
Aşkı inkar etmez onlar
Şiir gibi, roman gibi
Okuyorum ben aşkını
Öylece bak gözlerime
Çevirme hiç bakışını
Gözler kalbin aynasıdır
Yalan nedir bilmez onlar
Siyah mavi yeşil olsun
Aşkı inkar etmez onlar
Yağmur gibi damala damla
Seven gözler konuşurlar
Gözden kalbe bir yol gider
Ayrılanlar kavuşurlar
Gözler kalbin aynasıdır
Yalan nedir bilmez onlar
Siyah mavi yeşil olsun
Aşkı inkar etmez onlar
bakmasını bilin dostlar..
sevgiyle..
sımsıcak..
dinliyoruz..
hehehe okuyoruz olacak bu radyo..
canım gökçecim
yanılmıyorsam izmir lisin
yanılıyorsam da ablalığıma ve..
eğer yaşamasan bile izmir li sen garantili güzel kızsındır ..
güzel kardeşim benim...
gerçi sen bizim için nerde olursan ol güzelsin..
canım senin için çalıyorum
mavi günlerin sıradaki parçası
Tuğba Özerk - İzmir
Dostum bana İzmir'i anlat
Hüznüme biraz imbat kat
Eski günlere geri dönelim
Kederlerimi denizlere at
Yolum düşer uğrarım sana
Kordonda bir çay ısmarla bana
Oturup konuşalım kana kana
İstanbul bir yalan
Söylenenlere inanma
Alsancak'ta o yaralı gençliğim hala beni bekler
Sen aklıma düştükçe hala kalbim tekler
İçimde sancır İstanbul benim darağacım
Gidiş o gidiş bir dahada senden
Haber bile alamadım
Bu şehir süslü boyalı kadın
İzmir sen benim anamdın
Gel yine kol kanat ger bana
Ben koynunda uyumalıyım
Yolum düşer uğrarım sana
Kordonda bir çay ısmarla bana
Oturup konuşalım kana kana
İstanbul bir yalan
Söylenenlere inanma
Alsancak'ta o yaralı gençliğim hala beni bekler
Sen aklıma düştükçe hala kalbim tekler
İçimde sancır İstanbul benim darağacım
Gidiş o gidiş bir dahada senden
Haber bile alamadım
mavi günleri sonuna geldik
son olarak
mavigün
arkadaşımızın kankasına bir şarkı yollayarak progamımızı bitiriyoruz..
tekrar buluşana dek
kendinize iyi bakın.
evet şarkı kankama gidiyor..
Edip Akbayram söylüyor..
Senden Haber Yok -
Gece hep aynı gece
Yine senden umut yok
Dilimde aynı hece
Ne gün geçer ne de gece
Senden hala bir ses seda yok
Düştüm dipsiz bir kuyuya
Elimden çeken yok
Uçsuz bucaksız çöldeyim
Aylardır sana hasretim
Ne serap ne de hayalin
Senden bir damla su yok
Yara hep aynı yara
Yine senden ilaç yok
Yüreğimde aynı sızı
Çekilmiyor ki sancısı
Senden hala bir ses seda yok
Düştüm dipsiz bir kuyuya
Elimden çeken yok
Uçsuz bucaksız çöldeyim
Aylardır sana hasretim
Ne serap ne de hayalin
Senden bir damla su yok
evet arkadaşlar tekrar iyi günler diliyorum ve milli takımıza başarılar diyerek ayrılıyorum.
http://www.klipmekani.com/2008/05/24/milli-takim-ulker-reklami/
ömrünüze bereket olsun..
evet ablacım izmirliyim ve izmirde yaşıyorum çok teşekkür ederim :)
http://www.kiracweb.net/kw/modules.php?name=izle&file=read&id=233
HAYDİ HAYDİ MARŞI (KIRAÇ)
Dört koldan her yanı ateş sarsa da
Ateş dokunmaz sana sen çık meydana
Yalnız değilsin sen Türkiye’mizsin
Dünyaya haykıran gür sesimizsin
SENDE ASKERSİN SENDE MEHMET’SİN
KALBİNDE EN DERİNDE HİSSEDECEKSİN
HAYDİ HAYDİ GÜN BUGÜN
TÜM DÜNYAYI TİTRETECEKSİN
Kana kan dişe diş dağ gibiyiz biz
Tarihlerden fışkıran kaplanlarız biz
Hep onurlu hep cesur tüm hİkayemİz
Ay yıldızlı bayrağın neferlerİyİz
SENDE ASKERSİN SENDE MEHMET’SİN
KALBİNDE EN DERİNDE HİSSEDECEKSİN
HAYDİ HAYDİ GÜN BUGÜN
TÜM DÜNYAYI TİTRETECEKSİN
Demek İzmir'de sin Gökçe ben seni İstanbul'da sanıyordum niye ki?:)
İzmirli güzel haftaya kısmet olursa perşembe ya da cuma İzmir'deyim ilk defa göreceğim kısa olcak ama göreceğim
bir düğün için gidip döneceğiz bakalım İzmir nasıl bir yermiş :)
bende bulunduğum şehir Ankara için bir şarkı göndereyim
ANKARA
Sen ellerimde
Sen gözlerimde
Issız geçen her gecemde
Herseyinle yanımdasın
En zor bu gerçekten
Sevdiğimi söylemeden
Ayrıldım yine senden
Yoksun sen aslında
Yalnızım bu kumsalda
Neler neler yapıyorsun
Bensizken Ankara'da
Söyleyen : Haluk Levent
sen
sen
sen
geçin bakim şöyle kenara..
cezalısınız ..
kim? ben? ama niye ben? :)
iyi tatiller herkese, sevgiler...
hehe
sen in birisi üzerine alındı, birisini yakaladım:))
ablacım iyi tatiller
tabi isimsiz olmaz
demekki napıyoruz ?
işi aceleye getirmiyoruz:)
Kirmiziiiiiii
beyaaaaaazzzz :))
eylem neresine geliyosun izmirin??
beyazzzzzzzzz
Türkiyeeeee
bilmiyorum ki Gökçe gitcez ama neresi bilmiyorum :)
Başkanım cezalısın senaryo mu okudun mu?
okumadıysan oku çabuk
Kaya sen okudun mu?
hı hı hadi cevapları bekliyorum
zorla senaryo okutuyorum:))
sampiyoooonnnn
eylemcim su anda okumak icin kirdim dizimi oturdum
ancak is güc
- Senaryoya baslamadan önce bi istek parcam olabilir mi acaba?
- Tabi canim KAyacim seni mi kiracaz?
- Tamam o zaman. Candan Ercetin`den Yalnizim parcasi benden tüm bbo culara gitsin...
Geliyor
Gökyüzünde yalniz gezen yildizlar
Yeryüzünde sizin kadar yalnizim
Bir haykirsam belki duyulur sesim
Ben yalnizim, ben yalnizim
Yalnizim
Kaderim bu, böyle yazilmis yazim
Hiç kimsenin askinda yoktur gözüm
Bir yalnizlik sarkisi çalar sazim
Ben yalnizim, ben yalnizim
Yalnizim
Benim gibi dinleyiciyi zor bulursunuz
Hem istedim hem gönderdim :)
Kardeşim benim,
Hoşgeldin.
güzelll yoksa ben kıracaktım dizlerini :)) diyecek iken
yalnızım parçasını gördüm
içim cız etti be kardeşim
ama sen yanlız değilsin ki bizler varız
Eylemcim simdi okuyabildim ancak senaryoyu. Ellerine saglik ama 2-1 pek mantikli olmamis be bacim. 4-0 nasil?
Ya da realist düsünelim...
Allah`im sen milli takimimizi utandirma..
Yalniz var ya yari finalde Almanya-Türkiye oynarsa kesin kavga var :))
Yenilirsek "Niye gülüyon" diye kavga cikar; yenersek sevincten döveriz...
Hosbuldum kardesim
Yalniz dikkatimi ceken birsey var. Bugün baya yavassin. Insallah problem yoktur
Eylemcim yalnizlik Allah`a mahsus. Sizler varken ben yalniz degilim. Iyi ki varsiniz...
hayırlısı Kayacım bakalım akşam göreceğiz sonucu
seval ablacım iyi tatiller biraz geç olsu ama kusura bakma
sende iyiki varsın kayacım
kardeşin fırtına öncesi sessizlik modunda takılıyor birazdan açılır :)
başkanım cee dedi yine gitti
neyse ilerleme kaydediyoruz
arada ses veriyor artık :)
öyle her kardeşim diyene atlamam ben sazan mıyım.
ne malum sen olduğun.
gülü göreyim,
cevap vereyim..
taktı bu güle ya Allah yardımcın olsun Kaya :))
Sen iste yeter ki..
Eylem o degil de yakinda adim güllü diye kalacak ondan endiseliyim ben
:))))
Şikayet etme kardeşim,
benim adım da kelebek kaldı,şikayet ediyormuyum,yoo...
bak buna daha çok güldüm :))))
Allah'ta sizi güldürsün
Kelebek degil acik konus :))
Sevgi Kelebegi
Kardeşim şimdi senin yürüttüğün mantığa göre benim bu akşam hırvat dövmem gerekiyor.
yenilirsek ne gülüyondan yenersek sevinçten.
peki ben hırvatı nerden bulacam.
hırvatlarla almanlar komşu mu?
Arkadaşlar sizlerle olmak güzeldi
geldim bir iş gününün daha sonuna
kısmetse yarın görüşebilmek dileğiyle iyi akşamlar veee
Kırmızııı
Beyazzzz
en büyük
Türkiye
Lay lay lay lay ...:)
iyi akşamlar kanka,
bol şans...
Iyi aksamlar Eylem...
Yok topraam yari finale kalirsak dedim. Yani hirvatlari gecersek de almanlarla oynarsak...
Dert etme Kemer`de baya Alman nüfusu var.
yaw iki dakka ayrıldım kaynatmışınız muhabbeti..
eylemcim henüz okumadım ne yalan söyleyeyim, ama okuyacağımı biliyorsun..
giden dostlarım keyifli bir gece sizinle olsun..
kalanlar burası size emanet biliyorsunuz..
güllü ?
kelebek ?
ne iş , lakapmı takmaya başladık birbirimize:))
yok baskanim lakap degil de mavileri giyelim dedik
lakap yok isimler güzel :)
nerde BBO FM niye bu sessizlik
alacam elime ama haaa
Öznesiz cümleler kurmaya alışmıştım ben oysa... Yalnızlığıma, ıssızlığıma sahip çıkmıştım onca kalabalığın arasında.. Korkularımdan korkmamayı öğreniyordum yavaş yavaş...
Gurbetten memlekete gitsin..
Esme seher yeli esme
Yar bu bahar bana küsme
Ben gönlümü sana verdim
Hayırsız yar beni üzme
Ben gönlümü sana verdim
Vefasız yar beni üzme
Dermanımsın, dermanımsın, dermanımsın
Alnımın yazısı fermanımsın
Çalamazsın benim gibi bu gönül sazlarını
Bir durup esme yel gibi el çekmez nazlarını
Vefasız yar alıp gitme elimden ellerini
Eller sevemez ben gibi yüzünde benlerini
Off Dermanımsın
Yar gel etme yar
Bir sitem bir isyan etme yar
Sol yanımsın gitme yar
Dermanımsın ,dermanımsın, dermanımsın
Alnımın yazısı fermanımsın
Çalamazsın benim gibi bu gönül sazlarını
Bir durup esme yel gibi el çekmez nazlarını
Vefasız yar alıp gitme elimden ellerini
Eller sevemez ben gibi yüzünde benlerini
Off Dermanımsın, dermanımsın, dermanımsın
Alnımın yazısı fermanımsın
Çalamazsın benim gibi bu gönül sazlarını
Bir durup esme yel gibi el çekmez nazlarını
Vefasız yar alıp gitme elimden ellerini
Eller sevemez ben gibi yüzünde benlerini
Off Dermanımsın.
KUBAT 2008
gönülde yar yarası var
alı gitmiş karası var
yari gören olur ise
yüzünde gül kurusu var
...
OO kardeşim,zevkle izliyoruz.
istek te çalıyor musun?
iste bakalim :)
BBO FM
Lacivert le iyi akşamlar,
sevgili BBO cular yaynımıza başladık evet çok az saatler kaldı
millilerimize başarılar dileyerek başlayalım..
link açılırsa...
http://www.metacafe.com/watch/1362081//
evet dinliyoruz...
Avşar bozlağı
Zara'dan
ooo profi dj gelmis
ablacim yoklugunda tahrifat (umarim dogru yazmisimdir) yaptik ama sen bilirsin isini
kaldigin yerden devam...
BBO FM
lacivert le
evet lütfen devam
link açılırsa
http://www.plak1.com/muzik/Kenan%20Doğulu/10.%20Yıl%20Marşı/2501.html
link açılmazsa
Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan
10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan
Başta bütün dünyanın saydığı baş kumandan
Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan
Türküz Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi
Türke durmak yaraşmaz
Türk önde Türk ileri
x 2
Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız
tarihten önce vardık tarihten sonra varız
Türküz...
evet lacivert gecedende millilerimize başarılar...
Son maçı izlemedim,galip geldik.
Bu maçı da izlemesem mi acaba...
evet
92.5
BBO FM
akşam olmakta mavi yerini birazdan lacivert gecelere bırakmakta..
Abbas
Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
Cahit Sıtkı Tarancı
ve nilüfer le başlıyoruz
geceler
Geceler, katran karası geceler
Ellerim tütün kokar gecelerde
Geceler, olmaz olası geceler
Açılır yelkenleri yalnızlığın
Vurur dalga sesleri yüreğimde
Geceler yarı yar
Dört duvar efkar
Geceler yarı yar
Başımda sevdan
Vurulur zincirlere
Çareler gecelerde
Bir damla bir damla daha
Düşer zindanlara
Gözyaşlarım
Geceler yarı yar
Dört duvar efkar
Geceler yarı yar
Başımda sevdan
devam ediyoruz
erkin koray dan
link açılırsa
http://www.sarki-dinle.com/erkin-koray-fesuphanallah-r337.htm
link açılmazsa
siz söyleyin...
Fesuphanallah
Arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah
Biri biterken öbürü de başlar vermesin Allah
Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım Vallah
Yok mu çaresi dostlar fesuphanallah
Alemin keyfi yerinde yine maşallah Bize de bir gün kader güler güler inşallah
Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım Vallah
Yok mu çaresi dostlar fesuphanallah
evet dnliyoruz...
BBO da başlar inşallah
Bu Nilüferin Geceler şarkısının temiz bir kaydını bulamadım.
bilgisayarında kayıtlı olan var mı?
İki Kalp
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Cemal Süreya
ferda anıl yarkından
geliyor sırada ki parça
link açılırsa
dinliyorsunuz..
http://www.plak1.com/muzik/Ferda%20Anıl%20Yarkın/Sonuna%20Kadar/2067.html
link açılmazsa
siz söylüyorsunuz
Sonuna Kadar
Sonuna kadar geldim aşkın
Kavusamadım ben sana
Yetişemedim ben sana
Anlatamadım derdimi
Ağla gönlüm ağla
Bekledim inan seni hergün
Dayanamadım sevgisiz
Yaşayamadım ben sensiz
Anlatamadım derdimi
Ağla gönlüm ağla
Yazık ettin yazık
Kendinden çok bana
Gücüm kalmadı artık
Her yokluğunda
Aylar geçsede yıllar geçse de
Bir ömür böyle sürse de
Ben seni unutamam
Aylar geçse de yıllar gecse de
Bir ömür böyle bitsede
Ben seni unutamam
lacivert gece 92.5
devam ediyor
Gökçe Kırgız dan
link açılırsa
dinliyorsunuz
http://www.izlesene.com/video/amator-gokce-kirgiz-kiyabilirmiyimyeni-sarki/153936
link açılmazsa
siz söylüyorsunuz...
Kıyabilirmiyim
İçimdeki Duygu Beni Öldürecek
Bekledim Bekliyorum Ne Zaman Dönecek
Şimdi Sen Gidiyorsun Ya
Beni Kim Sevecek
Hadi Sen Kıydın Da
Ben Kıyabilirmiyim
Terkedip Gidiyorsun Ya
Beni Kim Sevecek
Hadi Sen Kıydın Da
Ben Kıyabilirmiyim
Söyle Söyle Sevmiyorum De
Yak Canımı Alıştım
Zaten Sensizliğe
Gitme Gitme
Ne Olur Gitme
Hadi Sen Kıydın Da
Ben Kıyabilirmiyim
Yaşanan Güzel Günler
Mazimi Oldu
Sevdiğim Adam Bana
Yabancı Oldu
Ağladım Her Gece
Yaşlar İçime Doldu
Hadi Sen Kıydında
Ben Kıyabilirmiyim
Üşürken Yhokluğunda
Kalbim Buz Gibi Doğdu
Hadi Sen Kıydın Da
Ben Kıyabilirmiyim.
Söyle Söyle Sevmiyorum De
Yak Canımı Alıştım
Zaten Sensizliğe
Gitme Gitme
Ne Olur Gitme
Hadi Sen Kıydın Da
Ben Kıyabilirmiyim...
iyi akşamlar dostlarım
kendinize iyi davranın olurmu..
yarın görüşmek dileğiyle
sevgiyle sağlıkla kalın..
Iyi aksamlar baskanim
Yarin grsrz aksam zafer sarhosu olmazsak :)
Başkanım iyi akşamlar...
sevgili arkadaşlar bizim içimiz kıyılmadı ah be gökçe kız bizede kıymasaydın keşke
şimdi sırada ki parçamız
devam ediyoruz..
Sıla - kenan doğulu dan
link çıkarsa dinliyorsunuz
http://www.turksohbetim.net/18-Sila-Kenan-Dogulu-Bundan-Sonra.html
link çıkmaza siz söylüyorsunuz
Bundan Sonra
Soldan kalktım bu sabah olamazmı
Terslendim bakkala çakkala olamazmı
Kudurttular belki beter oldum
Hiç uyutmadı belki hayatımın sen gerçeği
Tek taraflı olurmu yani bu işler
Yüzde elli haksızlık payın
Hababam dürter
Yok rahat uyku
Mecbur kalkıp yakacan bi sigara
Koyucan takkeyi tam ortaya
Kendine güvenen şöyle gelsin
Bıraksın inadı dile gelsin
Sözünden dönen namert çıksın
Bizde böyle bundan sonra
Kafayı düzelttim senden sonra
Kendime yanarım senden sonra
İster gelirim ister gelmem
Hesapmı vericez bundan sonra!
Evet gözümün üstünde kaşım var
Hiç utanmıyorsun dimi
Kavganın da adabı var
Zerre kesmez seni
Bu düz ayak sevmeler
Sende aksiyonsuz yaşanmıyor aşklar
Kendine '(g…) ' Güvenen şöyle gelsin
Bıraksın inadı dile gelsin
Sözünden dönen namert çıksın
Bizde böyle bundan sonra
Kafayı düzelttim senden sonra
Kendime yanarım senden sonra
İster gelirim ister gelmem
Hesapmı vericez bundan sonra!
BİR : Hayat senin hayatın
İKİ : Vahşi biraz tabiatın
Sert lugatın şiddetli tavrın
Huzur istedin ama yine bulamadın
Gül her son bir başlangıç
Güle güle, güle güle
Kolay ilişki gelmez işine
Biliyorum seni
Kaderin ellerinde sakın üzme kendini…
Kendine Güvenen şöyle gelsin
Bıraksın inadı dile gelsin
Sözünden dönen namert çıksın
Bizde böyle bundan sonra…
lacivert geceler son parça ile yayına son veriyor herkese iyi akşamlar iyi geceler
ve tarkan
1. parça
link açılırsa
vay aanm vay
http://www.dailymotion.com/video/x427qq_tarkan-vay-anam-vay-video-klip-orji_music
link açılmazsa
siz söylüyorsunuz.
Sorma derdin nedir diye sorma,
Gel gör halimi görde anla
Azar azar içim yanar durur o biçim
Öl dese ölürüm onun için
Cok seviyorum hemde cok
Tam kalbime geldi ok
Delisiyim a canına yandığımın
Vurgunuyum haberi yok
Vay anam vay halime vay anam vay
Dışı beni yakar içi beni dilek olay
Söndü havam fiyakam benzine gireli
Şimdi Sabahı zor ediyorum geceleri
Azar azar içim yanar durur o biçim
Öl dese ölürüm onun için
Cok seviyorum hemde cok
Tam kalbime geldi ok
Delisiyim a canına yandığımın
Vurgunuyum haberi yok
Yok derdime care yok
Tam kalbime geldi ok
Köleseyim o canına yandığımın
Vurgunuyum haberi yok
Vay anam vay halime vay anam vay
Dışı beni yakar içi beni dilek olay
Çok seviyorum hemde cok
Tam kalbime geldi ok
Delisiyim o canına yandığımın
Vurgunuyum haberi yok
Yok derdime care yok
Tam kalbime geldi ok
Kölesiyim o canına yandığımın
Vurgunuyum haberi yok
Vay anam vay halime vay anam vay
Vay anam vay halime vay anam vay
ve gene millilerimize bol şansı diliyouz.
tekrar iyi akşamlar
iyi geceler
ve
http://www.metacafe.com/watch/1362081//
ablacığım ,yüreğine sağlık...
ablacim milli takim icin gülbenden milli sarki gelsin
bizden milli takima ve tüm türkiye taraftarlarina...
BBO Radio 3
classic music
Öncelikle MİLLİ TAKIMA BAŞARILAR DİLİYORUZ.Hak eden kazansın...
MÜZİK NEDİR?
Müzik estetiğine ilişkin görüşler, "Müzik nedir?" sorusu karşısında alınan tavırlarda soruya verilen yanıtlardan oluşur. Müzik üstüne ilk düşünceleri, yaklaşık aynı zamanlarda biri eski Yunan'da, diğeri eski Çin'de yaşamış olan Pythagoras (İÖ 580-500) ile Konfüçyüs (İÖ 551-478)'de, daha doğru bir deyişle, Pythagorasçılarda ve Konfüçyüsçülerde buluyoruz. Bu düşüncelerde ortak olan yön, her iki görüşün de müziği, birbirine koşut olarak varlık bilimsel ve insanbilimsel tarzda ele almış olmaları yanında, daha sonraki yüzyıllarda müzik felsefesinde belki de en etkin ve yaygın bir anlayış olarak görülecek olan "duyusal etki öğretisini" benimsemiş olmasıdır. Aşağıda uzun uzadıya ele alacağımız bu öğretiyi şimdilik, müziğin dinleyicide uyandırdığı etki, uyarım, izlenim, duygulanımla açıklanması olarak dile getirmekle yetiniyoruz...
Maurice Ravel den Bolero ilk bl,
Dinliyoruz...
BBO Radio 3
classic music
KONFÜÇYÜS
Konfüçyüs felsefesine ilişkin metinlerde "müzik tonların bir verimi" diye tanımlanır. Ton da şöyle belirlenir: "Duygular içten geldiği zaman ses halinde kendilerini gösterirler. Bu seslerin bir sıra halinde konulmasına ton denir." Müziğin varlıkbilimsel özyapısı da şu sözlerle dile gelir: "Müzik, gök ve toprak arasında bir ahenktir. (...) Müzik gökten meydana gelir." Bu varlıkbilimsel belirleme, antropolojik bir özellik kazanır; insanla varlık arasın- da müzik yoluyla bağ kurulur: "[Müzik], insan tabiatını uygun bir hale getiren bir unsurdur."Tonların etik bir etkisi vardır. Ahenkle oluşturulan müzik iyi ruhları yönetir, insanı etkileyen fena tonlar bozuk bir hava yaratır. "İyi tonlar insana tesir eder ve iyi bir hava yaratır." Müziğin etkisi yalnızca tek tek insanlarla sınırlı kalmaz, bütün toplumu, hükümetin yönetimini, tüm ülkeyi, ülkedeki işleri de kapsar. Müzik bozulursa, tüm bu şeylerde bozukluk meydana gelir...
Bolero dinlemeye devam ediyoruz...
BBO Radio 3
classic music
PYTHAGORAS
Pythagoras felsefesinde, matematiğin ilkeleri olan sayılar, aynı zamanda varlığın da ilkeleridir. Sayı varlıksal bir özyapıdadır. Tüm doğada ilk olan şey sayılardır. Sayılarda armoni özellikleri ve bağıntıları bulunur. Evren armoni ve sayıdır. Evren, kendisinde egemen olan düzen ve uyum nedeniyle bir "kosmos" (düzen, tüm-dünya düzeni) olarak adlandırılır. Hareket eden gök cisimleri belirli aralıklarla ses çıkarırlar. Aristoteles, Pythagorasçıları kastederek şunları bildiriyor: "Birtakım kimselere göre bu kadar büyük cisimler hareket ederken ses çıkması gerekir, zira yığınca denk olmadıkları ne de o hızla yol almadıkları halde bizim dünyamızdaki cisimlerde de bu görülüyor. (...) Bunları ve bir de (ayrı ayrı) aralıklara dayanan hızların musikice nispetleri olduğunu kabullendiklerinden yıldızların çepeçevre dönmelerinden doğan sesin harmonialı olduğunu söylüyorlar. - (Pythagorasçılara göre) bütün kosmos'a harmonia, guarte (3:4 oranı), quinte (2:3 oranı), oktave ( 1:2 oranı) hükmeder."Pythagoras müzikteki uyumun tamamıyla sayıya dayandığını, tellerin ya da borunun uzunluğu ile onlardan çıkan ses perdeleri arasında matematik bir bağıntının olduğunu bulgulayarak öne sürer. Bu buluşunu o, yıldızlar, güneş ve ay gibi gök cisimlerinin yeryüzüne uzaklığına da uygulayarak evrenin uyumlu sesler veren bir birlik oluşturduğu kanısına varır. Kozmik hareketin bu dönüşüne insan ruhu da uyar. Bunu Pythagoras insanın hiç şaşmayan bir yasaya uyarak çeşitli insan ve hayvan biçimlerine ebedi dönüşü olarak anladığı ruh-göçü öğretisiyle dile getirir. Böylece evren ve insan aynı bakış açısından, aynı ezeli-ebedi yasaya uyarak kavranmış olur. Ayrıca Pythagorasçılar, müzikteki ahengin etkilerini de sayıya da- yandırıyordu. Yerinde kullanıldığı takdirde müziğin sağlığa büyük yardımı olacağını kabul ediyorlardı. Vücudun temizlenmesi için nasıl hekimlik sanatı araç ise, ruhun temizlenmesi için de müzik araçtır.
Bolero dinlemeye devam..
eser uzun ben nedeyim,bitmiyor...
KLASİK YUNAN
Konfüçyüsçülerde ve Pythagorasçılarda gördüğümüz müziğin bir etki öğretisi olduğu anlayışı, daha sonra Platon'da ve Aristoteles'te sürerek klasik Yunan müzik kuramını oluşturur. Bu kuramın çekirdeğini oluşturan bu ethos (ahlâk) öğretisinin, başka bir deyimle, duyusal etki öğretisinin temel düşüncesi şudur: Seslerin hareketi ile insan ruhunun hareketlerini, gizemli bir benzerlik bağıntısından ötürü birbirine bağlayan müzik, ruh hareketlerini, tutkuları, sevinci ve hüznü yalnızca yansıtmaya değil, aynı zamanda dinleyicide doğrudan doğruya yeniden meydana getirmeye yetilidir. Ancak, dinleyicinin ruh yaşamı müzik yoluyla etkilenirse, böylece bu sanat gizemli bir gücü de ele geçirmiş olur. O, yanlış kullanılırsa, kötü sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle Platon (İÖ 428/7-348/7), tasarladığı ideal devletinde müziğin yeri üzerinde önemle durur. Ona göre, devletin en yüksek ödevi, yurttaşlarını erdeme uygun tarzda eğitmek, yetiştirmektir. O halde sorulur: "Şimdi bu yetiştirme nasıl olacak? "Yanıt açıktır: "Beden için idman, ruh için müzik"ten başka yol yoktur. Platon müzik eğitimine söz sanatlarını da dahil eder. Müzik ile sözün birlikte ele alınışı, sonraki yüzyıllarda da süregelir. Platon'a göre, "melodi üç şeyin karışımıdır: söz, makam, ritim."1 Söz konusunda ağlamalara, vahlanmalara yer verilmez. Makam ve ritmin de sözlere uyması gerekir. Hüzünlü sözlere uyan karışık Lydia, uzun Lydia ve benzerleri, gevşek olan çözük denilen Ionia ve Lydia makamları yurttaşları gevşek, sarhoş, tembel yapacağından devlete sokulmayacaktır. Kabul gören makamlar ise, biri savaş, diğeri barış zamanındaki yaşama uygun biri sert, diğeri yumuşak iki makamdır. Sazlar da buna göre seçilir. Her türlü makamı çala- bilen telli sazlara izin verilmez. Yalnızca lyra, kithara bir de kırlarda çobanların çaldığı kavala bu devlette yer vardır. Ritmler de aynı ölçüye göre değerlendirilir. Değişik, çok çeşitli ritimler istenmez; "hem yiğitçe hem de ölçülü bir hayata uygun olanları" benimsenir. Bütün bunlardan amaç, müzik eğitimi sayesinde yurttaşların iyi bir insan olarak yetiştirilmesidir. Görüldüğü gibi Platon'da sanat ve müzik, tamamen insanda bıraktığı duyusal etkiye göre etik açıdan değerlendirilir, estetik kaygılar göz ardı edilir.
Carl Orff
Carmina Burana
Fortuna imperatix mundi
dinliyoruz...
Haydin bana müsaade
Ben maca gidiyorum
Milli Takimimiza basarilar...
BBO Radio 3
classic music
Aristoteles (İÖ 384-322) de sanatı ve müziği aynı açıdan görür. Onun, müzik ve trajedi yoluyla dinleyicinin ruhunun kötü duygulardan temizlenmesi diye tanımlayabileceğimiz katharsis (temizlenme, arınma) öğretisinde temel kaygı etiktir: "Tragedyanın ödevi, uyandırdığı acıma ve korku duygularıyla ruhu tutkulardan temizlemektir." İzleyici, sahnede canlandırılan bu tür duygular veren olaylarla özdeşleşmek suretiyle, kendi içinde bulunan aynı tarz duygular dışarı çıkar, böylece onlardan kurtulmuş olur. Aristoteles, müziği tragedyanın önemli bir öğesi olarak görür. Başka bir yerde de o, müziğin ruh eğitiminde, hoş vakit geçirmede, tinsel tat almada oynadığı rol üzerinde durur. Ritim ve melodilerle çeşitli ruh hallerinin yansıtıldığını söyler. Bunların dinleyicide duygusal bir değişiklik meydana getirdiğini dile getirmekle Aristoteles, müziğin duyusal etki öğretisini benimser.
Ton tarzlarının ve cinslerinin etik öğretisinin geç Yunan müzik kuramında daha sonraki gelişimi de aynıdır. Bu durum, etiğinin dinsel-mistik genel gelişim yolunda geç antik ve erken Hıristiyan döneme uygun düşer. Ne ki müzik, erken ortaçağda etiğin hizmetinde olmak yerine dinin hizmetinde rol almakla ancilla ecclesiae (kilisenin uşağı) damgasını alır. Anımsanmalıdır ki, tüm ortaçağ boyunca, dinsel dogmaların akılla kanıtlanması ödevini üstlenen felsefe de ancilla theologiae (ilâhiyatin uşağı) diye adlandırılır. Müzik Yunan'da etiğin hizmetinde iken ortaçağda dinin hizmetine girer.
Beethoven piano sonatı no 14 C
diyez.minör-3 moonlight
Wilhelm KEMPFF
BBO Radio 3
classic music
Cicero'nun bir çağdaşı olan Philodemus (İÖ 110-40) ve daha sonra ünlü septik Sextus Empiricus (İS 200-250), Pythagorasçı, Platoncu, Aristotelesçi ve Stoacı öğretilere karşı yıkıcı bir eleştiriye yöneldiler; seslerin hareketleri ile ruhun hareketleri arasında içsel bir bağıntının bulunduğu biçimindeki duyusal etki öğretisinin temel görüşünün yalnızca bir kanı (doxa) olduğunu söylediler. Onlara göre, tonlar, kendi başlarına ruhun hareketlerini tek yönlü olarak meydana getirmeye veya yeniden yansıtmaya yetili değillerdir. Müzik, tonların bir oyunundan başka bir şey değildir. Tonlar ve ton kombinasyonları, işitmenin dolaysız tat alımından başka bir ereğe sahip değildir. Bu kuramın izleri, modern felsefede Kant'ın müzik estetiğinde görülür. Müzik estetiği hakkında septiklerin önemi, onların duyusal etki öğretisinin olumsuz bir eleştirisini vermelerindedir. Onların bu oyun kuramının olumlu ilk adımları, biçimselci bir müzik estetiğinden henüz uzaktır. Kendi başına ne antik duyusal etki öğretisi henüz bir içerik estetiğidir ne de septiklerin oyun öğretisi bir biçimsel estetiktir.
Ömer Naci Soykan'dan
Alıntıdır...
son olarak
Albingnioni'den Adagio
İyi akşamlar, hoşça ve dostça kalın...
Herkese iyi geceler diliyorum...
Allah rahatlık versin...
çok güzel maç oldu çok çok
tüm oyuncularımızı kutluyoruz...
Ne bicim macti be
Hayirli geceler...
Kazandik! Biz kazandik, yari finaldeyiz...
Inanamiyorum! Milli takimi son saniyeye kadar direnmekten ve savasmaktan vazgecmedikleri icin kutluyorum..
Iyi geceler herkese... mutlu uykular..
Türk milli takımımıza teşekkür ediyor ve onlarla gurur duyuyoruz.
Herkese iyi bir gece ve tatlı uykular diliyorum.
günaydın
92.5 BBO FM..
Bu sabah mavili günlerin sabah kuşağında
dün gece ile başlıyoruz..
ve anımsıyoruz..
öyle bir gece idi ki
sanki bir filim seyretdik
bir filim olsaydı senaristte ve yönetmene
pes derdik.
Bu kadar da olur muydu?
diye..
ama oluyormuş arkadaşlar..
inanç,
mücadeleyi bırakmama
yaradanın şansı size vermesiyle
bu yüzden yaşananlar
o kadar güzel
ve
o kadar bizim ulusumuza özel ki
tüm duyguları aynı anda yaşamayı seven bu halimiz belkide bizi biz yapan değerlerden biri
işte masmavi bir gökyüzünde
yüreğimizde gurur
ve yaşadığımız sevinç için
tekrar tüm milli takım oyuncularına ve tüm ekibe teşekkürler ediyoruz..
ve bu gün
MEMLEKET SEVGİSİ
İLE
GÜNAYDIN
DİYORUZ..
VE......
link açılırsa
Ayten Alpman dan
geliyor size sabah şarkınız
Memleketim sıradaki parçayı
hep beraber
dinleriz..
http://www.plak1.com/muzik/Ayten%20Alpman/Ben%20Varım/4785.html
yok
link açılmazsa
hep beraber söylersiniz...
evet
memleketim.
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
Asiklar destan yazar daglarda
Kuzusuna kurduna Yunus'una Emrah'a
Butun alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnun'a Leyla'sina erisilmez sirrina
Sen dost ararsan kos Mevlana'ya
Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
Zengin fakir hepside sevdali
Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
Bir baskadir benim memleketim
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
Asiklar destan yazar daglarda
Kuzusuna kurduna Yunus'una Emrah'a
Butun alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnun'a Leyla'sina erisilmez sirrina
Sen dost ararsan kos Mevlana'ya
Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
Zengin fakir hepside sevdali
Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
Bir baskadir benim memleketim
gerçekten dün başkaydılar
kazansalarda kaybetselerde
ettikleri mücadele için bile yanaklarından öpülür..
evet dinliyoruz..
memleketim
çalışanlara iyi çalışmalar
çalışmayanlara iyi tatiller
diyerek
tekrar
günaydıııın.
92.5
bizden ayrılmayın...
saat : 10 .00
BBO radyo 3 den
no name yayına başlayacaktır..
o yayına başlayana kadar.
günüz aydın olsun..
Kırmızııııııııııııı
Beyazzzzzzzzzzzzzzz
En büyük
Türkiye
Son dakikalarda çekişmeli bir maç idi şans bizden yana oldu ve yarı finaldeyiz
oyuncularımızı tebrik ediyorum
sonuna kadar devam diyoruz kalbimiz sizinle
Günaydınlar
iyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle
Güzel şarkılar için hepinize teşekkürler
Kahvaltı hazırlayayım mı yine Seval ablamla pişti olur muyuz ki?
aa ama bugün cumartesi o tatilde gelmez bu saatte yatıyordur
neyse bende vazgeçtim bu gün haftasonu herkez ne zaman kalkarsa o zaman yesin gelsin:)
bu gün herkez kendine ısmarlıyor yani :)
Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle
kolay gelsin
güüünnaayyddııınnn
Yine gururluyuz
Yine mutluyuz
Yine zafer sarhoşuyuz...
Helal olsun bize bu sevinci yaşatanlara..
........................
Kırmıııızzzzzzzzzıııııııııııııııııııııııı
Herkese Günaydın,
saAt on da program başlıyor hazırlanmam lazım,görüşürüz...
Başkanım bağırtma sesimiz kısıldı bağımaktan,
bak bu son bi daa bağırmam.
Beeyyyyaaaaaazzzzzzzz
En büyükkkkkkkkkkk
Türkiiiiiiyeeeeeeeeee
TÜRKİİİİYYEEEEEEEEE
Sesimm feda olsun ÜLKEME no name..
hepimize günaydın.türkiye milli takım sevincinize ortak olamayacağım.neden derseniz;bu takım şu an 300 milyar prim alacak,fatih terimin maaşı malum.bundan 1 ay evvel bir haber vardı.kayseride hastanede 1.5 milyonluk iplik olmaddığı için öldü.bence avrupaya sesimiz türkiyede aç insan kalmadığı zaman insanlar hastanede parasızlıktan ölmediği zaman ya da keneden insanlar ölmediğ zaman duyulur.3 gün evvel ki kazanılan maçta bir çocuk yaralandı.çocuğun babası kim bana yardım edecek milli takım aldığı parayla yardım edermi demişti?istanbula erken deprem uyarı sistemi için tanesi 200 milyar olan cihazları çok görenler milli takıma bunu yapıyor.neyse kısaca ben size bu konuda aynı fikirde olmadığımı belirtmek için yazdım.moralinizi bozduysam özür dilerim
haksızsın diyemeyiz önemlideğil
ama sonuçta bu milli bir grur ve bizde buna sevindik
ayrıca bir şey daha eklemek istiyorum.gazete başlıkları tarih yazdık finaldeyiz yazmışlar.tarih böyle yazılmaz.mesela mustafa kemal atatürk tarih yazmıştır.bağımsız bir türkiye için.yada edison tarih yazmıştır.insanlığa ampulu bulduğu için.yada pasteur tarih yazmıştır kuduz mikrobunu bulduğu için.arşimet öklit thales daha pekçokları.tarih yazıp insanlığa çok şey katmıştır.sahi bu milli takım ne kattı.hep bu yönleri gözümüzün önünden kaybediliyor.sanki bilincimiz çarpıtılıyor .5 kuruşa köylüden karpuz alıp köylüyü inim inim illetenler,şimdi milli takım kazandı diye türk bayraklarıyla avrupa türkün sesini duy deseler ne olur.ya da tuzlada gemi tersanesinde öölen işçilerin patronları türk bayraklarıyla bu zaferi kutlarken tersanelerinde ölenler türk değil miydi.?
eyleycim.ne zaman ki insanlar aç kalmaz,ne zaman ki insanlar rahatlıkla okurlar,ne zaman ki insanların sosyal güvenlikleri olur işte o zaman milli gurur diyebiliriz.platon bir ülkenin geçmiş tarihinden bahsederek onları kandırır ve hatta uyutabilirsiniz der.
Önemlideğil'e
Sevgili kardeşim,
Yazdıklarında sonuna kadar haklısın.
Her satırına bende imzamı atıyorum.
Ancak yazında belirttiğin olumsuzlukların tek sebebinin parasızlık olduğu fikrine katılmıyorum.
Ülkenin geri kalmışlığını salt parasızlığa bağlarsak çok büyük hatalara düşeriz.
Geri kalmış veya gelişmekte olan bir ülkeyiz,Atamın deyişiyle "muasır medeniyetlerin" seviyesine ulaşmak için neler yapılması gerektiği açıkça bellidir.Bumları teker teker yazıp vaktini almak istemiyorum.
Sadece soruyorum,
gelişmiş bir toplum olmak için gücüm ve aklım yettiğince çalışırken,ülkemin milli takımının aldığı iyi sonuçlar ve bu iyi sonuçların getirdiği maddi gücün,(UEFA primleri,sponsor gelirleri,vs.)Bu yüreği vatan aşkıyla çarpan insanlar arasında üleştirilmesinde ne sakınca var?
Bu insanlar Türk insanı,bu paraları Türkiye'de harcıyorlar.Okul yaptırıyorlar,İş yeri açıyorlar,insanımıza istihdam sağlıyorlar...
Türk Milli Takımı ilk maçta elenip dönse Ülkemde yaşanan olumsuzluklar sona mı erecek?.
Sevgili Kardeşim,
Bu çocukların bizlere yaşattığı gururu anlayabilmek için yurtdışında yaşamış olmak gerek.
Bu galibiyetler yıllardır,aşağılanmış,ezilmiş,
gururu kırılmış,incitilmiş insanımızın dünyaya bir baş kaldırışını,isyanını temsil ediyor.
Bu galibiyetlerin insanımıza verdiği hazzı parayla pulla ölçmenin imkanı yoktur.
Velev ki bu gençlerimize verilen para hazineden değil,özerk bir kuruluş olan T.Futbol Federasyonundan çıkmaktadır.Federasyonumuz da gelirlerini büyük ölçüde sponsorlardan sağlamaktadır.
Sözlerimi bir Türk büyüğünün
"Paşa.. paşa,bu millet isterse bütün gemilerinin demirlerini gümüşten, yelkenlerini atlastan,halatlarını ibrişimden yapar..."
Sözleriyle sonlandırıyorum kardeşim...
Sevgili kardeşim,
Bahsettiğn konuların bir spor müsabakasıyla hiç bir ilgisi yok.
Bu bağlantıları kurabilmene ve meseleleri bu kadar basite indirgemene şaşıyorum.
Kardeşim elmalarla armutlar toplanmaz ki.
herkese merhabalar..
önemlideğil söylediklerinde çok haklısın bütün bu olumsuzluklardan kurtulmak zorundayız..
ama bu sevinçlerimiz yok sayarak değil..
onlarıda konuşuruz konuşmamız gereklidir...
ama sevinçlerimiz neden boğazımızda takılı kalsın..
hemde bu kadar hak etmişken...
tam da bu halk sevinçlere ve başarılara hasret iken..
ayrıca o futbolcular futbolcu olarak görevlerini fazlasıyla yaptılar..Ve bunu alacakları prim içinde yaptıkları düşünmek bile sahadaki verdikleri mücadeleye çok büyük haksızlık olur..
KEŞKE TÜRKİYE DE Kİ Gerçekleri gören herkes dün sahada ki 11 türk genci gibi görevlerini yapabilselerdi.
Bu gün saydığın tüm gerçekler değişmiyorsa önce yakın tarihimizde çıkartığımız siyasicilere ve onları orataya çıkartan kendimize bakmamız gerekiyor.
bı ülkede yıllarca un ,şeker ve yağ varken helva yapamayan biz halka sormak gerekir.
gerçekleri sorar ve tepit ederken önce halk olarak bir birey olarakta kendimize düşen payı verelim ve suçlayalım..
Canım önemlideğil kardeşim ,
Aslında haklı olduğun bu satırlar bu gün moralimi benim bozmadı..
ben bu gün bu ülkede gerçekleri gören herkesinde sevinçleri yaşamasından yanayım.
bu gün..
sende sevinç duy..
Mill takımı kutla..
onunla gurur duy
çoşku ya kapıl..
yarın konuşuruz..bütün bunları..
sevinç zamanı sevinelim..
Ablacığım hoşgeldin,
Erkencisin bu gün?
hımmmm
çok derin konuya girmişsin önemlideğil kardeşim..
haklısın, yaşam koşulları çok ağır ve çoğu zaman adaletsiz, ama bunu sadece ülkemiz için değerlendirmen yanlış olur düşüncesindeyim..
Dünyanın heryerinde açlık var,yoksulluk var,adaletsizlik var..
Zannetmeki dünyanın hakimi olduğunu sanan ülkelerde herşey yolunda...görmediğimiz için bize orada herşey iyiyimiş gibi geliyor..
Bsşka ülkeler elbette beni ilgilendimez,öncelik kendi ülkemin yaşamıdır..
ama senin bahsettiğin konuları çözmek için başımızda birsürü yeklili var, biz seçtik onları...ben oy vermedim o yüzden benim suçum yok deme hakkın yok...bu ülkenin vatandaşıyım diyen herkes sorumluluk altında...oy vermeyebilirsin ama itiraz hakkını kullanmıyorsan sorumlusundur..
Suç yöneticilerde değil kardeşim, suç bilinsiz olan bizlerde..
Ne zaman düzeliriz ?
Adaletsizliği gördüğümüzde sesimizi çıkarmayı başardığımız zaman...
Haksızlığı gördüğümüzde, engellemek için mücadele vermeye başladığımız zaman.
Yanlışı gördüğümüzde düzeltemeye çalıştığımı zaman..
...................
Milli maç bir sevinç vesilesi sadece.
Onlar bilmem kaç lira prim alacakmış bu beni ilgilendirmez..Attıkları terin hakkını elbette alacaklar,tek amaçları bizlerin yüzünü güldürmek..Eğer aldıkları para çok ise bu onların vicdanlarıyla olan sorunu...ülkem açken,yoksulum çokken bu aldığım para bana çok diyebiliyorlarsa mesele bitmiştir zaten..
Kimsenin bu dünyada yaptığı veya yapmadığı yanına kar kalmayacak..Fani dünya , ömrümüz 60-70 yaş arası...Mahşerde bu dünyanın hesabını vereceğiz..
....................
Dediğim gibi kardeşim, bunlar derin ve dallı budaklı konular...mantıklı düşünmeyi başarabildiğimiz gün senin bahsettiğin sorunlardan eser kalmayacak emin ol...ama ne zaman düşünürüz bilmiyorum, bana dünyamızın bu haliyle zor gibi geliyor ama neyse..
Günaydin BBO Ailesi, günaydin Türkiye, vatanim, günaydin Avrupa, günaydin Dünya... :)
Biz cok mutluyuz!
Günaydın Ablacığım,
Sizin mutluluğunuz,dünyanın bütün altınlarına değer.
Bizler de çok mutluyuz.
Mutluyum,
Mutlusun,
Mutlu...
www.f5haber.com/yazar.aspx?id=6&yazar=Can%20D%FCndar
www.f5haber.com/yazar.aspx?id=14&yazar=H%FDncal%20Ulu%E7
"Kutlamalarda yine kan aktı: 1 ölü "
Türkiye'nin Hırvatistan zaferiyle birlikte milyonlarca kişi sokaklara dökülürken, bazı illerde üzücü olaylar yaşandı. Gaziantep'te havaya açılan ateş sonucu İbrahim Güleç hayatını kaybetti. Kentte biri ağır 8 kişi de yaralandı.
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde de evinin damında uyuyan bir kadın, çenesine isabet eden kurşunla yaralandı. 55 yaşındaki Sultan Baylan'ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Adana ve Mersin'de de maç sonrası kutlamalarda 4 kişi yaralandı. Mersin'deki yaralılardan 11 yaşındaki Hüday Gündoğdu'nun sağlık durumunun da ağır olduğu öğrenildi.
İSTANBUL'DA 11 YARALI
İstanbul Valisi Muammer Güler maç sevincini silahla kutlayanlar nedeniyle 11 kişinin yaralandığını açıkladı. 54 kişi ise gözaltına alındı.
GAZİANTEP'DE 1 YARALI
Gaziantep'te, Türkiye'nin yarı finale çıkmasını kutlayan vatandaşlar sokaklara döküldü. Otomobilden havaya gelişigüzel ateş eden bir şahsın silahın çıkan kurşun bir kişinin yaralanmasına neden oldu.
Edinilen bilgiye göre olay, İsmetpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. Türkiye'nin yarı final galibiyetini araçlarla tur atarak kutlayan kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi otomobilden havaya gelişigüzel ateş etti. Bu sırada sıkılan kurşunlardan biri, evinin balkonunda maç sevincini yaşayan Ercan H.'ye (43) isabet etti. Havaya ateş açan şahıs olay yerinden uzaklaşarak kayıplara karıştı. Ailesi tarafından fark edilen Ercan H. olay yerine çağırılan ambulansla Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Maganda kurşunu ile yaralanan Ercan H.' nin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
mynet haber
DÜZGÜN SEVİNMEYİ ÖĞRENELİM
SAVAŞ YAPMIYORUZ MAÇ SEVİNCİ YAŞIYORUZ SİLAHLARA SARILMAYALIM
SEVİNCİMİZE GÖLGE DÜŞÜRMEYELİM
Can Dündar yazısı güzeldi :)
Sitenin tek aylağı benim herhalde.
Gideyim kendime bir iş bulayım...
kardeşim no name senin zaten bir işin var
sana 2. bir iş olarak abla olarak verdiğim işi kabul etmemişsin..
hani radyo BBO 3 saat 10 da yayına bile girmemiş..
işten kaytarmışsın birde
aylağım diyorsun
olursun tabii
Hani kimse dinlemiyor?
Trt 3 ün reytingi çok düşük,
klasik müzik sevilmiyor bu ülkede,
ah halkevleri bir kaç yıl daha açık kalacaktı ki nasıl sevdirecektik bu müziği yurdum insanına.
kader utansın..,yok yaa kapatanlar utansın.
bende kapattım klasik müziği,
artık, çekitap şekerim çalacam...
evet plotterle çıktı almak için cebelleştikten sonra kağıdını değiştir iken polyester kağıdın bileğime gelip bir kesik attıktan sonra verdiği acıyı ve kanı durdurup çıktımı alıp geldim
buyrun buradayım:)
bende burdayımmmm
sevmeme değilde
klasik müzik açıkçası biraz ağır geliyor
Oraya gelirsem o plotterin kafasını gözünü kırarım.
nasıl sana zorluk çıkarırmış,
o polyester kağıdın ise hiç kurtuluşu yok,senin kanını akıtanı yaşatırmıyım ben.O kendini yok sayabilir artık.
(Polyester kağıt ne menem bişi,Hayır düşmanımı tanıyayım diye soruyorum)
Geçmiş olsun,canın çok yanıyor mu?
eylem canım ya bak bakayım kanına kırmızı beyaz mı?
Kırmızısı kesinde..
bu arada dikkat et..
canım kardeşim..
büro da iş kazası yaşamıyalım..
iyimisin...
Kankacığım o zaman hafif müzikten başlayayım,zaman içinde yavaş yavaş ağırlaştırırım.
Bak böyle yol gösterin işte katılımcı olun canım...
canlarım benim ya iyiyim
oluyor arada kağıtlarla savaşıyoruz
kesincede harbiden kağıt kesiği bıçak kesiğinden acı oluyor bilmem hiç size rast geldimi
polyester kağıt yağlı kağıda benzer yırtılmayan şeffaf bir kağıt
kanka
ablacım kırmızı beyaz oldu evet :)
hadi size bir fıkra sonra da müzik programına geçeriz hafif hafif
"karısının sözünü dinleyenler"
Yeryüzündeki herkes ölür ve Tanrı'nın huzuruna çıkarlar... Tanrı der ki: - Erkekler 2 sıra olsun, bir sırada kadınlar tarafından yönetilen erkekler, diğer sırada kadınları yöneten erkekler... Ayrıca bütün kadınları cennete aldım, onlar meleklerle birlikte gidecekler şimdi...
Böylece kadınlar gittikten sonra Tanrı erkeklerin karşısına geçer. Bir bakar ki kadınlar tarafından yönetilen erkeklerin sırası 100 km. uzun. Ama kadınları yöneten erkeklerin sırasında sadece bir adam duruyor. Tanrı diğer sıradakilere çok kızar:
- Kendinizden utanın!.. Sizi bu dünyada güç ve idarenin temsilcisi olarak yarattım ve şuraya bak, hepiniz güçsüz karaktersiz 100 km.lik bir sürü olmuşsunuz... Bakın bir tek erkek kulum şu yan sırada tek başına gururla dikiliyor... Ondan ders alın!.. Oğlum, anlat bunlara, ne yaptın da
kadınları yöneten erkekler' sırasında bir tek sen oldun?..
Ve adam cevap verir:
- Bilmem... eşim bana burda durmamı söyledi...
alışverişten yeni geldim.kusura bakmayın cevap yazamadım.başkanım doğru söylüyorsun.katıldığım yanlar var.ama katılmadığım yanlarda var.mesela dünyanın her yerinde açlık deprem herşey var ama oralarda da futbol oynanıyorsa ve milyarlarca dolar para akıtılıyorsa,bence kaldırılmalıdır.profesyonel tarzda oynanmamalıdır. o paralar afrikaya açlıktan ölen çocuklara gitmelidir.mesela allah göstermesin türkiyede bir deprem olsa ve 1999 gibi 40 bin tane insan ölse bunun vebalini kim taşıyacak.deprem başkanı demişki istanbula depremi önce haber verecek alet almak lazım.ve tanesi 200 bin dolar.büyükşehir belediyesinden yardım istenmiş büyük şehir belediyesi biz bu harcamayı yapamayız ödenek yok diyor ve lalelere para harcayabiliyor vs...bu söylediklerimi şu an da deprem konusunda türkiyeyi uyarmaya çalışan deprem konusunda uzman birisi söylüyor.
2002 yılıydı bir şampiyonadan sonra milli takım jip kavgası yaptı hepimiz anımsarız.işte millilerin millikleri bu kadar.
son olarak şunu söyleyeceğim.yılmaz güneyin arkadaş diye bir filmi vardır.bilmem izlediniz mi?orada bir sahne vardır.konunun özü şudur.iiki arkadaş bir tanesi zengin olmuş eski değerlerini kaybetmiş dejenere olmuş birisi,öbürü ise mühendislik yapan ve değerlerini kaybetmemiş birisi.bunlar bir köye giderler. köyde ufak çocuklar çıplaktırlar ve yoksullukları gözükmektedirler.turistler yoksulluğun resmini çekerken zengin olan ve değerlerini kaybetmiş arkadaşengellemey çalışır.bizi dışarıda küçük düşürecekler,utanılacak duruma düşürecekler diye,oysa güzel manzaralar var çekilecek güzel şeyler var der.ama öbür arkadaşı yani azem esas biz bu durumdan utanmalıyız der.yani türkiye maçı kazandığında ölen tersane işçisinin evindeki moral nasıl düzelecek.onun aç çocuğunun karnı nasıl doyacak.depreme karşı bir zafer mi elde edildi.gazete yazıyor japonyada 7,2 şiddetinde deprem olmuş ve 6 kişi ölmüş japonlar önlem almışlar.bundan evvelki depremden dersler çıkarmışlar ve ona göre yatırım yapmışlar.ve övünülecek bir durum.işte japonların zaferi budur.var mı bizde böyle bir zafer.
ayrıca federsyonun parasını biz veriyoruz.yani oraya para verenler yani sponsor kuruluşlar o parayı zaten bizden kar olarak çıkarmaktadır.mesela türkcell sponsorsa aldığımız kontüre yansıyor.hangi firma sponsorsa o firmalar bizden çıkarıyor.onu yapacaklarına 1.5 milyonluk ameliyat ipliği alsınlar insanlar ölmesin.ya da çocuklarımız okula aç göndermesinler.ya da insanlar hastanelerde tedavilerini olsunlar parası yok diye kapı dışarı edilmesinler.yani işin özü tatlı yemek için önce karnımızın doyması lazım.yada bulguru yok yemeye gider ayran içmeye.sözlerimde en ufak bir kırıcılık varsa hepinizden özür dilerim
keh küh heh hee
çok komik bi fıkraymış...
Evet kağıt kesiğinin acısını çok iyi bilirim.
jiletten daha çok can yakar.
diye tahmin ediyorum.neden derseniz hiç kendimi jiletlemedim.
müslüm de dinlemem.cover bir kaç parçası hariç.
atalarımız mı ünlü bir türk düşünürü mü birisi işte demiş ki;
Kalem kılıçtan keskindir,
aslında kağıt kılıçtan keskindir dese daha bi cuk otururdu bence...
bu yazı çetin altanın tak tak tabanca sesleri yazısıdır.
Dünya futbol takımlarında oynayan en kral futbolcular Brezilyalı. Değişik formalarla bazen rakip olarak karşılaşan Brezilyalılardan hangisi, ötekinin kalesine gol atsa; 173 milyonluk Brezilya’nın göğsü iftiharla kabarıyor olmalı.
* * *
Brezilya’nın futbolcuları kadar, karnavalları da ünlü olduğu için; sayısız fıkra üretilmiştir her ikisi hakkında da...
* * *
Birleşik Arap Emirlikleri’nden, dolar milyarderi bir emirin, New York’ta yaşamayı yeğlemiş oğlu; Kanadalı bir arkadaşıyla Güney Amerika ve Brezilya gezileri üstünde konuşurken, emirin oğlu:
- Brezilya’dan sadece futbolcuyla, orospu çıkar, demiş.
Kanadalı arkadaşı:
- Benim de, demiş; karım Brezilyalı.
- Ya öyle mi, hangi takımda oynuyor?
* * *
Şimdi bizim de futbolcularımız, dünya takımlarında oynama yarışında.
Birçoğunun hayalinde milyonlarca dolarlık transferlerle, evrensel bir şöhret ve sükse genci olmanın umudu göbek atıyor.
Bize de, sadece futbola özgü çeşitli ayak oyunlarında; Türkün gücünü dünyaya göstermiş ve ömrünü, vatanla millet yanında futbola da adamış gençlerimizle övünmek, bağıra çağıra, korna çala, bayrak aça, tabanca ata sokaklarda koşuşturmak kalıyor.
* * *
İsviçre’de oynanan maçları izlemek için, İsviçre’ye doluşan binlerce maç meraklısının; aynı zamanda yaptıkları alışverişlerle, otel ve lokanta harcamaları sayesinde, İsviçre’nin milyonlarca dolar kazanmış olması, ne yazar?
* * *
İsviçre’nin ekonomik üretim tablosunda; endüstrinin yüzde 34’lük, tarımın yüzde 1.5’luk, servis sektörünün yüzde 65’lik bir yer tutmasıyla; adam başına düşen ulusal gelir biriminin 41 bin dolar olması da ne yazar?
İsviçre milli takımı, o yağmurun altında bize yenildi mi, yenilmedi mi?
* * *
Futbol söz konusu olduğunda, gerisi teferruattır. Başarının bayrağı futbol zaferleriyle yükselir.
Türkiye bunu, Çeklere karşı kazandığı sürprizli galibiyetle; Avrupa Futbol Şampiyonası’nda çeyrek finale kalarak, bir kez daha kanıtladı.
Yoksa 70 milyon Türk, neredeyse hep bir ağızdan:
- En büyük Türkiye, başka büyük yok, diye bağırır mıydı?
* * *
Cuma akşamı Hırvatlarla yapacağımız maç da; fazla bir kaygı yaratmıyor yüreklerimizde.
Hepimiz biliyoruz ki:
Türkün güneşleriyle dünya ufku ağardı,
Türk olmasa tarihe yazılacak ne vardı?
* * *
Zaten şimdiden başladık Hırvat maçını da değerlendirmeye:
- Üçüncü kez yine dayandık Viyana kapılarına!
Ne mutlu Türküm diyene!
* * *
Bu arada Brezilya futbolu üstüne de bir fıkra daha.
İngiliz takımlarından birinde oynayan Brezilyalı bir futbolcu gol attıkça, takım arkadaşı İngiliz soruyormuş:
- Kuzum nasıl gösteriyorsun bu mucizeleri?
Brezilyalı futbolcu da:
- Tanrı sayesinde, diyormuş; maçlara başlarken hep dua ediyorum.
- Ben de ediyorum ama, hiç gol atamıyorum.
- Çünkü sen İngilizce dua ediyorsun, kabul olmuyor.
* * *
Dünkü Radikal, milli takımımızın yıldızı ve kaptanı Nihat’ın elinde tuttuğu topla gergin bir fotoğrafını, 1’inci sayfanın yarısını kaplayan bir sevinçle yayımlamış ve üstüne de şu başlığı atmıştı:
“Keyfimize diyecek yok”
* * *
Ancak fotoğrafın altında da ikinci bir manşet vardı:
“İşsizler ordusunun mevcudu 2.5 milyon kişiye ulaştı”
Ankara’daki siyasal kutuplaşmalar da sürüp gidiyordu.
* * *
Türkiye’de, yoksulluktan söz açmanın kesinlikle yasak olduğu “Soğuk Savaş” yıllarında; hiçbir zaman şeffaflaştırılmamış bütçe harcamalarıyla, sınıf bilincinden de yoksun olan yığınlar ve siyasetçiler hakkında, şu tür karikatür lejandları yayımlanırdı:
- Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu.
* * *
Çek maçından sürprizli bir galibiyetle çıktığımız pazar gecesi saat 23.40 sularında, Cihangir’de de tabancalar patlamaya başladı.
Bazen kesintili tak... tak; bazen mitralyöz gibi tak tak tak tak...
Ne oluyor, diye apartman pencerelerinden bakmak dahi tehlikeliydi.
* * *
Dünkü Hürriyet’ten öğreniyoruz ki, Çekleri yenme sevinciyle sıkılan maganda kurşunları yüzünden, İstanbul’da 10 yaşındaki İzel Edebali başından ağır yaralanmış; Adana’da 2, Bursa’da da 1 kişi varmış maganda kurşunlarıyla vurulup hastanelere kaldırılan.
* * *
“Adam yerine konma” ve “ben de varım” diye bilme özlemi, iç siyasette hamasi nutuklarla uyuşturulduğunda; maç galibiyetlerinin coşkusu da; İngiliz generali Wellington’un, Waterloo’da Napolyon’u yenme zaferine taş çıkartacak bir yanardağ patlamasına dönüşüyor.
* * *
Bu sosyo-psikolojik durum, aynı zamanda neyin göstergesi?
Bendeniz bilemiyorum.
bu da bugünkü yazısı
Bu sabahki gazetelerden birçoğunun ilk sayfaları, bakalım yine fethedilmiş bir kaleye çekilen bayraklar gibi mi, yoksa sadece sürmanşetlerle yetinilmiş bir sonuç ve “papaz her zaman pilav yemez” tevekkülünde mi?
* * *
Sanki bir zamanların savaş terminolojisiyle, bugünkü futbol sözlüğü arasında -özellikle Türkçe’de- bir paralellik var.
Barutla patlayan askeri toplar, ayakla koşturulan futbol topuna dönüştürülmüş.
Kuşatma altına alınmış “düşman kalesi”ne karşı piyade, yahut süvari hücumları; futbolda “rakip kale”ye karşı forvetle, sağ ve sol kanat oyuncularının paslı, yanlardan ortalamalı, şutlu ve kafa vuruşlu ortak hücumlarına dönüştürülmüş.
Eski zaman savaşlarında da galibiyet “zafer”, futbolda da...
* * *
Ancak bazen “top atmak” yahut “topu atmak”, “iflas etmek” anlamına da geliyor.
Herhalde düşman kuşatmasına karşı teslim olan bir kalenin, beyaz dumanlar çıkaran kuru sıkı bir top ateşiyle bunu ilan etmesinden kinaye...
Belki de başka bir nedenden, batmakta olan bir kadırganın verdiği işaretten; tam bilemiyorum.
* * *
Vaktiyle Sağmalcılar Cezaevi koğuşlarındaki hoparlörlerden, ertesi gün mahkemeye götürülecek mahkum ve tutukluların listesi okunurdu.
Birlikte volta attığın koğuş arkadaşları, geceleyin hoparlörden adının okunduğunu duyunca:
- Topun patladı, derlerdi.
* * *
Cezaevinden kelepçelenerek, cezaevi arabasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’ne götürülüp getirilmek, ayrı bir yan eziyetti.
* * *
40 kişilik arabaya kelepçelenmiş 70 kişinin bindirildiği olurdu. Sultanahmet’teki “Adliye”nin en dip katında bir zindan vardı. Cezaevlerinden getirilmiş kelepçeli sanıklar oralarda bekletilir, Ağır Ceza’ya çıkma sıraları geldiğinde; zindanla mahkeme salonu arasındaki, duvarların içinden geçen gizli merdivenlerden çıkartılırdı mahkemeye.
* * *
Cezaevine geri dönüldüğü zaman da, başgardiyanın donunun içine kadar bakma yetkisi vardı; dışarıdan silah milah gibi bir şeylerin getirilip getirilmediğini denetlemek için.
* * *
Eski zaman savaşlarının, futbolda simgeleşmesi; azbuz bir gelişme ve değişim değil.
Yenilen taraf kılıçtan geçirilmiyor; sadece süklüm püklüm evine geri dönüyor.
Ve her TV kanalında saatler boyu süren analiz ve tartışmalarla, yenilginin günahı birilerinin sırtına yükleniyor.
Ayrıca savaşların yarattığı ekonomik çöküntüler de yaşanmıyor.
* * *
Futbolun, değişik ülkelerde yaşayan kitlelerde ortak bir oyalanma yaratmasıyla, hızla küreselleşmiş olması; bu alanda bir yığın da fıkra üretmekte.
* * *
Öteki dünyada cehennemin zebanilerinden, cennetin meleklerine bir öneri yapılmış:
- Gelin bir maç oynayalım.
Melekler:
- Öneriniz boşuna, demişler; bizi yenme olanağınız yok ki, dünyanın en iyi futbolcuları cennette...
Zebaniler:
- Evet ama, demişler; hakemlerin tümü de bizde, yani cehennemde.
* * *
Bir başka fıkra:
Hakemin biri, kanter içinde yorgun argın eve dönünce, başlamış karısını tekme tokat dövmeye:
- Ulan namussuz karı, utanmıyor musun beni boynuzlatıp aldatmaya!..
Kadın şaşkın:
- Delirdin mi sen kocacığım, diyormuş; nereden duydun, kim söyledi sana bu saçmalığı?
Hakem:
- Statta, demiş; 20 bin kişi hep bir ağızdan bağırıp duruyordu, boynuzlu pezevenk diye...
* * *
Bakalım bu sabahki gazeteler nasıl çıktı?
Malkoçoğlu, yahut Ulubatlı Hasan’vari bir bayrak hamasetiyle mi; yoksa ateşli aşk gecelerinden sonra, yorgun düşmüş deli bir aşığın uykulu gözleriyle mi?
* * *
Öyle de çıkmış olsa, böyle de çıkmış olsa...
Bizim dileğimiz, bu arada maganda kurşunlarıyla vurulmuş olanların da haberleriyle çıkmaması.
* * *
Türkiye’nin durumuna gelince...
Futbol söz konusu olduğunda; orman yangınları da dahil, gerisi teferruattır.
Ömrünü vatanına, milletine ve futbola adamış futbolcularımızın gücü, her sorunun üstesinden gelmeye kadirdir. Muhtaç oldukları kuvvet, ayaklarındaki asil vuruşlarda mevcuttur.
* * *
Medya da az kanıtlamadı bunu; ha bir kez daha kanıtlanmış, ha kanıtlanmamış, hepsini birden değerlendirmek gerekir.
Türk futbolu Türk futbolu,
Pırlantadır her bir gölü.
Bir eksiği dahi vatan,
Umursamaz pırlantadan.
yani biz isviçreyi futbol olarak yenerken.neden ekonomk olarak yenemiyoruz.mesela isviçrede aç insan sayısı bizden neden azdır.oranın sosyal yaşamı bize göre neden fazladır.ben isviçreyi futbol olarak yeneceğime bırakta ekonomik olarak,kendi ülkemde yaşayan halklara verdiğim değer olarak,onların sağlığına eğitimine boğazına harcadığım para olarak yeneyim.ama bunlar önemli değil.japonyaya teknik direktör gönderiyoruz değil mi?ama boğaz köprüsünü onlar yapıyor,onlaar bizden daha riskli bölgede yaşıyor aynı depremde bizde ölen insan sayısı onlarda ölen insan sayısının on bin katı....bilmem nedemek istediğimi anlatabildim mi
Ezdin beni be abi,
Bundan böyle kesinlikle futbol seyretmiyecem.
eskaza yenerlerse sevinmeyecem.
sevinenlere kötü kötü bakacam.
kazancımın büyük kısmını fakir ve aç insanları düşünerek yardım kurumlarına bağışlayacam.
işyerimi kapatıp yan tarafta işçi olarak çalışmaya başlıyacam.
şimdilik aklıma gelenler bunlar,
daha aklıma gelen bişiler olursa yazarım...
Halkevleri erken kapandı,
bunların bütün günahı vebali halkevlerini kapatanlarındır.
önemlideğil yazılarında ve yazılanlarda haklısın haklısınız
yalnız şunu söylemek istiyorum
bu sorunların hepsi açlık ,yokluk vs maç oynanmadan ,kazanmadan önce vardı sonrada olacak
bu olayları neden bu kadar futbola bağladınız
tamam kazandıkları milyondolarlar vs diyorsunuz ama kazanamayıp geri gelselerdi para almamış olsalardı
olaylar değişecek miydi?
açlık sınırı azalacak mıydı hiç sanmıyorum
sence düzelir miydi?
va maçı sen izledin mi?
no name kardeş benimle kafa yapma ya.yaşlılığımıza ver.beynimde şekerlenme var biraz da beynim sulanmış ne kan gidiyor.bozası da pekmezleşmiş.ben sadece düşüncemi söyledim.işini bırak işçi ol demedim.elbette insanlar maçta izleyebilir.birazda onların bu şovence tutumuna karşı tepkisellik olarak gör.canım benim.umarım kırmamışımdır
Yorum Gönder