Sizi unutur muyuz?
Yeni dizi başladı sizi unuttuk sanmayın...
Size sıfır bir sayfa.. Bol muhabbetler...
Bu arada Papatyam ile ilgili görüşlerinizi bekliyoruz.
Yeni dizi başladı sizi unuttuk sanmayın...
| Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
| Bu grubu ziyaret et |
| Yapım | Birol Güven - MinT |
| Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
| Senaryo | Murat Aras |
| Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
| Oyuncular | Mine Tugay |
| Atılgan Gümüş | |
| Okan Tangücü | |
| Volkan Severcan | |
| Almıla Uluer | |
| Tarık Ünlüoğlu | |
| Ali Pınar | |
| Nur Fettahoğlu | |
| Recep Yener | |
| Gülnihal Demir | |
| Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
1.005 yorum:
«En Eski ‹Eski 801 – 1000 / 1005 Yeni› En yeni»BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
Tesekkürler Eylem hocam
e simdi bi de üstünü alalim madem
orta sekerli olsun :)
pişti olmuşuz Kaya :)
sen istersinde ben yapmam mı kayacım hemen geliyor orta şekerli kahven
başka isteyen :)
Fıkra
Yolcunun biri taksi soforune bir sey sormak icin one egilir ve soforun omuzuna hafifce dokunur. Yolcunun dokunmasiyla birlikte sofor bir ciglik atar ve arabanin kontrolünü kaybeder. Bir anda kontrolden cikan arac bir
otobuse carpar, araba kaldirima cikar ve sofor buyuk bir vitrine bir kac santim kala durmayi basarir.
Bir kac dakika sessizlik olur. Hala titremekte olan sofor 'Ozur dilerim ama odumu kopardiniz.' Ayni soku yasayan yolcu, 'Ozur dilerim ama omuzunuza hafifce dokunmanin sizi bu kadar korkutabilecegini dusunmemistim.' der.
Sofor, ' Hayir, hayir ben ozur dilerim. Tamamen benim hatam. Bugun taksi soforu olarak ilk gunum... Son 25 yildir cenaze arabasi kullaniyordum da...
Serçe
Serçenin bir tanesi bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki, bir yolun üstünde uçuyo ve karşıdan da motorsikletli bir adam geliyo. Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar ama nafile...
Serçe "çotaaank" diye kaska çarpıp düşmüş. Şimdi, motorcu arkadaşımız, Allahı var sıkı bi hayvansever. Doğal olarak hemen atlamış motordan; koşmuş serçenin yanına. Serçe baygın yatıyo...
Kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve. Eskiden kalma bi de kafesi var evde... Baygın serçeyi kafesin içine güzelce yerleştirmiş...
Yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış...
Bizim serçe bir müddet sonra ayılmaya başlamış... Daha tam seçemiyo ortalığı... Hafif bulanıklık var yani... Bi bakmış parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde... Birden dank etmiş vaziyeti
-Motorcuyu öldürmüşüz beaaa...!!!
güzel fıkra
yüreğine sağlık kankacım...
iyi tatiller...
Ablalar nerdesiniz? Bahar yüzünü gösterdi herhalde..
Bay Baskan sen de yok yazildin haberin olsun
Akşam olur ben giderim,
herkese iyi akşamlar dilerim...
nasıl kafiyeli oldu ama,
az kalsın şair olacaktım...
iyi tatiller, kısmetse yarın devam etme dileğiyle hoşçakalın...
Ohooo
abicim sen de gittiysen, gitme vakti gelmis demektir
de hadi cümleten hayirli aksamlar
iyi tatiller
Günaydın,
İyi pazarlar...
iyi pazarlar
iyi tatiller
Cok yorulduk, yatalim artik
Hayirli geceler
bbo AİLESİNE GÜNAYDINLAR OLSUN..
YENİ BİR HAFTA
YENİ BİR UMUT
YENİ GÜZELLİKLER GETİRSİN
HEPİMİZE..
aşık veysel'i
sevgi ve saygıyla anıyoruz..
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece.
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece.
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebeb arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece.
Kırkdokuz yıl bu yollarda
Ovada, dağda, çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece.
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece.
Şaşar Veysel işbu hale
Gâh ağlaya, gâhi güle.
Yetişmek için menzile,
Gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel Şatıroğlu
( 1894 - 1973 )
canlar
evet ...
gidelim bakalım
gündüz gece..
günler haftaları
aylar yılları
kovalasın..
İYİ SABAHLAR..
iyi ömürlerimiz olsun..
arkasından
iyi bir insandı diyecekleri...
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=sGGPqz4aDmU
iyi çalışmalar..
İyi bir hafta ve gün geçirme dileğiyle GÜNAYDIN...
günaydınlar
güzel bir gün olması dileğiyle
kahvaltı hazırlıyorum
beklerim...
kolay gelsin...
Günaydin hepimize..
Eylemcim gec gelenler icin bir seycikler kaldi mi ablacim? :)
Sabah sabah ise koyulup kahramanlik yapmanin ceremesi budur iste..
Hepimize kolay gelsin, güzel bir gün olsun insallah...
duruma bir bakalım ne var ne yok
Seval ablam kahramanlık peşinde
işlerin arasında kaybolmuş
Kankam kemerin bahar havasında ya geziyor,ya uyuyor ,ya da bir antalya yapıp geleyim
demiş olabilir
ama sezon açılıyor onunda işi çoktur
başkanım en son şirinler köyünde kaybolmuştu peri kızı arıyordu henüz haber alınamadı
Mavigün ablamın mavi boyası bitmiş mavi almaya gitmiş:)
gelirkende körfezde çay içeyim diye muhabbete takılmış
Kaya ya işte ya okulda zaten şaşkın
yağmur başını kaşıyamıyordur
öğrenci kızlarımız kitapların içinde
ve ben aylak :))
herkese merhabalar..
canım eylemcim
mavi rengi yüreğimde üretmeye çalışıyorum canım..
ev yapımı yani..
katkı maddesi katkılı olduğu için
dışardan almayı tercih etmiyorum ..
Fakat bazen bende mavimi tüketmiş oluyorum..
O zaman sanata ve dost bildiklerime dönüyorum..
beslemek için ruhumu..
bazen bir şiir..
bazen bir kitap
bazen bir konser
bazen bir tiyatro
bazen bir sinema..
bazen ise
bir dost sohbeti..
tekrar lacivertten maviye döndürüyor yüreğimi..
sizlerle olmak gibi...
bu arada eylemcim aylak olduğunu kendi yorumunla itiraf etmişsin canım..
hayırdır..
krizin adı sizde aylaklık mı oldu..
işler mi azaldı..
o zaman yarım kalan işleri bitir canım aylak duran çalışanı patron sevmez..
ARKADAŞ
Yazdır
Hüzünle örülmüş gizli bir kale sol yanında kimsenin giremediği
meçhul yaranın acısını giyinip kuşandığın gecelerde sitemlerin !
sızısını mısralara döküp / dizelerinde sakladığın bilinmez geçmişin
seni ..
seni kimseler anlamaz sanıyorsun değilmi ?
Oysa ,
Yazdıkça çözülüyorsun ele veriyorsun acılarının adresini
gülüşlerinin ardına sakladığın onulmaz yaranın kanayan halini
yüreğinde kümelenen bulutların isyan edişlerinde
gözpınarlarından yanağına süzülüp yastığına düşen
sıcak damlaların gizemini …
yetmedimi !
Bunca sızıyı göğüslemek bir başına bunca zaman
içindeki kimsesiz / yetim çocuğa yazık değilmi ?
yalnızlığın bu kadar derin acın o kadar büyükmü
saklanıp gecenin kuytu izbe karanlığında / iç çekişlerin
bir senmisin sanıyorsun arkadaş ….bir senmisin ?
Seni ..
seni kimseler anlamaz sanıyorsun değilmi
çözemez !
yanılıyorsun işte
yanılıyorsun ..
Haydi bitsin artık bu sessiz acılar durağında ki yalnızlığın
uzatıyorum dostça yüreğimi ve ellerimi görmüyormusun
bir sen değilsin yok oluşlarının gölgesinde hayata oynayan
ağlamak mı istiyorsun hıçkıra hıçkıra ağla
isyanların volkanlara mı karıştı sol yanında bağır
içindeki o yetim kimsesiz çocuğu özgür bırak artık
senden bir farkım yok .. anlasana arkadaş !
Anlasana ..
Ümran AYDIN
evet ablacım aylak takılıyorum
bugün aylaklık günüm
mavilerin hiç eksilmesin ablacım yüreğinden ...
ellerine sağlık ablacım
Merhabalar
Herkese kolay gelsin
sağol Kaya
sana da kolay gelsin
Eylemciğim hiç bir yürek kararmasın..
tüm yürekler
masmavi bir gökyüzü gibi
aydınlık olsun..
kaya hoşgeldin..
kime kolay gelsin dedin
eyleme mi?..
allah allah ..
canım kardeşim o zaten aylak..
fakat bizlere...
seval ablana(ihale dosyaları ile başı dertte)
no name abine(yeni sezonla başı dertte)
başkanına(krizle başı dertte
mavigüne (renklerle başı dertte..mavi azalmakta siyah çoğalmakta..
kendine ..(hayatla başı dertte..)
kayacım eylem aylak aylak..
Biz Hep Dost Kalacağız
Farzetki düşlediğimiz gibi deniz kıyısındayız / sen bişi anlatmadın
ben sormadım / dalgaların sessizliğinde / yürek sızılarının sesini dinle
gözlerin dalıp gitiğinde iki damla yaş süzülürse yanağından / utanma
bırak aksınlar özgürce / birazdan bende ağlayacağım seninle
söz verdik ya birbirimize
yaralarımızı saramasak bile / dokunacağız /
acılarımızı paylaşacağız sessizce
zaman nasıl geçecek anlamayacağız / mehtap başımızın üstünde / ışığımız olacak
uzaklardan geçen bir gemiye el sallayacağız / belki benide al diyeceğiz gizlice
şarkılar söyleyeceğiz seninle / deniz dinleyecek bizi birde balıklar / güleceğiz halimize
küfredeceğiz dedik ya hayata / edemeyeceğiz
utanacağız ikimizde çocuklar gibi mahçup
sonra ;
ya anlatacağız hikayemizi / ya da anlatmayacağız ...
ama ikimizde sormayacağız
iki uzak iklimin yaralı insanının veda vakti geldiğinde
buruk bir tebessüm yerleşecek dudaklarımıza
kendine iyi bak diyeceğiz aynı anda / susacağız
son kelime / birbirimize hoşça kal olacak
ama bileceğizki /
nerde olursak olalım biz hep dost kalacağız
Aylak Eylemden Eylemce :)
Doğanın yemekteyiz programına başvuruları kabul edilmiştir
Soner: doğan ne işim var benim yemekteyiz de yarışma da falan
İptal et
ben öyle yemek memek yapamam kardeşim
Doğan: edemem abicim herşey belli olmuştur artık
Bak hem aynı gruptayız süper olacak
Sevil: bence de hayatım hem mutfakta ne hünerlerin varmış görürüz
Aylin: çok güzel olacak çok
Canım kocam kesin birincilik senin
Gerçi soner de birinci olabilir
Sevil: (gülümseyerek) evet sondan birinci
Soner: kızlaaar
bakın hem yarışmaya katıl diye ısrar ediyorsunuz hem de dalga geçiyorsunuz
Sevil:olur mu sonercim yaparsın sen, çok güzel olacak bak gör
Doğan:ben çok heycanlandım şimdiden
hemen güzel bir menü hazırlamalıyım
Soner :ne menüsü ya ne yapacan işte altı üstü yemek
Sevil: aa olur mu hayatım düzenli çalış ki her şey güzel olsun
Aylin :başka kimler varmış canım
Doğan:iki bayan bir erkek daha varmış
Yarın tanışacağız
Soner: hey allahım yemekteyizmiş, yaktın beni doğan yaktın
Ben de seni yakmaz mıyım
Doğan:hadi abicim hadi eğleneceğiz işte
Hadi biz de kalkalım sabah işimiz çok
8de gelip beni al sonercim geç kalmayalım
Soner kızgın bir şekilde
Soner: ben seni geç bırakır mıyım hiç
Sevil : sakin ol sonercim
Gel otur şuraya tamam gittiler
Hadi bakalım yatıp dinlen şu bir hafta çok yorulacaksınız çook
Soner: seviiil
Sevil:öyle ama
……..
Telefonun sesiyle uyanır soner
Arayan doğandır
Soner:aloo
Doğan :hadi abicim kalk geç kalacağız
Soner saate bakar henüz 6 dır
Soner: doğan daha sabahın altısı niye kaldırıyorsun beni
Doğan:abicim ben heyecandan uyuyamadım ki
Soner: bırak ben uyuyayım o zaman
Doğan: hadi abicim hadi ancak yetişiriz trafikti şuydu buydu hadi
Soner:tamam doğan tamam
Sevil:ne oldu kimmiş
Soner: doğan arıyor , hadi ben gidiyorum
Sevil:güle güle canım
Doğan: neredesin abicim
Soner:geldim ya doğan saat daha 7
Doğan: olsun biz erken gidelim
Soner: daha kargalar kalkmadan yollara düşürdün beni doğan
Doğan: tamam abicim tamam şurdan döneceğiz şurdan
Soner:sen bana sabır ver allahım
Doğan: az kaldı az haa bu arada birbirimizi tanımıyoruz ona göre
Soner:madem tanımıyoruz in arabadan ben yabancıları arabama almam
Doğan: off soner orda tanıdığımız ortaya çıkarsa diskalifiye oluruz
Soner:ne güzel işte ben de kurtulurum
Doğan:abicim lütfen ama yapma böyle
Soner:tamam tamam
Doğan : hah geldik şuraya park et
İçeri girerler
Doğan görevliye biz yemekteyiz programı için geldikte
Görevli :ikinci kata çıkın orada sağdaki ilk odaya girin
Biraz önce iki kişi daha gelmişti oradalar
Doğan:hadi abicim hadi
Soner:hani tanımıyordun beni
Doğan: haa doğru sen kimsin
Soner:bir tanıyacam seni göreceksin şimdi
Odaya varırlar diğer yarışmacılardan ayla hanım ve muzaffer beyle tanışırlar
Son yarışmacının gelmesini beklerler
Koridordan gelen ayak seslerinden onun gelebileceğini düşünerek hepsi kapıya doğru bakar
Birazdan kapıda ayak seslerinin sahibi belirir
Uzun boylu ,mini etekli ,renkli gözlü bir bayan
-merhabalar ben melek
Beylerin hepsi tutulmuş vaziyette bakıyordur
Soner: off hakikaten melek diye iç geçirir
Melek:yemekteyizin tanışma yeri burası mı
Kimseden ses çıkmaz halen meleği süzüyorlardır
Ayla hanım: evet burası diyerek beylerinde kendilerine gelmesini sağlar
Günler ayarlanır doğan ilk soner son yarışmacıdır
Çıkıp evin yolunu tutarlar
Soner halen hakikaten ne melekti diye aklı Melek’te kalmıştır...
pardon ablacım yazını görmedim göndermiş oldum kusura bakma
sen devam et ablacığım
vay canım eylemcim
böyle aylaklığa can kuban
devam et..
he he..
yaşasın aylaklık...
eylemciğim yüreğine sağlık..
teşekkürler..
işleri çok olan başını kaşımaya vakti olmayan..
siteye uğrayında..
neşeniz artsın..
Aylak Eylemden Eylemce devam
İlk gün ilk yarışmacı doğan
Doğan: Aylin ne yapçam ben, ya olmazsa ya kötü olursa
Aylin: doğancım her şeyin yerini söyledim sana heyecan yapma
Hadi ben Sevillere gidiyorum
Başarılar canım diyerek öpüp çıkar
Doğan başlar hazırlıklara
Menüsü İtalyan mutfağından ravyoli, makarna ,toskano çorbası, İtalyan salatası ve tatlı olarak tiramisu
Doğan tüm hazırlıkları dört dörtlük tamamlar ve vakit gelmiştir
Misafirleri sırayla gelmeye başlar
Soner gelir merhabalaştıktan sonra melek hanım gelmedi mi daha
onu göremiyorum der
Doğan:yok henüz gelmediler soner bey buyrun sizde şöyle oturun diye yer gösterir
Soner:bilmediğimiz yer mi canı- ı-ı-ım otururuz diyecekken
Doğan öksürükle olayı toparlamaya çalışır
Soner:yani diyorum sağolun rahatmış burası
Doğan:ya öyledir
Ve kapı çalar Melek hanım gelir içeri girer
Melek:kusura bakmayın geç kaldım ama
Soner: olur mu canım bizde yeni geldik diye sırıtır
Sevil ve Aylin televizyon karşısında bu kim ya güzellik yarışmasına mı gelmiş bu kız
Sevil:nasıl bakıyor soner
Bak birde sonerin yanına oturdu kız
Çekil oradan çekil melek misin nesin yaklaşma kocama
Aylin: çok güzelmiş kız
Sevil: görüyoruz Aylin
Doğan :buyrun yemeğe geçelim
Hep beraber yemeğe geçerler
Çok az kusur bulurlar hepside yemekleri çok güzel bulur soner hariç
intikam zamanıdır ve doğanın yemekleri için birsürü söz sarf etmiştir
Doğan ne kadar bozulsa da belli etmemeye çalışır
Sonerse işin zevkini çıkarır
Yemekten sonra doğan size bir sürprizim var hadi bakalım beğenecekmisiniz der ve fasıl grubu içeri girer
Şarkıların eşliğinde soner meleği dansa kaldırır
Sevil: dans ediyor ya nasıl nasıl asılıyor kıza
Diye kızar ve tv yi kapatır
Aylin:sevil ne yapıyorsun aç şunu
Sevil: pardon canım pardon diye açar televizyonu
Eh soner geleceksin nasılsa bu eve ben sana melek mi kelek mi göstereceğim...
eylem kardeşim..
patron geldi bir iş mi verdi sana ne oldu..
doğan kaç puan aldı..
melek kim..
soner i ne bekliyor?
soner sıra kendine geldiğinde neler yaşanacak..
aa ama canım..
bir abla bu kadar merakta bırakılır mı?
patron ne vardı iş verecek.
şunun şurasında birkaçsaat
aylaklık yapıyordu kardeşimiz..
bizde keyfini sürüyorduk...
ooof oof ne oldu şimdi
melek mi kelek mi...
gelde merak etme...
ablacım perinin işi çıktıda müsade istedi bekliyorum gelsin diye :))
Yarı Aylak Eylemden eylemce :)
Puanlamalar yapılır yemek olayı biter ve herkes evine dağılır
Herkes gittikten sonra soner tekrar çıkar doğanlara
Soner: ne haber kanka
Doğan:ne olsun yoruldum
Beğenmedin mi yemekleri mi
Soner: bilmem eh işte ama türk mutfağı dururken İtalyan nerden çıktı
Doğan:değişik olsun istemiştim
Sence birinci olur muyum
Soner::olabilir ama bakalım meleğim ne yapacak
Doğan:sen taktın bu meleğe danslar falan
Sevil seni kapıda bekliyordur haberin olsun diye güler
Soner:doğru ya onlarda izledi bizi değil mi eyvah
Hemen bir şeyler bulmalıyım hadi kaçtım ben
Eve varır kapıyı açar içeri girer
Aylin de tam çıkmak üzeredir ve kolay gelsin soner diye hemen çıkar
Sevil:hoş geldin canım yemek nasıldı
Soner:güzeldi canım yani doğan yaptı güzel olmaması mümkün mü
Sevil:peki melek nasıldı
Soner:ya evet iyi biri ,ben yoruldum çıkıp yatayım
Sevil:acelen ne kocacım dans ederken hiç yorgun görünmüyordun
Ayrıca sen çıkma yukarı yorulma ben şimdi atarım yastığını aşağı
Soner:sevil ,canım ya saçmala bu bir yarışma lütfen hayatım
Sevil çıkıp yastığı aşağı atar tam sonerin kafasına
Soner:ahh
Ama hayatım bu haksızlık yani sadece dans ya sevil
Ve kapı çat diye kapanır
Soner:hadi bakalım soner bey kaldın yine koltuğa
Ohh oldu sana
Benim suçum yok ki ama kız güzel
Sabah kalkar yavaşça yukarı çıkıp odaya girer
Sevilin yanına yatar öper
Sevil naz yapmaktadır arkasını döner
Seviline arkadan sarılır benim meleğim varken ben başka meleklere bakar mıyım hiç
Hadi canımın içi dön yüzünü kocacığına diye saçlarında öper
Ve gıdıklamaya başlar sevili
Sevil:sonerr yapma
Soner: yaparım yaparım
Ve o arada telefon çalar
Sevil:telefon soner
Soner:boşver canım
Sevil:bakarmısın çocuklar uyanacak yoksa
Soner:tamam ya bakarım arayan kimse canına okuyacağım
Soner:alo
Doğan:günaydın abicim uyandın mı hadi hazırlan
Soner:ne var doğan ne var
Doğan:abicim ne bağrıyorsun
İşimiz var hadi
Aylin de diyor ki sevil de gelsin okula buradan gideriz diyor
Soner: tamam ya tamam
Sevil:ne diyor hayatım
Soner: boşver canım konuşuyor
Sevil:soner
Sevil:Aylin de seni çağırıyormuş okula ordan gidermişsiniz
Sevil:eyvah sınavım vardı unuttum ben
Kalk soner kalk kalk
Soner:ya sevil
Ben de şans olsa öldüreceğim seni doğan öldüreceğim…
Ayla hanım Fransız,melek hanım çin,muzaffer bey de amerikan mutfağından yemek çeşitleri yapmıştır
Onlarınki doğanın yemekleri kadar leziz olmamış ve aç dönmüşlerdir evlere
Ve en son sonere gelmiştir sıra
bakalım neler yapacaktır…
Soner yemek yapmayı becerebilecek mi?
Sevilin mutfağı sağlam kalacak mı?
birinci kim olacak?
yarışma bitecek melek gidecek mi?
vs vs...
devamı bir daha ki aylaklığıma :)
teşekkürler eylemcim
ellerine yüreğine sağlık..
kahramanlarımızı özlemiştik..
senin bu aylak ne kadar zaman da gelir ..
kısa zamanda gelir inşallah ablacım :)
Eylemcim aylak kalmak bundan güzel degerlendirilemezdi, cok güzel olmus, ellerine yüregine saglik canim... Her zaman aylak kalmani diler, hep böyle güzellikler bekleriz! :)
Gercekten kankacim cok haklisin! Nasil da özlemisiz kahramanlarimizi, nasil aninda resimleniveriyor onlari anlatan satirlar hayalimizde... :)
siz sevdiniz bu aylaklığı galiba :))
okuyupta yorum yapan ellerinize ,yüreğinize sağlık
iyi akşamlar diliyorum
kısmet olursa görüşmek üzere
kendinize iyi bakın...
iyi akşamlar eylemciğim..
No name bu gün hiç görünmedin..
gözümüzden kaçmadı..
herkese
iyi akşamlar...
iyi geceler..
Nihayet haftanin ilk is günü mesai bitti!
Ben de BBO Ailesine ve herkese iyi aksamlar diliyorum... Saglicakla, dostlukla kalin...
Merhaba...
Ne güzel bir gün olmuş...
yetişemedim...
katkıda bulunan herkesin yüreğine sağlık...
yoğun ve yorucu bir gündü benim için,şimdi kendimi görebildim...
umarım yarın telafi ederim...
herkese iyi akşamlar diliyorum...
Herkese hayirli geceler
Güzel bir gün yaşanması umuduyla herkese GÜNAYDIN
Maviyle yeşilin kucağında, eksiksiz bir kahvaltıya davetlimsiniz, bekliyorum...
Günaydınlar
Seval ablam kahvaltıya davetliymişiz hadi gelde gidelim
hepimize kolay gelsin...
Kankacım günaydın, hoşgeldin...
dünkü senaryolar için teşekkür edememiştim, yüreğine sağlık güzel olmuş...
devamını bekliyoruz...
Günaydin canlar, günaydin Dünya..
Eylemcim hemen geliyorum canim, böyle bir davete kosulmaz mi? :)
No Namecim cok düsüncelisin, cok sag ol ablacim ya... :)
Zorluklar kolay gelsin, hic birimizden gülümsemeler eksilmesin diyerek...
Güzel bir masmavi gökyüzü var körfezde bu gün..
keyifli gün geçirmeniz dileğiyle..
herkes merhabalar..
Yüzleşme..
ihtiyarlayıp saçın ağardığınca, anılara daldığında sessizce hayalinden geçir, lodosu, denizi, martı seslerini...
Dokunsun kelimelerim, yıldızlara, yalnızlara dostça dokunsun. Zaman geçiyor, zaman...
Yüzleşme...
“Kadın öyle düşünceliydi ki, dalgın, bedeninin çizgileri gerilmiş, saçlarından hafif bir ak alnına dökülmüş. Hüzünlü gözler, hafif telaşlı, biraz ürkek...”
Onunla buluşmaya giderken düşüncelerini, duygularını, nasıl ifade edeceğini bir türlü bulamıyordu.
Kelimeler birbirini kovalıyor, düşünceler çağlayandan akar gibi akıyor, gürültüyle birbirine karışıyordu. Kelimeler, büyücüsüydü insanların. Ya çekerdiniz insanları ya da iterdiniz kelimelerinizle. Daha çocukken ”Dil, dilberden güzeldir, ezberletilmişti. Kendi sihrini yapmalıydı.
Dışarıda, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.
Yağmur, mutluluk verirdi. İçindeki hüznü öfkeyi siler, ruhunu temizlerdi. Şiddetlenen yağmur etkisini göstermiyordu. Delinen gök, ruhunu da delmişti. Geçmişten hayaller beliyordu... Yaşamını sorgulamaya başladı. İçindeki gücü çıkarmalıydı. Beklemek sadece acısını artırırdı.
O kadar haksızlık etmese miydi yaşama, sadece kendi değildi. Yaşananlar kişilerin kendi sorumluluğu ya da sorumsuzluğunun getirdikleriydi.
İçindeki ses susmuyordu.
Sahilde onlar için özel o çay bahçesinde ne kadardır bekliyordu. Saatine baktı, daha erkendi.
Beklerken elini, kolunu koyacak yer bulamıyordu. Ahşap masanın üstünde karalanmış notlara takıldı gözü. Okumaya çalıştı, harfler birbirine girdi, gök gürültüsüyle sıçradı. Etrafına bakındı.
İnsanlar birbirine bir şeyler anlatıyordu. Seslerini duymak için, yüksek daha yüksek sesle konuşuyorlardı. Sadece kendileri varmış, başka kimse yokmuş gibi...
Camdan dışarı bakmaya başladı, ne konuşacağını, kendini nasıl ifade edeceğini düşünmeye başladı. Güvensizliğini, düşlerini, düşüncelerini kırmadan nasıl ifade edeceğini düşünüyordu. Düşüncelerini ifade etmek ne kadar dürüstlüktü? Dürüstlük bir erdemdi, insan önce kendine dürüst olmalı diye düşündü.
-“Merhaba” diyen bir adamın sesi kendine getirdi kadını. Gelmişti. Karşısına oturdu.
- “Yağmurda dalmışsın” yine dedi. Yoldan, trafikten bahsedip, gecikme için özür diledi. Bir şeyler anlatıyordu adam.
Gözlerini kaçırıyorlardı, yaşanmışlıklardan kaçabileceklermiş gibi…
Karşılıklı konuşuyorlardı, gereksiz kelimeler kaçışlardı. Dinlemiyorlardı birbirlerini. Kadının içindeki ses yükselmeye başladı. İçindeki kadın çığlık atıyordu. Delirdiğini belki de deli olduğunu düşündü kadın. Gerçekte deliklik ne idi? Kimdi deli? Ah işte bir “kaos”. Şu “KAOS” da ne kıskançtı. Antik Yunan’dan beri ortalığı karıştırıyordu. Her nerede ise olanları büyük bir keyifle izliyor olmalıydı.
Karşısındakinin ne anlattığını duymuyordu kadın. Bir sigara yaktı. En kolay kaçış. Bir nefes al, dumanı ver. Olmuyordu; bir nefes, bir nefes daha… Daha derinden tüm ciğerlerine dolmalıydı duman, kanına karışmalı beynindeki düşünceleri dağıtmalıydı…
Dışarıda hiç görmediği kadar yoğun yağıyordu yağmur. Karşısındaki adamı duymadığını i fark etti. Sıkılmıştı, nefes alamadığını hissetti bir an. Çay bahçesindeki insanları incelemeye başladı. Sesler, yüzler birbirine girdi. Tek bir ses, tek bir yüze dönüştüler. Ortamdan gittikçe uzaklaştığını fark etti. Kaçmak istedi, kaçsa her şeyi olduğu gibi bıraksa, bırakabilir miydi? Kendisini bırakabilir miydi?
Bu konuşan adam, sevdiği kişi miydi? Sevgi neydi? Saçı sakalı birbirine girmiş, ne söylediğini bilmeyen, kendisine güvenmeyen, tutuk bakarken görmeyen adamı mı sevmişti? Onun için miydi onca mücadele, bunca acı. Ne kadardır kandırıyordu kendini? Ne zamandır sevmiyorlardı birbirlerini?
Birden “- Neyin var? diye sordu adam. Nihayet fark etti, diye geçirdi içinden. Sanki neyi olduğunu bilmiyordu, neyi olabilirdi ki? Derinden bir offf çekti kadın.
Nerden başlayacağını bilmiyordu, oysa günlerdir kafasında konuşuyordu söyleyeceklerini yazmayı bile düşünmüştü. Sonra kendi kendine gülmüştü. Kelimeleri gevelemeye başladı. Yer yarılsa yerin dibine girseydi, kaçabilseydi yaşananlardan, kendinden. Sihirli bir değnekle zamanı geri alabilseydi. Hiç yaşanmamış olabilseydi onca acı…
Dışarıya bakınca yağmurun azalmaya başladığını gördü kadın. Yağmurun azalması ile düşünceleri netleşmeye başladı. Yeryüzünü yıkar gibi ruhunu da yıkamıştı yağmur. Yaşadıkları, nerede, neden, niçin bulunduğu, daha fazla kaçış yoktu.
Yağmura inat kelimeleri yağmaya başladı.
Her bir sözcük sarsıyordu adamı. Elinin altında her zaman sahip olduğu, ona tapan kadın mıydı karşısındaki. Her söylediğini kanun sayan, o ürkek, kırılgan kadına ne olmuştu? Duyduğu her kelime kurşun etkisi yapıyordu adamda. Eski oyuncağını kaybettiğini hissetti. Ama ona öyle öğretmemişlerdi, öyle yaşamıyordu arkadaşları, ailesi, çevresi… Kadın kısmı alttan alırdı, beklerdi, kadın fedâkar olurdu. O her istediğini yapabilirdi ama kadın kısmı sessizliği giyinirdi. Kimdi bu karşısında oturan kadın? Seneler önce deli gibi sevdiğini söylediği, hayran olduğu kadına benziyordu…
Konuşurken adamın sarsıldığını görüyordu kadın. O sarsıldıkça içinde sızı büyüyordu. Zaman içinde annesi gibi hissettiği olmuştu. Hep korumak istemişti adamı, onun isteklerini yerine getirdikçe, kendine camdan bir dünya yaratmış, içinde mutlanmıştı. Gerçek olmayan bir dünya… Söylemesi gerekenleri söylemeliydi…
Kadının konuşması bittiğinde, gözlerini birbirlerinden kaçırıyorlardı. Sözün bittiği yerdeydiler.
Yağmur durmuş çay bahçesi boşalmıştı. İçlerindeki sessiz çığlıklara martılar tercüman oluyordu…
Sadece ne kadar kırıldığını düşünüyordu adam. Ne kadar kırdığını, nasıl bu hale gelindiğini hiç düşünmeden. Gururu incinmişti. İncittiğini hiç düşünmüyordu bile.
Sadece kendini düşünüyordu. Kelimeleri kadına “ sen nasıl istersen. Her şey gönlünce olsun” diyor, vücut dili tam tersini söylüyordu. Sen görürsün! Ruhunda hep izini taşıyacağı derin yanıklar oluşuyordu,
“Keşke” demeye çalıştı kadın. Diyemedi içinde kaldı, diğer içinde kalan “keşke” ler gibi. Bir daha “keşke” dememeye karar verdi. Keşkelerin olmadığı bir hayatı olmalıydı, içinde tutmamalıydı düşüncelerini.
-Hoş kal dedi adama…
Kalkıp gidiyordu kadın. Ruhundan kırık bir parçayı o çay bahçesinde bıraktığının bilinceydi. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Martılar bağırıyordu ardından. Elinde kalan tek şeye gururuna sımsıkı sarılıp martı sesleriyle nilüfer yalnızlığına yürüdü.
Ardında bıraktıklarında “ürkekliği” ve “güvensizliği” de vardı…
DİZGİNLEMEDİ KADIN KENDİNİ GİTTİ, KORKMAYANLARIN, GÜÇLÜ OLANLARIN GİTTİĞİ, YARI BELİRLENMİŞ, YARI DİKENLİ GELECEĞE, KENDİ İLE “YÜZLEŞMEYE”
Ebru Delice
Merhabalar
gönlünüze göre bir sali günü oluyordur insallah
Aylak Eylemce devam
Soner menüsünü belirlemiş ve yemeği yapmaya başlayacağı zamanı beklemektedir
Süresi başlar ve soner kolları sıvar
Tencereleri çıkarır malzemeleri masanın üzerine koyar
Dış ses: soner bey büyük bir titizlikle başladı bakalım
Menü de ne var soner bey?
Soner: tabiî ki türk mutfağı ne o öyle yok İtalyan yok amerikan bizim mutfak varken
Ve vazgeçilmez yemeği kuru fasulye,pilav,salata ,tatlı falan işte oyalama beni
Dış ses: soner bey çok iddalısınız
Soner:tabii canım
Yalnız bir şey sorayım mı kuru fasulye nasıl yapılıyordu
Dış ses:nasıl yani soner bey bilmiyor musunuz
Soner:şaka yaptım tabii canım
Dış ses: aman öyle olsun
Soner içinden nasıl demişti sevil, fasulyeyi tencereye boşalt ,soğan ,salça, et
Aman nasıldı be
Dış ses: soner bey vaktiniz geçiyor çok düşüncelisiniz
Soner: acele etme canım hergün mü yemek yapıyoruz
Dış ses:yetişmez diye dedim
Soner:tamam dur başlıyorum
Şimdi önce fasulyeyi kavuruyorduk galiba o zaman yağmı dökecektik tabi canım
Yetermi ki bu kadar döktük bakalım gitti
Kavrulsun fasulyeler ,soğan mı kavrulacaktı yoksa
Dış ses: değişik bir yöntemle yapıyorsunuz galiba
Soner içinden hadi ya böyle değilmiydi off
Soner: tabi canım değişik yaparım ben he hee
Şimdi etide mi içine atacaktık yav sevil nasıl yapmıştı keşke elime kopya yazsaydım
Bir tencerede yaptıydı hepsini
Dur soğanları doğrayım ben o kavrulsun
Soner: bıçak nerdeydi hah
Soyalım soğanı
Dış ses:fasulyeye baksaydınız
Bir karıştırın isterseniz ocakta kaldı
Soner : tabi canım bakacağım
Bakar kuru fasulyeler siyah renk olmuş
Eyvah bunların rengi beyazdı
Dış ses:yanmış soner bey
Soner:ya evet dur bunu kenara alalım
Yeni tencere çıkaralım
Yağı ekleyelim ,soğanı önce atayım o zaman
Dış ses:soner bey haşlanmış fasulye daha çabuk pişerdi
Sizinki değişikmiş karışmak gibi olmasın ama
Soner:hah işte evet ağzını öpeyim senin
Dış ses:aman soner bey lütfen
Soner:tamam canım öpmeyeceğiz herhal teşekkür amaçlı dedim birden öyle
Canım sevilim hazırlamıştı ya nasıl unuttum diye geçirir içinden
Soğanları tencereye atar hemen ve haşlanmış fasulyeyi dolaptan çıkarır
O ara aklına pilav gelir hemen pirinç bulur
Soner:ne kadar ekleyecektim tüh ya yine unuttum
Dış ses:neyi unuttunuz soner bey
Soner:sesli mi düşündüm ben , yok bir şey şimdi yaparım
Dış ses:soner bey soğanlar kokuyor
Soner : eyvah unuttum
Off ya bunlarda yanmış alalım kenara
Birdaha doğrayayım
Soner:ah doğan ahh ağlamak istiyorum
Başıma bu işleri açtın ya doğan off ooff
Şimdi yeni bir tencere daha bulayım hah o zaman önce etlerimi atayım
başında bekleyim başka yanmasın
Şimdi soğanlar ,salçası fasulyesi tamam şimdi suyu koymalıyım tamam oldu herhal kapatayım kapağı olduğu kadar
İçinden olur inşallah salladık ama
Dış ses:Soner bey bir saatiniz kaldı daha pilav salata tatlı vs
Soner: dur be kardeşim iki ayağımı bir papuca sokma
Tamam dur şimdi pilavda sıra
yıkadım bunu
tencere hemen koyduk ocağa at içine pirinçleri ne kadar su ekliyorduk hah çaydanlıkta sıcak su var ekleyim hemen
Dış ses: aman soner bey ne yaptınız bir çaydanlık su boşalttınız
Soner:hadi ya çok mu oldu o benim özel yöntemim canım he hee he
Dış ses: bu arada yağ ve tuz katmadınız diyette misiniz
Soner :olur mu ben sonradan ekliyorum onları
Bak şimdi eklerim hemen
Fasulyeye tuz attım mı ona da bakayım
Yok bu da tuzsuz kalmış
Tamam şimdi bitti pişsinler
Dış ses:Soner bey vakit çok az kaldı masa hazır değil,siz hazır değil,salata ,tatlı nasıl yetişecek
Soner:seni bana beni panik yapmak için mi gönderdiler kardeşim bi sus
Dış ses: tamam sustum
Soner: hemen masayı hazırlayayım misafirler gelmeden son yarım saat
Dış ses :soner bey çok dağınık çalıştınız mutfağı toparlasaydınız biraz her şey her yerde
Soner:dur be kardeşim daha masa hazır değil dursun ora sevil halleder
Kaşık çatal nerde hah tamam hemen dizeyim düşmesene ya düzgün dur masada
Bardak ,su ,peçete
Dış ses: son 15 dakika soner bey yemekler pişti mi kontrol etseniz
Salata ve tatlı yetişmedi daha
Soner: tamam pilava bakayım kapağı açar
Dışses:sanki pirinç çorbası olmuş o
Soner :dur kapağı açayım çeker o çeker
Tabakları koymadım eyvah eyvah
Fasulye tamam olmuş kapattım altını
Pirinçler pişmiş ama lapamı ne boşver öyle de güzel olur
Tabaklarda tamam
Dışses:son 15 dk siz hazır değilsiniz
Yemek kokuyorsunuz mutfak zaten uçtu salata kaldı
Soner:sus bir kardeşim sus
Hemen hazırlanırım ben
Dış ses: soner bey pek başarılı olamayacak galiba
Soner : tamam geldim işte
Pilavıda söndüreyim salata yapayım hemen ,nerde malzemeler
Marul hangi poşetteydi burada havuç varmış çık dışarı
Başka başka marul nerde hah buldum
Ve kapı çalar ...
son bölüm kısmetse yarın :)
Eylemciğim teşekkürler canım..
ellerine ve yüreğine sağlık..
he he..
zavallı soner ya..
eylemciğim sen böyle arada aylak ol..
canım kardeşim..
öpüyorum seni..
Aklıma gelmişken..
Demek senaristlik böyle bir şey oluyor
hem aylaksın hem aylaklığından para kazanıyorsun..
güzel iş...
Ya kızmayın Murat bey kızmayın..
şaka yaptık...
artık o kadar hatırımız da olsun değil mi?
Ellerine saglik aylak Eylem
kankacım yüreğine sağlık, güzel senaryo...
devamını bekliyoruz...
harcama ama soneri...
teşekkür ederim
hepimize iyi akşamlar
canı kankacım
sen bir sabah görindün
bir yok oldun..
bizler şarkılar çaldık tık yok..
senaryoların devamı geldi tık yok..
iyimisin..
A)iş mi çok..
b)internet bağlantısımı kesildi.
c)yeğenlerim mi meşgul etti seni..
d)patron bankaya mı yolladı..
e)hiçbiri
bak bütün aklıma gelen seçenekleri sıraladım.
biliyorsun bizler göremiyince merak ediyoruz..
canım yeter ki iyi ol..
evet..
herkese iyi akşamlar
sevgiyle kalın..
Herkese hayirli aksamlar
iyi akşamlar diliyorum...
kısmetse yarın sabah görüşünceye kadar hoşçakalın...
mavi ve yeşil ağırlıklı, renkli ve sıcak bir gün geçirme dileğiyle
******GÜNAYDIN******
Günaydınlar
güzel bir gün olması dileğiyle...
bugün bahar havası var ankara da
hadi kahvaltıya gelin hep beraber güzel bir kahvaltı yapalım
Seval abla Mavigün ablamın sorusunun cevabını merakla bekliyoruz
iyi olman dileğiyle
kolay gelsin...
Günaydin, karlar icinde kalan Almanya´dan günaydin...
Eylemcim hosgörünüze siginiyorum canim, dalginligim zamani öyle kisitlamis ki kendimden haber vermeyi, sana yaptigin o güzellik icin tesekkür etmeyi unutmusum, af et.. :) Cok hosuma gitti maco krali Soner´in mutfakta sergiledigi bilgiclikle bezenmis beceriksizligini okumak emin ol! Hikayecigin devamini merakla bekliyorum canim...
Taze sicacik kahve yaptim, cani ceken buyursun... :)
Kolay gelsin hepimize..
Bu dişlerle fındık bile kırabilirmişim!..
Üç hafta boyunca gittim, geldim... Dişlerim önce Allaha sonra Niyazi Ustaya emanet.
Elinde alet edevat, ağzımın içinde kesiyor biçiyor, kırıyor döküyor... Hiçbir şey anlamıyorum... Bir taraftan da kerameti kendinden menkul anlatıyor:
-Geçende bir müşterim geldi... Diş hekiminin biri rezil etmiş kadıncağızın dişlerini. Yeniden protez yaptım da rahatladı. Ağzına tat gelmiş...
-Haklısın usta...
-Bakma bizim teknisyen olduğumuza... Biz alaylıyız... Onlar bu işi kitaptan okur, biz hayatın içinde öğreniriz...
Niyazi Usta, hem konuşup hem çalışarak ağzımda birkaç diş sağlam bırakmış mı bilemiyorum ama geri kalanını kendine göre halletmişti. Kimine dolgu, kimine köprü, yapmıştı bir şeyler... Hem de epey özendiğini söylüyordu:
-Haydi geçmiş olsun... Bir hafta içinde alışacaksın... Bu dişlerle fındık bile kırabilirsin...
-Ellerine sağlık Niyazi Usta...
Ücretimizi ödedik, teşekkür edip çıktık... Ağzımın içi artık bana ait değil gibiydi. Ama bir haftalık alışma süresi vardı.
O bir hafta geçmek bilmedi Allah’ım... Sanki ağzımın içinde görünmez taş ustaları vardı. Dişlerimin arasında taş kırıyorlardı... Fındık bile kıracağımı söylediği dişlerle bırakın bir şey çiğnemeyi, üst üste getiremiyordum.
Ağrı bir tarafta, dişlerin birbirine değdiğinde dayanılmaz zonklama bir tarafta... Sulu şeylerle karnımı doyurmaya çalışarak sabrettim. Bir hafta sonunda kendimi Niyazi Usta’nın atölyeye zor attım:
-Ustam gözünü seveyim, geçmedi... Dişimi üst üste getiremiyorum...
-Abi anlıyorum da... Alışacak... Bak biraz daha sabret... Alışacak...
Perişan durumdayım... Ama Niyazi Ustanın benim çektiğim acıya aldırdığı yok. “Geçer!” diyor başka bir şey demiyor. Allah’ım nedir bu başıma gelen? Bir gün değil beş gün değil. Ağzımın içinde bir taş kırma makinesi tık tık beynimi kemiriyor.
Edemedim, diş hekimi müşterime de haber vermeden devlet hastanesindeki bir başka dişçiye randevu alıp gittim. Çünkü hekim müşterim de niye bana gelmedin diye kızacaktı. Neyse hastanedeki diş hekimi bayan ağzımı açıp bakar bakmaz şaşırdı:
-Bu ne biçim protez böyle...
-?
-Beyefendi, bu ağzı kime yaptırdıysan git ona temizlet... Ben bu dişlere bir şey yapamam!
Kadın çekti gitti... Tekrar döndüm Niyazi’ye. Dedim ki:
-Ustam yalvarırım bu sıkıntıya bir son verelim. Şu diş belasından kurtar beni. Yeniden mi yapalım, ne yapalım. Ben her şeye razıyım. Yeter ki kurtulayım.
-Abi istersen temizleyip, yeniden bir deneriz ama...
-Aman ustam ama deme... O son dediğini hemen yapalım. Hemen...
Niyazi Usta, “Yapıyorum” diye mahvettiği dişlerimdeki dolguları, protezleri falan sil baştan temizledi, ama hepsini de mahvetti... Ağzımda sağlam diş kalmadı desem yeridir.
Ağzımdaki yara bere biraz iyileşsin bu kez kesin doktora gideceğim. Ama hele bir iyileşsin... Derken bu arada Niyazi Usta marketime her geldiğinde sorar oldu:
-Abi ne zaman uğruyorsun?
“Sana bir daha gelmeyeceğim!” diyemiyorum da utancımdan. O da anlamıyor halden. Derken bir yaz günü akşamıydı. Yine uğradı. Şöyle on-on beş kiloluk kocaman bir karpuz aldı. Ücretini ödedi. “Abi beklerim!” diyerek gitti.
Ertesi gün bir de duydum ki Niyazi vefat etmiş. O gece kalp krizi geçirmiş. Ölmüş zavallı... Nasıl şaşırdım anlatamam. Dişlerimi onun elinden kurtardığıma mı sevineydim, zavallının genç yaşta öldüğüne mi üzüleydim. Hoş çocuktu Allah için... Cenazesinden dönerken buruk bir tebessümle dedim ki kendi kendime:
-Ula Niyazi... dişlerimi mahvettin ama iyi çocuktun, yine de hakkımı sana helal ettim.
Alıntı
herkese merhabalar..
vay almanya da kar var demek..
son günleri kankacım..
kışın bu yaptıkları..
eylemciğim ankara gibi körfez de
ılık bir bahar havası var ama akşam üstü ne olur bilmem..
no nameciğim alıntı için teşekkürler canım..
ablacım bahar sabahta kaldı
bulutlu ve rüzgarlı bir havaya geri döndük bile :)
kankacım alıntı için teşekkürler
başkanım üçüncü gündesiniz
bugün de yok yazılmayın bari
arada uğrayın yoksa devamsızlıktan sınıfta kalacaksınız
ben acıktım
öğle yemeğine körfeze mi gitsek
nedersiniz kankam ve seval ablam
baskın yapalım mı körfeze
Ben geldim bile Eylemcim, sen aciktim dedin bana da aciktigimi fark ettirdin.. :)
Kankacim biz kardan soguktan kacip sana dogru geliyoruz haberin olsun!
gördün mü ablam ben demesem aç kalacaktın bugün :)
nasıl acıktım nasıl
mavigün ablam neler neler hazırlar şimdi bize :)
buyrun gelin canlar...
kankacığım..
kar yok ama Eylem in dediği gibi hava biraz bir şeylere kızmış gibi esiyor..bu yüzden gene siz iyice giyinin de gelin..
hadi bakalım kankam geliyormuş..
ya balık ya patlıcan..
balığı eylem yemiyor
o zaman
patlıcanlı kebap buyrun..
http://ulkerkan.unblog.fr/files/2008/08/
14436510975704538cd7.jpg
yanında..
patlıcanlı pilav..
http://img.blogcu.com/uploads/
yemedeyanindayat_47.JPG
salata..( gelince mutfağa girip yapacaksınız)
tatlı..
http://img2.blogcu.com/images/p/r/e/
prensescoko/ekmek_kadayifi.jpg
üstüne çay yada kahve..
bol sohbet canlar...
hadi bakalım...
bekliyorum..
afiyet olsun hepimize..
Ya bak utandirdin yine bizi..
Kankacim ya bu kadar zahmet etmesen ne olur, biz ne bulursak ona raziyiz her zaman...
Ellerine saglik canim, cömert yüregine de...
Oh be, insanin böyle dostlarinin olmasindan daha güzel nesi var? :)
Eylemcim hepsini bitirmesek mi? diyorum.. Kankana da bir seyler ayirsak nasil olur, sen ne dersin? Ne? "Geleydi!" mi dedin? cik cik cik... :)
Afiyet olsun...
Ablacığım sağol, güzel sofra donatmışsın, gerçi salata eksik kalmış ama olsun o kadar kusur kadı kızında da olur...
salata tamamdır buyrun
http://www.resimhayattir.com/
r-salata-resimleri-54-
coban-salata-11261.htm
evet ablam geleydi kankam
bekle bekle yemekler buz gibi oldu zaten
bu kadar bayan bekletilmez,yemek hiç bekletilmez ablam
kalırsa ve gelirse yer
aaa canım kankam hoşgeldin
bende kankam nerede kaldı ki diyordum
sen otur hemen bir tabak getireyim sana da
bakın ben size yemeklerinizi yerken birde
hafif bir müzik vereyim..
nerde ayranlarınız...
tokuşturalım..
yine mi çiçek
http://www.youtube.com/watch?v=J0YGuHvLfzg
no name :
salatayı sen yaparsın diye düşünmüştüm ama kankan yapıvermiş canım kardeşim..
ablam kankam uzun yoldan gelecek yorgun olur diye ben yapıverdim salatayı
yoksa kankamın salataları çok güzel olur artık birdahaki sefere :)
herşey 4*4 lük...
yemekler öylesine, müzik öyle sizler hepiniz birer harikasınız...
iyi ki varsınız...
Hepimizin duygularina tercüman olmussun No Namecim, ne mutlu bize.. :)
Merhaba
Afiyet olsun, olmus gerci
Birazdan bir kızımın yanına gideceğim..
acısını paylaşmaya..
birinin yarasını bilmek
benim 10 yıl evvel personel müdürlğü yaptığımda tanımıştım onu..
Çok güzel bir genç kızdı..Fakat insanlara mesafeli ,soğuk ,gururlu yanıyla dikkatimi çekmişti.19 yaşındaydı ama yanında ki yaşıtlardan çok yaşamış gibydi.
yanlış bir ilişkinin içinde debelendiğini fark ettim bir gün..ve böylece onunla iilgili serüvenim başladı.Biliyordum ki bu ilişki sadece iş zamanlarını kapsıyordu.Bir görev değişikliğiyle önce uzak tutmaya sonrada ona yakın olmaya ben olmadığım gece vardiyalarında en güvendiğim başka arkadaşını yanına bırakıyordum.Fakat hala bana da mesafeliydi yanımda olmamı anlamıyor bir müdürün neden onla ilgilendiğini kestiremiyordu.fakat bir gün yüzü alakbulak geldiğinde sizle konuşabilirmiyim dedi..uzak bir yere gittiğimizde bir baktım ağlamaya başladı.aslında gözyaşlarını göstermek istemiyen hep içine ağlayan bir yapısı olduğundan şaşırmıştım.
bir gençlik üzüntüsüydü anlatınca geçti gitti ama artık ne zaman üzülse yanıma gelmeye ve bana güvenmeye başlamıştı.Şans bana (daha doğrusu ONA)yardım etti ve başka biri geldi uzaklardan yeni işe almıştık.Böylece şimdi eşi olan kişiyle tanıştı..
Bu gururlu ,yaşından fazla olgun genç kızı bende sevmeye başlamıştım neden sonra herkesin bir öyküsü vardır ya onunda annesinin onu 3 yaşında dede ve anneannesine bıraktığını anlattı.
bab alkolik anne başka bir daha beterini bulup evlenmiş(hem cinslerim daha beterini bulmakta ki bu becerileride ayrı bir konu)
anladım ki annesine kırgın ve yüreğinde bir yerde hiç affedemediği bir yarası vardı. Annenin bir nedeni vardır desemde üvey kardeşlerine yaptığı anneliği anlamakta zorluk çekiyor..
kendisini haksızlığa uğramış sayıyordu..
Anneliği bilmem ama hep böyle davalarda annenlere karşı haksız bir yargılamada bulunmak istemem bu yüzden ona artık kendisyle barışmasını söylüyordum
ve annesiyle konuşmasını üzüntüsünü ona anlatmasını belki söylediği bir şey onu ikna etmesinden bahsediyordum Sadece dinlerdi..beni sevdiğinden hiç itiraz etmez ama içinden inanmadığını bilirdim..
ta kii birgün kızı olana kadar..çok sonra bir gün annemle konuştum biliyormuusun dedi..
peki dedim.
ona olan sevgim hep aynı hep bir ama onu anladım..
Kızına baktı ve sonra bana baktı..
benim annem anneannem biliyormusun dedi..
biliyorum dedim.
şunu anladım
annem beni iyi ki anneanneme bırakmış beni iyi ki o büyütmüş..ve iyi ki benim annem o olmuş..Yoksa ben bu gün böyel biri olamaya bilir kaybolabilirdim.
annem olarak hep var olacak ama ben anneannemi seviyorum annem gibi..
ona da söyledim..
işte geçen gün bir mesaj aldım anneannemi kaybettim abla dedi..
ama biz üçümüz biliyorduk aslında annesini kaybettiğini..
annesi
o
ve
ben..
yanında olmam gerekiyor..
çünkü yarasını bir bana gösterebiliyor..
bazen hen yakını kaybedersin en uzak gibi
bazen en uzağını kaybedersin en yakının gibi..
sanırım tek yanıt yüreklerimizde..
konulan sıfatlarda değil...
ooof bir iyi akşamlar diyecektim söz nerelere geldi..
evet..
şimdilik iyi akşamlar..
sevgiyle kalın..
Allah kizina sabir versin canim, yaninda olman büyük teselli olacaktir mutlaka...
Aciyla yasamayi ögretiyor hayat bize, bazen cok erken yaslarda bazen daha sonra ama kacis yok iste herkese eninde sonunda...
sabırlar diliyorum...
Ablalik da zor
Ablacim Allah yardimciniz olsun
günün finalini Cahit Sıtkı'dan bir şiirle yapayım bu akşam...
Hepimize Dair
Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,
Gölgesi yeryüzünde avare insan?
Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;
Solmakta her çiçek, kokusu uçunca
Tasadır ağaca rüzgarda yaprağı;
Her kuş yanar az çok, ölen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun değil;
Vızıltısı şikayet makamındadır...
Herkese iyi akşamlar diliyorum...
Dert içinde sevinci bul da yaşa;
Haksız düzende haklı ol da yaşa;
Sonu nasıl olsa yokluk dünyanın,
Varından yoğundan kurtul da yaşa.
Ö. Hayyam
Herkese hayirli geceler
Ah kardeşim,
madde aleminden mana alemine geçiş, keşke yazmak kadar, yazıldığı kadar kolay olsaydı, bak bir dakika dururmuydum bu alemde...
neyse...
Güzel bir gün olması dileğiyle hayırlı Perşembeler...
***********GÜNAYDIN**********
Günaydınlar
güzel bir gün olması dileğiyle
kolay gelsin...
Seval ablacığım;
sana sıcak ve aydınlık bir gün diliyorum...
Karnım çok aç, gelsem yanına şöyle güzel bir kahvaltı edebilir miyiz?
sen erkenden gel kankacım ne kahvaltı hazırla ne de bana bir günaydın de
hoş seval ablama da işin düşmüş ondan demişsin
sonrada abla geleyimde kahvaltı yapalım mı
bizi düşünme başka aç olan var mı ki deme sen
tamam yazıldı kenara...
Günaydin canlar, günaydin..
Sorulur mu hic No Namecim, hemen gel, elbet buluruz Allah ne verdiyse yiyecek birseyler...
Siz bana bakmayin cocuklar, ben daliveriyorum islere, hele bu hafta is arkadasim izinli oldugu icin patronla yanliz idare etmek zorunda, biraz daha zordayim yani ama siz yine de gelin, her zaman basim üstünde yeriniz! :)
pardon kankacım,
günaydın, nasılsın?
açlıktan gözüm dönmüş te, gözüm dünyayı görmüyor...
zaten seval ablam da yok ben en iyisi sana geleyim-mi?
Pardon ablacım,
pişti olmuşuz...
kankacım gel ablama gidiyoruz...
herkese günaydın.
Günaydin Kankacim, gittin - geldin, iyisindir insallah..
Hadi gel sen de katil bize, cocuklarla kahvaltiyi uzattik da uzattik bu sabah, iyi ki uzatmisiz!
Gel hadi bak, alman filtre makinesinde brezilya kahvesi pisirdim, kahve süzülürken bir kosu gidip firindan taze fransiz kökenli krossonlar aldim, e biraz irlanda tereyagi ile hollanda kasari ve kizkardesimin kendi elleriyle türkiye ayvasindan yaptigi recel de vardi zaten... Ayva recelini sevmeyenlere nutella kavanozunun yerini de söylerim ama hirvat arkadasim bugün bize patatesli bosnak böregi de getirmis, tavsiye ederim yani... :)
Haa, klasik türk usulü olsun diyorsan hemen kösede türk bakkalimiz var, salam-pastirma, beyaz peynir, domates-maydanoz ve taze pide alir geliriz, bir de cay demledik miydi, bizden iyisi olamaz... :)
Ee, anlat canim, iyi misin? :)
canım sağolsın..
iyiyim..
avrupa birliği gibi kahvaltı..
nasıl gelmem...
kahvaltımıda edeyim..
şimdi dışarı çıkacağım..
hava serin biraz ...
öğle yemeğine yetişemem ama..
No Name in..
mavi ve yeşil bir arada olduğu
yerde bir İkindi çayına yetişirim gibime gelyor...
he he..bakarmısınız..
hep boğazımı düşünüyoruz...
canlar yetşimezsem herkese iyi günler...
sevgiyle kalın...
kanka çay hazır mı ben geliyorum
yoruldum , çay iyi olacak bu yorgunluğun üzerine
size senaryonun sonunu da gönderemedim
iki gündür yoğunluk vardı
ama işi teslim ettik biraz önce
birazdan da küçük bir toplantı yapılacakmış
ondan sonra özgürüm kısmetse...
Biri cay mi dedi?
Hemen ordayim... :)
no name nerdesin..
bak kankanda yorgun..
ablanlar hep yorgun...
ben çaya yetiştim ama
no name mi ara ki bulasın...
Bizler dükkana girdik bile..
hiç bir bahane kabul etmeyiz..
sen bizi duymazsın tabii kulaklık var kulağında müzik dinlyorsun..
çıkart bakalım..
nerde bizim ikindi çayımız..
no nameeeee...
no nameeeeee...
Merhabalar
Neseniz bol olsun
Aranızdan yeşil çay isteyen olur diye markete gitmiştim...
kek,tuzlu tatlı bisküvi ve sigara böreği var...
meşrubat ve taze sıkılmış meyva suları da var...
Bekliyorum...
çay ve yiyecek alternatifleri çok güzeldi
ellerine sağlık kankacım
SON İLKBAHAR
Gün sona ermeden önce
Benim bu arzumu yerine getirmelisin
Yalnız bir defa için,
Bahar çiçeklerini
Beraberce toplamağa gidelim.
Senin bahçene
İlkbahar ayları
Tekrar tekrar gelecekler
Yalnız seninle eğlenmek için
Dua ediyorum.
Günlerim!...
Boşuna geçip gittiler
Onları ihmal ettim.
Ansızın bugün
İkindi aydınlığında
Gözlerimin
Seninkilerle buluştukları anda
Daha fazla zamanın
Olmadığını anladım.
Bunun içindir ki
Bir hasis gibi
Belki de,
En son baharımın günlerini
Büyük bir sabırsızlıkla
Saymaktayım.
Ey sevgili!...
Korkma!
Senin çiçekli bahçelerinde
Uzun zaman duracak değilim
Ve
Ne bugünün sonunda
Ne de veda anında
Ardıma dönüp bakacağım.
Onlarda gözyaşı görmeyi bekleyecek
Gözlerimi seninkilere çevirip
Bakmayacağım
Gül sevdiceğim!...
Tatlı kahkahalarla gül...
Ve sonra
Sincabın ardından
Onu korkutmak için koş.
Kulaklarına
Unutulmuş hatıraları
Fısıldamayacağım
Ve seni
Acele yolunda
Durdurmayacağım.
Rabindranath Tagore
BENİ BAĞIŞLA, SENİ SEVİYORUM
Beni bağışla aşkım, aşkımı hoşgör artık
Beni hoşgör, beni bağışla, seni seviyorum.
Yolsuz yordamsız bir kuş gibi öksendeyim
Yüreğim tir tir, örtüsünden kurtulmuş
Şimdi yoksul, şimdi çırılçıplak, şimdi soyunuk
Acını esirgeme benden, ko sarınsın yüreğim
Ko giyinsin, ko kuşansın, ko örtünsün. Sonra
Beni bağışla aşkım, beni hoş gör, seni seviyorum.
Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni,
Hiç mi hiç sevemezsen eğer
Acımı bağışla, beni hoşgör, seni seviyorum.
Bana öyle eğri bakma, ırak durma ellerden
De, kuytuma çekilirim, de karanlığa kavuşurum
Sımsıkı tutarım ellerimle utancımı
Sarıp sarmalarım, dürüp bükerim
O an yüzün eğ benden aşkım, kaçır benden
Beni hoşgör, beni bağışla, seni seviyorum
Gün gelir, hayalin erişir karanlık yiter
Meyil verirsin bana, gün gelir
Şimdi çaresizim, yalnızım, kolum kanadım kırık
Beni bağışla aşkım, beni hoşgör, seni seviyorum
Seni seviyorum, yüreğim mutluluk selinde
Kapıp koyveriyor kendini gurbetlere varıyor
Gülme bu korkulu gidişime, gülme bağışla aşkım
Beni bağışla, beni hoşgör, seni seviyorum.
Rabindranath Tagore
BAHÇEVAN - 1-
Huzursuzum. Uzak uzak şeylerin susuzluğu var bende.
Ruhum loş uzakların eteğinden tutmak iştiyakiyle çırpınıyor.
Ey büyük Öte, ey flütünün tiz çağırışları.
Uçacak kanatlarım olmadığını ve burada bu noktada ebediyen kalmağa
mecbur bulunduğumu unutuyorum.
Uyanık ve istekliyim. Garip bir ülkede bir yabancıyım.
Sesin nefesin bana imkansız ümidi fısıldayarak ulaşıyor.
Dilin, kalbime tıpkı kendisi gibi aşinadır.
Ey Öte’yi arıyan, ey flütünün tiz çağırışları.
Yolu bilmediğimi ve kanatlı atım olmadığını unutuyor,
ebediyen unutuyorum.
Tedirginim. Kalbimin içinde bir gezginim.
Uzayan saatlerin güneşli sisinde, semanın mavilikleri içinde
hayalin en engin şekiller alır.
Ey en uzak son, ey flütünün tiz çağırışları.
Yalnız başına oturduğum evin her tarafındaki kapılarının
kapalı olduğunu unutuyor, ebediyen unutuyorum.
Rabindranath Tagore
BAHÇEVAN - 2-
Olduğun gibi gel. Tuvalet, süsünle gecikme.
Taralı saçların çözülmüş, saçlarını ayırdığın çizgi düz değil,
korsanın kurdelesi daha bağlanmamış ise, aldırma.
Olduğun gibi gel, süsünle gecikme.
Çimenlerin üzerinden hızlı adımlarla gel.
Şebnemlerden ayakların birbirine dolansa, ayak bileklerindeki
halhallerin sesi azalsa, gerdanlığından inciler düşse
kaybolsa bile aldırma.
Çimenlerin üzerinden hızlı adımlarla gel.
Göğü saran bulutları görüyor musun?
Uzaktaki nehir boyundan yabani kuş sürüleri havalanıyor,
çimenlerin üzerinden rüzgar kasırgaları hızlanıyor.
Ürken sürüler, köydeki ağıllarına koşuyorlar.
Göğü saran bulutları görüyor musun?
Tuvalet lambanı boşuna yakıyorsun, rüzgarda ürperir ve söner.
Kaşlarına lamba isinin sürülmediğini kim bilebilir?
Zira gözlerin yağmur bulutlarından daha karadır.
Tuvalet lambanı boşuna yakıyorsun. Bak söndü.
Olduğun gibi gel. Tuvaletinle, süsünle gecikme.
Çelenk daha örülmemiş ise, ne çıkar, bilek zinciri bağlanmamış ise,
Kalsın.
Gök bulutlarla doludur. Geç oldu.
Olduğun gibi gel, süsünle gecikme.
Rabindranath Tagore
Ablacım güzel şiirler için ellerine yüreğine sağlık...
iyi akşamlar
sevgi ve umutla kalın
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
YOKOLMADILAR
Biliyorum, bu yaşam, sevgi olgunluğundan yoksun, bütün bütüne yokolmadı.
Biliyorum, gün doğarken solan çiçekler, çölde kuruyan dereler bütün bütüne yokolmadılar.
Biliyorum, ne varsa geride kalan, ağır ağır ilerleyen bu yaşamda, bütün bütüne yokolmadılar.
Biliyorum, daha gerçekleşmedi düşlerim, şarkılarım söylenmedi, ama Senin çalgının tellerinde geziniyor hepsi, bütün bütüne yokolmadılar.
Rabindranath Tagore
Rabindranath Tagore, 6 Mayıs 1861'de Kalküta'da doğdu. Atalarının kökü 11. yüzyıla dayanır.yıllarda Bengal Hindistan'ın her bakımdan canlı ve ileri bölgesiydi. Din, edebiyat, politika alanlarında yeni görüşler beliriyordu. Kendisinden önce edebiyatta yenilik yapmış olanlar olmasına rağmen, kendisini tutuculuktan kurtaran ilk şair ve yazar olarak bilinir. İlk yazdığı "Sabah Şarkısı" adlı şiiri yüzünden şiddetli eleştirilere maruz kalmıştır. Doğa ve insan sevgisinin yoğun olduğu Kitan Jali'nin ünü dünyaya yayılmıştır. Eserlerinde ince bir lirizmle, mistisizm harmanlanır.Bengali dilinde yazdığı yapıtlarınının, hemen hemen hepsini kendisi ingilizceye çevirdiği için, dünyanın onu hızlı tanıması kaçınılmaz oldu. 1913'te Romain Rolland'ın çok övdüğü Gora adlı romanıyla Nobel Edebiyat Ödülünü aldı67 yaşında resim yapmaya başlamasıyla, kast ve emperyalist sistemlere karşıtlığı ve üstün yeteneğiyle dünyanın sayılı şairleri arasına girmiştir. 7 ağustos 1941'de doğduğu şehir Kalküta'da ölür.
eylemcim sanada iyi akşamlar...
ve tüm bbo ailesi sizlerede..
iyi akşamlar...
iyi geceler...
tesekkürler ablacigim
herkese iyi aksamlar
Ben de iyi aksamlar diliyorum hepimize, iyi dinlenmeler...
No Name kardesime ikindi cayimiz icin, Kankama da paylasimlari icin cok tesekkür ediyorum...
Güzel bir gün yaşanması dileğiyle GÜNAYDIN
Hayırlı Cumalar...
-Anne melek uçar mı?
-Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Meleğim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra uçar.
günaydınlar
kankacım güzel fıkra için teşekkürler
hepimize kolay gelsin
hayırlı cumalar...
Günaydin canlar, gününüz güzel olsun..
Ben bugün cok heyecanliyim cünkü benim tatli kizim büyük bir hevesle ögretmen ve ögrencilerden olusan 8 - 10 kisilik bir gurubun icinde yaklasik 1,5 saat sonra Finlandiya´nin Tampere sehrine, ordaki kardes okulu 6 günlük bir ziyaret icin ucacak. Allah tüm yolculari korusun, yollarini acik etsin!
Güzel bir gün olsun hepimize...
hala unutmadım bu diziyi
Aylakça :)
........
Ve kapı çalar ...
Soner:eyvah geldiler
Kapıyı açar hepsi bir arada gelir
Soner içinden tek tek gelseniz şaşardım der
Soner: hoş geldiniz buyrun
Şöyle geçin salona
Melek :yanık mı kokuyor ne
Soner: ya acemilik işte yaparken yaktım biraz açayım pencereyi havalansın
Ayla hanım: aa soner bey ne kadar dağınık çalışmışsınız, mutfak görünüyor da ondan dedim keşke ayrı olsaymış mutfağınız
Doğan :gülerek normal canım
Muzaffer bey :e hadi acıktım ben
Soner : buyrun o zaman
Masaya otururlar soner tabaklara önce pilavları koyar üzerlerinide fasulye ekleyip servis yapar
Yarışmacılar şaşkın bakıyordur tabaklara
Lapa bir pilav üzerinde fasulye
Doğan:soner bey salata yokmuydu
Soner:onu yetiştiremedim durun bunun yanına hemen bir kuru soğan getireyim
Soğanı getirir masaya koyup yumruğunu üzerine çakar
Yarışmacılar gözleri açık soneri izlemektedirler
Muzaffer bey : kesseydik
Soner:olur mu bunun tadı orda abicim böyle yiyeceksin
yesene ablacım süper olur kuruyla
kız melek aç ağzını aç
melek:iğrenç ben yemem
Soner:sen ye hele bayılacaksın
Ayla hanım:tuz yokmuydu
Soner:yok mu
Hemen getireyim
Yarışmacılar yemeği yerler her ne kadar eleştiriye çok maruz kalsa da lezzetli olmuştur yemekler
Melek hanım:ee soner bey tatlı yok mu peki
Soner: tatlıııı,
siz varken tatlıya ne gerek var canım
melek hanım : çok teşekkür ederim
soner: ben size tatlı bakayım mutfağa gidip
(tatlısız olsun canım bu yemekte illa tatlı yemek zorunda mısınız)
dolabı açıp bakar çocukların çikolataları vardır tam beş tane işte bu der alır onları masaya döner
Soner:buyrun işte tatlılar ,çikolatalarımız
Doğan:neee
Yok mu tatlı
Soner:yook canım bu var beğenemedin mi
Doğan:tamam abicim
Ayla hanım :sürpriz yok mu
Soner:ne sürprizi
Melek hanım :ne olacak canım müzik,dans gibi şeyler
Soner :haa sürpriz
(olmasa ne olursa)
O arada kapı çalar
Kapıyı açtığında annesi elinde koca bir tepsi baklavayla duruyordur
Yersiniz oğlum ek menü niyetine hadi görüşürüz der ve gider
Soner:işte sürpriz,sizlere annemden baklava
Tepsiyi masanın tam ortasına bırakır
Bir tepsi baklavayı beş dakika da bitirirler
Artık puanları verip birincinin belli olmasına gelmiştir sıra
devam
Ayla hanım:soner bey çok dağınık çalışmış
Pilav lapaydı ama fasulyeye tam puan
Türk mutfağını seçtiği için
7 puan
Melek hanım:tam bir fiyaskoydu aslında
Masa düzeni falan hiç yoktu
Ama sonercim yapmış yemekleri o kadar emeği var
Benden 6 puan
Muzaffer bey: özensizdi ancak nasıl kırdı soğanı helal olsun
Güzeldi hani laf aramızda şu haftayı aç geçirmiştik burada doyduk
Hele baklava güzel sürpriz oldu
Benden 8 puan
Doğan:9 puan veriyorum ,yüksek değil mi derseniz ilk yemek yapan birine göre gayet iyiydi onun için
Soner birinciyi açıklamak için zarfı açar
En son kendi adını beklerken kendini ikinci sırada görür
Ve tabiî ki birinci doğan olmuştur
.......
Doğan sevinçle evin yolunu tutar
Sevilde Aylinlerden kalkıp bir taksiye binip eve doğru yola çıkar
Yolda aferin soner ikinci oldun harikasın iyi hoşta o meleğe niye öyle davranıyorsun
Neymiş efendim siz varken tatlıya ne gerek varmış mış
Daha iki gün önce meleğim sendin diyordu yine asılıyor kıza
Görürsün sen soner
Soner yorulmuştur banyo yapıp yatacaktır yukarıya çıkar
Sevil eve gelir içeri girer
Sevil:soneer
Soneeeeer
Neredesin diye mutfağa yönelir aman allahım burayı ben nasıl temizlerim
kadife hanım değil tüm temizlik şirketleri gelse işin içinden zor çıkar
off soner off
yukarıya çıkar soner banyo yapmaktadır
sen çık görüşeceğiz diye sesini sonere duyurmaya çalışır
sonerin telefonu çalar
Sevil:telefonun çalıyooor
Soner:sen bak çıkıyorum ben de
Sevil:buyrun soner beyin telefonu
Melek:merhaba ben melek soner bey yokmuydu
Soner çıkar kimmiş diye sevile bakar
Sevil telefonu uzatır meleğiniz arıyor
Soner:ne nerden bulmuş numaramı
Soner:aloo
Melek:sonercim nasılsın
Soner:iyi siz
Melek:sonuncu oldum ya canım sıkkın gelsenizde beraber otursak biraz
Soner:yok melek hanım yorgunum ben
Melek:lütfen ama sizin gibi bir yakışıklı beni yalnız mı bırakacak
Soner sevile bakar ve melek hanıma
Melek hanım benim bu akşam için karıma sözüm var
Melek:o zaman yarın olsun
Soner:benim her akşam sözüm var güzel karıma
Lütfen numaramı nereden buldunuz bilmiyorum ama bir daha aramayın
Diyerek telefonu kapatır
Sevil:sen kıza tatlı de sonra arama tabi arar kız
Soner:sevilim ,canım o yarışmaydı ne yapayım ortada tatlı yoktu
hem sen varken ben başkasına bakarmıyım hiç tatlı karıcım
Sevil:tatlı deme bana
Soner:çok mu sinirliyiz gıdıklayıp güldürsem mi aceba
Sevil:hayır ,in yataktan aşağıda uyuyacaksın
Soner:olur uyurum ama önceee...
Sevil:soneer,
hayır ,
yaa
Soner:he he hee...
SON
Buda öğle arası aylaklığı idi
umarım beğenirsin...
beğenirsiniz olacaktı
kusura bakmayın harf eksikliği olmuş
Begenmek ne kelime bayildik!
Eylemcim cok sag ol canim, agzim kulaklarimda okudum, ellerine yüregine saglik ablam, yine bekleriz aylak kalmani...
harika çok güzel on numara...
yüreğine sağlık kankacım, onca işimin arasında gülümsettin beni, sağol varol...
herkese merhabalar..
eylemciğim teşekkürler canım benim..
ellerin ve yüreğin dert görmesin..
Siteye neşe getirmişsin.
kankacığım allah kavuştursun canım..
ben teşekkür ederim
yüreğinize sağlık
ömrünüze bereket ...
Hayirli Cumalar
Seval ablacim Allah kavustursun :)
Eylem ellerine saglik. Sen su zamanlarda baya bi aylaksin herhalde. Bi de ömür biter yollar bitmez derler
külli yalan..
bence de külli yalan :))
arada bir dinlenelim ama değil mi kilometrelerce yol yapıyoruz bize de yazık
Minik Bir Kuşum Ben
Düşün ki minik bir kuşum ben,
Yüreği küçük,
Ama sevgisi büyük…
Sen ise küçük bir çocuk,
Büyümeye hevesli,
Büyük hayallerle yoğrulan…
Gelip bir gün konuyorum avucuna,
Ne yapacaksın şimdi?..
Biliyor musun beni nasıl tutacağını?..
Çok sıkarsan dayanamaz küçük yüreğim,
Durur avuçlarında o anda…
Ya gevşek bırakırsan parmaklarını,
Bu sefer de uçup giderim,
Bulduğum aralıktan süzülürüm özgürlüğüme…
Öyle tut ki kanatlarım incinmesin,
Büyüyeyim avuçlarında,
O kanatlarla seni de taşıyım sonsuzluğa…
Sakın bırakma serbest,
Doğamda var özgürlük benim,
Ne kadar sevsem de seni,
Avuçlarında ki güveni,
Dayanamam o çekiciliğe,
Kapılır giderim yine uzaklara…
Dönmeye karar versem bile sonra,
Bulamam seni bıraktığım yerde…
Şimdi haydi tut beni…
Bil ki seni bekliyorum avuçlarında…
Tut birlikte büyüyelim…
Alıntı
Kankacim, Kayacim sag olun, cok sükür sag-selamet varmislar gidecekleri yere, ögrendikten sonra ben de rahatladim haliyle...
ve mesaim bitti bitiyor, Eylemcim güzel alintin icin tesekkürler canim ve iyi calismalar sana paydosa kadar... :)
Herkese iyi aksamlar, iyi haftasonlari...
sevgiyle kalin..
ablacım iyi haberlerine sevindik
iyi akşamlar ,iyi hafta sonları
kendinize iyi bakın...
Hayirli aksamlar
İyi akşamlar diliyorum...
kısmetse yarın devam ederiz...
Günaydın...
İyi Tatiller-yapabilenlere-
çalışanlar buyrun kahvaltı edelim.
memüde kaşarlı tost var bugün, ama çift kaşarlı...
Günaydınlar
güzel bir gün olması dileğiyle...
kolay gelsin
menüde kaşarlı tost var demek
güzelmiş geliyorum kanka aç kapıyı...
Kardeşim, kapıyı aç kankam geliyormuş...
ben biraz daha kaşar doğrayayım...
Günaydin
Gelince 2 tek bi cift tiklatin, herkese acamiyorum malum kriz :)
kaya aç kapıyı
2tek bir çiftmiş kırdırma kafanı açar mısın kapıyı ritmi tutturamadım :)
yoruldum zaten ayakta duracak halim yok hadii
Bak tersim pistir, uyarmadi deme
öyle sol taraftan yaklasma, kimse gelip ayirmaz da bizi haberin olsun
sonra viy ben bilmiidim, viy ben anlamiidim anlamam ha
bak ya aklima geldi, malatyali bir arkadasim vardi türkiyede universitedeyken, öyle derdi
hey gidi günler
Kardeşim canına mı susadın sen?
Vah vah pek te gençtin yaa...
Son sözlerini alayım canım, vasiyet falan varsa bana söyleyebilirsin...
hadi ya
o kadar olmus mudur sence?
o sondaki kulaga hos gelen sempatik tavrim da kurtarmaz mi acaba..
neyse, beni sorarsa toplantida dersin abicim, kankandir sen yaparsin biseyler
Kanka nerde o kardeşin
hiç saklama boşuna nereye giderse bulurum bak
kayaaa neredesin ... :)
kankacım sakin ol, burada değil yarın önemli bi maç varmış erkenden gidip bilet kuyruğuna girdi.
pazartesi sabah gelecekmiş.
gel sen öğle yemeğine mavigün ablama gidelim, bakalım körfezde durum nedir...
ssttt gitti mi?
tamam öyle olsun nasılsa gelecek
hadi gidelim körfeze
rahatlatır biraz körfez havası insanı
ama elime geçireyim bak gör sen
cık cık cık...
Abicim kankana söyle, ona benden gelsin, ama bosa gitmesin :))
Zuhal Olcay
Askin en mavi zamani
Aşkın en mavi zamanı
Bu titreyen ben miyim?
Ne günlerden haberim var
Ne saatlerin ayarı
Aşkın en mavi zamanı
Anlamı yok uyanmanın
Ne birşeyin sahibiyim
Ne de adresim belli
Aşkın en mavi zamanı
Seni birkez görmek için
Çok uzaklardan geldim
Sesini duymak için
Neler vermezdim
Aşkın en mavi zamanı
Bütün kuşlar yerdeler
Uçmayı unutmuşlar
Bilinmez bir haldeler
Aşkın en mavi zamanı
Bir savaş sonrası için
İçin için yanmaktayım
Artık çok zor işim
Seni birkez görmek için
Çok uzaklardan geldim
Sesini duymak için
Neler vermezdim
Aşkın en mavi zamanı
Bu titreyen ben miyim?
Ne günlerden haberim var
Ne saatlerin ayarı
Kankacım,
Kardeşim sana bir zeytin dalı uzatıyor.
bilirim senin yüreğin pamuk şeker gibidir...
artık sen bilirsin...
iyi alalım zeytin dalını madem ısrar ediyorsunuz :))
Uykudan uyanmış şahin bakışlım
Dedim sarhoş musun söyledi yok yok
Ak elleri elvan elvan kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok
Dedim ne gülersin dedi nazımdır
Dedim kaşın mıdır dedi gözümdür
Dedim ay mı doğdu dedi yüzümdür
Dedim ver öpeyim söyledi yok yok
Dedim aydınlık var dedi aynımda
Dedim günahım çok dedi gönlümde
Dedim mehtap nedir dedi koynumda
Dedim ki göreyim söyledi yok yok
Dedim vatanım mı dedi ilimdir
Dedim bülbül müdür dedi gülümdür
Dedim Nesimî Şah dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok
Seyyid Nesimi
merhabaa
sessizliği bozmaya geldimm =)) eylemcim yaa öyle hemen affedilir mi insan biraz naz yapar bişeyler falan yaptırır bnce düşün sen bi daha =)
bu arada senaryolar için de ellerine sağlık süper olmuş son zamanların modasına da uygun bi konu :D
hoşgeldin Gökçecim
kalıp seninle muhabbet etmek isterdim ama çıkıyorum artık geç kaldın :)
yine bekleriz
derslerinde başarılar canım
saatlerinizi ileri almayı unutmayım
iyi pazarlar
sevgi ve umutla kalın...
iyi tatiller Eylem..
Sana ne kiz ufak cadi
affeden etmis, ne bulandiriyosun suyu
o kadar laf sölemişsin kıza sonra bi şarkıyla affettir kendini ohh ne güzel =)
iyi tatiller Eylemcim, medyaya uyma sen
aramiza nifak sacmak isteyen kücük cadilar olabilir, takilma sen onlara
Gökce sen onu bunu bosver, denemeler ne alemde? Matematikten 25 netin üzerine cikamadikca, bu tür konusmalar sana yasak. Yapici ol, pozitif ol, cooook net yap, ege universitesini kazan, sonra gel ne yaparsan kabulüm
sen bana "sana ne, ufak ve cadı" gibi şeyler söyle ondan sonra denemeler nasıl de moral mi bırakıyosun insanda :S :)
ayrıca havada bulut sen 25i unut bnce gel ortada biyerde anlaşalım bak =)
Ben sevmem ortayi. Safimiz belli olsun. En az 25, asagisi kurtarmazbeni, yok seni kurtariyosa kendi derdine yan
Zevkli bir kadına rastlarsan zevkin,
Bilgili bir kadına rastlarsan bilgin
Zeki bir kadına rastlarsan zekan gelişir.
Hayat kat kattır;
Babil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir. Bir terastan bir terasa seni kadınlar götürür. Ve, bugün durduğun teras, seyrettiğin manzara, gördüğün hayat, yanınındaki kadının terası, manzarası, hayatıdır....
HAYATIN; SEÇTİĞİN KADINDIR...
yok artik..
gökçe hoş geldin...
Yaaa kardeşim, senin "yok artık" demen
hiç bir şeyi değiştirmiyor ki.
işin doğrusunu yazmış vatandaş...
kadının tersasında durup, buraya kadını ben getirdim diye düşünüp, burası benim diyebilirsin...
kadının istediği de zaten bu değil mi? sen farkında olmadan seni yönetmek...
ve kadınlara Allah tarafından verilmiş bir yetenektir bu...
o yüzden, biz erkekler bir yandan kükremeye devam ederken ve de kadınlarımızı dümen suyumuzda sürüklediğimizi zannederken, onların dümen suyunda gitmeye devam edelim...
Sen öyle dedikten sonra bana halt etmek düser, bu konuda yorum yapacak kadar vukuatim olmadi :)
canlar merhabalar..
canım kayacığım ..
boşuna mı ?'' her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır ''
derler..
Bu yüzden hayatında yer verdiğin,
vereceğin, kadına dikkat et..
Bütün bu çabaların boşa gitmesin..
ve canım kardeşim
Kayacığım...
sen sen ol...
hayatına yer verdiğin ,vereceğin kadına şunu yapma..
''her kadinin arkasinda onu engellemeye calisan bir erkek vardir''
sözünü gerçek kılma...
sen tamamlanmaz hep yarım kalırsın o zaman..
şimdi bu ne?..
dersen..
abla nasihatı..
koy cebine dursun..
hayat bu keser döner sap döner gün gelir hesap döner ..
bir gün gerekli olur belki...
herkese iyi tatiller..
saatlerinizi ileri almayı..
ve Türkiye de yaşayann BBO ailesi ve yaşı tutan aile bireyleri..
oyunuzu kullanmayı unutmayın.
(bir ara kararsızdım.Oyumu
kulanmak bile istemiyordum..
sonra düşündüm demokrasiye ayıp olacak.severim kendisini ona bir kusurum olsun istemem)
HADİ YARIN SEÇİME...
DEMOKRASİ KAZANSIN..
sagol ablacigim, aldim kabul ettim nasihatlerini
ablalar, abiler ortak noktada bulustuguna göre, demek ki dogruymus be
erkek olmak da zor arkadas
herkese iyi aksamlar
iyi tatiller
Günaydın,
İyi pazarlar...
Yerel seçimlerin vatana millete hayırlı olması dileğinde bulunup oy kullanmak üzere yola çıkalım...
iyi tatiller
iyi pazarlar
secim sonuclari hayirli olur insallah
Kutlama
Karı koca sinema dönüşü bir bara gitmişler.
Masaya oturur oturmaz kadının gözü barda
tek başına içen adama ilişmiş.
Biraz dikkatlice bakınca "Aaa o!" deyivermiş.
Kocası meraklanmış.. "Kim o?"
"Seninle evlenmeden önce çıktığım çocuk.
Biliyor musun ayrılırken onu burda bırakmıştım.
Demek 7 yıldır aynı yerde içiyor.."
Kocası başını sallamış:
- Onu anlıyorum, ama bir olay bu kadar uzun zaman kutlanmaz ki..!
Akşam mı oldu ne...
Kısmetse yarın devam etme umuduyla
Herkese iyi akşamlar diliyorum.
GÖNÜL MÜ TANRIDIR TANRI MI GÖNÜL?
Çinliler “ Biz daha mahir ressamız, dediler. Rum halkı da dedi ki: “ Bizim maharetimiz daha üstündür.” Padişah “Sizi imtihan edeceğim; bakalım hanginiz davasında haklı” dedi. Çinlilerle Rum diyarı ressamları hazırlandılar; Rum diyarı ressamları ilimlerine daha vakıf kişilerdi.
Çin ressamları “ Bize bir hususi oda verin, bir oda da sizin olsun” dediler. Kapıları karşı karşıya iki oda vardı. Bir tanesini çin ressamlar aldı. Öbürünü de Rum ressamları. Çinliler, padişahtan yüz türlü boya istediler. Yüce padişah bunun üzerine hazinesini açtı. Çinlilere her sabah hazineden boyalar verilmekteydi.
Rum ressamları “ Pas gidermekten başka ne resim işe yarar, ne boya!” dediler. Kapıyı kapatıp duvarı cilalamaya başladılar. Gök gibi tertemiz, saf ve berrak bir hale getirdiler. İki yüz çeşit renge boyanmaktansa renksizlik daha iyi. Renk bulut gibidir. Renksizlikse ay. Bulutta parlaklık ve ziya görürsen bil ki yıldızdan aydan ve güneştendir.
Çinli ressamlar işlerini bitirdiler. Hepsi de yaptıkları resimlerin güzelliğine sevinmekteydiler. Padişah kapıdan içeri girip odadaki resimleri gördü. Hepsi akıldan, idrakten dışarı, fevkalade güzel şeylerdi.
Ondan sonra Rum ressamlarının odasına gitti. Bir Rum ressamı, karşı odayı görmeye mani olan perdeyi kaldırdı. Öbür odada Çin ressamlarının yapmış oldukları resimlerle nakışlar, bu odanın cilalanmış duvarına vurdu. Orada ne varsa burada daha iyi göründü; resimlerin aksi, adeta göz alıyordu.
Oğul Rum ressamları sofilerdir. Onların; ezberlenecek dersleri kitapları yoktur. Ama gönüllerini adamakıllı cilalamışlar, istekten, hırstan, hasislikten ve kinlerden arınmışlardır. O aynanın saflığı, berraklığı gönlün vasfıdır. Gönle hadsiz hesapsız suretler aksedebilir. Gaybın suretsiz ve hudutsuz sureti, Musa’nın gönül aynası da parlamış, koynuna sokup çıkardığı elde görünmüştür.
O suret göğe, arşa, ferşe, denizlere, ta en yüce gökten, denizin dibindeki balığa kadar hiçbir şeye sığmaz. Çünkü bütün bunların hududu, sayısı vardır. Halbuki gönül aynasının hududu yoktur. Burada akıl, ya susar, yahut şaşırıp kalır. Sebebi de şu : Gönül mü Tanrı’dır, Tanrı mı gönül?
Hem sayılı hem sayısız olan (hem kesrete dalan, hem vahdeti bulan) gönülden başka bir nakşın aksi geçip gider, ebedi değildir. Fakat ezelden ebede kadar zuhur ede gelen her yeni nakış, gönle akseder, orada perdesiz, apaçık surette tecilli eder.
Gönüllerini cilalamış olanlar; renkten, kokudan kurtulmuşlardır. Her nefeste zahmetsizce bir güzellik görürler. Onlar, ilmin kabuğundaki nakşı bırakmışlar, Aynel yakin bayrağını kaldırmışlardır. Düşünceyi bırakmışlar, aşinalık denizini bulmuşlar, bilişikte yok olmuşlardır.
Herkes ölümden ürker, korkar. Bu kavimse ona bıyık altından gülmektedir. Kimse onların gönlüne galip gelmez. Sedefe zarar gelir, inciye değil.
Onlar fıkhı ve nahvı terk etmişlerdir ama mahvolmayı ve yokluğu ihtiyar etmişlerdir. Sekiz cennetin nakışları parladıkça onların gönül levhine vurur, orada tecelli eder. Tanrı’nın doğruluk makamında oturanların, orasını yurt edinenlerin derecesi; arştan da yücedir, kürsüden de, boşluktan da!
Birliğe Ulaş
Beri gel, daha beri, daha beri
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hır gür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte
Ne diye bu direnme böyle, ne diye?
Ne diye aydınlıktan kaçar aydınlık, ne diye?
Topumuz bir tek olgun kişiyiz, bir tek,
ne diye böyle şaşı olmuşuz, ne diye?
Zengin yoksulu hor görür, ne diye?
Sağ soluna yan bakar, ne diye?
İkisi de senin elin, ikiside,
peki, kutlu ne, kutsuz ne?
Topumuz bir tek inciyiz, bir tek
başımız da tek, aklımız da tek
Ne diye iki görür olup kalmışız
iki büklüm gökkubbenin altında, ne diye?
Sen habire gevele dur bakalım,
habire 'usul boylu birlik çam ağacı' de,
sonu nereye varır bunun, nereye?
Şu beş duyudan, altı yönden
varını yoğunu birliğe çek, birliğe
Kendine gel, benlikten çık, uzak dur,
insanlara karıl, insanlara,
insanlarla bir ol
İnsanlarla bir oldun mu bir madensin, bir ulu deniz
Kendinde kaldın mı bir damlasın, bir dane
Erkek arslan dilediğini yapar, dilediğini
Köpek köpekliğini ede durur, köpekliğini
Tertemiz can canlığını işler, canlığını
Beden de bedenliğini yapar, bedenliğini
Ama sen canı da bir bil, bedeni de,
yalnız sayıda çoktur onlar, alabildiğine,
hani bademler gibi, bademler gibi
Ama hepsindeki yağ bir
Dünyada nice diller var, nice diller,
ama hepsin de anlam bir
Sen kapları, testileri hele bir kır,
sular nasıl bir yol tutar, gider
Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak,
can nasıl koşar, bunu canlara iletir
Mevlana Celaleddin Rumi
herkese günaydınlar..
iyi bir hafta olsun hepimize
Başka Yarınlar
Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
bugün dudağında başka bir tad var,
boyunda başka bir yücelik
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan
Ayın gökyüzüne bugün sığmamış
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
dünyada bir başka gidiş
Biz senin gözlerinden gördük
arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün
iki cihandan da dışarı
Seven insanın ayağı mı yok,
işte ona ölümsüzlük kapandı
Yukarlarda onunla uçar gider
Gözlerinin denizinde onu arama
Oinci bir başka denizde
Bakarsın bugün sever bu yürek,
yarın sevilir bakarsın
Yüreğimin özünde başka yarınlar var
Mevlana Celaleddin Rumi
hepimize
iyi sabahlar..
güzel bir gün olsun..
Ablacığım alıntılar için teşekkürler...
iyi bir hafta ve güzel bir gün olması dileğiyle GÜNAYDIN
günaydınlar
güzel bir gün ve hafta olması dileğiyle...
ablacım ellerine sağlık
kolay gelsin hepimize...
ben acıktım
Seval ablam hadi kankamı da alıp gel çayı demledim
güzel bir de kahvaltı hazırlayayım siz gelene kadar
yiyelim beraberce
gelmek isteyenleri bekleriz
ben de kahvaltı bekleye bekleye bir deri bir kemik kaldım.
Kankacım günaydın
nerede kaldın yaa...
gelirken bişi getireyim mi, öldüm açlıktan...
günaydin canlar, gözler, gönüller aydinliga akar olsun...
Kahvaltiya hemen geliyoruz da maydonoz da var mi Eylemcim? :) Saka saka, cok sag ol canim, biz ne varsa raziyiz...
Kolay gelsin hepimize...
eyvah maydonoz kalmamış
maydonoz getirir misin kankacım
ablam maydonozsuz oturmaz şimdi kahvaltıya biliyorsun
hadi bekliyorum
maydonozsuz olmaz ablam bizi de alıştırdın :)
Merhabalar
Maydanoz olayim mi,yoksa siz maydanoz buldunuz mu?
hoşgeldin Kaya
gel bakalım nasıl maydanoz oluyorsun bir görelim :)
öyle herseye maydanoz olmam
maksat, ablamin gönlü hos olsun
dürüm lavaşını serdim önüme,
yumurtayı da haşladım...yok yaa kaynattım.4 tane hemde...sonra 2 dal taze soğan soydum yıkadım, 5-6 dal taze nane 8-10 dal taze maydanoz(ama gerçek maydanoz,kaya değil)vee 4-5 tane kornişon turşu ince ince dilimlenmiş,yumurtaların kabuğunu soydum ortalarından ikiye böldüm ve lavaşın içine yatırdım.üzerlerine biraz kimyon az pul biber ve az tuz serptim, sonra turşu,soğan maydanoz ve naneleri de yatırdım içine sonra sıkıca dürdüm veee afiyet olsun...
madem muhabbet yemek tarifi, bu da benden olsun
Büyükce bir tavaya yag domates ve biber koyup bir sigara yakiyoruz. Sigaranin külü yere düsmek uzereyse yumurtalari eklemenin zamani gelmis demektir. Yumurtalari kirip sigaramizi bitiriyoruz. Pismistir herhalde ocagin altini kapatiyoruz.
Afiyet olsun
sigara içmeyenler bu yemeği yapamaz ki...
he he hee
kankam doğru söylüyor :)
kankam senin tarif kaç kişilik
yemek muhabbetine bak acıkdınız galiba
dogru ya, ben orasini düsünemedim
sigara icmeyen de 12:18`deki tarifi dikkate alsin
benim tarif 1 porsiyon...
bir dürüm bir porsiyon, haa baktın çok kocaman olmuş, gözün kesmedi, yuh amma kocaman ben bunu hayatta yiyemem dedin, o zaman keskin bi bıçakla dürümü ortadan böl, oldu m u sana iki porsiyon.birini şimdi ye diğerini de sakla akşama yersin...
ekonomik bir porsiyonmuş :)
ekonomik degil, ergonomik :)
baktin o da mi cok geldi. Daha yeniki bicakla böl bi daha ikiye, yarin sabah da ye. Yok bi yemek bu kadar SIK yenmez diyosan, sigaraya basla
haklısın Kaya
o dürüm bence çok büyük dörde bölerim ben onu dediğin gibi :)
sigaraya başlamayımda içen birini bulayım senin tarifi yaparken
herkese merhabalar..
Ablacim hosgeldin
Yemekten sonra cok felaket uyku bastirdi
Diisarida mükemmel bir bahar havasi. Pencerenin yaninda günesin altinda offf..
Kendinize iyi bakin
Bana müsaade
nereye Kaya
dikkat et kendine bahar çarpmasın :)
bak başkanım çarpıldı halen yok ortalarda :)
İnsan en çok sustuğunda ağLar asLında.SözcükLer döküLürken kaLemden kağıtLara,gözyaşLarı da seL oLur akar mısraLara...
Bu gün bir SessizLik çöktü içime nedense
SessizLik işte,avaz avaz susuyorum...
Bugün bir AğLayış çöktü içime nedense
GözyaşLarımı tutuyorum...
SessizLik
Düslerimi gecenin koynuna serpiyorum...
Aglayan yüregimin sesini kimseye duyurmamak adına
/sessizce yanıyorum.../
Hayallerim solgun, kurumus yaprak misali dökülüyor umut dalından...
Ama topraga saplanmış köklerinde kurumaya niyet yok...!
...
Napalım..
kalbime düsen nasip meczup diye anılmakmış...
Ask renginde odalarını boyamakmış...
...
Ucsuz bucaksız bir yolculuga cıkıyorum...
Deli divane gönlümün semtinde geziniyorum...
Yikik dökük harabemde özümü anlıyan kac kisi barınır ki...?
Kac el dokunmustur bu zamana kadar yüregimin gizli köşelerine...?
Kac bakış delip gecmistir suretimi...?
"..."
Sus gönül sus...!
Kendi kendini yaralarsın...
Payına düsen hasreti nimet bil kendine...!
...
Issız ve siyaha boyanmıs olsada gönül odalarım..
uzaktan los bir ışık sızar en derinlere...
Yaslarım başımı yorgun bir bilinmeze...
Yarına ne kadar kaldı...?
Yarın var mı...?!?
Yarında barınanlar derdime derman mi...?
...
Gectigim yollara kimseler ugramaz oldu...
Hadi yüregim sana en yakışanı susmak...
Sessizce yaşamak...!
"..."
aLıntı
YALNIZLIĞA KADAR HERKES SAKLANSIN!
Konuşacak hiç kimsesiz saatlerim var benim. Kendi halinde ilerlerken hayat ve ‘asla’ dediğim yaşanmışlıklarım.
Tekrar et ve dilden dile çevir beni. Acılarım var. Kimse bilmesin diye saklayıp durduğum, pişmanlıklarımı üst üste koydum.
Üstü tıka basa sırlarla doldu.
daha ne söyleyim ki….
.
Bu hüznü kovalama gözlerimden
Bir yenisine yer açmak için
Sarsarak uyandırma
En keyifli yerinde bir rüyanın
Kelepir işte
Neşesi kaçtı hayatın
Acısı fazlalaştı
Dokunup durma kabuklarına da kapansın
Yalnız kendimizde sanıyoruz eksiği
Kendi yalnızlığımızı paylaşıp duruyoruz
Size bölüşün diyen kimdi?
Paylaşmak yasaktı, paylaştık…
Benzer yalnızlıklar arasında dolaşıp duruyorken işte bir gün
Gözü yaşlı bir ayraç oldum
Kör bir noktada durdum
Yani şeytanıma uydum, bahanem azaldıkça
Kendimden kaçtım ve bir masal da ben uydurdum
İçinde yaşıyorum,
tıpkısıyım
kendi yalnızlığımın
kuklası…
.
.
Bir sır değildi ipleri tutan tanrılar söylemişti
Ölümün en sevdiği oyuncağıydı
çoğalsın istiyordu
yalnızlıklar ...
Kendi kuklasını yaratan marangozlarıydık yüreğimizin
İnsana dönüşmeye
Çabalayan var mıydı?
Köşesine çekilirken gecenin
Aynı nakaratı paylaşan gölgelerimiz arasında
Yokluğa dönüşen sözlerimizi
Suni solunumlarla hayata döndürmeye
Çabalayan var mıydı?
.
.
Âdem mi yanlış yaptı insan olmakla,insan mı?
Âdem olmak çabasında/havvayla…
Tanrı mı yoksa
Kuklalar yaratmakla
“Oyun tek kişilikti paylaştık”
Ya kalbimin kırıkları
Usumun gözyaşları
_Umursama!
Karanlıkta belli olmaz acılar
Kendi kuklasını yaratan marangozlarıydık yüreğimizin
Sevgiye dönüşmeye
Çabalayan var mıydı?
—Yok mu?
—Hiç kimsem yok mu?
Konuşacak hiç kimsesiz saatlerim var
(ve kukla eğilir fısıldar…)
—Şşş sessizlik!
(…perdeyi kapar)
.
.
Kendini susturur ölüm
Yaşamdan geriye ne kalmışsa, sona doğru saymaya başlar…
ve dün
ve bugün
yarın olmadan
Yalnızlığa kadar herkes saklansın!
alıntı..
Susuyorum!
Sana susuyorum...
Biraz da susmayı deniyorum...
Nereye kadar?
Bu oyunu burda bitiren ben oluyorum...Başlatan sen olana kadar...Ama sen geldiğinde bu oyunun çoktan,çoktan,çoktan bittiğini anlamış olacaksın...Sen yine her zaman ki gibi geç kalacaksın benim hayallerimi süslemeye!!!
Düşlerimde ağlayan cocuga üzülmek için senelerin geçmesini bekleyeceğim ben...Sen de anlayacaksın eninde sonunda...Ama unutma geç kalacaksın!
Susuyorum!
Bir ölü gibi,bir dilsiz gibi,bir taş gibi,bir kaya gibi,bir su gibi,bir dağ gibi susuyorum...
Ve bir çöl gibi!
SANA
Susuyorum!
Acıyorum!
Hem kendime,hem yıllarıma,hem yaşlarıma,hem yaşadıklarıma,hem yaşayamadıklarıma,hem hatalarıma,hem sana acıyorum!
Ve ben artık kanıyorum!
Sana,söylenenlere,yaşananlara,
konuşanlara,konuşulanlara,
yalanlara,oyunlara kanıyorum!
Şimdi ben de oynuyorum!
Sahte gülüşlere,sahte mutluluklara,sahte insanlara,insancıklara,sahte bakışlara,bende oynuyorum!
Nasıl oynanır bilmiyorum ama her oynayan kazanıyorsa bende denemeye,ellerim kollarım bağlı mecbur kalıyorum...
Şimdi ben ölüyorum!
Biraz sana,biraz bana,biraz da bu aşka ölüyorum...
Dedim ya ben susuyorum!
alıntı
alıntılar için teşekkürler
iyi akşamlar
kendinize iyi bakın
görüşrbilmek dileğiyle...
Sus gönlüm...
Çok dile getirme. Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor,daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.
Sus gönlüm...
Çok laf etme. Az söyle ki işimiz olgunlaşsın.Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.
Sus gönlüm...
Bir elif miktarı sus. Az kaldı bahara.
Dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı,seni durdurmazdım...
İnan bana...Ama yok. Başka çare yok. Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez,çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...
Sus gönlüm...
Bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus...
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar.
Sus gönlüm. Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.
Sus gönlüm...
Her susuşun bir cevap olsun.
Her susuşun,sabrın olsun. Her susuşun,duan olsun. İçten yakarışının adı olsun,susuşun. Bekleyişinin. umut edişinin,inancının,özlediğin şeylerin vurgusu olsun,susuşun...
alıntı..
Adını bilmeden Sevdim
Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü...
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, “yar”lığa süzülüşünü.
Ben seni, sesini duymadan sevdim...
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim...
Ama; sevdim!..
Üşüyüşünü sevdim...
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
“Gel, ısıt” deyişini!..
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi...
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim...
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim.
Bir de;
“Gel, ışıt” deyişini!..
Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım... Cevabım...
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
...Sevdim işte!
Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.
Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni...
...seni sevdim.
Seni sevdim.
İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle...
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
...Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına...
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?
Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden...
...seni bilmeden sevdim.
Seni, “bilmeden” sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler...
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!
Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim
güzel alıntılarla akşamı ettik...
yarın görüşebilme umuduyla herkese iyi akşamlar...
Ve sabah...
Güne mavi ve yeşilin tonlarıyla uyandık...
Güzel bir gün olması dileğiyle GÜNAYDIN...
PAPATYAM DİZİSİ GÜZEL BİR DİZİ KOMİKLİĞİYLE DE HERKESİ EKRANLARA BAĞLIYOR
ÇOK GÜZELLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLL
diziniz çok güzel 2günde bir tekrarları nı seyrediyorum sonere bayılıyorum
diziniz çok güzel 2günde bir tekrarları nı seyrediyorum sonere bayılıyorum
keşke yeniden başlasaa
Yorum Gönder