Benden Baba Olmaz: Yazışmaya devam...

Yazışmaya devam...

Sevgili BBO fanları.. yazışmaya bu sayfadan devam edebilirsiniz.

1.639 yorum:

«En Eski ‹Eski 201 – 400 / 1639 Yeni› En yeni»

Adsız dedi ki...: Günaydın dostlar

gün güneşim gülümseyen yüzüyle dedi merhaba..

kimimiz gülümseyerek kalktı yatağından ve geldi işine,kimimiz uyanamadı henüz...ama bugünde başladı hayat...nasıl başlamış olursak olalım kaçarı yok yaşanacak birşekilde gün...

herkes için keyifli ve kolay birgün olması dileğiyle..; 20 Ekim 2008 09:07
Adsız dedi ki...: Günaydin canlar, günaydin BBO Ailesine, günaydin herkese...

Eylemcim hatirlatma geregi duymus canim kardesim, ama dogru söze ne demeli, cok haklisin! :) Son zamanlarda sitemizi epey ihmal ettigim icin hosgörünüze siginarak coluklu cocuklu, bol misafirli, gezmeli-tozmali kisaca oldukca hareketli ve yogun bir hafta sonundan sonra yeni bir haftaya merhaba derken, hepimiz icin herseyin hayirlisini diliyorum... :)

Günesli bir gün bugün ama bu sabah arabamin buz tutmus camlarini kazimak zorunda kaldim, hava sicakligi sadece 2 derece idi.. E, zaten dün Frankfurt-Kitap Fuarinda saatlerce dolasmaktan hala yorgundum, bu yetmez gibi patronum izinden bir döndü, pir döndü masallah sabahtan beri basimda hesap soruyor... Yani hepimize kolay gelsin..; 20 Ekim 2008 10:44
eylem dedi ki...: ben dayanamayacağım bozacağım bu tıp oyununu artık
ben bozdum ses çıkardım
hadi sıra sizde :); 20 Ekim 2008 12:36
Adsız dedi ki...: herkese merhabalar..
hepimize
yeni bir hafta güzellikleriyle gelsin..

eylemcim canım o gün hava gerçekten çok güzeldi.Bu gün ise güneş yok ama ılıman bir sonbahar..

bakıyorum bu gün hiç kimse kahvaltı yapmamış...siz şimcik aç aç mı çalışıyorsunz..
ah ben size kıyamam

gelin size bir öğle yemaği benden..
malum balık mevsimi..
hamsi bol.

eylemcim kıvırcık,taze soğan,roka ne varsa yeşillikten kapta gel..

no name yak bakayım ızgarayı...
başkancım gelirken bir zahmet
fırından al bir sıcak ekmek

burada

http://www.cotukergrup.com/
masukiye.jpg

evet şöyle bir masa etrafında

http://www.mototac.net/sayfaresim/
masukiye_2.jpg

http://www.turuncu.org/
v1/resim/masukiye/masukiye2.jpg

şöyle bir ortamda

http://www.resmitatil.com/
wp-content/uploads/2007/12/masukiye.jpg

yapalım bir balık ızgara ..

kankacım gel bak ateş başında geçer yorgunluğun..

kolay değil dünyanın en büyük kitap fuarını gezmek..
sen şimdi mis gibi kitap kokuyorsundur..

haydi balığa balığa var mı aç olan buraya ..; 20 Ekim 2008 13:06
no name dedi ki...: Ben kaç günlerdir ve geceler boyu 201 yoruma yazabilmek için nöbet tuttum...

içimden ne biçim dualar ettim 201.yorum bana kalsın da ben yazayım diye.

Bir an yaa, şöyle bir içim geçmiş
gözlerim kapanmış.gözlerimi açtım ki bir de ne göreyim.

bembeyaz,tertemiz bulmayı umut ettiğim 201.yorum başkanım tarafından kargacık burgacık yazılarla doldurulmuş.
yaşadığım üzüntü ve hayal kırıklığının boyutları çok büyük.

Başkanım nasıl tamir edecen benim bu ruhsal çöküntümü?

neyse herkeslerden çok rica ediyorum.şu andan itibaren 401.yorumun hayalini kurmaya başlıyorum.lütfen 401.yorumu bana bırakınız...; 20 Ekim 2008 13:12
eylem dedi ki...: öğle yemeği mi
hamsi mi
ben varım ablacım
acıkmıştımda yaşasın
hemen yeşillik grubunu alıp geliyorum; 20 Ekim 2008 13:14
no name dedi ki...: Ablacığım,
ben ateş yakmayı bilmem.
gerçekten diyorum.
zaten 201.yorumdan dolayı yastayım ben.
yemiyecem yemek.; 20 Ekim 2008 13:15
eylem dedi ki...: boş ver yorumu kanka
yak ızgarayı hadi acıktım ben; 20 Ekim 2008 13:16
eylem dedi ki...: çekil kenara ya ateş yakmayı bilmiyormuş
ben yaparım sen salata falan yap o zaman; 20 Ekim 2008 13:17
no name dedi ki...: kankacığım,
ben diyorum ruhsal çöküntü yaşıyorum.
bitkinim perişanım...

sen diyorsun,-" çekil git salata yap."

Yani sana diyecek söz bulamıyorum.

şimdi ben gidip bir kaç kitap,sözlük,atasözleri ve deyimler falan karıştıracam.

belki senin bana bu yaklaşımını tarif edecek bişilere rastlarım.

Kankaya bak yaa...; 20 Ekim 2008 13:25
eylem dedi ki...: kankacım bir yorumla ruhsal çöküntü yaşanır mı?
tüm yorumlar senin olsun yeterki sen ruhsal çöküntü yaşama

ben demek istedim ki ateşi yakamıyorsan salatayı sen yap o zaman yeşilliklerin içinde açılırsın rahatlarsın
bende ateşi yakayım demek istedim
o dumanın isin içine girme diye kankacım
yoksa başka amacım yok herşey senin iyiliğin içindi; 20 Ekim 2008 13:42
no name dedi ki...: Kankacığım bir yorumla da ruhsal çöküntü yaşanır bir sözle de hatta bir bakışla da.
Ne yapayım, ben hassas bir insanım.
sevgi kelebeğiyim.
olaylardan çok çabuk etkileniyorsam,ince ruhlu bir insansam bu suç mu?

yeşilliklerde otla açılırsın diyorsun
sen bana inek mi diyorsun?
teessüf ediyorum kankacığım.
sen bana bu sözü söylemeden önce ineklerin fikrini aldın mı?
alınmasınlar?
bize benzetecek başka kimse bulamadın mı diye.
bak şimdi aklıma geldi,yoksa sen bana öküz mü demek istedin..

açık konuş...; 20 Ekim 2008 13:51
Adsız dedi ki...: Ah güzel kankacigim, nasil da düsünür bizi, sag ol canim benim... Balik denilince kosa kosa gelecegimi daha önce söylemis miydim? Kenara cekilin daglar, acilin yollar... :)

No Namecim hadi sen bir kac dakika yarim saat daha mesela doya doya üzül ablacim, senin iyi niyetli patavatsiz Kankan atesi yakarken ben yaparim salatayi... Hadi biraz dinlen, biraz yanliz kal ama yemege yetismen sartiyla haa.... Tamam mi? Bundan sonraki tüm 001´ler senin olcak, söz! Sana (vekaleten) Baskan sözü! Degil mi Baskanim? :)

Pssst, Eylemcim gitme cocugun üstüne be ablam! Bak sonra toparlamak zor oluyo.. ;); 20 Ekim 2008 13:57
eylem dedi ki...: kankacım evet hakikaten ruhsal çöküntü içindesin
sevgi kelebeğimiz sen geç şöyle masaya otur etrafı seyret
biz ablalarımızla yaparız herşeyi

evet ayrıca erkeğe inek denilmez
öyle birşeyde kastetmemiştim nasıl çarpıttın böyle olayı helal sana
çöküntüye veriyorum bu seferlik
hadi sen dinlen
balıklar hazır olunca getiririm ben sana; 20 Ekim 2008 13:57
no name dedi ki...: Evet bak,
tam tahmin ettiğim gibi,
~~herkes şahit~~
Bana "Öküz"dedin...
Şahitsiniz değil mi?

kankacım;
sana daha önce teessüf etmiş miydim?
etmişsem bir daha kabul et lütfen.
etmemişsem de şimdi ediyorum...; 20 Ekim 2008 14:07
eylem dedi ki...: mavigün abla ızgara hazır sen yoksun
karadenize hamsi yakalamaya mı gittin taze olsun diye :)

kankamın üzerine ne gideceğim ablacım ya
bir ateş yakmayı bile bilmiyor
otursun o alışmış herşeyi hazır yemeye; 20 Ekim 2008 14:07
eylem dedi ki...: ettin kankacım ettin
istiyorsan bir daha et
üzerine istediğini alınabilirsin
beceremiyorsun işte ne yapayım
ama yerken çok güzel yiyorsun
cık cık cık bunalımdaymış
bahane başka birşey değil; 20 Ekim 2008 14:10
no name dedi ki...: ya sen nasıl bir kankasın
Bir delikanlının üstüne bu kadar gelinir mi?

kim şimdi benim elimden tutup kör kuyulardan çıkaracak...

batsın bu dünya,
durdurun yaa ben inecem,istemiyorum bu dünyada dönmek.; 20 Ekim 2008 14:22
Adsız dedi ki...: No Namecim aman yanlis anlama, sakin ha alinma, senin o güzel kankan diyor ki, yani hemencecik de seyytme iste, hani olur ya bazen insan, öyle demek istemez ama tersi cikar agzindan, cik bakalim simdi isin icinden olur da hersey birden üstüne üstüne cok fazla gelir, daha beter dibe batar hatta o kadar ki, benim gibi maydonozsever birilerinin anlamadan dinlemeden araya girmelerine ragmen cikis yolunu ararken kaybolur, halbuki sevgiden dogan isiktir gözünü kamastiran, belki sadece bir günes gözlügü yeter de artardi care olmaya ama yok ki kilini kipirdatip, paraya kiyan.. demek istiyooo... sanirim, öyle degil mi Eylemcim? bi sey söylesene ablacim ya...

No Namecim,bi aspirin alir miydin ablacim? :) Dur, atlama sakin!; 20 Ekim 2008 14:39
no name dedi ki...: ablacığım sağol...
iyi ki varsın...; 20 Ekim 2008 14:53
eylem dedi ki...: bir dakika bir dakika cevap hakkı doğmuş bana
öncelikle mavigün abla neredesin destek istiyorum

seval ablacım bilerek ve isteyerek çıktı klavyemden tüm sözler
istemeden falan olayı yok
ben kankama hiç bir şey demedim
sadece yakamıyorsan çekil kenara dedim
kendi büyüttü olayları
şimdide acıtasyon ya da ajıtasyon yapıyor
senide almış arkasına ohh ...

başkanım lütfen rica ediyorum 201,401,601,801,1001'e yorum
yazmayın kabak benim başıma patlıyor
olmaz ki canım :); 20 Ekim 2008 15:09
eylem dedi ki...: ayrıca seval abla benim için
iyi niyetli ama patavatsız demişsin
görmedim sanma
kankamla uğraşıyorum onun için o sözü görmemezlikten geliyorum
bana patavatsız demiş yaa :); 20 Ekim 2008 15:14
no name dedi ki...: Doğru söze ne denir ki?
Lütfen ablamla konuşurken sesini yükseltme.
Ablalar yalan söylemez.
hem patavatsız derken ablam sana kötü bişi demedi,sen yanlış anlıyorsun.
bak ben sana ne diyorum.
"Yanlış anlıyorsun"
bu ne demek?
"anlayışın kıt mı senin?"
demek,. diye anlama sakın ben öylesine şeyettim.

ablama çemkirince dayanamadım...; 20 Ekim 2008 15:35
Adsız dedi ki...: oooo

bakıyorum siz epey aşmışsınız:))

kankalar arasına girilmez..kabak bizim başımıza patlar sonra:)); 20 Ekim 2008 15:38
eylem dedi ki...: kabağın tadı güzel başkanım :)

kankacım hiç yakışıyor mu çemkirmek gibi bir kelime sana
cık cık cık...
ben ablama sesimi yükseltmem sana öyle gelmiş
senin tabirinle "yanlış anlıyorsun " :)); 20 Ekim 2008 15:49
Adsız dedi ki...: benim basima patladi bile Baskanim... :)

Ama biraz da ben istedim hani, görünce kabagi dayanamadim, aldim bir güzel tatli yaptim... Bak hala gülmekten cevap yazamiyorum da elim degerse birazdan ikram edecegim... Hhmmm, kabak tatlisini benim kadar seven var mi aramizda?

Düsünsenize bol cevizli, kaymakli harika bir sonbahar tatlisi bence... :); 20 Ekim 2008 15:51
Adsız dedi ki...: bakın beni ortadan kayboldu sandınız ama ben bu arada ateşi yaktım salatayı yaptım.ve başladım yemeğe...

siz hala 201. yorumdamısınız.
ya size yorum mu yok 2001 yorum mu alın.yeter ki bittirinde gelin yemeğe..

eylem bunların karnı tok canım sen gel bak hamsilere

http://up.negatif.com/fotolar/681/19681/
40c32046eb82f969f5f3a48ded960055.jpg

salata
http://www.resimhayattir.com/
data/media/
11/54684109_d8025e65be_o.jpg

aç olan gelsin.

bu son çağırışımdır.; 20 Ekim 2008 15:52
Adsız dedi ki...: yaw işiniz gücünüz tıkınmak boğazlık...kabak dedim hemen yemeğini ve tatlısını aklınıza getiriyorsunuz:)); 20 Ekim 2008 15:53
eylem dedi ki...: geliyorum mavigün abla
tatlıyıda hamsinin üzerine yeriz :); 20 Ekim 2008 15:57
no name dedi ki...: Ablacığım;
bir mangal olayından iki köyü birbirine kattın daha halen yemek derdindesin.

Gül gibi kankam kafayı yemiş kaktüs olmuş, benim gözüm hamsi mi görür şimdi.kılıçbalığı olsa hava.

ben kabak tatlısı yemeye gidiyorum.; 20 Ekim 2008 15:57
Adsız dedi ki...: Merhabalar

süper baslamissiniz haftaya
süper moral oldu; 20 Ekim 2008 16:00
no name dedi ki...: Nasıl bir kardeşse?
kavgaya süper diyo, moral olmuş.

Kardeşim gelirken kafana darbe mi aldın? hafif çatlama mı var,aradan hava mı alıyor?; 20 Ekim 2008 16:04
Adsız dedi ki...: oowwww

Bismillah.
o senin kankan ister döversin, ister seversin. hem ben kavgadan hoslaniyorum belki. belki canim dayak istiyo

ama simdi kacmam lazim

aksama yine gelecem; 20 Ekim 2008 16:09
Adsız dedi ki...: başkanım maksat dostluk hem bu BBO bizim aile soframız
halil ibrahim sofrası gibi..

barış manço dan geliyor..

bbo fm mavili günler

İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok

http://www.youtube.com/watch?v=Tvsi2ghrZz0

sofranıza; 20 Ekim 2008 16:12
Adsız dedi ki...: başkanım
bu hesabı kim ödeyecek diyorsanız..
barış manço adres vermiş..

Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

dinleyelim..

http://www.youtube.com/watch?v=CimEPXLoPMY&feature=related; 20 Ekim 2008 16:16
eylem dedi ki...: kankam bana kafayı yemiş dedi ya
bugün nedir bu iltifatlar gözlerim yaşardı

Kaya hoşgeldin güle güle
sen iste biz sana hep moral oluruz:)

vee Mavili günler başlamış hadi dinleyip biraz rahatlayalım; 20 Ekim 2008 16:18
Adsız dedi ki...: evet sırada ki parçamız..

no name gidiyor..

bu gün arap saçı gibi çok karışık
kardeşim..

ruh çöküntüle ilaç olsun

funda arar dan
arap saçı
Bir derdim var dinleyin
Ey gökteki yıldızlar
Beni benden çalarak
Kaybolup gitti yıllar

Aşk aşk aşk yuzunden
Istıraba kul oldum
Ömrüm böyle tükendi
Ne kadar zalim yıllar

Gönlüm söz dinlemiyor
Sevdiğimi ver diyor
Kim görse şu halimi
Bir daha sevme diyor
Of aşk yüzünden

Arap saçına döndüm
Çöz beni arap saçı
Çivi çiviyi söker
Budur bunun ilacı
Budur bunun ilacı

Sen gittin saçlarıma
Erimez karlar yağdı
Mevsimlerin tadı yok
Baharım sende kaldı

Ansızın gidiverdin
Haber bile vermedin
Hem kendin harap oldun
Hem beni benden ettin

Gönlüm söz dinlemiyor
Sevdiğimi ver diyor
Kim görse şu halimi
Bir daha sevme diyor
Of aşk yüzünden

Arap saçına döndüm
Çöz beni arap saçı
Çivi çiviyi söker
Budur bunun ilacı
Budur bunun ilacı

http://www.youtube.com/watch?v=VKcEqrozVao&feature=related; 20 Ekim 2008 16:22
Adsız dedi ki...: sıradaki parça eylemciğime

ahmet kaya dan geliyor

dost
Benim sevdalarım yeni filizlenir
Doymasada toprak can, can içinde
Şu kara günlerim yeni beyazlanır
Doymasada yürek can, can içinde

Gül yüzlü gül destim
Pirim ben sana küstüm
İnan değil sana kastım
Cahille sohbeti kestim
Dost, dost

Filizlerim kokar gül deste gibi
Bülbül figan eder sanki yasta gibi
Benim deli gönlüm yine hasta gibi
Artar eksilmiyor can can içinde

Gül yüzlü gül destim
Pirim ben sana küstüm
İnan değil sana kastım
Cahille sohbeti kestim
Dost, dost

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=11tq4bzMAc4&feature=related; 20 Ekim 2008 16:27
Adsız dedi ki...: sıradaki parça

kaya kardeşime geliyor

ceviz ağacı

Başım köpük köpük bulut içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Koparıver gözlerinin gülüm yaşını sil

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var
Yüz bin elle dokunurum sana İstanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni İstanbul'u
Yüz bin yürek gibi çarpar çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=PNj3GfQ2mLg; 20 Ekim 2008 16:32
Adsız dedi ki...: başkanım sıradaki parça size

Kurban söylüyor..

ağlama değmez hayat

Rüya gibi her hatıra her yaşantı bana
Rüya gibi her hatıra her yaşantı bana
Ne bulduysa kaybetti gönül aşktan yana
Ne bulduysa kaybetti gönül aşktan yana

Ömür çiçek kadar narin bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına

Her damla yaş oyuk oyuk iz bırakır kalbimde
Her damla yaş oyuk oyuk iz bırakır kalbimde
Hayat şarap gibidir keder de var neşe de
Hayat şarap gibidir keder de var neşe de

Ömür çiçek kadar narin bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına

dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=6MOQWEkozR0; 20 Ekim 2008 16:37
Adsız dedi ki...: ve son şarkı

kankama geliyor

erkin koray dan

fesupanallah

Arkası gelmez dertlerimin bıktım illallah
Biri biterken öbürü de başlar vermesin allah
Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım allah
Yok mu çaresi dostlar fesupanallah

Alemin keyfi yerinde yine maşallah
Bize de bir gün kader güler güler inşallah
Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım allah
Yok mu çaresi dostlar fesupanallah

http://www.youtube.com/watch?v=BegcIOCaqMY

ve mavigüne

bağlantı olarak
erkin koraydan geliyor

estarabim

çok memleketler gezdim
neler gördüm görmedim
şu kocaman dünyada
senin gibi görmedim

öyle bir yar istemem
istesemde istemem
güller bitti dilimde
nasıl diyeyim bilmem

estarabim estarabim
sağdan soldan estarabim

ateş olmayan yerde
duman tütmezmiş derler
zaman zaman halini
bir görseler gülerler

böyle bir yar istemem
istesemde istemem
güller bitti dilimde
nasıl diyeyim bilmem

estarabim estarabim
sağdan soldan estarabim

http://www.youtube.com/watch?v=cepF8obJGX8

tekrar buluşana kadar
hoşçakalın..; 20 Ekim 2008 16:46
eylem dedi ki...: güle güle mavili günler
güzel bir programdı
şarkılar için teşekkürler
ellerine yüreğine sağlık; 20 Ekim 2008 16:49
no name dedi ki...: Ablacığım teşekkür ediyorum,
yüreğine sağlık...
çok beğendim şarkımı...; 20 Ekim 2008 16:50
Adsız dedi ki...: heheheh

yaşayın siz

harbiden ya kabak tatlısı olsada yesek:))

no name üstadım bakıyorum bana sataşarak başladın güne , baktın benden ses yok kankana ve diğer fertlere sataştın..senden korkulur valla:))

Eylemcim bu konuyla ilgili Konfüçyus ne demiş biliyormusun ?; 20 Ekim 2008 16:52
eylem dedi ki...: bilmiyorum başkanım oraya çalışmamıştım :)); 20 Ekim 2008 16:58
Adsız dedi ki...: o zaman sana görev.. ne dediğini bulacaksın..tabi eğer istersen..bu mesaj kendini imha etmeyecektir..korkulacak bi durum yok:); 20 Ekim 2008 17:00
Adsız dedi ki...: bu birbirinden güzel melodilerle ortalik ne güzel sakinlesti FM mavili günler´e cok cok tesekkürler... :); 20 Ekim 2008 17:03
Adsız dedi ki...: No name Kardeşim
DİKKAT DİKKAT

BBO-2 adasına giremiyorum beni kapıdan kovuyorlar..bir bak bakayım kendi adana girmene izin veriyorlar mı?
Bu yüzden orada SEVİYORSAN SÖYLE başlığına burdan bir de öykü yolluyorum..

okumuşsak birdaha okuyalım..
fazla okumak göz çıkarmaz..

SEVİYORUM TANRIM !

İnanç Tarihi dersimin öğrencilerinden biriydi Tommy. Uzun saçlı, değişik
bir gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci oydu. Tanrı'ya kayıtsız
şartsız inanmayı kabullenmiyordu. Mezun olurken bana imalı, imalı;
-"Günün birinde Tanrı'yı bulacağıma inanıyor musun hocam? " dedi.
-"Hayır" dedim, yavaşça.
-"Yaaa" dedi. "Oysa senin, bu derste Tanrı'yı pazarladığını sanıyordum
hocam..." Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım:
-"Tanrı'yı bulabileceğini düşünmüyorum. Ama o seni mutlak bulacak bir gün,
eminim." Tommy, omuzunu silkip yürüdü... Mezuniyetten sonra izini
kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana...Ölümcül kansere
yakalanmıştı. Odama girdiğinde; zayıflamış, çökmüştü... Kemoterapi,
o uzun saçlarını dökmüştü... Ama gözleri halâ pırıl pırıldı...
-"Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam" dedi.
-"Sana bir şey sorabilir miyim?" dedim.
-"Tabii" dedi, "Ne öğrenmek istiyorsun?"
-"Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?"
-"Daha kötüsü olabilirdi... 50 yaşında olmak, kafayı çekmek, kadınlarla
beraber olmak ve müthiş paralar kazanmayı, yaşamak, sanmak gibi..."
Sonra niye geldiğini anlattı... "Okulun son günü sana Tanrı'yı bulup
bulamayacağımı sormuş; "hayır" yanıtını alınca şaşırmıştım. Sonra,
"ama o seni bulur" dedin... İşte bunu çok düşündüm. Doktorlar
ciğerimden parça alıp kötü huylu olduğunu söylediklerinde;
Tanrı'yı aramayı ciddiye aldım birden... Habis ur, diğer hayati
organlarıma yayılmaya başlayınca, sabahlara kadar dualar etmeye
başladım... Hiç birşey olmadı. Bir sabah uyandığımda; ilahi bir mesaj
alma yolundaki umutsuz çabalarımdan vazgeçiverdim aniden.
Ömrümün geri kalan vaktini; Tanrı, ölümden sonra hayat falan gibi
şeylerle geçirmeyecektim. Daha önemli şeyler yapma kararı aldım.
O zaman gene seni düşündüm... "En büyük mutsuzluk, sevgisiz bir hayat
sürmektir, bundan daha kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine
"Seni seviyorum" diyemeden gitmektir" demiştin...
Son günlerimi bu eksiği gidermekle harcayacaktım işte...
En zorundan başladım... Babamdan..." Oğlu yanına geldiğinde;
babası, gazete okuyormuş.
-"Baba, seninle konuşmam lazım" demiş Tommy.
-"Peki, konuş oğlum"
-"Yani, çok önemli bir şey..."
Babası, gazeteyi 10 santim indirmiş o zaman aşağı;
- "Neymiş o bakalım?"
-"Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni istedim." Tommy,
gülümsedi, arkasını anlatırken... Babasının elinden yere düşmüş
gazete... Hayatında hiç yapmadığı iki şeyi yapmış.
Tommy'ye sarılmış ve ağlamış... Sabaha kadar konuşmuşlar.
Babası, ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde...
"Annem ve kardeşimle daha kolay oldu" diye devam
etti Tommy... "Onlar da bana sarılıp ağladılar. Yıllardır bana
söylemedikleri, söyleyemedikleri şeyleri anlattılar. Bütün bunları
yapmak için bu kadar geç kalmış olmama üzüldüm sadece...
Ölümün gölgesi üzerime düşünce; kalbimi açıyordum,
bana, aslında çok daha yakın olması gereken insanlara..."
Nefes aldı Tommy..." Bir gün baktım, Tanrı, orada...
Hemen yanıbaşımda duruyor... Ona yalvardığım zaman,
bana gelmemişti. Onun kendi programı vardı, kendi bildiği gibi
yapıyordu. Gerçek olan şu ki, haklıydın...
Ben, onu aramaktan vazgeçtiğim halde, gelip, beni bulmuştu."
- "Tommy" dedim. "Sandığından çok önemli şeyler söylüyorsun, tüm
insanlığa... Sen, Tanrı'yı bulmanın en emin yolunu anlatıyorsun.
Onu, sadece kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak
işe yaramaz... Ama hayatını sevgiye açarsan o, gelir seni bulur.
Bunu anlatıyorsun farkında mısın?" Devam ettim; "Tommy, bana
bir iyilik yapar mısın, bunları gelip sınıfımda da anlatabilir misin?"
Bir gün tespit ettik. Ama Tommy gelemedi o gün... Ölümle hayatı
sona ermemişti tabii... Şekil değiştirmiş, büyük bir
adım atmıştı sadece... İnanmaktan, görmeye geçmişti...
Ölümünden önce son bir defa konuşmuştuk.
-"Söz verdiğim derse gelemeyeceğim, halsiz ve bitkinim hocam" demişti..
-"Anlıyorum Tommy !"
-"Benim yerime onlara sen anlatır mısın hocam, sen anlatır mısın?
Herkese, bütün dünyaya, benim için anlatır mısın?"
-"Anlatırım Tommy" dedim. "Anlatırım, merak etme!"

İnsanlara; "Seni seviyorum" demek için, ölümü beklemenize
gerek yok, şimdi, hemen şimdi başlayabilirsiniz...
Başlayın ki, hayatınız güzelleşsin, zenginleşsin..

Hem, şimdi başlamazsanız,
belki de hiç söyleme şansınız olmayabilir..

evet seviyorsan söyle..
bu seni alçaltmaz..

herkese iyi akşamlar..

BBO ailesi
sizleri seviyorum
kendinize iyi bakın..; 20 Ekim 2008 17:09
eylem dedi ki...: kankamın adasına bende giremiyorum
explorer ile giremiyoruz

güzel hikaye için teşekkürler ablacım

bbo ailesi bende sizleri çok seviyorum...; 20 Ekim 2008 17:16
no name dedi ki...: Ablacığım güzel hikaye,yüreğine sağlık.

soruna gelince,
explorer de açılmıyor.
ama ben mozilla firefox kullanıyorum tarayıcı olarak.
problem yaşamıyorum.; 20 Ekim 2008 17:16
eylem dedi ki...: herkese güzel bir akşam diliyorum
kendinize iyi bakın...; 20 Ekim 2008 17:25
buket dedi ki...: selam arkadaşlar...

ya özlemişim burayı...

nasılsınız?; 20 Ekim 2008 19:11
no name dedi ki...: Tarihe not düşüyoruz...

Hoşgeldin buket...
Özledik seni,nerelerdesin?; 20 Ekim 2008 20:35
Adsız dedi ki...: iyi aksamlar

öcelikle Mavigun ablacim yüregine saglik, ortami hem yumusatmissin hem de pembelestirmissin :))

"Buket hosgeldin" demis no name abim ama senden cevap gelmemis. belli ki yine kaybolmussun

bu arada bizim Fatih`ten hic haber yok, noldu bu cocuk yaa..; 20 Ekim 2008 22:43
no name dedi ki...: hoşgeldin,

ben sana Fatih'in ne olduğunu söyleyeyim.
(Tahmini)

Muhtemelen fatih kardeşimiz yurttan ayrılarak,bir kaç arkadaşıyla beraber ev tuttu.
bu nedenden dolayı bilgisayarı ve internet bağlantısı yok.

Yurtta kalıyor olsaydı en azından akşamları bir merhaba derdi...; 20 Ekim 2008 22:56
no name dedi ki...: Ooo geç olmuş,
kapatıp kaçmalı...
herkese iyi geceler
Allah rahatlık versin...; 20 Ekim 2008 22:59
Adsız dedi ki...: büyük ihtimalle öyle galiba

hayirli geceler...; 20 Ekim 2008 23:08
eylem dedi ki...: günaydınlar
güzel bir günün sizlerle olması dileğiyle...

Buket özlemişiz
ama çabuk gitmişsin,yine bekleriz

hepimize kolay gelsin...; 21 Ekim 2008 08:16
no name dedi ki...: Güzel bir gün yaşamak dileğiyle herkese Günaydın...

Kolay gelsin...; 21 Ekim 2008 09:35
Adsız dedi ki...: günaydınnnn tüm canlılar

günaydın dostlar

yine yeni bir günün başlangıcı

nasıl başladığı mühim değil...başlaması önemli...devamını getirecek olan yine bizleriz...asık suratla dolaşmak istiyorsak o günden hayırmı gelir...hayat bunaltıcı işler kötü çoğumuz için ama sonuçta altı üstü maddiyat..belki zor olabilir o maddiyatı karşılamak ancak sağlık olmayınca hiçbirşeyin kıymeti yok..sağlığınız kötüyse DÜNYA SİZİN OLSA NE ANLAMI VAR..

sağlıklı bir güne merhaba dedik hep beraber inşallah..; 21 Ekim 2008 09:57
Adsız dedi ki...: Günaydin canlar, günaydin...

Baskanim cok dogru söylemissin, yazdiklarina katilmamak mümkün degil. Hepimiz büyük bir darbe veya bazen cok kücük bir basarisizlikta "N´apalim, saglik olsun!" deriz teselli etmek, teselli olmak icin ama bu sözün anlamini icimizde ne kadar hissederiz?

Evet, hayat zor, bir cok seyin pesinde kosmak zorundayiz. Her gün binlece karar aliyor, uyguluyor veya degistiriyoruz, tercihlerimiz su an yaptiklarimiz olsa da hepimizin gelecege yönelik planlari ve hedefleri var, erismeye calistigi ve mutlaka gerceklestirmek istedigimiz hayallerimiz...

Yasamak icin umut, basarmak icin inanmak, mutlu olmak icin sevmek, huzuru bulmak icinse yetinmeyi bilmek gerek diyorsak bunlarin tek önkosuludur saglik...

Hepimize saglik ve sevgi dolu bir gün olsun...; 21 Ekim 2008 10:29
no name dedi ki...: Başkanım,Günaydın...

ne güzel söylemişsin,yazmışsın.
keşke sürekli aklımızda tutabilsek,
beklentilerimizi minimalize edip elimizdekilerle mutlu olmayı öğrenebilsek.

Hoşgeldin,
Bugün içtiğin bütün çaylar benden...; 21 Ekim 2008 10:29
Adsız dedi ki...: hoşbuldum dostlar

sağol no name ama söyleyeyim ben çaykoliğimdir:))

Seval ablacım hangimiz kaptırmıyoruzki hayatın akışına kendimizi...zaman geliyor ailemizi bileihmal ediyoruz mücadele sebebiyle...bunlar arada elbet olacak ama fırsat bulduğumuz ilk anda bunu telafi etmek güzel ve anlamlı olan...

pek sevmem reklamları ama hani ivedikin bi reklamı var...okadar bedava kontör alıyorsunuz hanginiz arıyorsunuz annenizi veya sevdiklerinizi diyorya söylenebilecek ve ders olabilecek en güzel söz bence...havadan sudan muhabbetlerle geçiyor konuşmalar...neyse bana düşmez insanları yargılamak; 21 Ekim 2008 10:45
Adsız dedi ki...: herkese merhabalar...

ah başkanım benim..
bir çocukken birde olgunlukta ararsın anne ve babanı yada seni gerçekten sevenleri..
aradaki zaman da onları aramayı öğrenmek için başkalarını aradığın zamandır..

ve sağlık...

evet sağlığımız çok önemli..
hem bedensel hemde ruhsal..

ve biliyorsunuz bendensel hastalıkların çoğunada yaşadığımız stres yüzünden yakalanıyoruz.

stresten uzak durun diyorlar..
gerçi söyleyenlerde inanmıyor ama..
stresimizi kontrol etmeyi belki öğrene biliriz.
gününüzü stres olmadan geçirmeniz dileğiyle..

bir stres tedavi adresi verebilirim ...
BBO ailesi..

hadi birde vakti olanlar stres testi yapsınlar kendilerine..

http://www.terapimiz.com/strestesti.htm; 21 Ekim 2008 11:00
Adsız dedi ki...: Merhabalar

herkese kolay gelsin; 21 Ekim 2008 11:40
Adsız dedi ki...: merhabalar çalışan herkese kolay gelsin,ben izinliyim ve evdeyim :); 21 Ekim 2008 13:47
Adsız dedi ki...: Babama Selam Söyle

Karlı bir akşamdı ankara'da;
Son kez elele yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordun....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
Beni bekle...
Yol bitti, gidiyordun artık; gittin
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım,
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
Uçak, babama selam söyle!
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde....
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, babama selam söyle!
Uçak, babama selam söyle!

İclal Aydın; 21 Ekim 2008 14:23
Adsız dedi ki...: hoşgeldin yağmur,muhteşem bir gelişti,en azından benim için...ben İclal Aydın hayranıyım; 21 Ekim 2008 15:06
Adsız dedi ki...: Hoşbuldum başkanım.Ben de çok seviyorum İclal Aydın'ı sizinle paylaşmak istedim :); 21 Ekim 2008 15:08
Adsız dedi ki...: merhabalar hepimize
sohbet iyi gidiyor.kaç gündür yoktum ve giremedim.hikaye güzeldi.elinize ve yüreğinize sağlık; 21 Ekim 2008 15:18
eylem dedi ki...: Hoşgeldin Yağmur
duygu seliyle gelmişsin
ellerine sağlık ...; 21 Ekim 2008 15:22
Adsız dedi ki...: oof ooff

efkar bastı beni gördünmü amanın yandım tiridine tiridine tirinde bandım bedavamı sandın para verip aldım...öyle bir türkü vardı ama gerisini anımsayamadım:); 21 Ekim 2008 15:24
Adsız dedi ki...: yağmur kardeş
hoşgeldin

izin günündeymişsin

sana bir yağmur öyküsü

Yağmurun Öyküsü

Hadi gel yağmurun öyküsünü dinleyelim. Bu, bir sağanak; hiç dinmeden yağıyor. Yağmur, bir şeyler anlatıyor. Dinler misin?

Toprak acıkınca, başlar yağmur. Durduk yere değil; nedensiz, hiç değil. Bir sebebi vardır o yağmurun. Yağması boşuna değildir. Her damlası, toprağın kuraklığa isyanıdır. Ve o toprağın gözleri doluysa, damla düşer o buluttan.
Yağmur ki damlalardan oluşur ama tek bir yağmuru ifade etmez. Yağmur, damlaların hepsidir. Birey değil, çoğuldur, çoktur. Damlalar, yağmurun kendisidir ki, düşen her damla, sözün ağızdan çıkması gibidir. Geri dönmez. Yağmurun da bir sözü vardır. Her damlası umut içerir...

Bulutla toprak arasındadır yağmurun ömrü. Ömrümüz gibi yani. Yağmur, toprağa düşünce ölmez. Bereketin adıdır yağmur. Ve sonra bolluğun. Allı yeşilli açacaksa o çiçek, toprağın bağrında; öncesi yağmurdur. Sonrası, toprağın gülüşü, halkın sevinci ve hayatın zaferidir...

O bulut, bu toprağa sevdalıdır. Ve aşk faslının maşukudur damlalar. Ve yağmur, bir özlemin kendisidir ki karşılıksız değil. Önce, yağmur düşer toprağa. Yaşanan vuslatın coşkusudur. Sonra, toprak bağrından fidanlarını çıkarır. Ki o bulutun hasretiyle, fidanlar göğe ağar. Ve güneş bulaşır dallarına, fidanlar yanar...

Nasıl birikmişse bulutta, toprağın sinesinde öyle çoğalır yağmur. Ve bir yerinden parçalar zorba kayayı. Yağmur nehirdir artık; toprağın gözlerinden akar. Nehir ki damlaların toplamıdır. Yine, toprağın hayat damarıdır. Hızlı hızlı, ağır ağır ve çağlayanların şiddetiyle hedefine akar...

Damlaların en hırçın ve asi halidir sel. Yıkar geçer bendi, engeli, yasağı. Arıtır hayatı bu yağmur. Ve hayatı kirleten ne varsa, sürükleyip atar bir çamur deryasının içine...

Deniz ki tuzludur. Belki, binlerce yılın gözyaşıdır. Ve damlaların şenliğidir. Omuz omuza halayıdır damlaların, o dalgalar horonudur. Kıyılara çarpan damla deryasının hıncıdır. Çarptıkça çarpar...

Ve bu destan... ve bu özlem... ve bu sevda... her bir yağmur damlasının kalbinde yazılıdır. Ki eski bir vecizedir kayayı delen; damlaların sürekliliğidir. Şimdi, o yağmurda bir damla olmanın vaktidir. Şehir şehir, sokak sokak, insan insan... Yağmura karışmanın vaktidir. Bir damla umut nereye düşerse, çiçek açar. Bu yağmur boşuna değil. Yolu yok, açacak bu çiçek. Çünkü, yağmur yağıyor. “Sıkıysa yağmasın yağmur!” diyerek hem de...

Ümit İlter; 21 Ekim 2008 15:30
Adsız dedi ki...: Teşekkür ederim ablacığım çok güzel bir öykü.Yüreğine sağlık...; 21 Ekim 2008 15:35
Adsız dedi ki...: 92,5 BBO FM mavili günler

yayınımız başlıyor

ilk şarkımız

yağmur sana gelsin kardeşim

suaviden

yalıçapkını

uçarı değilim kadir bilirim diyecek

Suspus oldu sazendeler bu gece
Hazırlan fırtına kopmak üzere
Kalbime tünemiş kuşlar uçuştu
Cam kırığı gibi doldun içime

Eski bir madende göçük gibiyim
Toprağın altında kalabilirim
Kim vurduya gitmesin aşkıma ses ver
Uçarı değilim kadir bilirim
Kim vurduya gitmesin aşkıma ses ver
Uçarı değilim kadir bilirim

Yaban inciri yalı çapkınım örtpas etme aşkını
Çoban aldatan çit sarmaşığım sar bana kollarını
Yaban inciri yalı çapkınım örtpas etme aşkını
Çoban aldatan çit sarmaşığım sar bana kollarını

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=F_ourQOYrwo; 21 Ekim 2008 15:40
Adsız dedi ki...: sıradaki parça

nev den

Mühürlü kaderim

Böyle mi geçer bu rüya
Çok mu sevdin kederleri
Hangi günahın bedelisin
Sen mühürlü kaderim
Hep mi cefa gördüğün reva
Yok mu sende hiç vefa
Yok mu sende hiç vefa

Mühürlü kaderim ben gibi erir misin
Mühürlü kaderim bir yol verir misin
Gün olur bu rüyadan ben de geçerim
O gün sen de bitersin
Eyvallah der o şarabı ben de içerim
O gün sen de bitersin
O gün sen de bitersin

Olmuyor ne yapsam olmuyor
Çok mu gördün hevesleri
Hasret senden yana
Sevda senden yana
Değişmedin kaderim
Hep mi hüsran
Bana hep mi veda
Yok mu sende hiç deva

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=6vXDE78nDb4; 21 Ekim 2008 15:43
Adsız dedi ki...: evet ferudun düzağaç dan

çok aşık

Herşeyi silip atmak yok saymak unutmak var
İntikam çok sinsice aşkın kucağında saklanır yakar
İçimdeki kötü fısıldar 'Acıt acıtabildiğin kadar kanar'

Önce fikrin düşer
Boğar gecemi sorulara
Hiç mi gelmez içinden huzur
Ne gerek var bu kavgalara

Affetmek aşkın içinde var

Gururun gardını kollar
Gururum delik deşik sana
Ben insan değilmişim
Hiç mutlu edemezmişim seni

Zamansız gidermişim yarım bırakırmışım
Sonları hiç sevmezmişim asla yetinmezmişim
Ama ben çok
Çok aşığım sana...

dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=Gx0wo5jkYJc; 21 Ekim 2008 15:46
Adsız dedi ki...: şebnem ferah dan

sil başdan

Sil BaştanGücün Var mı Sevgilim
Derin Sularda İnci Tanesi Aramaya
Cesaretin Kaldıysa
Hala Benle Aşktan Konuşmaya
Söyle Canım Sevgilim
Hayat Bize Oyun Oynuyor Olabilir mi
Yorgun Gibi Bir Halin Var
Duyguların Karışık Olabilir mi
Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen
Hayatı Sıfırlamak
Sil Baştan Sevmek Gerek Bazen
Herşeyi Unutmak
Sanki Bugün Son Günmüş Gibi
Dolu Dolu Yaşamak İstiyorum Ben
Her Ne Çıkarsa Yoluma
Selam Verip Yürümek İstiyorum Ben
Sil Baştan Sevmek Gerek Bazen
Hayatı Sıfırlamak
Sil Baştan Sevmek Gerek Bazen
Herşeyi Unutmak...

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=lVBydQ9ZjME; 21 Ekim 2008 15:50
eylem dedi ki...: Mavigün abla bu ne güzellik yine
güzel bir yağmur hikayesi ve arkasından çok güzel şarkılar
ellerine yüreğine sağlık; 21 Ekim 2008 15:53
Adsız dedi ki...: sıradaki parça
emre aydın dan

Ve gülümse şimdi (Bebeğim)

Sakın ağlama , tanıdık yalnızlık , evvel Allah tanıştık evvelden
Kokunu bırakma, çok sevdim kokunu , bilemezsin götür kokunu

Çocuktun hep sen , elinde balonla ... Engel miydim ben ? İğne miydim ?
Bir bakmışım ki ben , elmalar düşmüş , tükenmişiz , kepenkler inmiş ...bebegım...

Ve uğraşmak anlamsız
Yüzündeki yabancı
Her geçen saniye bana daha yabancı .
Ve böyle olmasın bildiğim gibi kalsan
Her geçen saniye daha da zorlaşmasın
Gülümse şimdi gülümse şimdi gülümse şimdi ve gülümse şimdi ...bebegım...bebegım...
Haklıydın hep sen , acılar bedava , mecburduk hep uzaktan bakmaya
Çok yorgunum ben , eski bir saat gibi ... hırpalandım Istanbul gibi ..

Bebeğim ...

Oyunun en güzel yerinde zil çalınca üzülürdük ya ... öyleyim .

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=5ierc2FmyVw&feature=related; 21 Ekim 2008 15:54
Adsız dedi ki...: canım eylemcim..

güzellik paylaştıklarımda
bende değil güzelim..; 21 Ekim 2008 15:55
Adsız dedi ki...: Ablacım severek dinlediğim bir parça çok teşekkür ederim.; 21 Ekim 2008 15:59
Adsız dedi ki...: gece yolcularından geliyor
tüm BBO ailesine

Sensiz doğan güneş
Sensiz batan güneş
Kaybolmuş bir ömrün küçücük bir parçası..
Bu küçük zamanlarda
Unuttum kendimi
Ne bir adım ileri ne de bir adım geri…

Olmuyor..
Olmuyor..
Sensiz hayat düzen tutmuyor…

Gözlerin aklımda
Yalan akşamlarda
Ayrılık ölüm gelir bana..
Sözlerin aklımda
Gölgeler koynumda
Ah şimdi şimdi olsan burda..

Olmuyor…
Olmuyor…
Sensiz hayat düzen tutmuyor…

Ah şimdi olsan burda…
Ama olmuyor..!

dinliyoruz..

http://www.youtube.com/watch?v=GeZZ3w3P7H0&feature=related; 21 Ekim 2008 16:00
Adsız dedi ki...: hümeyra dan geliyor

canım yanıyor

hani nasil bildik yagmur tanesi camda akarsa öyleyim
hani nasil bildik bir kum tanesi ciplak kalirsa öyleyim
yıllar yıllar sonra anladim ki nasil nasil sevmisim seni
özlemisim canim yaniyor canim aciyor ve ben agliyorum
hani nasil bildik bir buz parcasi suda erirse öyleyim
hani nasil bildik parlak bir yildiz kayip giderse öyleyim
yıllar yıllar sonra anladim ki nasil nasil sevmisim seni
özlemisim canim yaniyor canim aciyor ve ben agliyorum
hani nasil bildik güzel bir dere yazin kurursa öyleyim
yıllar yıllar sonra anladim ki nasil nasil sevmisim seni
özlemisim canim yaniyor canim aciyor ve ben agliyorum
hani nasil uzak bir ada yalniz yasarsa öyleyim

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=FsyyH-zk8Js; 21 Ekim 2008 16:03
Adsız dedi ki...: zuhal olcay dan

canım senle olmak istiyor

nasil oldu anlamadim tanistik birdenbire
nedenini sorma bosyere
seni kucaklamak geldi icimden
kendimi tutamadim
iste geldim yanina

anladim sendin aradigim hayatim boyunca
kim kosup acmaz hemen ask kapiyi calinca
yalniz yasamak zor
beklemek ondan da zor
cektikleri artik yeter gel benimle ol
mantik, irade, kuvvet sevince pek islemiyor
canim senle olmak istiyor

nasil oldu anlamadim tanistik birdenbire
nedenini sorma bosyere
seni kucaklamak geldi icimden
kendimi tutamadim
iste geldim yanina

inanmazdim sevgiye
gulerdim ben herkese
derdim insan kismetini kendi bulur isterse
oysa sozler ne kadar bos insan sevince
kalbim sanki deli gibi seni gorunce
mantik, irade, kuvvet sevince pek islemiyor
canim senle olmak istiyor ..

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=cNWCShpU5Yg; 21 Ekim 2008 16:08
Adsız dedi ki...: son parça her zaman ki gibi kankama
gidiyor

canım kankam

sezen aksu dan

sarı odalar..

Ben senin hayatından gittim oğlum
Hadi yerime koy birini koyabilirsen
Ben senin hayatından gittim oğlum
Hadi dur o sarı odalarda durabilirsen

Ben sen sen diye bittim oğlum
Hadi bakalım unut unutabilirsen
Ben seni yudum yudum içtim oğlum
Hadi ol eskisi gibi olabilirsen

Uzak benden aşk uzak artık
Kanun mudur bu yasaklık
Uzak benden aşk uzak artık
Kanun mudur bu yasaklık
İnan içimde yok fesatlık

Alırım başımı giderim efeler gibi hey
Efeler gibi hey

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=_KCfMdM7Lok&feature=related

tekrar buluşana kadar
sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın...; 21 Ekim 2008 16:14
eylem dedi ki...: ablacım tekrar ellerine sağlık
harika bir programdı; 21 Ekim 2008 16:18
Adsız dedi ki...: program için teşekkürler çok güzeldi ablacığım...; 21 Ekim 2008 16:27
Adsız dedi ki...: Cok cok tesekkür ediyorum ben de Kankacigim, o güzel ellerine, sevgi dolu yüregine saglik...

Ben islerimin icinde kaybolmak üzereyim, dün aksam da veda etme sansimi kacirmistim, bu defa öne cekerek herkese tüm BBO ailesine iyi aksamlar diliyorum...

sevgiyle kalin...; 21 Ekim 2008 17:08
eylem dedi ki...: herkese iyi akşamlar
mutlu yarınlar
kendinize iyi bakın ...; 21 Ekim 2008 17:17
Adsız dedi ki...: iyi akşamlar seval ablacığım ve iyi akşamlar eylemciğim...; 21 Ekim 2008 17:22
Adsız dedi ki...: gidenlere iyi aksamlar

mavigun ablacim costurmussun, sarkilarin hepsi birbirinden güzel de arada bi tanesinin sözleri cok hosuma gitti ama adi bende kalsin

yüregine saglik..; 21 Ekim 2008 19:49
Adsız dedi ki...: herkese iyi akşamlar
Allah rahatlık versin; 21 Ekim 2008 22:20
Adsız dedi ki...: Herkese iyi geceler,Allah rahatlık versin...; 22 Ekim 2008 00:02
eylem dedi ki...: günaydın arkadaşlar
güzel bir gün geçirebilmek dileğiyle
hepimize kolay gelsin...; 22 Ekim 2008 08:10
Adsız dedi ki...: Kankacım günaydın
geçmiş olsun
bırak istersen o takımı artık
yazık oluyor taraftarlara
Mavigün ablacım sanada geçmiş olsun ve ayrıca tüm fenerbahçelilere...; 22 Ekim 2008 08:28
Adsız dedi ki...: Günaydın,
Güzel bir gün diliyorum...

Gerçi kankamın günü güzel zaten,Gayet sevinçli ve mutlu...

Kankacığım madem bu kadar seviniyorsun fener hep 5 yesin ne olacak ki?
Sen mutlu ol yeter...; 22 Ekim 2008 08:35
eylem dedi ki...: canım kankam benim
güzel dileklerin için teşekkürler
ama ben mutlu olayım diye her maç 5gol yazık ya :))

üzüldüm ama adamlar atmış yani haklarını yememek gerek
canınız sağolsun sizde atarsınız bir gün 5 gol
sende mutlu olursun :); 22 Ekim 2008 09:15
Adsız dedi ki...: dürüyemin güğümleri kalaylı aahh kalaylı

fistan giymiş etekleri alaylı alaylı amman amman

hadi millet oturmayamı geldik,kıpırdanın biraz, olmuyor ama böyle...

...............

sonbahar güneşinin dünyayı az da olsa ısıtmaya çalıştığı bugünden selam olsun tüm dostlara...

keyfiniz daim neşeniz bol işleriniz kolay ve bereketli olsun...

evdekiler sizlere olan gıcıklığım hala devam ediyor bilesiniz:)); 22 Ekim 2008 10:33
Adsız dedi ki...: herkese merhabalar..

herşey gönlünüzce olsun..

Eylemciğim bütün iyi dileklerin için teşekkürler canım sağolasın..
tüm üzüntüm gitti..
ben senin arsenaltaş ve arsenalsaray dan birini tuttuğunu sanıyordum sen demek sadece arsenal ı tuttuyormuşsun
Takımının iyi oynadı gerçekten kutluyorum.ve alkışlıyorum.

evde oturanlara gıcık olanlara
sesleniyorum..

Başkanım bizim altın gününe biri aranıyor..
kapıda kriz var nasıl desem dilimde varmıyor..
atalar ne demiş..
gıcık olma gıcık olan hale düşersin.
ya bu ata sözü böylemiydi ..; 22 Ekim 2008 11:43
Adsız dedi ki...: bak çok iyi pasta börek yaparım ama altın alma işine karışmam...siz altınları bana verin ok derim bu işe:)))

no name kim ne derse desin boşver üstadım...her takım zamanla böyle sonuçlar alıyor...bizde zamanında 8 tane yedik...boşver gitsin be abicim, oynamayıpta o sonucu alanlar utansın..parayı götürenler onlar, yenildikleri halde gece klüplerinde zaman öldüren onlar...kısaca boşver gitsin; 22 Ekim 2008 11:49
Adsız dedi ki...: Günaydin canlar, günaydin dünya...

Hepimize kolay gelsin...

bir neden bulup kabaran yüreklere, durup durup dolan gözlere, duaya acilan ellere, susmus dillere, hayirli haber bekleyenlere, yollari gözleyenlere, hasretle yanan gönüllere, korkulari yenenlere, silaya dönenlere, gurbete gidenlere, is yerlerinde ekmek pesindekilere, sinava girenlere, sinirleri gerilenlere, kaderin celmesiyle yere düsenlere, akli basina gec de olsa gelenlere,
gelmeyenlere, bize ve tüm sevdiklerimize hayat kolay gelsin...

Özet: Bilmek ayni zamanda uygulamak olsaydi isimiz daha kolaylasacakti! Ama bunu bilmek de pek ise yaramiyor. Su bildigi gibi akiyor..; 22 Ekim 2008 11:58
no name dedi ki...: Seval ablacığım,
Böyle egzantrik,asortik,sosyetik,felsefik takılarak beni atlatamazsın.

aslan gibisin işte,boşuna duygu sömürüsü yapma.

adada senden bir ricada bulunduk,hiç okumadım, duymadım, bilmiyorum,bilsemde bilmezden geliyorum ayaklarına yatma...

zaman azalıyor ve ben bekliyorum...; 22 Ekim 2008 12:16
no name dedi ki...: Mavigün'e

ablacığım,
biraz gergin gördüm seni.

Büyükler,
küçüklerle polemiğe girmez.

Kankamın saçlarını okşayarak,
şöyle bir gülümseseydin o senin neler demek istediğini hemen anlardı.

Büyük takım taraftarı olmak böyledir işte ablacığım.her yenilgin büyük ses getirir.

sende diğer takımları tutsaydın yenilgi halinde kimse umursamazdı.
alışık onlar,alışık..

işte böyle ablacığım sükûnetini bozma ve seni kızdırmak istyenlere sadece gülümse lütfen...; 22 Ekim 2008 12:22
no name dedi ki...: Başkanım,
sportmence yaklaşımın için teşekkür ederim...; 22 Ekim 2008 12:26
eylem dedi ki...: Mavigün ablam ve kankam bende fenerbahçeyi tuttum
hatta o kadar tutmuşum ki
arkadaşları bırakmayı unutmuşum
öyle olunca oynayamadılar ve gol atamadılar üzgünüm :); 22 Ekim 2008 12:30
Adsız dedi ki...: rica ederim no name ben sadece olması gerekeni söyledim..

tüm dünya söylüyor spor kardeşlik ve centilmenlik işidir diye...olması gereken bu,nekadar iyi olursan ol nekadar güzel oynarsan oyna şansın olmayınca yenilebilirsin..önemli olan sonucu kabullenebilmek ve takdir edebilmeyi bilmek...yenilmek de yeni bir başlangıçtır

gönül ister ki hangi maç olursa olsun taraftarların omuz omuza,yan yana oturabilmesi ve sporun ahlakına yakışır şekilde takımını desteklemesi ve iyi olanın takdir edilmesi..

neyse bunlar klişe laflar belki ama içimden geldi yazmak..; 22 Ekim 2008 12:32
eylem dedi ki...: harikasın başkanım
alkışlıyorum
klişe laflarda olsa güzeldi teşekkürler; 22 Ekim 2008 12:34
no name dedi ki...: Başkanım,
bu söylediklerine inanman yeterli.
lafların klişe olması değerini azaltmaz ki...; 22 Ekim 2008 12:35
Adsız dedi ki...: Aaa Ada´da ne vardi? Fayton mu? Hangi ada kardesim? Pardon ya, galiba okudumdu da unuttumdu.. mu? Ne olduydu? Ahh ah böyle iste insanin kafasinin karismasi kardesim dün gece ne yedigini bile unutuyo insan... sahi benim gözlüklerimi gören oldu mu?...

No Namecim, yaslilik ayaklarina yatsam olur mu? :); 22 Ekim 2008 12:35
Adsız dedi ki...: bbo fm mavili günler 92.5

yayına başlamaktadır.

bu gün bir değişiklik yapıyorum hep en son parça kankama çalardım ama onun bugün ki ruh halini bildiğimden ilk şarkı onun..

fatih erkoç dan geliyor

oynatmaya az kaldı
Bir acayip bekleyiş
Sanki dakikalar yok yıllar geçiyor
Beynimin aynasında örümcekler bağlanmış hücrelerime
Kokladığım çiçekler çoktan ölmüşler
Beklenen kara tren gelmiyor artık
Aldatılmış duygular isyan ediyor
Gözümdeyse bir bakış tam tımarhanelik
Oynatmaya az kaldı doktorum nerde
Bir güzel kız yüzünden çıldıracağım
Parlayan gökyüzünden düşen yağmurlarla ben eridim bittim
Canlı bir cenazeyim
Kibrit kutularında yanar giderim
Kokladığım çiçekler çoktan ölmüşler
Beklenen kara tren gelmiyor artık
Aldatılmış duygular isyan ediyor
Gözümdeyse bir bakış tam tımarhanelik
Oynatmaya az kaldı doktorum nerde
Bir güzel kız yüzünden çıldıracağım

Terelelli lelli lelli aşık oldum çılgın gibi
Terelelli lelli lelli hiç aklımdan çıkmıyor ki

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=G9MplfFiils

canım kankam asayiş nasıl frankfurt ta; 22 Ekim 2008 12:49
Adsız dedi ki...: sıradaki parça
türkü gözlüm ayşegül den geliyor..
TürKü GözLüm

Sen yokkken yüreğim öksüzdü
Sevgide ilgide dilsizdi
Ölü bir ruh idi beden
Hasretin de her dem keder

Gözlerimi kapadım aklım sende kaldı
Türkü gözlerin beni ahh benden aldı
Ama yoksun
Hani yoksun ahhh

Baktıgım her yerde sendin
Sesin gitarın
Güzel ellerin
Ulaşamadığımda bükülür belim
Üzülür kırılır incinirim

dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=TFin8SxBld0&feature=related; 22 Ekim 2008 12:56
Adsız dedi ki...: sırada ki parça
SİBEL ALAŞ

Adam

Durup da söyleyemediğim bir adımsa
Gizli kapaklı
Sevda türküleri tuttursam da ben
Telli duvaklı

Yanıma korlar mı adam seni
Koparıp acıtmazlar mı beni
Nafile yanar elim dudağım
Seni bana yar ederler mi
Seni bana yar ederler mi

Yağmur bulutu unutursa
Dalında çiçeği kurutursa
Yar benden utanırsa
Düşündüm düşümden ayrı kaldım

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=UkQY0cj-B_8; 22 Ekim 2008 13:01
eylem dedi ki...: ooo mavili günler başlamış
radyonun sesini açıp arkama yaslanayım ne güzel şarkılar çalıyor yine; 22 Ekim 2008 13:03
Adsız dedi ki...: sırada ki parça ebru gündeş den
son albümünden bir rastgele parça
içinde mavi geçtiğinden DJ hiç dinlemediği için sizle birlikte dinleyecektir.

kızıl mavi

Gittin, boynumu büktün
Nasıl üzüldüm, nasıl üzüldüm bilemezsin
Uyandım, bir sağa döndüm, bir sola dödüm
Deliye döndüm, görsen ölürdün gidemezdin

Başımın ucunda tek kelimelik ayrılık
Büyük harflerle sessizce çıkmış, gitmiş
Elinde tuttuğun karar, bense sanık
Cezam müebbet aşk, tek sorun yalnızlık

Biraz kızıl, biraz mavi
Yalnızlığın asil rengi
Gün batmadan dönsen bari
Keşke dedim, duymadın mı

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=QeO9bSvxhDg; 22 Ekim 2008 13:06
Adsız dedi ki...: sibel can dan geliyor sıradaki parça

Dag basinda bir gül gibi
Boynu bükük kalan yarim
Dikenleri acilanan yüregime eken yarim

Bir kez sana baglanmisim
Ben kendimi heey unutmusum. heey
Askin ile kavrulmusum, sevdan beni kül eyledi.

Berivanim, berivanim, boynu bükük dag ceylanim
Berivanim, berivanim, köy kokulu dag ceylanim

Berivanim, dag cicegim
Bir gün sana dönecegim
Töreleri asireti senin icin yenecegim

Bir kez sana baglanmisim
Ben kendimi heey unutmusum. heey
Askin ile kavrulmusum. sevdan beni kül eyledi.
Berivanim ey ey, berivanim, boynu bükük dag ceylanim
Berivanim eey eey eey, berivanim, köy kokulu dag ceylanim

dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=QRXRknzRdWU; 22 Ekim 2008 13:13
Adsız dedi ki...: ahmet özhan dan
ENGİNDE YAVAŞ YAVAŞ (BUGÜN DE AKŞAM OLDU)

Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu
Derdim bana arkadaş bugün de akşam oldu
Gölgeler indi suya kuşlar vardı uykuya
Gurbeti duya duya bugün de akşam oldu
Su uyur fısıldaşır gider yare ulaşır
Yolcu yolda yaraşır bugün de akşam oldu

Güfte: Vecdi Bingöl,
Beste: Sadettin Kaynak

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=ncpApNThOeI; 22 Ekim 2008 13:16
Adsız dedi ki...: zeki müren le devam ediyoruz..
SENEDE BİRGÜN

Gönlümde açmadan solan bir gülsün
Her zaman gamlıyım her zaman üzgün
Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeter ki gel bana senede birgün
Ağarsın saçlarım, solsun yanağım
Adını anmaktan yansın dudağım Bu aşka canımı adayacağım
Yeter ki gel bana senede birgün

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=TKjM5i5PC5U; 22 Ekim 2008 13:19
Adsız dedi ki...: Zara dan geliyor

Çemberimde Gül Oya,
Gülmedim Doya Doya.
Dertlere Karıyorum,
Günleri Saya Saya.
Al Beni Kıyamam Seni.

Pembe Gül İdim Soldum,
Ak Güle İbret Oldum.
Karşı Karşı Dururken,
Yüzüne Hasret Kaldım.
Al Beni Kıyamam Seni.

Avlu Dibi Beklerim,
Vay Benim Emeklerim.
Dümbeleği Çala Çala,
Yoruldu Bileklerim.
Al Beni Kıyamam Seni

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=KsD_1dPw2I4; 22 Ekim 2008 13:23
Adsız dedi ki...: son parçam hepimize tüm BBO ailesine geliyor..
1 yıllı aşkın biten bir dizinin resmi sitesinde olmamızı başka hangi şarkı anlatır bilmiyorum..

Gönül Akkor dan geliyor
bu kim demeyin iyi bir sahne sanatçısıydı bir zamanlar..

SABRET GÖNÜL

Hicran açmıştır sinede yare
Zavallı gönlümün neş-esi kare
Talihin zulmeti yol vermez yare
Bahtım kara, gül kara, sümbül kara
Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer
Birgül bülbül giymiş kareler
Sinem üzre gözgöz olmuş yareyler
Bu dert beni iflah etmez, pareyler
Benim derdim, dermanın bilen yok
Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer

dinliyoruz

http://www.youtube.com/watch?v=UTn9rNI8yI0&feature=related; 22 Ekim 2008 13:30
eylem dedi ki...: vaay ablam şarkılar harika
özellikle senede bir gün şarkısını çok severim
ellerin yüreğin dert görmesin; 22 Ekim 2008 13:37
Adsız dedi ki...: Eline, yüregine saglik canim, cok cok tesekkürler... Tek tek sectigin sarkilar birbirinden güzel, sen zaten harikasin... :); 22 Ekim 2008 13:42
Adsız dedi ki...: Merhabalar

Ben Fener macina hic girmek istemiyorum, dün yeterince sinir oldum zati

Takilin Mavigun`e hayatinizi yasayin
Ablacim süpersin..; 22 Ekim 2008 14:43
no name dedi ki...: Bahtım kara,gül kara,sümbül kara...
Sabret gönül sabret...

ablacığım yüreğine sağlık...; 22 Ekim 2008 15:02
no name dedi ki...: başkanım merhaba

ben adaya giremiyorum,anahtarları mı değiştirdiniz?

bana niye vermiyorsunuz...

gıcık oldum valla...; 22 Ekim 2008 15:45
Adsız dedi ki...: bende giriş serbest no name

bağlantında bir sorun olabilirmi..

https://www.blogger.com/comment.g?blogID=3727878905051216617&postID=6202125274700782074

bide bu linkten dene; 22 Ekim 2008 16:18
no name dedi ki...: VUSLAT

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,

Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı…

Gördükleri Rüya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.

Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
gül solmayı; mehtaba, azalıp gitmeyi bilmez…

gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi…
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;

Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.

Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda Onun kolları, koynunda O varsa,

Dalmışsa Onun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.

Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.

İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan…
Bir sır gibidir azcık ilah olduğumuzdan.

Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.

Geldikleri yol, Ömrün ışıktan yoludur o!
Âlemde bir akşam ne semavi koşudur o!

Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,

Simaları her lahza parıldar bu zefirle;
gök, her tarafından, donanır meş’alelerle!

Bir uykuyu canânla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar

Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, her yer kesilir kapkara, zindan…

Bir faciadır böyle bir âlemde uyanmak…
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak…

Ey tali! ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey Aşk! O gönüller sana mal oldular artık!

Ey vuslat! O aşıkları efsuna Rafet!
Ey tatlı ve ûlvi gece! yıllarca devam et!

Yahya Kemal Beyatlı; 22 Ekim 2008 16:22
eylem dedi ki...: bende de bloğa giriş serbest kanka

güzel şiir içinde teşekkürler; 22 Ekim 2008 17:13
eylem dedi ki...: adaya giriş demek istedim karışmasın sonra; 22 Ekim 2008 17:14
Adsız dedi ki...: her canlı muhtaç ona

ister insan

ister hayvan

ister bitki...

o olmayınca anlamı yok kurulmuş dünya denen düzenin.

o olmayınca açıklaması yok yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın.

o olmayınca hayata tutunmanın ve bu hayatı devam ettirmenin..

o olmayınca herşey koca bir hiçten ibaret..

karşındakine gösterilmedikçe,hissettirlimedikçe anlamı yok..

çok basit aslında yapabilmek

çok basit aslında gösterebilmek

çok basit aslında yaşatabilmek...

yeterki isteyelim

yeterki azmedelim

yeterki aktarabilelim...

haksızmıyım ?; 22 Ekim 2008 17:17
Adsız dedi ki...: haklisin; 22 Ekim 2008 17:24
eylem dedi ki...: hapinize iyi akşamlar
mutlu yarınlar
kendinize iyi bakın...; 22 Ekim 2008 17:24
Adsız dedi ki...: benden size

az önce dediğimden

onunla kalın dostlarım

yazılmışsa yarına da nefes alabilmek,görüşmek dileğiyle..

unutmuyoruz değil mi ?

gün boyu yaşanan stresi posta kutusunda bırakıp zili öyle çalmayı..gerisini zaten biliyorsunuz..; 22 Ekim 2008 17:24
Adsız dedi ki...: iyi aksamlar bakalim
gidin siz de gidin; 22 Ekim 2008 17:27
Adsız dedi ki...: Iyi aksamlar herkese, iyi dinlenmeler ve daha bir cok güzellikler... :); 22 Ekim 2008 17:53
Adsız dedi ki...: Gülümse

Hadi gülümse bulutlar gitsin
İşçiler iyi çalışsın, gülümse
Yoksa ben nasıl yenilenirim
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyor musun
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm
Tüm şehir bana küskün
Bir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse

kEMAL Burkay; 22 Ekim 2008 21:32
Adsız dedi ki...: yalnızım söylemeye dilim varmıyor gözlerimden akan yaş konuştum sayılsın

sesini saklayıp duran insanım
gittikçe acılar bıraktım geride
yağmur altında ıslanan ağaç kaldı

oturduğum balkon anıların
mezarıdır olsa olsa yola bak
kim geçerse geçsin yalnızdır

kim odalara kapansa keder
doluyor içime pencereyi açma

kitaplar öylece kaldı masanın
üstünde yarım bardak su
hep boş yanını gösterip
duruyor gözlerimin içine
bakarak sorular sorma

yaşadığımı sandığım her şey artık anı
solmuş fotoğraf belki kırmızı zambak
yanımda götürdüğüm ne vardı

ben bütün valizleri unuttum geldim
yağmur yağıyordu soğuktu

buralı olmadığım doğru
doğru arkamda bıraktığım
şehirler beni hiç anlamadı

yalnızım sol bacağım
derin sızım sen sürüklen dur

hayat yarın sana gelicem
ölücem kapında sen bunu anlamazsın

ben anlarım yalnızlık böyledir

ömrüm çoktandır dağ başı
ulaşmaya çalıştıkça tökezliyorum
gece gündüz odalar hep sessiz
tek yağmur yağıyor kimse gelmiyor
gelmesin insanın acısını insan çoğaltır

yalnızım söylemeye dilim varmıyor
gözlerimden akan yaş konuştum sayılsın!

halim şafak; 22 Ekim 2008 22:40
Adsız dedi ki...: yüreğimin yıldızı

güneş kadar sevmiştim onu
her sabah yeniden
her akşam bir daha
ve gerçekten yoktu benim için
bir başkası
hiçbir zaman
olamazdı da

varlığı
yankılanıyordu varlığımda
ve bir denizin dalgaları gibi
çarpıyordu yüreğim
sevdanın kıyısına

artık kesinlikle inanıyordum ki
yaşayamazdım ben
o olmasa
buydu aramızda geçerli olan
tek yasa

oysa her şey ne çabuk değişti
her şey
bir anda
dinelmekten yorulmuş bir yük hayvanının
dinlendirdiği ayağını değiştirmesi gibi bir başkasıyla
o kadar olağan
o kadar rahat
o kadar kolay
bırakılabiliyormuş en katıksız aşklar da

ama asla
ne olursa olsun asla
yüzümün karargâhında topladığım bir manga gözyaşıyla
vicdanını teslim almak için
gitmeyeceğim onun yanına

ve her şeyden sonra
her iki tarafın da yitirdiği bir savaşta
yıkılmış bir yüreği yağmalamaktansa
komutan olurum kendi karanlığıma
sessizliğin surları arkasında

bilmiyorum
daha önce söylemiş miydim
ben onu güneş kadar sevmiştim

- volkan hacıoğlu; 22 Ekim 2008 22:43
Adsız dedi ki...: Ablacığım çok hoş,
yüreğine sağlık...; 22 Ekim 2008 22:46
Adsız dedi ki...: ipler
Sabah uyanır uyanmaz Ferit’i bir ucu kendisine, diğer ucu işyerine bağlı olan ip çekiştirmeye başladı. Zorla yataktan kalkıp dişlerini fırçalamak üzere banyoya girdiğinde iyice güçlenmeye başlamıştı bu ipin çekimi. Elinde diş fırçası, kıyafetlerini hazırlamak üzere yatak odasına döndüğünde karısının hâlâ uyuyor olduğunu gördü. Zaten bir ucu kendisine, diğer ucu karısına bağlı olan ipin onu henüz çekmeye başlamamış olmasından anlamalıydı bunu.
Apar topar yarı ütülü bir pantolon, düz renk bir gömlek ve soluk renkli bir ceket çıkarıp tekrar banyoya koştu. Ağzını yakan diş macununu sesli bir şekilde tükürdükten sonra buz gibi suyu yüzüne çarparak ayıltmaya çalıştı yorgun bedenini. Henüz tam olarak ayılamadığı için bulanık gördüğü aynadaki aksine bakarken bir ucu karısına bağlı olan ip gerginleşmeye başladı yavaş yavaş.
“Günaydın.”
“Günaydın” dedi Ferit aynadan karısına bakarak. “Sence çok mu yaşlandım?”
“Saçmalama Ferit Allah aşkına sabah sabah. Hadi giyin de iki lokma bir şeyler ye çıkmadan.”
Kendi beline doğru kaydı gözleri. İşyerine uzanan ip iyice gerginleşmeye başlamıştı. Lavaboyu gerektiğinden fazla sıktığını fark etti ve tutuşunu gevşetir gevşetmez işyerine uzanan ipin çekim gücünün de etkisiyle kendini fazla zorlamadan hışımla yatak odasına daldı.
“Ferit!”
Bir yandan giyinirken bir yandan da işyerine uzanan ipi kontrol ediyordu.
“Efendim!” diye seslendi karısına.
“Timur’ u uyandır, okula geç kalacak!”
Bir anda bir başka ip daha dolandı beline, işyerine ve karısına uzanan iplerin arasına karışarak. Kravatını sıkılaştırıp ceketini giydikten sonra henüz gevşek olan bu yeni ipi takip ederek oğlunun odasına girdi yavaşça.
“Timur.” Ses yok. “Timur, hadi oğlum, geç kalıyorsun okula.” Yeni beliren ipte hafif titreşimler.
“Ya uf ya.”
Bir an için gerilen ip tekrar gevşeyiverdi. İşyerine uzanan ip onu zorla odadan çıkarmadan önce son bir kez dürtebildi yüzüstü yatan oğlunu.
“Timurrrrr!” Ve odadan dışarı çekiliverdi.
İstem dışı bir şekilde kapıya doğru giderken karısına uzanan ip daha bir sertçe mutfağa çekiverdi onu.
“Ferit! At şunu ağzına hadi. Hala gitmeye çalışıyorsun bir şeyler yemeden.”
“Sağ ol canım. Ellerine sağlık.”
“Arabanın taksidini unutma canım. Bugün son günü biliyorsun.”
“Araba…” diye mırıldandı Ferit ve bir ip daha dolanıverdi beline, işyerine uzanan ip onu son bir zorlamayla kapı dışarı etmeden önce.
“Hayır, hayır unutmam” diye bağırıyordu kapıdan çıkarken.
Üçer beşer atlayarak iniyordu merdivenlerden işyerine uzanan ipin hızına yetişmek için. Saatine baktı.
07:48.
İp daha bir gerginleşti. Hışımla arabaya binip çalıştırdıktan sonra gaza bastı. Sabah trafiğinin karmaşasında ağır ağır ilerlerken bir yandan da düşünüyordu, düşündükçe beline yeni yeni iplerin dolanmasına aldırış etmeden:
“Araba taksidi … Telefonla talimat veririm onun için, sonra ne vardı… Annemin diş parası!”
Yeni bir ip.
“Bugün ayın kaçı acaba? Ev kirasını unutmasak.”
Bir ip daha.
Saate baktı göz ucuyla.; 22 Ekim 2008 22:51
Adsız dedi ki...: ipler-2

08:15 olmuş bile.” İşyerine uzanan ip bir anda asılıverdi Ferit’e ve yüzünü neredeyse direksiyona yapıştıracak kadar eğilmek zorunda bıraktı onu.
“Timur kalktı mı acaba? Yine geç kalmasa bari, bu kaçıncı? Öğretmeni arayacak beni yine!” Ucu Timur’la sonlanan ip gerisingeri koltuğa yapıştırdı sırtını.
İplerin devinimiyle bir sağa bir sola sallana sallana işyerinin kapısının önüne vardığında arabanın soluk saati 08:25’i gösteriyordu. Apar topar arabayı park ettikten sonra koşar adımlarla camlı bir kapıdan geçip asansörün önündeki ruhsuz kalabalıkla birlikte beklemeye başladı. İşyerine uzanan ip onu merdivene yönlendirmeye çalışıyor, o direndikçe daha bir gerginleşiyordu sanki. Birkaç saniye sonra asansörün kapısı ağır ağır açıldı ve kalabalık bir çalışan ordusu hücum ediverdi içeri. Etrafındakileri incelemeye başladı asansör yavaş yavaş yukarı katlara doğru tırmanırken. Kimi esniyor, kimisi de fısıltıyla yanındakine bir şeyler anlatıyordu.
“Nereden buluyorlar sabah sabah konuşacak şeyi?” diye düşündü işyerine uzanan ipin çekimiyle yanındakini ittirip dururken.
“Pardon!”
“Affedersiniz?” Şaşırmıştı Ferit. “Bana mı dediniz?”
“Tabii ki de size dedim. Üzerime çıkacaksınız. Terbiyesizliğin lüzumu yok sabah sabah!”
Bunları söyleyen yanında duran kırmızı elbiseli bayandı.
“Hop bilader! Ayıp oluyo ama. Bayan haklı!” dedi kirli sakallı bir adam.
“Evet kardeşim, bu ne böyle sabah sabah!”
Sesler yükselirken son bir gayretle kendini çekip uzaklaştı kırmızı elbiseli bayandan. Sallanmaya devam etti bir sağa bir sola.
“Ben… Şey… Pardon… İpler… İplerden dolayı şey ettimdi” diyebildi sadece.
“Anlamam ben ip mip! Rahat duramayacaksan binme kardeşim asansöre!” diye çıkıştı kirli sakal.
“Ne ipi ayol, çıldırmış herhalde” diye fısıldadı Ferit’le aynı katta bir başka ofiste çalışan gözlüklü sekreter yanındakine.
“Duydum seni” diye düşündü Ferit sinirli sinirli. “Çıldırmakmış! Bu insanlar nasıl başa çıkıyor bunca iple anlamıyorum!”
Beşinci katta kısa süreli bir gong sesiyle açılan asansörden inerken ters ters Ferit’e bakıyordu kirli sakallı adam. İki kat sonra da Ferit ve diğerleri indi asansörden.
Saatine baktı. 08:29.
“Tam zamanında” diye düşündü ipin çekimine kendini bırakmış bir vaziyette ofise doğru kayarken.
Koşarcasına girdiği ofis kapısının hemen solundaki sekreterin şaşkın bakışları arasında “Günaydın!” diye bağırarak odasına kayıverdi Ferit. Odasına girmesiyle üzerinde bilgisayar ve birkaç dosya olan masasının arkasındaki koltuğa kendini bırakması bir oldu. İşyerinde sonlanan ip artık gevşek ve kısacıktı.
“Alo.” Nefes almasına fırsat vermeden çalan telefonu cevapladı soluk soluğa.
“Günaydın Ferit.”
Arayan patronuydu.
“Günaydın Hulki Bey. Nasılsınız?”
“Kötü Ferit. Kötü.”
Sevimli olmaya çalışmıştı Ferit, patronunun sevimlilik anlayışının onunkinden ne kadar farklı olduğunu bir an için unutarak.
“Hayırdır Hulki Bey.”
“Yeni bir iş aldık bildiğin gibi. İki güne yetişmesi gerek dosyaların. İhale var. Vakit yok. Gel, al, düzenle, dosyala, yerleştir…”
Ve bu şekilde en son katıldığı ‘Mükemmel Yöneticilik: Hızlı Konuşma ve Etkili Kavrama I’ adlı eğitimden aldıklarını üzerinde çok iyi bir şekilde uygulayarak monoloğuna devam etti birkaç dakika boyunca.
“Dosya… İş… Düzen… İki gün…” diye düşündükçe yeni yeni ipler beliriyordu belinde ve sımsıkı kavrayıveriyorlardı onu. Telefonu kapatır kapatmaz bu yeni iplerin ivmesiyle patronunun odasına gidip düzenlenerek dosyalanacak evrakları alması bir oldu. Odasına geri döndüğünde saati 09:01’i gösteriyordu. Bir an önce çalışmaya başlaması gerekliydi. Ama önce…; 22 Ekim 2008 22:52
Adsız dedi ki...: İpler-3

Annesinin dişlerine kadar uzanan ip sımsıkı çekiverdi onu bilgisayar ekranına doğru.
“Ah anne, ah anne!” diye oflayıp puflayarak internetten banka şubesine girip havale için talimat verdi. Dosyalara uzanan ipler onu rahat bırakmıyordu bir türlü.
“Ferit Bey buyrun, mektuplarınız…” diyerek odasına dalan sekreter Fatoş Hanım’ın şaşkın bakışları arasında sağa sola sallanmasını bir süreliğine de olsa azaltmayı başardı.
“Masanın üzerine koyuverin. Önemli bir şey var mı ki acaba?”
“Yok canım, her zamanki, ekstreler, faturalar vs. vs. işte” ve Fatoş Hanım odadan çıkmadan dört beş yeni ip dolanıvermişti bile ince bedenine.
“Son ödeme tarihleri… Telefon gecikme zammı… Eyvah, araba!”
Bir anda ucu arabada sonlanan ip gerginleşiverdi. Sarsıldı oturduğu yerde. Telefona sarıldı hemen.
“Merhaba, araba taksidini hesabımdan otomatik olarak çekmeniz için talimat verecektim. Evet… Evet… Veriyorum hesap numarasını…”
Dosyalar gözünün önünde büyüyüp duruyordu sanki. Ne demişti patronu?
“İki gün demişti zannedersem” diye düşündü bir yandan hesap numarasındaki gereksiz onlarca numarayı birbirine karıştırmadan okumaya çalışırken.
“Annemi de arayıp havale yaptığımı söylemeliyim.”
Artık hangi ipin gerginleşip hangi ipin gevşediğini takip edemiyordu. Ekstre ipleri, fatura ipleri, dosya ipleri, aile ipleri hepsi hepsi birbirine dolanmış gibiydi.
Telefonu kapatmasıyla yeniden çalması bir oldu.
“Alo!”
“İyi günler Ferit Bey, ben Timur’un öğretmeni Asuman Hanım. Oğlunuz bir kez daha geç kalırsa bu kez sizinle değil müdür beyle görüşmem gerekecek. Takdir edersiniz ki bursa ihtiyacı olan birçok öğrenci bulunmakta ve bunların arasında derslere devam etmekte problem yaşamayacak pırlanta gibi çocuklar var. Oysa Timur’un yalnızca bu öğretim döneminde geç kaldığı günlerin sayısına bakacak olursak…”
Timur’a uzanan ip masaya yapıştırıverdi başını. Dosyaların ipi onu kaldırıyor, Timur’un ipi ise gerisingeri vuruyordu başını tahta masaya.
“Ah Timur ah, ah…” diye düşünürken bir yandan da “Haklısınız hoca hanım…”, “Bir daha olmayacak hoca hanım…”, “Bizzat ben…” ile başlayan cümleler kurmak durumunda kalıyordu ara ara.
Telefonu kapattığında belindeki iplerin etkisiyle açık denizde fırtınaya yakalanmış gemi misali bir o yana bir bu yana sallanıp duruyordu. Yapması gereken yeni yeni işleri, ödemesi gereken yeni yeni faturaları hatırladıkça eklenen ipler için artık belinde yer kalmamıştı.
“Badanacının parası… Telefon arızayı aramalıyım… Timur’un dersane parası…”
İpler kollarına, bacaklarına ve boynuna dolaşıyor, giderek hareketleri kısıtlanıyordu. Neyi önce düşünüp, nereden başlaması gerektiğini şaşırmıştı artık. İplerin devinimi onu koltuğuna mıhlamıştı.; 22 Ekim 2008 22:53
no name dedi ki...: Bu günde mesai doldu,
yarın devam edebilme umuduyla herkese iyi geceler diliyorum

Allah rahatlık versin...; 22 Ekim 2008 22:54
Adsız dedi ki...: ipler-4

Birkaç saat sonra…

“Evet Hulki Bey. Hemen gelseniz iyi olur. Evet efendim. Az önce oradaydım. Bekliyorum efendim.”
Fatoş Hanım ahizeyi elinden düşürüp soluğu Ferit’in odasının önünde aldı. Hulki Bey bunca işin arasında onu uğraştırdığı için Fatoş Hanım’a söylenerek yerinden kalktı. Pahalı köselelerin parkede çıkardığı tok sese kulak verdi diğer çalışanlar. Ve meraklı göz çiftleri takip etti usulca Hulki Bey’i Ferit’in odasının kapısına kadar.
“Evet Fatoş Hanım. Umarım gerçekten dediğiniz kadar önemli bir durumdur bu!”
Fatoş Hanım tir tir titriyordu. Sinirli hareketlerle gözlüğünü düzeltiyor, bir yandan da kekeleyerek konuşuyordu.
“Evet… Evet Hulki Bey… Anlam… Veremedim.”
“Durun bakalım.”
Ağır ağır araladı kapalı kapıyı Hulki Bey. Neredeyse tüm ofis çalışanları arkasına geçmiş bir şeyler görmeye çalışıyorlardı. İçeriye girdiklerinde onları karşılayan masanın başındaki karman çorman bir ip yumağı oldu sadece. Dikkatli bakanlar ipten kozasının içinde kımıldayan bir çift gözü de fark etmişlerdir belki. Kim bilir…

son; 22 Ekim 2008 22:55
Adsız dedi ki...: İYİ GECELER SEVDİĞİM ŞEHİR...

Kollarına bıraktım beyaz düşlerimi, iyi sakla. Sımsıkı sar hayallerimi, geleceğimi...Tut ki bu ayrılık olmadı, yaşanmadı hiç. Sevgilerim yarım kalmadı sabahlarında.Dost yüzlü aydınlıklara gebeyiz artık, serseri sabahlar doğacak ikimizden. Asi güneşlerle ısınacağız sonra..
İYİ GECELER SEVDİĞİM ŞEHİR...

Senin de için ağrıyor mu. Migren nöbeti sancılar çekiyorum. Biri rüyalarımı saklamış, bulamıyorum.Günah kokulu çiçekler sulanıyor. Zincirli sevdalar ağlıyor kaldırımlarında. Kan rengi akşamının soluğu kesik, nefes alamıyorum.
YİNE DE İYİ GECELER SEVDİĞİM ŞEHİR....
Bu ne ilk, ne son veda.Daha çok parçalanacağız biz.Aşksız yatıp aşkla doğacağız.Hoşgeldin diyeceğiz gönderdiğin ölümlere, 'başımla beraber'. Su içtiğimiz çeşmelere dualar edeceğiz.
İYİ GECELER SEVDİĞİM ŞEHİR...YİNE DE İYİ GECELER..

Özlem Sezer

evet herkese iyi geceler..

no name iyi geceler kardeşim..; 22 Ekim 2008 22:59
Adsız dedi ki...: sizlere de iyi geceler

ablacim sagolasin...; 22 Ekim 2008 23:11
eylem dedi ki...: Günaydınlar
gülümsemelerle, sevgiyle, umutla yeni bir güne merhaba

ablacım ellerine yüreğine sağlık

hepimize kolay gelsin; 23 Ekim 2008 08:23
no name dedi ki...: herkese günaydınlar diliyorum...

merhaba.; 23 Ekim 2008 10:22
Adsız dedi ki...: Günaydin, günaydin da
bu basliga ne olmus böyle?; 23 Ekim 2008 10:46
Adsız dedi ki...: bu gün değişiklik yapmışlar
hep aynı görüpte sıkılmayalım diye :); 23 Ekim 2008 11:11
no name dedi ki...: ahh ahh
bu ne yaa...

sevgili admin!
bizler muhafazakar bir fan gurubuyuz.
böylesi radikal değişiklikler bizi bozar.
eski görünümü rica ediyoruz...; 23 Ekim 2008 11:19
no name dedi ki...: bak!
kimse yazmıyor,
Gördün mü?; 23 Ekim 2008 13:55
Adsız dedi ki...: evet gördün mü?
bak yazılmıyor böyle
zevk vermiyor

Başkanım sen mi yaptın yoksa bu siteyi böyle
görünmüyorsun da :); 23 Ekim 2008 14:23
Adsız dedi ki...: merhaba dostlar

sabah siteyi böyle görünce yazmaktan vazgeçtim...dostlarımla alakası yok biliyorsunuz yazmamamın...

sadece bir topluluğun paylaştığı ortamı onlara sormadan değiştirmenin saygısızlık olduğu düşüncesindeyim...

değişiklik yapıyor ve insanlar bundan memnun kalmıyorsa onlara sormak zorundasın...

neyse kendileri bilir..benim için mahsuru yok..

benim sevgim dostarıma..bunu herkes biliyor

BAŞKAN..; 23 Ekim 2008 14:44
no name dedi ki...: Merhaba,
Ne yani şimdi biz adaya mı taşınıyoruz...

tamam madem çoğunluk bu kararı almış,ben uyarım.

hadi ben adaya gittim.

burası da eski haline dönerse bende dönmeyi düşünürüm.

ama önce burası dönmeli.
durup duruken adımın döneğe çıkmasını istemem...; 23 Ekim 2008 16:56
Adsız dedi ki...: evet kankacım herkes ada da bir sen yoksun

Başkanım ben sanmıyorum ki burası adminden kaynaklı
blogların genelinde bu ara bir karışıklık var ondan da olmuş olabilir
ama kankamın dediği gibi burası kendine gelene kadar adaya gidebiliriz
siz nedersiniz bbo ailesinin sesi çıkmayan fertleri; 23 Ekim 2008 17:02
no name dedi ki...: Adayı da bozdular,
bir an önce yeni düzene alışmak gerekecek galiba..; 23 Ekim 2008 17:11
Adsız dedi ki...: evet bloglarda sorun var demek ki
hepinize iyi akşamlar
yarın herşeyin yoluna girmesi ümidi ile
kendinize iyi bakın; 23 Ekim 2008 17:26
no name dedi ki...: evet öyle görünüyor kankacım.

iyi geceler,iyi istirahatler...; 23 Ekim 2008 17:37
Adsız dedi ki...: ya ben daha yeni bi yorum yazdim ama kayboldu

deneme...

kaya; 23 Ekim 2008 18:35
no name dedi ki...: kardeşim,
hoşgeldin...
üzülme,
senin sadece yorumun kaybolmuş.
başkanım yorum yazdı kayboldu.Mavigün yorum yazmaya çalışırken kayboldu.Seval ablam canını zor kurtarmış,en son adada bir göründü ve kayboldu.o yüzden dikkatli olmanda fayda var.
bill gates yeni program deniyor olabilir.sanal bir dünyaya hapsolma sakın.kendine iyi bak...; 23 Ekim 2008 19:09
Adsız dedi ki...: hosbulduk

aciklamalarin icin en derin sükran ve saygilarimi sunarim...

bu arayüz hic hos olmamis bunu da belirtmek isterim. kimin umurundaysa..

Kaya; 23 Ekim 2008 19:14
no name dedi ki...: Senin adaya giriş şifren var.
bi kurcala bakalım senin düzeltebileceğin bir şey mi?; 23 Ekim 2008 19:58
Adsız dedi ki...: yok abi ya

google blogger de sorun var sanirim

düzeltirler herhalde (insallah)

Kaya; 23 Ekim 2008 21:10
no name dedi ki...: Herkese iyi geceler diliyorum.

Allah rahatlık versin...; 23 Ekim 2008 22:30
buket dedi ki...: İyi geceler herkese..

Yeniden mi başlıyoruz savaşa..
Başlıyorsak eğer sadece BBO üzerinden gidersek belki boşa çıkar. Bu yüzden "Televizyon Kirliliğine Son"
gibisinden bir kampanya düzenleyelim.
Önce facebookta grubumuzu açalım.Tüm arkadaşlarımıza haber verelim..
Şu işe bir son verelim....

Belki en kolay işten başladım ama Kampanya İsmimiz ne olsun? Herkesin fikirlerini bekliyorum..; 24 Ekim 2008 01:15
eylem dedi ki...: günaydınlar

herşey normale dönmüş görünüyor

buketcim hoşgeldin ,seni aramızda tekrar görmek çok güzel

hadi bakalım güzel bir gün bizlerin olsun
hepimize kolay gelsin...; 24 Ekim 2008 08:06
no name dedi ki...: Arılar çiçekler kelebekler börtüler böcekler mavi gökyüzü yeşil yeryüzü rengarenk çiçekler falan filan...

Herkese Günaydın...

Buket Hoşgeldin...; 24 Ekim 2008 08:38
Adsız dedi ki...: Oh, nihayet normale dönmüs sitemiz, sevindim..

Günaydin canlar..

Günaydin No Namecim, Eylemcim, ben de sizin gibi güzel bir gün diliyorum hepimize..

Buketcim hosgeldin, iyisindir insallah, hersey yolunda, olmasi gerektigi gibidir... :)

Kolay gelsin...

seval; 24 Ekim 2008 09:46
Adsız dedi ki...: "normale dönmüs!" seklindeki ifademi geri aliyorum, bu bozuk makine eskiden oldugu gibi sadece adimi bugün kabul etmiyor, ancak adsiz gönderebiliyorum mesajimi...

Efendim, neymis? URL gecersiz karakterleri iceriyormus! Hadi be...; 24 Ekim 2008 09:51
no name dedi ki...: http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Neremle_gulecegimi_bilmiyorum_205243_8&tarih=24.10.2008&Newsid=205243&Categoryid=8

evet ablacığım haklısın,
eninde sonunda sana bir google hesabı açtıracaklar.; 24 Ekim 2008 09:57
Adsız dedi ki...: selam olsun tüm dostlara

bakıyorum düzeltmişsin siteyi no name eline sağlık..)

hayırlı cumalar

bereketli ve kolay bir iş günü tüm çalışamlarla birlikte olsun..

evdekiler bugün cuma oması sebebiyle size olan gıcıklığımı bir gün askıya alıyorum:))

yaw isim kabul etmiyor ne iş ?
açmayacağım işte goggle hesabını:))
BAŞKAN; 24 Ekim 2008 10:16
no name dedi ki...: Başkanım Hoşgeldin...

Sıkma canını problemi bildirdim,
en kısa zamanda düzelteceklermiş.; 24 Ekim 2008 10:23
no name dedi ki...: Yağmur

Günler geçtikçe yağmur yağıyor kalbimde seninle
Günler geçtikçe yağmur yağıyor kalbimde gizlice

Bir solucan saklanmış dolabın menteşesine
Oluşmak için, buluşmak için, ağrılar dünyasında

Viyana açıklarında belki de
Kanatlı bir atın üstünde
Batıya
Belki de antakya'da tiyatro salonunda
Aynanın içinde süzülüyorsun
Beyaz elbisenle

54 yıl önceki gibi
Şarkınla
Şarkınla
Orda kimse var mı sevgilim

Yağmur yağıyor kalbimde

Günler geçtikçe
Günler geçtikçe
Yağmur yağıyor
Yağmur yağıyor
Kalbimde, kalbimde
Gizlice, gizlice, gizlice
Günler geçtikçe
Günler geçtikçe
Yağmur yağıyor gönlümde seninle

Söz: Hakan Kurşun
Müzik: Hakan Kurşun
Albüm: Kütle; 24 Ekim 2008 12:04
eylem dedi ki...: SEN DÜNYANIN EN AKILLI INSANISIN...

Savaş olmaz eğer sen istersen.
Eğer sen istersen tozu dumana katarsın,
Çaresiz dert, çözümsüz hastalık kalmaz.
Silinmeyen derin izler bırakırsın eğer sen istersen…

Görüyorum ki istemiyorsun. Gününün yarısını dedikodu ve chat yapmakla, diğer yarısını da magazin programlarını izlemekle geçiriyorsun. Sence hakkını veriyor musun aldığın oksijenin. Sence yakışıyor mu bu sana. "Ben tek başıma ne yapabilirim ki?" diyorsun, sürekli aşağılıyorsun kendini. Bunu yapma ve unutma! Dünyayı daima bir kişi değiştirmiştir. Tarih kitaplarında yazan doğru değil! Parayı Lidyalılar bulmadı. Parayı bir tane zavallı Lidyalı buldu ve dünyayı değiştirdi. Yazıyı da Sümerler bulmadı aslında. Belki de sümüklü bir Sümerli buldu yazıyı … Dünyayı hep bir kişi değiştirdi. Sana, bana benzeyen bir kişi. Şimdi bi daha düşün! Kendini düşün! Sen de bir kişisin, tıpkı Einstein gibi, Newton gibi, hatta Fatih gibi, Kanuni gibi, bir kişisin. Seni engelleyen ne peki?
Hani sen ezelden beridir hür yaşamıştın, hani kükremiş sel gibiydin, bendini çiğner aşardın, enginlere sığmazdın hani… Hani sana zincir vuracak bir çılgın tanımıyordun. Ne oldu? Sana ne oldu? Kendi kendine zincirler vurdun! "Ben tek başıma ne yapabilirim ki?" dedin, diyorsun! Hadi kendine gel, yeniden hatırla ve sonsuza kadar unutma!
Sen "O"sun! Sen dünyanın en akıllı insanısın!

(ERDAL DEMIRKIRAN'IN KİTABINDAN ALINTIDIR); 24 Ekim 2008 13:10
eylem dedi ki...: Fıkra

Küçük Temel’le arkadaşları “Kim daha zeki?” diye tartışıyorlarmış.

Temel “Ben çok zekiyimdir, 3 aylıkken yürümeye başlamışım!” demiş.

Dursun hemen atılmış:

“Sen habuna zekâ mı deyisun? Haçan ben 3 yaşına kadar kendumi kucakta taşitmişum!”; 24 Ekim 2008 14:02
Adsız dedi ki...: Eylemcim, alinti icin de fikra icin de cok tesekkürler canim...

Ise - güce dalanlara, yan gelip yatanlara, kosturanlara, costuranlara, calisanlara, kaytaranlara herkese, hepimize iyi haftasonlari, iyi dinlenmeler, iyi tatiller diliyorum...

Kismetse yeniden birlikte olmak, oluruz insallah...

Seval; 24 Ekim 2008 16:54
Adsız dedi ki...: Merhabalar
Hayirli Cumalar

Gidenlere hayirli aksamlar

Kaya; 24 Ekim 2008 17:03
Adsız dedi ki...: hayirli geceler...

Kaya; 24 Ekim 2008 21:59
Adsız dedi ki...: Bu bir denemedir!

Olmadi! Gitmedi yani, tamam:

Bu bir denemenin ikinci halidir!

seval; 25 Ekim 2008 21:01
Adsız dedi ki...: Ne yapiyor musuz? Adimizi mesajimizin altina yaziyor, adsiz olarak gönderiyormusuz! Buyrun.

Evet, herkese iyi aksamlar, yarin iyi pazarlar, iyi dinlenmeler, selamlar, sevgiler....

Seval; 25 Ekim 2008 21:03
Adsız dedi ki...: hımm

yasak kalkmış

BAŞKAN; 28 Ekim 2008 13:30
no name dedi ki...: 401 YORUMA BİLDİRİ KOYACAĞIZ
lütfen 401 yorumu boş bırakalım; 28 Ekim 2008 13:49
no name dedi ki...: Başkanım şöyle bir toparlak bir şey yaptım senin yazıdan yola çıkarak

nasıl yeterince kısa mı?

Her şey sıcak bir Temmuz gecesi başlamıştı.
Televizyonun karşısında esneyerek zaping yaparken, güzel bir melodi eşliğinde dönen bir dizinin
jeneriğine takıldık. Dizi jeneriğiyle bizi içine çekerek hapsetti.
Artık dizinin yayım günü olan Salı günlerini iple çeker olmuştuk.

Bu arada dizinin resmi internet sitesinde dizinin fanları oluşmaya başlamıştı.
Tüm gün dizi hakkında yorumlar, dilekler, senaryolar sohbetler gırla gidiyordu.
Fanların birçoğu dizi izlemeyen, tesadüfen Benden Baba Olmaz dizisine rastlayarak, diğer dizilerden
Farklı olduğunu teşhis eden kişilerden oluşuyordu.

Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, dizimiz de muhtelif gerekçelerle yayımcı kuruluş tarafından finali dahi çekilemeden yayından kaldırıldı.

Böylesi bir güzelliğin yayından saygısızca kaldırılmasını, dizinin fanları kabullenemediler.
Derhal örgütlenerek seslerini duyurma adına ellerinden ne geliyorsa yaptılar.
Az veya çok konuya dikkatleri de çektiler. Bu çaba ne yazık ki dizimizi geri getirmeye yetmedi.

6 Kasım 2008
Bu tarih “Benden Baba Olmaz” dizisinin yayından kaldırılışının yıl dönümü.
Benden Baba Olmaz Fanları olarak dizimizi sevgiyle ve saygıyla anıyoruz.

Senaristimiz Sayın Murat Aras’ın dediği gibi;

“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”; 28 Ekim 2008 13:51
Adsız dedi ki...: Merhabalar

simdi burdan mi devam edecegiz
son karar bu mu?

Kaya; 28 Ekim 2008 14:44
mavigun41 dedi ki...: SALI FIKRASI

Kadının biri kocasını aldatmaya karar verir ve köyün imamına
bunun cezasının cehennemde ne kadar
olacağını sormaya gider...

İmam efendi anlatmaya baslar;
'iste kızım
köyün muhtarıyla kocani
aldatırsan altı ay,
öğretmeniyle yaparsan bir yıl,
bekçi ile yaparsan iki yıl'...
Kadın dayanamayıp sorar;
'peki imam efendi ya köyün imamıyla
aldatırsam cezası ne kadardır?'
imam gevrek gevrek gülerek;
'seni gidi kâfir seni der, cennette
gözün var demi'...; 28 Ekim 2008 15:08
Adsız dedi ki...: Hm, galiba öyle görünüyor Kayacim, burdan devam edelim diyecektim ama bu site beni sadece adimi yazdigimda iceri birakmiyor, URL ne ya Allah askina biriniz bunu bana aciklayin, URL (istege bagli) diyor, altinda da gecersiz karakter iceriyor diye bir yazi cikiyor... cik cik cik... sinir sey... adsiz´i secmek zorunda kaldigima bakmayin, benim ben! yani
seval; 28 Ekim 2008 15:10
Adsız dedi ki...: ablacim ayni dertten muzdaripiz

URL nedir? URL, "Uniform Resource Locator" (Özgün Kaynak Adresi) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. İnternet yoluyla insanların kullanımına sunulmuş olan her metnin, resmin ya da belgenin kendine ait ve tek olan bir adresi vardır ve buna URL (Özgün Kaynak Adresi) adı verilir.

Yani ablacim kisaca adres cubugunda yazan zamazingolar :))

Kaya; 28 Ekim 2008 15:14
mavigun41 dedi ki...: SALI GÜNÜ
KISSA DAN HİSSESİ
KELEBEK VE CICEK...

Eklenme Tarihi:23.07.2008 18:50:42

Bir zamanlar birisi Allah'tan
bir çiçek ...
...ve bir kelebek diledi.
Fakat Allah bunların yerine ona bir kaktüs ...
... ve bir tırtıl verdi.
Adam üzgündü, neden dileği yanlış anlaşılmıştı, bir anlam veremiyordu.
Sonra şöyle düşündü:
Allah'ın ilgilenmesi gereken o kadar çok insan var ki ...
Ve sorgulamamaya karar verdi.
Bir zaman sonra, adam öylece bıraktığı dileğinin ne durumda olduğuna bakmaya gitti.
Fakat gördüklerine inanamadı: dikenli ve çirkin kaktüsten güzel bir çiçek ortaya çıkmıştı.
Ve göz zevkini bozan tırtıl
harika bir kelebeğe dönüşmüştü.
Allah ne yaptığını bilir.
O�nun yolu HER ZAMAN en doğrusudur, bize tamamen yanlış görünse bile.
Eğer Allah'tan bir şey isterseniz ve O size başka bir şey verirse, GÜVENİN.
O�nun her zaman size ihtiyaç duyduğunuz şeyi uygun zamanda vereceğine emin olabilirsiniz!
İstekleriniz ...
... her zaman ihtiyacınız olan şeyler değildir !
Allah dileklerimizi her zaman yerine getirir, o yüzden kuşkulanmadan veya şikayet etmeden O�na inanmaya devam edin.
Bugünün DİKENİ ...
... Yarının ÇİÇEĞİDİR !
ALLAH SEÇİMİ O�NA BIRAKANLARA EN İYİSİNİ VERİR; 28 Ekim 2008 15:16
eylem dedi ki...: Bugünün DİKENİ ...
... Yarının ÇİÇEĞİDİR !

güzeldi ellerine sağlık ablacım; 28 Ekim 2008 15:23
mavigun41 dedi ki...: SALI GÜNÜ KEYFİ

Çay - Kahve

Çay şefkattir, dostluktur, güvendir.

Kahve ise sevişmektir, ilişkidir, heyecandır...

Çay ne kadar dışa dönük ise, kahve de gitgide o kadar içe dönük bir keyif içeceğidir.
Kahveyle çayı birbirinden nasıl ayırırız?

Öpüşünce birbirimize geçirdiğimiz ağzımızdaki kahve tadıdır.

Çaydan geriye kalan ise sohbetimizin tadıdır.

Kahve kokudur... Kahveyi dilden damaktan önce burun sever.

Kimileri 'kokulu' çayı çaydan saymaz. Oysa kokusuz kahve kahveden sayılmaz.

Hayatın ilk bakışta sıradan gibi gözüken ama güzel sürprizlere açık çağrıları vardır.

Kimi zaman insan sesine bürünür bu çağrılar:

Bunlardan biri 'Hadi, söyle bir çay içelim'dir. Öteki ise daha, daha derindendir: 'Gel, bir kahve iç!

Sonra gidersin...'

Nasıl ince belli çay bardaklarını avuçlarımızla kavramak sadece bedenimizi değil, üşümüş ruhlarımızı da ısıtırsa... Değil kahve içmek; kahve içmeyi istemek bile bizi hem kendimizle hem de hayatla bir an için bile olsa barıştırır.

Haa, bir de 'Ben çay içmem!'ya da, ''Ben kahve sevmem..' diyenler vardır...

Onların aslında neyi sevmedikleri ve hayatın hangi tadlarını ıskaladıklarını gördünüz herhalde.; 28 Ekim 2008 15:24
Adsız dedi ki...: Ablacim mükemmel seyler bulmussun

Yüregine saglik, devamini da bekliyoruz

Kaya; 28 Ekim 2008 15:27
mavigun41 dedi ki...: SALI GÜNÜ ŞİİRİ

GÜLLERİN AĞLADIĞI SAAT

Güllerin ağladığı bir saat vardır hani,
Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin,
Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin,
Bir dev uzatır gökten o çirkin ellerini,
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.

****

Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk,
Gitgide uzaklaşır batan güneşle sesin,
Bir bakarım ki benden en uzak çizgidesin,
Başlar geceye doğru upuzun bir yolculuk,
Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk.

*****

yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa,
Gözlerin bu saatte kopkoyu elemlidir,
Dudakların kimbilir şimdi nasıl nemlidir,
Ellerin öyle yanar ufuk nasıl yanarsa,
Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa

****

Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan,
Umulmadık bir anda bitiverir şarkılar,
Kapanır yüzümüze o mermer kapılar,
Özlemler ateş şimdi, anılar duman duman,
Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan.

****
Ak köpükler kararır, deniz görünmez olur,
Çağırır yaşamaya bizi tek-tük ışıklar,
Böylece üstümüze çöker de karanlıklar,
Camlar bir bir kapanır, odalar, evler uyur,
Ak köpükler kararır, deniz görünmez olur.

***

Güllerin ağladığı bir saat vardır hani, Cıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilir, Yapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilir, Her akşam uzaklara alır götürür seni, Güllerin ağladığı bir saat vardır hani...

Ümit Yaşar Oğuzcan
( 1926 - 1984 ); 28 Ekim 2008 15:43
mavigun41 dedi ki...: SALI GÜNÜ ÖYKÜSÜ

UNUTMA DEFTERİ
Şükrü Erbaş

Akşam oldu... Sen olmasan da...

Kul Hüseyin’in miydi, bozkırın göğsünde burgaçlanan insan iniltisi: “Buna dünya derler hepisi geçer/ Hangi günü gördün akşam olmamış.” İnsan, çaresizliğinden bu kadar engin bir umut çıkarır. Keder bu kadar güçle, bu kadar tevazuyla inanır yaşamaya. İnanmak bu kadar baskın gelir hayıf duygusuna. Üstelik bu “kolay” bilgiyi bize söylemek zorunda olmanın mahcubiyetini bu kadar saygıyla sezdirerek… Yenilmişlerin hayatında ucu sonsuzluğa varan bir yarın olacaktır hep; bugünü bir iyiliğe taşıyan, acıdan güven duygusu yaratan bir yarın… Bu yarın, “bir kuru hayal” değildir; hayatın diyalektiğine ilişkin bir arif bilgisidir. Otlarda, ay ışığında, akıp giden suda, taşların sesinde sonsuzluğu gören insanın, kendini doğaya ekleme, bir başka ifadeyle kendini sevme arzusuna ilişkin bir çaresizlik bilgisidir. Bugünü olmayan insanı, yarından başka ne ayakta tutabilir ki? Yoksa biz hepimiz, ilk zorluğun zehriyle bütün bir hayatı kötürüm ederdik. Bize söylenen ilk yalanda biterdi insan. İlk gözyaşı ölüme kadar yıkardı dünyayı. İlk sevgiden öte gidemezdi kalbimiz. Tanık olduğumuz ilk ölümden sonra göğüs kafesimizde bir tabutla varırdık mezarlığa. Dağıstan’da Avarların mezar taşlarına yazdığı şu sözü, biz alnımıza kazırdık: “Yüz yaşına kadar yaşadı ama bu dünyaya gelmedi…”

Gün akşama döndü. İçimde, uzayan gölgelerle menevişlenen bir geçmiş. Yalnızlıkla yavaşlamış bir şimdi. Kirpiği kaşına değmeyen bir gelecek. Zaman bir tek eşyada sürüyor. Sürmek değil bu, pul pul dökülen heves. Ucu vazgeçmeye varan bir yılgınlık, bir gönül yorgunluğu. Dünya etimde ürperiyor. “Ben nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir” mi diyordu Baudelaire. Bir insana bir söz söylemek istiyorum. Ne olursa olsun. Bir insandan bir söz duymak. Yoksa varlığımı duymayacağım. Yoksa kalbim bir kötülüğe düşecek. Gidip kalabalığa teslim olacağım. Yoksa acı duyma yetimi yitireceğim. Kalktım yürüdüm. Sokaklar, bahçeler dolusu bir ilkyaz. Sabah ayrı çiçekleniyor, akşam ayrı. Gülhatmiden zeytin ağacına bir ışıklı bir gölgeli iki gülümseme. Sonsuzluk parmaklarımın ucunda yanıyor. Ağaç değil, salkım salkım toprağa değen bir güneş. Uzak bir denizde uzak bir kadın, göğüsleriyle gamzeler açıyor suya. Kumların ana rahminde iki gecikmiş çocuk… Zaman, aşktan ödünç alınmış bir dünya mucizesi. Taşlar kanatlanıyor. Aklımın ortasında kıpkırmızı bir nar ocağı; kadının ağzı halka halka büyüyor gecede. Sözleri henüz ipek. Frenk incirlerinden bir avludayız. Ay ışığı, suçluluk duygusunu kurtarmış gündüzün elinden. Dağ, yatağımızı almış göğsüne sermiş. Ayrılık şarkılarda bile yok. Dünyanın bütün kadınları, bütün erkekleri gövdemizde can buluyor. İç içe geçmiş iki halka, geçmiş ve gelecek; hayal ve hatıra; suç ve sevinç. İnsan döner döner yalnızlığını severmiş. Bunu o gün kim bilebilirdi ki…

Akşam oldu. Kadın denizden çıktı. Sarı bir zamana kapandı kapılar. Gülhatmi sustu. Ay ışığı puslu bir hançer. Yarının lambaları yandı evlerde. Sokak, sahipsiz bir hayal. Kendinden başka her şeyi konuşuyor kalabalık. Ey üç zamanı birden zehirleyen gerçek… Odalarda bir yılkı atı Kul Hüseyin’i söylüyor: “Hangi günü gördün akşam olmamış.”

Evet, akşam oldu… sen olmasan da…

HERKESE İYİ AKŞAMLAR..

ve yarın bayram

herkes
Cumhurriyet Bayramına..
yada

''Mustafa ''Adlı
Atatürk 'ü anlatan filmi görmeye..
burda olmayanlarda yürekleriyle...; 28 Ekim 2008 15:57
eylem dedi ki...: ablacım ellerine yüreğine sağlık; 28 Ekim 2008 16:11
eylem dedi ki...: hepinize güzel akşamlar
kendinize iyi bakın...; 28 Ekim 2008 17:10
Adsız dedi ki...: güle güle Eylemcim... gülümsemelerle.. :)

Kankacigim ellerine, yüregine saglik, bir kez daha günün gidasi oldun gönüllerimize...

Isler bitmedi ama mesai bitmek üzere, herkese iyi aksamlar diliyorum.. Sevgiyle kalin ve saglicakla...

Seval.; 28 Ekim 2008 17:22
Adsız dedi ki...: iyi aksamlar bbo ailsine; 28 Ekim 2008 19:35
no name dedi ki...: Çok gelgit akıllıyım çok.

Yaa güzel bir şiir atayım siteye diyorum,ararken tararken...saatler sonra kel alaka bir yerde kendimi buluyorum.

kendime kızıyorum.şiir olmadı hadi bi hikayecik diyorum.ararken bi bakıyorum aha şahane kitaplar,indir indir oku.
ama üye olmak lâzım.neyse... değer ya oluruz.hadii gitti yarım saat bu arada güzel bir kitap indirilir orası burası güzelmiş derken kendime geliyorum aa akşam olmuş...; 28 Ekim 2008 20:58
no name dedi ki...: 400; 28 Ekim 2008 20:58

«En Eski ‹Eski 201 – 400 / 1639 Yeni› En yeni»

Yorum Gönder

Yapım	Birol Güven - MinT
Yönetmen	Yüksel Aksu - Tankut Kılınç
Senaryo	Murat Aras
Müzik	Aydın Sarman - Burcu Güven
Oyuncular	Mine Tugay
	Atılgan Gümüş
	Okan Tangücü
	Volkan Severcan
	Almıla Uluer
	Tarık Ünlüoğlu
	Ali Pınar
	Nur Fettahoğlu
	Recep Yener
	Gülnihal Demir
	Güçlü Yalçıner

Benden Baba Olmaz

Yazışmaya devam...

1.639 yorum:

Benden Baba Olmaz ne anlatıyor?

Dizinin Künyesi