PAPATYAM başlıyor
Metin Akpınar ve Nilgün Kasapbaşoğlu'nun oynadığı yeni dizimiz Papatyam 6 Ocak'ta Starda başlayacak...
Sizlere asla BBO tadını vermeyecektir ama napalım bir teselli işte. Belki bir nebze güler eğlenirsiniz. Detaylar için www.papatyam.tv
Muhabbete devam..
Sevgiler,
Murat
1.351 yorum:
«En Eski ‹Eski 401 – 600 / 1351 Yeni› En yeni»BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
ve 402
ısınır be Kayacım
ne kaldı şurada 2 ay sabret :)
dogru sen de haklisin
hepinize iyi akşamlar
kendinize iyi bakın...
adsız değil eylem
herkese iyi akşamlar diliyorum...
Allah Rahatlık versin...
Adsiz Eylemcim sana da iyi aksamlar, No Namecim sana da kardesim...
Ve tabii ki herkese iyi aksamlar, evlerde acilan kapilarda yorgunluklari unutturan sevgi dolu karsilanmalar, mutfaktan gelen nefis corba kokusu, hazir kurulmus yemek masasinda tursu yaninda taze ekmek, günün gailelerini paylasirken arada bir kücük gülümsemeler, iyi dinlenmeler ve umutlar...
Hosca kalin..
Hayirli geceler
Sana Geliyorum
I.
Benim sabah keyfim
yeni açmış bir gülü
insanların gülücüklerine yerleştirmektir.
II.
Sana karlı bir günde geleyim
saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla
üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula
uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan
sobanın çıtırtılarına dalalım
sana küçük törenlerimizde şarki söyleyeyim
içki içelim güneşle başbaşa
saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim
gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar
bir gece şelalesi gibi
damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.
III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim
parkta ıslanalım birlikte
gürültüler toprağın kokusunda erisin
kentin görüntüsü değişirken bulutlarla
duraksamadan parlayan gözlerin
ve ıslaklığınla sar beni
en koyu kızıllığında dudaklarının
kıralım demir parmaklı pencereleri
önlerine ortanca saksıları yerleştirelim
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.
IV.
Sana güneşli bir günde geleyim
ışıklı yollara halılar serelim
birlikte aşkınlığa yükselelim,
okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla
mücevher gibi parlayan adada,
ben hep iskeleye demir atmış
beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm
tuzlu dudaklarını yakmak için
sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.
A. Kadir
Gününüz aydınlık olsun..
GÜNAYDIIIN.
hava nasıl olursa olsun
Yüreğiniz güneşli olsun..
iyi çalışmalar..
Bayanlar ve baylar, söze sevgili gece lambamızın, karanlık gecelerimize ışık tutma çabasına teşekkürlerle başlamak istiyorum...
"Teşekkürler gece lambası, iyi ki varsın..."
Günümüzün güzel geçmesi dileğiyle GÜNAYDIN...
Günaydınlar
güzel bir gün geçirebilmek dileğiyle
hepimize kolay gelsin...
Mavigün ablacım ellerine sağlık.
Günaydin canlar, günaydin..
Güzel bir gün olur insallah hepimize, Kankamin bizimle paylastigi o güzel siirle disaridaki soguga inat icimiz isinarak basladiktan sonra... Tesekkürler canim.
Yapilacak isler cok, kolay gelsin..
günaydın dostlar
günaydın dünya
hayırlı cumalar
bereketli kazançlar
hımm
hayırdır
sessiz sedasız geçiriyorsunuz vakti
olmazki ama
böyle yapılmazki
illa cezamı yağdırayım:)
ben varken bu olurmu sizce de
revamı bu bana
ne demiş şair :
bana kaderimin bir oyunumu bu
aldı sevdiğimi verdi zulumu..
konumuzla alakası yok ama ben yinede içimden geldiği için yazdım gitti.
size bir soru o zaman
kırkayak dünyasında en çok para kazandıran sektör hangisidir ?
-seninle aşkımız milyonlarca parçadan oluşan yap-boz gibi,hangi parça nereye bilemiyorum, hoşuma gidende bu zaten,aşkımızı tamamlamak mümkün değil.
-seninle aşkımız yağmurla çamura dönmüş toprak yol gibi,beni çekende o zaten,o çamurda ömrümce yuvarlanabilirim.
-seninle aşkımız zirvesi görünmeyen bir dağ gibi,çık çık bitmiyor,zerveye ulaşmak mümkün değil.
demiş birisi,haklımı haksızmı bilemem, söylemiş işte vatandaş:)
Başkanım
kriz kırkayaklarıda vurdu iki ayakla yaşamaya çalışıyorlar
öyle olunca en çok para kazandıran sektörleride artık iş yapmıyor :)
bugün aylaksınız galiba
periler yok mu ?
ne peri var ne in cin...hepsi kriz var çalışmıyoruz diyor:))
ey ahali
kuvvetli bir patlama sesi duyarsanız korkmayınız...
muhtemelen ben sıkıntıdan patlamışımdır, patlama sesi de taa oralarda yankılanıyordur...
paaaaaatttttt!!!!!!!
Merhabalar
insanlik olarak patlamalara kulaklarimizi tikadik ne yazik ki. "tüh bee" deriz devam ederiz...
yani sen biraz daha sık bence
ÖLDÜREN SORULAR ve CEVAPLAR
- Napıyosun?
- Telefonla konuşuyorum..
- Aaa sizin telefon konuşuyor mu?..
----------------
Hangi çiçek hem kafaya takılabilir, hem de içinde çamaşır yıkanır?
- Fesleğen tabii ki de
------------------------
- İyi ki İtalya'da doğmamışız!..
- Neden?
- Çünkü İtalyanca bilmiyoruz!..
-------------------------
- Abi sizin araba ne malı?
- Alman malı!
- Bizimki de klimalı!!!
--------------------------
- Yangın dolabını açarsan ne olur?
- Yang kızar...
------------------------
- Padişah, tahta çıkınca ne yapmış?
- Tahtayı yerine taktırmış...
--------------------
- İnsanları niye kafasına su dökerek uyandırırlar?
- Çünkü suyun kaldırma kuvveti vardır.
------------------------
- Oğlum hayırlı olsun. Araba almışsın.
- Evet aldık.
- Peki niye araba aldın? Kendine alsaydın ya !..
-----------------------
- Abü, duydun mu, 50 kişiyi taramışlar.
- Yapma ya, nerde?
- Marketin karsısındaki berberde
----------------------
- İyi günler, Aslı�yla görüşebilir miyim?
- Aslı evde yok! Fotokopisi var!
Kadinlari yikan 12 cümle(ymis??)
http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=2801&no=1
HERKESE MERHABALAR ..
Körfez kurşini bir renkte bu gün
sanki hayat sadece ne siyahdır..
ne de beyaz
hayat da gri de vardır der gibi..
başkanım aşk için neler söylenmiyor ki
herkes kendi aşkını yazıyor..
o da şansı olup aşkı bulursa..
Gülben Ergen 'den
dışar ki havaya uygun gelsin
belki de aşkın rengine....
KURŞUNİ..
Kerbelâ oldu yürek elden gidiyor mu?
Sebebim oldu bu can sensiz yaşıyor mu?
Bir hata deme sakın bize yakışıyor mu?
Ecelim oldu bu can sensiz yaşıyor mu?
Bir çekene sordum
Dedim ki aşk rengini söyle
Dedi ki alacalı
Bazen de ebruli
Bir içime sordum
Dedim ki doğruyu söyle
Dedi ki rengi gece
Bu sevda kurşuni
Söz:Şehrazat
Müzik:Ercan Saatçi
DİNLİYORUZ...
http://www.youtube.com/watch?v=3t9FTisNlnA
"yanlış insanları hep doğru aşkla sevdim
belki aşk halâ bir yerlerde benim için küçük
ama gerçek bir şiir saklıyordur"..( Emre Kalcı)
AYLA DİKMEN
Anlamazdın
Sevilirken bilmedin mi?
Ben söylerken gülmedin mi?
Falımızda hasret var, ayrılık var demedim mi?
Anlamazdın anlamazdın,
Kadere de inanmazdın.
Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
Dilerim ki mutlu ol sevgilim,
Ben olmasam bile hayat gülsün sana.
Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda.
Kalbim bomboş kaldı sanma,
Acılar geçer zamanla.
Aşka tövbe demem ben,
Görürsün sevince yeniden.
Anlamazdın anlamazdın,
Kadere de inanmazdın.
Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
Dilerim ki mutlu ol sevgilim,
Ben olmasam bile hayat gülsün sana.
Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda
DİNLİYORUZ
http://www.youtube.com/watch?v=tTDsnAwiRnU
serseri bir kızın güncesinden kaçtım
kadınım! Arkama döndüm ve baktım
göğüslerimde emzirdiğim gençlik dirileşmiş
sütü kesilen asiliğim hayatla birleşmiş
Korkma! Dilimde bütün haylazlığım
büyüdüğümü sevişirken anlıyorum
yoksa inan hala sokakların oyun hırsızıyım
en berbat ayrılığın mektubunu da okudu yüreğim
ama bana sevda gerek
avuçlarımı öp, dudaklarından geçip gözlerine güleceğim
Her vedanın ardından nü bir sızı kalır geriye..ve her nü sızı şiire gebe bırakır yüreği..ve her aşk, nü sızının gerçeğidir..
"..şimdi ben,
kıvrımlarında sevda iniltileri taşıyan bir kısrak
şimdi sen,
avını iştahla yiyen bir kurt
böyle mi resmedilir aşk vedaların küspesinde
beni renklerinle giydir
nü bir sızı olacağım tuvalinde"..
..her sevda bir ayrılık, her ayrılık bir sevda barındırır içinde..ve her "nü sızı" kanamalı bir haykırıştır geleceğe...
"inandığım değerleri kaldırdım çeyiz sandığıma
sakladım, kenarlarını tığla ördüğüm umutların arasına
parmaklarımda naftalin kokusu
alışamadım unutulmaya"..
kim alışır ki unutulmaya..ya da kim sever unutulmayı..işte böyle zamanlarda, ayrılıkları bir evlat gibi bağrınıza basarken, bir daha asla sevilmek istemezsiniz..
"bana artık yasaktır öpüşmek
militan içgüdüsüyle kaçıyorum sevda sokaklarından
dudaklarında güzel vaatlerle,
beni vurmak isteyen adamlar var"...
..sonra an gelir, anılar vurur kapınızı, açmak istemesenizde kapı zorlanır ve girer içeriye..merhaba yoktur..sadece "geldim" diyen bir ses çınlatır duvarları..
"nerede yanlış yaptığımı itiraf etmedi aşk
ilam kağıtları birikmiş bir sevda duluyum
şarkıların sâkiliğini tek başıma yapıyorum,
rakı makamına göre kadehe doluyor
bilirsin işte, artık sevmek istemeyen kadınlık halleri
an geliyor,
kalbim kanatlanıp göğüs kafesine girmek istiyor desem,
semalarında süzülemeyecek kadar yaralıyım artık"
..işte böylesi anlarda devreye girer nü sızı..kanar ve yapışır bedene..adı üstünde, sızıdır ve çıplaktır..acıtır..işte böyle bir anda herşeyi boş verir, delirir, olmayan odalarını kiraya verirsin...
"üç oda bir salon yalnızlığımı kiraya vereceğim
heveslenme, senin için düşlerim başka
aklını başından alıp gezmeye götüreceğim"
bazen de kan bağı sitem girer devreye ve nü bir sızı bırakır yürekte...
"ne kadar uzaksın baba, ellerin de öyle
beni büyüttüğün şarkı gelinlik kız oldu
ben olamadım, üzülme"
...dersin ve üzülmez kimse...çünkü bilirsin, her nü sızı, şiire sarılır..ve her nü sızı, şiire gebe kalır...
"yar gidiyor
antik bir aşkın kalıntıları kalıyor sular altında
yasu, diye bağırıyor bir balıkçı
eyvallah çekiyor yan masadakiler
bir kadın derinden "samyotisa"yı söylüyor,
"s'agapo me agapi" diyor
bütün meyhanebaşını önüne eğiyor
kadın şarkı söylüyor
kadın ağlıyor
yâr gidiyor".....
yâr gider ve nü sızı her zaman titrer yürekte.....
"Nü Sızı"
Pelin Onay'ın ilk şiir kitabı
Zafer Cınbıl dan
dinliyoruz...
sevda yolları
http://www.youtube.com/watch?v=sihCurMvJkY
herkese iyi akşamlar..
sevgiyle kalın..
Ablacim ellerine saglik, bu program cok erken bitti
tabi diyeceksin ki rating yok
var da biz sesimizi cikartmiyoruz, senin ahengin bozulmasin diye :)
Kayacım bu radyo programı değildi güzel kardeşim benim..
sadece okurken şiire eşlik etsin diye idi..
yoksa biliyorum ben sizin sessizce de olsa dinlediğinizi...
kayacım birde bizim halil ve esma sultanı yazan mizah dolu kardeşimi içinden nereye yolladın sen ya..geçen gün arşiv çalışması yaparken aklıma gelmişti..sonra dosyalar karışınca unuttum söylemeyi..
biliyormusun
laf aramızda ben papatyam 'da Metin Akpınar 'ı seyrederken az biraz Halil Bey'i bulur gibiyim..
Yani şu mizahçı kaya kardeşimi çağırda bir gelsin..
çok özletti kendini çok..
Kankacigim yüregine saglik, paylastigin icin cok tesekkürler canim..
Uzun ve oldukca yorucu bir haftanin son is saatlerindeyim nihayet! Az sonra özgürüm!
Herkese sevgiler, selamlar ve sabirlar...
Ablacim o da seni hic kiramaz ama nedense son zamanlarda hic istegi yok. eski tadi ariyor ama bulamiyor malesef
sinavlari da yaklasti, biliyosun hala ögrenci :)
ama sayende diger tarafta toplamis oldugunuz eski hikayecikleri okudum dün aksam, cok hos seyler yazmisiz gercekten de. gecen yil bu zamanlar...
evet kayacım takım hakkındaki son haberleri alalım senden..gidenler gelenler rahat batanlar hepsini anlat bize.
ayrıca hava nasıl oralarda üşüyormusun demeden önce bu akşam ölürüm beni kimse tutamaz şarkısındaki o insanın içine umutsuzluk katan kötü kelimelerin orda ne işi var demeni anladığımı belirtirken bu akşam yemekte ne olduğu seni ilgilendirir tabi afiyet olsun ama bizimle paylaşmak isteyip istememen inan beni ilgilendiren bir konu derken, hayat ne garip dimi..
hem ayrıca caddebostanda bostan satan birinin bu kış kıyamette nekadar üşüyeceği konusunda fikrin olmadı kanaatindeyim demiyorum diyemem içim elvermez benimkisi laf olsun..)))
hehehe
başkanım dikkat edin sizde üşütmeyin :))
anliyorum baskanim
kapi ilerde sagda, annen yemegi yapmis
ne oluyor ya:))
hava soğuk klima bozuk...soğuk üflüyor sıcağa bana ne diyor, bende açtım soğuğu sonuna kadar,ters giden bişeler var ama anlamadım gitti:))
kayacım hani sana bi film izletmiştim
şimdi yoklama yapıcam hazırsın demi:))
kaya
kaya
kaya
kaya
kaya
kaya
burda
ama digerlerine karismam
hepinize iyi akşamlar
iyi akşamlar dostlar
sevgiyle sağlıkla kalın
yarın görüşebilmek umudu ve hevesiyle
cümleten iyi aksamlar
Günaydınlar
iyi hafta sonları
hepimize kolay gelsin
Merhabalar
Bu cumartesi sabahi neden bu kadar sessiz acaba
Kankam gelmemiş,başkan gelmemiş normal sessiz olması :)
Bir bayan kendisine bu denli haksizlik edebilir mi ya :)
eder eder :))
hakikaten sessiz bir ortam
AHİRETTE 2 KADIN
- Selam, benim adım Wanda .
- Selam, benimki de Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve
uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş
üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına
televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya
baş ladım. Çatıyı, yatakların altını her yeri aradım fakat bulamadım. Ararken aşırı yorulmuşum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Ah be güzelim bir de derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık.
Kardeşim,
Formundasın...
Hosgeldin abicim ya
Sen olmayinca hic tadi yok buralarin
hava da soguk
offf layasi geliyo adamin
Kankacım hoşgeldin
Kaya ellerine sağlık :)
ben hep buradayım yaa...
hani ne demiş ozan,
gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür...
bazen yazamıyorum iki kolum da havada beklemek durumundayım,
birisi eller yukarı dedi gitti.
pazartesinden önce indirmemem gerekiyormuş
ben de burnumla yazmaya çalışıyorum çok eziyetli oluyor.
burnum morardı yaa...
işin zormuş kankacım
kolay gelsin sana :)
hepinize iyi pazarlar
kendinize iyi bakın
iyi tatiller olsun ve de iyi akşamlar...
Allah Rahatlık Versin...
Hayirli aksamlar
Merhaba;
iyi pazarlar herkese...
iyi pazarlar
iyi tatiller
iyi akşamlar...
Allah rahatlık versin...
۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۞۩۩
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓
▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓
▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓
▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓
▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓
▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓
▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓▒▒▓
▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▓▓▒▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓
Hayirli geceler
۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۩۞۩۞۩۩
sevgili kayac kardeşim..
Bu güzel çalışman için teşekkürler..
bende bayramızın altına bu şiiri yolluyorum.
BAYRAK ALTINDA
Bu gün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan,
Uzanıp yatsak da çardak altında,
Boruyu çalınca yarın borazan,
Hemen toplanırız bayrak altında.
Bizi hiç tasalı görmez bu yerler;
Yiğitler, ölürken bile gülerler,
Yeter ki yaşayan er oğlu erler,
Bizi çiğnetmesin ayak altında.
Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça,
Gözlerde zaferin nuru yandıkça;
Üstünde bu bayrak dalgalandıkça,
Gönlümüz rahattır toprak altında...
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
BBO AİLESİNE
GÜNAYDIN..
Hassas Terazi
Ben nerde a dediysem
orda a
önümde ibresi sağa sola
kımıldayan terazi.
Az uzağınıza gittiysem
böyle daha iyi göresiz
bir hafif yankı denizler ötede
ses eder siz.
Hep kendim için mi bazı şeyleri
gizlediysem bilmeseniz
başka dünyalarda a vardı
görülür hesabı ben/de a dediysem.
Behçet Necatigil
yüreklerimizin
terazisinin
ayarı hassas mı?
herkes bir yüreklerine baksın..
Hepimiz için iyi bir hafta olması dileğiyle..
iyi çalışmalar...
iyi günler...
sevgilerimle..
yeni bir hafta, yeni bir gün ve yeni başlangıçlar...
her işimizin rast gitmesi dileğiyle
GÜNAYDIN...
Kayacım yüreğine sağlık...
Gece lambasına teşekkürler...
günaydın dostlar
günaydın dünya
günaydın küçük yeşil marslılar
günaydın amacı kötü uzaylılar.
günaydın kuşlar böcekler,tüm canlılar
günaydın...
yepyeni , tertemiz bir haftaya bismillah dedik hep beraber..
keyif ve neşenin eksik olmadığı,bereketin bol olduğu günlere merhaba dedik inşallah..
çalışanlar kolay gele, evdekiler lütfen bozmayın rahatınızı aynen devam..
Günaydınlar
internetim geldi ve bende geldim :)
güzel bir gün bizlerin olsun
hepimize kolay gelsin
Günaydin demek icin biraz geciktim, herkese gönülden bir merhaba!
Ben de güzel dileklerinize katiliyor hepimize güzel bir gün diliyorum...
Allah kolaylik versin!
"Minibüsten Aşağı Tükürmek"
Barbaros bulvarında olmuş bir olay...
Arkadaşlarla öyle Barbaros bulvarında yürüyorduk. Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti. Biz 'Freni patladı' filan demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi.
Hemen koştuk, yardım edelim diye.
Minibüse ulaştığımızda manzara şuydu: Yolcuların kiminin kaşı açılmıs, kiminin dudağı patlamış... Dağılmış vaziyetteler yani.
Ama bir tuhaflık var. Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaşlar gelecek şekilde gülüyorlar.
Biz ne yapacağımızı şaşırdık.
'Ne oldu?' diye sorduk.Bir iki tanesi, güçlükle
'Şoför, şoför...'
diyebiliyor ama yine gülmeye başlıyorlar. Bu sarsıcı manzaranın aslını öğrenebilmek için 2-3 dakika geçmesi gerekti.
Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş.Hani, bizim şoförlere özgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardir ya.
Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürt aşağı düşmüş.Minibüs de kontrolden çıkıp direğe bindirmiş.."
Alıntı
"Babadan Dursun'a Mektup"
Uy sevgili uşağum Dursun,
Allah'ın selamı üstine olsin...
Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun ! Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum. Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde. Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum. Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum. Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazaniyormuş öyle dedi. Bizim köye findukçularin Temel'i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur.. Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş. Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, “Uy uşağum ne edeysun orada ?” demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş. Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş. Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun!
Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum..
Baki Hudaya emanet ol.
Baban
Not: Mektupa para koyacaktum, ama geç aklima celdi, zarfi kapatmişum !
Bilgisayarın Cinsiyeti
Amerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış...
Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."
Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç...."
hehehe eylemcim sağolasın,iyi geldi..
hey Allahım ya,
millet radyoda fal baktırıyor, aşmış insanoğlu kendini..
ne demiş şair ?
daha dün annemizin kollarında yaşarken,çiçekli bahçemizin yollarında koşarken...misali
geçmiş yaşandı gitti,iyisiyle kötüsüyle..
gelecek henüz yaşanmadı,dert etmeye gerek yok...
mühim olan şimdi,kıymetini bil yaşadığın anın..
saplanıp kalma geçmişe kaybedersin geleceği,fazla umutlanma gelecekten harcarsın bugününü...
yapman gereken çok basit şükret şuan aldığın nefese...
................
kısaca salla gitsin herşeyi,hayat kısa yaşamana bak.))
bakın teraziler işiniz zor...satürn geçiş yapıyormuş,altüst edecekmiş herşeyi,falcı öyle dedi:))
bu arada ben teraziyim ya bu beni alakadar ediyor:))
ya bu yeni burç sistemi doğrumuymuş...o zaman benim burcum değişiyor ya , olmazki bu yapılmazki,niye oynuyorsunuz burçlarla..
aha
merkürün hareketleri nedeniyle bilgisayarlarda arıza olacakmış durup duruken...çalışmalarınızı yedekleyin diyor..
ayrıca bu yıl sevgililerin ayrılma zamanıymışşşş
falcı öyle dedi:)))
bu kadar gevezelik yeteri,konuşma yasağı koyuyorum, bu ne ya sabahtan beri susmadınız:))
Gurbetten dostlara selam olsun
Allah nesenizi bozmasin
Amin kaya
başkanım arada böyle çok sesli oluyoruz normaldir
yasak koymayın yazık :))
Mavigun ablacigim, dün gece (ya da sabaha karsi) yazmis oldugun siir cok süper durmus bayragimizin altinda
Ellerine saglik
Baskanim konusma yasagini delmenin cezasi nedir, ya da böyle bir ceza var midir? Varsa kaca ayrilir? Ya da sevenleri ayirmamak mi lazimdir?
Tesekkürler
http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=2813&no=1
bu memleket sevilmez mi yav?
yukaridaki link siddetle önerilir :))
http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=2811&no=1
Dünyanin en süper isi. Basvurular 22 subata kadar
ayrica "İşe alınan kişi kira vermeden 80 m yüksekliğindeki bir yamaca inşa edilmiş olan ve eylül aylarında kambur balinaların göç ettikleri gök mavisi bir koya bakan 5 milyon dolarlık bir villada kalacak."
basvurmayi cidden düsündüm yav, napsam acaba ?
şiddetle sabah bakılacaktır kaya :)
şimdi gitme zamanı
hepinize iyi akşamlar
iyi aksamlar
TÜM BBO AİLESİNE GÜNAYDINLAR..
SELAM
Günaydın dostlarım
Amasya’dakiler, İstanbul’dakiler,
Düşünen başlar, yaratan eller.
Asya’da, Afrika’da, Avrupa’da
Dünyamızı güzelleştiren kollar.
Özgürlük, iyilik isteyen yürekler,
Dünyanın herhangi bir yerinde
Çile çeken, ter döken
İnsanlar için, yurt için
Kinle yumruk sıkan,
Özgenlik için savaşanlar.
Doğmuş, doğacak güneş çocukları,
Düşünüp sevdiklerim görmeden.
Prevert’in Barbara’sı,
Gauguin’inkiler, Matisse’inkiler,
Özgür çingeneler, adını yazmadıklarım,
Topunuza candan selâm!
Oğuz Tansel ( 1915 - 1994 )
İYİ ÇALIŞMALAR..
HEPİMİZE İYİ BİR GÜN OLSUN..
ŞAİRİMİZE UYARAK..
HEPİNİZE
SELAM CANLAR..
Günaydınlar
güzel bir gün geçirebilmek dileğiyle
hepimize kolay gelsin
Mavigün ablacım ellerine sağlık
çayı demliyorum hadi gelin içelim
herkese günaydınlar diliyorum...
Kankacım günaydın,iyi işler...
sen eskiden bu kadar cimri değildin?
ara sıra kahvaltıya çağırırdın?
tasarruf tedbirleri seni de mi vurdu ki kuru bir çaya davet ediyorsun...
neyse bunu da bulamayanlar var.buna da şükür...
gelirken simit poğaça bişiler alırım ben...
maydanoz var mı? gelirken alayım mı?
Günaydin, günaydin...
Biriniz cay demledi, digeriniz maydonoz mu dedi? Hemen geliyorum!:)
Dünyaya gönderilen selam yerini buldu, bize kadar geldi. Günaydin Kankam, günaydin Dünya...
Hepimiz icin güzel bir gün olsun bu baslayan sali! Zorluklar kolay gelsin, engeller asilsin, yüzler gülsün...
Kankacım
bana cimri dedin ha
hiç sormuyorsun ki evde yiyecek var mı
ayın sonu gelmiş
(bana göre tabi ayın 15inde maaş alınca)
dolap tımtıkır ,yiyecek birşey kalmamış
baktım sende kahvaltıya gelin demiyorsun kaçgündür
(bu durumda asıl cimri sen oluyorsun)
bende çaya davet ettim
15'inden sonra kahvaltıya beklerim
valla olmaz bu sabah kahvaltı malzemeleri benden, eylemcim sen çayı demle yeter..
pide,simit,börek,çörek,peynir domates,zeytin...Allah ne verdiyse bi harman yaptırdım, birazdan ordayım..
bu arada farkettim ki, günaydın dememişim..
günaydın dostlar
günaydın dünya
günaydın küçük yeşil marslılar
günaydın kötü niyetli istilacı uzaylılar
Başkanım;
Şikayetim var...
Pardon önce günayın ve hayırlı işler...
Başkanım, bu .... tv.de yemekteyiz diye bir program var.
bütün Türkiye ipnotize olmuş gibi bu programı izliyor.
evde her akşam muhtelif ebatta tartışmalar yaşanıyor,ve ben bazen mağlup olarak bu yemek yarışmasını seyretmek zorunda kalıyorum.
Bu nedir yaaa,
Bunlar nasıl insanlardır...
Bu toplum nereye gidiyor?
Kestane kebap acele cevap...
Büyük şirketlerden birinin patronu, bilgisayar sistemleriyle ilgili
önemli bir arızanın acilen giderilmesi için bilgisayar mühendislerinden
birinin evine telefon etmesi gerekir. Adamın evine telefon eder ve karşı taraftan fısıldayan bir çocuk telefonu açar:
- Alo...
Bu kadar önemli bir konuyu bir çocukla konuşmak istemeyen patron sorar:
- Baban evde mi?
Çocuk fısıldayarak yanıt verir:
- Evet...
Patron sorar:
- Onunla konuşabilir miyim?
Çocuk fısıldayarak yanıt verir:
- Hayır...
Patron şaşırarak:
- Peki annen evde mi?
Çocuk fısıldayarak:
- Evet...
Patron sabırla devam eder:
- Peki onunla konuşabilir miyim?
Çocuk yine fısıldayarak:
- Hayır...
Patron çocuğun yanıtları karşısında şaşırır ve en iyisinin bir büyükle konuşmak olacağını düşünerek sorar:
- Orada başka kimse var mı?
Çocuk fısıldayarak:
- Evet... Bir polis memuru var...
Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi olduğuna anlam veremeyen adam sorar:
- Memur beyle konuşabilir miyim?
- Hayır... Şu anda meşgul...
İyice meraklanan patron:
- Neyle meşgul?
Çocuk fısıldayarak yanıtlar:
- Annem, babam ve itfaiyeci amcalarla konuşuyor...
Meraklanan ve endişelenen patron, telefondan gittikçe artan bir gürültü duyar ve sorar:
- Peki bu ses de ne?
- Bir helikopter...
Panikleyen patron:
- Neler oluyor orada?
Çocuk hala fısıldayarak:
- Arama kurtarma timi geldi...
Patron endişeli ve neler olduğunu bilmemenin kızgınlığı içinde:
- İyi de neyi arıyorlar?
Küçük çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak yanıt verir:
- BENİ...
no name üzgünüm ama çilen daha da artacak, neden dersen şöle izah edeyim, iki kanal daha söylediğin tarzda yemek programı yapacakmış
fox tv de ve star tv de başlayacakmış...geçen reklamlarında gördüm
bu da demek oluyorki : hepimiz yakında yemek uzamanı olacağız:))
tabi ben seyretmeyeceğim..seyredenlere iyi keyifler:)
sözlerine katılıyorum no name ama ülkemizdeki tv anlayışını hala çözebilmiş değilim...insanlarımızı birlik beraberliğe sokacak, sıcaklığı ve samimiyeti arttıracak programlar yapmak yerine birbirine düşürecek şeyler yapıyorlar...kısaca anlamıyorum ve anlayamayacağımda
İstanbul
Laz alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "İstanbul'dayım" yazmış ve her kapı çaldığında tavan arasına kaçıyormuş. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez büyük bir gürültü ile kapı kırılmış ve eve giren birkaç kişi lazın eşyalarını dışarı taşımaya başlamışlar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz:
- Ulan şimdi İstanbul'da olmasam size gösterirdim.
Orta 2. Sınıf
İngilizce sınavı...
Soru:What is your mother's telephone number?
Cevap:Annemin telefonunu veremem
Sosyal Sınavı...
Soru:Selçuklu Devleti'nin kurucusu kimdir?
Cevap:İmparator 1. Selçuk
Din kültürü sınavı...
Soru:Akıl ile ilgili bir hadis-i şerif yazınız
Cevap:Akıllı ol- canımı ye...
Sosyal sınavı...
Soru:Kazım Karabekir kimdir?
Cevap:Kazım Karabekir askerdir. Mustafa Paşa'nın en yakın arkadaşıdır. Londros- Mondros ve Sivas kongrelerine katılmıştır.
Türkçe Sınavı...
Soru: "Dağ başını ...... almış- gümüş dere durmaz akar" cümlesindeki noktalı yere ne yazılmalıdır
Cevap:Babam.
Konu: Aydınlatma Çağı
Soru:Ütopya'nın yazarı kimdir?
Beklenen Cevap:Thomas More.
Cevap:Fatih Sultan Mehmet.
Başka bir cevap: Mona Lisa.
İlkokul 2. sınıf
Soru:Maki nedir?
Cevap: Akdeniz'de yaşayan kısa boylu cüceler.
Soru:Noktalı yeri tamamlayınız
"Ebu Suud yazdığı bütün eserleri ........ adlı kitapta toplamıştır"
Cevap:The best of Ebu Suud
Soru: Hz. x'in tıp bilimi hakkında çıkardığı kitabın adı nedir?
Cevap: Tubitak-ul-tıbbül-mecit
İlkokul 3'de müfettiş soruyor:İsa kimdir?
Cevap:Geçen sene bizim sınıftaydı- artık gelmiyo.
İlkokul 4'de
Bilgisayar sınavı...
Soru:Microsoft Word programını nasıl çalıştırırsınız? Adım adım açıklayınız.
Cevap:Başlat'a tıklanır- gerisi kolaydır.
Türk Dil sınavında...
Soru:Yazara göre toplum içindeki davranışlarımın nasıl olmalıdır? Yazar nelere dikkat edilmesini öneriyor?
Cevap: Yazar diyor ki; nerde nasıl davrancağımızı bilmeliyiz. Oturmasını- kalkmasını bilmeliyiz. Yırtık dondan çıkar gibi her lafa atlamamalıyız.
Milli Güvenlik sınavında:
Soru:Rütbeleri artan sıralamada yazınız.
Cevap:Yüzbaşı- binbaşı-albaşı-yarbaşı
Soru:İsmet İnönü'nün Batı Cephesi'ne bakışı nasıldı- açıklayınız.
Cevap:200 metreden dürbünle..
Kanka coşmuşsun
durduran da olmamış
durma devam et :)
Başkanım,
şaka gibi nediyorsun sen iki kanalda daha öyle program mı başlayacak vay halimize
ben bir defa misafirin hatırına açıp izlemiştim işkence o program yav :)
Merhabalar
Is yok, güc yok. Ona ragmen nasil bu kadar yogun bir gün geciriyorum anlamadim.
Kiyamet yaklasiyor...
Anlaşıldı başkan konuşma yasağı koymuş yine :))
yasağı bozan biri gelmiş
hoşgeldin Kaya
yoğunlukta kolay gelsin sana
Hosbuldum Eylem. tesekkürler
Benim yine gitmem gerek
Kendinize iyi bakin
iyi aksamlar
iyi akşamlar,mutlu yarınlar
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
görüşmek üzere
güle güle Eylemcim...
Herkese iyi paydoslar, iyi dinlenmeler, iyi aksamlar...
E, bu aksam "Papatyam" var, iyi seyirler, iyi eglenceler... :)
Herkese iyi akşamlar ve Allah rahatlık versin...
YOL ARKADAŞLARI BİRBİRİNİN
RAKİBİ OLAMAZ...
Sana dokununca, kirletilmiş ve tutsak alınmış bir toprağa dokunur gibi oluyorum. Can çekişen ve soğuyan bir tarihe dokunur gibi... Bedenin ıssız ve kaygan. Terk edilmişsin, çaresizsin, ama yine de elini uzatmıyorsun kimseye, kimseden yardım istemiyorsun. İçine, benliğine kolay kolay girilemez artık senin. Kapıların kapalı. Biri muhtaç olsa, barınacak yer bulamaz sende...
Sen sende sığıntısın, kimi saklayabilirsin ki derinliklerinde...
İşgalcilere hemen hiç direnmeden teslim olmuş, korkak, basiretsiz, silik halklar gibisin.
Kukla devletler gibi... Dışarıda sürüp giden hayatı nasıl etkileyebilirsin ki artık...
İçindeki zayıflık, hiç karşı koymadan dışarıdaki kötülüklerin, zorbalık ve çelişkilerin biçimini almış. Birazcık soluklanmak için kendinden değil, içindeki işgalciden izin alıyorsun artık...
Bir dostun sana haksızlık ettiğinde, üzülecek yerde garip bir rahatlık duyuyorsun. Çünkü sana haksızlık etmeyip sevgini isteyince ne yapacağını bilemiyordun. Hem sen kendine sığıntısın, onu konuk edemezsin ki işgal edilmiş benliğine...Sen işgal edilmiş ve teslim olduğun için mahcup bir kinle, sömürü yasalarının sürmesini istiyorsun... Bedenleri ve ruhları tüketen geleneklerin, öldürücü tabuların, yasakların gücü eksilmesin istiyorsun, bu yüzden... Sürsün ki kimse kendisiyle baş başa kalmasın istiyorsun. Daha da hızlı dönsün çarklar... Her şey hızla tükensin; tükensin ki yüzleşmeye vaktin olmasın, içindeki teslimiyetle, utançla... Kimse kimseye bu yenilgiyi hatırlatmasın... Cehennemde yaşasan da cehennemden söz etmek yasak olsun; bir hayalet gibi sürdürsen de varlığını, kimse söz etmesin istiyorsun hayaletlerin varlığından... Bir zamanlar içini ısıtan sevgin, şimdi yolları karla kaplı, unutulmuş, kaybolmuş dağ köyleri gibi, uzakta...
İçine aldığın, direnmeden teslim olduğun işgalci güçlerin, kötülüklerin yolları ise alabildiğine açık, verimli, gün ortasında... Tutsaklığınla, yabancılığınla, korkaklığınla, her an, her dakika berabersin... İçinden makine tıkırtıları geliyor... Paraları ve eşyaları sayan aletlerin tıkırtıları... Her şeyi ölçüp toplayan göstergelerin, her an çalmaya hazır alarmların, sinyallerin dijital sesleri geliyor... Duyuyorum: içine biri yaklaştığında ilk bulduğu mağaraya, gizli bir köşeye sığınmak için koşuşan engellenmiş kaçakların, ürkek, bastırılmış çığlıkları geliyor içinden. Mağaralarına saklanmadan önce içindeki her biri başka başka zamanlara ait, başka başka insanların açtığı, farklı derinlikteki yaralarını, hep aynı, kaba ve duygusuz bir örtüyle örtmeye çalışıyorlar sinsi bir telaşla... Yaraların bu örtünün altında soluksuz kalıyor, boğuluyor, kokuşuyor... Uğradığın haksızlıklar, seni sen yapan acılar, şimdi içindeki kötülüğün ayakları altında... Yaralarım başka insanların yaralarıyla tanıştırmadığın, kardeş kılmadığın için, merhametin, iyiliğin, paylaşımın olacakken nefretin, acımasızlığın oluyorlar... Yaralarını aynı, kaba ve duygusuz örtünün altında sakladığın için seni özgürleştirmiyor, tam aksine, seni tutsak alan içindeki kötülüğü kışkırtıyorlar... İçindeki göstergelerin, aletlerin tıkırtısı, yaralarının iniltilerini çoktandır boğuyor... Yine de bir türlü, unutamıyorsun kendini. Bir türlü, bildiklerini silemiyorsun zihninden... Bildiklerin, unutamadıkların, hissettiklerin için mutsuz olduğunu sanıyorsun...
Mutsuz olmamak için de basit zevklere alıştırıyorsun kendini, kolay etkilenmek, yönlendirilmek, hazır ve egemen mutlulukların içinde sana acı veren her şeyi, kendinle beraber yok etmek istiyorsun ama yine de kendini unutamıyorsun.
Bu yüzden, seni tutsak alan işgalcilere, zorbalığa, kötülük güçlerine ve onlara direnmeden teslim olan korkaklığına değil, duygularına, bildiklerine, seni sana hatırlatan belleğine lanet ediyor, derin bir öfke duyuyorsun...
Oysa içindeki sevgine, o yolları karla kaplanmış o uzak dağ köyleri gibi kaybolmuş sevgine, onlar olmadan ulaşamazsın...
Sana asla, rakip olmadan ve gözlerimin en çıplak haliyle yüreğine dokunuyorum... Çünkü seni anlatırken kendimi hatırladım. Senin esaretin, yenilgin, kaçışların, benimkilere ışık tuttu. Seni gözlerken, kendime yakalandım... Hem, ben, sana nasıl rakip olabilirim ki... Çünkü o yolları karla kaplı dağ köyüne, o kaybolmuş sevgine doğru, beraber yolculuğa çıkacağız...
Yol arkadaşları birbirine rakip olamaz, çünkü biliyorum senin yollarını kaybettiğin sevginde, bana ait birçok anlam ve cesaret saklı...
Hissediyorum...
Kaybolmuş sevginde, benim de kaybolmuş sevgim var...
Cezmi Ersöz
4X4 DEN
http://www.youtube.com/watch?v=szOvEbGxuZ0
BAZEN
Bazen Tutulursun Hayatta Tüm Kollarınla
Bazen Yığılırsın Aniden
Bazen Yapayalnız Kalırsın Koca Dünyada
Bazen Sıkılırsın Hayattan
Bir gün Gelir Tükenirsen
O Gün Gelir Bağırırsan
Kimse Duymaz Duymaz.
.....
belki de
kardeşin bile
duymaz
FAKAT
EL OĞLU DUYAR...
KARDEŞİN DUYMAZ
Susarlar sesini bogmak isterler
Yarimdir kiriktir sirça yüregin
Çiglik çigliga yari geceler
Kardesin duymaz eloglu duyar
Çogalir engeller yürür gidersin
Yüregin tasiyip götürür seni
Nice selden sonra kumdan ötede
Kardesin duymaz eloglu duyar
Yikilma bunlari gördügün zaman
Umudu kesip de incinme sakin
Aç yüregini bir merhabaya
Kardesin duymaz Eloğlu duyar
http://www.youtube.com/watch?v=71
ZUSh5WOG0
NEYMİŞ
UMUTSUZLUK YOKMUŞ..
TÜM BBO AİLESİNE
İYİ GECELER...
GÜZEL DÜŞLERİNİZ OLSUN..
Anladin Mi?
Hicran destanini kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkin Leyla'sini gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.
Yüz bin Leyla dogar alemde her gün,
Senin aradigin zevk, sefa dügün.
Tutacagin işi önceden düşün;
Daha ilk adimda nedamet etme.
Sevdanin oduna pek güvenilmez,
Tutuşurşan eger kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canina kiymazsan seyahat etme.
Iyi bak kabina, olmasin delik,
Boşuna taşirsin ,gider gündelik.
Aninda olmali, ettigin iyilik,
Alem duysun diye, inayet etme.
Kabe'den maksadin varmaktir yara,
Kör gibi tapinma, kara duvara,
Hizir'i ararsan kendinde ara,
Bulamadim gibi rezalet etme.
Muhabbet herkesin aklini çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hiyanet etme.
Şen şatir gönlüne hicran dolmasin,
Gençligin gülşeni gamla solmasin.
Neyzen gibi aklin yarda olmasin,
Özründen çok büyük kabahat etme.
Neyzen Tevfik
Geçer
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer,
Ram karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
Gece gündüz yok olur an-ı dem adem de geçer.
Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi,
Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi?
İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi ?
Çevrilir dest-i kaderle bu şu'unun filimi,
Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer.
İbret aldın okudunsa şu yaman dünyadan,
Nefsini kurtara gör masyad-ı mafihadan,
Niyyet-i hilkatı bu aşk-ı cihan aradan,
Önü yokdan, sonu yokdan bu kuru da'vadadan,
Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer.
Ne şeriat, ne tariykat, ne hakiykat, ne türe,
Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre,
Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre!
Ma'rifet mahkemesinde verilen hükme göre,
Cennet iflas eder, efsane-i Adem de geçer.
Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne,
Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne.
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne .
Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne,
Hak olur pir-i mungan, sohbet-i hemdem de geçer
Sözlük :
Ram : Boyun eğen,itaat eden
Hande-i hurrem : Şen gülüşler
Devr-i şadi : Memnunluk, sevinçlilik devri
Gussa-i matem : Matemin kederi
An-ı dem adem : İnsanın soluk alma anı
Tecelli-i hayat : Hayatın talihi ( veya cilvesi)
Saz-ı kaza : Mealen : kaderin sazı
Dest-i kader : Kaderin eliyle (yardımıyla)
Şu'un : Olaylar ( "olup biten " )
Gulgule-i Cem : "Cem" özel isim olarak yazıldığından Hz. Sülayman'ın lakabı olarak alınır (Aynı zamanda Büyük İskender'in de lakabıdır) ve çeviri "Hz. Süleyman'ın sesi" olarak yapılabilir.
Niyyet-i hilkat : Yaradılışın amacı
Aşk-ı cihan : Dünya aşkı
Ara : Mıntıka bölge
Gayret-i gufran : Affetme, merhamet etme niyeti
Türe : Hak hukuk adalet
Efsane-i Adem : Hz. Adem efsanesi
Avalim : Dünyalar
Bedyi' :Güzellikler
Cehlinin : Cehaletinin
Pir olmak : Yaşlanmak,ihtiyar olmak
Sakiy-i gül çehre : Gül sunan çehre(yüz).
Hak : Toprak
Pir-i mugan : Meyhaneci
Sohbet-i hemdem : Canciğer arkadaş sohbeti(Muhabbeti)
Neyzen Tevfik
GÜNAYDIN DOSTLAR
USTAMIZIN DEDİĞİ ÜZERE
ANLADINIZ MI ?
BU DA GEÇER...
GÜNÜMÜZ AYDINLIK OLSUN..
KARANLIKLARA..İNAT..
UMUDUMUZ YÜREĞİMİZDE
HER GÜN BİR GÜL GİBİ AÇSIN...
KOPARANLARA İNAT...
ANLADINIZ SİZ ONU...
BU DA GEÇER...
TÜM BBO AİLESİNE İYİ SABAHLAR..
SABAHINIZA
GÜZEL BİR ÇAY/KAHVE EŞLİK ETSİN
BİRDE KOCAMAN GÜLÜMSEME..
ŞEKER NİYETİNE
İNAT İÇİN...
500 :)
Günaydınlar
gününüz aydın neşeniz bol olsun
Mavigün ablacım ellerin yüreğin dert görmesin
çay ve kahve içinde teşekkürler
gülümsemeler eşliğinde
hepimize kolay gelsin
Günaydin Eylemcim, günaydin canlar...
Kankacigim yine bize gönül güzellikleri sunmus, umutlari eklemis, neseyle süslemis, ruh sagligimizi saglamlastirmissin, binlerce tesekkür canim...
Kolay gelsin hayat, güzel baslayan günümüz güzel devam etsin insallah...
Merhaba ve günaydınlar...
güzel bir gün yaşama dileğiyle...
gece lambasına teşekkürler...
günaydın dostlar
günaydın dünya
neşeniz yerinde keyfiniz bol işleriniz bereketli olsun
umarım güzel bir güne merhaba dedik hep birlikte..
http://www.takvim.com.tr/yalcin.html
http://www.takvim.com.tr/tahmaz.html
http://www18.gazetevatan.com/fotogaleri/resim.asp?kat=7266&page_number=1
http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Memo_abartti&Newsid=218074
................
4 tane gazeteye baktım, ancak bu kadarcık başlık bulabildim bizleri üzmeyecek..
kalan haberleri tahmin ediyorsunuzdur...şiddet vahşet kan alavere dalavere magazin...
zengin hergeçen gün zenginliğini katlıyor,fakir hergün biraz daha fakirleşiyor...işte insanların adaleti..
biyerlerde bir dünya kardeşim şuan açlıktan öldü
biyerlerde bir dünya kardeşim şuan şiddete kurban gitti
biyerlerde bir dünya kardeşimin şuan hakkı gasp edildi
biyerlerde bir dünya kardeşim yine haksızlığa uğradı..
daha sayayım mı ?
hayat her yeni günde insanlara yeni umutlarla merhaba derken insanlar her yeni güne acıyla uyanıyor..
ağırlaşan hayat şartlarında ufacık tesellilerle avunmaya çalışıyoruz
see see ses deneme...
nasıl da yankı yapıyor bomboş sitede...
kimse yok muuu...
muuu...
muu...
akşam papatyam güzeldi...
ben sevdim...
reytingide fena değil.
geçen hafta 10. idi bu hafta 9.u olmuş...
sabahtan beridir de hava kapalı, ne yağıyor ne açıyor.
sıkıcı...
sıkıcı.
neyse Allah başka keder vermesin...
merhabalar
amin abicim, burasi da pek soguk hem de karanlik. insanin ici SIKILIYOr
baskanim, hosgeldin gercek dünyaya
TÜM BBO AİLESİNE
TARİHE NOT DÜŞÜRMEK İÇİN YAZILMIŞTIR..
BBO ailesinin dostluğu devam etse de birlikte olmanın verdiği keyifin son bulduğunu görüyorum..
Bunu anlamıyor da değilim aslında dizimizin bitmesi gündelik hayatta var olmaması onu yaşamsal olarak da yok olmaya itmiştir.
Birlikte keyif almaktan yorgun düşmüş bir halimiz var..
Evet dünyada ülkemizide etkileyen yaşanan bir savaş,bir kriz ve ülkemizde bir ergonokon gibi derin konularımız var..hayatın öncelikleri her gün acımasızca değiştiğinin de farkındayım.
Bu sessizlikleri anlamaya devam edecektim ama oynayan dizilere baktığımda örneğin bizden olan Papatyam dizisinin yorumlarına baktığımda ise Oralara yapılan yorumlarda yeni bir keyfi sezdim..
Yaşanan dinamik bir keyif..
Bu yüzdende bu sessizliğin bir paylaşım olduğunu bana kimse söylemesin inandırıcı olmaz..
Açıkçası dostlar..
Biz birlikte keyif almayı mı unuttuk..
Paylaştığımız dizinin ardında ki uzatmaları oynuyor gibiyiz..
BU SESSİZLİK..neyin habercisi..
Dizimiz devam etseydi samimi olun
Aynı dünya da aynı ülkede yaşamanıza rağmen böyle mi olacaktı..
Heyecanla yorumlar yazacaktık..
Herkes kendine bir dönüp sorsun..
Neden keyifli günlerimizi kaybettik…
Ve bu günleri bulamayacak mıyız?.
O zaman bence teker teker yok olmaktansa..
Sessizliğin adını koyalım ve diyelim ki..
Bu iş buraya kadarmış..
Kendimizi kandırmadan..
Dizimizin mezarına çiçek bırakıp..
Tekrar hayata dönelim..
Ve..
Papatyam dizisini sevdikse..
Orada tekrar doğalım..
Yoksa burada ki…
Sessizlik…
Yaşamdan kopmak
Gibi gelmeye
Başladı..
Artık insanı sıkıyor…
Yazası gelmiyor…
Yazım yanlış anlaşılmasın..
Bir kararım yok..
Hep hissettiklerimi yazdım sizlere..
Bu gün nedense böyle hissettim..
Bir şeyleri bitmemesi adına belki
Bitmesini kabul etmek en güzeli gibi geldi..
Beni bu hissiyatımı değiştirecek her şey kabulümdür..
Beklide bütün kabahat gri bir gökyüzündedir..
Sevgilerimle..
ESKİDEN
Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden, silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur
Saatli maarif okunurdu
Komşuda pişen, bize de düşer
Bizde pişen komşuya düşerdi
Geceler ayaz, sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu
Turşu, salça, mantı evde yapılır
Karpuz kuyuda soğutulurdu
Erik ağacının çiçeği pencere amımıza yaslanır
Güz yaprakları bahçemize düşerdi
Kardan adam yapılır, evlerde soba yakılır
Kış gecelerinde masal anlatılırdı
Merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi
Evler badanalı, sokaklar lambasız
Mahalleler bekçili olurdu
Ajans radyodan dinlenir
Çizgili roman okunur
Defterlere kenar süsü yapılırdı
Hayat, arkası yarın gibiydi
Kesintisizdi
Her gün yaşanacak bir şey vardı
Herkes kendi düşünü kurar
Kendi hayatını oynardı
Şimdi
Hayat tek perdelik bir oyun
Stand-up bir yalnızlık gibi
Şimdi
Herkes
Yoğun
Yorgun
Ve
Tek başına
Can DÜNDAR
VE
ESKİDENDİ ESKİDEN
Hani erken inerdi karanlık
Hani yağmur yağardı inceden
Hani okuldan, işten dönerken
Işıklar yanardı evlerde
Hani ay herkese gülümserken
Mevsimler kimseyi dinlemezken
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden
Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi
Gitmiyor üzerimizden
Geçen geçti
Geçen geçti
Hadi geceyi söndür kalbim
Şimdi uykusuzluk vakti
Gençlik de geceler gibi eskidendi
MURATHAN MUNGAN
VE SEZEN AKSU DAN
DİNİYORUZ..
http://www.youtube.com/watch?v=aid90p_eMFo
BU KADAR ÇABUK MU ESKİDİK BİZDE..
..........BBO AİLESİ..........
Ablacigim cok güzel tarif etmissin icinde bulundugumuz durumu. Herkes de ayni seyi düsünüyor sanirim.
Gecen yil bu zamanlar ne idik, simdi ne olduk, ömrümüz varsa gelecek yil bu zamanlar ne olacagiz...
Ama birbirimizden keyif almayi birakmadik bence, herseye ragmen biz birbirimizi cok seviyoruz. Sohbet etmemiz icin de illa ki bir dizinin gelecek bölümünde neler olacagini tahmin etmemiz gerekmiyor.
Belki de haklisin, gri gökyüzü sucludur...
Canım ablam
bana göre devam etmeli
böyle günler oldu
daha sessiz günlerde oldu normaldir
mevsim kış,kriz ortamı,işler birtaraftan
eskimedik eskimeyizde kolay kolay
tabiki dizinin bitmesinin rolü var
dizi olduğu zaman daha çok yorum yapılıyordu
ama arkadaşlığımız dostluğumuz bitmez
şimdilik iyi akşamlar
görüşebilmek dileğiyle
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
sevgili canlar..
yazımın başındaki dostluğumuz devam ediyor cümlesini atlanmasın lütfen..
ben dostluğumuz bitti demiyorum.
nasıl biter ki..
sadece sitenin yaşamsal dinamikliği kalmadı diyorum..
bu konun altını çiziyorum..
VE EKLİYORUM
bütün suç
gri gökyüzünde
herkese
iyi akşamlar..
iyi geceler...
bütün suç
gri gökyüzünde
herkese
iyi akşamlar..
iyi geceler...
altına imzamı atıyor ve kaçıyorum...
Kankacim cok haklisin, elbette suc gri gökyüzünde... :)
Nihayet mesai bitmek üzere, hepimize iyi aksamlar, sevgiyle kalin...
iyi aksamlar
sanırım bir tek ben gri gökyüzünü suçlu bulmuyorum.
sevgiyle sağlıkla kalın dostlarım
iyi akşamlar
Mavi bir gökyüzüyle Günaydınlar
başımı kaldırıp baktım gri değil, mavi gökyüzü pırıl pırıl :)
Günümüz aydın neşemiz bol olsun
hepimize kolay gelsin
İşte Kadın Zekası
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der.
Müthiş heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla.
"Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
"Sen içmeyecek misin?"
Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"
Herkese günaydin, güzel bir gün olsun insallah..
Günaydin Eylemcim, sabah sabah gülümsettin beni, sag ol canim! Kahvaltilar edildi saniyorum ama sicak, taze kahve var, sütlü veya sade kim nasil arzu ederse, hadi gelin...
Sütlü bir kahve alabilirim
ohh sıcacık mis gibi
sağol ablacım
kahvaltıyı tek başıma yaptım
sen yeni geldin, kankam halen görünmüyor
öyle olunca acıkmıştım dayanamadım kahvaltımı yaptım :)
merhaba,
mavi bir gökyüzünün altından herkese günaydınlar...
kahvaltılar edilmiş,
çaylar kahveler içilmiş,sona kalanlar donakalmış...(örnek; ben)
hadi, olabiliyorsa güzel bir gün olsun bakalım.
ben bütün gün("konu komşu ne der"aldırmadan) gülümseyerek dolaşacağım.
hodri meydan...
merhaba dostlar
gün heryerde aynı sanırım,insanın biraz olsun içi ısınıyor.
umarım kalan herşeyde aynen olur..
çalışanlar kolay gele, evdekiler hadi çıkıp biraz gezin hava alın,hava güzel dolaşın biraz:)
Başkanım merhaba
iyimisiniz ,açık hava falan mı çarptı sizi
evdekilere çıkın ,dolaşın, hava alın demişsiniz
hemde siz demişsiniz , inanılacak şey değil
yoksa sizdemi evdesiniz bugün :))
bugün bişeyler oldu bana eylemcim,şaşkınlıktan öyle dedim:))
yoksa bilirsin evdekilere gıcık olurum:))
Başkandan izinliyim..
hava almaya dışarı çıkıyorum..
gezip ,görüp
gülüp,eğlenip
geleceğim...
işte bende onun için şaşırdım
dedim başkanım kafasınımı çarpmış,açık hava mı çarpmış yoksa güzel bir bayan mı çarpmış :)
Olmaz Gıcık adında yazan arkadaş
başkanım şaşkınlıkla demiş sayılmaz hükmü yoktur o cümlenin :)
havayı suyu bilmem ama güzel bir bayan konusunda biraz şüphem var..
sabah gelirken birini gördüm ama sadece gördüm, kimdir nedir neyin nesidir, inmidir cinmidir yoksa perimidir bilmiyorum:))
giymiş kısacık bi etek, hafiften rüzgar var, çekiştirip duruyor uçmasın diye, hey Allahım ya şu bayanlar bi acayip, baksana sen havaya da öyle giyinesin...:))
bi ara yardım etmeye niyetlendim ama sonra vazgeçtim, ne halin varsa gör dedim:))
şimdi düşünüyorumda sanırım yanlış yapmışım, benim gibi yardımsever birisi öyle davranmamalıydı:))
hişt sakin olun
anarşik yaratmayın bakayim
nerde bu sitenin güvenlikçisi
hehehe :)
yardım sever birine hiç yakışmamış
kız boşuna mı giymişti o eteği
sırf sen yardım edesin diye giymişti
kaçırmışsın fırsatı :))
ah benim eşşek kafam...henüz uyanamamıştım o an:))
esefle kınıyorum kendimi , nasıl yaparım ben onu, nasıl olurda yardıma muhtaç birine yüz çeviririm, asla affetmeyeceğim kendimi:))
hehehe
ne diyorum ben ya
Vaayy
siteyi gıcıklar basmış...
Başkanım gerçekten şık olmamış, yakışmamış senin gibi centilmene.
Her ne kadar mini bayan yardım istememiş olsa da, senin yurdum beyefendilerini temsilen elinden gelen herşeyi yapman gerekirdi...
hehehe
haklısın no name
dedimya kendim bile yakıştıramadım:))
kısmet başkanım
belki yarın sabah yine karşılaşırsınız :))
bir off çeksem karşıki dağlar yıkılır mı
gerçi etrafta hep bina dağ yok ki görünürde
neyse binalar yıkılmasın içleri insan dolu
nerden geldim buraya yahu
benim birsürü işim var ama canım sıkılıyor
hiç iş yapasım yok ne olcak şimdi
onun için off çekesim gelmişti vazgeçtim
herkese merhabalar
ah benim canım başkanım ah..
baharlar mevsiminde
kış mevsiminde...
yaz mevsiminde...
kadınlar sana hep birşey söylüyorlar ama..
bizim başkanımızda hep aynı bahane..
henüz uyanamamıştım..
Hikayeyi bilirsiniz:
Her tarafı sel basınca rahip efendi kilisenin çatısına çıkıp beklemeye başlamış. Nasıl olsa Tanrı kurtaracak, kendinden emin..
Önce botla kurtarmaya gelmişler.
Rahip, "Tanrı bana kurtarıcı gönderir evlatlarım siz işinize bakın" diye geri göndermiş..
Akabinde helikopterle bir ekip gelmiş. Hadi rahip efendi, seni kurtarmaya geldik, demişler.
Rahip onları da geri göndermiş...
Gökyüzünden "özel kurtarıcı" bekliyor ya!
Sonunda sular iyice yükselmiş ve rahip boğularak ölmüş.
Öteki tarafta meleklere verip veriştirmeye başlamış tabii:
"Hepinize yazıklar olsun. Kurtarıcı göndereceksiniz diye o kadar bekledim, ne gelen oldu ne giden!" Melekler salak rahibe gülmeye başlamışlar:
"Biz sana iki kere kurtarıcı gönderdik ama sen anlamadın, !"
uyanık ol artık başkanım.
hehehe okudun mu başkanım :))
ellerine sağlık Mavigün ablacım
Merhabalar arkadaslar
Cok yogun cok...
Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor. Önce yalnızdık. 9 ay boyunca karanlık bir yerde dışarı çıkmayı bekledik ve dünyaya ağlayarak geldik. Pişman gibiydik. Ya da mecburen gelmiş gibi. Biraz büyüdükten sonra, kendimizi bildiğimiz anda, içimizi kemiren, kalbimizi kurcalayan o tuhaf duyguyu hissettik: Bir yerde bir eksik var. Korktuk. "Bunun sebebi ne?" diye sorduk kendimize. Cevabi yapıştırdık: Demek ki sahip olmadığımız bir şeyler var. O yüzden eksiklik hissediyoruz." Peki, neye sahip olmamız gerekiyor? Çocukken, "yaşımız küçük" diye düşündük. Her istediğimizi yapamıyoruz. Kurallar, yasaklar var. Büyüyünce her şey yoluna girecek. Büyüdükçe bir şey değişmedi. Yine huzursuzduk. İçimizden bir ses aynı sözcükleri fısıldıyordu: "Bir eksik var." Kafamız karıştı. Nasıl kurtulacağız bu iğrenç duygudan? Nasıl geçecek bu? Aklımıza yeni cevaplar geldi: Okulu bitirince geçecek. İşe girince geçecek. Para kazanınca geçecek. Tatile gidince geçecek. Okulu bitirdik. Diploma aldık. İşe girdik. Kartvizit aldık. Çalıştık. Para kazandık. Taşındık. Araba aldık. Çalıştık. Eve yeni eşyalar aldık. Tatile gittik. Dans ettik. Terfi ettik. Kartviziti değiştirdik. Daha çok çalıştık. Daha çok para kazandık. Çalıştık. Çalıştık. Geçmedi. "Bir yerde bir eksik var" hissi, hala orada duruyordu. Bu sefer de "Sevgilimiz olunca geçecek" dedik. “Yalnızlığımız sona erince bu illetten kurtulacağız." Beklemeye başladık. Derken, biri çıktı karşımıza, âşık olduk. Ve anında başka biri olduk. Daha güçlü, daha güzel, daha akıllı biri. Hesap cüzdanları, kartvizitler, hatta ilaçlar bile böyle hissetmemizi sağlamamıştı. Sevgilimizin gözlerinde, daha önce bize verilmemiş kadar büyük sevgi ve hayranlık gördük. Sevgilimizin gözlerinde Tanrı' yi gördük. Işığı gördük. "Tünelin ucundaki ışık bu olmalı" diye düşündük "kurtulduk." Sonra bir gün, daha dün bize deli gibi âşık olan insan çekip gidiverdi. Ya da artik eskisi gibi sevmediğini söyledi. Ya da başka birine âşık olduğunu söyledi. Ya da daha kötüsü, başka birine âşık oldu ama söylemedi. Telefonu açmamasından, elimizi tutmamasından, sevişmemesine bahane bulmak zorunda kalmamak için biz uyuduktan sonra yatağa gelmesinden anladık, bir terslik olduğunu... Belki de sevmekten vazgeçen veya terk eden sevgilimiz değildi, bizdik. Fark etmez. Sonuçta aşk bitti. Şimdi her yer bomboş. Şimdi tekrar yalnızız. Başladığımız yere döndük. Yıllarca uğraştık, eksiğin ne olduğunu bulamadık. Hâlbuki her şeyi denedik, her yere baktık. Öyle mi? Bakmadığımız bir yer kaldı. İçimize bakmadık. Eksik parçayı dışarıda aradık ama içimizde saklı olabileceğini akıl etmedik. Birilerini sevdik, birileri bizi sevsin diye uğraştık ama kendimizi sevmedik. Şaşıracak bir şey yok, tabi ki sevmedik. Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk? Canımız yanmasın diye duvarların ardına saklanır mıydık? Kendimizi boş sanıp doldurmaya uğraşır mıydık? Terk edilmekten korkar mıydık? Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti. Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor. Herkes beni sevsin" diye uğrasınca kimse gerçekten sevmiyor, herkes sevgisine şart koyuyor, sinir koyuyor. Oysa "kendime duyduğum sevgi bana yeter" diye düşününce, kendimizi olduğumuz gibi kabullenince yarım tamamlanıyor. Her şey bir oluyor. İşte o zaman perde aralanıyor. Acı diniyor. İşte o zaman başka 'bir'iyle bir araya gelerek, hesabın kitabın, korkunun, kaygının hüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine, gerçek bir sevgi yaratılabiliyor.
Sonsuz Sevgilerimle...
CAN DÜNDAR
Not: Sahte Can Dündar yazılarından birisiyse..Can Dündar kusura bakmasın.sanal alemin yalancısıyım..
******
Kaya kardeş hoş geldin..
demek ki..
çok yoğun...
o zaman
çok çalışman gerekecek çok..
hehehe
sende haklısın be ablacım ne diyeyim:))
ya dün gece zaten saat 4 te uyuyabilmişim,sabah nasıl kalktığımı bende bilmiyorum..
sabah yolda gözlerimi sırayla dinlendirerek ilerliyordum..tabi onu görünce iki gözümde birden açıldı ama gel gör ki uykusuzluktan beynimdeki elektrotlar devreye girmedi:))
neyse nasıl olsa gene karşılaşırım ben onunla,bugünlük şansı yerindeymiş,verilmiş sadakası varmı:)))
hey Allahım ya duyan yada okuyan beni sapık zannedecek , ne diyorum ben ya :))
biraz gülümseme
Gerçek
Falcı kadın, Fadime’nin avucuna bir süre baktıktan sonra konuşmaya başlamış.
- Bak kızım, sevgilini çok seviyorsun. Fakat onu kaybetmek istemiyorsan kendisini adım adım takip etmelisin!
Fadime, ne yapacağını şaşırmış bir halde mırıldanmış:
- Ne yapacağim şimdu? Çok fena! Penum nişanlum postaci... (
Fadimenin işi zormuş :))
Biraz önce bir minik misafir vardı büromuzda
arkadaşımızın kızı 3-4 yaşlarında
seveyim diye yanıma çağırdım
utangaç,sessiz nasıl şeker ama
tanışdık, ilk 5dk sonra kızı durdurabilene aşkolsun
klavyeme basıyor,mausu bıraktığım an tıklamaya başlıyor,cd yerini açıyor kapatırım bilgisayırını diyor utangaçlık falan kalmadı :)
bu kızların hepsi cadı oluyor yav:)
maşallah şekerdi yinede Allah hayırlı ömür versin
hehe eylemcim sana katılmamak mümkünmü kızların hepsinin cadı olduğu konusunda:))
olmayanlar üstüne alınmasın sözümü:))
ben tanımıyorum şahsen cadı olmayan :))
cadı mı değil mi bilmem ama
habere göre.
Korkudan kimse güzel bir sevgili edinemiyecek..yada sevgilisine çok güzelsin diyemiyecek..
gazetede çıkan habere göre
''Güzel kadın aldatıyor'
17 ile 30 yaşları arasındaki kadınlarla yapılan araştırmaya göre güzel kadınlar aldatmaya daha eğilimli.....
bu araştırmayı
1- ya çirkin kadından yaptırdı
tüm güzel kadınları diskalifiye etmek için..
2-yada güzel bir kadını elinden kaçıran bir erkek yaptırdı tüm güzel kadınlar hayatı zindan etmek için..
he... he...
güzel olmakta suç olacak yakında...
ah kadınlar vah kadınlar..
ben güzelim diye dolaşmasınlar diye ..
Sagol ablacim haklisin cok calismam gerek
sinav zamani da geliyor, bol bol dua edin
Güzellik basa belya, yav anliyorum ben :)) ilgi, alaka yogun olunca nolacak..
Adamın biri arabasıyla yolda gidiyormuş.. derken tam bi manastirin ordan gecerken araba arizalanmiş... adam ugraşmiş etmiş ama bakmiş ki olmiycak, hava da karariyo, gidip manastirin kapisini calmiş:
- Afedersiniz... ben burdan geciyodum ve arabam arizalandi... gidebilicegim hicbir yer yok geceyi burda gecirebilir miyim?
Rahipler memnuniyetle adami iceri almişlar, ona yemek vermişler hatta arabasini da tamir etmişler.. derken uyku vakti gelmiş... adam tam uykuya dalicagi sirada, koridordan gelen cok tuhaf bi ugultuyla irkilmiş..... birkac dakika sonra ugultu kesilmiş ve adam uyumuş.. sabah uyanir uyanmaz rahiplere "o ses ne sesiydi?"diye sormuş,rahipler "ne oldugunu sana soyleyemeyiz, cunku sen bi rahip diilsin..." demişler.. adam biraz bozulmuş ama yine de rahiplere teşekkur etmiş, arabasina atlamiş yoluna devam etmiş...
Aradan birkac yil gecmiş... adam yine arabasiyla ayni yoldan gecerken yine arabasi tam manastirin orda bozulmuş... adam yine kapiyi calmiş, rahipler adami iceri almişlar arabasina bakmişlar,ve gece olup da adam yatinca yine koridordan ayni tuhaf ses gelmez mi..... "bunu mutlaka ogrenmeliyim"diye sabahi zor etmiş, sabah rahiplere sordugunda rahipler yine ayni cevabi
vermişler: "Sana soyleyemeyiz, cunku sen bir rahip diilsin..."
Adam bunun uzerine "pekala...."demiş.. "bakin o sesin ne oldugunu ogrenmek icin deli oluyorum...bana soylemenizin tek yolu benim bi rahip olmamsa, tamam olucam... bunun icin ne yapmam gerekiyor?" Rahiplerden biri cevap vermiş:
"Bunun icin dunyayi baştan sona geziceksin, yeryuzunun tamaminda kac sim tanesi ve kac kum tanesi oldugunu bulucaksin.... buraya donup bize soyledigin zaman sen de artik bizdensin...."
Adam kafaya koymuş bi kere o ugultunun ne oldugunu ogrenicek .. yola duşmuş, 45 sene boyunca dunyayi gezmiş dolaşmiş gorevini tamamlamiş, ve manastira geri donup kapiyi calmiş.... rahiplerden biri kapiyi acinca adam hemen iceri dalmiş:
"Beni hatirladiniz di mi.. o sesin ne oldugunu bana soylemeniz icin butun dunyayi dolaştim, butun sim tanelerini ve kum tanelerini tek tek saydim...
işte istediginiz sayilar: dunyada 145.236.284.232 sim tanesi, 231.281.219.999.129.382 kum tanesi var..."
Rahipler "BRAVO..!!"demişler.. "Artik sen de bizdensin... gel bakalim şimdi seni o sesin kaynagina goturucez..." ve adami koridordan gecirip tahta bi kapinin onune getirmişler...baş rahip "işte ses burdan gelir" demiş... adam kapiyi acmak istemiş ama kilitliymiş,"anahtari verir misiniz?"demiş, baş rahip ona anahtari vermiş... adam kapiyi acip iceri girmiş,karşisina bu kez taştan bir kapi cikmiş.. o da kilitliymiş, adam onun da anahtarini istemiş, kapiyi acmiş, iceri girince bu kez karşisina yakut renkli bir kapi cikmiş.. o da kilitliymiş,
Adam baş rahipten anahtari almiş, iceri girmiş, bu kez de karşisina zumrut kapli bi kapi,çikmiş, adam onun da anahtarini istemiş iceri girmiş derken adam bu şekilde tam 15 tane degişik kapilardan gecmiş, en sonunda karşisina altin renkli bi kapi cikmiş..baş rahip adama o kapinin anahtarini verirken "işte son kapinin anahtari...."demiş... adam kilidi acmiş, iceri girmiş... ve en sonunda o tuhaf sesin kaynagi olarak karşisina ............
..... ne ciktigini malesef size soyleyemem, cunku siz bir rahip değilsiniz
biraz evvel adsız çıkan benim..
güzel yada çirkin
Kadınlar neden aldatır ben size söylerdim ama
siz rahip değilsiniz..
herkese
sevgilerimle
iyi akşamlar..
iyi geceler..
ama olmaz ki ablam ya bu bize yapılır mı :))
iyi akşamlar ablacım ve benden de iyi akşamlar hepinize
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
abla olmak böyle bisey demek ki
büyüksün ablacim
saygilar
Aa,cik cik cik...
Ama merakta biraktin bizi simdi Kankacigim, hic böyle de olur mu? :) Sag ol canim, paylastiklarinla sevindirdin yine bizi...
Eylemcim simdiki cocuklar dogustan harika afacanlar oluyor, kizlar kücük birer cadi, erkekler de minyatür pasazadeler... :) Büyüdüklerinde mi? Orasi mechul..
Baskanim yarin da görürseniz o güzel bayani bizim namimiza lütfen bir tesekkür etmelisiniz, size sundugu görüntülerle hepimizi gülümsetti sag olsun...
Kayacim Allah her zaman yardimcin olsun kardesim! Basaracaksin! Ailecek bundan eminiz..
Hepimize iyi aksamlar, mutlu gülümsemelerle...
Yine mi Çiçek
Kır masayı Madam Despina
Kirli beyaz muşamba örtüleri ser
Çek sediri asmanın altına
Yanında bir ince Müzeyyen Abla
Yine mi güzeliz, yine mi çiçek
Hamdolsun...
Taze mi bitti topik
Canın sağ olsun.
Amanın yine mi güzeliz, yine mi çiçek
Hamdolsun...
Altınbaş kadehe yağ gibi dolsun
Gece çok genç, arzular şelale
Haber etsek o yare
Gelse Bomonti'den şereflendirse bizi
Olsak teyyare...
Sezen Aksu
http://www.youtube.com/watch?v=J0YGuHvLfzg&feature=related
herkese iyi akşamlar diliyorum...
Allah rahatlık versin...
hayirli aksamlar
Günaydınlar
hepimize kolay gelsin...
Günaydin Eylemcim yine erkencisin, insallah bugün güzel gecsin, hepimize kolay gelsin..
yağsam mı yağmasam mı pozisyonunda bir gökyüzünün altından tüm dostlara kocaman GÜNAYDIN...
Güzel bir gün olur inşallah
günaydın dostlar
günaydın dünya
gün nasıl başlarsa başlasın devamının nasıl olacağına karar verecek olan bizleriz..
en kötü başlangıçlar bile gülümsemeler ile sonlanabilir..
gün keyfinizce yaşansın..
nasıl olur bilemem çünkü ben rahip değilim:))))
Sevil Soner'in elini tuttuğunun farkına vardığında çaktırmadan çekmeye çalışmış ancak Soner öyle sıkı tutmuşturki başaramaz.Biraz daha hzılı çekmeye çalışınca Soner ile gözgöze gelirler.
Soner'in " lütfen " dercesine bakışları karşısında utangaç bakışlarla yüzünü öne eğer Sevil.
Durumun farkında olan Efe ise kıskıs gülmektedir.
Doktor işini bitirmiş sargısını yapmış ve gitmek için hazırlanmıştır.
Doktor : bunu nasıl başardınız bilmiyorum Soner bey ama sağlam iş yapmışsınız,yaranız epey kötü o yüzden birkaç gün o ayağınız üzerine basmamanız gerekiyor.
Soner : yapmayın doktor bey, o kadar kötü olamaz,sakat kalmam değilmi
Doktor : yok canım o kadarda değil,sadece dinleneceksiniz birkaç gün.
Soner : tamam doktor bey,sağolun.
Doktor : tekrar geçmiş olsun , ağrınız olursa haber vermeniz yeterli.
Efe : bakıyorum acı falan kalmadı babacım....diyerek Seville el ele tutuşmalarına göz atar.
Soner Efenin bakışlaıyla kendine gelir ve telaşla elini çeker.
Soner : pardon Sevil hanım,nasıl oldu anlamadım
Sevil : rica ederim,önemli değil, daha iyisiniz umarım
Soner : teşekkür ederim sizin sayenizde,sizide zahmete soktuk,kusura bakmayın.
Sevil: olurmu öyle şey, önemli olan sağlığınız..bu şirin çocuğun üzülmesini istemeyiz değilmi..
Soner Efe'ye dönüp bakar ama Efe gülmemek için başını diğer tarafa çevirmiştir.
Soner : Efecim gördünmü başıma ne işler açtın
Efe : ben ne yaptım babacım, bardağı kıran sensin, üzerine basan sensin..
Soner : tamam tamam, hiç kabul etmezsin zaten.
Sevil : tekrar geçmiş olsun biz doktor bey ile gidelim artık.Efe bişey gerekirse haber verirsin
Efe : sen hiç merak etme ablacım, aramammı hiç,teşekkür ederim..
Sevil: biz kaçalım artık,kendinize iyi bakın.
Soner uğurlamak için hareketlenmiştir..
Sevil : lütfen rahatsız olmayın,doktoru duydunuz dinleneceksiniz.
Efe Sevil ve doktoru uğurlamış ve babasının yanına dönmüştür.
Efe : baba sen varya az değilsin hani
Soner : gene ne yaptım da öyle diyorsun
Efe : sen daha iyi bilirsin,görmedimmi sanıyorsun
Soner : neyi
Efe : el ele tutuşmalar, çok hızlısın baba
Soner : Efeeee
Soner : tamam tamam sustum, sen şimdi hastasın, bişey istermisin
Soner : su getirebilirmisin evlat,ağzım kurudu
Efe : tabi babacım sen iste yeterki, eee tabi hararet yaptı biliyorum
Soner : anlamadım ne harareti
Efe : el ele tutuşunca vücut ısın yükseldi,ter bastı, su kaybettin, çok normal.
Soner : bak şimdi kalkıyorum ayağa
..............
devamı perilerim gaza gelince:))
başkanım coşmuş
ellerine yüreğine sağlık
perilerin gaza gelmesi dileğiyle... :)
Baskanim cok hos olmus, gülümsettin yine yüzümüzü, cok sag ol...
devamini sabir(sizlik)la bekliyoruz..
başkanımm yüreğine sağlık
gaz kesmeden devam...
Herkese merhabalar..
Başkanım çok güzel olmuş yüreğine ellerine sağlık..
Gelen perilerede teşekkürler..
hele hava durumuna göre giyinemeyen,yardım edilesi de yardım fırsatı kaçırılan periler varya..
aaah güzel yardım edilesi periler siz hep o civarlarda dolaşın demek istiyor insan..
neden mi?
söylemem
sizl rahip değilsiniz..
Azim
Bir tanıdığımızın 10 yaşındaki oğlunun Google'da arattığı cümle: "Çıplak kadın resimleri". Çıkan sonuçlar beklentisini karşılamamış, kendisini memnun etmemiş olacak ki azmetmiş, aramaya devam etmiş: "Çırılçıplak kadın resimleri!"
Alıntı
hehehe no name
azmin elinden hiçbişey kurtulamazmış:))
Eltime cidirem ( Erzurum )
Erzurumlu yaşlı bir nine misafirliğe gitmek için evinden çıkar yola.Cumkuriyet caddesinde ışıklardan karşıya geçmek ister.Yayalara kırmızı yanarken karşıya geçmek isteyen nineyi yarı yolda trafik polisi durdurup sorar:
- "Hop eze nereye cidirsen" nine sinirli bi şekilde:
- "Vış delinin zoruna bah,senene gocamdan izin almış eltime cidirem."
UMAY UMAY
1966'da Trabzon'da doğdu.Gerçek ismi Umay Gedikoğlu.
1990 yılında “Hush” topluluğundan eray artan ve melih rona ile ilk müzik çalışmalarına başladı. “Leprechaun” adını verdikleri bu toplulukla kısa bir süre çalışma yapan umay’ın pop rock tarzında çıkmış “Umay Umay” (1994), “Naylon” (1996) ve "Ağzı Bozuk Aşk Mektubu" (2002) adlı üç albümü vardir.
2 çocuk annesi ve çok iyi bir anne olduğu söylenir..
Ayrıca çok iyi bir yazardır Umay.Kitaplarının hepsi Turuncu Medya'dan çıkmıştır.
Masmavi bir yazar,müzisyendir..
Kalbi kırmızı olmayanlardan nefret eder.
Rüya Duvarları
O..... Kırmızısı
Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli
Sokaklar Uyudu artık Öpüşebiliriz
34 U 442 /Veda Busesi
kırmızı. sana sadece kırmızı demeliyim. ben başaramıyorum kırmızı. hatırlamak dışında bir mucizem yok. birşeye inandım. birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim. oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım.
daha kolay yaşamalıyım. metruk evlerde yaşayan 'tam işte o kelimeydi' dediğim insanların arasında..; daha kolay ama nasıl, onu da bilmiyorum. aşk iki de bir ellerimi tutmak istiyor. 'bir gün sen de cezanı çekersin' diyor. boşuna, ellerimi verme... uyutmayacağım seni, ninniler büyütmuyor çünkü. bahçende sıçrayan ağustos böcekleri hala saçlarımın içinde..; bir tek ben kanadım, bir tek sen gördün beni.
artık özgürüm, öyle yalnızım ki......
dogrum yok benim. her yarim $ey gibi.
ne kederli, ne de mutlu.
peki ya sen! hiç hikayen yok mu senin?
"biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutundugum
ruyalar beynimden yollara fı$kırıyor!"
"bir nefes daha...
geleceği gördüm. kayip duruyordu avucumdan. belirsizliği, igrencligini örtmüyordu.
kırmızı bir senfoni yazmak istedim, yalnız ı$ıkta duyulan.
cünkü beni, sadece babamin aldigi pabuclar sevindirdi, bayram kiyafetleri, annemin saclarima dokunmasi sevindirdi.
ikimizin tani$tigi koltuga oturdum. sesini silmeyi beceremedim.
en iyisi a$ktı... onu buldugum yerde beni götürecek bir ayna aradim."
herşey dönüyor ve kendi etrafindaki tüm masumiyeti yok ediyor. cehennemi sevmekten ba$ka elimde insanca kalan ne var ki... cehennemi ruhu hala ü$üyenler için istiyorum.
kendi kötülügümü istiyorum, son bir defa ara istiyorum.
yine aramamı$sın beni.
biraz daha gec kal ki, bir $ey daha bulayim...
bir gercek daha.
hayatimdaki o i$aret kayip gidiyor gökten; gündüze kar$ıysa yapayalnizim.
parlak bir hediye paketine sıgdı kalbim.
yanli$ bu sözcükler, yanli$. cok agladim, cok erkek oldum cok da kadin.
kimseyle kendimle bile ya$ayamazdim. hep yarım kaldım hep!
bana muhallebiciden tavuk gögsü alirsin.
belki, bana bir adres bile satin alirsin, cok paran vardir senin.
belki ameliyat ettirirsin; gitsin diye yüzümün diger yarisi da.
nerem varsa insan kalan... i$e orasi acitiyor.
ba$ini derenin kenarina koy. atini yildizlara bagla.
dinle ama korkma, cünkü vitamin aldim, iyiyim.
ama; ya bu soluk sonsa, agliyorum fren seslerinin ardindan gelen hiza, kaderimin oyuncagi oldum, sokakta a$ki buluyorum diye ama $ekerleri kazandim, övüncü oldum sessiz uzla$macilarin, övüncü oldum tüm ya$ayamami$larin, bir kurbanın onurunu diktiler yakama.
$imdi her$ey hazir. bir tek eksigim var kirmizi.
bir türlü tamamlanamayan tamamlandikca eksik kalan kirmizi...
pirinc i$lemeli bir aynada kirildi yüzümün diger yarisi.
herkes uyuyordu. yüzümün yarisi benim, yüzümün yarisiyla hep yarim öyküler anlatirim.
peki sen, yarim dudakli bir kadini öpmek ister misin?
bir dilenci gibi yalvariyorum yine de yanit vermiyor aynalar...
dur bir nefes alayim... ve senin sevdigin kadin olayim.
yanli$ bu sözcükler. yanli$ bu dokunu$lar, yanli$ bu anla$ilma istegi.
bir sokaktan, kendiminkine nasil gecmeliyim. sinirlarimi böyle yitirmi$ken...
inan biktim bu sözcüklerden; karanlik, gece, cocuklugum, korku, yeni sevgilim. afrika, cilek tanricalar ve calan telefon zillerinden biktim. bir de kirmizi rujdan. kendi fotografina gülümseyen, kendi ickisinde bogulan, kendi annesinin celladıyım. buyum i$te, ba$ka türlü nefes alamam. cocuk da doguramam. hadi nefes al!
vücudumla bütün duvarlari yikmak isterdim, kamasindaki elmaslara vurgun bir bicak gibi...
tutunmama izin ver ya da öldür dedim.
az ögrenmeliyim, az soru sormali, hic beklememeliydim.
ama, bir sabah bunlari yaptim.
kazanilmi$ nefretlerin övüncü $imdi aynalara. ve bir de utanc.
büyük kentlerin ortasinda, bir i$aret gibi birakilan kirik aynaya dön.
ve ona borclu oldugun güzelligi sor.
o , $imdi nerede... unuttugumuz $arkinin icinde mi?.. kö$e ba$larinda mi?..
biriktirdigimiz yildizlarda mi?.. nicin hepsi dört bacakli?..
ben o’ymu$um kahretsin. kim yapti bunu? kaç yüzyillik i$kence bu?.. nerden bula$tım? bu büyü nereden sarildi sirtimin ucuna? neresinden vurdular kirgin sessizligimi?..
ah o zor veda... boyun egiyorum, bir de...
aglama kalbim. aglama.
ben hep sokak orospularina, ibnelere, travestilere.... a$ik olacagim..
hep masumuz i$te kalmadi gözya$imiz diye bagiracagim senin için akvaryumlar calacagim.
sen büyük evler gibi yikildigimda sanma ki acimi öptügünü unutacagim. cünkü, ne mucize, hep güzel bir kadin olacagim. hayatim boyunca yagmura rastladim, hep yagmura... sana... pis yağmur, pis yağmur.
bir,iki,üç,dört,beş.....altı değil!hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun?
her aşk bir orospu yaratıyor.bense beyaz duvaklar ,dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum.bende oluyorum senin o kendin için korktuğun yerde.....
Orospu Kırmızı`dan alintilanmistir.
uvey, zemheri gozler uvey
yer gok dort duvar sagir agir agir
dusmedim daha
ah dar sokak vurgunlari
kaldirin dusenleri agir agir
dusmedim daha
(mete ozgencil)
ayaz vur vuracaksan hic utanmadan
ey talih sen de don doneceksen
(umay umay)
gecen gunun beni neden tanimadi
elin kolun beni nasil saramadi
o bendeki cani henuz yoramadi, ooof of
uvey, zemheri gozler uvey
yer gok dort duvar sagir agir agir
dusmedim daha
ah dar sokak vurgunlari
kaldirin dusenleri agir agir
dusmedim daha
(mete ozgencil)
cabuk son yetim yildiz dal derinlere
kiyamet sende kop kopacaksan
(umay umay)
gecen gunun beni neden tanimadi
elin kolun beni nasil saramadi
o bendeki cani henuz yoramadi, ooof of
http://www.youtube.com/watch?v=AvsBslTmE1o
hareket vakti
İz karası gibiyim o temiz ellerinde
Dil yarası gibiyim o masum sözlerinde
Kal deme hiç bunu benden isteme
Sus bu gece bana aşktan sakın hiç bahsetme
Dur bu gece bana dokunma beni delirtme
Sana boşuna ümit vermek istemem
Çağıran bir şeyler var hep beni uzak şehirlerdern
Bana ait birşeyler var o sert gülüşlerde
Sen yine olduğun gibi kal benim için sakın değişme
Giderim bugün ha yarın hareket vakti gelince
Sen yine olduğun gibi kal misafirim bu şehirde
Bir el sallarsın yeter hareket vakti gelince
Mum gibiyim senin ışılş ışıl gözlerinde
Kum gibiyim uçsuz bucaksız çöllerinde
Kış gibiyim yakan yaz güneşinde
Hırsız gibiyim kadehteki o ruj izlerinde
Dil gibiyim yanağındaki o beninde
Kal deme hiç bunu benden isteme
http://www.youtube.com/watch?v=zh1gvIE6F58&feature=related
4 (dört)
Kırmızı kırmızı giyersin
Sen kimleri seversin
Gelip anlatsam herşeyi
Benide severmisin?
Dört,yanımı kuşat benim
Dört,gözünle bak bana
Dört,elinle tut beni
Dört,bir kere öp beni
Resmine su döktüm dün senin
Ağladım kuruyana kadar
Sen farkındamıydın bunların?
Kimbilir kim ıslattı seni...
Dört,yanımı kuşat benim
Dört,gözünle bak bana
Dört,elinle tut beni
Dört,bir kere öp beni...
http://www.youtube.com/watch?v=5PXi0FxcvHU
Bozdur Yeminleri
Kaç zamandır gelmiyorsun
Beni mutlu etmiyorsun
Anılara sığmaz oldum
Hadi canım gel artık
Yıldızlara şarkı söyler denizlere şiir yazar oldum
Gecelere sığmaz oldum
Hadi canım gel artık
Bozdur yeminleri
Yüzdür gemileri
Boşver oraları
Gel artık
Sabahları kalkmaz oldum
Geceleri yatmaz oldum
Buralara sığmaz oldum
Hadi canım gel artık
Resimlere baka baka
Ben günleri sayar oldum
Senin için deli oldum
Hadi canım gel artık
Bozdur yeminleri
Yüzdür gemileri
Boşver oraları
Gel artık
http://www.youtube.com/watch?v=caLdzHlzFvY
tekrar bir
BBO SANAT ile görüşmek üzere..
hoşçakalın..
Merhabalar
Ablacigim ellerine. yüregine saglik
Ya baskanim ben böyle Soner`le Sevil`in iki yabanci olmasi fikrine isinamadim. Evlendir sunlari da kurtar beni su icinde bulundugum durumdan. Murat abi bile evlendirdi daha 2. bölümde
hee onane gocasından almış izini :))
ninecim dikkatli ol ezileceksin bak bu sefer kurtulmuşsun
bbo sanat'a teşekkürler
Başkanım gazımı kestiler, zammı geldi ne oldu senin perilere :)
Kaya ,
başkanım Murat bey mi aradaki fark o :)
daha vardır birleşmelerine kim bilir ne olaylar olur daha :)
BBO-Sanat´i bizimle paylasan sevgili Kankama cok tesekkürler...
ve BBO´lu kardeslerime iyi haftasonu tatilleri, güzel tesadüfler, hayirlara vesile karsilasmalar, iyi dinlenmeler... :)
Herkese iyi akşamlar..
iyi geceler..
iyi akşamlar ablacım
bu arada resim çok şeker :))
(...ertesi gün...)
Soner boş boş yatmaya alışık olmadığı için iyice sıkılmıştır.Ne televizyon seyretmek ne de evde başka şeyler onu bu sıkıntıdan kurtarmamıştır.Televizyonda kanaları zaplarken daha önce kendisininde katıldığı o evlilik programına rastlar.
Aklına hemen Sevil gelir elbette, daha önce hiç bu kadar ilgisini çeken,gününü gün etmiş ama aklından çıkaramadığı veya tekrar tekrar düşündüğü biri olmamıştı.
Kendisini tanımadığı halde yaralanma olayında dopktor ile birlikte neden gelmişti ?
Efe ile ikisi neden bu kadar güzel anlaşıyordu ?
Efe fazla tanımadığı halde neden onu bu kadar çok sevmişti ?
Neden ? neden ?
kendi halinde bu sorulara ve cevaplarına dalmışken Efe'nin sesiyle irkildi
Efe : hayırdır babacım dalmış gitmişsin
Soner : yok be evlat, televizyonda seyredecek birşeyler arıyorum
Efe : eminmisin baba, yaklaşık yarım saattir seni seyrediyorum, o programa dalmışsın
Soner : gözlerimi dinlendiriyordum, açık kalmış o program
Efe : tabi tabi, öyledir zaten
Soner : anlamadım ne demek şimdi bu
Efe : bişey yok baba, sen anladın ne demek istdiğimi
Soner : sen ne haltlar karıştırıyorsun bakim yine, bu sözlerle neyi ima ediyorsun
Efe : dedim ya baba, öylesine söyledim,bişey ima ettiğim yok
Soner : sen çok konuşma bakim
Efe : aman baba, ne dedimki şimdi
Soner : boşver evlat, yatmaktan sıkıldın acısını senden çıkarıyorum sadece
Efe : biliyorum baba, sen alışık değilsin böyle yatmaya..benim yapmamı istediğin bişey varmı
Soner : var
Efe : ne ?
Soner : telefonumu getirirmisin.
Efe : tabiki getiririm, Sevil ablayımı arayacaksın
Soner : hayır
Efe : neden aramıyorsun ama, o kadar yardım etti sana
Soner : haklısın ama...
Efe : ama ?
Soner : aramam doğru olurmu ki , rahatsız ediyormuş gibi oluruz efecim, işi gücü vardır,alıkoymayalım
Efe : olmaz baba merak etme, eminim o da aramanı bekliyordur
Soner : nerden biliyorsun bekledğini
Efe : bilmem , içime doğdu sadece
Soner : senin içine hiç doğru dürüst bişey doğmaz zaten, nerde ilginç şeyler var , onlar doğuyor hep.
Efe : bunun neresi ilginç baba, kendim için bişey istemiyorum, sadece sen mutlu ol, o yüzden
Soner : Efecim bunları sana birimi söylüyor yoksa biyerlerdenmi okuyorsun ?
Efe : yooo
Soner : senin yaşına uygun sözler değil de ondan sordum..içine başka birinin ruhumu girdi naptı
Efe : (kahkayı basar)..hadi ama ara işte, yemeğe davet et, ne güzel olur dimi
Soner : aramayı bıraktın bide yemeğe davet et diyorsun ya
Efe : tabi
Soner : bu halde nasıl yemek yapmamı bekliyorsun,sana bile iki gündür doğru dürüst bişeyler yediremedim,hazır yemek söylüyoruz.
Efe : tamam işte baba senin yapmana gerek yok, yine dışardan söyleriz
Soner : çok mu istiyorsun aramamı
Efe : istiyorum ama seni zorlayamam tabi (o çocuk masum bakışlarını kullanır)
...Soner oğlunun ısrarlı davranışına ve bakışlarına dayanamaz...
Soner : tamam arayacağım ama gelmezse üzülmek yok
Efe : tamam baba üzülmek yok
Soner : Allahım ne oldu bu çocuğa, bana neler yaptırıyor
söylentileriyle Sevil'in numarasını çevirir...
.................
devamı kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın :))
sizlere güzel ve keyifli bir akşam diliyorum dostlarım
sevgi sağlık mutluluk ve dostlukla kalın
olaylar gelişiyor
yemek falan hadi hayırlısı :)
ellerine yüreğine sağlık başkanım
devamını herzamanki gibi bekliyoruz
evet hepimize iyi akşamlar
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın
bu güzel gün için herkese yürek dolusu teşekkürler.
iyi akşamlar ve Allah rahatlık versin...
iyi aksamlar
Sevil -alo diyerek telefonu açtığında Soner hafif kekeleyerek merhaba diyebilmiştir.
Soner : merhaba, ben Soner,Efe'nin babası
Sevil : merhaba Soner bey, nasıl oldunuz,daha iyisiniz inşallah
Soner : teşekkür ederim sayenizde daha iyiyim
Sevil : rica ederim,ben ne yaptım ki
Soner : olurmu hiç hayatımı kurtardınız
Sevil : abartmayın canım sadece küçük bir yara...
Soner : ..(kısa bir sessizlikten sonra) sizi şey için rahatsız ediyorum
Sevil : hayırdır, kötü bişey yok umarım
Soner : yok çok şükür, Efe teşekkür için sizi yemeğe davet etmemi istedi de
Sevil : Efe'mi istedi yani
Soner : şey..ikimiz istiyoruz, bizim için yaptıklarınıza teşekkür amacıyla
Sevil : üzgünüm ama gelemem, çok yoğunum,vakit bulabileceğimi sanmıyorum
Soner : sizin için ne zaman uygunsa tabi
Sevil : bu aralar sanmıyorum
Soner : peki, rahatısızlık vermedim umarım,anlayışınıza teşekkürler
Sevil : rica ederim..
.........
Soner red cevabından sonra tekrar teşekkür edip telefonu kapatır.
Efe : ne oldu baba, yüzün asık
Soner : sana söyledim o kadar Efecim, kabul etmedi işte
Efe : neden peki
Soner : yoğunmuş,vakti yokmuş
Efe : ya yarın
Soner : bu aralar öyleymiş
Efe : hımm, olsun baba daha sonra yine ararız
Soner : sonrası yok Efecim, istemiyor işte,uzatmanın anlamı yok
Efe : hadi ama baba, böyle hemencecik pes edilirmi,sana yakışmaz pes etmek
Soner :tamam evlat,kapatalım şimdi bu konuyu, acıkmışsındır sen, hadi bişeyler sipariş et de yiyelim.
Efe telefonu alıp yavaşça babasının yanından uzaklaşıp odasına çıkar ve Sevil'i arar.
Sevil : söylemiştim ama Soner Be....
Efe : ablacım benim Efe
Sevil : pardon efecim ben baban sanmıştım
Efe : öenmli değil ablacım, ben neden gelmediğini merak ettim o yüzden aradım, çok istiyordum gelmeni.
Sevil : işlerim çok yoğun efecim, vaktim yok
Efe : peki, öyle olsun
Sevil : üzülme efecim elimden bişey gelmiyor, ama yarın için biraz vakit ayırabilirim senin için, bak sana işyerimin adresini vereyim, ziyaretime gel, sohbet ederiz olurmu
Efe : olur tabi gelirim..
Sevil : tamam o zaman yarın bekliyorum.
Efe adresi alıp vedalaştıktan sonra yemek için bişeyler söyleyip tekrar babasının yanına döner..
...............
gitmeden perilerim rahat bırakmadı,bende onları kıramadım napim:))
Baskanim ellerine yüregine saglik harika olmus!
Bence bu perileri sen iyice yakala, bir daha da bir yere bile birakma, baksana ne hos bir hikayecik cikmis ortaya, arkasi yarin gibi olmus, heyecanla bekledigimiz... Okurken farkettim, nasil da özlemisiz Sevil´i, Soner ve Efe´mizi be...
Günaydınlar
iyi hafta sonları
başkanım biz bu perileri çok sevdik :)
ellerinize sağlık
günaydın dostlar
günaydın dünya
günaydın inler cinler perile canlılar cansızlar
günaydın kçük yeşil marslılar
bulutlu soğuk bir günden selam olsun herkese
hava nemli sinüslerim yine yamyam dansı yapıyor, kendime gelir gelmez uğrayacağım..
acil şifalar başkanım
yamyamlara dikkat :)
Günaydin BBO
Baskanim ellerin dert görmesin, evlendir sen evlendir..
Bu sabah niye eksik basladik güne acaba?
Hayir olur insallah
merhaba ve günaydın
(her ne kadar geç olsa da)
yaşlandım artık sabahları zıpkın gibi kalkamıyorum.
yataktan pelte gibi sürünerek kalkıyorum.
havalardan mıdır acep?
neyse ne, güzel bir gün olur inşallah,
hava güzel ve saha çim
top ta yuvarlak
iyi olan kazansın
ama hakem de adil olsun...
..................
ertesi sabah Efe erkenden uyanmış ve babası uyanmadan kahvaltı hazırlamak için mutfağa inmiştir.
Önceleri babasını kahvaltı hazırlaken izlediği için onun yaptıklarını taklit etmeye çalışmıştır elinden geldiğince..sonunda işini bitirmiş ama mutfağı biraz dağıtmıştır.
babasının yanına gidip onu öpücüklerle uyandırmış ve birlikte masaya oturmuşlardır.
Soner : vay vay vay benim oğlum büyümüşte babasına kahvaltı hazırlarmış,teşekkür ederim evlat.
Efe : afiyet olsun baba ama biraz dağıttım ortalığı
Soner : olsun evlat toğlarız daha sonra, ilk seferinde o kadarcık dağınıklık olur..sen beni görecektin önceleri , perişan ederdim mutfağı, annen oklavayla kovalardı beni mutfaktan
anne kelimesinden sonra Efe durgunlaşır,gözleri yaşarır.
Efe : annemi görebilmek için herşeyimi verirdim,sadece resimleriyle avunuyorum
Soner : annen aramızdan ayrıldığında sen küçük bir bebektin efecim,bende çok isterdim şimdi yanımızda olsun ama bazı şeyleri engelleyemiyoruz.
Efe : biliyorum baba,bana hem anne hem de baba olmaya çalıştın hep, seni çok seviyorum
Soner Efe'ye doğru uzanıp saçlarını okşar - bende seni çok seviyorum Efecim...eee ne yapalım bugün
Efe : eğer izin verirsen bugün dışarıya çıkacağım,arkadaşlarla gezeceğiz...ama yalnız canım sıkılır diyorsan gitmem baba
Soner : bak sen, nereye gideceksiniz bakalım
Efe : öylesine baba, hava da güzel bak
Soner : tabiki efecim , çıkıp gezin, sen de benim yüzümden kapalı kaldın kaç gündür evde
Efe : olurmu baba ben senin yanında çok mutluyum
Soner : hadi o zaman kahvaltımızı edelim, sonra seninle biraz oyun oynayalım, geçen günün intikamını almam lazım senden, nasıl yendin beni öyle..
Efe : hehe beni yenmek için daha çok çalışman lazım baba
Soner : birazdan hesaplaşacağız perişan edeceğim seni
Efe : o biraz zor baba
(2 saat sonra)
kahvaltı bitmiş baba oğul oyun başına oturmuşlar ve herzamanki gibi Efe babasını oyunda perişan etmiştir
Soner : kesin hile yapıyorsun sen
Efe : ne hilesi baba ya, sen bu oyundan anlamıyorsun işte kabul et
Soner : o kadar antrenman yaptım sen yokken ama sonuca bak , yine hüsran
Efe : olsun baba bir gün sende yenersin
Soner : bak bide dalga geçiyor bacak kadar boyuyla
Efe : saat kaç baba
Soner : öğle olmuş nerdeyse
Efe : ben gideyim artık, arkadaşlar toplanmaya başlamıştır
Soner : tamnam Efecim, iyi eğlenin ama dikkat edin tamammı
Efe : tamam babacım
Soner : bu arkadaşlarının arasında kızlarda varmı acaba (gülümseyerek)
Efe : yok baba
Soner : hadi öyle olsun bakalım,bende yedim sanki
Efe : aman baba
Efe odasına gidip üzerini değiştirdikten sonra babasını öpüp evden çıkar.
Kimin başkanı yaa...
Başkanım yüreğine sağlık...
devamını bekliyoruz...
yeniden baskanlik secimleri ne zaman yav :))
yaa rejime karsi gelenin önce isminden bir harf kesiyolar, sonra da sesini. o da olmadi kafasini kesip isi bitiriyolar
toparladim herhalde :))
seçim yok kardeşim.
başkanlık bizde babadan oğula geçiyor.
hiç heveslenme.
kafanda omuzlarının üstünde dursun.
başkanlık seçimi istiyorsun demek kaya:))
tamam hemen şimdi yapalım o zaman seçimi senden kıymetlimi kardeş ya aşkolsun:))
baskanim asayis bu konuda taviz vermiyor. hem ben baskanlik istemiyorum, kaderine razi ol
bizde eski baskan yok, eskimez baskan var
başkanım ellerine sağlık
iyi günler,
iyi pazarlar
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
herkese iyi akşamlar...
Allah rahatlık versin...
iyi aksamlar
Merhaba...
iyi pazarlar...
600
breh,breh...
Yorum Gönder