İletişime devam
Bu sitede hayat hiç durmadı.. Durmasın da...
| Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
| Bu grubu ziyaret et |
| Yapım | Birol Güven - MinT |
| Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
| Senaryo | Murat Aras |
| Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
| Oyuncular | Mine Tugay |
| Atılgan Gümüş | |
| Okan Tangücü | |
| Volkan Severcan | |
| Almıla Uluer | |
| Tarık Ünlüoğlu | |
| Ali Pınar | |
| Nur Fettahoğlu | |
| Recep Yener | |
| Gülnihal Demir | |
| Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
2.104 yorum:
«En Eski ‹Eski 401 – 600 / 2104 Yeni› En yeni»Baktık kusura ablacım ne olacak :)
Yoğun bir pazartesi hakikaten
geldikten sonra bende başımı yeni kaldırabildim işlerden...
bir çay molası iyi olacak
sizlerede ikram ediyorum içelim sıcak sıcak...:)
ohooo ablacim sen gec kaldiysan ben napiyim :)
bi de utanmadan kusura bakmis yav
İyi akşamlar...
Kayacim en iyisi sen Eylem´e hic görünme bu kadar gec ugradiginda, yoksa gördügün gibi bakmiyor kimsenin gözünün yasina.. :) torpil yaptigi tek kisi kankasi galiba.. :)
Bugün gökyüzü agliyor...
Yagmur yagiyor usul usul, soguk, tatsiz, ucsuz bucaksiz gri bulutlar sarmis sehri... Pencereden baktigimda her mevsim yesilligini koruyan iki büyük camin ortasinda yarisi coktan sararmis yapraklarindan ayrilmamakta direnen mese agacini görüyorum... Bana, sonbaharin coktan yerini aldigini, hatta karakisin gelmesine az kaldigini hatirlatmak ister gibi...
Allahin izniyle bir kez daha dökülen yapraklarin dallardan ayriligi kolaylastirmak ister gibi rengarenk bir coskuyla topraga karismalarina sahit olacagiz. Sonbahar veda mevsimi...
Ve simdi de kücük bir veda vakti, birazdan bitiyor mesai, yine yola koyulmak lazim..
Herkese iyi aksamlar, iyi dinlenmeler...
Ben de aynen ablama katiliyorum
Hayirli aksamlar
canım kankam benim,
Almanya da bir sonbahar akşamını
öyle güzel anlatmışsın ki görmüş gibi oldum senin işyerini ve o meşe ağacını...
Artık ne zaman bir meşe ağacı görsem bir yerlerde etrafında sen de ordaymış gibi gelecek bana ,
bir çay içmek için uğramak geçecek içimden kavuşamanın en demlisinden ..
kankam madem ki sonbahar demiş
biz de vedamızı bir şiirle yapalım..
ADIM SONBAHAR
nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar
ATTİLA İLHAN
herkese iyi akşamlar,iyi geceler
Günaydin...
henüz aydinlanmadi gerci ama biliyoruz ki az sonra günes dogacak, hep birlikte bir sali sabahini daha karsilayacagiz... Hepimize güzel bir gün olsun insallah..
günaydın...
seval ablacım hayırdır, erkencisin bugün...
aa bugün salı, gün maviligünler günü...
bakalım nasıl bir program olacak, heyecanla bekliyorum...
acıktım yaa, kahvaltıya kime yıkılsam acaba?
kankacım huuuu...
Merhabalar
Günümüz güzel geçsin inşallah
dedikten sonra gelelim hesap işine
Kaya dedi ki...
"bi de utanmadan kusura bakmis yav"
Kayacım sen utanmış mısın
ohooo ablacım sen geç kaldıysan ben napıyım derken hı?
küçüğüm diye her hakkı kendinde sanıyor şımarık kardeş
şımarık kardeş sen 5 kardeşi tanıyor musun?... :)
Seval dedi ki...
torpil yaptigi tek kisi kankasi galiba..
İnanmıyorum ablacım sende mi:)
ne torpil yapacağım kankama
nerde gördünüz de öyle bir kanıya vardınız hiç torpil yapar mıyım?
Kankaaa ne kahvaltısı
bak adım torpil yaptıya çıkıyor
git kendin yap kahvaltını cık cık cık...
Kankamın kulağına söylüyorum siz duymayın (gel kankam çay hazır poğaçada getirsine gelirken)...
:)Cok sag olasin Eylemcim ya, ne güzel gülümsettin bizi.. ben de cay isterim, bir iki damla da limon olsun icinde, bogazim agriyor zaten dünden beri sicak sicak cay cok iyi gelir eminim... :)
İstediğin çay olsun ablacım
hemen ikram edeyim limonluca
nane limonda yapabilirim istersen
geçmişler olsun
aman dikkat et kendine
bu havalar kötü çarpar :)
seval ablacım geçmiş olsun,
sen bize çok lazımsın, lütfen dikkat et kendine...
kankacım iyi bak ablama...
Laf aramızda kankacım ablamı son-baha-r çarpmış olmasın:))
Gecmis olsun dilekleriniz icin cok tesekkürler canlarim, gercekten kendimi dünden cok daha kötü hissediyorum, kesik kesik kuru öksürük ataklari daha cogaldi, atesim yok ama yükselecek gibi, garip bir de yorgunluk, bitkinlik var üzerimde, hafif bas agrisi.. Tam kalkip bir aspirin almayi düsünüyorken sizin gülümseten yorumlariniz ilac gibi geldi, sag olun...
(he he.. Ilahi No Namecim, sen cok yasa e mi, ama baha´nin günahini alma cünkü bu ablani pazar sabahi cok fena bir rüzgar carpti. Kuki kizimla birlikte dolasirken nasil tatli tatli esti basimda sinsi capkin! Her zaman gectigimiz patikadaki kavak agaclarinin uzun dallarina o sabah sarkilar söyletti adeta sirf bana duyurmak icin, gectigim yollara döktügü kurumus yapraklara olaganüstü güzellikte danslar ettirdi... Iki kez geldim evin kapisina kadar da iceri giremedim, büyülenmis gibi bir tur daha, bir tur daha attirdi bana... :) aahhh ah..ah basim ah... siz siz olun kanmayin!.. :)
O oo ooo
son-baha-r :))
demek adıda Rüzgar
vaay karizmatik bir adı varmış :))
kanka boyuda uzunmuş tarife göre kavak ağacı falan diye kapalı tarif etmiş ablam baksana vay vay vay ablam benim :)
Amaan ablacım, dert ettiğin şeye bak,
Aşk her yaşta güzeldir...
Aşk insanı nasıl da şairleştiriyor görüyor musun?
Sezen Cumhur görse kıskançlığından ortadan çatlar inan, o ne güzel tasvirdir öyle...
Ablacığım minnacık bir fotoğraf makinası sana eşlik edebilse de sen de o anlattığın güzellikleri bize görsel olarak da aktarabilsen ne şahane olacak biliyor musun...
Aşık ablam benim, seni seviyorum...
İzin alıp eve gitsene, bol limonlu sıcak bir çorba seni kendine getirir, üstüne de bi uyku...
uyanınca bir bakarsın hiç bir şeyin kalmamış...
Geçmiş olsun...
Kanka ablam kötü çarpılmış
ne izini ne evi
baksana evin kapısına kadar geliyor bırakıp içeri giremiyor iki tur sonra ancak zar zor eve girebilmiş
bence izin almasın içeri girmiyor ki :)
ah mine'l-aşk ve hâlâtihi
ahraka kalbî bi-harârâtihi
Kankacım, varma ablamın üstüne...
Aşk kadar güzel bir şey var mı?
Darısı Kalbi boş olanların başına...
Merhabalar
Gecmis olsun ablacim
Simarik demis bana yaa
Abicim su kankana sahip ol, ben bisey diyecem tirsiyorum
Amin amiin...
de bir tercüman istiyorum :)
ablacım gel sana bol limonlu mercimek çorbası yaptım sıcak sıcak iç ablam...
tırsacağın şeyi söyleme o zaman
şı-ma-rık kardeş :)
ayrıca kankam nediyecek
hem bak şımarık kardeş iyi
tırsıyorum diyorsun ya tırsak kardeş derim :))
HERKESE MERHABALAR
Vay vay canım kankam
kim bu rüzgar nasıl nerden esiyor
doğu
batı
kuzey
güney..
vay vay benim kankamı kimler aldı..
canım kankam geçmiş olsun..
ben dedim sana kanma bu rüzgarın tatlı tatlı esintisine diye.
ben sana kıyamam kankacım
hemen geliyorum ben sana bir pirinç çorbası yapmaya şöyle bol limonlu iç hem boğazına iyi gelir
hemde midene..,
Şimdi Türkiye de olsan o karşında camdan görünen meşe ağıcının yanında ki boşluğa bir çorbacı çoktan açılmıştı bile sende gider içerdin için ısınırdı.
ah bu avrupalı olmak ne zor..
Canım kankam aşka saygımız sonsuzdur bilirsin..
rüzgar şöyle bir estiğinde selamlarımızı söyle..
tercüman isteyecegine ac google arama motorunu istemedigin kadar tercüme cikarir sana
herseye hazir konmaya alismis zamane gencligi
şımarık olduğun kadar dilinde uzun senin
Kankaa ya kardeşini tut sakla yada beni tut dövmeyim kardeşini...
şııı-maaa-rııık
hatta sen biliyorsun...:)
Türk bilimadamları yeni bir akrep türü keşfetti ve yeni akrebe Türk ismi kondu. Dünyanın en zehirli akreplerinden...
Artik akrebin yeni adi "Abdullah Bayramî"
süpermis bayildim isme :)
Bak beni sinirlendirme abimin kankasi, sonra neler olur simdiden ben bile tahmin edemiyorum ha ona göre
seni abdullahbayramînin eline veririm
demek ki abdullah'lar zehirli oluyormuş :))
Mavigünüm hoşgeldin Kaya'ya laf yetiştirmekten fırsat bulamadım bi türlü
ayrıca ben mercimek çorbası yapmıştım ablama sen niye yapıyorsun :)
ooo birde tehdit haa
Abdullah bayrami'ye yazık olur söyleyeyim hiç deneme bence :)
hayir ben bu soruya cevap verirdim ama neyse :)
soru mu var ortada?
Facebook'ta görülmemiş vahşet
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=209956
bu siteye acayip sinir oluyordum zaten
kapatin gitsin..
Hişt,
rahat durun bakayım.
nedir problem?
paylaşamadığınız bişi mi var sizin?
Ablamları paylaşamıyorsanız haberiniz olsun ikisi de benimdir.
neden derseniz en çok ben seviyorum da ondan.
Kardeşim sen küçüksün, öp eylem ablanın elini, özür dile, kankacım sende uğraşma kardeşinle artık, hadi barışın barışın...
mercimek corbasiyla alakali yorumuna yazmistim eylemcim soru orda ;)
ama yaaa
ben niye özür diliyorum
önce o baslatti
o benimle uğraşıyor
ayrıca ablalarımı en çok sen sevmiyorsun
hıı gördüm
Al buyur işte kardeş olacak birde
şımarığın teki
kankalar hic ablalarima sulanmayin
sizin kankaniz var zaten :(
eylem abla bi corba yaparsan barisirim, mercimek olsun, ama corbada mercimek tadi da olsun
kardeşim ayıp olmuyor mu?
kankam mercimek çorbası yapmayı bilmiyor mu yani?
Biliyordur yaa...
Bilmese yapçam der mi?
Yoksa bilmiyor mu?
olabilir valla, bu yeni nesil bayanların yemekle pek arası yok...
hazır çorba mı yapmış?
yok artık...
Neyse bana müsaade
Simdiden herkese hayirli aksamlar diliyorum
kendinize dikkat edin, msn sifrelerinizi degistirin ve kolay cözülmemesi adina !"§$%&/ gibi simgelerden bir veya birkacini kullanin. zira su siralar msn sifresini cözen hackerlar isbasinda
Tüm güzellikler sizinle olsun
Yani nedeyim size
işi gücü bıraktım mercimek çorbası yapmaya gittim arkamdan neler denmiş.
Abisi o kardeşin mercimeğin tadını bilmediği için konuşuyor öyle
sana çorba falan yok kardeşi...
ben yeni nesil değilim
yaş olmuş otuz.onlar şimdikiler hazırcı...
bizim niye bu bilgiden haberimiz yok Kaya
yoksa sende mi hackerlardan birisin :)
Kankacim cok sag ol canim benim, sen hic yorulma gel birlikte kasiklayalim biz Eylem kardesimizin hazirladigi bol limonlu mis gibi mercimek corbasini... :)
Eylem kardeşim bak sana abla nasihati..
kavgada bile yaşını söylemiyeceksin..heh heh he
evet bu günde akşam oldu..
şarkılarla şiirlerle
herkese iyi akşamlar.
Bu arada kankacım bu rüzgar pabucumu dama attırmaz değil mi?
Bir estimi:))
iyi akşamlar kankam iyice dinlen ve sen hep iyi ol.
lütfen kendine dikkat et..
bir abla nasihati daha Eylemcim ne kadar sinirlenmis olsan da asla kendini oldugundan daha yasli söylemeyeceksin!:)
Kankacim merak etme hafif bir soguk alginligi benimki.. :)
Herkese iyi aksamlar diliyorum ben de, iyi dinlenmeler, iyi geceler...
he hee ablacım nasihatına uyarım bundan sonra :)
Seval ablacım kendine iyi bak
dinlenmeye çalış
tekrar geçmiş olsun...
Ablalarım,şımarık kardeşim ve sevgili kankam iyi akşamlar...
Bir nasihat daha gelmiş
tamam ablacım senide dinleyeceğim :)
iyi akşamlar...
Ve günaydınlar...
Güzel bir gün diliyorum...
Günaydin...
az önce günes ilk isiklariyla geldi, bugün aydinlik ve ilik bir ekim günü olacak sanki...
hepimize kolay gelsin, güzel haberler gelsin, ne gelecekse hayirlisi gelsin!
Günaydın
kolay gelsin...
herkese merhabalar.
tabiat ananın bu ekim ayında bize sunduğu güneşli aydınlık dolu bir bir gün ..
bakalım biz güne ne katabileceğiz..
sevgiyle kalın..
İyi akşamlar...
sevgi ve umutla
kendinize iyi bakın...
hayirli geceler
iyi geceler...
Günaydın
ve kolay gelsin...
Seval ablacım nasıl oldun
çayı demliyorum gelin sıcak sıcak içelim.yanınada kankam simit getirirse eski ve yeni kaşar var,maydanozda var yeriz hepberaber.
Kayacım akşam yeğenimin sayesinde seni anmış oldum.hikayesinde çocuğun adı kaya idi.başladı okumaya.
kaya'ya gelince hı! kaya mı?
kaya diye isim mi olur diye başladı gülmeye :)
bende olmaz mı dedim benim birtane şımarık kardeşim var onun adı Kaya dedim.Seviyorum ben kardeşime şımarık demeyi ya :)
hadi hadi fazla bekletmeyin acıktım...
Haa kankacım buralara gelirken kısa kollu tişörtle gelmeyi düşünme
en azından uzun kollu birşeyler giy
soğuk soğuk hasta olursun sende çarpılırsın bak bahara...:)
günaydın...
kankacım simitleri kaptım geliyorum, bahara söyle kaçmasın beni beklesin, bakalım bakalım nasıl çarpıyormuş...
Bahar bekle bekle
bir bardak daha çay iç
simitler şimdi geliyormuş
hem seni kankamla tanıştıracağım otur otur...
öhöö.. öhö...ay ay.... of anacim bu kuru kuru öksürük beni mahvetti.. ya, Eylemcim doldurup durma ablacim bi cay daha icersem kulaklarimdan burnumdan cay fiskiracak... oy.. oy... ahh basim.. zavalli ben... aman cocuklar dikkat edin.. baharlar carpti mi fena carpiyor.. :)
he hee ablacım tamam çay olayını kapattım çorba ister misin çorba :))
Ablacım sorma bu sefer kankam baharı çarptı.
leyla leyla geziyor bahar
ortalarda...:)
herkese merhabalar..
eylemcim demek bu sefer bahar kötü çarpıldı.. kankan bak arkandan kış geliyor dediyse kaçmış gitmiştir tabii.
eylemcim sanırım sizin oralardan kaçan bahar bu gün körfez de..
sevgili kankacım bak sen atla bir ucağa gel ben sana bakayım neden ben gelmiyorum çünkü sana dikkat et ''EVE GİT DİNLEN''DE demiyorum.
sor bana neden?
çünkü eve gidince sen aaa öksüren de kim yok o ben değilim olamaz nayır diyeceksin..
şurda biraz toz var alıyım
mutfak dağılmış toplayım
ama çocuklar aç kalmasın akşama bir yemek yapayım dersin..
sen gel körfeze bak denizle güneş bir flört havasındalar ki sorma
yok onların ki seviyeli bir ilişki arkadaşlarmış bilmem güneşin yalancısıyım.
deniz ise güneşin onla olmasından mutlu mesut arada sakin uslu dalgalrıyla sahile gelip gitmekte..
anlayacağın kankam..
ben balkondayım ne yapayım ki bu bahar gününde onların aşkını seyretmek çok güzel..
elimde çay..
söz sana eylem çorba getirecek..
hadi canım ben sana burda bakarım..
sezen in dediği gibi
seni pamuklara sararım..
ne belel isterim ne hesap sorarım..
keşke bu kadar uzak olmasaydın
sevgili kankam tekrar geçmiş olsun..
hepiniz sevgiyle kalın..
ben şu deniz ile güneşi seyre devam edeyim..
Oh benden iyisi yok valla, biraz naz yaptim, biraz miz mizlik Eylem kardesim elinde demlik dört döndü etrafimda, No Namecim kapti getirdi tazecik simitleri, her ne kadar agzimin tadi yoksa da... :)
Canim kankam cok sag ol, ben mahsus halimi abartip "Biraz naz yapiiim cocuklara da yaslilara bakmayi ögrensinler!" diye seyytmistim, yani kendim icin degil onlarin iyiligi icindi hersey.... he he.. ama sen de öyle güzel cagirmissin ki beni simdi gelemeyisime gercekten yanarim... :) kismetse insallah bir baska bahara..
Sen karsinda duran günesle denize benden selam söyle, bu günlerin degerini bilsinler ne de olsa kisin gelmesiyle birlikte onlarin da birbirlerinden uzak kalmalari yakindir.. ama cok da üzülmesinler canim, ne demis sair "...ne de olsa kisin sonu bahardir, bu da geliir bu da geceeer...."
balkonda aylaklık yapıyorsun,
önünde kahven, güneşin denizin havan...
hikaye tadında anlatımın, , ...
yaa ablacım hikaye dedim de aklıma geldi, yazman için şartlar oluşmuş...
leptop yoksa kağıt kalem de olur...
çoktaaandır hikaye gelmiyor senden...
hadi bismillah de başla. bekliyoruz...
Merhabalar
Hikaye mi?
Kim yaziyor?
Ne zaman?
???
vaay kardeşim gelmiş,
nasıl gidiyor?..
zor gidiyor abicim ugrasiyoruz
az sonra bi görüsmem olacak bi hocamla, dua edin de olumlu gecsin insallah
internette haberlere bakayim dedim fotograf galerisinde ilginc hayvanlarla karsilastim
http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=4526&no=1
Allahim neler yaratmis...
Hadi kardeşim Kaya gibi git Kaya gibi çık odadan
çakıl taşı olma sakın göreyim seni :)
Hadi başarılar
dualarımız seninle...
Kayacim Allah yardimcin olsun kardesim biz senin basaracagindan eminiz! Hadi bir gayret! :)
Herkese iyi aksamlar dilemek isterim, iyi paydoslar, iyi yolculuklar, iyi dinlenmeler..
Saglicakla kalin ve sevgiyle...
hadi başarılar,
türk
övün
çalış
güven
sevgili kaya kardeşim
tüm başarı dileklerimiz seninle olsun..
herkese iyi akşamlar..
Cok tesekkür ederim
sagolun
ama adam gelmedi yav..
1,5 saat bekletti beni bi de Prof. olacak
nerde Alman mantalitesi...
cok sinir etti coook
Hadin hayirli geceler
Günaydınlar
Hayırlı cumalar
Sıkma canını kardeşim canın sağolsun senin
elbet gelecek o prof...:)
Kolay gelsin...
Günaydin, günaydin..
Nihayet (en azindan bizim icin!) haftanin son is gününü karsiladik, hepimize güzel bir gün olsun, herkesin gönlünce gelismeler yasansin, darginlar barissin, kalpler kirilmasin, kimseler üzülmesin, öksürükler dinsin, hastalar iyilessin, tüm olasi zorluklar kolay gelsin... :)
herkese merhabalar..
iyi bir gün olsun..
prof.lar sözünde dursun..
Ah o proflar ahh
kardeşimi üzmeyin karşınızda beni bulursunuz :)
Kankamı dün bahar mı çarptı ne?
Nerelerde ki kendisi
off kankacım off illa tutturdun baharı göreceğim diye bak yoksun...
oflayınca başkan aklıma geldi nerdedir bu başkan
ıssız adam mı oldu ne oldu kayboldu...
Merhabalar
Hayirli Cumalar
Icitmada eksik mi var ne ?
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=210420
insanlar cok degisti coook
Körfezde ki bu yazdan kalma sonbahar gününde bahçeyle uğraşdım.Ne yapalım Balkonda oturmalarım adı ''aylaklık'' oldu.Bari dedim ki çıkıp biraz böğürtlenim ve ahududumla ilgileniyim.onları çapa ile toprağın hava almasını sonra su ile buluşmalarında aracı olayım.
sonra akşam sefaların,sardunyaların arasında açan gülleri ve portakal ağacındaki minik portakalları suladım bu arada da bende sudan nasibimi aldım..
yeşilin arasındaki kırmızıya dönüşmüş narların görüntüsünü o kadar güzeldiki dayamadım resimlerini çektim.
bu arada balkonda onları seyrine alıştığım güneş bana seslendi.ben çok sıcak diye düşününce
mavigün abla bıktınmı benden dedi.
bende güneş kardeş senden bıkılır mı? dedim deniz ne yapıyor.sizlerin körfezdeki bu aşkınızı ailemle paylaştım dedim. dediki benim kankam onlara selam söyle aşklarına iyi baksınlar bu vuslat günlerinin bitmek üzere olduğunu bu günlerin kıymetini bilsinler.Güneş biraz mahcup olınca ordan konuşmamızı duyan deniz söze karıştı
deniz dedi ben çok hırçın olurum güneş olmayınca köpürür dalgalarım sahile kızgın kızgın vurur.
güneş ben dedi kışın denizle dans hiç edemem kara kara bulutlar girer aramıza ..
bende dedim ki korkmayın dedi kankam kışın sonu baharmış sen tekrar bizle olacakmışsın.
Güneş dediki özleyeceğim hepinizi beni görünce sevinen insanları ,bir kedinin benim sıcaklığımdan bulanıp bir gölge bulup salınıp yatmasını denizle buluştuğumda denize giren çocukların sesleriyle dans edişimi ve yağmur kardeşimin beni her yağışdan sonra toprak anayı kurutmak için çağırısını unutmayacağım gurbet zor sizlerden ayrı kalmak zor dedi. peki siz karlarda yuvarlanırken kartopu oynarken çocuklar neşe içinde zıplarken lapa lapa kar yağmasını seyrederken pencereden yaşlı bir teyze unutmazsınız değil mi beni dedi..
Olur mu güneş kardeş dedim hem sen karları eritmek için bize gene o güzel yüzünü göstereceksin biz sen tekrar bizlerle buluştuğun içinde o gün çok sevineceğiz.
güneş ama sizi ısıtamıyacağım genede beni sevecekmisiniz.
sevgili güneş kardeş biz seni sadece ısıttığını için değil bizim günümüzü aydınlattığın o kara kara bulutları başımızdan kovduğun içinde seviniyoruz.hele yağmur yağıp toprağı ıslatıp sende kendini gösterdiğin de o toprağın kokusunu içimize çekiyoruz ki..
deniz kardeş evet dedi sen kışında gel ısıtmasan benle dans etmesen de gel senle bende aydınlanıyorum bütün hiddettim bütün şiddetim de senin aydınlığında sakinleşiyor..
güneş dediki yavaş yavaş yoruldum sabahın ilk ışıkalarından beri ayaktayım.şöyle batıya doğru yol almam lazım
hoşçakal mavigün ailene selam söyle kankanı da öp benim için..
hoşçakal güneş yarın da gel olur mu?
kısmet mavigün dedi batıya doğru yol alırkende yavaş yavaş bir rüzgar da esmeye başladı.
bahçeden içeri girdim..
Bu ne güzel bir hikayeciktir böyle, canim Kankam benim ne güzel isler becermis, neler neler gecirmissin icinden, ne güzel sohbet etmissin Günes ve Deniz ile... Büroda haftanin son islerini halletme telasinin icinden bir kacamak yaparak veda etmek icin geldigim sitemizde o güzel sohbette anildigimi görmek bana cok iyi geldi, yüregine bin saglik arkadasim...
Eveet bir haftasonu tatilinin daha arifesinde sevgili BBO ailesinin tüm fertlerine iyi tatiller diliyorum, hepinize candan sevgiler, selamlar...
Mavigün ablam ben o bahçeyi görmek istiyorum
böyle de anlatılmaz ki canım :)
ellerine yüregine sağlık ablacım...
iyi tatiller Seval ablacım...
Ve iyi akşamlar...
iyi akşamlar...
gittim gördüm geldim,
gerçekten de konya altı saat miş...
ne konyasi abicim hayirdir ?
deyim o
"git gel konya altı saat"
derler...
neyse ben gidip yatayım artık,
iyi geceler...
bi tane daha ;
"kartal pendik gittik geldik"
şimdilik aklıma bunlar geldi, ama vardır daha...
günaydın...
güzel bir gün olur inşallah...
Günaydınlar
inşallah kanka...
gidip gelmişsin bir yerlere hoşgeldin...
kolay gelsin...
Merhabalar
Gitti bir hafta daha, yenisini gönderin
göndermeyin...
onu da eskitçek nasılsa...
evet bencede :)
iyi günler,iyi tatiller...
"eski" olmazsa "yeni"nin ne anlami kalirdi ki..
iyi geceler...
hayirli geceler
günaydın,
iyi pazarlar...
Yeni hikayemizle aranızdayız...
Birinci bölümle başlıyoruz...
ESKİ MAHALLE.
''Aşk ve ölüm arasındaki tek benzerlik her ikisininde insanın karşısına ne zaman çıkacağının bilinmemesindedir.''
Hızlı hızlı nefes almaktaydı bir adım daha atacak hali kalmamıştı. 30 unu çoktan devirmiş olmalıydı. Büyük çınar ağacının altındaki, Üsküdar Belediyesi yazan banka oturarak uzun bir süre kız kulesini seyretti... Neden sonra arkasına yaslandı; “ne kadar dinlenmeye ihtiyacım var” diye düşündü. Her geçen gün kendisinden korkar olmuştu. Etrafına baktı, hayat kendisiyle ilgilenmeden akıp gitmekteydi. Sanki kendisi bu hayatın içinde değildi de yanıbaşında devam etmekteydi. Kalkıp bir adım atsa, hayat onu elinden tutup içine çekecekmiş gibi gelmişti kendisine. Sıkıca banka tuttundu. İçi ürperdi. Elini saçlarına götürerek bir tel saç çekti, canı yanınca kendi kendisine gülümsedi, demek ki ölmemişti... "Çıkmayan candan ümit kesilmezmiş" kendisi de böyle bir can mıydı acaba?..
Yavaşça banktan kalktı biraz yürüdükten sonra ilerdeki bir kafeye girdi, boğazı kurumuştu. Bir çay ve su söyleyerek oturdu. Garson bir iki dakika sonra istediklerini getirdi. Önce bir solukta suyu içmeye başladı, soğuktu, her bir damlası hayata ve bu kargaşaya doğru onu itiyor ve koptuğu zamana tekrar bağlıyor gibiydi. Suyu bitirdikten sonra derin bir oooh çekti. Kendine gelmişti. Çayına bir tek kesme şeker atıp karıştırmaya başladı. "Akşam simidi" diye bağıran çocuktan bir simit aldı. Acıkmıştı...
**************
devamı var
Iyi pazarlar
iyi tatiller
Ablam ellerine saglik
hadi bakalim devam et
Bu arada Milli Takimimiz bu sefer de Dünya Kupasina katilmaya hak kazanamadi
herkese hayirli geceler
iyi geceler...
merhabalar
hepimize günaydın.
Günaydın...
iyi bir hafta olur inşallah...
Herkese merhaba,
rüzgarli, serin bir sonbahar sabahina uyandik! Hepimize güzel bir gün, güzel bir hafta diliyorum...
Kolay gelsin!
Canim Kankacigim yeni hikayecik daha ilk satirlariyla tüm dikkatimizi üzerine cekiverdi devamini sabirsizlikla bekliyoruz... :)
Evet hikayemiz devam ediyor...
Eski mahalle 2. bl.
Cem kravatını gevşettiği sırada kapıdan mahcup bir şekilde kendine gülümseyen sekreterine baktı.
-"Cem bey bir hastanız var."
-"Zühal hanım çok yorgunum, başka hasta almamanızı söylemiştim sanırım."
-"Özür dilerim efendim, işinizin olduğunu söyledim, ancak arkadaşınız olduğunu söyleyince görmek isteyeceğinizi düşündüm."
Cem merakla;
-"Adı ne? Al hemen içeri"
-" Ekrem efendim, Ekrem Semerci."
Ekrem kendisindeki değişimi çözmeye çalışmış bir türlü başarılı olamamıştı. Bunun gerilere itelediği bir şey olmasından şüphe duyuyordu. Bu yüzden Cem'e gelmeyi kendine kabul ettirebilmesi 6 ayını almıştı. Altı aydır aynı kafede soluklanıyordu. Garsonlarla ve simitçi çocukla ahbap olmuştu...
Ebru saatine baktı, gene geç gelecek anlaşılan diye düşündü. Artık buluşacakları yere gidip onu beklemekten sıkılmaya başlamış, defalarca bir defa daha gecikirse beklemiyeceğine dair kendine söz verse de ha geldi ha gelecek, beş dakika daha diye diye bekleyişi saatleri buluyordu. Beyefendi koşa koşa cafenin kapısından girdiğinde bahanesi her zaman hazırdı, tam kapıdan çıkarken bir hastası gelmiş olurdu. Konu geç gelmesi değil bu bekletmeyi sevmesiydi. Bazen Ebru'nun bir işi olur, Cem geldiğinde en azından bir not bulurdu.
devamı var
herkese merhabalar
hepimize iyi bir hafta olsun..
eylem kardeşim ne demek sen gelmek iste yeter ki..
sahi günaydın dememişsin..
hayırdır ..
inşallah bir aksiklik yoktur..
kankacım canım burda henüz havalar serinlemedi bakalım balkanlardan yola çıktığı söyleniyor .
Kankacim hosgeldin! Eylem kardesimiz muhtemele Telekomla baglanti sorunu yasiyordur, ya da elektrik alamamistir TEK´ten.. :)
Hikayecik kahramanlarinin isimleriyle canlandi, eeee sonrasi? Ellerine, yüregine saglik, devamini bekliyoruz canim..
çok çabuk tüketiyorsunuz ama,
ne kadar zamanda yazılıyor o hikaye...
yok öyle, 2 dakikada okuyun sonra yolla devamını...
olmaz!..
gıdım gıdım vercem.
günde bir bölüm verirsem güzel olur bence...
yok yok yenisi gelene kadar azar azar idare edecez anlaşılan...
kankacım sesin çıkmıyor, sigortaların atık sanırım...
Merhabalar
Ablam ellerine saglik, hikayeye bikac isim girmis ama kim ne yapar, ne icer, ne yer, kim bunlar? Eylem nerde? Nolacak bu memleketin hali?
Kayacim sen ögrenci adamsin git derslerine calis, memleketin halini malini düsünme! :)
Eylemcik kayip ama ailecek henüz meraklanma asamasinda degiliz, "Cikacak elbet ortaya!" iyimserliginde beklemekteyiz! :)
Mavigün ablan gördügün gibi bizi sevindirmeye devam etmekte ancak No Namemiz bize bunu cok görmekte ve hikayecigi gidim gidim vermekle eziyet etmekte.... Ne yapalim öyle olsun. Hatta alacagi olsun! :)
Benim sartlarim bugün uygun, patronumuz izinde oldugu icin bürodan erken cikabilirim, hala hasta sayilirim, dünya kadar ilac aldim belki sevincten sasirmis olabilirim... Yani demek istedigim herkese iyi aksamlar, iyi dinlenmeler, iyi sevinmeler diledigimdir...:)
sevgiler...
günaydınlar,
güzel bir gün olur inşallah...
kahvaltı için kırkağaç kavunu kestim, bal gibi...
yanında peynir çeşitleri...
çıtır simit, kaymak ve de bal...
sıcak ve demli çay...
buyrun bekliyorum...
Günaydınlar
dün yokluğum hakkında doğru tahminlerde bulunmuşsunuz
hepsi bir aradaydı
bakalım bugün neler olacak kısmet...
Kankam da kahvaltı hazırlamış
güzel görünüyor
ellerine sağlık kankacım...
hımm...
işte 3. bölüm...
iyi okumalar...
Eski mahalle 3. bölüm
Cem, eski arkadaşı olan Ekrem'i beklerken, Ebru'yla randevusu aklına geldi.
-"Zühal" diye seslendi. -"Ebru hanımı arayıp gelemeyeceğimi bildirir misin?"
Ayağa kalkarak pencereye doğru yürüdü, camdan dışarı bakarak derin bir iç çekti. Başını çevirerek odanın kapısına baktı, bu tempoda koşuşturmadan sıkılmış yorulmuştu. Koca şehir üstüne yıkılıyordu. Kaçıp gitmeyi düşündü bir an, imkan olsaydı da kimseye görünmeden buharlaşabilseydi.
Gevşettiği kravatını sıkarak, "böylesi daha iyi" dedi böylece tüm sıkıntımı kravata yükleyebilirim. Gülümsedi, kendini kandırmak bu mesleğin kendisine öğrettiklerindendi. Kendinden kaçmak... Tüm hastalarına "kendinizle yüzleşmekten korkmayın" derken... iki yüzlülüğün kitabını yazasın sen oğlum dedi...
Ekrem Semerci...
Bir zamanlar hayatının en değerli insanı, dışarda onun tarafından kabul edilmeyi bekliyordu...
Güzel sekreter; -" Ekrem bey" dediğinde birden irkildi. Endişeli gözlerle kendisine seslenen kişiyi, yeri, mekanı çözmeye çalışıyor gibiydi.
Deneyimli Sekreter hastasının şokta olduğunu anlamıştı;
-"Ekrem bey, buyrun efendim Cem bey sizi bekliyor."
Ekrem sekreterin sesiyle kendine geldi, "sırat köprüsü dedikleri yol, bir doktorun kapısına gitmek gibi mi?" diye düşündü. Bir psikiyatra gelmenin zorluğu...
Psikiyatrlığın en büyük zorluğu, hasta olan organın bir filmi olmaması idi. Herşeyin bir tahlili bir röntgen filmi vardı ama "Buyrun sizin ruhunuzun filmi, bir bakın" diyemiyorlardı. Aklın bile olup olmadığı belli oluyordu ama ruhumuzun sağlığını hangi röntgen filmi, hangi tahlil ortaya koyacaktı...
Kapıya geldiğinde hafifçe vurdu.
İçerdeki ses; "Gir" dedi.
Ebru gelen telefona çok şaşmıştı. Demek ki son tehdit işe yaramıştı. Cem artık telefon denen aracın ne işe yaradığını öğrenmişti.
Cem ile sekiz ay önce hastanenin açılışında karşılaşmışlardı. Hastahane yönetimi Cem'le çalışmak istemiş, hastahanenin personel müdiresi olarak ikna görevi bana düşmüştü. Onun hiç bir zaman bir hastaneye bağlı çalışmayacağını sonradan anlayacaktım. Sanırım o da bu yüzden bütün ilgisini bana yöneltmişti. Ertesi gün beni aradığında, çalışmayı kabul ettiğini sanmakla aldandığımı anlamıştım.
Fakat onun yapmış olduğu yemek davetini ise reddetmemiştim...
pişti olmuşuz...
kankacım hoş geldin,
geçmiş olsun, dün aradı gözlerimiz seni...
sana sıcak bir çorba söylüyorum, mercimek çorbası, bol limonlu iyi gelir...
Yok kanka ben sadece demli çay içeceğim zahmet etme sen
teşekkür ederim yinede...
ayrıca hasta değilim ki
Ha belki kafayı üşütmüşümdür orası ayrı:)
Günaydin..
Soguk ve aydinlik bir güne uyandik Almanya´da sicaklik bugün sadece 6 derece yine de simdilik!! günesli bir gün. Ancak isitmadan parlayan günese bakip gün gectikce soguklarin artacagini, günlerin kisalacagini düsünmeden edemiyor insan...
Sabah sabah sonbahar hüzünlerine firsat vermeden böylesi güzel bir kahvalti davetiyle bu sali gününü pozitif enerjiyle baslattigin icin cok sag ol No Namecim... :)
Eylemcim hosgeldin, o limonlu sicak corbayi bana uzat sen ablam hasta olan hala benim..:)
tabi ablacım uzatayım hemen
henüz düzelemedin mi ?
bak havalarda iyice soğuyor dikkatli olalım...
herkese merhabalar
eylem kardeşim hoşgeldin canım.
no name şu kavundan bir dilim yolla kardeşim ablana..
kankam benim demek sıcaklık bu kadar düştü.Bizler ise gitti gidecek sıcaklara vedaya hazırlanıyoruz .
Anlaşılan sen öksürüğü hastalıktan saymaman onu çok gücendirmiş olacak ki..''sen görürsün'' diye yerleştikçe yerleşmiş.Gel gör ki bu uzun zaman geçmeyen öksüreğe karşı artık bir doktora gitsen diyorum..yani belki başka bir ilaç verir.Ne dersin bu çorba ,çay ile geçmeyecek korkarım.
Kankacim sen de hosgeldin, sefalar getirdin! :)
Öksürük gecmiyor haklisin canim ya, adeta inatla yerlesiyor ama ben de az inatci degilimdir hani ögünmek gibi olmasin da... Neyse biraz daha bekleyelim bakalim ne olcek... :)
öksürüğün ilacını ben biliyorum,
paylaşıyorum...
seval ablacım, evde tahin varsa üstünde biriken yağından bir kaşık içiyorsun, allahın izniyle öksürükten yana şifa buluyorsun. dene bak...
geçmiş olsun...
Ablacım maalesef kavun kalmadı, kankam sağolsun aç değilim, canım çekmiyor, ı-ıh yemeyecem diye diye koca kavunu bitirdi...
sana hemen yenisini kesiyorum ablacım, yanına da sıcacık peynirli su böreği...
afiyet olsun...
Merhabalar
Güzel baslamis gün, gerisi de güzeö gelir insallah
Kolay gelsin cümleten
No Namecim tavsiyen icin cok sag ol, ancak simdi is yerimde tahin yok tabi ama aksam eve dönünce dedigin gibi kavanozunun üstünde biriken yagdan bir kasik alir denerim... :)
Kayacim hosgeldin, sana da kolay gelsin... :)
Hosbuldum ablacim
Mavigun ablam ellerine saglik
bu hikaye tutar
burdan yetkililere seslenmek istiyorum, bu hikayeye dizi cekilir, hatta ne dizisi sinema filmi cekilir, altin portakali da alir
Ben de hoşbuldum.Naber şımarık kardeş :)
Koca kavunu ben mi bitirmişim
benim elime bir dilim vermiştin sadece gerisini görmedim
Mavigünüm ellerine sağlık
ben daha kardeşim kadar yorum yapamam çünkü henüz bir bölüm okuyabildim.hepsini okuyunca portakallık mı oscarlık mı bakacağız:)
Öksürüğün ilacını bilen kankam
başağrısı içinde bir önerin var mı?
ben biliyom bas agrisi icin ilaci
kadinlardan uzak duracaksin
olmaz mı,
öncelikle geçmiş olsun...
sonra bir bardak sodanın içine yarım limon sıkıyorsun ve afiyetle içiyorsun, ama dur yaa bu akşamdan kalanların baş ağrısı içindi...
sen en iyisi bi aspirin al, ama mutlaka aç karnına olsun( daha çabuk tesir eder)sonra yüzünü soğuk suyla yıka fakat kurulama bırak kendi kendine kurusun, geçmiş olsun...
Ruhumda delikanlılık var ama erkek değilim ben Kaya :)
Aspirin işide olmadı şimdi
aç karnına demişsin kankam
yarım saat önce deseydin tamamdıda
biraz önce doyurmuştum ne olacak şimdi
Bugün de erken cikma sansim var benim, sizlere iyi aksamlar, iyi dinlenmeler, iyi sohbetler ve "Papatyam" yahut "Canim Ailem" ile keyifli saatler dileyip gidiyorum... Eh, kismetse yarin görüsmek yine burda olmak üzere sevgiyle kalin...
offf offf bugünde geçti.gene benden baba olmaz yok.bakalım yarına
yarin da yok
hayirli aksamlar herkese
Ertesi günde yok
benden de iyi akşamlar...
günaydın
umarım güzel şeylere gebe bir güne uyanmışızdır...
Günaydin...
Eveeet, bizim icin kesinlesti denebilir yani sonbahardan önce kis geldi! Birdenbire sararip solan yapraklar, her gün bir öncekinden daha soguk esen rüzgar, aniden baslayan yagmurlar derken bu sabah ilk defa arabamin camlarinda olusan buz tabakasini kazimak zorunda kaldim ve anladim kis geldi! Ne diyelim hosgeldi! :)
No Namecim ben de senin gibi güzel bir güne uyandigimizi umuyorum...
Kolay gelsin..
ablacım günaydın,
kankama baskına gidelim mi,
kahvaltı hazırlasın bize...
ablacım kankam kahvaltıyı duydu bugün gelmez artık, kapı duvar...
boşuna ankara'ya kadar yorulma, orada ye bişeyler artık, ben de dönüyorum, yolda bişiler yerim bende...
evet,
gelen 4. bölüm
istek üzerine bölümler uzadı farketmişsinizdir...
*******
İçeri giren Ekrem, neşe içinde masasından kalkıp ona kollarını açan Cem'i görünce hastadan ziyede arkadaşına uğrayan biri gibi kendini rahat hissetmişti.
-"Hoş geldin Ekremciğim, hoş geldin dostum, gel sana bir sarılayım, neler yapıyorsun bakalım?.."
Cem içinden bu coşkusunun abartılı bir hal aldığını sezse de Ekrem'i görmekten mutlu olduğunu saklamayı başaramıyor, onun hasta olarak geldiğini unutmuşa benziyordu.
-"Hoşbulduk" diyen Ekrem'in sesi ve ne yapacağını bilemiyen tavrı Cem'in aklını başına getirdi. Kendisi diğer doktorlar gibi rahat gelinen bir yer olmadığını hastalarından öğrenmişti. Hep bir utanma hep bir kendini suçlama vardı bu gelişlerde.
Cem masasına geçti.
-"Bana geldiğine sevindim" dedi.
-"Başka kimseye gitmek istemedim."
-"Sevindim" dedi, tekrardan Cem.
Cem tekrar kalkıp pencereden dışarı baktı, deminki koşturma biraz olsun azalmış, insanlar dışardan korkarcasına kapalı alanlara bırakmışlardı kendilerini sanki.
-"O zaman bana gelme nedenini sorabilir miyim, neden buradasın? Yani bir hasta olarak."
Ekrem aklındaki kelimeleri sıraya dizer gibi bir kaç dakika öylece durdu, odayı sessizlik almış masanın üzerindeki stres toplarının tepesinde duran saatin tik takları duyuluyordu. Anlatmaya başladığında Cem pencerenin yanından gelip onun karşısına oturmuştu.
bitmez...
Günaydınlar
Kankacım sen zile basmayı akıl etmezsen tabi kapı duvar olur
havalar soğudu kapı pencere kapandı artık
mis gibi kahvaltıyı geri çevirmişsin
bende hazırlık yapıyordum mutfakta hazırlayıp bizimkileri çağırayım diye
ama kısmet artık
Seval ablam sen gel,kankam dönemez artık geri yolu yarılamıştır o...
hadi bakalım kolay gelsin
ellerine sağlık ablacım,
gönderen kankamında ellerine sağlık...
ablacım sende kaçırdın güzelim kahvaltıyı
hadi kankam zile basmadan gitmiş sen niye uyuyorsun onun sözüne cık cık cık:)
tüüüh tüh... yani.... ama.. Eylemcim benim büroya dönmem lazimdi be canim, önemli bir ihale vardi hazirlamam gereken cünkü is arkadasim hemen alip götürecek eliyle teslim edecek diye acele ettim yoksa o kahvalti kacar miydi yaaa... :)
tamam o zaman,
madem zili bulamıyorum, buradan haber veriyorum.
öğle yemeği için gelsek seni bulabilme ihtimalimiz nedir?
Kaçtı yaaa ablacım :)
gri bulutlar çöktü,rüzgar bir oraya bir buraya esti yapraklar savruldu ve
sonunda şakır şakır yağmaya başladı yağmur...
gelirken dikkatli olun kankacım
beni bulma ihtimaliniz %100 ama yemeği bilemem :))
herkese merhabalar
hepimizin günü iyi geçsin..
Menü:
Kuru fasulye
http://www.portakalagaci.com/
photos/uncategorized/kuru_
fasulye1.jpg
Pilav
http://farm4.static.flickr.com/
3422/3367459021_b73c0656bd.jpg
Salata
http://img.blogcu.com/uploads/cumbada_salata.JPG
Sarma
http://img159.imageshack.us/img159/5859/
beypazarisarmasito1.jpg
Börek
http://img238.imageshack.us/
img238/2667/suboregisj7.jpg
Tatlı
http://www.garajtasarim.com/
images/portfolyo/profesyonel-
fotograf/bogazici-lokantasi-
yemekler-01.jpg
umarım beğenirsiniz
linklerde açılır
Afiyet olsun...
O kadar da uğraşmıştım
masanın başında öylece oturup kaldım...
neyse yarın ısıtırım artık :)
birdaha yemek falan hazırlamayacağım :(
Ah Eylemcim canim kardesim sen o kadar hazirlik yaptin demek... tüh ama ya, bendeki sansa bakar misin, sabahleyin o güzel kahvaltiyi sirketin ihalesine kurban ettim, simdi de bu sahane öglen yemegi karambole geldi iyi mi... yine kaldik ac ac acikta...ahh kafa ahhh... insan gelir bi bakar di mi... yok ama olmaz yani, bu kadar da sanssizlik olmaz ki canim... cik cik cik... :)
benim icin bu günlük is saatlerinin son dakikalari bitmek üzere.. birazdan insallah cikiyorum evime, cocuklarimin yanina gitmek icin, hepiniz kalin saglicakla ve sevgiyle... :)
Sayet kismetse yarin yine birlikteyizdir...
Görüşebilmek dileğiyle...
İyi akşamlar...
Ve Günaydın
Kardeşim dün hiç görünmemişsin
Kanka iyi gecelerde denmemiş
o kadar öğle yemeği hazırlattın gelmedin de zaten...
Neredesiniz? Merakta bırakmayın bizi
E hadi bakalım kolay gelsin...
günaydın,
kankacım ne desen haklısın, pardon...
işe güce dalıyoruz bazen aklımız başımızdan uçuyor.
neyse bugün yeriz artık, öğle yemeği düşünmeyiz en azından, hazır çünkü...
herkese kolaylıklar diliyorum, güzel bir gün olur inşallah...
Günaydin BBO Ailesi, günaydin Dünya, günaydin Eylemcim, güzel bir persembe, güzel bir gün olsun canim hepimize...
Sinavlardan geciyoruz an be an, dileyelim de sinayan kolaylik da versin..
Amin, hepimize...
evet öğle yemeği hazır:)
ama ben acıktım kahvaltıda yapmadım
öğleye kadar bekleyemem ki ne yapsak...
o zaman taze çıtır simit kapıp geliyorum yanında krem peynirle, çay hazır mı?
hazır hazır
ellerine sağlık kankam
seval ablaa çabuk gel yetişirsen yersin :)
Beşinci bölüm geldiii...
iyi okumalar...
eski mahalle bölüm 5
-"Herşey altı ay önce başladı, bir süredir uzun süren yürüyüşler yapıyordum. Bu yürüyüşler pek de masum olmayan bir kriz gibi geliyorlardı. O zaman soluklarım hızlanmış koşmakla yürümek arasındaki şehir turum benim eski mahalleme kadar getiriyordu. Neden yürüdüğümü bile bilmiyorum. Neden burada olduğumu da... Aylardır nerede olursa olayayım nefesim daralıyor kalp atışım hızlanıyor soluksuz kalıyor ve yürümeye başlıyordum. Sanki yürüdükçe soluk alıyor, soluk aldıkça daha çok yürüyordum. Bu krizin ne zaman nasıl geleceği, hangi ruh halimde beni bulacağını hiç bilmiyordum. Keyifle uyandığım sabahlarda, çalışma esnasında en olmadık yerde, bir toplantıya girerken ya da toplantıda buluyordu beni. Birden soluksuz kalıyordum, bulunduğum ortamdan uzaklaşmak, hemen orayı terk ederek yürümek hava almak istiyordum. Ve neden sonra, çocukluğumun geçtiği mahallede bir çınar ağacının altındaki bankta kendimi oturur buluyordum. Aylardır anlamadığım yürüyüşler sonunda aklımın ve ruhumun esir alındığını hissediyor, kendimle mücadele veriyordum..."
Ekrem birden durdu, nerde olduğunu hatırlamak ister gibi Cem'e baktı.
Cem;
-"Nasıl bir mücadele veriyordun ki?"
-"Çalışığım zaman kendime engel olamıyordum, fakat tatil günlerinde kendime bir kelepçe satın almıştım. Nefessiz kalmaya başladığım, bu sebebini bilmediğim krizin geleceğini anladığım anda kendimi yatağa kelepçeliyordum. Bu da çözüm olmadı çünkü anahtarını da cebimde taşıdığımdan, kendimin gardiyanı gene kendim oluyordum."
devamı var var...
çok ilginç gelişiyor hikaye
değişik bir ruh hali var...
bakalım devamında neler olacak?
İştecik altıncı bölüm
Part 6
Ebru eve geldiğinde Cem'i düşündü. Cem onu aramasaydı kendisi onu ararmıydı acaba. Cem oldukça yakışıklı, kadınlar tarafından beğenilen, karizmatik bir kişiliğe sahipti, kendisi de bunun farkıda olduğundan çevresini bir gülümsemesiye tüm yaptıklarını unutacak kadınlar sarmıştı... İkisi de birbirlerine aşık değillerdi. Bunu ilk seviştiklerinde anlamıştı... Sevişme bittiğinde onu düşünmediğini ona kaba davrandığını söyleyemezdi ama nedense tüm sevişmelerinde onun hep kendisinden uzaklarda olduğunu hissediyor, kendini kullanılmış gibi hissediyordu...
Cem'in sevişirken bu soğukluğu, onun o arkadaş canlısı herkese yardım eden yapısıyla o kadar zıtlık oluşturuyordu ki... Ebru bu durumu olduğu gibi kabul etmişti. Biraz da kendisinin işine böyle geliyordu. Onun arkadaşlığı o kadar hoşuma gidyordu ki onun kendisiyle sevişirken başkasıyla olması umrunda değildi. Her ikisi de kendi sınırlarıından dışarı çıkmadan bir ilişki yaşıyordu. Kimse birbirinden fazlasını istemiyor, verildiği kadarına razı oluyordu...
Ayaklarının dibinde miyavlayan kedisini kucağına aldı ve pencereden çınar ağacının altındaki bank bu gün boş diye düşündü...
***********
Cem saatine baktı, yaklaşık 2 saattir Ekrem anlatıyordu.
-"Ekremcim bu günlük keselim istersen, her şeyi bir güne sığdıramayız."
Ekrem sanki kestiğinde okuduğu yeri kaybeden çocuk gibi birden şaşaladı;
-"Bu kadar mı?" dedi,
-"Yok değil ama bu gün yoruldun, yarın kaçta gelebilirsin? İstersen dışarda bir yerde de buluşabiliriz."
-"Yok ben buraya gelirim."
Ekrem başka bir şey söylemeden hızla yerinden kalktı;
-"Görüşürüz" dedi ve gitti.
Cem arkasından bir şey söyleyememişti.
Ekrem eğer kendisini bulmaya karar vermişse tekrar gelecekti.
Muayenehanesinde tek başına kalan Cem, biraz evvel Ekrem'in kalktığı koltuğa kendi geçti.
bitmez...
E tabi cem onu dinle bunu dinle garibimi dinleyen yok.geçmiş sonunda ekremin oturduğu koltuğa kendi kendini dinleyecek :)
bence ebruda otursun o koltuğa...
ebru ekreme mi aşık
çınar ağacının altındaki bank boşmuş çok ilgilendirdi onu?
Ayrıca bugün niye iki bölüm yayınlandı.Kaç bölümlük anlaşma yaptın senaristle kankacım
reytingler yüksek olursa finali vermeden senaryoda uzatmaya gidilme durumu var mı?varsa kaç bölüm olur?
neyse bende cem'in koltuğuna oturmadan susup işime devam edeyim..
aslında cem de yakışıklı diyor,süreklide dinliyor
gidip otursam mı koltuğa şu cem'i görsem bi...:)
Ablacım ellerine yüreğine sağlık...
cem'inde koltuğunda sahibi var, otur oturduğun yerde kankacım...
bence aralarında aşk meşk yok, düzeyli bir ilişki var, arkadaş gibiler, yakın arkadaş , ama çok yakın arkadaş...
canlar merhabalar..
Hepimize güzel bir gün olsun...
Bu gün bizim ailemiz için de güzel bir gün..
yeğenim Ilgın ın bu gün doğum günü..
burdan kendisine
İYİ Kİ DOĞDUN ILGIN ..
nice yıllara..
o gülen yüzün solmasın..
seni seviyorum canım..
Diye sesleniyorum..
Ilgın kardeş,
iyi ki doğdun...
ömrünce sürecek gülümsemeler diliyorum...
"iyi ki doğdun Ilgın
nice güzel yaşlara..."
Kankacım çok rahat görünüyordu ama koltuk.nerden almış onu sorsaydım bari cem'e :)
Kankacigim ben de yegenimizin dogum gününü candan kutlamak isterim, Allah ona saglik ve sevinc dolu, sevdiklerinin yaninda gecirecegi cook uzun ve mutlu nice nice yillar hediye etsin...
Özlendiniz...
Siz miydiniz yüzünüzü güneşe dönünce, sırtınızda özlem gölgesini saklayan!
mavisinden hoşnut deniz, içimde telaşlı bir dalga masum bir seviş
limanlara gelen gemilerin neler taşıdığını bilseniz
benzerliğimiz aşina yüklerdir ah bir görseniz!
kurgusuz bir rüyadan düşse sesiniz uykusuz kalır gece ve gündüz
ne çok benzer ruhumuzdaki izler ve engin deniz…
ya sözleriniz düşse kitap aralarına şiirleriniz dokunur dudaklarıma
ki siz ayracına aldığım düşsünüz gözlerimin yanı başında
açılınca kirpikleriniz…
sabaha az kala güneşe yakalandı gözlerimiz, kamaşıp kirpiklerimiz
sıcak kahve tadında sohbet içinde eğrildi diller
gittiniz yine geliniz,
özlem; okunması zor roman
ne zaman perdelerini çekse gökyüzü üstümü örtmeye gelir elleriniz.
eski zaman karşılaşmasıdır su üstüne yazılan yazı
ne vakit düşünsem bakışlarınızı gülümser Marmara
gemiler geçer düdüğü çığırtkan, başı beyaz sevdalı
martı kanatlarına yüklenir gider içimde ki aşina
özleme çalar durur türlü sazı…
zambak morlarını verince zamana koruk üzüm tatlanınca
geleceksin tozlu yolları terkisine atıp zaman ürerken
bergamotlu çay kokusu düşünce ince bele
biz susam tanelerince döküleceğiz güne
bilseniz bir bilseniz sokaklar yine şen kızlara dönecek
izninizle…
uzun geceler alırdınız yanınıza birde ucu yanık mektuplar
laternada çalan müzikle, dur durak bilmez dansa kalkar sevinç
siz böyle değildiniz eskiden, şimdi ne güzelsiniz!
sus! bir şey söyleme mutlu s/giz...
ertelenen sevdalar ve gezginindir yollar
sabır bileylenmez bir acı ve bil ki;
uykuya dalarsa şehir, sokaklar giderse kendine
siz yine geliniz
özlendiniz...
Neslihan Yazıcılar
Kibrit Alevi...
Şimdi üşüyordur sizin yaylalar
uzundur kış
zemheri kızıdır kuzgun saçlı ayaz
göğüslerini iri iri açar rüzgâra
iliklerine
tenine saklanır kurutur boğazını
keskindir özlemin sancısı
belki demli çayda tek şekerli bir rüyadır
kış uykusu…
her mevsim kaderini yaşar
beşer de uyar
toplar yılları
ömrü sayar
ruhu kaç ayardaysa
gönül terazisi
tartsa tartsa kendi darası kadar.
güneş küskün sevgilidir yüzünü buran
ak bulutların yanaklarından süzüle gelen
tanrısı damlalar
dökülür saçlarından lapa lapa kar
doğumda
mutlulukta
ölümde beyazdır
oysa toprak tenimizde oyalanmaktır yaşamak.
şimdi soğuktur yürek odan
ve kolların iki yana düşmüş kuru ağaç dalları
ya ellerin
ya ellerin
parmakların dizeler giyer sevdâdan
ısınırsa ne âla…
şimdi soğuktur zaman
beyaz uykudur hasret
kendini düşlerle ısıtan.
...
Kibrit alevidir ömür panzehiri kendinde kalan…
Neslihan YAZICILAR
Merhabalar
Ilgin dogum günün kutlu olsun
nice senelere
kolay gelsin herkese
Hosgeldin Kayacim, okulda prof.´larla hersey yolundadir insallah... :)
Ben cikiyorum canlar, buz gibi soguk ve piril piril günesli bir ögleden sonrasinda yarini düsünmek korkutuyor insani, daha zor, daha soguk, daha yagisli olacak dediler ya haydi bakalim hayirlisi...
Hepinize iyi dinlenmeler, iyi aksamlar diliyorum, sevgiyle kalin... :)
İyi akşamlar...
Aman ablacim hic isim olmaz onlarla
biktim okuldan da okumaktan da
gözümü actim okuldayim hala okuldayim. 20 senedir bir fiil aktiv okul hayatim devam ediyor. keske 20 yil sadece bir dal üzerine yogunlassaydim, simdiye o dal üzerinde ordinaryus profesör olurdum herhalde..
Herkese hayirli aksamlar
iyi geceler...
günaydın,
güzel bir gün olur inşallah...
Günaydın
Kolay gelsin...
Günaydin..
hepimize güzel bir gün olsun insallah...
işte 7. bölüm...
Eski Mahalle 7. Bölüm
Bu zamana kadar hiç buradan bakmamıştı, kendini anlatmak ona en zor gelen şeydi. Çocukluğundan beri kendini ifade etmekte güçlük çektiği, belki de sırf kendinden kaçmak için pisikiyatrlığı seçtiğini düşündü...
Herkesin içinde bir havuzu olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu, hiç dolmayan bir havuz...
Ne komik, hayat boş bir havuz gibiydi, bir türlü dolduramıyorduk...
Yaşam sürekli akan bir su olsa bile, ne kadar akacağı meçhul kalıyordu.
Cem oturduğu koltuktan muayenehanesine bir baktı.
Burayı ilk açtığı günlere gitti, gençliğin heyecanıyla don kişotluya soyunan bir psikiyatr... Breh breh breh, karşımda nasıl bir ayna varmış ki kendimi herkesin sorununu çözmeye muktedir biri gibi görmüşüm. Kendi içindeki korkaklığı, kendine bile anlatamadığı, kendisiyle barışık olmayan bir doktorun, kime ne yardımı olabilirdi ki...
Bütün kabahat Ekrem'deydi. Ne vardı birden çıkıp gelecek. Düzenini kurmuş herşeyi geçmişte bırakmıştı. Nerdeyse evlenecek birini bile bulmuştu. Hayatında bir ilki yaşıyordu. Bir kadınla sekiz aydır birlikteydi. Herşey çok güzel gidiyordu. Evet Ekrem ne vardı gelecek?..
Cem ceketini alıp kendini dışarıya attı, arabasına binince Ebru'yu aradı, evde olduğunu öğrenince ona gitmeğe karar verdi.
Ebrunun oturduğu sokağa girince birden hatırladı. "Hay Allah" dedi, nasıl olurda o kadar buralardan geçtiği halde Ekrem anlatırken aklına gelmemişti. İşte bugün Ekrem'in anlattığı çınar ağacı ve bank tam karşısında duruyordu. Arabadan indi Ekrem'in oturduğu banka oturdu. Etrafına baktı boğazı, kız kulesini seyretti, onu buraya neyin geirebileceğini düşündü. Düşünceleri seneler öncesine kadar gitti.
Ekrem'le tanıştığı ilk güne...
devamı var...
Hah Cem'in kafa dank etti:)
Heyecan dorukta...
tanışılan ilk günlere gidiliyor hadi gidelim bakalım...
herkese merhabalar
hepinize iyi günler olsun..
Merhabalar
Hayirli Cuamalar
Ablacim yüregine saglik ama daha okuyamadim
Aksam yine ugrarim
Kaya bu ne hız gelişin ve gidişin bir oluyor kardeş...
profları yakalamaya mı çalışıyorsun :)
Güle güle git, güle güle gel...
Yoluma çıkanlardan...
UĞUR BÖCEĞİ ve KARGA
Annesine heyecanla koşuyordu Aze, kırmızı üstüne siyah benekli kanatlı canlıyı incitmemek için özenle avucunun içinde tutarak….
”-Anneee!” Diye bağırdı. Sesimi ne kadar çabuk annemin kulağına ulaştırırsam “elimde tuttuğumun adının ne olduğunu çabucak öğrenir hem de ona zarar vermiş olmam” diye düşünüyordu.
“-Efendimm!” dedi annesi.
“-Annecim nedir bu canlının adı?” Kadın kızının elindekini gördüğünde çok şaşırmadı. Kendi kuşağına ait belki de ondan öncekilerin de yaşadıkları zaman diliminde “umudu, mutluluğu, sevgiyi” simgesel olarak “kanatlanıp uçmasına” atfettikleri ufak bir böcekti sadece O.
UĞUR BÖCEĞİ’ydi.
Bahar yağmurları sonrası, yaz aylarının ve onu bulan ve gören kişinin dileklerinin olacağının müjdeleyicisi gibi algılanırdı varlığı. Yani elinde tutup onu uçuran kişiye uğur getireceğine inanılırdı her nedense!
“-Uğur böceği, kızım bunun adı, sana uğur getirecek “dedi. Aze çok mutlu oldu. Annesi tekerlemesi olduğunu onu söyleyerek uğur böceğini uçurması gerektiğini de sözlerine ekledi. Anne-kız;
“Uç uç böceği…
Annen sana terlik pabuç alacak.”der demez böcek kanatlarını gövdesinden titreterek kaldırıp havalanıp uçtu ve gittii.
Geçenlerde okuduğum bir gazetenin gülmece köşesinde Sokrat’a arkadaşı; “tatile gittim ama hiç dinlenemedim” diyor,Sokrat’ın yanıtı da; “Kafanı da yanında götürdüysen, dinlenemezsin.”yazıyordu. Hayatımızı kendi algılarımız doğrultusunda kendimiz yaratıyoruz diye düşündüm. Uğur böceğine “uğur, güzel şans” simgesini yükleyen aklın; ŞANS ve UĞUR’a kapı araladığını biliyordum.Karga’ya da aynı şansı tanısam belki onu da her gördüğümde “Mutluluğun ve sevginin” müjdesini alacağıma inanacak ve MUTLULUK çağrıldığı yere kuzu kuzu gelecekti, ama NERDeee! Aklım ve zihnim karganın varlığına UĞURSUZDUR imgesini yüklemişti bir kere.
Dilekten Mektuplar...(alıntı)
Uğur böceği
evet küçükken bahçelerde oynarken elime gelmiyorsa bile zorla alıp oynadığım ve uçurduğum uğur böcekleri...
Eskiden çok cesurmuşum ben ya
ne olmuş bana.
şimdi olsa bırakın elimi,
bir metre uzağımda dursa arkama bakmadan kaçarım herhal:)
gerçi uğur böceğide yok ki artık gerçekten uzun zamandır görmüyorum hiç.
ee bahçe falan yok normaldir olmaması binaların içinde...
Aslında benim bir uğur böceğim var hem de kocaman güzel bir yüreği var.sarıp sarmaladığım , uç uç demediğim uçmasın çünkü,çok tatlı bir böcük...:)
Eski mahalle 8, bölüm
Onunla ilk karşılaşması okul kampusündeki ilan tahtasına aynı ilanı asarken olmuştu. "Ev arkadaşı aranıyor" ikimiz de birbirimizi tanımıyorduk ama şartlar gereği cankurtaran simidine sarılır gibi birbirimize sarılmıştık.
Ekrem çok sakin, sessiz ve içine kapanık biriydi. O basın yayında ben tıp fakültesinde okuyordum. Onun sessizliğinden olacak, hep kendimi ondan büyük, onun koruyucusu olarak görmeye başlamıştım. Annesini ve babasını trafik kazasında 14 yaşında kaybetmiş, onu amcası büyütmüştü. Bazen bu hem öksüz hem yetimliğine, onun bu içine kapanık hallerine çok üzülürdüm. Ekrem'le annemlere gittiğimizde annemin bana sarılmasını ve bana oğlum demesini bu yüzden yasaklamıştım. Ekrem'e düşkünlüğüm tüm arkadaşlarımla aramı açmıştı. Kendimi onu korumaya adamıştım bir bakıma. İşte sevgilime gideceğim anda bile durmuş onun anlattığı bankta ne bulmayı umuyorsam burdaydım işte.
Cem ayağa kaltı. Başını yukarıya kaldırdığında Ebru'nun evinin bu bankı gördüğünü Ebru'nun da camda durduğunu gördü. Bu durumdan çıkıp eski sorunsuz günlerine dönmeliydi. Ebru nun evinin kapısına geldiğinde, toparlanması gerektiğini biliyordu ona yardım edecek tek insan da Ebru idi.
Onu hastane açılışında görünce ona aşık olabileceğimi sanmıştım. Bunu ne kadar istediğimi tanrım biliyordu. Bence o da aynı şeyleri istemişti, aslında hayal kırıklıklarımızı bastırarak, güzel bir arkadaşlıkla birbirmize dayanarak hayata tutunmaya çalıştığımızın ikimiz de farkındaydık.
Zili bastı, kapıyı açan Ebru'nun ona hiç bir şey sormaması Cem'in işine gelmişti. Birbirleriyle konuşmadan oturup televizyon izleyip, geç vakit birbirlerine sarılarak uyudular...
Cem, ertesi gün Ekrem'i boşuna bekledi. Randevu saati geçince Zühal'e seslendi;
-"Ekrem aradı mı?"
-"Hayır efendim, randevu saati geçti, sonraki hastayı alayım mı?"
-"Biraz daha bekleyelim, adresi telefonu var mı kayıtlarında"
-"Yok efendim..."
Ah Ekrem, neden vazgeçtin ki. İçi sıkıldı, Ekremi' hem görüp hem kaybetmek zaten yeterince ağır geliyordu. Bir de şimdi kendisine ihtiyacı varken bulamamak...
Keşke dedi, keşke dün herşeyi anlatmasına izin verseydim. Ekrem'in izini kaybettikten sonra uzunca bir süre ona iyi davranmadım mı diye düşündü, neden gelmemişti...
Kaç kez hastalarının randevularını iptal ederek Üsküdar'a geçmiş, o banka oturarak Ekrem'in gelmesini beklemişti.
devamı var
Sevgili senaristim, yayıncım yada izleyen arkadaşlar
şimdi bu cem ekreme bu kadar düşkün iken düşkünlüğünden dolayı arkadaşlarıyla bile arası açılıyor
özleyen annesinin bile sarılmasına izin vermiyor vs...
şimdi neden bu haldeler kavga mı etmişler araya uçurumlar mı girmiş
cem ekremi neden bırakmış ki...
Ayrıca yıllar sonra arkadaşı geliyor hasta olarak bile olsa sadece hasta muamelesi yapıyor varmı böyle birşey...
anlayamadım ben bu cem'i
sonrada ekrem nerdesin...
Ablam nasıl yazıyorsun ya,normal tv dizilerinde birdaha ki bölümde neler olur çözüyordum senin hikayede çözemedim halen :)
ellerine yüreğine sağlık...
Bence de aynen Eylemcim, hikayecik ilerledikce olaylarin gizemi artiyor... :)
Kankacigim güzel ellerine, pamuk yüregine saglik olsun, devamini bekliyoruz...
Canlar birazdan benim icin bu haftanin son is saati bitecek, evde yeniden is basi yapmadan önce hepinize iyi haftasonu tatili, iyi dinlenmeler, hos sohbetler, hayirli haberler, sevindiren tesadüfler diliyorum...
İyi akşamlar
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
M.Aras
sevgili canlar..
çoook yoruuuuldum...çooook.
herkese iyi akşamlar...
iyi tatiller..
iyi geceler diliyorum...
Günaydınlar
İyi hafta sonları
kolay gelsin...
günaydın
güzel bir gün olur inşallah...
kankacım
buyur kahvaltı edelim, simit bal kaymak ve çay var...
Kahvaltı mı?
hayır demem
bitirme hemen geliyorum kankacım
İyi günler
iyi tatiller...
Merhabalar
iyi tatiller
calisanlara kolay gelsin, Allah emeginizi yagli etsin
günaydın,
iyi pazarlar...
iyi pazarlar
iyi tatiller
)9( bölümden devam ediyoruz...
Eski Mahalle part 9
****
Bir ay sonra
Cem'in tüm çabalarına karşı Ekrem'i bulamaması gittikçe sinirlerini bozuyordu. Bu durumu Ebru'ya anlatmadığı için onunla görüşmelerini de oldukça azaltmıştı. Bunun ilişkilerine zarar verdiğini anlıyor, fakat bu durumu düzeltme adına bir şey yapmıyodu. Ona aşık olmak... Hep istemişti ama işte yapamıyordu, bu kadar çabaya ve uyuma rağmen olmuyordu yürümüyordu... Tüm kabahatin kendisinde olduğunu biliyordu, kendini kandırdığı gibi Ebru'yu daha ne kadar kandırabilirdi ki? Gerçi kendisini de kandıramaz olmuştu... Ekrem'i unuttum dediği anda karşısında bulmasıyla duyguları allak bullak olmuştu...
O gece herşey güzel başlamıştı, Ebru'yla yemeğe çıkmış, eğlenmiş, hatta herşeyin eskisi gibi olduğuna kendimi inandırmış gibiydim. Benim bu havam Ebru'ya da geçmişti.
Geç vakit güle oynaya evimize gittik . Bilemezdim ki bu gecenin sabahında herşeyin biteceğini...
O gecede her zamanki gibi sevişmiştik, sonrasında bana sarılarak mutlu mesut uyuyacakken ebru bana dönerek;
-"Sorun ben miyim? dedi. "Benimle mi olmuyor, yoksa tüm kadınlarlamı, Cem bilmek istiyorum sen benden mi hoşlanmıyorsun yoksa kadınlardan mı?.."
Sözlüye hazırlıksız yakalanan bir öğrenci gibi kekeleyerek;
-" Yok canım, ne oldu ki, belki bu gün... Yani anlarsın, bu günlerde yorgunum çok..."
Aslında Ebru'yu kandırmaya çalışmak en büyük hataydı.
Ebru her zamankinden daha sakin bir şekilde bana döndü;
-"Cem lütfen, sen de biliyorsun ilşkimizde duygusallık hiç olmadı. Ne zaman benimle sevişsen, çok uzaklarda başkalarıylasın ama bu gece gözlerinde acıyı gördüm, benimle sevişmiyor işkence çekiyor gibiydin.
-" Abartıyorsun Ebru, canım inan ki...
-"Bu ilişkiyi daha fazla yürütemiyecem, yürütürüm sanmıştım, güzel arkadaşlığımız için, birbirimizle uyumumuz için herşeye katlanırım sanmıştım ama olmuyor Cem, olmuyor... Tamam aşık olmadığımızı biliyordum ama...
Bu durumla baş edecek kadar da seni sevmiyorum.
Lütfen bu gece buradaki son gecen olsun..." diyerek odadan çıkmıştı.
Ben ise susuyordum, söyleyecek sözlerim tükenmişti artık.
Ebru'nun farkettiği gerçeği ben yıllardır kendime itiraf edememiştim. Ebrunun duymak istediklerini ona söyleyemezdim... Gitmek için sabahı beklemeye gerek yoktu, dolaptaki bir kaç parça eşyamı alarak evden ayrıldım...
Ebru nun hayatından çıkmıştım.
Kendi hayatımdan nasıl çıkacaktım...
Ebru kapının kapanmasıyla gücünün tükendiğini hissetti. Cem'in arkadaşlığını daima özleyeceğini biliyordu. Başını yastığa gömerek hıçkırıklarla uykuya daldı...
Cem arabasını deniz kenarında durdurdu. Dışarı çıkarak serin havayı ciğerlerine çekti. En sonunda kendini kandırmaca bitmişti, deniz bitmişti. Ebru ile bir ilişki düşlemesi belkide en büyük hatası olmuştu. Kendini kandırdığı gibi karşısındaki kadını da kandıracağını sanmıştı. Kendini budala gibi hissediyordu. İçindeki boşluk büyüyor, gittikçe kendinden uzaklaşıyordu. Ekrem'i bulduğu an tüm gerçeği ona anlatacaktı. Bu zamana kadar içinde besleyip büyüttüğü tüm duyguları Ekrem'e anlatması gerekiyordu. Bunu yapmazsa mesleğini bile yürütemiyeceğini anlamıştı...
devamı var...
iyi geceler...
Yorum Gönder