İletişime devam
Bu sitede hayat hiç durmadı.. Durmasın da...
| Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
| Bu grubu ziyaret et |
| Yapım | Birol Güven - MinT |
| Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
| Senaryo | Murat Aras |
| Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
| Oyuncular | Mine Tugay |
| Atılgan Gümüş | |
| Okan Tangücü | |
| Volkan Severcan | |
| Almıla Uluer | |
| Tarık Ünlüoğlu | |
| Ali Pınar | |
| Nur Fettahoğlu | |
| Recep Yener | |
| Gülnihal Demir | |
| Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
2.104 yorum:
«En Eski ‹Eski 601 – 800 / 2104 Yeni› En yeni»günaydın
iyi bir hafta olur inşallah...
günümüz güzel geçsin...
Günaydınlar
Kolay gelsin...
ellerine sağlık ablacım...
Günaydin..
Ben de hepimize güzel bir gün ile baslayan güzel bir hafta diliyorum...
Kolay gelsin!
Merhabalar
Ben de iyi dileklerinize katiliyorum
herkese merhabalar..
hepimize iyi bir hafta ile başlayan iyi bir günümüz olsun...
tadımlık...
eski mahalle 10. bölüm
part 10
Ekrem, Cem'in muayenehanesinden çıktığından beri kendini görememişti.
Ertesi gün, randevusuna saatler kala iş yerinde bayılmış, gözlerini hastanede açmıştı.
Kendisine gelir gelmez, doktorların kalması için ısrarına rağmen taburcu olmuş, doğruca dergiye dönmüştü...
Gece gündüz uğraşarak yeni bir kadın dergisi çıkarmaya çalışıyorlardı. Krizlerin gelmemesi için sakinleştirici kullanmaya başlamıştı. Her şey bu derginin bir an önce vücuda gelmesine endekslenmişti...
35 yaşına kadar hep hammalığını yaptığı derginin hem de bir kadın dergisinin başına getirilmişti. Hadi bakalım Ekremciğim nur topu bir çocuğun oldu demişti patron işi veririken. Bu sebepten tedavisini aksatıyor, yaşadığı krizleri önemsemiyordu... Yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişti, yarın derginin ilk sayısı çıkacaktı. Günler sonra eve gidip dinlenmek için ofisinden çıktığında serin bir pazar sabahı karşıladı kendisini... Taksiye binip evine giderken elini cebine attı, hay aksi diye söylendi, krize karşı kullandığı ilaç bitmişti, nöbetçi eczane aramaya da üşendi, arkasına yaslanarak gözlerini kapattı...
Ya bu hikayecik ilerledikce cözülecek yerde daha cok karisiyor, gittikce gariplesiyor.. Doktor dedigimiz hastaymis meger, hasta sandigimiz iskolik! Kankacim krimi olsa anlattigin okurun duyacagi heyecan bu kadar olurdu!
E, hadi hani devami?.... :)
Canim ellerine yüregine saglik! :)
Seval ablama katılıyorum :)
İyi akşamlar...
Güle güle Eylemcim, güzellikler seninle olsun..
Haftanin ilk is gününde mesai saatlerini sessiz sedasiz bitirmek üzereyiz... E, hepimize iyi aksamlar dileyip gitmeli artik... :)
saglicakla, sevgiyle kalin...
Mavigun ablam ellerine saglik da harbiden tadimlik veriyosun ama
Gidenlere iyi aksamlar..
İYİ akşamlar, daha doğrusu iyi geceler...
Günaydınlar
güzel bir gün olması dileğiyle...
kolay gelsin...
Günaydin BBO Ailesi, günaydin Dünya...
Güzel, aydinlik bir sali olsun günümüz, sevindiren haberler gelsin, hos sürprizler ciksin karsimiza, hastalar iyilessin, darginlar barissin, ayrilar kavussun, okuyan, calisan, calisamayan herkese, hepimize kolay gelsin hayat...
günaydın
güzel bir gün olur inşallah...
eski mahalle
part 11
*****
Ebru sabaha karşı ancak uyuyabilmişti. Uyandığında pazar günü olduğu aklına gelince yataktan çıkmadı, yorgundu, canı hiç bir şey yapmak istemiyordu.
Esneyerek arkasına yastığı çekti, Cem aklına geldi. Bu gerçekle yüzleşmesini yapabilecek miydi. Onun için üzülüyordu. Demek ki o her zaman neşeli, kadınları hemen çevresinde toplayan insanın içinde ne fırtınalar kopuyordu, kendine bile anlatamadığı...
Üstündeki pikeye bir tekme vurup kalktı. Pencereyi açarak sabahın taze havasını büyük bir hazla ciğerlerine doldurup gülümsedi.
Kahvaltıyı dışarıda yapmaya karar vermişti, bu pazar havanın bu kadar güzel olması yaradanın bir lütfu gibiydi. Kışın ortasında bir bahar yaşayıyordu İstanbul. Bu şehri seviyorum diye düşündü genç kadın. İçindeki bitmek bilmeyen hesaplaşmalardan doğan sıkıntılar alıp götürüyordu bu şehir...
Bu şehirde yaşayıp tekrar tekrar sevdalanmamak mümkün değildi ki.
Denizin kokusunu içimde hissetmek, belki biraz yürümek düşüncelerden kurtulmama yardım edebilir diye düşünerek evinden çıktı. Kısa bir yürüyüşle sahile ulaşmıştı. Çınarın altındaki banka oturup boğazı ve kız kulesini seyre daldı.
"Aşıklar şehri istanbul" diye gülümsedi. Oturduğu bu mahalleyi seviyor ve semtin eski dokusunu gittikçe kaybetmesine de üzülüyordu.
Yanına soluk almakta zorluk çeken birinin oturmasıyla düşüncelerimden sıyrıldı.
Genç birisiydi, kıyafetleri sabahın bu saati için oldukça şıktı. Evinden sabah sporu için çıkmadığı belliydi. Çok yorgun ve hasta bir hali vardı. Sanırım çok yürümüştü, göğsü inip inip kalkıyordu. Acaba birisinden ya da polisten mi kaçıyordu? Belki de sarası vardı. Elindeki yarısı dolu su şişesini kendisine uzatarak;
-"İyi misiniz? Biraz su için, iyi gelir."
Genç adam başını çevirince Ebru'yla göz göze geldi, şaşkın bir hali vardı. Ebru adamın bakışlarından ürkerek kalkıp uzaklaşmak istese de kendisine engel oldu.
Adam teşekkür ederek suyu aldı, yavaşça içerken Ebrunun aklına pencereden baktığında bankta oturup denizi seyreden adam geldi. Acaba bu o adam mıydı?
Adam tekrar teşekkür ederek boşalan şişeyi iade etti;
-"İyi misiniz, yardıma ihtiyacınız var mı? İsterseniz az ilerideki hastaneye götürebilirim."
-"Çok teşekkür ederim, iyiyim, sağolun"
Bitmez...
Duygusal kaoslari saran cember daraliyor mu? Kahramanimiz Dr. Cem´in yeni ayrildigi ex-sevgilisi Ebru ile yillardir göremedigi eski dostu gizemli ve hasta adam Ekrem karsilastilar sonunda, tesadüf degilse kadere bak!
Iyi de acaba neler olacak simdi, konusmaya basladiklarinda neler duyacaklar birbirlerinden?
Kankacigim yazan ellerine saglik, sinirsiz hayal gücün hic eksilmesin, o kocaman cömert yüregin dert görmesin!
Iskenceci.... huuu... iskenceciiii....hani, yok mu bunun devami? :)
çok karışık çok bu hikaye halen çözemedim
Aaa ama ablacım kankama neden işkenceci diyorsun sen :)
o görevini yapıyor sen şükret araya reklam almıyor yada haftada bir yayınlamıyor düşünsene öyle olduğunu aman aman kızdırmayalım bence...:)
Merhabalar
Keyifler iyidir insallah
İyi akşamlar
kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın...
Güle güle Eylemcim...
Benim icin de gitme vakti, ben de herkese iyi aksamlar diliyorum...
"Papatyam" ile de keyifli saatler...
iyi aksamlar
herkeşe iyi geceler...
uzun bir aradan sonra herkese merhaba...
herkes gitmiş yine :(
Hosgeldin Yagmur
uzun bi kuraklik mevsimi yatattin
Merhaba Kaya,evet çok uzun oldu bu kez ama sizi çok özledim...
Bu arada şanslı bir gece benim için arkadaş buldum yanıma ne güzel :)
Benim canım şarkı dinlemek istiyor,beraber bir program yapalım mı noluuurrr...
tamam programin icerigini veriyorum
giris: yagmur
gelisme: yagmur
sonuc: yagmur
imza: kaya
uyar mi?
Kayacım ben yanıma arkadaş istedim hazır yiyici değil ki :(
hee ama bu saatteki arkadaslik menfaate dayali olur. simdi sen bu saatte nerden arkadas bulacan, bulamazsin, buldugunla yetin artik :)
Anlaşıldı...
pekii ben kendi kendime yeterim zaten. ben yaparım bir program şimdi ama sen dinleme tamam mı ?
ben dinlemedigim seye imza atmam
Şimdi hemen dj. yağmur olayım...
Oldum tamam ;)
herkese iyi geceler,güzel bir program olması dileğiyle diyerek Söz ve Müzik Feridun Hürel'e ait çok sevdiğim bir şarkı ile başlıyalım bu gece.
no name için geliyor...
Yorgunum
Gel, yalnızlıktan yoruldum
İnan, artık duruldum
Ah! yoruldum, duruldum, gel
Gel, sırrımızı gizledim
Seni ne çok özledim
Ah! yoruldum, duruldum, gel
Gel, sana hasret kollarım
Gel, seni nasıl ararım
Son günlerde durgunum
Yalnızlıktan yorgunum
Belki biraz kırgınım
Sana hala vurgunum
Artık gücüm kalmadı
Yeter!
Gel, karanlıktan korkarım
Hep kabus, uykularım
Ah! yoruldum, duruldum, gel
Geceleri, olmuyor
Gündüzlerim dolmuyor
Yalnızlıktan yorgunum
Sana hala vurgunum
Artık güzüm kalmadı
Yeter!
Yorgunum, durgunum, vurgunum, gel
http://www.youtube.com/watch?v=bd_XfB3todg
Yüregine saglik
iyi basladin devami da iyi olur insallah
Teşekkür ederim,fikrini değiştirirsen beklerim ;)
GEL...
Biliyorum, konuşacak birşeyimiz yok
Ama yine de gözlerini al gel
Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
Beni biri severse inanmam
Seni biri severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok
Ama ızdırabım sende, mutlaka al da gel...
Cezmi Ersöz
Madem bu da benden bana gelsin :)
görmezdim önümü görmezdim
okudum yıllarca hep okudum
okumaktan boynumu büktüm yoruldum
bilmezdim adımı bilmezdim
aradım her şehirde aradım
koştum dere tepe aştım dolaştım
kimin uğruna....
ne uğruna.......
herkes köşesini kapmış,iyi ama
ben nası büyük adam olucam
bir tek seni bana çok gördü dünya
iyiler bu savaşı kaybetmiş
peki ben nası büyük adam olucam
kötü olmak seni geri getirirmi acaba...
sevmezdim okulu sevmezdim
okudum yıllarca hep okudum
okumaktan boynumu büktüm yoruldum
bilmezdim oyunu bilmezdim
denedim her şekilde denedim
denemekle olmadı zaten yenildim
kimin uğruna......
ne uğruna.........
herkes köşesini kapmış,iyi ama
ben nası büyük adam olucam
bir tek seni bana çok gördü dünya
iyiler bu savaşı kaybetmiş
peki ben nası büyük adam olucam
kötü olmak seni geri getirir mi acaba...
http://www.youtube.com/watch?v=4kgqumwZB4c
ben nasi büyük adam olucam...
ve şimdi Eylemcim için Zeynep Sağdaş seslendiriyor...
YARIM KALANLARA RAĞMEN
Söylemezdin tüm o sözleri
Görseydin en gerçek halimi
Artık önemi yok
Her yanlışta doğar bir doğru
Belkide böyle olmalıydı bu
Boşver ziyanın yok
Başka birine kendimi anlatmak
Başka birine duvarlarımı yıkmak
Başka tenlerde aşkı aramak
İnan istemem artık
Zor duramam ayakta hergün kırılıpta
Zor aşk yaşanmıyor hergün her an yanılıpta
Her giden bir parça çalıyor benden
Yarım kalanlara rağmen
Yok bağırma hiç şimdi alınıpta
Yok üstüme gelme hiç eskiye sarılıpta
Her acı bir günah siliyor benden
Yarım kalanlara rağmen
Şimdi yaramı sarmam gerek
Aşkla aramı yapmam gerek
Kime inanmalı
Başka birine kendimi anlatmak
Başka birine duvarlarımı yıkmak
Başka tenlerde aşkı aramak
İnan istemem artık
http://www.youtube.com/watch?v=-EHT_CtbO1g
Adam olacak çocuk kendini belli ediyo işte böyle :))
Ne Olacak Halim
Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini,
Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi
Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala,
Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim,
Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler.
En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin?
Şimdi düşlediklerimin neresindesin...
Dedim ya.
Bu ikimizin hikayesi...
Islandımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı,
Bizi buluşturan kaldırımları,
İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum.
Ben unutmadım diye
Hatırlıyormusun sonunu değiştirmediğimiz filmleri
Hayatın gerceğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği
Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği,
Büyürken vazgectiklerimizi yada vazgeçittirdikleri seyleri,
Ne Olacak Halim...
Çabuk mu büyüdük dersin
Biliyorum..
NE Olacak Halim...
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir.
Neleri bırakmış olacağım birde,
Ne aşkları
Ne başlangıçları
Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi.
Biliyormusun...
Tek sorum var kendimle şimdi
Ahhh
Ne Olacak Şimdi Halim....
İclal Aydın
ohooo olmaz böyle
ic acici seyler yapin sayin Dj Yagmur
ve şimdi Erkin Koray'dan güzel bir şarkıyla devam ediyoruz.
Mavigün ablam için geliyor...
Bir Gün Geçti
Bir gün geçti aradan, bir yıl geçti sandım
Seni ne kadar çok sevdiğimi anladım
Sen benim kaderimin verdiği en güzel en şirin dertsin
Sen benim dertlerimin en güzeli, en şirinisin
Günler gelip geçiyor, hayal olup gidiyor
Kader bir gün olsun benden yana gülmüyor
http://www.youtube.com/watch?v=Rn621Hx3r-0
Sagopa`ya kulak verin
ben onun yalancisiyim..
Sagopa Kajmer - Ateşten Gömlek
Benim bir sırrım var açıklanmayacak kadar sır
Bundan çıkar hır
Patlamalar vuku bulur, dert kahır.
Sırdan geçer dilim olsa hali der diken.
Bilmez bilen râdaan olur ben ve diken.
Ya söylersen kim anlar? Söylemezsen bağlar gamlardan ağlar. Bu yıpranışla dağılır bütün.
Doymaz SAG0 yakar tütün.
İçindeyim oyunun büsbütün.
Hayatıma musallat oldu şöhret,ün.
Karıştı yarınım, bitti dün. Tedirgin bugün
Topla, çıkar nedir sonuç? Her kıyasla dilime değer.
Bıçağa ait keskin uç. Kimdir suçlu, kimde suç?
Öylesine kibirli ki biber yakmadan bırakmaz rahat.
Yarası ağır dilimin bulamıyorum kapatacak bant!
Üzerime gelin bakın dinamit bağlı gövdeme.
Yaklaşanı uçurum uçurtma misali pimden iplerle.
Fesatlar kapıma vardılar ellerinde güllerle.
İşlerine gelmediğinde saldırdılar aynı güllerin dikenleriyle! Vurdular siyah güllelerle
Nakarat x2
Giy ateşten gömlekleri bir bir yansın üzerin!
Ve dahi kır topraktan çömlekleri zaten tedirgin halim (Ve dahi)
Bir benim bir bendim ve bir kendim ortadayım
Bitmez derdim bu hal beni yer bitirir bildim�
Aklıma gelen başıma geldi.
Başım yarıldı, aşım soğudu, yine iştahsızlık elinde oyuncak etti açlığımı.
Artık kartopu oynamak istemiyorum ellerim dondu.
Türlü saklambaç oyunlarından gözlerim yoruldu.
Nerdesiniz güven abideleri (he) cesaret haylazları? Gösterin bana altmışikiden tavşan yapan hokkabazları. Belirleyin karşımda durabilecek tüm küfürbazları.
Demirden mızraplarla kırdım sazları.
Deştim böğrümden kıyamadığım hazları. Verin bana yazları İlahi merhamet sarayı; Ya Hannan! Sensin Rana, sensin Mana, sensin Rahman, sensin Canan!
Ruhum işgalden kurtulmaz, vatan infilak eder alev ateş volkan, hislerim kırık var. Püskürüyor üzerime lav! Kıvılcım korlar! Elimdeki bir avuç dolusu su ile sönmez bu yangınlar.
Ben bir sırra sahibim, hayat uykusuna yatmış.
Ben çok dosta sahiptim, güvensizlik içine batmış.
Şahit oldum birileri mutluluğu parayla kapmış!..
Nakarat x2
Giy ateşten gömlekleri bir bir yansın üzerin!
Ve dahi kır topraktan çömlekleri zaten tedirgin halim (Ve dahi)
Bir benimdir bendim ve bir kendim ortadayım
Bitmez derdim bu hal beni yer bitirir bildim
ateşten gömlekler,
topraktan çömlekler,
ne maymundan geldin,
ne de seni getirdi leylekler,
sagoya kulak ver...!!!
(sagoya kulak ver) x2
Sagopa Kajmer-Atesten Gömlek
Pardon Kaya bey :S
hadi neşelenelim ;)
Estarabim
Çok memleketler gezdim
Neler gördüm görmedim
Şu kocaman dünyada
Senin gibi görmedim
Öyle bir yar istemem
İstesemde istemem
Güller bitti dilimde
Nasıl diyeyim bilmem
Estarabim estarabim
Sağdan soldan estarabim
Ateş olmayan yerde
Duman tütmezmiş derler
Zaman zaman halini
Bir görseler şu halimi
Öyle bir yar istemem
İstesemde istemem
Güller bitti dilimde
Nasıl diyeyim bilmem
Estarabim estarabim
Sağdan soldan estarabim
http://www.youtube.com/watch?v=cepF8obJGX8
Bu da benden sana gelsin bakalim Yagmur, madem ki burayi bu kadar aradan sonra hatirlayabildin, bizim en kötü huyumuz BBO olarak gönül koyamyiyoruz :)
Üc Hürel Sarkilari - Gece
Gece, sessiz, nefessiz
Gece, sensiz, çaresiz
Gece, korkunç, karanlık, karanlık
Gün ağarmadan gel
Gece, yalnız, huzursuz
Gece, uzun, uykusuz
Gece, korkunç, karanlık, karanlık
Gün ağarmadan gel
Gene, sessiz, usulca, güneş doğmadan gel
Gene, sessiz yavaşça, uyandırmadan gel
Gece, pişman, ağlıyor
Gece, düşman geliyor
Gece, korkunç, karanlık, karanlık
Gün ağarmadan gel
Gece, ruhum acıyor
Gece, sancım artıyor
Gece, korkunç, karanlık, karanlık
Gün ağarmadan gel
Üc Hürel - Gece
Özledin mi, öyleyse kalk gel
Bırak artık, kim ne derse der
Yasak günah, hayat ah elden gider
Onların kendi hikâyeleri yok
Onlar sadece seyirci dünyada
Aşksız yaşsız hasarsız ah
Bir diyarda
Sen seç ben söyledim gitti
Son sözümü ölmem artık
Bu pişmanlar ordusuna
Dönmem artık
Seval ablam için Sezen Aksu seslendiriyor...
http://www.youtube.com/watch?v=wNK41z-3ams
En sevdiğim şarkılardan biri bu...
Teşekkür ederim Kayacım...
Rica ederim
Kopyala yapistir ugrasma diye linkini de verdim tikla dinle diye
Bu arada nerden esti ki bu aksam kalktin geldin, hayirdir?
sırayı Volak Konak alıyor şimdi vee Kaya için Yarim Yarim diyor...
Sevdan ile düştüm yaban ellere
Dalıp çıktım ateşlere küllere
Giyin demir çarık gel ardımsıra
Dağlara yollara çöllere
Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,
Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni
Kurban olam kalem tutan ellere
Dertli dertli nağme çalan tellere
Yanık yanık türkü diyen dillere
Dağlara yollara çöllere
Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,
Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni
http://www.youtube.com/watch?v=B6M7-vaL7ds&feature=related
memnun değilsen gideyim :(
Öncelikle sarki icin cok tesekkür ederim
Volkan abimi cok severek dinlerim ben, süper secim
Biz gelene git demeyiz, ama bu defer nerdeydin de demeyelim madem
cok alingan ciktin sen de
EY HAYAT
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında yokum ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın
yaşam bir ıstaka
gelir vurur ömrünün coşkusuna
hani tutulur dilin
konuşamazsın!
tırmandıkça yücelir dağlar
sen mağlupsun sen ıssız
ve kalbinde kuşların gömütlüğü
tutunamazsın
eloğlu sevdalardan dem tutar
aşk büyütür yıldızlardan
yasak senin düşlerin
dokunamazsın...
birini sevmişsindir geçen yıllarda
açık bir yara gibidir hâlâ
hâlâ ne çok özlersin onu
ağlayamazsın...
yolunda köprüler çürür
sesin, sessizlik sanki bir uğultuda
savurur hayat kül eyler seni
doğrulamazsın!
yapayalnız bir ünlemsin
dünyayı ıslatan şu yağmurlarda
herşey çeker ve iter
anlatamazsın...
yaşam bir ıstaka
gelir vurur işte ömrünün coşkusuna
sesinde çığlıklar boğulur ama
bağıramazsın
sonra vakt erişir, toprak gülümser sana
upuzun bir ömrün ortasında
ne hayata ne ölüme
yakışamazsın!
yazdırmalısın mezar taşına:
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında hiç olmadım ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın
YILMAZ ODABAŞI
http://www.youtube.com/watch?v=nrdIFdAkPHI
Neredeydim... çok yoğun çalışıyordum... bu gece dedim ki çalış çalış nereye kadar boşver bu gece iş miş düşünme erkenden yatma,siteye takıl biraz özlem gider yarın izinli olduğum için değil ama :)) cidden ...
neyse şimdi şikayet etmeyeyim kendim ettim kendim buldum ben zaten... aa böyle bi şarkı vardı dimi? dur onu da bi bulayım,dinleyelim
Karadır şu bahtım kara sözüm kâr etmiyor yâra
Karadır şu bahtım kara sözüm kâr etmiyor yâra
Yaktın yüreğimi nare eyvah eyvah eyvah ey
Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum
Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah ey
Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum
Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah ey
Bilmez yar halımdan bilmez akar gözyaşlarım dinmez
Bir kere yüzüme gülmez eyvah eyvah eyvah ey
Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum
Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah ey
Kendim ettim kendim buldum kendim ettim kendim buldum
Gül gibi sarardım soldum eyvah eyvah eyvah
http://www.youtube.com/watch?v=Yya8xPVW5mw
Neyse Yağmur (bak sana yumusacik bi g harfi yaptim, erinmedim üsenmedim klavyenin ayarlariyla oynadim) bana müsaade
Talebeyim ben, yarin zabattan dersim var
Hadin hayirli geceler
hee bu arada arayi acmayalim :)
Sanada iyi geceler Kayacım ;)
ehh kimse kalmadığına göre benim de veda etmem gerekiyor sanırım.
Efendim sürçülisan ettiysek affola... kendinize iyi bakın,sevgiyle kalın...
Beni Benimle Bırak
Al bu dünya al senin olsun
Benim hic gözüm yok hepsi senin olsun
Ama son bir dilegim var senden $u gaybana dünyada
Varını yogunu al hepsini alda
Beni benimle birak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhum senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
Al bu dünya al senin olsn
Ne olur benden artık uzak dur
Bi günahım varsa i$ledigim o benim borcumdur
Sen varını yogunu al hepsini alda
Beni benimle birakk
Beni benimle bu cehennemde
Ruhum senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
http://www.youtube.com/watch?v=b-vYvmy63tA
Günaydınlar...
Vayy, yağmurcum...
bir gelmiş pir gelmişsin.
ne güzel bir program olmuş, kardeşimin katkılarıyla...
ikinizin de yüreğine sağlık...
Artık haftada bir gece aynen bekleriz, gününü sen seç...
eski mahalle 12. bölüm
iyi okumalar...
Gencin solukları düzelmiş, yüzüne renk gelmişti. Kendini toparladığına göre artık banktan kalkabilirdi ama genç adamın gözlerindeki bakış ve yüzündeki hüzünlü ifadesi Ebru'ya kedisini hatırlattı. Belki biraz sohbetin kendisine iyi geleceğini düşünen Ebru;
-"Burada mı oturuyorsunuz" dedi.
Ekrem, kendisine ilgiyle bakan ve durmadan sorular soran kadına baktı, yılar sonra "nasıl biriydi" diye kendisine sorsalar, hiç bir ayrıntıyı atlamadan sayabilecek kadar zihnine kazınmıştı bu güzel yüz. Konuşmak istiyordu ama bu krizlerin sonunda sesinin zorlukla çıktığını, heyecandan sesinin titremesini engeleyememe korkusuyla usulca; -"Hayır" diyen sesini kendisi bile zor duymuştu...
Ebru, başka soru sormadan burdan uzaklaşıp evine gitmesi gerektiğini biliyordu ama nedense kendisine hüzünle bakan iki çift gözden kendini alamıyordu. Artık bankta fazla duramıyacaktı. Verdiği karardan vazgeçmekten korkarak, -"iyi günler" diyerek koşarcasına uzaklaştı...
Ekrem giden genç kadının arkasından hala bakmaktaydı...
Bir an yanında kalıp kendisiyle konuşacağını sanmıştı. Neden telaşlı bir şekilde yanından ayrıldığını anlamamıştı. Yanında oturmasını ne kadar da isterdi. Belki de benden korktu diye düşündü, tabii ya kimbilir yanına oturduğum zaman ne haldeydim... Öyle güzel ki... Onu tekrar görebilmek isterdi. Ya evliyse. Evinde eşi ve çocukları bekliyorsa... Bu düşünceyi hemem aklından sildi. Nedense ilk defa böyle bir düşünce onun canının sıkılmasına neden olmuştu. Genç kadın gözden kaybolunca yerinden kalkarak her zaman oturduğu kafeye doğru yürümeye başladı.
Günaydin...
Türkülerle, sarkilarla cok güzel bir karsilama oldu bize bu sabah...
Yagmurcum, Kayacim cok güzel bir program yapmissiniz, ellerinize saglik, ikinize de cok tesekkürler! Her sey gönlünüzden gecen sarkilar gibi güzel olsun, sizi bulsun! :)
Hepimize güzel bir gün olsun, kolay gelsin..
Merhabalar
Güzel bir gün olur insallah
Mavigün ablam ellerine saglik
herkese merhaba
yağmurcuğum
berekettinle gelmişsin canım..
bu güzel müzik ziyafeti için hem sana hemde seni yalnız bırakmıyan kaya kardeşimize teşekkürler..
ayrıca benim için yolladığın şarkı için de sağol ..
günümüz güzel başladı sayenizde inşallah güzel devam eder..
ömrünüze bereket canlar..
blogla sabah beri kavga halindeyim,
yorumlarımı kabul etmiyor.
bakalım şimdi olacak mı...
hah oldu galiba...
Kankacım sabah beri kayıpsın, sende mi giremiyorsun siteye...
da da da
oldu oldu...
hadi gözüm aydın...
Biraz sonra insallah bu günlük mesaim de bitmis olacak, saat tam 17:00 yi gösterirken ben de evime gitmek icin yola cikacagim. Ya, hala bir türlü üstümden atamadigim soguk alginligindan ya da tüm gün kafa kaldirmadan calismis olmaktan veya sirf sonbahar carpmasindan, dünü düsünmekten, yarinlardan korkmaktan... Neden oldugu önemli degil sonuc olarak ben cok yorgunum! Karsimdakini de kendim gibi bildigimden herseyden önce herkese iyi dinlenmeler diliyorum ve iyi aksamlar... :)
canım yorgun kankam benim iyi dinlenmeler olsun sana..
herkese iyi akşamlar..
merhabalar
umarım iyisinizdir.işten güçten pek gelemiyorum.kusura bakmayın.
iyi geceler diliyorum...
Hayirli geceler
Günaydınlar
Evet kankacım dün sen girebilmişsin
yine
ben hiç giremedim dün vardı birşeyler. bakalım bugün herşey yolunda gibi...
Yağmur damlası hoşgelmişsin,
bizleri unuttuğunu düşünmüştük :)
nasıl güzel bir güzellik yapmışsın
Ellerine yüreğine sağlık canım
daha sık bekleriz arayı uzatma özlüyoruz...
ve yağmuruma eşlik eden centilmen kardeşime de teşekkürler...
Güzel bir gün olması dileğiyle kolay gelsin...
Herkese merhaba...
hepimize güzel bir gün olsun insallah..
herkese merhabalar..
bu gün git yarın gel mehter marşı eşliğinde başladım güne canlar..
anladınız işim devlet dairesindeydi.tabii ki işim yarına kaldı..hayırlısı olsun bakalım..
Eğer bir işiniz varsa devlet dairesinde sabırı da yanınızda arkadaş olarak götüreceksiniz.öyle yanınızda duracak.
evrak eksik sabır (dün de burdaydım söylemedin düşüncesini aklınıza bile getirmeyeceksiniz)gülümseyin..
istediği evrak getirirsin sabır(tamam ama bu gün yetişmez neden söylemedin evrakla yarın gelirdim düşüncesini aklından bile geçirmeyeceksiniz))gülümseyin..
bu arada siz arkadaşım sabır eşiğinde memura bakar memur size bakar..gülümseyin..
öfkeyi evde bırak(tığımdan)IN
sinirlerinizi yavaşlat(tım)IN
he he...
ve
gülümsemeyin:))
işte böyle
devamı yarın artık
merhaba,
güzel bir gün diliyorum...
iştecik 13.Bölüm...
eski mahalle part 13
Ebru eve gelir gelmez hemen pencereye koştu. Bank boştu... Ne olmuştu kendisine, neden hasta birinden bu kadar ürkütüğünü bilemiyordu. "Hep o bakışları" dedi kendi kendine, o bakışlarındaki hüzünlü yardım isteyen hali gözünün önünden gitmiyordu. Ne yapabilirdim ki diye düşündü. İstanbul'da yardım etmek bile tehlikeli işler arasında girmişti. Dışarıda hava yazdan kalma günü sert bir rüzgar ve yağmurla ardında bırakmıştı. Keşke biraz daha kalsaydım, biraz daha konuşsaydım diye geçti içinden. Onu düşünmek bile, uzun zamandır unuttuğu heyecanları, yürek çırpıntılarını yaşatıyordu. Gülümseyerek başını iki yana salladı. Şu an hissettikleri için bile o yabancıya teşekkür borçlu olduğunu düşündü...
Duşa girerek sıcak suyu açtı, vücudundan süzülen sular rahatlamasını sağlıyordu.
Duştan çıkıp yatak odasına geldiğinde duvardaki boy aynasından kendini gördü. Üzerindeki havluyu attı. Aynanın karşısında çıplaktı. Uzun bir süre kendisini seyretti, sonra yatağına uzandı. Cem aklına geldi. Soğuk, mesafeli ve heyecansız sevişmelerle nasıl da kandırmıştı kendini. Aklına bu gün kendine bakan o hüzünlü, yalnız adam geldi. Kendisinin yalnızlığında böyle fark ediliyormuydu ki. Onu düşündüğünde yüreğinde ki kıpırtıyı gene duydu. Hiç tanımadığı biri insanı bu hale getirebilirmiş demek ki diye düşündü...
Ellerini saçlarında, yüzünde, ıslak dudaklarında gezdirdikten sonra dolgun memelerini okşamaya başladı.
Güzel ve yalnız bir kadınım diye düşündü. Bugün kendisine hüzünle bakan gözler kendisini güzel bulmuşmuydu acaba. Gözlerini kapayarak diri vücudunu yabancının ellerine bıraktı. Sertleşmiş göğüs uçlarından aşağılara doğru kayan maharetli parmaklar bacaklarının arasında son durağa ulaştılar, az sonra çığlık çığlığa kasılan bedenini tembel hareketlerle örtünün altına sakladı. Bedeneni bir erkeğe ilk defa sunuşu aklına geldi. İlk aşkı... Uzun çok uzun yıllar öncesi gibiydi yaşadıkları...
birmez...
Mavinin yanında Okyanus
Bir odanın duygusundayım
İki yanı mavi
Ardı arkası Okyanus...
Altı mavi üstü yeşil,
Bir aynanın karşısındayım.
Önündeki ben, ardımdaki mavi.
Mavinin yanında Okyanus.
mustafa bilgi
ADA’DA
Ada’da, bir evin önündeyiz senle
Duvarda kırık bir ayna
Bir düğün hediyesi belki
Denizi dinleyen suskun merdiven
Kuşların son sözleri, büyüyor işte her şey
Bulutlara bak, yağmur gelecek
Bir çiçek koparıyorum küskün bahçeden
Bir martı yüzünü dönüyor ansızın
Sızlıyor ezik perdelerde rüzgâr
Yosunlar yanmaya başlıyor
Kendi kendine titreyen
Denizle tuzlu saçının arasında
Yeniden kokuyor mimozalar
Ayaklarını suya uzattığında.
Kadir Aydemir
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA
1901'de İstanbul'da doğdu. Erenköy Kız Lisesi'ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. 1924'te başladığı öğretmenlik görevini İstanbul Kız Lisesi ve yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürdü. 1957'de Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda görevliyken emekliye ayrıldı. 10 Haziran 1984'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Şiir yazmaya mütareke yıllarında başladı. Kurtuluş Savaşı'nın etkisi ve heyacanıyla Milli edebiyat akımına katıldı. Kadın duyarlılığıyla işlediği şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, roman türlerinde de eserler verdi. Milli edebiyat akımı içinde değerlendirilen şiirlerinde geleneksel ölçü ve anlayışa bağımlı kaldı. Şiir öykü ve düzyazıları Milli Mecmua, Aydabir, Çınaraltı, Hisar, Türk Kadını giibi dergilerde yayınlandı.
ESERLERİ:
ŞİİR:
Geceden Taşan Dertler (1930)
Yayla Türküsü (1943)
Yurdumun Dört Bucağı (1950)
Ellerim Bomboş (1967)
ROMAN:
Küller (1921)
Sisli Geceler (1922)
ÖYKÜ:
Beyaz Selvi (1945)
Büyük Anne (1971)
Aydınlık Kapı (1974)
HÜRRİYET
Bana bakın güzel kuşlar, özgür kuşlar!
Nedir bu telaş, bu gürültü, bu şenlik?
İnsanlara nispet olsun diye mi?
Biliyoruz dallar sizin
Kervan geçmez yollar sizin
Mesafeler, yakın gökler
Hep sizin.
Biz,
Kara toprağa bağlıyız ayaklarımızla
Ne çıkar, omuzda kanat olmasın kuzum, ne çıkar?
İçimizde bir şeyler var kanatlı
İçimizde gökler...
Sizinkinden daha geniş, daha derin.
Mesafelere gülüyor hayalimiz.
Güzel kuşlar, aptal kuşlar
Böbürlenmeyin bize.
İçimizde kanat çırpıyor hürriyetlerin en güzeli, içimizde
ARZ-I HÂL
Gecenin bir saatinde
Eşiğine varan bendim
Kuşlar yuvada, kurt inde
Karanlığı yaran bendim
Sabahları erken erken
Yürek hasretle yanarken
Firkatin bahçelerinden
Vuslat gülü deren bendim
Bendim semada dolanan
Bendim oraya ney çalan
Parmakların uçlarından
Nuru alıp veren bendim
Hayır! Hiçbiri değildim
Hepsi benim hayallerim...
Dolaşarak iklim iklim
Doğru yolu soran bendim
Seni buldum şahım seni
Tut elinden üftâdeni
Koma karanlıkta beni
Mevlana! Aman efendim
GİT BAHAR
Çekil bu gölgeli yolda gezinme...
Bahar, bakışların yine pek sarhoş.
Yanılıp gönlüme misafir inme:
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş
Mabettir orası, meyhane değil!
Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın!
Git bahar, gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,
Kalbime girme, o kâşâne değil!
Ziyalar, kokular, renkler, çiçekler...
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda aşkı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..
Gerçekten güzelsin, efsane değil!
Git bahar, git bahar, uzaklarda gül!
Denize renginden bırak hediye
Ufuklarda gezin, semaya süzül
Sokulma kalbime peymane diye
Gördüklerin kandil, peymane değil!
Ablacım güzelliklerle siteyi renklendiriyorsun yine
ellerine yüreğine sağlık...
Eşlik etmek isterdim ama bu iş bitmiyor bi türlü
müsait olduğumda inşallah bende siteye renk katacağım...:)
Kankacigim ellerine saglik! Ne güzel siirler paylasmissin, yazari hakkinda bilgilerle birlikte hem de...
Merak edip sözlükten baktim "peymane" Farsca´da kadeh, "kâsâne" ise süslü büyük yapi demekmis, ben bilmiyordum ögrendim... :)
Eylemcim güzellikler vaad etmissin, bekliyoruz canim... :)
selam
başkana ne oldu.
Bilsek ???
Hiç birşey demeden kayboldu
gelir diye bekliyoruz biz buradayız
Kocaa başkan çekip gitmemiştir herhal...
Merhabalar
iyi aksamlar
2009 un en vahsi fotograflari TIKLAYIN
Bu günlük ve bu haftalik son islemleri yapmaya koyulmadan önce sizinle vedalasmak istedim cünkü ben yarin büroda olmayacagim az önce patronumdan izin aldim. Evde kalip dinlenmek icin degil, gezip-tozmak icin hic degil, Frankfurt Konsoloslugumuzu ziyaret amacli bir izin günü bu, sadece mecburiyetten! :)
Hepinize iyi aksamlar, iyi dinlenmeler diliyorum...
Ve sonbaharin en güzel son günlerini, güzel bir haftasonu tatilini sevdiklerinizle neseyle gecirmenizi...
Güzel fotoğraflar
iyi akşamlar...
iyi aksamlar bbo ailesi
Günaydınlar
hayırlı cumalar
Güzel bir gün olması dileğiyle
kolay gelsin...
Bu arada her iki takımımızı da galibiyetlerinden dolayı tebrik ediyorum...
Pazar günü oynanacak maçta da başarılar diliyorum...
yanlış hatırlamıyorsam pazar,değilse düzeltiverin...:)
başkanım neredesin?büyük punıolarla kayıp ilanı vereceğim.
herkese merhabalar
hepimiz için iyi bir gün olsun..
Sessiz...
Seval abla bugün konsoloslukta izinli kankası burada
peki benim kankam nerede?
kanka sende mi izinlisin...
Merhabalar
bence de sessiz..
İyi Akşamlar...
iyi aksamlar
iyi akşamlar...
bir aşk merdiveni var, bir de iyi akşamlar merdiveni...
günaydın merdiveninde buluşuncaya dek hoş kalın...
günaydın,
güzel bir gün olur inşallah...
işte 14. bölüm
iyi okumalar...
eski mahalle part 14
*******1 hafta sonra*********
Ebru hastaneden çıkıp arabasının bulunduğu otoparka doğru yürürken arkasından bir ses duyup baktı. Kimseyi göremeyince yürümeye devam etti. Arabasının yanında kendisini bekleyen şahsı görünce korkması gerekirken sevinmesine kendisi bile şaştı.
-"Merhaba, beni hatırladınız mı?"
-"Merhaba, evet hatırladım, siz banktaki..."
-"Sizi korkutumsa özür dilerim."
Aslında Ebru korkmadım demek istiyordu, ama sesinin anlatamayacağı bir sevinci ele vermesinden endişelenerek susmayı tercih etti.
Genç adam bu suskunluğu yanlış anlamış olmalıydı ki;
-"Lütfen benden korkmayın, sadece 2 saatinizi istiyorum. Sizden beni dinlemenizi rica ediyorum sonra isterseniz bir daha hiç karşınıza çıkmam."
Ebru karşısında duran adama baktı. O günden sonra onu hiç görmesede kaç günü ve gecesi onu düşenerek geçmişti, merak içindeydi, kendisinle ne konuşmak isteye bilirdi ki.
Genç adam tekrar;
-"Lütfen hanımefendi, niyetim sadece konuşmak."
-"Benimle ne konuşmak isteyebilirsiniz ki? Sizi tanımıyorum bile."
Genç adam;"Evet" dedi "Haklısınız, gerçekten beni dinlemeniz için hiç bir neden olmadığını biliyorum ama size bu benim için çok önemli desem..."
Ebru onun yüzüne baktığında, onun samimi olduğuna inanmaya kendini hazır hissetiğini fark etti. Biraz duraksadı, sonra;
-"Karşıda bir cafe var, orada konuşabiliriz sanırım."
Genç adamın yüzündeki sevinç yerini mahcubiyete bırakarak;
-"Olmaz" dedi "Yani size söyleyeceklerimi kalabalık bir yerde söyleyemem, sizinle yalnız olacağımız bir yere gidemezmiyiz?"
-"Nasıl! Sadece ikimiz mi olacağız yani?"
Ebru sinirlenmeye başlamıştı, bu adam kendisine karşı ilgisini anlayıp, ona karşı zaafından mı yararlanmak istiyordu.
-"Bu kadar da olmaz, bu saçmalık." deyip yürümek isterken genç adam kolundan tutarak;
-"Sandığınız gibi değil, bakın kendinizi güvende hissedeceğiniz bir yer olabilir. Benim eve gidelim diyecem, aklınızdan gene benim hakkımda yanlış düşünceler geçececek size gidelim olmaz mı?"
Ebru;
-"Ne yani, sizi evime mi almamı istiyorsunuz? Yok artık, bu konu hakkında bir şey duymak istemiyorum."
Genç adam bu sefer onu durdurmak için bir hamlede bulunmadan;
-"Sizi anlıyorum, beni tanımıyorsunuz. Burası İstanbul her an herşey olabilir ama bir kere olsun mantığınızın dediğinizi yapmasanız."
Ebru şaşırmış ve yüreğine bir korku düşmüştü. Karşısındaki adamı tanıma arsusu o kadar baskın geliyordu ki, ilk gençliğimde amma pervasızdım diye düşündü. O zamanlar bir çok deneyimleri olmuştu buna benzeyen. "Ama" dedi kendine kendine, "o o zamanlar çok gençtim ve tüm cesaretimi gençliğimden alıyordum..."
Bu adamı dinlemezse ömür boyu pişman olabileceğini biliyordu. Olacaklar umrunda değildi ve bu gece kaderine razı olcaktı...
-"Tamam bize gidelim" dedi ve arabasına binerek onun da binmesini bekledi.
Arabanın otoparktan çıkışını izleyen bir çift göz vardı ve bunu ikisi de farketmemişti...
Günaydınlar
iyi haftasonları
Ellerine sağlık ablacım...
Kanka çay var mı?
hatta çay ve yanında da birşeyler varsa daha güzel olur
acıktım ben
kahvaltı yapacak yer arıyorum...
Güzel bir gün olsun
kolay gelsin...
gel kankacım, çay hazır, yanına da uydururuz bişiler...
tamam geldim
iki şekerli olsun çayım lütfen.:)
Biraz Tebessüm...
Bir gün üniversitedeydim acayip açtım ve sadece yol param vardı cebimde
zaten 1 ders kalmıştı eve gitmek için o yüzden dayanabilirdim.. gel gelelim dersten çıktım, yürüdüm durağa, bindim belediye otobüsüne ayakta gidiyorum tıklım tıklım araba ama ayakta duracak halim yok...herneyse aklımdan evdeki yiyecekleri düşünüyorum işin güzel yanı evde 2 tane hamburger olduğunu biliyorum.. onları düşüne düşüne gidiyorum dalmışım..bi ara bi ses duydum bi kadın sesi şöyle diyo:"bana da verir misin 1 tane...döndüm baktım arkamdaki kadın bana bakıyo yok artık ya dedim herhalde yalnış duydum olmaz dedim aklımdan geçeni nasıl bilecek...herneyse önüme döndüm gidiyoruz gene aklım o 2 hamburgerde tabi
ve oda ne aynı ses şöle dedi bu sefer."kardeşim bana da versene bi tane"..döndüm dedimki ketçap-mayonezde ister misin?? kadın aval aval baktı ve dediki ne diyosun kardeşim şu asılı tutacaklardan birini veririmisin bi tane düşücem dedi... tabi ben ve tüm yolcular koptu...
Yaşlı adam ve çocuklar
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar.
Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp, çağırarak...
Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir.
Ertesi gün, çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve "Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 1 dolar vereceğim" der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der, "Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı, bundan böyle size sadece 50 sent verebilirim." Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları.
"Bakın" der, "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?"
"Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."
Bilgisayarın Cinsiyeti
Amerika'da kadınlar ve erkekler bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış...
Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz...."
Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç...."
Hıımm anlaşıldı kankam kahvaltıdan sonra kaçmış görünmüyor
kardeşim cumartesileri erken gelirdi ama o da yok
Evet şuan arkadaş Fenerbahçe marşı çalıyor
büronun içinde yaşa fenerbahçe sesleri :)
Yarınki maçta her iki takımada başarılar...
neyse ben yoklama alıyordum seval ablaya tatil bugün, mavigün ablam görünmemiş halen
Başkan devamsızlıktan sınıfta kalacak
yağmuru senede bi görüyoruz alıştık ona:)
kızlar uzun zamandır yok
önemli değilde arada uğruyor...
böyle işte yoklama bitti herkes evlerine :)
herkes evlerine deyince bu fıkra aklıma geldi:)
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede?, diye…
-Dersleri bitti.Hepsini evlerine gönderdim!
Elbet birileri uğrar
İyi günler
iyi akşamlar
iyi tatiller...
iyi geceler
Günaydın,
iyi pazarlar...
herkese iyi pazarlar..
eylem kardeşim teşekkürler canım tüm paylaşımların için..
yoklama yapmışsın ya...
sahi bizim başkanımız nerede..
başkanımızı aramızda görmek istiyoruz...
oooof demesini..
marslı kardeşlerini...
düryüyemin yaptığı kalayları..
müzeyyen senar ın nameleriyle
aramızda olmasını istiyoruz..
ÖZLEDİK BE BAŞKANIM.
yani bir tık mesafesindeyiz..
acın varsa paylaşırak azaltırız..
sevinçlerin varsa paylaşarak çoğaltırız..
gecim sıkıntısıntaysan tüm yorgunluklarına mola oluruz..
hiç bir şeyin yoksa bizler varız..
bir tık kadar yakın..
ekim Ayının güzel bir pazar gününde..
HADİ CE-E de BİZE ..
Bu kadar saklanmak yeter artık..
haydi 1..2...3..99...100
bak senin için saklambaç oyunuyoruz başkanım..
EBE:KAYA(En küçük o)
BAŞKANIM ELMA DERSEM ÇIK..
ELMAAAAAAAAAAAA
günaydın
herkes için iyi bir hafta olur inşallah...
Günaydınlar
kolay gelsin...
Günaydin...
hepimize güzel bir gün, güzel bir hafta olsun! Güzel baslangiclar, hos rastlantilar, sevindiren bulusmalar yasansin, sevincler, umutlar azalmasin...
Ve kolay gelsin!
geldi eski mahalle
part 15
*****
Cem tüm bu olanları az ilerden izliyordu.
Ebru'nun evinden çıktığı o günden beri şehir dışındaydı. Bu gün dönmüş, Ebru'ya her şeyi anlatmaya karar vermişti. Onun arkadaşlığına ihtiyacı
vardı. Fakat hastanenin önüne geldiğinde, bunun hiçte kolay olmadığını anlamıştı. Saatlerce arabanın içinde oturarak Ebru'nun çıkmasını beklemişti. Onun otaparka doğru gittiğini görünce, arkasından gitmeğe karar vermişti ki birisiyle konuştuğunu görünce duraksadı. Konuşan kişiyi görmek için biraz daha yaklaştığında şaşkınlıkla donup kaldı. Günlerdir aradığı Ekrem ile eski sevgilisi konuşuyorlardı. Acaba diye düşündü, Ekrem onu aramış, sekreterinden Ebru'nun adresinine mi ulaşmıştı? Birlikte arabaya bindiklerini görünce onları takip etmek arzusuna yenildi. Şu an düşündüğü tek şey, birbirlerini nerden tanıdıklarını öğrenmekti...
Ebrunun oturduğu evin önünde takip sona erdi. Ebru arabasını evinin önünde park ettikten sonra, Ekrem'le birlikte eve çıkışlarını seyretti. Cem arabasını Ebru'nun penceresini görecek bir yere park etti ışıkları söndürdü. Bakalım bu gece nasıl bitecekti...
Çantasından anahtarını çıkarırken internet sitelerinde fantazilerini yazan o kadınlara benzetti kendisini, vazgeçebilirdi, dönüp yapamıyacağını söyleyebilirdi...
Beyninden bunlar geçerken, kendisini Ekrem'i içeri davet ederken buldu;
-"Buyrun"
Kapıyı kapattı, bir italyan atasözü aklına geldi, "olacak olacaktır" (Che sarà, sarà)
Kapı kapandıktan sonra,Ekrem çekingen bir şekilde öylece duruyordu. Sanki bütün cesareti uçup gitmiş gibiydi. Ebru ona doğru bakınca, onunda kendisinden farklı olmadığını anlayınca rahatladı...
-"Lütfen şöyle geçin, kusura bakmayın etraf biraz dağınık, malum misafir beklemiyordum."
Ekrem odaya şöyle bir baktıktan sonra köşedeki koltuğa adeta kendini bıraktı.
-"Kahve içermisiniz?"
-"Zahmet olmazsa..."
-"Yok canım, hemen getiriyorum."
Ebru kahveleri getirdikten sonra Ekrem'in karşısına geçerek;
-"Evet" dedi "Şimdi sizi dinliyorum..."
devamı var
İhtiyacım Var Sana
bugün biraz gerginim yine,
sesim değişik gelebilir biraz,
ama sen anlarsın,bana katlanırsın...
tuhaf laflar edebilirim,
seni belki üzebilirim,
ama sen susarsın,çünkü beni tanırsın...
öyle çabuk kızma derdin hep,
bu kadar da kolay alınma,
o zaman beni sar,
hadi sarıl bana,
değişmez huylar bilirsin,
bir kere de sen dene alışmayı!
ben göğsüne yatarken
böyle derin nefes alma
bu ara ihtiyacım var sana
ellerimi sakın bırakma
bana huzur veren tek yer senin yanın unutma
gün varıncaya kadar sabaha
sakın hiçbir yere kalkma
fazla bişey istemem
sadece dur burda...
Grup Koridor
birden akşam oldu,
gökgürültüleri, şimşekler bırrrr...
sanki şiddetli yağacak gibi duruyor...
damlalar iri iri düşüyor...
ne demiş şair;
gün kasvet gece kasvet,
bulutlar sisler arasında kaldım
gök mavisine hasret...
yazarını hatırlamadım şimdi, cahit sıtkı veya tevfik fikret...
cahit sıtkı galiba...
ve nihayet gök delindi, göz gözü görmüyor...
kapıya çıkıp arap kızını oynayayım biraz...
Aaa kankam arap kızı olmuş
he hee
kanka senden arap kızı olmaz yav düşüncesi bile komik :)
gökgürültüsü,şimşek,yağmur orada
elektrik kesintisi burada nasıl bir iştir.git gel yapıp duruyor cık cık cık...
kısa yağdı ama şiddetli idi.
az kalsın bisiklet gidiyordu, ıslanma pahasına kurtardım.
şimdi ıslak bir arap kızı diyecem olmaz, arap erkeği diyecem uymayacak, neyse ıslak bir farecik gibi(ama sevimli bir fare ha)kedilerden kaçıyorum...
sıkma canını kankacım, elektrik bu, gider gelir...
Vaay günün kahramanı
ne pahasına olursa olsun kurtarmış bisikleti
işte benim kankam...
Farecik evet evet güzel bir isim bu
tuttum bu ismi...
herkese merhabalar
güzel bir gün olsun..
körfez kurşini renge büründü bu gün..
karşı ki dağlar sisler içersinde
deniz sakin durmakta..
evin bahçesi ise nar ağacının yaprakları bir örtü gibi toprağı sarı yaprakları ile örtmekte..
bahçe sarı
hava kurşini..
hüzün boğazında düğümlenmiş
ağladı ağlayacak gibi durmakta
çare yok yaşanacak
yazgımızdaki
mevsim sonbahar ..
no name demek antalya da sonbahar
ağlamakta...
Merhabalar
Yeni hafta, yeni umutlar..
Cümleten kolay gelsin
Islananlara havluuuu
SOL EL KONÇERTOSU
Demek yazamadan,
Demek okuyamadan,
Demek konuşamadan,
Hem de ölmeden yaşanabilirmiş,
Ama sevmeden yaşanamıyor Üçgül'üm.
Bir ölüyle bir canlı,
Bir bedeni bölüştük.
Sağ yanım ölmüş,
Sol yanım capcanlı.
Demek yazamadan,
Demek okuyamadan,
Demek konuşamadan,
Ama düşünebildiğim için seni yaşıyorum.
Yaşayabildiğim için sevmiyorum,
Sevdiğim için yaşıyorum.
Bir kolum, bir elim, bir bacağım ve dilim tutmuyor.
Öyle bir sevgin var ki içimde,
O beni hâlâ diri tutuyor.
Yazamasam, okuyamasam, konuşamasam da
Seviyorum seni Üçgül'üm.
Sevdikçe yaşıyor, yaşadıkça seviyorum...
Aziz Nesin
BANA BİR ŞARKI SÖYLE
Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden..
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı, yorgunum, uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım, çaresizim umutsuzum..
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni, en uzaklara götür
Sesin, aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi, bir bahar dalı gibi
Hafiften, inceden, güzelden, en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Yağan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
İşte öyleyim, kapkarayım bugün gel
En hüzünlü sesinle, en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
"Ah O Rengi Sadece Sana Verilmiş Gözlerin"
Bir koca kentte kaybolmak gibi gözlerin,
Bir limandan demir almak gibi.
Ufkunda kanat çırpan martıların
Seslerine uyanmak gibi..
Şarkılar yazmak gibi gözlerin,
Bir notada takılı kalmak gibi.
Kalbinde sevda taşıyan nağmelerin
Ritminde yürümek gibi..
Tek başına sevmek gibi gözlerin,
Yangına körükle gitmek gibi.
Bir gülüşünde kanatlanmak
Mutlulukla ölüme gitmek gibi..
Ah o rengi sadece sana verilmiş gözlerin...
Oğuzkan Bölükbaşı
743 te benim
iyi akşamlar...
Biz ise güce dalmisken Kankacim ve Kaya kardesim ugramis selam birakmislar, sag olun canlar...
Eylemcim en son sizde elektrikler kesikti ne zaman geldi? Gelirken sana ne getirdi? :) NE de güzel olmus, siirlere sarmis, bizimle de paylasmissin, sag ol ablacim...
No Namecim son baharla kayiplarda...
Bu gün de aksam oldu, hafiften yagmur ciseliyor Frankfurt´ta, yaz saatine veda ettigimiz icin hava simdiden kararmak üzere, gecen persembe gününden beri sehir disina cikis yolunda tamir calismalari var, eve dönüste trafik tek kelime ile berbat, dur-kalk-dur-kalk sanirsin Istanbul´dasin! Üstelik bu calismalar daha bir ay sürecekmis! :)
Hepimize iyi aksamlar diliyorum...
iyi geceler
günaydın,
güzel bir gün diliyorum...
Günaydin...
güzellikler ciksin karsimiza, iyi haberler gelsin, zorluklar kolayca asilsin, sorunlar cözüm bulsun, güzel bir sali olsun... :)
Günaydın
kolay gelsin...
Ben acıktım
Kankam sabahın ilk ışıklarıyla gelmiş siteye o doyurmuştur karnını ama olsun
ablamda çalışıyordur
En iyisi ben çay hazırlayayım
yanına simit,poğaça alayım
sizde gelin mavigün ablamda yetişir belki hepberaber yer içeriz...
Bakın kaçırıyorsunuz tavşan kanı çayları mis gibi olmuş
tabi ben yaptım olacak o kadar :)
neden tavşan kanı derler
tavşanın kanı çay rengine yakın mı?
niye illa ki tavşan kanı
neyse görmek gerek
yok ama görmeyelim beni kan tutar :)
Sevgili Mavigünüm programında bugün bu şarkıya da yer verirsen sevinirim.
Ben ilk Kazım Koyuncu'dan dinleyip sevmiştim halende severim kendisinide saygıyla anıyorum
Divane aşık gibi şarkısı
doğa için çalmışlar değişik bir çalışma olmuş
Link budur :
http://www.dogaicincal.com/
Merhabalar
Sen tavsan kani deme koyun kani de canim nolacak ki..
Sen iste yeter ki kardeşim
koyun kanı deriz :)
Kanka neredesin sen
sabah bir görünmüşsün birdaha görünmemişsin...
bir ses, bir haber ver...
merhaba,
haklısın kankacım, görünmedim.
iş güç...
kafamı kaldıramadım...
(tembeliğin adı iş güç olmuş/)l
Ben calistim. Kafami kaldirmadan sadece calistim! :)
Gercekten hergün oldugundan daha cok calistim bugün ve yoruldum cok sükür bitti! Eveeet insallah uzuuuun bir yolculuktan sonra evime varinca dinlenme firsatini bulacagimi umuyor ve hepinize iyi aksamlar dilemek istiyorum... :)
Benim icin "Papatyam" var bu aksam, keyifli saatler vaad eden, insallah tadi seviyesi bozulmaz! Cünkü son bölümün senaryosu Murat Aras´in disinda birkac kisilik bir gurup tarafindan yazilmisti, icime bir kurtcuk düsmedi degil, bakalim altindan ne cikacak? :)
Size de oldu mu bilmiyorum, nette dizilerle ilgili haber sayfalarinda dolasirken "BBO"´dan bahsedildigini görüp her durakladigimda karsima ne ciksa begenirsiniz? "Bir Bulut Olsam"
he he.. nerden nereyeee....
Saglicakla, sevgiyle kalin...
eski mahalle
part 16
buyursunlar...
Ebru karşısında oturan erkeğin ellerinin titrediğini fark etmiş, hala cesaretini toplayamadığını anlamıştı. Onu rahatlatma adına bir şey yapamazdı ki, sadece bekleye bilirdi.
Ekrem boğazında konuşmasını engel olan bir taş varmışcasına bir kaç defa öksürerek gırtlağını temizledi;
-"Ben, uzun süredir kendimi iyi hissetmiyordum. Ansızın bir kriz geliyor, soluksuz kalıyordum. Nefes almak ihtiyacıyla kendimi dışarıya atarak yürümeye başlıyordum. Nereye varacağı belli olmayan bu yürüyüşler sonunda kendimi hep beni o gün gördüğünüz bankın üzerinde oturup soluklanırken buluyordum. İlk önceleri önemsemedim, ama her seferinde aynı yerde bu krizlerin bitmesi, beni ister istemez meraklandırdı. Kendime neden niçin diye sorular sormaya başlamıştım."
-"Peki çözebildiniz mi niye buraya geldiğinizi."
Aslında Ekrem'in bir açıklama yapması hoşuna gitse de, konun kendisinle ilgili kısma bir an önce gelmesi için de sabırsızlanıyordu. Ekrem, Ebru'nun sorusunu duymazdan gelerek anlatmasını sürdürdü;
-"Sizin bana rastladığınız da böyle bir gündü."
-"Yani sizi gördüğümde kriz halinde miydiniz?
-"Evet."
-"Bir doktora gitmediniz mi?"
-"Gittim, hatta bayıldığım bir gün hastaneye götürmüşlerdi. orada bir çok tahlil yapıldı, gerçi sonradan bir daha böyle bir bayılma olmadığı için tahlil sonuçlarını almaya gitmedim."
-"Keşke ihmal etmeseydiniz."
-"Aslında ben krizlerin nedeninden çok, hep aynı yere gelmemin nedenini bulmak istiyordum. Bu yüzden bir Psikiyatrla bile görüştüm."
Ekrem tekrar yutkundu, bu söyleyeceklerinin etkisini kestiremiyordu;
-"Ben, sizinle karşılaştığım o günden sonra, hiç bir şekilde rahatsızlanmadım."
-"Beni gördüğünüzden beri mi, bunun benimle ne ilgisi olabilir ki?"
-"Eğer benim sözümü kesmeden dinlerseniz, size tüm düşüncelerimi anlatabilirim, inanın aklımın içindekilerini toparlamak uzun zamanımı aldı."
Bu arada caddenin karşısında, genç bir adam camdan sızan ışığa bakıyor, ilerleyen bu saatte Ekrem'in hâlâ evden çıkmamasına bir anlam veremiyordu. Birbirlerini nereden tanıyor olabilirlerdi ki...
Ebru, uzun bir gece olacağını anlamıştı. Birer kadeh konyak doldurarak yerine oturdu, her ne duyacaksa, kahvenin kendilerini kesmeyeceğini anlamıştı. Ekrem sakin bir sesle anlatmaya başlamıştı;
bitmedi...
Hayırlı sabahlar...
güzel bir gün olur inşallah...
Günaydın
kolay gelsin...
Günaydin, güzel bir gün olur insallah...
Kanka çayın var mı
gelsem içsek birazda dertleşsek içim sıkılıyor
Sabah çok sevdiğim birini üzdüm
sonra da oturdum ben üzüldüm üzdüğüm için.
her iki tarafında kendince haklılık tarafları var tabiki
ama yinede üzmek istemezdim
ne yapayım kankam bi akıl ver
bende akıl falan kalmadı dağılmış durumdayım bu aralar...
Gecmis olsun Eylemcim, hallolur meraklanma... :)
Ben de akil vardi ama fayda etmedi, bu yüzden cayimin yaninda eger sizde fazla varsa azicik sabir istiyorum No Namecim, karsilastigim aksilikler tüm planlarimi alt-üst etti zira...offf ya...offf... :)
sabır bende çok az bulunan birşey
Kankamla dertleşeyim demiştim ama
anlaşılan işleri yoğun
bulabilene aşkolsun...
Oy oy oy...
site de stres diz boyu,
Boşveriinnn,
takmayın kafaya bişi, her şey olacağına varır.
kankacım, çok sevdiğin birini kırdım diyorsun, kırdığın kişi de seni seviyorsa affeder veya sana kırılmamıştır.
haa kırıldıysa da seni yeterince sevmiyor demektir, öyleyse de sal gitsin üzüldüğüne değmez...
haa bu arada dün satır arasında bişi yakaladım, ben de mavigün'e katılıyorum. "zordur almak bizden kızı"
hele kankamı almak... Taliplinin Allah yardımcısı olsun...
seval ablacım,
boş ver yaa, gavurun işi bitmez...
yaslan arkana, o hiç sevmediğin kahveden küçük bir damacana yap kendine, sıcak sıcak höpürdetirken yaz tatilinde neler yaptığını bir düşün. rahatla...
kapat gözlerini 10 dakika kadar kestir, sonra kaldığın yerden devam edersin. ha baktın canın çekmiyor, çalışmıyorum bugün kardeşim de vur kapıyı çık, git bi sinemaya, yada cafeye ne bileyim dev bir alışveriş merkezine, deliler gibi alış veriş yap...
rahatlarsın kesin...
iştecik 17.bölüm
Eski Mahalle Part 17
-"Adım Ekrem," diye başladı. -"Bir dergide editörlük yapıyorum. Ben bu mahallede sizin evin biraz yukarınızdaki eski bir bina olan, iki katlı evde dünyaya gelmişim.
Doğduğum bu semti çok seviyordum. Her gün sahile iner denizi seyrederdim. Bazen vapura atlar karşıya geçer, oradan bizim bu sahilleri seyrederdim. En çokta kız kulesinin karşısına geçer, oturur hayallere dalardım. Asında öyle arkadaşı fazla olan bir çocuk da değildim. Takım oyunlarından ziyade, kendi başıma bir yerler keşfetmeyi, onları kendi hayallerimde yaşatmayı severdim. Hele kız kulesiyle ilgili tüm hikayeleri öğrenmiştim, ama en çok da iki sevgilinin kavuşamadığı hikayeden etkilenmiş, tüm düşlerimde kız kulesinde sevgilisine kavuşmayı başarmış kahraman olmaktaydım. Artık herkes benim bu halime gittikçe alışmaya, hatta bazen yanlarına çağırıp benim hikayelerimi dinlemeye bile başlamışlardı. Adımın "hayalci çocuğa" çıkması, asker olan babamı rahatsız etmiş, annemle geceleri uzun süren tartışmalar başlamıştı. Bir gün babamın anneme;
-"Buradan taşınıyoruz hanım." dediğini duyduğumda annemin benim için çok üzüldüğünü bana bakışından anlamış ve anneme koşarak sarılmış;
-" Annecim ne olur gitmeyelim buradan." diye sarılarak tüm geceyi ağlayarak geçirmiştim. Annemle birbirimize sarılıp ağlamamamız bile babamı yumuşatmamış, ertesi gün kapıya gelen bir kamyon eşyalarımızı yüklemeye başlamıştı."
Ebru, bu çocukluk hikayesini dinlerken o kadar etkilenmişti ki, teselli etmek için ona sarılma isteğine zorlukla engel oldu. Kendisini bu kadar ona çeken neydi bilmiyordu, ama artık engel olamadığının da farkındaydı...
Ekrem, elindeki konyağı bir dikişte bitirdi. Boğazı yanınca hafifçe öksürerek devam etti;
bitmez...
herkese merhabalar
canlar anlaşılan güne iyi başlanmamış..
eylemcim arada böyle kara bulutlarda olacak..
mevsimler gibidir insan hayatı..
kararır bazen çıkar fırtına yağar yağmur..
ardın bir bakarsın çıkmış pırıl pırıl bir masmavi gökyüzü ile güneş selamlar bizi içimizi ısıttır.
üzülme..
yeter ki üzüldüğün -üzdüğün bir şeyi birdaha yapmamaya cancağızım..
bak tükçemizde güzel iki kelime vardır..
1-özür
2-affetmek(önce kendini)
bu kelimelerden faydalan canım..
ve canım kankam benim..
ne oldu sana kahvenin yanında her gün aldığın o muhteşem sabrına..
canım benim plan neden yapılır..
hayatta plan neden yapılır..
ilahi güç planlarımızı bozup
bize bir fani olduğumuzu anımsatmak için..
canım bozma moralini..
uzun vadede yaradanın vardır bir bildiği vardır..
sen bu gün ne olmuşda sana ooof çektirmişse
hayırlara yor ...
ve canım kardeşim
no name dediği gibi..
al kahveni yanına..
hadi canlar gün kötü başadıysa kötü devam edecek değil ya..
hadi sirkelenin bakayım..
yada titreyin..
yeterki gelin kendinize
bu yazılanları okumuşsunuzdur ama
madem ki bu gün güne iyi başlanmamış..
bunla ilgili bu yazıyı tekrar okumamızda fayda var canlar..
hadi bakalım okuyunda görüşelim..
90/10 Sırrını keşfedin :
Bu hayatınızı değiştirecek. Bir örnek verelim. Ailenizle kahvaltı yapıyorsunuz. Kızınız, kahve fincanına çarpıyor ve bir fincan kahve gömleğinizin üzerine dökülüyor.Biraz önce olan olay üzerinde hiç bir kontrolünüz yok. Sonradan olacaklar ise sizin davranışınıza göre belirlenecek. Lanet ediyorsunuz. Kahveyi üzerinize döktüğü için kaba bir şekilde Kızınızı azarlıyorsunuz.
Kızınız üzülüyor ve ağlamaya başlıyor. Kızınızı azarladıktan sonra eşinize dönüyor ve kahve fincanını masanın kenarına çok yakın koyduğu için eleştiriyorsunuz.Bunu kısa bir sözlü tartışma takip ediyor. Öfkeyle üst kata çıkıyor ve gömleğinizi değiştiriyorsunuz.Aşağıya indiğinizde Kızınızı, ağlamaktan dolayı kahvaltısını bitirememiş ve okul için hazırlanamamış bir halde buluyorsunuz. Kızınız otobüsü kaçırıyor.
Eşinizin işe gitmek için hemen çıkması gerekiyor. Hemen aceleyle arabanıza koşuyorsunuz ve Kızınızı okula bırakmak üzere hareket ediyorsunuz. Geç kaldığınız için, saatte 40 km hız sınırlaması olmasına rağmen saatte 70 km hızla gidiyorsunuz. 15 dakikalık gecikmeden ve hız limitini aştığınız için ödediğiniz 60.000.000 TL trafik cezasından sonra okula ulaşıyorsunuz. Kızınız size “Hoşçakal” demeden binaya koşuyor.Ofise 20 dakika gecikmeyle geliyorsunuz ve evrak çantasını evde unuttuğunuzu anlıyorsunuz. Gününüz korkunç bir şekilde başladı!
Devam ettikçe, kötüleşiyor, daha da kötüleşiyor sanıyorsunuz. Eve gitmeyi dört gözle bekliyorsunuz. Eve ulaştığınızda eşiniz ve Kızınızla olan ilişkilerinizde araya sıkıştığınızı sanıyorsunuz.
Neden? Sabahleyin nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak! Neden kötü birgün geçirdiniz?
A) Kahve sebep oldu
B) Kızınız sebep oldu
C) Polis sebep oldu
D) Siz sebep oldunuz
Cevap “D” şıkkı. Kahvenin dökülmesinde sizin bir kontrolünüz yoktu.Sizin gününüzün kötü geçmesine o 5 saniye içindeki davranışlarınız sebep oldu.
Olabilecek ve olması gereken ise şöyleydi.
Üzerinize kahve sıçradı. Kızınız ağlamak üzere. Siz nazikçe “Tamam tatlım, bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olman gerek” diyorsunuz.
Havluyu kaptığınız gibi üst kata çıkıyorsunuz. Gömleğinizi değiştirip,evrak çantasını aldıktan sonra aşağıya iniyorsunuz ve aynı anda pencereden Kızınızın otobüse bindiğini görüyorsunuz. Kızınız geri dönüp el sallıyor. Siz ve eşiniz ise gitmek için birlikte çıkmadan önce öpüşüyorsunuz. 5 dakika önce işe geliyorsunuz ve çalışma arkadaşlarınıza neşeli bir şekilde selam veriyorsunuz.
Patronunuz ne kadar güzel bir günde olduğunuz hakkında konuşuyor. Farka bakın!
İki farklı senaryo. İkisi de aynı başladı. İkisi de farklı bitti.
Neden?
90/10 sırrı inanılmazdır! Çok azımız bunun farkındadır. Sonuç? Pek çok insan gereksiz yere stresten, dertlerden, problemlerden ve baş ağrısından acı çekmektedir.
Bu sır nedir?
Hayatın %10’u, sizin başınıza gelenlerden oluşur. Hayatın diğer %90’ına ise sizin bu başınıza gelenlere nasıl davrandığınızla karar verilir.İnsanlar anlamsız şeyler söyler ve yaparlar. İnsanlar hasta olurlar.
Arabalar bozulurlar. Uçaklar geç kalır ve bütün planlarımızı alt üst ederler. Trafikte bir sürücü canımızı sıkabilir v.s. Bu %10’luk kısım tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir.
Diğer %90’lık kısım farklıdır. Diğer %90’lık kısmı siz belirlersiniz.
Nasıl? Olaylara yaklaşımınızla! Nasıl tepki verdiğinize bağlı olarak.
Gerçekten olanların %10’unda hiç bir kontrolünüz yok. Diğer %90’ı ise sizin tepkinizle belirlenir.
No Namecim önerilerin icin, Kankacigim o güzel hikayecik icin ikinize de cok tesekkürler...
Keske biraz daha kolay olsaydi dogru tepkileri kestirebilmek!
Ooo kankam ve mavigün ablam harikasınız çok güzel moral vermişsiniz teşekkürler...
BU GÜN GÜNÜ KÖTÜ BAŞLAYAN HERKESE
GİTSİN...
özellikle
Eylem kardeşime
ve
Kankama ...
EYLEM SÖYLÜYOR..
YOK BİZİM EYLEM DEĞİL..
HEH HEH HEH...
EYLEM DEN DİNLİYORUZ...
HAYAT
Bu hayat benimdi
Bu canımda benim
Şu zorlu dünyada
Eyvallah her şey bizimdi
Bu hayat benimdi
Bu canımda benim
Bu zorlu dünyada
Eyvallah her şey bizimdi
Kurcalayıp durdum
Nasıl yordum
Kendimi yine
Çiçek gibi soldum
At gitsin nefes al biraz
Kayalık gibi bu dünya
İlerlerken dur bir anda
Güneş de gizli fırtına
Gitar senin deniz sulara
Ama sen sakın aldanma
İnan rüyalarla
Bu hayat benimdi
Bu canımda benim
Şu zorlu dünyada
Eyvallah her şey bizimdi
Bu hayat benimdi
Bu canımda benim
Bu zorlu dünyada
Eyvallah her şey bizimdi
Bir kötü söze
Güzel bir şey söyle
Bir güneş yeter değişir düşünceler
Bir kötü söze
Güzel bir şey söyle
Zaman hızla akıp ta gider
At gitsin nefes al biraz
Kayalık gibi bu dünya
İlerlerken dur bir anda
Güneş de gizli fırtına
Gitar senin deniz sulara
Ama sen sakın aldanma
İnan rüyalarla
Bu hayat benimdi
Bu canımda benim
Şu zorlu dünyada
Eyvallah her şey bizimdi
Bu hayat benimdi
Bu canımda benim
Bu zorlu dünyada
Eyvallah her şey bizimdi
Bilir misiniz bana verdiğiniz sevgiyi
Sözler satırlar yetmiyor içimdeki
Bilir misiniz bana verdiğiniz sevgiyi
Bilir misiniz sizi ne kadar sevdiği mi
At gitsin nefes al biraz
Kayalık gibi bu dünya
İlerlerken dur bir anda
Güneş de gizli fırtına
Gitar senin deniz sulara
Ama sen sakın aldanma
İnan rüyalarla
http://www.dailymotion.com/video/x69w9s_eylem-hayat-2008_music
Tanımadığınız kişiden kart almayın!Bayanlar size sesleniyorum.
Siz siz olun, tanımadığınız bir kişinin size uzattığı kartviziti almayın.
Hele ki yalnızken.
Neden mi?
Okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Yaşanmış bu olay hepimizin kulağına küpe olsun.
******
Bir benzin istasyonunda arabasına benzin doldurmakta olan bir bayanın yanına gelen biri “boyacı” olduğunu söyleyerek, hizmet amacıyla kibarca kartını sunuyor.
Kartı aldıktan sonra arabasına biniyor bayan.
Adam da, başkasının kullandığı bir arabaya giriyor.
Bayan, istasyondan çıkmaya hazırlanırken, arkadaki arabanın da aynı anda istasyondan çıktığını ve kendisini takip ettiğini fark ediyor.
Bu arada bir baş dönmesi ve nefes almakta zorluk çektiğini hissediyor bayan.
Camı açmak isterken, adamın verdiği kartı tutan elinden tuhaf bir koku alıyor.
Arkadakilerin de nerdeyse kendi arabasına yapışırcasına yaklaştıklarını görüyor.
Kaybedecek zaman olmadığını düşünerek basıyor gaza, o hızla giderken önüne ilk çıkan park yerine dalıveriyor.
Sert bir frenle durduruyor arabayı, aynı anda da kısa aralarla bastığı klaksonla imdat işareti verircesine ortalığı karıştırıyor.
*****
Başkalarının da bulunduğu park yerine gelen ikinci araba büyük bir hızla çıkış yönüne doğru ilerleyerek uzaklaşıp gidiyor.
Adamlardan böylece kurtulan bayan, uzun bir süre sonra kendine gelebiliyor ve normal nefes almaya başlıyor.
Bayanı böyle çok ciddi bir duruma sokan maddenin karta sürülmüş olduğu anlaşılıyor.
Adı, burundanga olan bu uyuşturucu madde, bir kişinin üstündekileri çalmak veya başka kötülükler yapmak için kullanılıyor.
Basit bir kart üzerine kolayca sürülebilen bu uyuşturucu, cinsel taciz amaçlı kullanılan uyuşturucuya nazaran dört defa daha tehlikleli.
Siz siz olun;
Yolda, dışarıda tanımadığınız birisinden, hele hele yalnızken asla böyle bir kart almayın.
Evlere kadar gelerek hizmet sunanların da kullandığı bir yöntemmiş bu.
Aman dikkatli olun.
Serpil ÇOLAK
vaay neler yapıyorlar...
Eylem'den gönderdiğin şarkı içinde teşekkürler ablacım
Merhabalar
Ablamdan inciler, toparlayin.. :)
Eylem herkes demis ki takma kafaya gecer, herkes ayni seyde agiz birligi etmisse vardir bir güzellik
Takma kafana bosver..
Kankacigim saskinlikla acilan gözlerle okudum alinti yaptigin yaziyi, inanamadan... daha dogrusu dehsetle ve korkarak..
Allah insani, insanin seytanligindan ve fenaligindan korusun!
Kayacim hosgeldin, iyisindir insallah..
iyi akşamlar
kendinize iyi bakın...
... eveet, hepimize iyi aksamlar, iyi dinlenmeler...
iyi geceler diliyorum....
Günaydın
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız hepimize kutlu olsun.
İyi Bayramlar...
Günaydin...
Ben de hepimiz icin güzel bir gün olmasini diliyorum.
Bir Cumhuriyet Bayraminda daha gercek kahramanimiz sevgili Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaslarini rahmet ve minnetle aniyorum. Bize canlari pahasina isgalden kurtardiklari vatanimizi birakip gitmisler, nur icinde yatsinlar.
merhabalar
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun...
sabah bir iş için erken çıktım bürodan
şimdi geldim birazdan tekrar gideceğim...
onun için sabah uğrayamadım...
hadi kolay gelsin...
herkese merhabalar
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.
Merhabalar
29 Ekim Cumhuriyet Bayrami 7`den 70`e kutlu olsun..
Uzun, sessiz, yorucu bir is gününün daha sonuna yaklasirken dostlara gönderilen selam mesajina sevgiler, iyi aksamlar, iyi dinlenmeler, gibi dilekleri de eklemek gerek... :)
Kalin saglicakla...
iyi geceler
iyi geceler diliyorum...
Günaydınlar
Güzel bir gün olması dileğiyle...
Sevgili Kankam yıllar önce bugün gözlerini dünyaya açmış hayatın tokatını yemiş ve başlamış yaşamaya.
sevgi,sağlık ve umutla yaşamaya devam etmesi dileğiyle...
Kankacım İyiki doğdun,iyi ki varsın
yeni yaşının sana güzellikler getirmesi dileğiyle Seni Seviyorum...
bu da pastan 333. yaşın kutlu olsun
http://www.1resimler.com/data/
media/1262/pasta_resimleri16.jpg
Günaydınlar...
Herkes için güzel bir gün olur inşallah...
Kankacım, kutlaman ve iyi dileklerin için çok teşekkürler...
Not;
doğduğumda beni tokatlayan hayat değil, ebe saliha ablaymış...
ayrıca da o tokat çok şiddetli olmasına rağmen ben ağlamamışım...
(Erkekler Ağlamaz-ki)
Günaydin...
güzel bir gün dilemek icin gec kaldim saniyordum ama gerek de yokmus, gün güzelligiyle gelmis! No Namecim daha coook uzun yillar saglik ve sevgi dolu yasamani diliyorum...
Seval ablacığım teşekkürler...
geldik eski mahallenin 18. bölümüne...
Eski Mahalle part 18
-"Bu mahalleden uzaklaşmak, hayallerimden uzaklaşmak gibiydi...
Fındıkzade semtinde bir apartman katında yaşamaya başladıktan sonra anlayacaktım aslında mahalleyi benim için terketmediğini... Ben bu durumu bir türlü kabullenememiştim. Okulu ihmal etmeye, Üskadar'a geçip saatlerce sahilde dolaşmaya başlamıştım. Gene böyle okuldan kaçtığım bir gün sahilde dolaşırken, babamı bir kadınla sarmaş dolaş bir halde restorandan çıkarken görmüştüm. Oradan kaçmak için hareket ettiğimde, kazara çöp kovasına çarpınca gürülteye dönem bekabam benimle karşılaşınca ne yapacağını şaşırmıştı.. Aynı şaşkınlık bende de vardı. Bende yakalanmıştım sonuçta... O gece anneme durumu anlattığımda onun da bu durumu bildiğini anlamıştım. İkisine de hiç inancım kalmamıştı. Babam bana karşı gittikçe sertleşmişti, her kaçıştan sonra beni bu mahallede bulur ve her defasında eve getirerek beni bir daha orada görmek istemediğini söylerdi.
Hiçbir zaman o mahallede benim en mutlu günlerimi yaşadığımı anlayamadı. Son kez evden kaçtığımda, dönmeye hiç niyetim yoktu. Babam bunu anlamış olmalıydı ki beni geri dönmeye ikna etmek için annemi de yanına alarak, beni aramak üzere yola çıkmışlardı..."
Ekrem susmuştu. Derin bir nefes alarak;
-"O gece kaza yaptılar ve ikisini de kaybettim... Ben bunları ertesi gün polis ve amcam birlikte beni sahilde bulduklarında öğrendim ve 14 yaşında başka bir hayat için amcamla birlikte Edirne'de onların yanında yaşamaya başladım..."
Ekrem sustu. Ebru'nun gözlerinin içine bakarak;
-"Kusuruma bakmayın On gündür sürekli sizinle nasıl konuşabileceğimi düşündüm.
Bir erkek arkadaşınızın veya eşinizin olup olmadığını anlamak için günlerce takip ettim sizi. En sonunda yalnız olduğunuza kanaat getirerek karşınıza çıktım."
Ekrem Ebru'nun gözlerine bakarak;
-"Yok değil mi? Yani bir şey... Bir sevgiliniz."
Ebru; -"Yok" dedi. "Vardı ama ayrıldık."
Ekrem, anladım gibilerden başını salladı.
Ebru; -"Peki sonra ne yaptınız? Yani Edirne'de."
Ekrem; -"Ben" dedi "Edirne'ye gittikten sonra kendimi suçladım. Uzunca bir süre olanları kabul edemedim, bu yüzden de zaten içine kapanık, arkadaşı az olan bir çocukken bu olay beni daha da insanlardan, özellikle de kendi akranlarımdan uzaklaştırdı. Artık tek bir hedefim vardı, o da İstanbul'a dönmek. Amcam ve yengem iyi insanlardı.Beni okutmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. İstanbul'a Eski mahalleme tekrar kavuşma adına derslerime dört elle sarılmış, İTÜ yü kazanarak aşık olduğum kente kavuşmuştum.
Sonra herşey olması gerektiği gibi oldu. Okul bitti, iyi bir işe girdim...
bitmez....
O zaman düzeltelim kankacım
tokatı atan saliha abla ise
saliha ablanın ellerine sağlık :)
ağlatamamış ama olsun...
yeni bölüm içinde Mavigün ablama ve sana teşekkür ederim...
Doğum günün kutlu olsun
al bu canım senin olsun
acıda tatlı da gizlide saklıda sevginde öfkende seninleyim canım canimmmm doğum günün kutlu olsun sevdigim ah sevdiceğim en kötü gün böyle olsun tadım tuzum canım sevgilim.
tanrı bana seni verdi ölüm bile ayıramaz ki allahım seni verdi aŞkla dolu yüreğini bak bu sana sözüm olsun al bu yürek senin olsun allahım duamızdır mutluluk bizim olsun.
Doğum günün kutlu olsun
al bu canım senin olsun
acıda tatlı da gizlide saklıda sevginde öfkende seninleyim canım canimmmm doğum günün kutlu olsun sevdigim ah sevdiceğim en kötü gün böyle olsun tadım tuzum canım sevgilim.
tanrı bana seni verdi ölüm bile ayıramaz ki allahım seni verdi aŞkla dolu yüreğini bak bu sana sözüm olsun al bu yürek senin olsun allahım duamızdır mutluluk bizim olsun.
Lütfen tiklar misin
Canımın içi nice mutlu senelere hep birlikte inşallah.... Seni çook seviyorum.
Merhabalar
Hayirli Cumalar
Dogum günün kutlu olsun abicim
Sevdiklerinle nice mutlu yillara..
Yağmurcum çok teşekkürler, iyi ki varsın...
Kardeşim sağolasın.
çok teşekkürler...
canım kardeşim
NO NAME 'e
nice mutlu yıllar dilerim..
sevdiklerinle birlikte sağlıklı,huzurlu,mutlu nice nice tabiiki ( fenerbahçe nin şampiyonluğunu kutlayan )yıllar..
iyi ki senin tanıdık ...
iyi ki hayatımızda bir tık kadar yakınsın..
sevgiyle kal
sevdiklerinle kal..
Kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın.
İyi akşamlar...
Ablacığım çok teşekkürler, sağol varol...
herkese iyi geceler diliyorum...
iyi geceler
Günaydınlar
İyi hafta sonları,iyi çalışmalar,iyi dinlenmeler...
BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
M.Aras
günaydın
güzel bir gün, hafta sonu diliyorum...
az kaldı,
sondan bir önceki bölüm bu...
eski mahalle part 19
Ebru;
-"Hiç sevgilin, bir kız arkadaşın olmadı mı?"
Ekrem Ebru'ya baktı;
-"Zaten burda olmamın nedeni de bu."
-"Nasıl yani?"
-Benim tek bir arkadaşım oldu, İstanbul'a kayıt yaptırmak için geldiğimde tesadüfen tanıştım kendisiyle. O da bahsetiğim, doktor olan arkadaşımdır."
-"Yani senin hiç bir kız arkadaşın olmadı mı?"
Ekrem gömleğinin yakasından bir düğme açtı .
-"Bu sana saçma gelebilir, bu benim kimsenin bilmediği bir sırrım desem..."
Ebru'nun gözleri şaşkınlıkla irileşmişti, Ekrem devamla;
-" Çocukluktan ergenliğe geçiş dönemimde, hayatıma hiç bir arkadaşı kabul edemediğim yıllarda, Aşık olmadan hiç bir kadınla arkadaş olmayacağıma, hiç bir kadınla ilişki kurmayacağıma yemin etmiştim...
Seni görünceye kadar bu krizlerin neden beni esir aldığını anlamamıştım. Yaşım otuzbeşe yaklaşmış fakat hala bir kadının elini tutamamıştım. Bunun yarattğı stres, krizi tetikliyor ve ben kendimi çocukluğumda en mutlu, en huzurlu olduğum yerde bulmaktaydım...
Aşk olmadan bir birliktelik... İstemiyorum."
Ebru'nun tepkisini ölçmek ister gibi gözlerini onun gözlerinden ayırmadan;
-"Ben, bugüne kadar hiç bir kadınla yatmadım."
Ebru, böyle bir durumda ne söylenir hiç bilmiyordu. İlk defa böyle bir durumla karşılaşıyordu.
Ekrem ise bu sessiziliği devam etmek olarak algılayarak konuşmasını sürdürdü;
-"Sorun" dedi "Bir kadınla yatıp yatmamak değildi, aşık olmadan bir cinselliğe girmek istemiyor yeminime satık kalmak istiyordum." Gülümsedi; -"Biz erkekler arasında en zoruda budur aslında, çünkü kadın için iffet sayılan bu durum bizim için bir başarısızlıktır. Bu yüzden çok nadir de olsa, anlatacak bir şeyler olması için kızlarla çıktığımda bir yerlere giderdim, fakat hiç birine aşık olmamıştım."
Ebru;
-"Neden Aşka bu kadar inanmıştın ki?"
-"Bilmiyorum, o çocuk günlerimdeki kurduğum hayaller gibi beni heyecanlandıracak bir şey arıyordum belki de. İnan aslında ne aradığımı ben de bilmiyordum. Tek bildiğim aşkı bulamadığımdı. Ta ki geçen gün o bankta seni gördüğüm ana kadar... Seni görür görmez anlamıştım...O sendin...O aşk yaşanacaksa o seninle yaşanacaktı... Sen o gün koşarcasına yanımdan uzaklaşırken, ben çok gerilere çocukluğuma doğru gitmiş o heyecanı bulmuştum. Sen benden uzaklaştıkça ben sana yaklaşıyordum. Eve döndüğümde artık seninle tanışmam ve sana herşeyi anlatmam gerektiğini biliyordum. İşte şu anda hayatında herşeyi senle yapmak isteyen bir adam duruyor. Şimdi herşeye sen karar vereceksin... Duygularımda yanılmadığımı biliyorum ve sana dokunmak istediğimi de... Senin hayatında olmak istiyorum... Odaya ağır bir sessizlik çökmüştü. İki gencin soluklarından başka bir şey duyulmuyordu... Uzun süre konuşan genç adam tükenmişti sanki. Tüm geçmişini sığdırdığı, geleceğini teslim ettiği bir gecede genç kadının ağzından çıkacak sözlerin esiri olmayı çoktan kabul etmiş celladını bekleyen biri gibi bekliyordu...
bitmedi
vaay finale az kalmış
hadi hayırlısı bakalım...
ellerin dert görmesin ablam
İyi akşamlar
iyi tatiller...
iyi geceler...
günaydın,
iyi pazarlar olsun...
Eski Mahalle 20. bölüm
ve de son bölüm...
her güzel şey gibi bu da çabucak bitti...
Ebru, karşısında duran bu adama kendini bırakmayı istiyor, fakat onun hırpanamasını hiç istemiyordu. Hâlâ bir bebek masumluğunda karşısında duran, koca bir adam vardı... Sanki uzay boşluğundan dünyaya bırakılmış gibiydi.
-"Bak, sen bu gece bana kendinle ilgili herşeyi anlattın, tamam. O zaman sıra bende şimdi sen beni dinle. Evet, o gün ben de senden etkilendiğimi inkar edemem ama ben, senin aksine bunun aşk olduğuna inanmıyorum. Ben hayatta aşka inanmayı çoktan bıraktım. Sen hayallerine sadık kalırken, ben yaşamak için önce onları tükettim. Benim hayallerim yok anlayacağın. Bu şehirde ayakta kalmak ve yaşamak için tüm hayallerimi yaktım ben... Bu saatten sonra sana ne verebilirim, bilmiyorum ki... Sen etrafına bir duvar örerek kendi dünyanda beklemişsin. Benim hayatım ise kevgir gibi...Birçok ilişkim oldu. Kimseye ihanet etmedim ama kimseye sadıkta kalmadım. Yani dostum, anlayacağın hayatlarımız tersten okunuyor gibi. Benim yüreğimde sana verecek temiz, saf bir yer yok. Ben aşık olamam... Sen kendini tanıyorsun, bak ben kendimi tanımıyorum bile, dün bana sorsalardı hiç tanımadığım bir adamı evime sokmam derdim, ama bak, gördüğün gibi sokabiliyormuşum... Diyorsun ki "sana dokunmak istiyorum" yani benimle sevişmek istiyorsun. Sen sevişmelere anlam yüklüyorsun, ben ilk aşkımla sevişirken, sevişmelerin en büyük yalanlardan biri olduğunu anladım. Seninle sevişmek isterim, ama bunun benim için bir anlamı yok. Bunu bu gün istiyorum diye yarın da isteyecek değilim. Ben sana şunu söylemek istiyorum, ben seni kırabilirim, benimle hayat kolay olmayacaktır. Yani ben , kız kulesinin karşında oturarak kurduğun, hayallerindeki prenseslere benzemiyorum. Benim kahramanım olmaya kalkma. Ben gerçekte bunların olmadığını bilenlerdenim...
Ekrem oturduğu koltuktan kalkarak Ebru'nun yanına geçti;
-"Ne güzel, demek ki bana bir bilinmezlik sunuyorsun. Hayatta ne olacağını kim biliyor ki, hele benim terübesizliğimi düşüncek olursak. Benim hiç bir şey bilmediğim şu anda tek gerçek..."
Ebru, onun şaşkın ne yapacağını bilmeyen haline gülümsedi. Evet biraz evvel ne söylerse söylesin bu adama duyduklarının, ne bu güne kadar ne de bundan sonra hiç bir erkekle aynı olmayacağını hissediyordu. Genç adamın elinden tutarak kendi odasına doğru götürdü...
Ebru'nun evinin önünde, arabanın içinde bekleyen Cem, ışıkların sönmesiyle artık Ekrem'in evden çıkmayacağını anlamıştı. Arabasını çalıştırarak evine doğru hareket etti. Evine girer girmez soyunmadan kendini yatağa attı. Aklı karma karışıktı, ne olmuştu da bu ikisi tanışmıştı. On gündür kendinde değildi. Bu gece gördüklerinden sonra ise hiçbir şeyin önemi kalmamıştı.Ekrem veya Ebru ile konuşmasına gerek yoktu. Kendi gerçeğini kabul edip, hayatına devam edecekti...
**10 gün sonra**
Sekreteri Cem'in odasına girerek;
-"Cem bey, Arkadaşınızın tahlil sonuçları geldi efendim."
-"Hayırdır Zühal, ne tahlili."
-"Ekrem beyin tahlilleri efendim, Bilal bey yollamış...
-"Tamam o zaman, Bilal'i arada ben kendisiyle görüşeyim...
Bu arada zarfı açınca içinden küçük bir zarf daha çıktı. Cem, bunun Bilal beyin bir notu olduğunu anlamıştı. Zarfı açarak notu okumaya başladı;
Dostum Cem
Tahlil sonuçlarını sana gönderiyorum, gecikmeden arkadaşını tedaviye ikna etmelisin durumu oldukça ciddi... gerisini okuyamadı...
**6 ay sonra**
Taze kazılmış bir mezarın başında iki genç birbirlerine yaslanmış olarak duruyorlardı. Erkek genç kadına şevkatle sarılmış, yüzünü genç kadının saçlarına gömmüştü, her ikisini de zor bela ayakta tutan şey, aşk ve acının şiddetiydi.
Kısa, sade bir tören olmuştu. Herkes gitmişti. Mezarın başından ayrılmak istemeyen genç kadına sarılan genç adam, ayakta güçlükle duran kadının kulağına eğilerek;
-"Haydi Ebru, Gidelim artık."
Kadın yaşlı gözlerle, en az kendisi kadar darmadağın olan adama sevgi dolu gözlerle baktı, biliyordu ki bu adam bundan sonraki hayatında hep olacaktı.
-"Gidelim Cem, gidelim...
SON
27.12.2003
Mavigun
iyi akşamlar...
günaydın,
güzel bir hafta olur inşallah...
günaydınlar
Mavigün ablacım yazan ellerine ve güzel yüreğine sağlık
beklenmedik bir son olmuş çok güzeldi çok teşekkür ediyoruz
Ayrıca kankamında ellerine sağlık bize hergün bir bölüm sunarak neolacak ki diye bizi beklettiği için:)
Kankacım günaydın
çay demledim gel diyeceğim
ama dikkatli gel buralar soğudu yağmur, rüzgar ona göre...
Seval ablam zaten biliyordur o da böyle bir havadan gelecektir eminim
hadi gelin kahvaltı yapalım acıktım ...
Günaydin canlar...
Eylemcim öyle sicacik sevgiyle davet etmissin ki isindik bile, hemen geliyoruz canim..:)
Kankacigim ellerine yüregine saglik, hikayecik profesyonel yazarlardan okuduklarimizla yarisacak kadar ilginc ve güzeldi. Sen gercek bir yetenek, harika bir kankasin! :)
No Namecim ben de sana insafa gelip hikayenin son bölümünü de nihayet paylastigin icin cok tesekkür ediyorum...
Kolay gelsin hepimize, artik ne yazilmissa, her ne gelecekse...
Merhabalar
Mavigün ablam ellerine saglik, hikayeni nihayete erdirmissin
Güzel bir hafta olur insallah
İyi akşamlar diliyorum...
Yorum Gönder