İletişime devam
Bu sitede hayat hiç durmadı.. Durmasın da...
Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
Bu grubu ziyaret et |
Yapım | Birol Güven - MinT |
Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
Senaryo | Murat Aras |
Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
Oyuncular | Mine Tugay |
Atılgan Gümüş | |
Okan Tangücü | |
Volkan Severcan | |
Almıla Uluer | |
Tarık Ünlüoğlu | |
Ali Pınar | |
Nur Fettahoğlu | |
Recep Yener | |
Gülnihal Demir | |
Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
2.104 yorum:
«En Eski ‹Eski 1401 – 1600 / 2104 Yeni› En yeni»Canim kankacim ellerine saglik, bu güzel mesajinda yazdiklarina katilmamak, duygulanmamak elde degil...
Ben bugün biraz erken cikiyorum, BBO ailesine, herkese iyi aksamlar..
sana iyi akşamlar iyi geceler kankacım
Merhabalar
Zaman cok cabuk geciyor
Mavigun ablam hatirlattiklarin icin bir tesekkür de sana gelsin benden ;)
BBo Ailesine bize yaşattığı bu güzel gün için teşekkürler...
İyi akşamlar...
Günaydin...
güzel bir gün olsun hepimize senenin (bizim icin!) son is günü...
Yeni bir yili karsilamaya hazirlanirken tüm zorluklara ragmen korudugumuz umutlarimiz gibi dualarimiz da yine iyilige, güzellige, sagliga, barisa ve kardesligedir... :)
gÜnaydın
güzel bir gün olur inşallah...
Günaydın
kolay gelsin
Eveet bugünlük hatta isyerim icin bu yillik buraya kadar. Bundan sonrasi sadece alis-veris, kacinilmaz ev isleri ve her firsatta dinlenme demektir... Önümüzdeki pazartesi, Allahin izniyle yeni senenin ilk is gününde yine burada olmak ve görüsmek üzere...
Hersey gönlünüzce olsun...
off off
gitti koca sene göz göre göre..
iyi akşamlar diliyorum...
Senenin son gününden günaydınlar...
Kolay gelsin...
Günaydın
güzel bir gün diliyorum...
Bana 2009 ylında şans ve para sözü veren mesaj zincirlerini gönderen tüm arkadaşlarıma!!!
"**işe yaramadı**"
Bu nedenle 2010 yılında nakit göndermenizi rica ederim.
Sağlıkla, sevgiyle, huzurla, başarıyla bol kahkahayla sevdiklerinizle dolu bir yıl geçirmenizi dilerim...
Herkese mutlu seneler...
Şu sitemizin Admin i bize yeni yılda yeni bir sayfa açsa ne iyi olurdu...
Bizi yalnız bırakmadıklarını anlardık...:)))))
Sevgili Canlar..
Hep birlikte koca bir yılı bitirdik..
sevgi ve dostlukla..
Benim şahsen 2009 yılını acı kayıplarla kapattığım bir yıl oldu..
Bu günlerde hepinizin ayrı ayrı sevginizi dostluğunu benden esirgemediğiniz için ayrıca sizlere teşekkür ederim..
Bizlere yeni yıl neler getirecek kim bilebilir ki.....
Ne yaşayacağımızı bilmesekte...
Herşeye rağmen ...
İçimizde umut taşıyarak
sevgi ve dostluğa duyduğumuz inaçla
sağlıklı ve huzurlu
iyi ve güzel günler yaşamak dileğiyle,
2010 Yılına
HOŞGELDİN diyeceğiz..
Hepimizin tüm dileklerinin gerçekleşebileceği sağlıklı ve mutlu bir yıl olmasını dilerim...
sevgiyle kalın...
hep maviyle kalın..
NİCE YILLARA..
Yilin son gününe geldik dayandik
Gelecek yil hakkimizda hayirli olur insallah
İyi yıllar
iyi akşamlar...
yeni yılın ilk gününde herkese
sorunsuz günler haftalar ve yıllar dileğiyle günaydınlar...
Yeni yılın ilk gününden merhabalar
Çalışarak başladık çalışarak devam ediyoruz...
çalışanlara kolay gelsin
çalışmayanlara iyi dinlenmeler...
herkese sevdikleriyle mükemmel bir 2010 diliyorum. saglik, mutluluk, a$k, huzur, saglik ve basarilarla dolu bir yil olsun hepimiz icin. yapmak isteyipte yapamadiginiz kalmasin insallah.herkese sevgiler, saygilar...
Dün gece 1 saat boyunca havai fisek patlattilar, sokaklar barut kokusundan gecilmiyodu
noldu? hiiic
Allahin bi günü iste
Hayirli olsun..
yoooruuuuuuuuullldduuuuuuuuummm...
yazık bana halen çalışıyorum...
neyse iyi akşamlar...
ne şahaneymiş, bayılıyorum barut kokusuna...
dün gece tam 00 da çatıdaydım, yattım sırtüstü, havai fişekleri izledim. Ay o kadar güzeldi ki yıldızlar o kadar yakındı ki, havai fişekler vız geldi tırıs gitti...
bayağıda soğuktu, dans edenler bir şekilde ısınıyordu ama sırtüstü yatanların hiç şansı yoktu ve dondular...
e tabi Kemer gibi bir yerde ay, yildizlar, masmavi gece.. burda ne yildiz görünüyordu ne de ay
ama yaklasik 1 saat boyunca yogun havai fisek gösterileri dolayisiyla gecici gündüzümsü bisey yasadik
üstelik disardakilerin isinmasi icin danstan daha cok isitacak seylere gerek vardi..
sen yine iyisin abi memleketinin kiymetini bil :)
bilmem mi hiç...
işte akşam oldu, herkese iyi akşamlar...
iyi aksamlar
günaydın
güzel bir gün olur inşallah...
iyi haftasonlari
tamam o zaman iyi akşamlar...
günaydın
iyi pazarlar...
Günaydınlar
iyi pazarlar olsun
benim gibi çalışanlara kolay gelsin
pazar günü demedim geldim...
Bugün 3Ocak güzel bir gün,önemli bir gün
Mavigün ablacığım İyi ki doğdun
Seni seviyorum...
Sevdiklerinle beraber nice güzel yaşlara...
İyi ki doğdun M A V İ G Ü N
Mutlu yıllar sana...
Yaşamın boyunca her şey dilediğin gibi olsun...
Kanka pazar günü gelmişim
hani misafirperverlik
ne hoşgeldin dedin
pazar günü burdasın çay kahve içer misin birşeyler yermisin yok
cık cık cık...
neyse hadi bugün ablamın doğumgünü
onun telaşı vardır sende
sabaha bi kahvaltı hazırlarsın artık...
teşekkürler canlar..
tüm dilekleriniz için..
hep birlikte sevgi ve dostlukla nice yaş almalarımız olsun..
İyi akşamlar
pardon kankacığım
yarın kahvaltıya beklerim...
iyi geceler diliyorum...
inşallah ablacığım...
Günaydin...
güzel bir gün olsun insallah hepimize..
bugün bizim icin ilk is günü, güzel bir gün ile güzel bir haftayi karsilamis olalim...
Ve kolay gelsin...
günaydın
güzel bir güne merhaba diyerek, herkesi kahvaltıya bekliyorum...
kahvaltı davetim havada kaldı, bu saat oldu ne gelen var ne giden...
o zaman mini minnacık bir sitemin ardından sofrayı topluyorum...
başka bir zaman beklerim artık...
herkese merhabalar..
tatilde olanlar işe başladı..
işler yoğun..
tatilde de çalışanlar bunlara biz kısaca erkeğine kunta kinte..
dişisine köle izaura diyoruz..
onların işleri hep yoğun..
hem tatil geliyor diye takla atıp hem tatil yapamıyanlara biz kısaca ''esnaf ''diyoruz
onlardaaa çooook yoğuuunlar..
tatilde ve tatilde olmadıklarında da çalışmayanlar biz bunlara ''işsizler''diyoruzz..
onlarda çok yoğun.
şimdi tatilde ilerde köle olacaklara biz onlara kısaca''öğrenci ''diyoruz...
onlarda hep yoğun..
hep tatilde olanlar var biz onlara kısaca ''emekli ''diyoruz.
onlarda çok yoğun..
yani no name anladım mı ?
benim güzel kardeşim..
yılın ilk pazartesi gününde kahvaltıya kimsenin gelmemesini..
canım sen sitem etme hiiiç..
herkes bir yoğun ki..
sorma gitsin..
kimsenin gözü bugün kimseyi gördüğü yok..
ay ben bir yorgunluk çayı alsaydım ya....
hep tatil hep tatil nereye kadar..
yoruluyor insan haliyle..
sevgiyle kalın..
Merhabalar
off bi nefes alalım
güzelim kahvaltıyı da kaçırmışız
neyse başka zamana ertelenmiş
o zamana geliriz artık...
ben bumu oluyorum şimdi(köle izaura)...:)
halen çalışmaya devam ediyorum
hatta edeyim...
görüşürüz...
No Namecim kusura bakma canim kardesim, ben tam geliyordum patron cikti karsima elinde yeni dosyalarla, la havle deyip oturduk tabii yine yerimize... Maasli kölelik iste ne yaparsin.. :)
Bunu saymayiz ablam ya, hem biz yabanci da degiliz ya, alacagimiz olsun! :)
Kankacim ebedi tatilcim benim, kahve daha iyi almaz miydi yorgunlugu? Ah be canim keske ben de emekli olsam da birlikte yorulsaydik balkonda.. kahvemizi de Eylem kardesimiz iki cizim arasinda cabucak pisirirdi... he he.. :)
Izauracim kolay gelsin! :)
Canım kankam benim..
İçelim kahvemizi bakalım sefamıza..
Atalarımız ne demiş işleyen demir pas tutmaz..
Herkes köle herkes çalışıyor..
yutr içi yurt dışı herkes koşturuyor bir yaşam kavgasında..
bu ülkede emekliler bile..
Ama sitenin ADMİNİ tatilde...ohhhh
yan gel yat admin heryer sitede bostan durumu..
Bir yeni sayfa bile yok...
haksızlık bu ama..
herkese iyi akşamlar..
Benim yorgun BBO ailesi.
Kankacim kos bak ne buldum!:)
Türkçenin en güzel sürprizlerinden biridir "dost" kelimesi. Baska birçok dilde "arkadas" ile "dost" tek bir kelime ile ifade edilir. Halbuki Türkçe'de belirgin bir fark vardir aralarinda. Arkadas meltem ise dost rüzgârdir. Arkadas ezgi ise dost sarkidir. Arkadas esans ise, dost buram buram rayihadir. Dost baskadir. Dostlar baskadir.
Dostluk bir oyuncak olsaydi, bir müzik kutusu olurdu. Altindaki anahtari kurdugunda eski, tanidik bir melodiyle karsilardi bizleri. Ve belki de bir balerin dönerdi içinde. Aynadaki aksine bakan dalgin bir balerin usulca deveran ederdi, öylesine nazenin.
Bir cisim olsaydi dostluk, kaleidoskop olurdu muhtemelen. Göz deliginden her bakista farkli bir desen, bambaska renklerle çikardi karsimiza. Gün içinde isigin gelis açisina göre renkten renge, desenden desene bürünürdü. Çesitliligiyle büyülerdi.
Bir yemek olsaydi dostluk, tatli degil, tuzlu degil, acili degil, eksi degil, karisim olurdu. Içinde birbirinden bagimsiz tatlar yer alir ve bir uyum yakalarlardi beraber. Çünkü dostluk ahenk isidir hep. Bir damla limon, bir damla zencefil, bir kasik bal, onlarca ayri baharattan mütesekkil bir karisim.
Bir su kaynagi olsaydi dostluk, göl degil, dere degil; irmak degil, pinar degil; deli dolu bir nehir olurdu. Çaglaya çaglaya akardi. Öyle tek mevsimde degil yaz kis tasardi. Gürül gürül temposuyla asi ve koyu mavi, köpük köpük sularinda nice kelimeler, ne hikâyeler gizli, sadece sularini degil, sularina kapilanlari da alip uzak denizlere tasiyan bir nehir.
Dost hayatin hediyesidir. Aramakla bulunmaz, sans isidir ama kiymetini bilmeden de olmaz. Dostlarin yaslanir. Sen yaslanirsin. Beraber degisirsin. Dostluklarla ayni kalan yoktur. Bu yollarda, kâh hizli kâh yavas ama sonunda pismeyen yoktur. Dost insani alir ellerine bir hamur parçasi gibi yogurur. Bir bakmissin degismissin. Bir bakmissin ayni konusmuyor, ayni düsünmüyor, dünyaya eski gözlerle bakmiyorsun. Sasirirsin. Ne vakit, nasil oldu da degistin böyle anlayamazsin. Dost en fakir ruhu bile zenginlestirir.
Dost aynadir. Senin aynandir. Ruhunun en sakli köselerini sana yansitandir.
Elif Safak/Habertürk´ten alintidir!!
Canlar nerdeyse aksam oluyor, birazdan paydos!
Herkese iyi aksamlar, iyi dinlenmeler, hos rastlantilar, güzel ve hayirli haberler hatta sürpriz müjdeler...
hadi banada iyi akşamlar...
canım dostum
canım kankam sen çağırsından duymazmıyım işte koştum geldim..
çok güzel bir anlatım
sevgili elif şafak a bu güzel satırları için aklına ve yüreğine teşekkürler..
bir günümüzü ,daha çok dostlukla kapatmamıza katkıda bulundu bizlere..
sevgili kankam sende bulup bizle paylaştığın için yüreğine ve ellerine sağlık..
Tekrardan
herkese iyi akşamlar..
paylaşımlar için herkese teşekkürler...
yarın yeni bir gün,yeni bir başlangıç...
yarın devam etme umuduyla iyi A K Ş A M L A R
Günaydin...
yeni yilimizin ilk sali sabahina uyandik, günaydin!
Eveeet bizim burada isi -11 ila -13derece arasinda, hava buzzzz gibi, alinan nefesle cigerler donuyor adeta, almadan da olmuyor...
Bu sabah en erkenci benim madem hemen kahvalti hazirliyor ve sizi bekliyorum, gelin ki birlikte donalim... he he..
Iste böyle havalar sicak bir cayin, bir fincan kahvenin degerini altinla ölctürür... Bizde Allaha sükür hepsi var, sicak sütlü kahvemiz, dumani tüten cayimiz gibi... Ekmekleri kizartsak azicik tereyagi ve bal yahut recel... hmm nasil? :)
güzel bir sali olsun, güzel bir gün...
Merhabalar
Herkese kolay gelsin
Biraz geç olsada ...
herkese merhabalar..
kaya hoşgeldin kardeş...
Bu gün sessiz bir salı olmuş..
canım kankamda kahvaltılar da hazırlamış bu yılın ilk salı günü için..
kankacım teşekkürler canım..
no name ve eylem sizler neredesiniz..
kaçırdınız güzelim kahvaltıyı...
bir salı günü daha akşam olmakta..
bu gün Her Daim Mavinin de yayınıda olmadığından..
Salı gününü bir kaç şarkı ve şiir ile iyi akşamlar dileyelim de..
en azından Salı gününün geneleksel özelliğini eş geçmemiş olalım.
ŞEBNEM FERAH
MAHALLE
Kalbimin topraklarına mezarlar kazdın
Her birinin üstüne gökdelenler koydun
Aklımın yapraklarını bir bir kopardın
Binaların üst katlarına süslü teraslar yaptın
Geçer gider sandım
Geçmedi gitti
Kurduğun bu mahalle
Haritadan silindi
Kurduğun bu mahalle
Haritadan silindi
Aklımın sokaklarını arar sorarken
Kim bilir ben kaç kalp kırdım
Zamanın istasyonunu trenler geçerken
Kim bilir kaç kez kaçırdım
Kaç kez kaçırdım
Kaç kez kaçırdım
Kaç kez kaçırdım
Uykumun masallarını her gece anlattın
Dinledim defalarca seni kahraman yaptım
Kurduğun mahallenin her sokağında
Utanmadım gecelerce sövdüm saydım
Geçer gider sandım
Geçmedi gitti
Kurduğun bu mahalle
Haritadan silindi
Kurduğun bu mahalle
Haritadan silindi
Aklımın sokaklarını arar sorarken
Kim bilir ben kaç kalp kırdım
Zamanın istasyonunu trenler geçerken
Kim bilir kaç kez kaçırdım
Kaç kez kaçırdım
Kaç kez kaçırdım
Kaç kez kaçırdım
http://tr.sevenload.com/videolar/AnUoRjH-ebnem-Ferah-Mahalle-Benim-Adm-Orman-2009
TÜM AKILLILARA DUYURULUR..
VE TÜM AŞIKLARA..
Aşk deliliktir...
02 Ocak 2010
Aşk kendin olmaktır, kendini bilmektir, kendini tanımaktır. Aşka düşmüşsen bir kez, bir sen önemlisindir artık bir de sevgili... Dünyada var olan her şeyin hükmü silinir aşığın gözünde. Hatta bazen, sevgilinin de hükmü yoktur, aşk kalır geriye, bir de o aşkı yaşayan sen. An gelir, enliğini de silersin, aşktan öteye kalan başka hiçbir şey yoktur. Yine de mutlusundur. Sen aşkını yaşamak istiyorsundur, yaşarsın da. Derler ki sana. “Deli misin sen?” Hayır desen ne fark eder, seni deli bilmek istiyorlarsa bırak bilsinler. Delilik, bir aşk için göze alınacak en hafif şeydir aslında... Öyle ya, canından vazgeçebilirken insan deli diye adlandırılmak da ne ki...
***
İnsanca bir duygudur aşk, insanın varlığına anlam katar. Yaşamanın amacıdır kimisi için. Aşk olmadan yaşanamaz mı peki? Onun adı hayat olmaz ama soluk alıp vermeye devam edersin işte o kadar. Bitkiler gibi... Aşka ’aşk’ denmesinin de nedeni bir bitkidir oysa... Ne yaman çelişki. ’Aşaka’dır bitkinin adı, bir tür sarmaşıktır. Sarar ağaçların gövdesini bir daha hiç ayrılmamacasına. İşte bu sarmaşıktır aşka adını veren. Aşk hep var olacaktır, sen onsuz yaşamayı tercih etsen bile. Neden aşkı istemez insan? Korkaktır da o yüzden. Bir bak aşksız yaşayan insanlara... Solgun hayatların sahipleridir onlar. Ne güneşin doğuşu, ne ağacın yaprağı, ne denizin mavisi ilgilendirir onları. Fark edemezler çünkü, aşksızlık kör etmiştir gözlerini. O durağanlığın içinde senin aşkın onlara delilik gibi gelecektir elbette. O zaman sormalı şimdi, aşkı yüreğince yaşayan mı delidir, aşka burun kıvıran mı?
***
Boşver, herkes kendi tercihlerinden sorumludur, sen de kendi deliliğinden sorumlu ol. İstersen sorumsuz ol. Evet, evet, aşk dışında her şeye karşı sorumsuz ol. Aslında biliyor musun, aşıksın diye seni deli sanmaları işini kolaylaştırır. Kimse senden sorumlu biri olmanı beklemez. E, delisindir ya bir deliye sorumluluk veren ondan daha deli olmaz mı? Onlar aşık olmayı bile göze alamazken deli diye adlandırılmayı mı göze alacaklar yani? Hiç sanmıyorum. Sadece sana ait sözcükler kullanarak, hiçbir yazım kuralına uymadan yazdığın aşk şiirlerine ’deli saçması’ diyecekler, aldırma. Yaz yazabildiğin kadar, fırsat bulduğunda da oku yazdıklarını sevgiliye. O anlayacaktır seni, yazdıklarının yüreğinin taa derinlerinden gelip kağıda döküldüğünü fark edecektir. Zaten sen ona yazmadın mı bunları? O zaman aldırma başkalarına. Hem sen delisin unuttun mu? Herkesten daha fazla saçmalamaya hakkın var. Aklında hiçbir şey kalmasın aşka dair, istediğin her şeyi yaşa. Birilerinin kuralları kısıtlamasın seni, aşk baş kaldırıştır kurallara. Aşık insan isyancı bir ruh taşır, gelemez kısıtlamalara. Aşk özgürleştirir insanı. Özgürlük delilikse eğer, ne duruyorsunuz o zaman, dünyanın bütün delileri birleşin!!
MEHMET ÇOŞKUNDENİZ
İnci Dakikaları
Sen bana yeni yılsın her dakika
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum
Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
Ben bin parçaya bölündüm her parçasında
Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın
Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
Erkek ağlar mı diyeceksin
Hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı
Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum
Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında
Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden
Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey
Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde
Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya
Sen benim ağlamamı erkekliğime
Uyanan ölmeyen yenilenen
Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan
Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say
Bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu
Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say
Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam
Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım
Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım
Şehrin ölümünü yanlış anlama
Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar
Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar
Senin odan gün ışığı en güzel müzik bana
Farklılıklar odası
Giden tren buharları içinde örümcek ağı
Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak
Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş
Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı
Ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum
Bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır
Benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim
İncilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum
Bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur
Benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler
Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur
Oldukları yerde bile
SEZAİ KARAKOÇ
Kankacim cok sag ol canim ya, o güzel sarkiyla günümüze mavi kattin! :)
Kaya kardesim ugramis, selam birakmis, selamina selam olsun! :)
Bugün Türkiye´de bayram mi, seyran mi, resmi tatil günü mü, nufüs sayimi mi, gizli genel secimler mi var, acaba icimizden birilerine milli piyangodan büyük ikramiye mi cikti, lotto-yahut-toto mu vurdu, Ada´ya vapur seferleri mi durduruldu, yagmur mu yagdi, simsek mi cakti, rüzgar mi esti, indirimli satislar mi basladi?
Ya Eylemcim, No Namecim nerdesiniz? :) her nerdeyseniz iyisinizdir insallah!
Kankamin dedigi gibi aksam olmak üzere, hepimize iyi aksamlar, saglikla, sevgiyle kalin...
Candan Erçetin –
Bahar
Sen bana müjde misin umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili
Benim olgun gönlümde aşkının telaşı var
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var
Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili
Kim ne derse desin al beni sinene sar
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim yorgun gönlümde bir tek senin aşkın var
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var
http://video.turkkeyif.com/video/48820/candan-ercetin-bahar.html
bir salı günü daha bitirdik..
herkese iyi akşamlar..
vay benim ablalarim, sevilesi ablalarim, elleri öpülesi ablalarim
siz de olmasaniz..
hadin iyi aksamlar herkese
öpüldünüz yanaciklarinizdan
Günaydınlar
Sabahtan yazayım şöyle
yoksa birdaha uğrayamıyorum
çok yoğunduk kısmetse bugün azalacak...
sabah 8:30 akşam 8:30 full çalıştığımız için uğrayamadım...
Kankamda uğramamış ondan haberim yoktu...
kahvaltılarada katılamıyordum
hadi bugün ben hazırlayayım siz gelin
şöyle buz gibi havada sıcacık bol limonlu bir mercimek çorbası,
sıcak çayımız kahvemiz,
peynir,zeytin,bal,kaymak ve yumurtalı sucuk veya sucuklu yumurta
birde tabii ki maydonoz...
bekliyorum...
dün sabah gözümü açtım baktım istanbul'da yağmur yok, üzüldüm, yataktan çıkmak istemedim. gözlerim kapandı, dalmışım. sonra bir ara açıldı gözlerim baktım karanlık, düşündüm kendi kendime, "hımm demek daha sabah olmamış" diye, hemencecik gözlerimi geri kapadım. uyurken uyurken kuvvetli bir zil sesiyle uyandım. saate vurdum vurdum zil susmadı, mecburen kalktım, zil sesi karnımdan geliyordu, aslında o açlıktan gurulduyormuş ama bana zil sesi gibi gelmiş uyku arasında...
ne kadar uyuduysam seval ablamın kahvaltısını kaçırmışım, ama sağolsun kankam mükellef bir sofra hazırlamış, hemen ankara'ya doğru koşuyorum
çayımı koy kankacım yettim...
Herkese merhaba,
Eylemcim cok mu gec kaldim? Kahvaltimiza yetisemedim ama hic degilse sizden haber alma mutluluguna erdim! :)
Eylemcim gecmis olsun canim insallah islerin yakinda hafifler, hani sen gelemeyecek olsan haber vermene ve No Namecim senin de hepimizden daha düzenli olarak burda olusuna o kadar alismisiz ki yoklugunuz bizi biraz telaslandirdi dün.. :)
Ikinizin de yi oldugunuza cok sevindim ama corbayi bitirdiyseniz gözüme görünmeyin.. he he.. saka saka... korkmayin hemen, ben varsa cay ve beyza peynirle maydanoz isterim! :)
Kolay gelsin, güzel bir gün olsun canlar...
herkese merhabalar..
No name ben mi yanlış mı anladım? sen gözünü istanbul da mı açtında yağmur yok diye mi üzüldün yoksa gözünü açtın o sırada haberlerde İstanbul da yağmur yok haberine mi üzüldün.
ben de bunu anlamadığıma üzüldüm he he:))
Eylem kardeşim bak şimdi senin karşında şapkamı(senin için özel giydim)çıkartıyor...
ve evet seni ayakta alkışlıyoum..
sendeki çalışma azmini...
sendeki çalışma ruhunu...
Fakaaaaaaaaaaaaaaaaaat
ah canım çalış çalış çalış
ne olacak bu halin ya iğne deliğinden geçer gibi oldun sen..
sıfır bedene düştün canım kardeşim..
sen bu hazırladığın kahvaltıları yemek şöyle dursun
seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli sarkısı eşliğinde seyreder oldun canım kardeşim..
yokmu orda senden başka çalışacak aaa ya ne bu ...
canım kardeşim eylem
BBO AİLESİ OLARAK..
Yılın en iyisi
Ayın en iyisi
Haftanın en iyisi
Günün en iyisi
kesmedi
Son Yüzyılın
EN İYİ
ÇALIŞANI SEÇTİK...
BBO AİLESİ SENLE GURUR DUYUYOR
BBO AİLESİ SENLE GURUR DUYUYOR
EYLEM SEN BİZİM HERŞEYİMİZSİN.
SENDEN DAHA NİCE YOLLAR BEKLİYORUZ..
canım ardeşim eylem kankan
No name yola çıktı ANKARA ya
Biz BBO Ailesinin
EN İYİ ÇALŞAN PLAKETİNİ
sana vermeye geliyor...
http://www.plaketkupa.com/
kristal_kupa/kristal_kupa_59.jpg
Not: eylemcim iyi çalışmalar canım..
işleyen demir pas tutmazmış..
eveet yorgunluk atmaya geldim
ama birazcık
sonra işe devam...
Kankacım acıkmasan uyanasın yokmuş
iyiki acıkıyorsun :)
öğlenede size hamsi tava yapayım
yanına salata,bol yeşillik,limon nedersiniz?
bugün nekadar hamaratım :))
vaayy çok teşekkür ablacığım
sağolun bbo ailesi
çok duygulandım şimdi :)
ablacım hemen hemen hepimiz aynı şekilde çalışıyoruz
kısmetse akşama tamamen rahatlayacağız...
ben çok severim hamsi tava olayını,
ben varım, 2 tava kesin yerim...
ablacığım istanbulda uyanmadım, kemerde uyudum ama uzun uyumuşum, salı gününü devirmiş çarşambaya gelmişim...
istanbula yağmur yağsaydı salı günü uyanır mıydım bilmiyorum...
konumuzla istanbulun ne alakası var onu da bilmiyorum üstelik, acaba yüksek ateşim mi var da ben sayıklıyormuyum...
Merhaba cümleten
bi de en tembelini secsek de ona da bi hediye versek keskem
Kendine bir hediye alabilirsin Kayacım :))
Kanka 2tava!
boş mu dolu mu? :)
ben bir tava yapayım diyordum sen 2yiyorsun 2 daha yaparsak doyarız hepimiz
ben yapmaya başlayım ancak bitiririm :)
DENİZİ ÖZLEYEN ANNELER ÖLÜYOR
En dipte, her şeye muhtaç, umutsuz olduğum anlarda gördüm yüzümdeki yanmış yüzü... Bu hayattan ne umduysam hepsini yanmış avuçlarımda gördüm... Yoksulluk, özlemekten bile utanmakmış, onu gördüm... Bir an bile olsa gördüm, son umutlarım bile elimden alındığında, 'Ben zaten bunu bekliyordum,' demeyi gördüm...
Ama bir andı bu; beni oradan ailem, aldığım eğitim, ait olduğum sınıf çıkardı... Çıkardı ve bir bilinmezliğe attı... Artık, ne ezendim, ne ezilen... Yorulmadan, incinmeden, aşağılanmadan çok gün geçirdim. Gücüm vardı ve bana hükmetmek isteyenlere gereken cevabı verdim... Kalın kazaklarım oldu, az da olsa şımardım... Isınan ve suyu akan evlerim de oldu... Bazen istediklerime çaba harcamadan kavuştum... Kimi kez korkusuzca ve aklıma ne esiyorsa, onu konuştum... Kaybetmeyi düşünmeden yaşadığım anlar azdır ama olmuştur... Azdır ama ağız dolusu güldüm, biliyorum...
Yoksullar, en alttakiler, ezilenler gibi olmasa bile, özledim, biliyorum... Akan bir suyun kenarında ya da bir denizin eteklerinde, kendimi özledim; kim olduğumu niye yaşadığımı, ne olacağımı çok özledim... Çünkü hayatım bu özleyişe izin veriyordu... Kazağım ve evim beni işitiyordu... Kimse bana bir şey emretmiyordu... Az da olsa kaybetmeyi düşünmeden yaşadığım anlar vardı...
Ne hayatı soluksuz bırakan ezenlerdendim ne de hayatın tam ortasındayken avuçlarındaki yanmış yüzlerini hasretle seyreden ezilenlerden... Kavga amansızlaşınca kalbine sığınan bir kimsesizdim ben...
Yarı açık bir kapı vardı yoksulluğumla aramda; yarı açık bir kapı vardı hayatın o korkunç yüzüyle aramda... Ne kadar unutsam, o kadar ürkütürdü uğultusu, o korkunç yüzü, yoksulluğun... Ne zaman, çok iyiyim, desem, çok kötü hemen onun yanı başında beklerdi... Doyasıya sevinirken bile, birilerinin bunun hesabını benden soracağını düşünürdüm...
Ne ezendim, ne ezilendim... Ortada bir yerdeydim, bu yüzden nereye gitsem, ne yapsam, öylesine geçiciydik, öylesine ait değildim ki hiçbir yere, ne yaşasam, ne söylesem, ne hissetsem, borçlanıyordum birine; bir yere, bir ömre...
Bugün evlatları hücrelere atılmasın diye ölüm orucuna başlayan anneleri ziyaret ettim... Sanatçı Bilgesu Erenus'un evinde dört ana, ölüme yatırmışlardı bedenlerini... Talepleri bu yazıyı yazdığım sırada ölüm orucunun otuz ikinci günlerini dolduran evlatlarının talepleriyle aynıydı... Düşünce, umut, direniş ve hayat hücrelere kapatılmasındı... İçerdekiler anneleri gibi ezilendi... Direnendi... Canlarından başka hiçbir şeyleri yoktu...
Ölüm orucundaki annelerden Şükran Ağdaş'ın oğlu İrfan'ı, Kurtuluş Gazetesi'ni satarken ve daha lise talebesiyken, polis vurup öldürmüştü... O günden sonra direnen, başkaldıran bu sistemden hesap soran her oğul, onun oğlu olmuştu...
Şükran Ağdaş, Bilgesu Erenus'un evinin küçücük bir yerden deniz gören penceresinin kenarında oturmuş ölümü bekliyordu... Deniz, hayat gibi önünden akıp gidiyordu... Başkaldırıya, direnişe, gerekirse ölmeye dair ne varsa söyledikten sonra, belki biraz mahcup, belki biraz kanayarak şunu da ekledi: 'Hep deniz gören bir evim olsun istemiştim, şimdi ölürken denize bakarak, denize baka baka ölmek kısmetmiş...' İşte böyle söyledi Şükran ana, hiç unutur muyum...
Anneler ölüyor ama hayatın umurunda değil, bu... O kendi bildiğince akıp gidiyor... Bazen gemilerin uzaktan belli belirsiz sesi duyuluyor, hayatın onca sessizliğinde bu sesleri ölüme yatan anneler hayra yorup 'Herkes unutsa da okyanusa açılan kaptanlar bizi unutmadı!' diyorlar...
Ama öyle ya da böyle, anneler yavaş yavaş ölüyor... Hayat verdiklerinin hayatı solmasın diye soluyor anneler.
Evlatları için ölen anneleri görünce acıyan sevgimi hatırlarım, kimi sevsem tıpkı hayat gibidir... Eksiktir, henüz hazır değildir, istemeden de olsa çok acımasız ve sıradandır... Ben ne kadar hazırsam bütünlüğe ve tamamlanmışlığa, o, o kadar umursamazdır eksikliğine; o, o kadar aldırmazdır çekiciliğinin ardındaki boşluklarına...
İnanmışımdır, bağlanmışımdır, her şeyimi adayacak kadar sevmişimdir ama o; o sevgili bundan çok uzaktadır, ben ona bütün ömrümü adamışımdır ama o bunun hiç farkında değildir... Benim er ya da geç, o bir gün karşıma çıkacak, diye önüme gelen imkânları ve hazları elimin tersiyle itip onu sonsuz bir sabırla bekleyişimden habersizdir o...
İşte, hayat gibidir o sevgili...
Ben onu özlerken, ondan, herkesten ve her şeyden hızlı koşmuşumdur... Ben onu, orada, onun hak etmediği kadar özlemişimdir... Ben onu özlerken, onu isterken, onun hiç bilmediği, bilmeye çaba bile harcamayacağı yerlere gitmişimdir... Onu özlerken, bilirim ki asıl düşmanım içimdedir... Tam içimdeki asıl şeyi söylerken beni susturanı o koymuştur içime... Onu özlerken öylesine unutmuşumdur ki kendimi, bana benden başka rakip yoktur, bilirim...
Hayattır, içimdeki sevgiyi acıtan...
Hayattır... Ben ona koşarken, o, kim bilir, denizi özleyen kaç anneyi öldürmüştür...
CEZMİ ERSÖZ
Üç X
-Sen istedin diye yağmur vardı İstiklal’de-
I
Birikmiş şımarıklıklarıyla
Saklandıkları odadan çıkmış
Üç kız çocuğu vardı masada
Yaşanmışlıkları kaldırıp
Çocuk oldular...
birkaç saat
Gözlerinde yaşlarıyla
En son ne zamandı bu kahkahalar
Çıt-kırıldım konuşmalardan uzak
Ne zamandı
Alabildiğince hovarda konuşmaları
Konuştular
Güldüler
Gül-düler
Çakıllı yıllarda
Dört mevsim açan
Yağmurlu saatlerde
Cadde üstü bir mekanda
Mavi bilyelerini yuvarladılar
Rengi yitik yarınlara
Üç kadın
Üç çocuk
Üç taştılar
Hayat oyununda
II
Kırık umutlarıyla
Saklandıkları odadan çıkmış
Üç kız çocuğu vardı masada
Gece on iki olduğunda
Yıldız yağmurlarında
Sönecekti pembe bulutları
Büyümek değil
Zor olan çocuk olmaktı
III
Basit olmalıydı soluklanmak
Halbuki
Anlamını yitirirdi
-yaşam-
büyük düşününce
Çar-çamur içinde gelip
Ellerini yıkarsın ya hani
Öyle temizlenmeliydi yaralar
Büyüdükçe
Küçülen yanlarımız vardı
Sevgi , merhamet gibi
Yaşlandıkça
Yaslandığımız bahanelerimiz arttı
Hayatı ertelemek için
Sahi biz olmasaydık
Güneş doğmaz mıydı ?
Dalgalanmaz mıydı denizler ?
Kuşlar göçüp gitmez miydi ?
Durur muydu mevsimler ?
IV
Birikmiş şımarıklıklarıyla
Saklandıkları odadan çıkmış
Üç kız çocuğu vardı masada
Yaşanmışlıkları kaldırıp
Çocuk oldular...
birkaç saat
yemek bittiğinde
Biri kahkahaları topladı
Kızının küçük kırmızı çantasına
İkincisinin kahve telvesinde kaldı aklı
Üçüncüsü zaten alışıktı
Büyüse de çocuk sayılmaya
-boyu kısaydı-
hayat da kısaydı ya
V
büyümek zorunda kalan
üç kadındı
üç ayrı renk
üç ayrı tad
Üç taştılar
Hayatta
oysa
taşlar da ufalanırdı
Arzu Altınçiçek
HERKESE İYİ AKŞAMLAR..
Kankacigim paylastigin güzellikler icin cok tesekkürler..
Ihale beklese, patron beklemez, iyi aksamlar...
Ellerine sağlık ablacığım
patronlar beklemez :)
Sonunda tamamladık işi, rahata erdik
şöyle bir ohh çekeyim
Kayacım şaka yapmıştım tamam en tembelde ben olurum tüm plaketler benim olsun:)
herkese iyi akşamlar diliyorum...
iyi aksamlar
Günaydınlar
Kolay gelsin...
Günaydin canlar...
güzel bir gün olsun insallah hepimize...
günaydın
güzel bir gün olur inşallah...
Hava puslu, hala yari karanlik günümüz öglene yakin su saatlerde bile...
Ve ardi ardasi kesilmeden birbirini kovalayan minik kelebekleri animsatacak kadar büyük kar taneleri gönderiyor gökyüzü bugün bize... :)
yıllardır kar görmedim, ne güzeldir şimdi bembeyaz bir dünyada yaşamak...
herkese merhabalar..
sevgili kankacığım ne güzel demek milyonlarca kelebekler ucuşuyor beyaz beyaz..
buralarda hava öyle ılıman ki..
burdan gelecek dediler şurdan gelecek dediler beklenen misafir gelmedi..
Bizde istiyoruz bu beyaz kelebeklerden azıcık ..
Çocuklar kar yağıyor diye sevinsin istiyoruz..
No name kardeşim anlayacağın bizim bu taraflarda hiç olmazsa bu küresel ısınma çıkmadan evvel en azından kar görürdük olunuda görmez olduk..yani bizede beyaz kelebekler uğramaz oldu..
zaten ağaçda görmez olduk nereye baksan toki toki
yakında kuşlarda terkederler bizi.
Yoksa insanlar soğukla savaşırken bizim kisi şımarıklık mı nedersin..
fakat insan her mevsimi yaşamak istiyor..
Şu mevsimleri Tek mevsime inderenler utanmadığı sürecede..
Biz beyaz kelebeklerin uçuşunu, ağaçların yanyana yaşayadıklarını
renklendirilen resimlerde göreceğiz sanırım..
canım kankam sen bize ordan biraz beyaz kelebek üfle de gelsin.....
sevinelim..
elimizden KIŞ ımızı almadılar diye..
Kücük beyaz kelebekler yoldalar canim Kankacim, memleket özlemimi, selamlarimi ve hepinize sevgilerimi de yükledim her birinin sirtina...
hadi yollari acik ola.. :)
atlet ve şortla dolaşıyor olan tek tük turist... güneşli güzel bir hava var burada, rengarenk...
Aldık kabul ettik kankacığım..
Sen merak etme canım biz
şimdi hasretle beklemenin sabrının içine sevgimizi katar , kavuşmanlarımıza ekler,
bir büyük bir sevinç yaratarak karşılarız minik minik beyaz kelebekleri..
No name kardeşim avrupa donuyor...
duymuyormusun tiiir tiiiir titreme seslerini..
sen diyorsun ki atlet şort..
var dolaşmak turist..he he...
canım güzel memleketim..
başka söze gerek yok sanırım:))
Merhabalar
Yeni yeni cözülen ellerim siteyle ancak bulustu. Cok soguk ama yine de güzel. Kirilsin mikroplar..
Disarisi nasil olursa olsun yürekler sicacik kalsin, sevgiyle beslendikce donmayan, yanmayan, acikmayan, susamayan bazi kryptonlular gibiyiz ama yine de yiyorsak bu sadece zevk icindir, iciyorsak sebebi vardir! Sarkilar seni söyler dillerde name adin... Kanitlanmistir yani.. :)
Paydos saati yaklasti, iyice aciktim, kar durdu daha dogrusu galiba azicik ara verdi ama acimasiz soguk aynen devam ediyor... Evim! Ah benim güzel, benim sicacik evim neden bu kadar uzaksin... Olsun! Kis ortasinda atlet ve sortla gezen utansin! :) Bahaaaar nerdesin?
Herkese iyi dinlenmeler, iyi aksamlar diliyorum...
Saglicakla ve sevgiyle kalin..
iyi geceler...
Günaydınlar
Dışarıda güneş,pırıl pırıl bir gökyüzü
soğukta olmasa bahardayız diyeceğim...
ben kar istiyorum artık
şöyle lapa lapa kar yağsa kartopu oynayıp kardan adam yapsak burnuna havuç taksak özledim ...:)
neyse hadi gelin çay içelim, kahve içelim ,yanınada simit yiyelim
bekliyorum...
Kolay gelsin...
günaydın,
kaptım çıtır simitleri geliyorum kankacım...
Günaydin, günaydin...
Eylemcim cabucak tüm islerini bitir, tut bir elinle kankani digerinle de benim kankami, atlayin ucaga büyük firtina cikmadan buraya gelin! Kaya zaten bir adimlik yolda, öglene kalmaz o da gelir... Neden mi? Cünkü bugüne dek gördüklerimiz hic bir seymis meger, asil büyük kar!!! bugün yagacakmis, adi da Daisy imis, almis yanina arkadasi firtinayi buraya geliyormus! He he.. biz hep birlikte bir kardan adam degil kardan adamlar ordusu yapariz evelallah sana... Havuclar kolay ablacim, sevincten sasirdin galiba, sen hele su caylarimizi tazele, birer ikiser simitlerimizi de dagit... cik..cik cik...
Saka bir yana nerdeyse Almanya´da olaganüstü hal ilan edilmek üzere! Baska bir konu yok, gazete basliklari, radyoda haberler, sohbetler hep hava durumuyla ilgili. Ne diyelim, gelen hosgeldi de, Allah yollarda olmak zorunda kalanlari korusun!
güzel bir gün olsun hepimize...
Biz kendimiz kardan adam oluruz ablacım o zaman yapmaya gerek yok :))
Burayada gelsin artık
kar görmek istiyorum ben...
zorlukları oluyor evet ama yağsın yağsın.
Kanka benim blogta sorun mu var herkeste mi acaba
bazı fotoğraflar açılmıyor
yazılarda öyle neden ki bir bilgin var mıdır
bende normal görünüyor kankacım...
benden kaynaklı demek ki
kimi görünüyor kimisi görünmüyor
yenilesemde aynı,
anlamadım düzelir herhal...
herkese merhabalar..
canım kankam sanırım Avrupa son yılların en soğuk kışını yaşıyor..
Buraları ise sıcaklık 20 derecede..
Canım kankacım bizim yöneticiler Almanya da olsaydı..
Böyle soğuklarda..
Biz genelde KAR TATİLİ dedimiz bir tatilimiz var..
Bakardık insanlarla birlikte kış ayı zor oluyor..
okulları iş yerlerine veririz tatili..
oo geçeriz şöminenin başına ..
çoluk cocuk oynasın kartopu..
Sizde KAR TATİLİ yok mu?
Kankacim bize o dedigin türden bir tatil yok ne yazik ki canim sadece yaklasik bir saat sonra hafta sonu tatilimiz basliyor.. :)
Eylemcim kar henüz gelmedi, aksama dogru diyorlar, sen bir daha düsün istersen made in germany marka kardan adamlari...:)
Herkese iyi tatiller, sevgiler...
iyi akşamlar...
tatilcilere iyi hafta sonları...
çalışanlara kolaylıklar...
Hayirli günler
Sabahtan beri lapa lapa kar yagiyor, aksama da firtina beklentisi var diye duydum, ama yerler bembeyaz, cok güzel bir doga manzarasi, ama kalorifere yaslanip camdan bakarken..
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
Mevlana Celaleddin Rumi
merhabalar..
Kaya kardeş evdemisin gençsin ,yakışıklısın dışarda kar var..
sen yalnızmısın..
AAAA..
Hadi hadi
Hemen o Kalorifer yanından kalk ve montunu giy..bereni tak..eldivenini geçir ellerine..
çık bahçene senin evinin bahçesi vardı..
bize bir kardan adam yap yahu...
biz burda gri bir havada hapis olmakta iken..
ruhumuz karardı karacak ..
hadi kaya..
tembeliği bırak...
bak atarım şimdi pamuktan bir kar topu sana..
he he demoraside çare tükenmezmiş..
bizde pamuktop atarız..
merhaba,
nasıl güzel bir hava var anlatılmaz yaşanır...
azıcık gözünü karartan denize girebilir...
kıskandırmak gibi olmasın ama burası böyle...
vay vay kıskankanlar demek..
hiç üstüme alınmadım ..
sadece..
bir tarafata kardan bembeyaz doğayı..
diğer taraftan güneşin sıcaklığını anlatan
canım kardeşlerim benim.
ben orta yerde kalmışım gri olarak..
Cahit Sıtkının yaş otuzbeş adlı şiirinden şu satırlar aklıma geldi
birden...
......
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
....
gelin gelin elbet sizde geleceksiniz..
gökyüzün renginin gri olduğu yere..
he he..
ama bizim yüreğimizin rengi hep mavi kalacaklardan..
güneşli..
karla..
yağmurla..
havamız nasıl olursa olsun..
yüreğimizde sevgimiz olsun..
herkes kendi havasında..
iyi tatiller canlar..
not: Eylem sen neredesin kardeşim..
havan nasıl..
ablacim kar tutmuyo daha cok yagsin ondan sonra yapariz kardan adami da kartopunu da :))
valla abi burda da gözünü karartan disari cikip yürümeye calisabilir, o derece. kiskandirmak gibi olmasin
ama kardeşim pozisyonun da kıskanılmayacak gibi değil ki...
http://bboadasi.blogspot.com/
darısı başıma artık...
iyi aksamlar dilerken kaciyorum
günaydın,
iyi pazarlar...
iyi pazarlar
iyi tatiller
iyi akşamlar diliyorum...
Bu gün yurdun marmara bölgesinde tam da hava yazarın anlattığı gibi idi..
Kıyıdan
Pazar hayali
10 Ocak Pazar 2010
Hava bir tuhaf. Hayal kurmaya yönelik bir tutum var havada. Kaçmaya müsait bir bulutluluk.
Bir balkon olsa şimdi. Kimsenin seni tanımadığı bir şehirde. Kahvenin içine konyak kendiliğinden düşse, kocaman bir hırkanın içinde olsan şimdi sen. Bir şeyi terk etmiş olsan. Mesela bir şehri. Mesela kendini, yüzünü filan mesela. Sadece otelin kat görevlisi bilse ismini, sadece tesadüfen. İsminin yanlış telaffuz edildiği bir şehir olsa bu, sen de artık başka bir isme sahip olsan.
Biri gelse...
Üstünde kocaman kocaman giysiler olsa, kocaman bir kazak, kocaman bir pantolon, kocaman çoraplar, iç organlarına kadar ısınmış olsan. İçeride televizyonun sesi açık olsa ve çok güzel müzikler vardır ya, hani günün üzerinde bir buğu yaratan, hayatı photoshop’layan müzikler, onlardan biri çalsa. Bir kitap okuyor olsan. Şöyle kocaman bir şey. Çalışıyor olsan hatta, altını çize çize. Bir şey öğreniyor olsan kitaptan. Koltuk tam sana göre olsa oturduğun, sehpa öyle. Sen tam kendine göre olsan. Bir papatya kadar dengeli.
Tam sen kitabı bitirdiğinde, gözlerin ağrıdığında biraz, kapı çalsa. Uzun zamandır görmediğin, artık aramaya da utandığın biri, seni hiç utandırmadan kapıda dursa. Çok eski bir dost olsa bu. O kadar eski olsa ki arada geçen zamanda ne olup bittiğini konuşmadan sohbet edebilsen. Gülsen gülsen...
Konuşmasan...
Akşam olsa birazcık. Madrid’de mesela jambon dükkânlarından birinde, ayakta şarapla biraz jambon yesen. Tek derdin damağını kesen ekmek kabuğu olsa. İnsanlara baksan, diyelim ki Buenos Aires’te o eski kahvelerden birinde, yüksek tavanlı olarak. Petersburg’da olsan mesela, oteline sarı saçlı bir kız o at arabalarından biriyle götürse seni, beyaz gece uzasa. Uzasa uzasa ve kimse seni merak etmese. Şam’da Hıristiyan Mahallesi’nin ara sokaklarında kaybolsan yürüye yürüye. Hiç konuşmasan kimseyle. Kimse de seninle konuşmaya çalışmasa.
Beyrut’ta akşam olsa, Deny’s barda sana kimse bir şey sormasa. Yüzünden anlasalar ne içeceğini. Gece bastırsa Paris’te, bir çatı katında bir yatağa kıvrılsan. Çinko su borularından güvercinlerin ayak sesleri duyulsa. Camda yağmur izlerini uzatsa, kısa kısa.
Görünmesen...
Çok güzel bir rüya görsen, huzurlu bir şey. Kalabalık olmayan bir rüya. Uyansan uyku bittiği zaman uyansan ama. Denize karşı kahvaltı etsen. Yine konuşmasan kimseyle. Kimse de sana bir soru sormasa.
Böyle kaç gün geçse... Böyle kaç gün geçse insan yeniden konuşmayı ister? Görünmeyi? Nefesinin sesini duyana kadar beklesen. Yatağa başını koyduğunda, yan dönüp kulağın yastığa dayandığında kalp sesini duyarsın ya kendinin. Öyle kaç gece geçse yeniden kalkıp kalabalıklara karışmak ister insan? Sorulara cevap vermeyi?
Kocaman giysilerin olsa üzerinde, iç organlarına kadar ısınmış olsan. Ellerinin kazak kollarının içinde...
Hava bir tuhaf. Hayal kurmaya yönelik bir tutum var havada. Kaçmaya müsait bir bulutluluk.
Ece Temelkuran
açıkçası bende bu gün yazarla aynı duyguları paylaşmışım..
canım öyle bir yerlere ışınlanmak istedi ki..
Demek havadanmış...
İnşallah herkese
iyi bir tatil günü olmuştur ..
sevgilerle..
iyi akşamlar..
iyi aksamlar
yarin yeni bir haftaya daha basliyoruz, hayirli ugurlu gecsin insallah
Günaydin...
Hafta sonunu Kankacim güzel hayallerle, kardeslerim birbirlerini kiskandirmakla gecirmisler he he... ben de Kaya gibi pencereden seyrettim (kaloriferin dibinde!) en yüce fircanin cizdigi o müthis manzarayi... Her mevsimin güzelligini yasayabilmek ne güzel!
Henüz aydinlanmadi ama güzel bir kahvaltiyla güzel bir gün baslasin, güzel bir günle güzel bir hafta insallah....
Hadi cay, kahve, firindan yeni cikmis sicak ekmeklerle bekliyorum, düsün yollara da kar neymis, nasil yagarmis bi görün... :)
günaydın
güzel bir gün olur inşallah...
Kankamı alıp geliyorum ablacığım...
Merhabalar
hafta sonunuz güzel geçmiş
ben yokum artık cumartesileri
şu saat oldu kardan dolayı ulaşamadık daha ablamın yanına
kanka sağdan gitmiyormuyduk
soldan mıydı?her yer kar görünmüyor ki
öğle yemeği niyetine yeriz artık kahvaltıyı :)
Kolay gelsin...
Merhabalar
Hava hala soguk, yerler hala beyaz...
Herkese merhabalar...
kankam merhaba..
canım kardeşlerim merhaba..
şöyle yürekten bir merhaba diyelim..
dönelim yanımızda ki arkadaşımızın gözlerine bakalım..
onu önemseyerek merhaba diyelim..
hatta patronumuza bile (o da insan gerçi size göstermesede bunu)
Unutmaya başladık cünkü bir cinnet halleri ki etrafımızda karabulut gibi..
bir mikrop gibi yayılmaya başladı ,kanımıza girdi..
unuttuk merhaba demelerii..
sahi neler oluyor bize..
http://www.izlesene.com/video/muzik-ilhan-sesen-neler-oluyor-bize/218989
Vicdanın sesini duyabilir misin?
İnsanın "orta direği" vicdandır. Ama zemin çürük, zihin bulanıktır. Hayat yer sarsıntılarıyla geçmektedir. İşte o yüzden vicdanı hemen her gün yeniden inşa etmeliyiz.
***
Vicdanın sesi mi?.. Öyle bir uğultu var ki, o sesi duymak imkânsız! Zaten şiddetin kıvılcımı bir kez parlamaya görsün. O zaman sloganlardan, küfürlerden, haykırışlardan başka bir şey duyulmaz. Bir an için bile olsa, durmak gerekir! Koşmamak, koşturan kalabalığa karışmamak gerekir. Ve bakmak gerekir. Kalabalık kavga, yıkım, linç uğruna aynı yöne koştururken durup onların her adımda çirkinleşen yüzlerine durup bir bak! İşte o an içindeki "sürü hayvanı" ölüp, insan yeniden dirilecektir.
***
Hiç uzatmadan söylemeli! Hep kazanmayı isteyen, kaybetmeyi asla göze alamayan biri vicdanlı olamaz. Çünkü vicdanın en büyük düşmanı menfaati ve kazanma arzusunu meşrulaştıran akıl yürütmelerimiz değil midir?
***
Ne tuhaf! Gençlik hep geçmişte kalıyor. 25 yaşında biri konuşurken gayet doğal bir ifadeyle "ben gençken" diyebiliyor! Soruyorum: 17-18 yaşlarını anlatıyormuş. Ben gülünce, bozuluyor. Çünkü o yaşlarına bakıp çok gerilerde kaldığını düşünürken o kadar içten ki!.. Geçmiş hep genç! Gençlik hep geçmiş! Ya gelecek? Hep bir deformasyon, bozulma, çürüme korkusu. Gelecek eşittir ihtiyarlık mı yoksa?
***
"Tadında bırakmak" derler hani! Gelecek gelmeden, tadı kaçmadan bir işi bırakmak çabası pek el üstünde tutulur. Oysa derin bir gelecek korkusudur bu! Ama üzerine alçakgönüllülükle süslenmiş zarif bir şal örtülmüştür.
***
Güzelleşebilen kadın, güzel kadından daha "büyüleyici"dir. Erkeklerin gözünde tabii...
***
Zamanında güzelliğiyle çok yürek yakmış bir kadına sormuştum. "Güzelliğinin aşklarına etkisi nasıl oldu?" Kırık bir gülüşle karşılamıştı sorumu ve aklımda kaldığıyla şöyle yanıtlamıştı: "Hayatıma giren erkekler toplum içinde bundan gurur duyuyor gibiydiler ama kapalı kapılar ardında güzelliğim sinirlerini bozardı! Biliyor musun, belki de sinirlenmekte haklıydılar! Onlar aşklarının beni güzelleştirmesini istiyorlardı ama ben ne yazık ki, onlardan önce de güzeldim ve gittiklerinde de güzel kalacaktım."
***
Kadınların sorusu: "Beni seviyor musun?" Erkeklerin sorusu: "Onu seviyor muyum?" Peki aşkın sorusu? Yan yanayken bile ayrıymış gibi özlemle ve içten içe dile getirilen şu sorudur o... "Neredesin?
Ne düşünüyorsun? Ne yapıyorsun?"
HAŞMET BABAOĞLU
Halbuki ne güzel türkülerimiz ne güzel şarkılarımız vardır..
örneğin
Zülfü livaneli den
merhaba..
Dünyanın ucunda bir gül açılmış
Efil efil esen yele merhaba
Karanlığın sonu bir ulu şafak
Sarp kayadan geçen yola merhaba
Gün be gün yüreğim ulu yalımda
Engel tuzak kurmuş bekler yolumda
Zulümlerde işkencede ölümde
Bükülmeyen güce kola merhaba
Acıda kahırda çekmiş geliyor
Güneşten boşanmış kopmuş geliyor
Bir ışık selidir, sökmüş geliyor
Nazım usta, coşkun sele merhaba
Alınacak Anadolu’nun öcü
Yerde kalmıyacak çekilen acı
Açıldı geliyor şafağın ucu
Şu doğdu doğacak güne merhaba
Selam olsun dört bir yana merhaba
Akan kana düşen cana merhaba
Hesap sorulacak güne merhaba
Türküler söyleyen dile merhaba
http://www.youtubetc.com/videoizle.php?vid=GXtb97rNFl0
başka bir merhaba
Ahmet Kaya dan
MERHABA
Yağmur yağsın isterdim bu sabah
Merhaba soylu sevdam merhaba
İpil ipil düşşün betona
Merhaba sevgili vatan merhaba
Ve uçuk gece guvercini
Nazlı nazlı uçsun buluta merhaba
Bütün sabahların bu saati
En fazla sevdiğim vakit
Son kez merhaba
http://www.youtubetc.com/videoizle.php?vid=VAgeg-WeYt0
Günümüzden
şebnem ferah dan
MERHABA
Eğer olduğun gibi geleceksen
Bulduğun gibi seveceksen
Merhaba
zamanın ellerinden
merhaba
tut vakit kaybetmeden
dünyanın bütün günlerinden
en güzel günü bugün olsun
Hayattan hayallerinden istediğinden bahset
Düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
Eğer olduğun gibi geleceksen
Olduğun gibi görüneceksen
Merhaba
zamanın gözlerinden
merhaba
bak vakit kaybetmeden
Dünyanın bütün nehirlerinden
Sözlerimiz seslerimiz aksın
Hayattan hayallerinden istediğinden bahset
Düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
Tam olduğun gibi
tam göründüğün gibi
tam hissettiğin gibi
istediğin gibi
Hayattan hayallerinden istediğinden bahset
Düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
http://www.metamorfoz.net/index.php/sebnem-ferah-merhaba-dinle.html
Tekrar herkese merhabalar..
MERHABA...
Merhaba kardeşim, arkadaşım, gönüldaşım merhaba
Merhaba sırdaşım, omuzdaşım, kaderdaşım merhaba
İçtiğim su, aldığım hava, yediğim ekmek uyuduğum döşek
Gördüğüm rüya, beklediğim umut yaşadığım toprak merhaba
Merhaba
Ormanda ağaç, ağaçta dal, dalda yaprak, yaprakta tırtıl merhaba
Merhaba ovada çimen, denizde dalga, yaylada kar, dağda bulut merhaba
Harran, Çukurova, Yedigöller, Çorlu, Isparta, Çaykara Merhaba
Çankırı, Çorum, Adana, Niksar, Mudurnu, Bandırma
Midyat, İdil, Tarsus, Kemah, Yüksekova merhaba
Ula Zeki istanbul neki Erzurum yayla
Yayla ulan Erzurum sana da olsun merhaba
Merhaba memleketim, mahallede bakkalım, pamuk tarlasında ırgatım
Vergi dairesinde memurum, dağda çobanım, yürekte sızım, duvarda sazım
Hasatta yazım, gelinim alyazmalım nazım merhaba
Merhaba şose yolum, dağ patikam, geçit vermez kaçkarım
Adam yutan gavur dağım, İstanbul izmit otobanım merhaba
Merhaba Kızılırmak türkülerim, fırat ağıtlarım
Dicleye yaktıklarım, yeşil ırmak bozlaklarım merhaba
Merhaba ağaçlarım, selvilerim, çınarlarım,
Rizede çayım, Anamur'da portakalım
Önde yürüyenim, arkada düşünim
Seferberliğim, süpürge tohumu yiyenim
Dedem, edem cennetim cehennemim
Ey benim memleketim merhaba
Merhaba kardeşim, arkadaşım, gönüldaşım merhaba
Merhaba sırdaşım, amuzdaşım, kaderdaşım merhaba
İçtiğim su, aldığım hava, yediğim ekmek uyuduğum döşek
Gördüğüm rüya, beklediğim umut yaşadığım toprak merhaba
İBRAHİM SADRİ
tekrar tekrar merhaba...
BU BİR VEDA DEĞİL YENİ BİR MERHABA..
-“ Gidiyorum Anne! “
Kızıla çalan saçlarını bir eliyle geriye itti… Deniz-Gök mavisi gözlerinden süzülen yaşların yere düşerken izlediği yolu takip etti… Yutkundu…
-“ Özlediğim yalnızlığıma, masumluğuma gidiyorum. Tertemiz bir sayfa için gidiyorum… Kaybettiğimin gönlümü almak için kendimden vazgeçiyorum belki de… Ama zaten beni ben yapan o değil mi? Çok değil kısa bir süre önce rüyamda görmüştüm onu… “
Aynı ben gibi saçları ve gözleri olan minik bir kız çocuğuydu. Eli, yüzü kir içindeydi ama üzerindeki elbisesi bembeyaz, tertemizdi. Gülümsedi bana… O kadar mutlu oldum ki! Elimi uzattım ‘gel’ dercesine… Anlamış olacak ki; hoplaya, zıplaya eteğinin pilelerini insanı ferahlatan hafif rüzgar da uçuşturarak yaklaştı yanıma… Onu daha yakından görebilmek için eğildim. Şimdi gözlerimiz birbirine kenetlenmiş bir şeyler öğrenmek istercesine öylece bakıyorduk… Dayanamayıp aceleyle sordum…
-“ Adın ne bakayım senin? “
Küçük kız gülümsedi yine… Ama diğer gülümsemesinden farklıydı sanki bu… Ya da bana öyle geldi… Biraz pişmanlık biraz da hüznün izleri vardı her köşesinde…
-“ Deniz… Benim adım Deniz “
Diyerek mırıldandı minik ama pespembe dudaklarıyla. İnsanı etkileyen, bir sevimliliği ve güzelliği vardı… ‘ Büyüyünce insanın aklını habersizce alıp götürecek kadar güzel olacak diye düşündüm kendi kendime…’ Minik ellerini avuçlarımın arasına hapsettim, öpüp okşadım…
-“ Biliyor musun? Benim adım da Deniz… Adaşız ne güzel değil mi? “
Küçük kız inatla başını iki yana salladı… Alt dudağı büzüldü… Hırsla ellerini avuçlarımın arasından çekti. Elini göğsümün biraz üzerine koydu. Gözünden bir damla süzüldü yavaşça yanağına, tıpkı benimkisi gibi…
-“ Ben senin adaşın değil, orayım! Beni asla kaybetme, vazgeçme! “
Ne demek istemişti anlamamıştım. Boş gözlerle öylece bakarken bir güvercin edasıyla hızla uçup gitti avuçlarımdan… Tüm seslenişime rağmen dönüp bakmadı bile… Beline kadar uzanan saçlarını savura savura kendinden beklenmeyecek bir çeviklikle uzaklaştı... İleride onu bekleyen ama gözümü kamaştırdığı için net göremediğim ışığın arasında kayboldu…
Bir süre öylece ‘ geri döner ‘ umuduyla bekledim orada… Çok geçmeden her yer karanlığa büründü… Güneş bulutların arasına saklandı aniden… Uzaklardan gelen sesler ürkütüyordu beni… Güneş açmış, kuşlar cıvıldarken bu da nereden çıkmıştı böyle? Korkuyla etrafıma bakındım… Ağır ağır etrafımı gözetleyerek ayağa kalktım… Önce tiz bir ses duydum, anlayamadım… Ses netleşti. Evet, evet bu az önce kaçıp giden küçük kızın sesiydi…
-“ Beni asla kaybetme, vazgeçme! “
O kadar çaresizce söylüyordu ki! Sürekli tekrar edip, kulaklarımda uğuldayan bu cümleyi duymamak için ellerimle sımsıkı kapadım kulaklarımı… Aynı çaresizlikle bende cevap verdim…
-“ Yeter, yalvarırım sus artık! “
Kan-ter içinde uyandım, yatakta hızla doğruldum. Nefes alış verişlerim hızlanmış, boğazım kurumuştu… Komodinin üzerindeki bardağı alıp suyu yudumladım… Aynı rüyayı bir daha görme korkusuyla başımı tekrar yastığa koydum…
-“ O günden itibaren sürekli o küçük kızı düşündüm… ‘ Ne demek istedi? Kim o küçük kız? ‘ diye… Cevabını giderayak bulacağım hiç aklıma gelmezdi anne! Bilinmezliğe doğru sürüklenirken aniden düştü aklıma tüm cevaplar… O küçük kız bendim, kaybettiğim çocukluğum, kalbimdi! Senin kıymetlin, beni ben yapan yaramaz kızdı… Küçük Deniz’di O…
Ben onu kaybettim anne! Yaşam kavgasının, yalan dolanın, sahte insanların arasında kaybettim! Şimdi onsuz kurumuş bir yaprak gibi ordan oraya savruluyorum… Rüzgara teslim olmuş öylece gidiyorum… Ama sıkıldım, yoruldum… Şimdi yeniden elimi tutup, ben’i ben yapması için onu bulmaya gidiyorum… Ne bensiz O, ne de onsuz ben bir tamız… Şimdi ayrı bir köşeye savrulmuş bir yarımız ikimiz de… Eski Deniz olarak döneceğim sana… Söz veriyorum! Kıymetlini, yaramaz kızını geri getireceğim… Ama unutma! Bu bir veda değil yepyeni bir MERHABA! ”
DENİZ…
Deniz, titreyen elleriyle sımsıkı tuttuğu zarfı aynanın önüne koydu… Bavulunun saplarından kavrayarak kapıyı açtı yavaşça… Gözleri; ağlamamak için kendini sıkmasından dolayı kıpkırmızı olmuştu… Geri dönüp son kez baktı içeriye… Ne ağlayacak, ne de bu kararından vazgeçecekti… Kendisi dememiş miydi? ‘ Bu bir veda değil yepyeni bir MERHABAydı…‘
Yüzünde buruk bir tebessümle kapıyı kapattı…
ALINTI..
Candan Erçetin
TÜRKÜ
Dünyada akla değer veren yok madem
Bazen aklı az olanın parası çok madem
Getirin şu şarabı alsın aklımızı
Belki de böyle beğenir bizi elalem
Türkü yine o türkü
Sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk
Bir varsa el değişti
Ben gönlü temiz insana kurban olayım
Gezsin başım üstünde benim hoş tutayım
Ham insanı al karşına söylet azıcık
Dön sonra cehennemdeymiş gel sarayım
Türkü yine o türkü
Sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk
Bir varsa el değişti
Gelip de eskiyenler yepyeni gelenler
Her biri gider bugün yarın birer birer
Kimseler kalmamış bu eski dünya
Kimi gitti gider kimi geldi gider
Türkü yine o türkü
Sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk
Bir varsa el değişti
Canların cananı dost deletme dinle beni
Küsme feleğe değmez yeme kendini
Çekil otur şöyle gürültüsüz bir köşeye
Seyreyle şu hengamede olan biteni
Türkü yine o türkü
Sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk
Bir varsa el değişti
http://www.videokeyfi.net/muzik-dinle/Candan-Ercetin-Turku-dinle-Kirik-kalpler-albumunden.html
M E R H A B A
Güzel program, yüreğine sağlık ablacım...
BİR ŞARKI....
Candan Erçetin –
Vay Halime
Birine aşık oldum düştüm peşine
Hayat çok güzel göründü birden gözüme
Annem sakın yapma dedi güldüm yüzüne
Çok seviyorum anne dedim karışma bize
Vay vay vay vay benim halime
Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime
Vay vay vay vay benim halime
Bulamadım çaresini yandım kaderime
Cicim ayları geçince geldim kendime
Söyleyemedim kimselere kaldım dertlere
Yarin huysuzluğundan bezdim bin kere
Kaynanamın dırdırından döndüm iğne ipliğe
Vay vay vay vay benim halime
Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime
Vay vay vay vay benim halime
Bulamadım çaresini yandım kaderime
Bu halim ibret olsun tüm sevenlere
Herkes muradına ersin çıkalım kerevetine
Davullar vurulsun düğün dernek kurulsun dengi dengine
Vay vay vay vay benim halime
Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime
Vay vay vay vay benim halime
Bulamadım çaresini yandım kaderime
Söz : Candan Erçetin
Müzik : Anonim
http://www.videokeyfi.net/muzik-dinle/Candan-Ercetin-Vay-halime-dinle-Kirik-kalpler-albumunden.html
VE
BİR YAZI...
Pakize Suda
Kısmetse evlenmek istiyorum!
10.01.2010
ARTIK biliyorsunuzdur, "evlilik kurumu"nun savunucularından değilim.
Ama "Kimse evlenmesin" de demiyorum.
Evlenenlere "deli", "aptal", şu, bu gözüyle bakıyor da değilim.
Ne haddime zaten... Herkesin kendi hayatı, kendi tercihi.
Üstelik öyle konu ki bu, haklısı haksızı, doğru ya da yanlış bileni olamaz.
Ama ortada aşk meşk yokken, hatta bir aday bile bulunamazken çıkıp da "Kısmetse 2010'da evlenmek istiyorum" derse biri, şu anda yaptığım gibi kaleme kâğıda sarılmadan duramıyorum.
Hayır, bunu akşama kadar toz alıp annesinin misafirlerine çay demleyen kızlardan biri söylese anlayacak, "Kızcağız kendi sehpaları, kendi tencereleri olsun istiyor" diyeceğim.
Ama "kısmetse evlenmek isteyen kız" bir oyuncu.
Yanlış anlaşılmasın, "Ev kızları evlensin, meslek sahibi kadınlar evlenmesin" demiyorum; bu, evliliği "ekmek kapısı" olarak görmek olur ki bana hiç uymaz.
Ama hiç olmazsa "çemberi kırmış kadınlar" için "hedef" olmamalı evlilik.
Hayatın akışı içerisinde gelirse hoş gelir ama gelmezse de dünyanın sonu değil.
Fakat görünen o ki bu topraklarda çemberler kırılmıyor, sadece biraz genişliyor.
*
Hadiseye şöyle de bakılabilir tabii.
"Aferin, kız değerlerini yitirmemiş!"
Bana sorarsanız kızların kopamadığı bir tek bu "değer" kaldı.
Evlilik. Daha doğrusu "gelin olmak".
"Büyüyünce gelin olucam" diyen 5 yaşındaki kız çocukları hangi yollardan geçerlerse geçsinler, sonunda hangi konuma gelirlerse gelsinler, gelin olma isteğini söküp atamıyorlar yüreklerinden.
Beyaz önlük, cüppe, tayyör... Hepsi tamam da üstüne illa ki bir de gelinlik!
İyi hoş da bu kızlar gelin olduktan sonra "acayip bir hayat"ın onları beklediğini bilmiyorlar mı?
Çok zor bir sürecin başladığını?
Herhalde bilmiyorlar ki daha ortada aday bile yokken kısmetse evlenmek istiyorlar.
Evlilik "vazgeçilemeyen bir adamla hayatı geçirmeye karar vermek" değil onlar için; "gelin olabilmek için bir adam bulmak" daha çok.
Çok sevişip, pek eğleneceklerini düşünüyorlar evlenince.
Hakikaten ilk zamanlar onların düşündüğü gibi geçiyor. Az sevişip hiç eğlenmedikleri günler geldiğinde de boşanıveriyorlar.
*
Evliliğe karşı olunca "çok modern"miş gibi algılanıyor insan.
Değil aslında.
Galiba ben herkesten çok ciddiye alıyorum bu işi.
Hatta tutucu bile sayılabilirim.
Belki de bütün yazıp çizdiklerim, evliliği, benim kadar ciddiye almayanlardan korumak içindir, kim bilir...
yaz aylarını özleyenler için...
Ayşe Özyılmazel -
Temmuz
Ekim kasım aralık
Of içim dışım kapkaranlık
Bir şarkı var radyoda
Mevsimine göre tam bunalımlık
Ocak şubat kar yağar
Üstümüzde kapkalın kazaklar
Vücudu geç kalp üşür
Yazı bekler yalnız kalanlar
O Ooo Nisan aşk istiyor insan
O Ooo Mayıs bu yaz bizim yazımız
Temmuz gelince mutluyuz
Valla bu yazdan umutluyuz
Büyüdük sanki çocuk muyuz
Hadi bize aşk lazım
Temmuz gelince mutluyuz
Valla bu yazdan umutluyuz
Büyüdük sanki çocuk muyuz
Biraz da meşk lazım
http://www.gizligizli.org/muzik/ayse-ozyilmazel-temmuz-dinle.html
Şebnem Ferah
Eski
Eski bir şiir
Eski bir hikaye
Eski bir eski
Var aklımda
Herkes hayattaydı
Bildiğim herkes
Hiç korku yoktu
Yoktu aklımda
Eski bir kitap
Eskimiş resimler
Eski bir şarkı
Var aklımda
Sevdiğim birin
Hiç kaybetmemiştim
Kaybetmek yoktu
Yoktu aklımda
Sıradan basit bir günün uğruna
Hiç dua etmemiş hiç yalvarmamıştım
Sen nasıl başardın
Yüz yıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Yürürken eskimeyen eskisede değerlenen
Sen nasıl başardın
Yüz yıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Yoksa sende sadece öyle duranlardan mısın
Eski bir oyun
Eski bir sokakta
Eski bir hırka
Var omzunda
Aşka inanırdım
Her hücremle
Hiç bir yük yoktu
Yoktu omzumda
Sıradan güzel bir günün uğruna
Hiç dua etmemiş henüz yalvarmamıştım
Sen nasıl başardın
Yüz yıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Yürürken eskimeyen eskisede değerlenen
Sen nasıl başardın
Yüz yıllık ağaç gibisin
Nasıl böyle kaldın
Yoksa sende sadece öyle duranlardan mısın
http://www.videokeyfi.net/muzik-dinle/Sebnem-Ferah-Eski-2-dinle-Benim-Adim-Orman-Albumunden.html
Büyük büyük şehirlerde
çok çok yoğun işleri olan
çok çok çok çalışan insanların arasına karışan
çok çok çok çok çok
çalışan BBO ailesine .
''yüksek bir kayadanbakan mavikanatlı kuş'' gibi oturup şu sizlerin de içinde koşturup durduduğu hengameyi seyredeken..
gönül heybemdekileri sizlerle paylaştım..
Bu gün Merhaba ile başladığımız gün..
iyi akşamlar dileğinle bitiyor..
KIraç ile herkese iyi akşamlar...
Gönül Gurbet Ele Varma
Gönül Gurbet Ele Varma,
Ya Gelinir Ya Gelinmez.
Her Güzele Gönül Verme,
Ya Sevilir Ya Sevilmez.
Gel Ey, Gel Ey Ey.
Her Güzele Gönül Verme ,
Ya Sevilir Ya Sevilmez.
Gel Güllüm Gel, Gel Tellim Gel, Gel Nazlım Gel,
Gel Ey Gel Ey, Gel Ey Gel Ey, Ey.
Has Bahçenin Nar Ağacı,
Kimi Tatlı Kimi Acı.
Zalim Derdimin İlâcı,
Ya Bulunur Ya Bulunmaz.
Gel Ey, Gel Ey Ey.
Zalim Derdimin İlâcı, Ya Bulunur Ya Bulunmaz.
Gel Güllüm Gel, Gel Tellim Gel, Gel Nazlım Gel,
Gel Ey Gel Ey, Gel Ey Gel Ey, Ey.
Deryalarda Yüzer Bahri,
Doldur Ver İçeyim Zehri.
Zalim Gurbet Elin Kahrı,
Ya Çekilir Ya Çekilmez.
Gel Ey, Gel Ey Ey.
Zalim Gurbet Elin Kahrı,
Ya Çekilir Ya Çekilmez.
Gel Güllüm Gel, Gel Tellim Gel, Gel Nazlım Gel,
Gel Ey Gel Ey, Gel Ey Gel Ey, Ey.
Karacaoğlan Düşse Yola,
Bülbül Figan Eder Güle.
Güzel Sevmek Sarp Bir Kale,
Ya Çekilir Ya Çekilmez.
Gel Ey, Gel Ey Ey.
Güzel Sevmek Sarp Bir Kale,
Ya Alınır Ya Alınmaz.
Gel Güllüm Gel, Gel Tellim Gel, Gel Nazlım Gel,
Gel Ey Gel Ey, Gel Ey Gel Ey, Ey.
http://www.videokeyfi.net/muzik-dinle/Kirac-Gonul-Gurbet-Ele-Varma-dinle-yolcu-albumunden.html
ben en iyisi şu kayadan ineyim...
tepeden bakınca herşey ne kadar uzak görünüyor insana..
he..he...
kendinize iyi bakın..
daha çok çalışın..
Canim Kankam benim gelmis, heybelerin en güzelini bosaltmis, en güzel sarkilarla, siirler ve yazilarla gönlünden gecenleri sermis önümüze.. Ellerine ve yüregine saglik kankacim!
Hepimize, herkese iyi aksamlar...
iyi akşamlar...
iyi akşamlar...
Gün aydinlanmadi henüz ama her sabah kalktigimizda, kalkmak icin nedenlerimiz olduguna ve de kalkabildigimize sükrederek, günün getireceklerini karsilama hazirliginda hepimize günaydin!
Güzel bir sali gününde karsimiza cikacak her ne ise en hayirlisi olsun! ve zorlar kolay gelsin..
Seval ablamın güzel dileklerine katılıyor ve bende günaydın diyorum...
Kolay gelsin...
günaydın
güzel bir salı diliyorum...
Gökyüzünden durmaksizin pudrasekeri yagiyor...
Bu daha bir sey degilmis, asil kisi bize Rusya üzerinden gelmesi beklenen "Bob" getirecekmis! Yaninda daha cok kar, buz ve don! :)
Kardanadam meraklilari nerde?
herkese merhabalar..
iyi bir gün olsun...
güzel bir salı..
Merhabalar
bu kadar iyi dilekten sonra insallah güzel bir sali oluyordur..
güzel güzel,
yok bi yaramazlık...
bir de yağmur yağsaydı...
Ankara'da yağıyor :))
Seval abla ben kartopu oynarım
kayarım bile
ama kartopu oynarken kankamın arkasına saklanırım ben
sizden gelecek kartoplarından korunmak için :))
iyi akşamlar...
Mübarek hala yagiyor, tüm gün yagdi, yagdi...
Birazdan paydos vaktidir benim icin, darisi basiniza... herkese iyi dinlenmeler, iyi aksamlar..
iyi aksamlar
günaydın
güzel bir gün olur inşallah...
Günaydin...
Brrr.. burada her yer kar, buzzz, ve kuruz soguk... sizin oralar muhtemelen ilik ve parcali bulutlu... belki hafif yagisli... Disarida hava nasil olursa olsun, hepimize güzel bir gün olsun...
Eylemcim cay var mi, cay? Hadi demleyiver ablacim, icimiz isinsin.. No Namecim alir simitleri, pogacalar gelir birazdan... he he.. ablalar hazira konar..
boşver sen kankamı ablacığım, orada ne çay var ne de kankam.
sen gel buraya, gelirken kankana da seslen güzel bir kahvaltı edelim. bu arada kankanla beraber fotoğrafınızı da çekerim...
"Boşver sen kankamı" bu sözü duyacağıma ölsem daha iyiydi.
Günaydın ablacım gel halen çay içmek istiyorsan ben buradayım
bir köşede kırgın küskün elinde çay bardağı dışarıda yağan yağmuru seyrediyorum gözlerimde yaşlarla...
kolay gelsin sizlere...
BBO ailesine selamlar...
herkese iyi günler..
iyi çalışmalar...
yok kankacım sen yanlış anlamışsın,
boş ver derken ben seni kasdetmedim,
ankaraya gitmeyi boşver demek istedim. sen yoktun ya sabahleyin o yüzden ben boşver ablacığım ankarayı gel burada kahvaltı edelim dedim, hatta gelirken kankama da seslen beraber gelin dedim. ya bu leptopun klvyesi q klavye bi türlü alışamadım, ha bire dilim sürçüyor...
yoksa mümkün mü ki ben "boşver kankamı" diyecem. seni kıracağıma kafamı kırarım daha iyi...
Merhabalar
Disarisi hala soguk, yerler hala buz
Bu kis cok sert geciyo, hava karanlik, icim karanlik
off off
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=227534
kriz bu kadar mi heryeri vurdu bee..
yani kayacım :))
off çekip içini karartma bak benim gibi boşverilmiş değilsin şükret
yanlış anlamışım evet zaten yanlışta okumuşumdur...
aaa bosverilmis olabilir misin sen hic, hem de kankan tarafindan
olacak is mi canim
Cumhuriyet'in ilanından sonra, İstanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tüm Dünya Ülkelerinin elçileri ve ...ataşeleri de davet edilir.
Davet güzel bir şekilde devam etmektedir, fakat İngiliz ataşesi olan Binbaşının bakışları Atatürk'ün gözünden kaçmaz.
Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.
Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
Paşam; kendisine size karşı neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Atatürk şöyle der.
GİT SOR BAKALIM BABASININ ÇANAKKALE'DE NE İŞİ VARMIŞ?
http://www.internethaber.com/galeri/gallery.php?id=5765&no=1
fotograflar +18 !!
Midesi kaldiranlar göz atabilir..
iyi akşamlar...
Kayacim nerden buldun be ablam o resimleri? Aksi gibi merakima yenildim, gittim baktim,inanilir gibi degil, daha önce hic bir yerde böyle bir sey ne duymus, ne de görmüstüm, insallah hafizamdan silebilirim...
Sanki bu gün daha uzun bir gün oldu ve nihayet aksama az kaldi..
Herkese iyi aksamlar, iyi dinlenmeler...
iyi akşamlar diliyorum, kısmetse yarın devam ederiz...
sorma ablacim midem kalkti izlerken benim de
iyi aksamlar herkese
günaydın,
yağmurla uyandık, güzel geçer inşallah...
mercimek çorbası var, tereyağlı bol limonlu ve sıcaaakk...
beklerim....
Günaydın
Kolay gelsin...
Bembeyaz karlarin icinden Günaydin...
Bize kis bir geldi, sürpriz misafir gibi simdi de gitmek bilmiyor.. Yapacak bir sey yoksa alismaya calisiyor, dikkat ediyoruz.. Allah bu sogukta, buzlu yollarda yayalari da söförleri de korusun! diye icimizden yükselen dualarla...
No Namecim ellerine saglik ablacim ne iyi düsünmüssün.. sen corbayi sicak tut, biz hemen cikiyoruz yola... :)
Hepimize güzel bir gün olsun insallah...
herkese merhabalar..
sevgili kankacım sizin misafirlerin ismi değişiyor da gelenler hem aynı soğuk beyaz renkte canım..
Bob da soğuk ve beyaz çıktı desene..
''Beyaz''misafirlerin bir an önce gitmesine burdan duacıyız..
No name çorba kaldı mı kardeşim..
var ablacığım, yanına da çiğ börek ekledim güzel oldu, beklerim...
BİR GÜN MUTLAKA SANA DÖNERİM...
Belki de sen yanıldın...
Belki de sadece iyi kalpli bir yeteneksizdim ben...
Ebedi bir hayal kaçkını...
Varlığımı herkesin bilmesini isterken, aynı anda kendimi ele vermemek için hayattan kaçıyordum. Daha önce kimselerin denemediği şeyleri yapmak, benzersiz biri olmayı islerken, dokunduğum her şey gerçekliğini yitiriyor, çevrem hızla ıssızlaşıyordu...
Benzersiz biri olmak islerken, varlığımın unutuluşunu seyretmek, tuhaf, karşılıksız bir acı veriyordu bana... Beni bir gün unutacağından korkuyor, bunun bedelini de kendimi saklayarak ödetiyordum sana. İyi kalplilikle saklayarak...
Bilirsin, dünyanın en kolay, ama en riskli rolüdür iyi kalpliliği oynamak... Sevgini yitirmemek için yaptığım tek şey aynada kendimi telaşla seyretmek ve iyi kalpliyi oynamaktı...
Sevgine, çok kıymetli bir hatıra gibi, sadece içinde kendimi seyrettiğim durgun bir göl gibi sahip olmuştum...
Durmaksızın fotoğrafını çekiyordum. Arkanda hayat can çekişiyordu...
Bakışlarından kurutulmuş kelebek koleksiyonu yapıyordum. En büyük arzum, seni hayatın içinde yaşayabilmekti. Ama en büyük korkum da buydu.
Sanki seninle hayatın içinde yaşarsam, ruhum dağılacak, her bir yanım birbirinden çok uzak yerlere savrulacaktı... Aşk bana, cesaretiyle gelmemişti işte...
Oysa sen, ölümünle bile barışmıştın çoktan... istediğin an, tanıdık tanımadık, herkesin insafına terk edebiliyordun kendini... En çok arzuladığım şeye sen kavuşmuştun. Kaybedecek hiçbir şeyin yoktu artık. Sen istemezsen, kimse sana bir şey yapamazdı.
Bazen bırakırdın, korumazdın kendini. Gözlerinden kan gibi sızan bir tebessümle, yanağına inen tokatı atan insanın gözlerine bakardın. Maruz bırakırdın kendini o bencil şiddete... O tokat, gündüz düşleri gören bir şairin avuçlarında zarfsız kuşlar olana dek, maruz bırakırdın kendini...
Bense, yıllar sonra bulmuştum sevgiyi. Öylesine açtım ki sevilmeye, öylesine açtım ki kendime, sonsuzluğu unutmuştum... Aynada hep kendime bakıyor ve sevgini yitirmekten delice korkuyordum...
Sevgini yaşayamıyor, sevgini derinden hissedemiyor, bütün telaşımla sevgine layık olmaya çalışıyordum... Sevgine layık olmak için de durup dinlenmeden kitaplar yazmayı tasarlıyordum. Sevgine layık olmak için, önemli, tanınan biri olmalı, oyunlar sahnelemeli, şarkılar bestelemeliydim. Halta dünyanın en romanesk devrimini gerçekleştirmeliydim bu ülkede... Ben, sevgine tamamen sahip olabilmek için ön odada dünyanın en romanesk devrimini yapmayı, insanların duygu ve düşünce dünyalarını alt üst edecek kitaplar yazmayı düşlerken; sen, arka odada tek başına güvercinlerle, kedilerle, bahçede yakılan ateşlerin duvarlardaki yansımalarıyla konuşurdun.
Sanki zaman senin için çok farklıydı... Geçmişini kaybetmediğin için bir bakışta, o bakışta saklı olan bütün bir hayatı okuyabiliyordun sanki... İnsanlar sana emanet ettikleri geçmiş zamanlarını bir daha sormadıkları zaman yaşadığın keder, ona en çok ihtiyaç duyanlara şefkat olarak geri dönerdi... Sen birine sarıldığında, zaman dururdu...
Bense tarihe iz bırakmak, unutulmamak, hep hatırlanmak için bakardım insanların bakışlarına ve o bakışlarda yine kendimi görürdüm... Dünya, benim gergin, telaşlı, hep geç kalmışlığımı yüzüme vuran aynamdı.. Yaşarken kendimi ona kurban etmemi isterdi benden. O aynada, erdemimle bayağılıklarım arasındaki derin uçurumu görürdüm hep...
Ne yapacağımı hep baştan bilirdim. Ne söyleyeceğimi, nasıl davranacağımı, ne hissedeceğimi... Hiç şaşırtamazdım kendimi. Kendime rakiptim ama hep yenerdim kendimi. Kendimi hep hayal kırıklığına uğratırdım...
İnsanların duygu ve düşünce dünyalarını sarsacak bir kitap yazmaya çabalarken merak etliğim en önemli şey, senin dünyaya, hayata, insanlara nasıl baktığındı... Beni nasıl gördüğün, nasıl sevdiğindi... Nasıl insanların insafına kendini bu kadar korkusuzca terk ettiğindi...
Kuşlarla, kedilerle, yapraklarla, çocuklarla konuşurken neler hissettiğindi...
Kimi kez seni bütün benliğinle hissedebilmek için bugüne dek kazandığım bütün gücümü, imkânlarımı, ilişkilerimi bir anda silmek, hayata sıfırdan ve yeniden başlamak istiyordum.
Kaybedecek hiçbir şeyim yokken, nasıl biri olacağımı merak ediyordum.
Kendimi her şeye maruz bırakmayı, yanağıma inen tokata gözlerinden kan gibi sızan bir tebessümle bakmayı ve o tokattan zarfsız kuşlar yapmayı çok istiyordum... Oysa kendimi bu kadar çok önemsersem, bu denli çok ciddiye alırsam, seni ve kendimi hiçbir zaman gerçek anlamda göremeyeceğimi artık anlamam gerekiyor...
Anlamam gerekiyor, çünkü bu sıcak yaz günlerinde içim üşüyor.
Çünkü çoktan anlamam gerekiyor, kendime hesap vermemek için tarihe iz bırakmak istediğimi...
Hep arzuladığım halde bana verilen sevgiden korkup kaçtığım için, hiç unutulmamak adına, kitaplar, oyunlar, şarkılar yazmak için çırpınıp durduğumu...
Kendime olan sorumluluktan kaçlığım için, bu ülkede dünyanın en romanesk devrimini gerçekleştirme düşleriyle uğraştığımı anlamam gerekiyordu.
Yarın, bir adaya gidiyorum. Çevremde kimsenin bilmediği bir adaya... Sığınacak, korkularımı yatıştıracak, beni hiç sorgulamadan bağışlayacak, kimselerin olmadığı bir adaya... Adanın arkasında, o sadece başıboş rüzgârların estiği dağlarla çevrili ıssız kumsalda adımı haykıracağım... Orada, ne insanların duygu ve düşüncelerini alt üst edecek kitaplar, ne oyunlar, ne şarkılar, ne de dünyanın en romanesk devrimi olacak...
Orada, sonsuzluğa bakıp ve kimseden yardım istemeden “Kimim ben?” diye soracağım...
Eğer ben sadece iyi kalpliliği oynayan ebedi bir hayat kaçkınıysam, içim ölmüşse ve eğer buna gerçekten inanırsam, beni bir daha hiç göremeyeceksin..
Eğer senin düşündüğün gibiyse, şunu iyi bil ki, bir gün mutlaka, sana geri dönerim!..
cezmi ersöz
DURULMALI
Issız sokaklarında yürürken bir şehir
Ne kadar tanıdıksa o kadar boş gelir
Gördüğün bütün yüzler birbirine benzer
Gün geçer yaraları silerse zaman siler..
Issız sokaklarında yürürken bir şehir
Ne kadar tanıdıksa o kadar dar gelir
Bu şehirde daha durmak sanki akla zarar!
Gün geçer yaraları sararsa zaman sarar..
Güneş olmalı..
Sıcak hep sıcak..
Çiçek olmalı,
Solmayan onu bulmalı..
Yağmur olmalı sakince ince yağmalı..
Durulmalı.. durulmalı.. durulmalı..
http://www.video-klipleri.org/funda-arar/durulmali-klibi_0caf5f782.html
Hadi Bulun En Zayıf Yerimi
İnsan kendisini merak etmeli;
hem de ölümüne merak etmeli.
Gün bitti işte...
Kim farkında bunun senden
başka...
Herkes bu yenilgiyi nasıl da
rahat kabulleniyor...
Vaatlerini tutmadı gün.
Kimse kendisini merak etmedi.
Sabırsızlığın bundan;
bundan çocuksu hasretin...
Kabullenince herkes yaşamını
sen ortaya kendini koydun...
ve bütün suçlarını üzerine
aldın sonra
Bundan işte
bu çocuksu hasretin
Ve ölümcül bir rulet oynadın
insanlarla
hadi dedin, hadi bulun
en zayıf yerimi...
Ve diktin gözlerini gözlerine
kastın bedenini
yükselttin omuzlarını
Öylece kaldın...
Baktılar sana... Baktılar...
Ama yüreğini bir türlü
göremediler.
Cezmi Ersöz
Bu günde bitmek üzere...
herkese iyi akşamlar
iyi geceler olsun...
Ohh ablam güzel güzel şeyler paylaşmış yine bizimle
ellerine sağlık ablacığım...
İyi akşamlar...
Kankacigim paylastiklarin icin cok sag ol canim... Cezmi Ersöz´den okuduklarimi tamamen anladim diyemem ya bu yazarin duygulari cok karmakarisik, ya anlatim sekli alisilmistan cok farkli ya da cok calismaktan bugün benim tüm algilama devrelerim kapali... :)valla artik bilemiyorum...
Neyse ki aksam oldu, hepimize iyi aksamlar diliyorum, sevgiyle kalin..
iyi akşamlar...
bizler burada (kemer) gri, yağmurlu bir güne uyandık.
Güzelliklerle dolar inşallah diyerek Günaydınlar diliyorum...
Günaydınlar
Kankacım Ocak ayının ortasına gelmişiz. artık uyanın gri gökyüzüne
hep güneş hep güneş olmaz ki canım
ben sabırla kar bekliyorum ama henüz gelemedi Almanyadan buralara
yağmurla idare ediyoruz ...
Madem ora yağmurlu bura yağmurlu seval ablamda karlar içinden gelir
sıcak bir çay içelim
gelirke simit getirirsen hayır demem kankacım
hadi bakalım kolay gelsin...
kaptım simidi ve de eski kaşarı geliyorum kankacım, çay da sıcaksa değmeyin keyfimize...
Günaydin..
hafif bir isinma ama - + 1 derece kadar, hafif iste... bembeyaz karlar hala yigildiklari yerlerde, yol kenarlarinda öbek öbek duruyorlar... cimen alanlar da hala kar altinda ancak caddeler cok sükür temiz, trafik umdugumdan cok daha rahat akici...
Haftanin son is gününe uyandik Allaha sükür, hepimize güzel bir gün dileyerek...
Cayi bensiz bitirmeyin, hemen geliyorum! :)
Patronum zam yapmadı,parası yokmuş,
yeni eleman alırken bana sormuyor
neyse diyorum ki gülmeye ihtiyacım var
fıkra
AKŞAM SERİNLİĞİNDE
Bir mecliste konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz.
ASANSÖR
Temel kapıcı, çalıştığı on katlı binanın asansörü bozulunca bir kağıt asıyor, üstünde şu yazılar var :
"Asansör pozuk, en yakın asansör yüz metre ileride, yandaki pinadadur"
BİR KUZUDA EVDE
Bir inşaata amele alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
-Pize 1 kisi lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir. Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve sorar.
-Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha verdum kaç kuzu oldi?
-6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama çaktırmaz.
-Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum.
-Sana 2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ?
-Tört kuzi oldi. Cemal sinirlenir, Ama hemsehrisinide işe almak ister.
-Peçi 1 kuzi verdim, sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ?
-Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat çakar ve tekrar sorar.
-Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?
-İçi tane. Cemal iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver.
-Ulan hemşeru teyup işe almak istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur anladun mi?
-Olir mi, der Temel.
-Penum evde bir kuzi de kendumin var.
Korkmayın burayı fıkralarla doldurmayacağım :)
bir de şiir
ACININ RENGİ
..ey acılara tat veren güzellik
Yüreğimize hoşgeldin
Geldin de
Çiçekli dallara döndürdün öfkemizi
Artık ister dolu yağsın ömrümüze
İsterse kar
Biz ki bildikten sonra sevmeyi
Bütün sabahlar
Acı renginde olsa ne çıkar.
ADNAN YÜCEL
Eylemcim ne güzel gülümsüyorduk keske devam etseydin be canim... he he..
Siir de cok güzel, paylastigin icin sag ol ablam..
Hayirli Cumalar
Kolay gelsin herkese
sen iste ablacım ben devam ederim
merhaba Kaya...
Bir şarkı daha
Efkarlıyım
Efkarlıyım başım duman
Sitemim var ey koca çınar
Zor günümde nicesini andım
Muhabbet yetmezmiş bilmedim
Dün bugün dedim gönlüm avuttum
Yarın yetmezmiş bilmedim
Dert bir yandan
Sevda bir yandan
Derman yetmezmiş bilmedim
Sitem ne çare
Şu dünyanın haline kandım
Ben yalnızmışım bilmedim
Gönül için için yanar da
Sabır yetmezmiş bilmedim
Sitem ne çare
Efkarlıyım başım duman
Sitemim var ey koca çınar
NEV...
http://www.dailymotion.com/video/x3v24u_nev-efkarliyim
YAĞMUR OLSAM
Sel taşkını bir akşamüstü
Bulutları bağrına basan
Ağaçlara sordum seni
Yaprak rüzgarı tutmaz dediler
Uzun uzun baktılar yalnızlığıma
Yangın yeri bir yürek
Bir de yağmur gösterdiler
Ne olur şu yağmurların
Birdenbire yağanı ben olsam
Rüzgarı düğümlesem saçlarına
Bir daha bırakmasam
Öpsem kirpiklerini
Süzülüp gözyaşlarına karışsam
Çağlayıp aksam çağlayıp aksam
Yüzündeki ırmaklarla geçsem ovaları
Dudaklarında denizlere çıksam
ADNAN YÜCEL
Sayfa degismeden ben hepinize iyi haftasonu tatilleri dileyeyim..
Iyi dinlenmeler, gezmeler, tozmalar, belki sinemaya gitmeler, yahut arkadaslarla kafelerde takilmalar, es-dost ziyaretleri, hos raslantilar, güzellikler ve sevgiler...
saglicakla kalin, kismetse pazartesi görüsürüz insallah...
BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
M.Aras
BBO AİLESİ DİYOR Kİ !!!
“ BAZI DİZİLER YAYINDAN KALDIRILABİLİR AMA YÜREKLERDEN ASLA”
M.Aras
Sevgili Admin,
Bizi unutmadigini göster ve bize yeni bir sayfa ac!!
Daha nazik yazmistim daha önce ama malesef araya kaynadi sanirim bu istegimiz.
Emir kipinde cümle kurmak zorunda birakma bizi
Gözlerinden öperim
tamam!
"Gözlerinden öperim
tamam!" :))
harikasın Kayacım :)
ama burdan olmaz duymaz
direkt M.Aras'a bir mail
sabaha temiz sayfa elinde olur :)
iyi akşamlar
iyi tatiller...
iyi akşamlar...
ben sizi özledim... siz yoksunuz ama ben yine de biraz burda kalayım istiyorum,yarın nasıl olsa okursunuz dimi ama ;)
Yalnızlığa dayanırım da,
Bir başınalığa asla.
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam, geçinip gideriz biz mutluluğuyla,
Ama ;
'Günün aydın , akşamın iyi olsun' diyen
biri olmalı
bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa
kulağımda.
Yoksa ;
Zor degil, hiç zor değil, ...
demli çayı bardakta karıştırıp,
bir başına yudumlamak doyasıya,
Ama:
'Çaya kaç şeker alırsın?'
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...
Elif Şebnem AKAL
Yeni tanıştık belki de
Ama kimbilir belki de hep vardın
Eşlik ediyordun sessiz ve sinsice belki de
Şimdi şimdi anlıyorum
Kurnazca ayırdın beni beki de
Lime lime savurdun sevdiklerimi
Belki de
Yalnızlığım
Yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin
Yalnızlığım kanımsın canımsın
Sen benim çaresizliğimsin
Yalnızlığım
Bugünüm yarınım
Sen benim hüzünlerimsin
Yalnızlığım
Tek bilebildiğim sen benim
Vazgeçilmezimsin
Senin olmamı istedin
Ama belkide bir aşık gibi
İnatla bunca zaman kendine sakladın
Belki de bir tohum gibi serpildin
Filizlendin ben oldun belki de
Yatağımı bile paylaşabilmek için
Benimle
http://www.youtube.com/watch?v=AJOmncYACwg
yüreğinden terk ediyorum
gözlerinden süzülenlerin bir anlamı yok artık
sessizliğin boğulduğu bir gecedeson kez adımlarımı sürüyorum
perdeler kapattım geçmişime dair
sandıkta sakladım vurgunlarımı
çantamı boşaltıp eskileri atıyorum
sakın direnme artıkseni yüreğinden terk ediyorum...
ayası acıyor uzattığım elimin
seher ağlı...yor, ben gidiyorum
yalnızlığa alışmak zor gelirse eğer
sessizliği dinle, sana bırakıyorum
geceler büyüttüm bugünlerim için
diyarlar geçerim, peşimde ordularım
bir telini kopardığım yayımın
hüznünü masanda tutuyorum
boşa ısrar etme artık
seni yüreğinden terk ediyorum...
omuzlarım ağrıyor yılları taşımaktan
yükümün resmi bir kar tanesi
belirsiz bir suret bakıyor uzaktan
canımı acıtıyor cebimdeki neyin nesi
sarı zarf içinde bir mektup bırakıyorum
artık okunaklı değil yazım
boş odaların uğultusundan korkuyorum
koca bir umudu aldım gidiyorum
peşimden gelme artık
seni yüreğinden terk ediyorum...
Alıntı
Her kelime yalan, her yürek vefasız
Can üzgün perişan, can suskun kararsız
Çek git diyor şeytan, git sessiz sedasız
Ve gittiğin zaman sanma ki,
Ağlayıp sızlarlar ardından
Ben bu dünyadan
Dosttan, düşmandan
Aldım payımı gidiyorum
Günahlarımla, sevaplarımla
Aldım başımı gidiyorum
Gitgide yüreğime, ince bir sızı girse
Gizli bir ateş beni yaksa da gidiyorum
Ben bu hayattan,
Aşktan, sevdadan
Aldım payımı gidiyorum
Günahlarımla, sevaplarımla
Aldım başımı gidiyorum
Her duygu yıpranmış, her bakış anlamsız
Can bıkmış usanmış, can çökmüş zamansız
Çek git diyor şeytan, git sessiz sedasız
Ve gittiğin zaman
Sanma Ki bir kal diyen çıkar ardından
http://www.youtube.com/watch?v=J-axScnRLAg
Seni düşünürüm
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın
Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü
Sebebi ne
Seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın
Sen böyle uzakken senin sesini duyup
Yerimden fırlamamın sebebi ne?
Diz çöküp bakarım ellerine
Ellerine dokunmak isterim
Dokunamam
Arkasından camın
Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
Alaca karanlığımda oynadığım dramın
NAZIM HİKMET
Sebebini bilemediğim
Kırık dökük zamanlarım var
Sevmenin tadına varamadığım zamanlar
Ayak sesleri var kulağımda
Ayırt ettiğim beklediğim bir tek seninki
Seni düşünürüm
Gecemi aydınlatan gözlerini bir de
Sat beni zindan gecelere
Daha çok aydınlanayım
Yarım kalmış çığlıklar
Aşkın beni yağmalar
Saklamadım sevgimi biter mi
Yaşadığım acılar diner mi
Beklediğim geceler gelir mi
Senle olmadan
http://www.youtube.com/watch?v=8X2SAwAhBOc&feature=related
Söylemediklerimi işitin lütfen!
Bana aldanmayın!
Yüzüm bir maskedir,
Sizi aldatmasın.
Binlerce maskem var,
Çıkarmaya korktuğum,
Ve
Hiçbiri ben değilim...
Olmadığımı göstermek
İkinci doğam oldu.
"Kendinden emin biri" dersiniz,
Sanki; güllük gülistanlık
Benim için herşey...
Adım güven belirtir,
Ve
Oyunumun adı;
"Ağırbaşlılık"tır.
İçimde ...ve dışımda denizler sakin,
Her şeyin kumandanı ben...
Kimseye gereksinme duymayan
Ben...
Fakat, inanmayın bana,
Lütfen!
Herşey dışta, düzgün ve cilalı
Hiç yıpranmayan, her zaman saklayan
O maske!
Altta ne güven ne de rahatlık...
Altta,
Karışıklık, korku ve yalnızlık içinde bocalayan
Gerçek ben!
Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla.
Kimsenin bilmesini istemem...
Zayıf taraflarımı düşündükçe
Titrer ve sararırım...
Ya başkaları görürse iç dünyamı...
Gerçek ben ve yalnızlığımı!
İşte;
Maskelerimi onun için takarım...
Onun için, arkalarına saklanacak
Maskeler yaratırım...
Onlar;
Gösterişte kullanabileceğim
Parlatılmış yüzlerim.
Beni korur, bakan gözlerden.
Beni olduğum gibi kabul edecek,
Sevecek
Bakışları bulamazsam,
Solacak kuruyacak gerçek ben...
Ve
Ben bunu biliyorum.
Beni kendi maskelerimden kurtaracak,
Kurduğum hapishaneden kaçıracak
Diktiğim engellerden aşıracak,
Beni seven,
Beni anlayan
Bakışlar olacak.
Bana,
"Sen değerlisin" diyecek,
"Maskesizken daha bir insansın"
"Daha yakın, daha bir dostsun"
Diyecek bir bakışa
Beni gören bir bakışa
Muhtacım...
Benim yanıma sokulman kolay olmayacaktır!
Uyarırım seni dost!
Uzun yıllar kendini yetersiz hissetmiş ben,
Sana kendini kolayca açamayacaktır.
Bütün gücümle tutunacağım maskelerime
Ne kadar sokulursan yakınıma,
O denli şiddetli geri iteceğim seni.
Kim olduğumu merak ediyor musun?
Hiç merak etme.
Ben, çevrendeki
Her erkek ve kadınım.
Maske takan her insanım.
Charles C. Finn
O tatlı kıvrımları gitmiş hayatın,
Geriye kalmış sipsivri köşeler
O yumuşak gülüşlü dudakların
Yerinde cam kırığı kesikler
Işık ve sevgiyle varlığımı bulunca ben,
Maskeleriniz görünüverdi birden
Yoksa gerçek yüzünüz bu muydu?
Dostluklar hep oyun muydu?
Sevgiler Sevgililer Sevenler
Merhaba yabancılar
Geldi sanıp gidenler
O benimgözüpek yalnızlığım
O garip yanar döner isyanlarım
Hepsinde gizli saklı
Tutkularım.
O benimgözüpek yalnızlığım
O garip yanar döner isyanlarım
Hepsinde gizli saklı
Tutkularım.
O tatlı kıvrımları gitmiş hayatın,
Geriye kalmış sipsivri köşeler
O yumuşak gülüşlü dudakların
Yerinde cam kırığı kesikler
Işık ve sevgiyle varlığımı bulunca ben,
Maskeleriniz görünüverdi birden
Yoksa gerçek yüzünüz bu muydu?
Dostluklar hep oyun muydu?
Sevgiler Sevgililer Sevenler
Merhaba yabancılar
Geldi sanıp gidenler
O benimgözüpek yalnızlığım
O garip yanar döner isyanlarım
Hepsinde gizli saklı
Tutkularım.
O benimgözüpek yalnızlığım
O garip yanar döner isyanlarım
Hepsinde gizli saklı
Tutkularım.
İlhan İrem
http://www.youtube.com/watch?v=2hAX3_P1jUY
Yorum Gönder