Sevgili BBO fanları
Yorumlarınıza bu sayfada devam edebilirsiniz
| Benden Baba Olmaz Haberleşme Grubuna kayıt olun |
| Bu grubu ziyaret et |
| Yapım | Birol Güven - MinT |
| Yönetmen | Yüksel Aksu - Tankut Kılınç |
| Senaryo | Murat Aras |
| Müzik | Aydın Sarman - Burcu Güven |
| Oyuncular | Mine Tugay |
| Atılgan Gümüş | |
| Okan Tangücü | |
| Volkan Severcan | |
| Almıla Uluer | |
| Tarık Ünlüoğlu | |
| Ali Pınar | |
| Nur Fettahoğlu | |
| Recep Yener | |
| Gülnihal Demir | |
| Güçlü Yalçıner |
© MinT Prodüksiyon - Bu sitedeki yazı ve resimler izinsiz kullanılamaz.
1.161 yorum:
«En Eski ‹Eski 201 – 400 / 1161 Yeni› En yeni»evet bbo fm 92.5
yayına başlıyor
bu gün sanat müziği ile sizlerle karşınızdayız..
evet
safiya ayladan
Katibim
Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur
Katibimin setresi uzun eteği çamur
Katip uykudann uyanmış gözleri mahmur
Katip benim ben katibin el ne karışır
Katibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
Üsküdar’a gider iken bir mendil buldum
Mendilimin içine de lokum doldurdum
Katibimi arar iken yanımda buldum
Katip benim ben katibin el ne karışır
Katibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=FHI6qFGxx68&feature=related
radyo programı başlamış
iyi yayınlar
sizden dalgalandımda duruldum şarkısını isteyebilir miyim
bbo sitesi sakinlerine armağan olsun
bende
kimseye etmem şikayet
ağlarım ben halime
isterim , mümkünse tabi
başkanım nedemek
edin şikayetlerinize bize
derdini söylemeyen derman bulamaz derler..
evet sırada ki parçamız.
başkanımıza gidiyor
müzeyyen senar dan
kimseye etmem şikayet
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=EYY-gAIDSC4
evet sırada ki parça hamiyet yüceses den geliyor
annem der ki hamiyet tepebaşında okurdu mikrofonsuz kasımpaşadan duyulurdu.annemin yalancısıyım.
bakmıyor çeşme-i siyah
Bakmıyor çeşm-i siyah feryade
Yetiş ey gamze yetiş imdade
Gelmiyor hançer-i ebru dâde
Gel ne korkarsın ecel sima-ı derdimden benim
Kurtar Allah aşkına beni dünya-i derdimden benim
Yetiş ey gamze yetiş imdade
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=o70vh2DCgfg
ablacım ortalarda görünmeyen kankam için bir şarkı çalar mısın ?
şarkıyı sana bırakıyorum
sırada ki parça da muazzez Abacı dan geliyor
Vurgun
Gözlerim uykuyla barıştı sanma
Sen gittin gideli dargın sayılır
Ben de bir zamanlar sevildim amma
Seninki düpedüz vurgun sayılır
***************************
Yalan mı söyledin göz göre göre
Ne zaman dolacak verdiğin süre
Gönülden gördüğüm takvime göre
Aldığım her nefes birgün sayılır
***************************
Armağan ettiğin kutsal mendile
Akarken içimi dağlayan çile
Manavgat denilen çağlayan bile
Benim gözyaşımdan durgun sayılır
***************************
Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Seninle cehennem ödüldür bana
Sensiz cennet bile sürgün sayılır
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=VRP8cwlqm7s
sırada ki parça sırrı kadem basan
cesur yürek no name kardeşime
kankasından geliyor..
yaseri asım ersoy dan
bekledimde gelmedin..
bekledim de gelmedin
sevdiğimi bilmedin
gözyaşımı silmedin
hiç mi beni sevmedin
söyle, söyle hiç mi beni sevmedin
bir öpücük ver bana
yalvarıyorum sana
beni kucaklasana
kollarına alsana
söyle, söyle hiç mi beni sevmedin
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=ncLBqEr9hOk
no name neredesin hiç mi bizi sevmedin...
ellerin der görmesin bbo fm
3 defa dinledim ardarda...
teşekkürler ablacım
sıradaki son parça kankama
Zeki Müren den geliyor..
ELBET BİRGÜN BULUŞACAĞIZ
Elbet birgün buluşacağız
Bu böyle yarım kalmayacak
İkimizin de saçları ak
Öyle durup bakışacağız
Belki bir deniz kıyısında
Elele maziyi konuşacağız
Benim içimde yanan ateş var
Sevgilim ne zaman buluşacağız
Belki bir gemi güvertesinde
Sen beni unutmuş için kupkuru
Benim gönlümde hala o arzu
Sevgilim ne zaman buluşacağız
Güfte, Beste: Mustafa Seyrek
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=XZjWl6vugqo
kankama sevgilerimle..
canım eylemcim senin istek parçanı atlamışım işte çalıyorum ..
Eylem den tüm BBO ailesine gidiyor..
evet
bir düet dinliyoruz.
mezeyyen senar ve nilüferden geliyor..
DALGALNDIM DA DURULDUM..
ne olursun güzelim sevsen beni
yar deyipte sinene sarsan beni
bir gün öldüreceksin
en sonunda sen beni
dalgalandimda duruldum
kostum ardindan yoruldum
binlerce güzel sevdim de
en son sana vuruldum
yaktin yiktin kül ettin
erittin beni asik gibi sevmezsen
kardes gibi sev beni
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=CrZOJX36THg
KANKALARIMIZI ARIYORUZ
EYLEM İN KANKASI NO NAME
SON YORUM SAATİ
11 Eylül 2008 Perşembe 14:28 DE
BENİM KANKAM DA SON YORUM
11 Eylül 2008 Perşembe 14:45 İTİBARİYLE SİTEDE YOK OLDUKLARI TESPİT EDİLMİŞTİR.
LÜTFEN BULANLARIN DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEDEN SİTEYE TESLİM ETMELERİ RİCA OLUNUR.
TEŞEKKÜRLER..
şarkı içinde kayıp ilanı içinde teşekkürler ablacım
ellerine yüreğine sağlık
hepinize iyi akşamlar
mutlu yarınlar...
pardon Kankacigim kosa kosa ancak gelebildim bu arada güzelim programi da kacirmisim tüh be.. cok üzgünüm..
Benim patron bana bir kasti oldugunu bugün acikca belli etti arkadaslar.. durmadan önüme is verip geri cekiliyor, ben lahavle ceke ceke sabirla hallediyorum o inatla yenilerini getiriyor, maratona girmisiz de haberim yokmus gibi calisirken saatleri bile unutmusum...
o güzel sarkilar icin binlerce tesekkürler canim arkadasim... ellerin dert görmesin..
eylem ne o çabukcak kaçıyorsun...
ooo bizim gitmemize daha 2 saat varken sen nasıl olurda bu saatte gidersin....itiraz ediyyorum arkadaş,nasıl adalet bu:))
heeeyyttt
gözlerimin önünden dumanlar tören geçişi yapıyor sanki..bugün çok fenayım ben ya:))
canım kankam bak gurbette yaşamanın zorlukları burda çoğu patron oruçlu olduğundan dosyaları kaldırıp iş verecek halleri bile olmuyor..
burda ramamzan ayı böyle geçer..
burda çalışanlara ramazan ayında
kapıyı kapa dersin yerinden esneyerek rüzgar çıkar kapar der..
ah canım arkadaşım işte bu bir ay yurdum insanı böyle canla başla çalışır durur.bazılarını nikotin krizi tutar bazılarını çay ama bir kriz mutlak vardır.krizi olmayana oruçlu sayılmıyor yurdumda..
bu arada oruç tutup tutmamak önemli değil herkes böyledir ramazan aylarında..
sanki yarı tatil..
bak işte sen gurbet ellerde çalış..
yaa ah ki bak işte ben nasıl üzülmeyeyim kankam gurbet ellerde diye..Bir krızi bile yok..
off off iyi ki beni anlayan bir kankam var canim benim sen cok sag ol..
Saka bir yana bugün isler bitmek bilmiyor, saat durmadan ilerliyor, ne oldugunu ben de anlamadim acikcasi... neyse ki yarim saat sonra paydos! Oh diyebilirim...
Herkese sevgiler...
merhabalar dostlar
sanirim bundan sonra yazanlar veda yorumu yazar
neyse size de iyi aksamlar, hayirli iftarlar
sabaha kadar burdayız kayacım
dicem ama yalan olacak:)
evet dostlar
kaya kardeşiminde dediği gibi
bugünde oldu akşam
vakit gitme vaktidir gayrı
sevgi sağlık ve dostlukla kalın
hayatta sizi sıkan tek şey "çok mutlu olmak" olsun
yazılmışsa yarına da nefes alabilmek şu fani dünyada, görüşmek dileğiyle...
iyi akşamlar, bereketli iftarlar..
Son yıllarda en keyifli izlediğim dizilerdendi hala neden bitirildiğini hiç anlamam ve üzülürüm.. Dönem dönem 16 bölümü tekrar izler tekrar keyif alırım.. Yakında bi propaganda başlatacağım bu dizi yeniden başlasın diye..
internet bağlantı problemi yaşadım,
sinir oldum,
şimdi olayı çözebildim.
merhaba,
ben geri geldim...
ac ac baklava resmine baktiriyosun
cicek böcek resimleri iyiydi aslinda :)
sen iste değiştirelim kardeşim,
sen şimdi beni (aç bilaç) baklava gibi görürsün neme lazım...
baklava gibi göreceğine tekerlek gibi gör bari...
bu seferki süper olmus :)
hadi bana iyi aksamlar dile
oruc acmaya arkadasima gidecem birazdan
ilerleyen saatlerde görüsürüz insallah
güzel bir akşamdan herkese merhaba...
çok uzun zaman oldu sanki yazmayalı,özlemişim :)
çok güzel şarkılar,hikayeler paylaşılmış ve mavigün ablacım benim için yayınlamış olduğun parça çok güzeldi ayrıca teşekkür ederim.
Yağmur hoşgeldin,
özledik ya...
cezaların birikiyor bayram sonuna hazırlan...
hani her akşam iyi geceler,sabahları da günaydın diyecektin?
hepimize merhaba ancak gelebildim kusuruma bakmayın
Haklısın no namecim ama çok geç geldim bu aralar ondan hep erteledim.
yarın erken gelirim yazarım dedim hep ama olmadı işte :(
önemlideğil,
hoşgeldin...
YÜZÜN..
Benim kaderim bu,
öylece karşına oturup seyrediyorum
yüzünden geçen zamanları...
Küçük bir çocuk olan yüzün
annesinin kalbinin kapılarında kalmış...
Kırgın düşlerinde sakladığın...
İlk gençlik oluyor sonra yüzün
öyle eksik, öyle yarım kalmış büyümelerden durgun...
Sevdayla ışıyan,
çaresiz aşkların şiirlerinde mısra mısra yaşlanan yüzün...
Benim kaderim bu
öylece karşına oturup
seyrediyorum zamanın içinden geçen yüzlerini...
Bana sevdalı bir yüzün vardı eskiden
o şimdi yalnız içimde saklı...
CEZMİ ERSÖZ
iyi aksamlar
karnim tok sirtim pek haldeyim
kafam da az bucuk calisiyor artik
Allah kimseyi aclikla terbiye etmesin :)
İçimden geldi No Namecim bu şarkı sana gelsin :))
Sil Baştan
Gücün var mı sevgilim
Derin sularda inci tanesi aramaya
Cesaretin kaldıysa
Hala benle aşktan konuşmaya
Söyle canım sevgilim
Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi
Yorgun gibi bir halin var
Duyguların karışık olabilir mi
Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak
Sanki bugün son günmüş gibi
Dolu dolu yaşamak istiyorum ben
Her ne çıkarsa yoluma
Selam verip yürümek istiyorum ben
Sil baştan sevmek gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Herşeyi unutmak
Şebnem Ferah
amin,
Allah kabul etsin kardeşim.
kafan da çalışmaya başladıysa mesele yok.
işbaşı yaptın mı daha dinleniyor musun?
Yağmurum teşekkürler,
şebnem'i severim güzel parça...
yüreğine sağlık...
Kayacım Allah kabul etsin,hoşgeldin...
ben de çok seviyorum şu anda onu dinliyordum seninle paylaşmak istedim.Beğenmiş olmana sevindim..
isbasi yapmadim normalde ama yaptiriyorlar. güya ders calisacaktim ama bi tel pat isyerindeyim
kendi isin gibisi yok
Herkese iyi geceler...
ben kendimi soguk suyun altina sokayim en iyisi
disarda da felaket bi gök gürültüsü var
acaba su Isvicre`deki yapilan deneyle bi alakasi var mi?
dünyanin cesitli yerlerinde de depremler oluyo
hayirdir insallah...
neyse size iyi geceler
benim tekrar gelisime kimse kalmaz burada herhalde
Allah rahatlik versin
Güzel bir güne merhaba diyebilmek dileğiyle,herkese iyi geceler...
İyi geceler diliyorum,
Allah rahatlık versin...
Seval ablacığım,
iyi geceler.
ablacığım çok uzun yazmışsın,hepsini bi gecede harcamasaydın keşke.
az tutumlu olsan ne olur ki.
bu gece "iyi" yarın gece de "geceleri" yazardın.olurdu.
bir de her gece bir harf yazmak var ama o artık cimriliğe girer...
NERGİS
“Neyi arıyorsan sen O'sun" der Mevlana...
Zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık...
Elinden tuttuğumuz her sevgili, bizi sürükleyip, kendi iç dünyamızın derinliklerinde bir keşif gezisine çıkarır.
Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında, her sevda ruhumuzun bir başka yüzü...
Her aşkta kendimizi ararız; o yüzden bulduklarımız, benzerlerimizdir.
Resimlerini yanyana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle bakın yüzlerine, onların suretlerinden kendi yüzünüz bakacaktır size...
Aşk denilen kaleydoskobun buzlucamına gözünüzü dayadığınızda, binbir camın rengarenk ışıklar saçarak döndüğünü ve her seferinde bambaşka şekiller ördüğünü görürsünüz. Her camda, farklı bir renginiz vardır; her şekilde sizden bir parça...
Aşklarınız hülasanızdır.
Sevdiğiniz her adam, beğendiğiniz her kadın, farklı ruh hallerinizi ele verir; arada bir çevirdiniz mi kaleydoskobu, cam parçalar yer değiştirip yeni şekiller alır; hepsi siz...
Sevgilinizin gözlerindeki dolunay, sizdeki ışığın yansımasıdır aslında; dilindeki sizin ilhamınız, tenindeki sizin ısınız...
Yoksa hâlâ bir sevdiceğiniz, o henüz kendinizi bulamadığınızdandır...
* * *
Aşk, narsizmdir.
Kendimiziz her aşkta arayıp durduğumuz, peşinde olduğumuz...
Bir omza sığınmanın şefkatinde de, bir göğsü dişlemenin şehvetinde de kendimize açılan kapılar var.
Sevda, çevrildikçe içimizin farklı ışıklarını yakan eğlenceli bir kaleydoskop gibi başımızı döndürüyor.
Ve biz, hep baharı takip ederek dünyayı gezen bir gezgin gibi içimizdeki eski baharları arıyoruz.
* * *
Narcissus'u bilirsiniz:
Öyle heybetli ve güzelmiş ki, bakmaya doyamazmış kendine... Gün boyu ayna karşısına geçip kara gözlerini, incecik burnunu, dar kalçalarını, kıvırcık saçlarını seyredermiş hayran hayran... Bir gün ırmak kenarında gezinirken, sudaki yansımasına ilişmiş gözü... uzanıp, iyice bakmak istemiş. Tam gördüğünde kendini, dengesini kaybedip düşüvermiş ırmağa, kapılıp gitmiş suya...
Yeryüzünün en güzel insanının öldüğünü duyan Tanrı, unutulmaması için O'nu her bahar açan güzel kokulu bir çiçeğe dönüştürmüş.
Narcissus, nergis olmuş.
* * *
Kıssadan hisse, benden size tavsiye, taze bir nergis verin bugün sevgilinize...
Sonra da, nerede baharsa mevsim, rotasını oraya çevirip içindeki eski baharlara koşan bir gezgin gibi "Bahar getirdim sana" deyin, baharın elinizde olduğunu unutmadan...
Gözlerinizdeki ırmağa baktığınızda kendinizi göreceksiniz; dikkat edin de hayran olup düşmeyin!
Düşüp bahar kokulu bir çiçeğe dönüşmeyin
CAN DÜNDAR
Ve Can Dündar aşk halini anlatmış..
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksin...
Sokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldigi gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan saglik."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaşlarindan etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksin...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabaliklarin arasında kaybolmak...
Ikisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksin...
Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini söylese, kaçacaksin...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
Ilaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç günes doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin
...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin...
Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini fark edeceksin...
Telefonun çalmasini bekleyeceksin...
Aramayacagini bile bile...
Her çaldiginda yüregin ağzına gelecek...
Ağlamakli konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kiymetini bilmedigin için kendinden nefret
edeceksin...
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yasayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
****
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazir mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde aşık olabilirsin
CAN DÜNDAR
not: Can düündarı ın web sitesinde buu yazı yok büyük bir ihtimalle sahte yazılardan biridir.
ama emin olmadığımdan can dündar olarak bıraktım..
Hepimize Günaydın
Güzel bir güne başlamanın
yüreğimizde ki sevginin inancıyla
Günaydın.
Görmeden sevmelere
Günaydın
Yok Gibi
Seni sevmek
yemyeşil meşe ormanlarının hayâliyle
akşam alacasında
bir serin, bir diri, bir vurgun rüzgâr olup
dallardan, yapraklardan
leylî hışırtılarla geçmek demek
ve demek gerek ki belki
bu gözlerindir
Seni sevmek
bir yaz sıcağında serçe kuşunun
gagasıyla oynayıp durduğu
daneyim demek
ve demek gerek ki belki
senin ellerinde
bu yüreğimdir
Seni sevmek
dağın eteğine bırakıp sıcak soluğu
bir alev harmanını salmak yeryüzüne
kül etmek demek bu cabbar sensizliği
bir buse kondurup sevda parmaklarına
ve demek gerek ki belki
böyle sevilir
Seni sevmek
ten deryalarında çırpınıp asi dalgalarla
tuz göllerinde kavrulmak
rüzgârınla senin savrulmak demek
Seni sevmek
sesini
altınlar, gümüşlerle süsleyip her kelimeni
hamaylı gibi takıp boynuma gezmek demek
ve demek gerek ki belki
düşlerimin ortasında akan ırmağa dönüp yüzümü
bu yüzündür
Seni sevmek
böyle
gizli
tutkun
ve görmeden
İşte hepsi bu!
Cumali Ünaldı Hasannebioğlu
iyi çalışmalar
iyi sabahlar
Gönül Gözünüzü Dört Açın..(uyurken de rüyalarda)
Sevgi Geçip Gitmesin...
sevgilerimle..
Kocaman yürekli,canım ablacığım...
Seni seviyorum ve o kocaman yüreğinden öpüyorum...
Herkese günaydınlar diliyorum.
güzel bir gün olur inşallah...
sonbahar gösteriyor artık kendini
sabahlar daha serin
ağaçlardan yapraklar dökülüyor
henüz yağmur yağmadı ama o da olur yakında inşallah
ve bir sonbahar sabahından herkese günaydın
içinizden geçen güzel dileklerin gerçekleşmesi dileğiyle...
hepimize kolay gelsin
Günaydin...
Seval ablacım günaydın
hayırdır çok mu işin var
yoksa canın mı sıkkın
hiç alışkın değiliz senden böyle bir günaydına
:) No Namecim günaydin,
Eylemcim günaydin....
Günaydin canim arkadasim, Mavigünüm sen cok yasa, sevgiyle yasa, ellerin dert görmesin, yüregin hic üzülmesin.. Paylastiklarin icin cok tesekkürler.
Güzel bir gün olsun hepimize; kazasiz belasiz islerimizin yapildigi, planlarimizin uygulandigi, hayallerimizin gerceklesmeye yaklastigi, asklarin filizlendigi, fidanlarin yeserdigi, gözümüzün gördügü, yüzümüzün güldügü, karnimizin doydugu, sevdiklerimizin her saatini doldurdugu, patronlarin calisanlardan memnun oldugu, trafigin duruldugu, asiklarin kavustugu, hastalarin iyilestigi, cocuklarin öksüz/yetim kalmadigi, analarin aglamadigi, kara bulutlarin dagildigi, yagmurun tarlalara sicim gibi yagdigi, en güzel ciceklerin actigi, kuslarin özgürlüge uctugu, daha güzel yarinlara umutlarin korundugu... :)
Sevgi dolu bir gün olsun!
Eylemcim dün gece cok yorgun ve yogundum, ancak kisacik bir "iyi geceler" dilememe No Name kardesim cok uzun yazdigimi iddia ederek gönderme yapmis! E, ben de onun hatirina bu sabah "günaydin"´imi daha kisa tuttum! :) Begenmistir umarim... :)
bu sabah nasildim No Namecim? :)
günayddııınnn dostlar
günayddııınnn dünya
hayırlı cumalar
nasıl keyifler
şişt numara yapmak yok, hepimiz ayakta uyuyoruz işte:))
silkelenin bakem hemen,kendinize gelin...ben hariç:)
tamam ablacım teşekkürler :))
günaydın başkanım
sahi bugün cuma değil mi?
hayırlı cumalar olsun
başkanım bir tek siz uyuyorsunuz ayakta
neyse iki saate kriz gelir uyanırsınız :))
canım ablacığım,
insanoğlu güzel şeylere çabucak alışır ve devamlı bekler.
bizi alıştırmayacaktın güzelliğine,
alıştıktan sonra,bizi kendinden ve güzelliklerinden mahrum etmeye hakkın yok.
sen artık sadece kendine değil,bizlerede aitsin.
her gün senden güzellikler,gülümsemeler ve yaşadığın iklime inat, sıcaklıklar bekliyoruz...
neden dersin?
çünkü seni çok seviyoruz...
Ne yapalım,sevdirmeyeydin kendini...
bak başkanım kendini sevdirmiyor,
ona diyormuyum hiç
başkanım kısa yazdın,uzun yaz..
neden,
çünkü zaten geveze akşama kadar bi susmuyo ki kafa dinleyelim
sürekli car car car...
inşallah daha gelmemiştir...
şimdi okursa beni kiliseden afaroz eder.
yok yaa nerden okuyacak
o da beni sevmediği için benim yorumları okumuyordur.
atış serbest...
göz-gez-arpacık
atış yaparken bu kurala dikkat et emi no name:))
Başkanım pardon,
baktım şöyle bir,
çok hatalıyım çok.
Hiç kıvırma payı bırakmamışım ki.
arık ne desen haklısın,,
ama sende de kabahat var biraz.
bugün erkenden geleceğin tuttu.
neyse,
telafi ederiz artık bir şekilde...
kankacım kötü yakalanmışsın başkanıma
ne yaptın sen öyle
başkanım kankamın kusuruna bakma
sıcaklardan ne dediğini bilememiş
hiç yapmazdı böyle şeyler ya bana mı çekti ne yaptı :))
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/anasayfa/9875388.asp?gid=222&sz=48710
gazeteleri karistirirken buldum bu haberi, bizim Soner´imiz ötekilerin Atilgan´i bos durmuyormus meger, tiyatro yapacakmis, hayirli ve basarili olsun dilerim...
No Namecim, benim güzel yürekli kardesim klavyeden bal damlatarak ablana sitem mi etmissin sen bakiim? Hemi de sevgili Baskanimiza atip tutarak?
cik cik cik.. :) Ah bu genclik ah... :)
merhaba hepimize.
merhaba abi,
artık repliğini söylemiyorsun, hayırdır?
ooff ooff
oo önemlideğil naber,nerelerdesin abicim sen...
herkese merhabalar
dostlar..
bir cuma günü hep birlikteyiz..
kankam için çalışma günü olarak haftayı bittiriyor..
başkanım artık hangi günde olduğumuzu gün ortasında farkına varıyor..
no nameciğm son bir ilanla seni arıyorduk şarkılarla çağırdık gelmedin şu inter hayatımızı bağımlı hale getirdi ama insan sevdiklerini merak ediyor ..
eylemcim nasıl gidiyor yollar..
şu yemek yapan ablanıza işi biraz kolaylaşmıştır..
önemlideğil demek iyileştin..sen bu kadar çabuk iyileştinse senin ki belirtileri aynı olan başka bir hastalıkmış.Yoksa söylediğin hastalık iz bırakmadan çekip gitmez.
yağmur sesini duyamıyoruz..ne bu sitede ne doğanın kendisinde..
eda ve gökçe bizleri unuttunuzmu?
bayramlaşmaya gelin bari..bayramda insalar büyüklerini ziyaret ederler..
kayacım kardeşim ne oldu senin o güzel mizah anlatımların..
şu gurbetteki iftarları anlat bize herşey anlatılmayacak kadar sıradan olamaz sen bulmak istersen bulursun bir hoşluk..
göker kardeşim seslen sende bize arada bakıyorsan ne yapıyor bunlar diye..
ve
buket kardeşim..
nerdesin msn nin mi çöktü bilgisayarı hayatından mı çıkartın.
yoksa bizle paylaştılarını mı yok saydın..
bizde yerin boş arada olsan da gelmeni bekliyoruz..
bbo ailesi burda olanlar ses versin..
ne yapalım kalan sağlar bizimdir..
unuttuklarımda affetsin artık..
92.5 fm mavigünler başlıyor.
sesini çok sevdiğim bir yorumcu idi..
anınsamak için
tanju okan dan
tüm sevdiğiklerimize özellikle hasret kaldıklarımıza gitsin..
Hasret
Bu akşam çok efkarlıyım
Kalbim neden kan ağlıyor
Bunu bir bilsen sevgilim
Güneş solgun gündüz gece
İçimde sen bir bilmece
Izdırabı heceliyor
Sensiz yalnız sensiz içim
Gözyaşlarım yağmur gibi
Yanağımı ıslatıyor
Kollarım bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini
Yine de sana hasretim
Dudaklarım da bir ateş
Avuçlarımda alevsin
Sensiz yalnız sensiz içim
İlahımsın sevgilim
Sen benim her şeyimsin
Hayatım anlamsız şimdi
Sendin bana neşe veren
"Seviyorum, sevdim" diyen
Sen benim sıcak güneşim
Güzel tatlı tek eşimdin
Kara sevdam sevgilimdin
Unutamam asla seni
Hergün anıyorum yasla seni
N'olursun dön dön bana
Kollarım bekliyor seni
Öpsem öpsem ellerini
Yine de sana hasretim
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=0OxDvxnQKns
92. 5 fm yayını da sırada ki parça
ise ülkemizde iki isim var ki
sanki bu ülke olmadan evvelde yaşıyorlar her nesil tanıyor ve hep aynı kalmalarına şaşmamak elde değil
biri süleyman demirel
biri de ajda pekkan
ama ben en çok ajda pekkan ı sevmişimdir..
azıcıkta kıskanırım
ya kadın doğdum gidiyorum o hep aynı da ben neden değişip duruyorum tanrıl diyerek hehehe
evet ajda pekkan ın yepyeni bir şarkısı ile yayına devam ediyoruz..
can gidiyor
Ortda bir şey yokken var gibi
Elleri yakın dururken yok gibi
O beni bir an bazen sever gibi
O beni bir an bazen iter gibi
Gözleri benle doluyken boş gibi
Bir yanarken diğeri sönen mum gibi
O beni ir an bazen yaşar gibi
O beni bir an bazen aşar gibi
Can gidiyor, canım gidiyor
Canımın içi hayat bitiyor
Göz göre göre ona yanıyorum
O da bunu çok iyi biliyor.
Can gidiyor, canım gidiyor
Canımın içi hayat bitiyor
Ben bile bile yine susuyorum
O da bunu çok iyi biliyor.
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=AqHYTLc6Qyw
şimdi başka bir sese geçelim
güzel ses rengiyle
böyle ayrılık olmaz
diyecek
keşke ayrılıklar hiç olmazsa ama hayat..
Nilüfer
böyle ayrılık olmaz
Kim derdi ki seninle birgün ayrılacağız
Geçip giden yılların ardından bakacağız
Kim derdi ki birtanem gün gelip bıkacağız
Ben ve yenik yüreğim yalnız mı kalacağız
Böyle ayrılık olmaz böyle yalnız kalınmaz
Böyle ayrılık olmaz böyle yalnız kalınmaz
Hani verdiğin sözler hani ellerin nerde
Hani huzur bulduğum deniz gözlerin nerde
Hani sen hep benimdin şimdi nerdesin nerde
Hani verdiğin sözler hani ellerin nerde
Hani huzur bulduğum deniz gözlerin nerde
Hani sen hep benimsin şimdi nerdesin nerde
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=EzpIJ2g2tc4
sıradaki parça ise Nüket Duru dan geliyor
Melonkoli
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır
Anlayamam kederimi
Bir ateş yakar tenimi
İçim dar bulur yerini
Gönlüm dağlarda dolanır
Ne bir dost, ne bir sevgili
Dünyadan uzak bir deli
Beni sarar melankoli
Beni sarar melankoli
Ne kış ne yazı isterim
Ne bir dost yüzü isterim
Hafif bir sızı isterim
Ağrılar, sancılar gelir
Yanıma düşer kollarım
Görünmez olur yollarım
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir
Ne bir dost, ne bir sevgili
Dünyadan uzak bir deli
Beni sarar melankoli
Beni sarar melankoli
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=6rA8SMily8I
92.5 mavili günler
yayınına
romantik prensle devam ediyor
Yaşar söylüyor..
beni koyup gitme ne olursun
Beni koyup gitme ne olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup gitme ne olursun
Bir deniz kıyısında otur.
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin çocuğun olur
Beni koyup gitme ne olursun
Sonun kötüye varacak
Beni koyup gitme ne olursun
Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından
Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim
Yaptıklarını affettim
Beni koyup gitme ne olursun
Seninle gelmeyeceğim yine de
Beni koyup gitme ne olursun
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=Cn0TUqmhMns
sayın BBO ailesi ...
oruç tutanları anlarım şöyle bir ağırlık çöktü üstlerine krizi tutanları bile anlarımda..
oruç tutmayanlar siz neden uydunuz ..
benden günah gitti..
buyrun ankara dan
oyun havaları
hooop hoop
teşbihte hata olmaz demişler
(aç ayıda oynamaz)
bu kadar uyumasaydınız..
http://www.youtube.com/watch?v=EV_siLhbXio
okan tangücüye sinir oluyorum sanki bebekmiş gibi yanağını şişiriyor amama atıgan gümüşü çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo...k seviyorum
92.5 fm üzgünün araya başka bir frenkastaki radyo karışmış..
tamam evet şimdi yayınımıza kaldığız yerden devam ediyoruz..
sıradaki parça
yeşim salkım dan geliyor
Deli Mavi Sözleri
Eski ve yırtık ve solgun ve durgun
Ama duvarımda bak atamam sevdalı resimleri
Ah , zamansız eridik tükendik
Neden , böyle apansız kimlere yanildik ve eskidik
Son bakışın duruyor gözümde
Bir alev gibi deli mavi
Son gülüşün duruyor yüzümde
Çok sevenlerin deli hali
Söz , sana yemin sana söz
Kör olayım yalansa
Değmedi değmez gözüme
Başka renkte iki göz....
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=ZZ1ievk43T8
sıradaki parça
yalın dan geliyor
her şey sensin
Koydum sevinçlerimi önüme...
Baktım hepsi sensin!...
Yazdığım şiirlerin her hecesi...
Üzüldüğüm tüm filmler...
Yıpranmamış hayatlar büyük hüzünler bekler...
Her işte bir hayır bu işte hepsi sensin!...
Şimdi senden vazmıgeçmeli??..
Masal olup yola devam mı etmeli??..
Ben kalpten sorumlu...
Aşka sorunluydum anladım herşey sensin!...
Şimdi senden vaz mı geçmeli??..
Masal olup yola devam mı etmeli??..
Ben kalpten sorumlu...
Aşka sorunluydum anladım herşey sensin
dj notu
sevmekten vazgeçmeyin
sevdiğinizden vazgeçmek gerekse bile
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=V8Tn_86-GII
onsuz aşkı
onsuz yaş almalarımı
onsuz sevgilerdeki vefalarımızı
onsuz sevgilerimizden şefkatimizi
nasıl anlayacaktık..
onun şarkılarının yerine ne koyacaktık acaba
sezen aksu
sen iyi varsın..
tüm duygularımıza
sahne denen yerden bize koca bir ayna tuttuğun için
Sezen Aksu
bizler hala çok küçüğüz inan bu hayat karşısında..
küçüğüm
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Öğünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi
Özel önemli zannetmem
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden hala kendime güvensizliğim
Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengarenk
Geçici oyuncak zaferler
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=gPGBWhEcqaQ
reklamlar
sırada ki parça
ilhan irem den geliyor..
Yemyeşil Bir Deniz
Yemyeşil bir deniz
Senin gözlerin
Ne bir sandal
Ne bir ada
Ne bir sahil var
Boğuluyorum............
Gözlerinde menevişler
Denizde martılar gibi
Bakışların köpük köpük
Sonsuzluğu anlatır gibi
Bu bakışlar bir gün beni
Öldürecek sevgilim
Bu bakışlar ne zaman beni
Güldürecek sevgilim
Yemyeşil gökyüzü
Senin gözlerin
Ne bir rüzgar
Ne bir bulut ne bir yağmur var
Boğuluyorum............
İlhan İrem
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=QC-RtLl1ULU
BBO fm mavili günler,
merhaba
nefis bir program soluksuz izliyordum,
baktım soluksuz kalınca beyne kan gitmiyor bir soluk aldım.
bu esnada sevgili kankam için bir şarkı rica edebilir miyim?
biliyorum istek programı değil ama affınıza sığınıyorum...
,
sonrasında sevgili başkanıma da uygun gördüğünüz şiddet içermeyen bir parça...
teşekkür ederim,
programınızı da severek dinliyoruz...
şarkılarımızn sonuna geldik..
bu programlarımı bitirirken
mavili günlerin her zaman ki gibi
en son şarkısı kankasına
canım kankam
hayatı tek başına omuzlayan
yorgun savaşcım benim..
kankana da biraz yük ver canım
taşıdığın yeter tek başına..
yapılacak birikmiş veya birikmemiş
tüm işlere ...
gelecekteki her soru işaretlerine rağmen...
sen gülümse canım gülümse...
canım kankam
Gülümse..
Gülümse hadi gülümse bulutlar gitsin
Yoksa ben nasıl yenilenirim hadi gülümse
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir akdeniz olur gülümse...
Tut ki karnım acıktı anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok anlıyormusun
Hadi gülümse
Sazlarım vardı ırmaklarım vardı
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyormusun
Başkasın
canım kankam
sen başkasın
seni seviyorum..
evet sezen aksu dan
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=j2SsABVvC1o
DJ notu:
programız burda bitti...
isteklerinizle şimdiden başka bir progamda buluşmak üzere..
sevgilerimle..
hoşcakalın
sevgiyle kalın
yüzünüzden gülümse eksik olmasın
varsın deli desinler..
unutmayın 92.5 fm mavili günler
tekrar buluşana kadar kalın sağlıcakla...
heeytt ne oluyor burda ?
bir iş için dışarıya çıktım ama çıkmaz olaydım...ya bu ne sıcak bir hava..ter su içindeyim...bugün işim zor susuzluktan ölmezsem iyidir:))
no name ne demek şiddet içermeyen bir parça? ben şiddet bağımlısımıyım yani :))
hani sana bahsettiğim film vardıya no name, işte onun bir sonraki bölümünü buldum, o daha bi felaket tam senlik yani:))
ben şüpheleniyordum ama artık eminim.
sen orucunu kan içerek açıyorsun...
bloody mary...
hehehe
daha önce söylemiş olmam lazım
ben vampirim:))
Nejat Uygur demesi : vimpir
ama no name harbiden çok vahşi bir film..kan gövdeyi götürüyor...neyse herkes sevmeyebilir,bu kadar ipucu yeter:))
radyo programına geç kalmışım
ama güzel program olmuş yine her zamanki gibi
teşekkürler ablacım
kan-vahşet yine maşallah muhabbeti bulmuşsunuz
başkanım bukadar da sevilmez ki :))
sevgili BBO sevenleri
başkanınız size bir titreşim göndermiştir
lütfen başkanınızı yormamak için ekranlarınızı sallayınız..
...
ekranlarınızı dedik kendinizi değil:))
başkanım biz sallanmıyoruz
sizin açlıktan ve nikotin krizinden başınız dönüyor bence :))
hele şöyle bir oturun nefes alın
su veriyim diyeceğim oruçsun
yorulmuşsun sen yorulmuş
otur dinlen rahatına bak başkanım
az kaldı iftarada
hazırlarız şimdi birşeyler
iyi akşamlar
kendinize iyi bakın
sağlıkla mutluluklarla kalın...
vay ki vay
canım kankam iş vermesin diye patronundan öyle bir kaçmış ki bize iyi akşamlar demeyi bile unutmuş..
canım kankam
kıyamam ben sana ya..
yorgunum benim....
eylemcim canım kardeşim..
başkanı kendi halime bırakmakta fayda var...
senin kankan nerelerde..
iyi akşamlar eylemcim..
iyi iftarlar olsun...
benim adım mı okundu,
Burdaaa!...
sakın yok yazmayın...
esas kaya nerde,
bu kadar da kaytarılmaz ki canım..
orucu uykuya tuturuyorlar bence,
Ah bir bilsen kankacigim hala bürodayim, patron gitti, herkes gitti bir ben kaldim! En caliskan! :) Canim arkadasim, isler bitmedi ama simdi cikiyordum yine de buraya ugramadan kapatamadim pc-yi, iyi ki de ugradim!
Bir kere neler kacirdigimi gördüm, cok üzüldüm, sonra hatirlandigimi gördüm cok sevindim, kulaklarim cinlamisti, aklim zaten burdaydi.. Mavigünüm cok cok sag olasin simdi sevincle bürodan cikabilir, kendimi yapilacak diger islerime kaptirabilirim... :)
Herkese iyi aksamlar, iyi haftasonlari, sevgiler...
Sultan-ı Yegâh
Şamdanları dolanınca eski zaman sevdalarının
Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
Nemli yumuşaklığı tende denizden gelen ahın
Gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
Yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
Bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
Eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
Ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
Bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
Çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
Su yasak rüzgar yasak açık kapılar yasak
Belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
Başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegahın
ATTİLA İLHAN
http://www.youtube.com/watch?v=84xanHW7sTI
solist;Nur Yoldaş
Beste; Ergüder Yoldaş
başkanım yoğun derece de iş güç var bu yüzden tam gelemiyorum ama halletmek üzeryim geleceğim.o iş bitecek yani.
Sevgili kankam için ablamdan bir şarkı istediydim,
olmadı,
kankamın boynu bükük mü kalsın?
Hayır,en kralından bir şiir, şarkısıda v a r...
SUSKUN
Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.
En uzak, o adsız ve kimselersiz,
O yitik yıldızlarda duyuyor musun?
Bir stradivarius inler kendi kendine,
Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
Önce bendim diyor ve sonra benim...
Ölümsüz, güzel ve çetin.
Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
Canımı, tüylerimi sarmada şimdi
Kendi rüzgarıyla vurgun...
Sarıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağlıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağlıyor yeşil.
Yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
Susmuş bütün namlular...
Susmuş dağ,
Susmuş deniz.
Dünya mışıl-mışıl,
Uykular derin,
Yılan su getirir yavru serçeye,
Kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş.
Memeleri bereketli ve serin...
Sağıyor yeşil.
Aydım yarı gecede,
Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
Ve Sezar'sa, bir ad yıkıntılarda.
Ama hançer taşı sanki
Koca Kartaca!
Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
Bak nasıl alıyor, yiğit,
Binlerce yıl da sonra
Alıyor yeşil.
Vurur dağın doruğundan
Atmacamın çalkara,
Yalın gölgesi.
Kuş vurmaz, tanısan almaz,
Ama aç, azgın
Köpek balıklarıydı parçaladığı
Bak, Tiber saygılı, suskun.
Bak nilüfer dizisi zinciri.
Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
Ve ilk gerillası Spartaküs'ün.
Susuyor yeşil.
Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum...
Mısra çekiyorum, haberin olsun
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmed'in işi ilk rasgidişi.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
Ahmet ARİF
şarkı çalamadıksa
no name kardeşim
benim güzel kardeşime şiir de mi yollayamayız..
eylemcim canım kardeşime
sevgilerimle...
Yollar Ve Bir Yasemen Türküsü
'Hadi düşelim asfalt yollara'
der gibiydi yüzün
ve düşerdik yollara
bizi ancak yollar anlardı
her adımda büyütüyordu bizi yollar
bir ana kucağı gibi
koşup ona sığınıyorduk
dost oluyorduk, sırdaş oluyorduk
öfkemizi, sevincimizi
aşkımızı bağırıyorduk
sanki anlıyordu yollar
sukut ediyor konuşmuyorlardı
sen bu sevdaya düşeli
seni bu sevdayla anar olduk tüm dostlar
sen sevda yüklü bulut
göğsünde hançer
ve kanatan bir yasemen
yollarda bildik sevdayı
hatta seni ilk orada gördüm belki
özlemeyi, kenarında oturup yol gözlemeyi
ve sevmeyi ve Çorum halayını
Ortaköy'de yamalı asfalt yollarında
Birer, ikişer yürüdük
Sigara dumanı doldurduk ciğerlerimize
Emine'nin mehlikasını oradan seyrettik
Birlikte
Ve sen o yollarda vurulmuştun
O yollarda çoşmuş, haykırmıştın
Ve sen çok yorulmuştun
Yani orada o yollarda
Acıyan yüreğimizi dağladık
Yolun sonunda ki odun ateşinde
Türküler dinledik, şiirler söyledik
Reisten kelimeler çalıp konuştuk
Diz dize ve yüreğimizle yanyana
Ateşin yıldızlarını seyrettik
Gündüzleri herkesin olan o yollar
Gece yalnız bizimdi
Yürüyorduk
Adımız deli ye çıkmıştı
Ve sen sonra bir çiçekle vurulmuştun
Orada o yollarda
Artık eskisi gibi gülmüyor
Gülümseyen türküler söylemiyordun
Türkülerimiz kederliydi
Bir yasemen türküsüydü
Biz yenilmemeliydik
Yenilmemeliydi yüreklerimiz
Son cephane yüreklerimizde sevda
Tek atımlık tüfek gibiydi
Hadi vursana artık
Hadi durmasana
Şair : Mehmet Ören
Teşekkürler ablacığım,
kankam çok sevinecek...
O'nun Şiiri (Duymadığım)
tadında bırak yalnızlığı bu gece
yığıldığın bulutlardan kalk/doğrul
unut cinayetlerini karanlıkların
yola koyul
düşlerinden alev alev ısınsın için
bırak yaralarını sarmaya çalışmayı
ellerimden tut
doğrul
yağmuru dinle sessizce
serinliğin yankısını yüreğinde duy
sarıl
sımsıkı sarıl
zamanı değil şimdi
kendini kandırmanın kokumu içine çek düşlerinden
seviyorsan beni
unut...
içinden heyecanlı bir dilek tut
beni dile yıldızlar kaydığı zaman
denizlerden çığlıklar duyduğun zaman
adımı söyle
kağıt bir geminin kıvrımlarından kurtul
koş
bu sokakların ıslaklığında
pencerenden yakalayıver mutluluğu
yakasından
doğrul
bir şarkı söyle
içinde yalnızlık olmayan
bir papatyayı kokla
bırak sızlanmayı artık
ne olur
uykusuzluklarından uyan bu gece
başını yastığına koy
hayaller kur
çıkmazlarda boğulma
doğrul
içinden heyecanlı bir dilek tut
(benim olmayan)
beni seviyorsan
unut...
tadında bırak yalnızlığı bu gece
yoksa canını acıtacak bu yağmur
bırak üşümüşlüğünü
aldırma
umudu kovala pencerenden uzanıp
ellerimden tut
doğrul
kes şimdi ağlamayı
zamanı değil
ben ne son gidenim
ne de ilk
ben ne son yolculuğum
ne de ilk
bırak uçumlardan ölümler yazmayı
kalk yığıldığın bulutlardan
doğrul
seviyorsan beni
unut...
ben son masalın değilim
son katilin değilim senin
bırak karanlıklarda güneşi aramayı
içten içe azdırma dalgalarını bu gece
yalnızlığını tadında bırak
doğrul
düşünme yüreğindeki kırıklıklarını
içinden heyecanlı bir dilek tut
(benim olmayan)
sarıl
sımsıkı sarıl
papatyayı kokla
ellerimden tut
beni eğer seviyorsan
ne olur
unut...
yoksa
canını acıtacak bu yağmur
yoksa canım acıyacak
canının yangınında...
Teoman
Herkese iyi gecelr,Allah rahatlık versin...
Hepinize günaydın
iyi bir hafta sonu olsun..
masmavi bir gökyüzünde
ruhunuzu huzur ve aşkla besleyelim..
Gel Gör Beni Aşk Neyledi
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadi beni kane
Ne âkilem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarim yollar gibi
Gâh akarim seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akarsulayin çaglarim
Dertli cigerim daglarim
Şeyhim anuban aglarim
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldir beni
Ya vaslina erdir beni
Çok aglattin güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarim dilden dile
Gurbette hâlim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yari düşte görürüm
Uyanip melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçâreyim
Baştan ayaga yâreyim
Dost ilinden âvâreyim
Gel gör beni aşk neyledi
Yunus Emre
http://www.youtube.com/watch?v=4uVw-0yPLg0&feature=related
masmavi bir gökyüzünde
ruhumuzu
yaradana olan sevgimizle
besleyelim..
Sordum Sarı Çiçeğe
Sordum sarı çiçeğe
Annen baban var mıdır?
Çiçek eydür derviş baba
Annem babam topraktır.
Sordum sarı çiçeğe
Benzin neden sarıdır
Çiçek eydür derviş baba
Ölüm bana yakındır
Sordum sarı çiçeğe
Sizde ölüm var mıdır?
Çiçek eydür derviş baba
Ölümsüz yer var mıdır?
Sordum sarı çiçeğe
Evlat kardeş var mıdır?
Çiçek eydür derviş baba
Evlat kardeş yapraktır.
Sordum sarı çiçeğe
Boynun neden eğridir
Çiçek eydür derviş baba
Kalbim Hakka doğrudur
Sordum sarı çiçeğe
Sen beni bilir misin?
Çiçek eydür derviş baba
Sen Yunus değil misin?
yunus emre
1. yorum
http://www.youtube.com/watch?v=UKzxEA4zcao
2. yorum
http://www.youtube.com/watch?v=8g2_zTay2D8
iyi çalışmalar..iyi tatiller
iyi ramazanlar...
hepimize iyi günler
Günümüze sevgiyle başlayalım..
Herkese günaydınlar diliyorum,
Çalışmayanlara iyi tatiller,
Çalışanlara kolaylıklar...
Cümlemize Güzel bir gün olsun inşallah...
günaydın güzel ailem
güzel bir gün ,güzel bir hafta sonu bizlerle olsun
Sevgili kankacım,mavigün ablacım
ikinize de çok teşekkür ederim
beni çok sevindirdiniz ellerinize yüreğinize sağlık
Yağmur damlası sende mavi olmuşsun hayırlı olsun
seni gündüzleri görmek kısmet olmuyor
çalış çalış nereye kadar olmaz ki canım
gel birazcık muhabbet edelim çok yoruyorsun kendini çookk
Kaya nerelerdesin gurbet çarptımı seni memleketten dönünce uğramaz oldun
arada selam ver kendinden haber ver
dedikten sonra hepimize kolay gelsin
günaydın dostlar
haftasonu
sıcak hava
uykusuzluk
ooff ooff
sabah sabah hayırdır demeyin, sayıyorum öylesine işte:)
ne o no name dışında uyanan yok galiba..
no name nasılsın üstedım
başkanım nasıl olayım,
halen kişiliğimi oturtmaya çalışıyorum,
bir gün lastik bir gün baklava bir gün kelebek bir gün kalpli malpli bişiler...
nedir bu yaa...
bulayım bir bukalemun fotosu onu kendime logo olarak tescilleteyim bari...
merhabalar arkadaslar
geldim eylemcim buralardayim
is güc ugrasiyoruz
hoşgeldin kardeşim
göremedim özledim
iyisindir inşallah
kardeşim günaydın,
geleli bir hafta oldu, bitmedi mi daha temizlik,çamaşır bulaşık...
hosbuldum
ben de sizi cok özledim ama elimde olmayan sebeplerden dolayi mesai saatleri iceriinde sizinle olamadim
su anda isler biraz seyreldi gibi
haftasonu durgunluğu :)
Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze kafilesine rastlar ;
En önde giden köpekli bir adam, arkasında bir tabut ve 10 metre
arkadan gelen bir başka tabut ve tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam.
Tuhafına gider. Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin
sahibidir,
Yanına yaklaşır ve sorar;
- "Beyefendi, bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama
ölenler neyiniz oluyor?"
Adam yanıtlar ;
- "Öndeki karım arkadaki de kayınvalidem."
- "Vah vah başınız sağ olsun. nasıl oldu?"
- "Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma
yardıma gelmiş , onu da öldürmüş."
Adam biraz düşündükten sonra sorar;
- "Beyefendi köpeğinizi ödünç alabilir miyim?"
- "Sıraya geç ...
Yorgunum
Gel, yalnızlıktan yoruldum
İnan, artık duruldum
Ah! yoruldum, duruldum, gel
Gel, sırrımızı gizledim
Seni ne çok özledim
Ah! yoruldum, duruldum, gel
Gel, sana hasret kollarım
Gel, seni nasıl ararım
Son günlerde durgunum
Yalnızlıktan yorgunum
Belki biraz kırgınım
Sana hala vurgunum
Artık gücüm kalmadı
Yeter!..
Gel, karanlıktan korkarım
Hep kabus, uykularım
Ah! yoruldum, duruldum, gel
Geceleri, olmuyor
Gündüzlerim dolmuyor
Yalnızlıktan yorgunum
Sana hala vurgunum
Artık gücüm kalmadı
Yeter!..
Yorgunum, durgunum, vurgunum, gel...
feridun hürel
herkese merhabalar..
hoş geldiğin ablacığım,
nasılsın?
merhaba ablacığım
hoşgeldin
hoşbuldum.
iyiyim kardeşlerim sağolun.
sizin keyifler nasıl
eylemcim bu gün kaçta bitiyor mesai
anneciğine mi gidiyorsun yoksa iftara..yoksa bayrama kadar gidemiyormusun..
özlüyordur anneciğin sizleri bir baskın yapın ..iftar sofrası şenlensin..
bizim sofra hep kalabalık ya herkesin öyle sanıyorum..
ama iftar da sahurda kalabalıkta daha güzel geliyor bana..
92,5 fm mavili günler yayına başlıyor..
sevgili kardeşim Eylem Kardeşime çalamadığım şarkıyı çalar başlıyorum..
yaşar dan
Ebruli
uyanır geceyarısı yoktan sevda yaparım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yanarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yakarım
dilsizler bana danışır kelebeklerin aklı benim
gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
çağırırlar küçük adımı karapakiden ben akarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yanarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yakarım
benim adım ebruli biraz gerçek bira rüya
yalanımı sevsinler aşksız dönmüyor dünya
benim adım ebruli biraz gerçek biraz rüya
yalanımı sevsinler yalansız dönmüyor dünya
kalbim sevda kuyusu her gün yoldan çıkarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yanarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yakarım
dilsizler bana danışır kelebeklerin aklı benim
gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
sen unut geçmişini ben aklımda tutarım
adamım bu küçük işlere ben bakarım yanarım
adamım bu küçük işlere ben bakarim yakarım
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=ONK1xEpPTO8
mavili günlerden
no name kardeşime geliyor sıradaki parça
murat yılmazyıldırım
söylüyor
Hüzün Kovan Kuşu
Gözyaşına dök yağmuru
Düş uçacak bahara doğru
Yollar açılıp konuşacak
Mutlu edeceğim yokluğunu
Huyumdur hep ölürüm
Nice aşklara bölünürüm
Ayımdır hep tutulurum
Nice ışıkla korunurum
Hüzün kovan kuşu gelmiş
Gecenin yanağına konuvermiş
Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş
Dışım içimden gelir
Yani gölgem kendimden
Aşktır ölümden güzel olan
Bak ve gör yaşam düşlerdedir
Huyumdur hep dirilirim
Nice dağlardan dökülürüm
Ayımdır hep kararırım
Nice öpüşle aklanırım
Hüzün kovan kuşu gelmiş
Gecenin yanağına konuvermiş
Ay tenli aşık şarkıma karşılık vermiş
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=e6-IWfxmEjU&feature=related
sırada ki parça da
sevgili Başkanıma
Muazzez Ersoy dan geliyor..
DUYDUM Kİ UNUTMUŞSUN GÖZLERİMİN RENGİNİ
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini
Yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara
Bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı
Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara
Hani bendim yedi renk hani tende can idim
Hani gündüz hayalin geceler rüyan idim
Demek ki senin için aşk değil yalan imiş
Acırım heder olan o en güzel yıllara
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=UA5xbP784ws
92.5 fm mavili günler
sırada ki parça
yağmur a geliyor
Yalın dan
yağmur
Kışla yaz gibiydik,sen kar tanesi ben güneş
Çözmek zor bu buzları yalvarsam ne farkeder
Çocukça kavgalar bunlar mazaretler
Sebebimiz olmuş yabancı gözler
Kışla yaz gibiydik,hep aramızda bir yarış
Belki sen birinci ya da ben ne farkeder
Çocukça kavgalar bunlar mazaretler
Sebebimiz olmuş yalancı gözler
Bir küçük yağmur damlası kadar
Değerim yok mu sende?
Güz ayrıldığımız gündür kimbilir kaçı bitmiş
Gözyaşı yok bende....
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=Kv_Zb8S7G84
alooo bbo fm mi
hıh bende orayı aradım
ben delikanlı eylem var mı bir sorun ablacım hemen halledelim :))
normale döneyim
pardon ben eylem beni sormuşsun ablacım kısmetse 15.00'de çıkıyorum buradayım anneciğime gitmiyorum
kısmetse haftaya gideceğim
şarkı içinde çok teşekkürler
programın harika gidiyor iyi yayınlar
92.5 fm mavili günlerden
sıradaki parça
Kaya kardeşime
Emre Aydın
Afili Yalnızlık
Ölsem, ölsem, ölsem... hemen şimdi
Kaçsam, gitsem, kaçsam... tam da şimdi
Bu kez pek bir afili yalnızlık
Aldatan bir kadın kadar düşman
Ağzı bozuk üstelik... bırakmıyor acıtmadan
Bu kez pek bir afili yalnızlık
Ağlayan bir kadın kadar düşman
Tuzaklar kurmuş üstelik
Bırakmıyor acıtmadan
Bitiyorum her nefeste
Ne halim varsa gördüm
Çok koştum, çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm...
Sövdüm, sövdüm, sövdüm� ben dünyaya
Acılara, sokaklara, ait olmaya, insanlara
Bu kez pek bir afili yalnızlık
Aldatan bir kadın kadar düşman
Ağzı bozuk üstelik... bırakmıyor acıtmadan
Bu kez pek bir afili yalnızlık
Ağlayan bir kadın kadar düşman
Tuzaklar kurmuş üstelik
Bırakmıyor acıtmadan
Bitiyorum her nefeste
Ne halim varsa gördüm
Çok koştum, çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm...
Değmezmiş hiç uğraşmaya
Bu kez mecalim yok hiç dayanmaya... dayanmaya...
Bitiyorum her nefeste
Ne halim varsa gördüm
Çok koştum, çok yoruldum
Ve şimdi ben de düştüm...
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=ewobM1hFP3k
ablacığım teşekkürler,
bana çok güzel bir parça seçmişsin...
yüreğine sağlık...
mavili günlerden
önemlideğil arkadaşımıza geliyor
burcu güven den
Güneşimi kaybettim
Dün akşam yüreğimden
Çıkardım anıları
Yaşadım bir yangın gibi
İçimde acıları
Ben benden geçtim ama
Bir senden vazgeçemem
Dokunulmazımsın benim
Yüreğime hükmedemem
Güneşimi kaybettim
Gözlerini görmem gerek
Yaşamaya dönmem için
Hasretini silmem
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=s1R0HmK-KVs&feature=related
92,5 fm son dakilarına geldik
yine
tekrar buluşmak üzere
birbirine bağlı
3 parça ile sizlere veda ediyoruz..
bu şarkılar da Kankama geliyor..
(kıskanmayın o kadar ayrıcalığı olacak)
Onur Akın dan
seviyorum seni
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp
Banıp yer gibi
Geceleri ateşler içinde uyanarak
Ağzımı dayayıp musluğa
Su içer gibi
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner çayırları
Büyürken büyürken görürüm gülüm
Her sabah her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz alır beni
Seni düşündükçe gül dikiyorum
Ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları gülüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bır parça mavi deniz alır beni
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=PEFDK2_fd2Q
çok eski bir parça geliyor hemen onur akın ın arkasından
anneminde sevdiği bir parça idi
o da dinlemiş oluyor..
İskender Doğan dan geliyor
Kan ve Gül
Kan ve gül,gülle diken aşkım ve sen
Birbirine dönük sırt sen ve ben
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Seviyorum,seviyor musun?
Ağlıyorum,gülüyor musun?
Özlüyorum,gidiyor musun?
Sevdikçe,itiyor musun?
Peki öyle olsun...
Sarılıp öpen,ağlayıp gülen
Sonra kaçıp giden
Fırtınayla sakin gece,bir bilmece
Bilmem anlatabiliyor muyum?
dinliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=6Zh0edwh6wM
ve
sezen aksu ile kapatıyoruz.
İstanbul istanbul olalı
İstanbul İstanbul Olalı
Uzanıp Kanlıca’nın orta yerinde bi taşa
Gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar’a doğru
Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti
Hem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bitti
Bi lodos lazım şimdi bana bi kürek
Zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı
Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıp
Düşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı
Ah İstanbul İstanbul olalı
Hiç görmedi böyle keder
Geberiyorum aşkından
Kalmadı bende gururdan eser
Ne acı ne acı insan kendine ne kadar yenik
Bulunmadı ihanetin ilacı yürek koca bir karadelik
Yapacak hiçbir şey yok gönül bu sevdi
Yeni bir ten yeni bir heyecan bilirim üstelik
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=r6YYpeo_M1Y
hepinize sevgilerimle
tekrar buluşmak üzere..
iyi iftarlar
iyi tatiller..
sevgiyle kalın
ruhunuzu gıdasız bırakmayın..
ve bizden ayrılmayın
92.5 fm mavili günler
kendinize iyi bakın
iyi iftarlar
iyi pazarlar
yüreğine sağlık ablacığım,
teşekkürler...
kankacım güle güle,
iyi tatiller,
kendine iyi bak...
kankalar siz de olmasaniz kuruyacaz
iyi ki varsiniz
iyi tatiller eylem...
mavigun ablacim hosgeldin
hersey yolundadir umarim
sensiz hep eksigiz
kankan da ortaliklarda görünmüyor zaten, ne bu kaytarma cumartesi cumartesi...
iyi iftarlar
iyi akşamlar
keyifli pazarlar dostlar
pazartesi görüşmek üzere
sevgiyle sağlıkla dostlukla kalın
mutlu olmayı ve kendinize iyi davranmayı ihmal etmeyin
güle güle baskanim
merak etme ihmal etmeyiz :)
selam hepimize
ancak gelebildim.benim için gönderdiğiniz parçaya da ayrıca teşekkürler.
hosgledin sefalar getirdin abicim..
selamm ben geldimmm:))
uzun bir aradan sonra gidip bir uğrayayım dedim..
ee nasılsınız görüşmeyeli bakalım:)
ben bildiğiniz gibiyim okulun açılmasıyla beraber gelen derslerin stresi altında yaşamımı sürdürüyorum..ders çalıştığımdan dolayı internete pek fazla giremiyorum..2-3 gün sonra tiyatro kadrosuna alınıyorum bayramdan sonrada kurslarım başlıyor(gitar,ing,diksiyon,solfej:)
bu yoğunlukta bir daha ne zaman gelirim bilemiyorum :)))
hadi gelmişken bir de kahkaha atayım..
zuhahahahahahhahahaah:D:D:D:D:D:D:D
bbo fm yayına girdiğinde benim için Tan'dan "Söyleme" şarkısını çalabilir mi acaba??
:)
Arkadaşıma gitsin benden :)
simdilik hoscakalin
hayirli iftarlar
görüsmek üzere...
Herkese merhabalar...
Hala iftar sofrasında olanlara afiyet olsun,Allah kabul etsin.
Edacım hoş geldin,
özletiyorsun kendini.
ara sıra kafanı uzat bir cee de,
sağlık haberlerini ilet git...
tüm derslerinde ve kurslarında başarılar...
Teşekkür ederim no name.. Vakit buldukça gelmeye çalışıcam :)
gün döndüm dönecem diyor.
ben bittim bitecem diyorum.
herkese iyi geceler diliyorum...
allah rahatlık versin...
Denemeler
Duygusuz Sevişmeler Taciri
- Cezmi Ersöz-
"BENİMSE, SENİN İÇİN BEDENİM BİTTİ..."
Artık çok iyi anlıyorum. Aşk varsa; o asıl, sevişmeden sonra başlayandır... Peki başlamıyorsa; bir uçurum açılıyor ve orada, seviştikten önce ve sonra yitirilenler özleniyorsa... Seni yargıladığımı düşünme; ama hissediyorum, görüyorum ve buna engel olamıyorum ne yazık ki... Ve gördüklerim acı veriyor bana...
Çünkü buraya geldiğinden beri benimle sevişmeyi aklından geçirdiğin için, bana öylesine uzak ve öylesine yabancısın ki... Hem nasıl da aceleci, hoyrat, nasıl da dikkatsizsin...
Söylediklerimin hiçbiri geçmiyor sana... Bana değil, sanki benden çok uzaktaki garip bir boşluğa bakıyorsun... Orada bütün yitirdiklerini, ertelediklerini, isteyip de elinden kaçan bütün fırsatları görüyorsun sanki...
Fırın gibi sımsıcak bir odada, başsız, kolsuz, ayaksız bedenler hayal ediyorsun sanki...
Tarihsiz, itaatkâr, kimliksiz, kimliksiz olduğu için sonsuz cömert, sonsuz dilsiz bedenler... Bana ya da bir başkasına ait olup olmadığı bile önemli olmayan bedenler... Şu an abartılı, zorlama bir yakınlığın var bana karşı...
Beni tarihsiz, kimliksiz ve ruhu olmayan bir beden olarak düşünürken aslında kendini de öyle hissetmeye zorluyorsun...
Benimle, kaybettiğin benliğini yeniden bulmak için sevişmek istediğine inandırıyorsun kendini...
Oysa şu an beni duymadığın, beni geçiştirdiğin gibi, kendini de duymuyor, kendini de geçiştiriyorsun... Ve kendine bunu nasıl yapabildiğini düşünmek bile istemiyorsun şimdi...
Bir yanın yaşımı, göğüslerimi düşünürken; bir yanın bana sonsuza dek âşık olmayı, ruhumda erimeyi, bütün bu arayışların ve savrulmaların son bulmasını istiyor...
Aşkı istiyorsun, ama bunun koşulu güzelliğim, gençliğim, diriliğim oluyor yine de...
Hep, ama hep ayırıyorsun ruhumu bedenimden... Ruhumu güzelliğimden, gençliğimden. Beni imkânsız bir şekilde ikiye bölüyorsun; beni umutsuz bir şekilde benden kopartıyorsun...
Ruhum üşüyor; üşüyor, çünkü sen sadece bedenimle ilgileniyorsun... Sana heyecan veren, gözünü karartan, ruhum, duygularım değil, bedenim... Düşüncelerim değil güzelliğim... Düşlerim değil gençliğim, çekiciliğim... Beni bedenime, güzelliğime, gençliğime rakip kılıyorsun...
İkimizin arasına giriyor bedenim, gençliğim, diriliğim... Seni tanımakta, anlamakta zorlanıyorum... Beni gerçekten sevip sevmediğini anlamakta zorlanıyorum... Çünkü güzelliğim seni iki yüzlü bir köle yapıyor...
Hazlar ve duygusuz sevişmeler taciri yapıyor...
Seni böyle hoyrat, seni böyle maskeli görmeye dayanamıyorum. Ruhumdan böyle uzak... Kayboluşunu kanıksamış... Niye böyle susuz ve niye böyle düşkün olduğunu unutmuş görmeye dayanamıyorum...
Seni şu an, hiç sevişmeden, gerçek sen olarak görmek için yüzlerce yıl yaşlanmak ve nasıl oluyorsa, işte öyle çirkinleşmek isterdim... Bedenim, güzelliğim değil, sadece ruhum, o dinmeyen özlemim, o öksüz acım sana acı versin, seni duygulandırsın isterdim...
Ama olmayacak biliyorum. Olmayacak ve birazdan sevişeceğiz... Sana karşı koymayacağım; çünkü seni yitirmekten korkuyorum. Her şeye rağmen korkuyorum... Bunu düşünmenin seni sonsuza dek yitirmek olduğunu bile bile korkuyorum bundan....
Biliyorum, sevişmemiz bittikten sonra o yapay nezaketin, o zorlama coşkun yerini hoyrat bir suskunluğa ve kayıtsızlığa bırakacak... Zaten başından beri aramızda var olan o derin uçurumun bu defa üstü açılacak... Bu oyunu hep oynadık biz... Sen, sana verilmesini çok istediğin aşkla karşılaşmaktan çok korktuğun için; ben, seni yitirmemek için, her şeyi görmezlikten geldiğim için hep oynadık bu oyunu... Ve her defasında önümüzde o karanlık uçurum açıldı... Her defasında çok sarsılsam da, yabancısı değilim bu duygunun, bu uçurumun...
Masken düştü şimdi... Yolunu tamamen kaybettin... Kendinlesin şimdi...
Benimse, senin için bedenim bitti... Bitti güzelliğim, bitti seni benden uzaklaştıran her şey... Ama biliyor musun bu halini, bu pişmanlığını seviyorum senin... Çünkü sensin bu... Çıplak, mahcup, yenik ve en dipte... Bana şimdi nasıl davranacağını bilemiyorsun...
Ansızın, şu an, içinde bir ateş yansa ve keşke böyle anlarda hiç olmadığın kadar cesur olsan ve bana neden o çok özlediğin aşkından bu denli korktuğunu anlatabilsen.
Bu korkunun sende nasıl bir inançsızlığa yol açtığını tanımlayabilsen... Nasılsa çok seversem karşılık göremem, kırılırım; çok seversem, bu aşka layık olmadığım, bana benden çok güçlü biri tarafından bir gün mutlaka söylenir, diye sadece fiziksel güzelliğe tapınmayı, içindeki o sonsuz aşk özlemine rağmen nasıl sürdürebildiğini bana itiraf edebilsen... O zaman, ben de seni yitirmemek için seninle her seviştiğimde, seni nasıl yitirdiğimi itiraf ederim...
Ve neden senin şu anki pişmanlığının ve düştüğün boşluğun sebebinin benim o bin yıllık korkularımdan ve alışkanlıklarımdan kaynaklandığını anlatırım sana...
Biliyorum, bir an önce giyinip evinden gitmemi istiyorsun... Bir an önce içindeki dramla, içindeki kırgınlıkla yapayalnız kalmak istiyorsun.
Birazdan, çekip kapıyı çıkacağım evinden... Biliyorum, birazdan, ben gidince, işte asıl o zaman beni gerçekten düşünmeye başlayacaksın... Bütün geceyi... Ve bütün hayatını.
Ruhumu değil, sadece bedenimi ele geçirerek kaybolduğun çölde, yolunu bulacağını sanırken nasıl da yanıldığını... Ve kimse acı çekmesin derken ve bu yüzden aşktan kaçarken, ikimizi de nasıl sonsuz bir yalnızlığa ve sonsuz bir üşümeye terk ettiğini ürpererek düşüneceksin... Her sevişmemizden sonra, sefaleti bir kez daha kanıtlanan birlikteliğimizi bütün o sahipsiz yüzleriyle düşüneceksin...
Ve şimdilik, ben seni en çok böyle anların için seveceğim... Böyle anların için özleyeceğim... Başka tutunacak bir şeyim yok bu hayatta...
Beni, en çok ben yanında yokken özleyişini özleyeceğim…
Derlemeler
"Aşk Üstüne"
Nazım Hikmet
"HERKES KENDİNDEN SORUMLUDUR AŞKTA..."
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....
gecenin maviliginden kopup gelen nur yüzlü ablacigim yüregine saglik
iyi geceler diliyorum...
Derlemeler
Pişmanlık
Guy de Maupassant
SARHOŞUM, SARHOŞ MU SARHOŞ"
Lcon Dierx’e
Mantes'da "Saval Baba" olarak bilinen Bay Saval yeni kalkıyordu yatağından. Dışarıda yağmur yağıyor. Hüzünlü bir sonbahar günü; yapraklar dökülüyor. Yağmurla birlikte usul usul düşüyorlar. Daha yoğun, daha yavaş başka bir yağmur gibi düşüyor yapraklar.
Bay Saval'in keyfi yok. Şömineden pencereye, pencereden şömineye gidip geliyor. Yaşamda, bazen, iç karartıcı günler vardır. O artık altmış iki yaşındadır ve yaşamında bundan böyle hep karanlık günler olacaktır. Yalnız, evde kalmış, kimsiz kimsesizdir. Ne acı böyle yapayalnız, gerçek sevgiden yoksun ölmek!
Bomboş, çırılçıplak yaşamını düşünüyor. Geçmişini, ta çocukluğunu, evini, ailesiyle birlikte yaşadığı evini; lise yıllarını, gezintilerini, Paris'te hukuk yıllarını hatırlıyor. Sonra da babasının hastalığı ve ölümünü. Annesinin yanına geri dönmüştü. Yaşlı kadın ve genç adam, birlikle, herhangi bir beklentileri olmadan sessiz sedasız sürdürmüşlerdi yaşamlarını. Daha sonra, o da ölmüştü. Ne kötü şey şu yaşam!
Şimdi yalnız kalmıştı. Ve çok yakında sıra onundu, o da ölecekti. Kaybolup gidecek ve her şey bitecekti. Artık yeryüzünde Bay Saval olmayacaktı. Ne korkunç şey bu! Diğer insanlar yaşayacaklar, birbirlerini sevecekler, güleceklerdi. Evet, insanlar eğlenecekler, ama o olmayacaktı. Ne garip ölümün önüne geçilemeyeceğini bile bile neşelenmek, eğlenmek, gülmek. Ölüm olası bir şey olsaydı bari, bir umut kapısı olabilirdi hiç değilse. Ama yoo… kaçınılmazdı ölüm, tıpkı gündüzün ardından gecenin gelişi kadar kaçınılmaz.
Dolu bir yaşamı olmuş olsaydı hiç değilse! Bir şeyler yapmış, serüvenler yaşamış, büyük zevkler tatmış, başarılara, her türden doyumlara ulaşmış olsaydı! Hiç, ama hiçbir şey yapmamıştı. Uyumak, aynı saatlerde yemek yemek ve yatmaktan başka hiçbir şey. Ve böylece altmış iki yaşına kadar gelmişti. Diğer erkekler gibi evlenmemişti bile. Neden? Evet, neden evlenmemişti? Oysa evlenebilirdi çünkü fakir sayılamayacak kadar mala mülke sahipti. Acaba eline fırsat mı geçmemişti? Belki de! Ama fırsatları insan kendisi yaratmaz mı! Uyuşuktu. Evet bütün sorun buydu. Uyuşukluk onun en büyük derdi, kusuru, en kötü yanıydı. O kadar çok insan uyuşukluğu yüzünden yaşamını boşa harcar ki! Bazı insanlar için kalkmak, hareket etmek, adım atmak, konuşmak, sorunlara kafa yormak ne büyük iştir!
Sevilmemişti bile, hiçbir kadın aşkından mest olup göğsünde uyumamıştı. Beklemenin o tadına doyulmaz sıkıntısını, sabırsız bir elin o kutsal ürpertisini, coşkulu bir tutkunun hazzını hiç yaşamamıştı.
Dudaklar ilk kez karşılaştıklarında, sarmaş dolaş dört kolun tek varlığa, birbirleri için çıldıran iki kişinin son derece mutlu tek bir varlığa dönüştüğü sırada, gönül nasıl da insanüstü bir mutlulukta dolup taşar.
M. Saval, üstünde sabahlığı, ayaklarını ateşe uzatmış oturuyordu. Hiç kuşkusuz, başarısız olmuştu yaşamında, gerçekten başarısız. Ama, aslında o sevmişti. Gizlice, acılar içinde ve her işte olduğu gibi uyuşuk uyuşuk sevmişti. Evet, eski bir arkadaşı olan Sandres'ın karısı, kendisinin de eski dostu, Bayan Sandres'ı sevmişti. Ah, keşke onu, genç kızken tanımış olsaydı! Ne yazık ki çok geç karşılaşmıştı onunla, o evliydi. Hiç şüphesiz evlenmek isterdi onunla! Onu daha ilk günden ve hiç vazgeçmeden öyle sevmişti ki!
Onu her gördüğünde nasıl heyecanlandığını, her ayrılışlarında nasıl hüzünlendiğini, onu düşünmekten gözüne uyku girmeyen geceleri hatırladı. Sabahları hep, akşamkinden daha az âşık uyanırdı. Neden acaba?
O, bir zamanlar ne kadar güzel ve şirindi. Sarışın, kıvırcık saçlı ve güleçti! Sandres ona göre bir adam değildi. Şimdi, elli iki yaşındaydı Bayan Sandres. Mutlu görünüyordu. Ah keşke o zamanlar, o da, kendisini sevmiş olsaydı! Peki ama neden sevmemişti ki Saval'i, Saval onu, Bayan Sandres'ı bu denli sevmişken?
Hiç değilse bir şeyler olduğunu tahmin edebilseydi. Hiçbir şey sezmemiş, hiçbir şey görmemiş, hiç anlamamış olabilir miydi? Anlasaydı ne düşünürdü acaba? Eğer onunla konuşsaydı, cevabı ne olurdu?
Saval daha binlerce soru sordu kendi kendine. Yaşamını yeniden kafasında canlandırıyor, birçok ayrıntıyı yeniden yakalamaya çalışıyordu.
Sandres'ın evinde, karısının genç ve olağanüstü çekici olduğu zamanlarda, birlikte geçirdikleri uzun akşamlar aklına geliyordu.
Kadının, kendisine söylediği sözleri, sesinin tınlamasını, o anlam yüklü sessiz gülümsemeleri hatırlıyordu.
Seine nehri boyunca yaptıkları üçlü gezintileri, Sandres kayma kamlıkta memur olarak çalıştığından, sadece pazar günleri, kırlarda yedikleri öğle yemeklerini hatırlıyordu. Ve birden, çok net olarak, nehir kıyısında küçük bir koruda, onunla birlikte geçirdiği bir öğleden sonrayı hatırladı.
Yanlarına paketlerde erzaklarını da alarak sabahleyin çıkmışlardı evden. Canlı bir ilkbahar günüydü. İnsanın aklını başından alan o günlerden biriydi. Her şeyin güzel koktuğu, herkesin mutlu göründüğü günlerden. Kuşların daha neşeli öttüğü, kanatlarını daha hızlı çırptıkları günlerden bir gün. Güneşin sıcaklığıyla kavrulan suyun kenarında, kavakların altında, otların üstünde yemeklerini yemişlerdi. Hava ılıktı, öz su kokularıyla dolu bu havayı zevkle içlerine çekiyorlardı. Gerçekten güzeldi hava o gün!
Yemekten sonra Sandres sırtüstü yatıp uyuyakalmıştı. Uyandığında söylediğine göre, "ömrünün en tatlı uykusunu" çekmişti.
Bayan Sandres, Saval'in koluna girmiş ve birlikte kıyı boyunca yürümüşlerdi. Ona yaslanmış, gülerek şöyle demişti: "Sarhoşum, sarhoş mu sarhoş." Renginin uçtuğunu hissedip, bakışlarının fazla ileri gitmesinden, elinin titremesiyle sırrının açığa çıkmasından korkup, iliklerine kadar titreyerek bakmıştı kadına.
Kadın, uzun otlardan ve su zambaklarından kendine bir taç yapmış ve "böyle hoşunuza gidiyor muyum?" diye sormuştu.
Cevap vermediğini görünce, – çünkü ne diyeceğini bilememişti, ama dizlerine kapanabilirdi – kadın gülmeye başlamıştı. Hoşnutsuz bir gülüşle suratına şöyle haykırmıştı: "Koca aptal, sen de! İnsan bir şey söyler!"
Söyleyecek tek söz bulamamanın sıkıntısıyla neredeyse ağlayacaktı.
Şimdi bütün bunlar bir bir, ilk günkü netliğiyle aklına geliyordu. Ona neden böyle demişti ki: "Koca aptal, sen de! İnsan bir şey söyler!"
Kadının kendisine nasıl da sevgiyle yaslandığını hatırladı. Eğik bir ağacın altından geçerlerken, kulağını yanağının üstünde hissetmiş ve kadının bu teması kasıtlı olarak yaptığını düşünmesinden korkarak, birden geri çekilmişti.
"Artık dönme zamanı gelmedi mi?" dediğinde, kadın öyle garip bir bakış fırlatmıştı ki ona. Evet, gerçekten çok tuhaftı bakışı. O zamanlar hiç düşünmemişti, ama şimdi iyi hatırlıyordu bunu.
"Nasıl isterseniz, dostum, eğer yorgunsanız dönelim."
O, "hayır yorgun olduğumdan değil, ama Sandres belki uyanmıştır" diye cevap vermişti.
"Eğer kocamın uyanmış olmasından korkuyorsanız başka tabii ki, dönelim öyleyse!"
Geri dönerlerken kadın suskundu ve artık koluna yaslanmıyordu. Neden?
Bu "neden"i daha önce hiç sormamıştı kendine. Şimdi, hiç anlamadığı bazı şeylerin farkına varır gibiydi.
Yoksa?..
Bay Saval kızarmaya başladı, şimdi, otuz yaş daha gençken Bayan Sandres'in ona: "Sizi seviyorum!" dediğini işitir gibiydi. Perişan bir halde doğruldu yerinden. Bu mümkün müydü? İçine düşen bu kuşku ona acı veriyordu. Kendisi bunu fark etmemiş, görmemiş olabilir miydi?
Ah! Ya bu doğruysa, ya böyle farkına varmadan mutluluğu elinden kaçırdıysa! Kendi kendine, "bunu öğrenmek istiyorum, böyle şüphe içinde kalamam, bilmeliyim!" dedi.
Hemen, alelacele giyindi. "Ben altmış iki, o ise elli sekizinde, ona böyle bir şeyi pekâlâ sorabilirim," diye düşündü.
Ve evden çıktı.
Sandres'ın evi yolun öbür tarafında, kendi eviyle neredeyse karşı karşıyaydı. Eve vardı. Tokmak sesinden hemen sonra genç hizmetçi kız açtı kapıyı.
Hizmetçi kız karşısında onu görünce şaşırdı: "Hayrola, Bay Saval, bu saatte siz, bir şey mi oldu?"
"Hayır kızım, git hanımına kendisiyle hemen konuşmak islediğimi söyle," dedi Saval.
"İyi de, hanımefendi kış için armut reçeli yapıyor, şu an fırında ve giyinik değil, anlarsınız ya…"
"Evet, ama çok önemli olduğu söyle ona."
Genç hizmetçi içeri gidince Saval büyük adımlarla, sinirli sinirli dolaşmaya başladı salonda. Aslında kafası hiç de karışık değildi. Ah! ona bir yemek tarifini sorar gibi soracaktı. Altmış iki yaşındaydı artık!
Kapı açıldı ve o göründü. Yanakları dolgun, gülüşü donuk, kocaman, yuvarlak ve şişman bir kadındı o artık. Elleri vücudundan uzak, elbisesinin kollarını yukarıya kadar kıvırmış, çıplak kollarından şerbetler akarak geldi. Endişeli bir sesle: "Neyiniz var dostum, hasta değilsiniz ya?" diye sordu.
"Hayır sevgili dostum, benim için son derece önemli, içimi kemiren bir konuda bir şey sormak istiyorum size. Bana dürüstçe cevap vereceğinize söz veriyor musunuz?" dedi adam.
Kadın gülümsedi.
"Bakın! Ben, her zaman açık sözlüyümdür."
"Söylüyorum işte. Sizi ilk gördüğüm günden beri sevdim. Bunun farkında mıydınız?"
Gülerek, geçmiş zamanlardakini andıran bir ses tonuyla cevap verdi. "Hadi sen de, koca aptal! İlk günden gördüm bunu!"
Saval titremeye başladı. "Biliyor muydunuz?.. Peki…" diye mırıldandı Saval. Ve sonra sustu.
"Peki?.. ne?" diye sordu kadın.
"Peki… ne düşünüyordunuz?.. ne… ne… olurdu cevabınız?" diye yeniden konuştu Saval.
Kadın daha çok güldü bu kez. Şerbet damlaları parmaklarından akıp parkeye dökülüyordu.
"Ben mi?.. Ama siz bana hiçbir şey sormadınız ki. Bunu söylemek bana düşmezdi!"
Bunun üzerine adam, kadına doğru bir adım attı:
"Peki öyleyse, Sandres'ın kırda, yemekten sonra uyuyup kaldığı günü, hani dönemece kadar birlikte gittiğimiz günü hatırlıyor musunuz?"
Bir süre sustu. Kadın da gülümsemiyordu artık ve onun gözlerinin içine bakıyordu.
"Tabii ki hatırlıyorum."
Titrek bir sesle konuşmasını sürdürdü adam.
"Peki… eğer… eğer o gün… ben atılgan davransaydım… ne yapardınız?"
Mutlu ve pişmanlık duymayan bir kadın edasıyla gülümsedi ve hafif alaylı, net bir sesle ve dürüstçe şöyle dedi:
"Kabul ederdim, dostum."
Sonra arkasına dönüp hızla reçellerine doğru gitti.
Saval sokağa çıktı. Büyük bir felaketten sonra yeryüzüne inmiş gibiydi. Yağmurun altında, hızlı adımlarla, sağına soluna bakmadan, nereye gittiğini bilmeden, ırmağa doğru yürüyordu. Kıyıya vardığında sağa dönüp, ırmak boyunca yürümeye devam elti. Bir iç dürtüyle uzun süre yürüdü. Giysileri yağmurdan sırılsıklam olmuş, şapkasının şekli bozulmuş, paçavraya dönmüştü. Çatı gibi sapır şapır sular akıyordu üstünden. O dosdoğru gidiyordu, devam ediyordu yoluna. Anısı yüreğini yakan, çok önceleri, bir gün, birlikte öğle yemeği yedikleri o yerde bulmuştu kendini.
Orada, çıplak ağaçların altında oturdu ve ağladı.
Türkçesi: Nazmiye Topçu Tecelli
iyi geceler
hayatta pişmanlıklarımız az olması dileğiyle
kaya kardeşim sanada iyi geceler..
YİĞİTLİKTİR DOSTLUKLARI BÜYÜTMEK
Yiğitliktir dostlukları büyütmek
Besini yürek kanıdır
Bir dal menekşedir direncim
Açar tüm acımasızlıklara
Buğday tarlasında gelinciktir
İnadına yeşilin
Kırın gözyaşı çanaklarını
Ele vermesin sevecenliği
Acılara ve kalleşliğe gülebilmektir yiğitlik
İçerde bir sigarayı üçe bölmek
Üç canla bir bardak çayı içmek
Bir koca yalnızlığı
Bir acılı sevgiyi
Birbaşına yaşamaktır yiğitlik
Gönül Duranoğlu
hepinize günaydın
iyi tatiller..
Gökyüzü kadar büyük ve mavi,
Okyanuslar kadar derin ve mavi yürekli ablacığım.
Ne kadar güzel şeyler aktarmışsın,
sağol varol bizi hiç bırakma...
Seni Seviyoruz...
Günaydınlar,
İyi Pazarlar...
Herkese iyi pazarlar...
Bir zamanlar 4 Oglu olan bir adam varmis. Cocuklarinin cok erken karar vermemeleri ve onyargili olmamalari icin onlari bu konuda egitmek istemis. Boylece her birini uzak bir yerde duran Agacin yanina gidip ona bakmalarini istemis.
Ilk oglan Kisin gitmis, Ikincisi Ilkbahar, ucuncusu yazin ve sonuncusu sonbaharda. Geri donduklerinde hepsini bir araya cagirmis ve ne goruklerini sormus.
Ilk Oglan Agacin cok cirkin, yasli ve kupkuru oldugunu soyledi.
Ikinci oglan Hayir yesillikle doluydu ve canliydi dedi.
Ucuncu oglan baska fikirdeydi .Cicekleri vardi ve kokusuyla goruntusuyle o kadar muhtesemdi ki daha once hic boyle bir sey gormemisti.
Sonuncu Oglan hepsinin haksiz oldugunu ve agacin meyvelerle dolu, canli ve hayat dolu oldugunu belirtti.
Yasli Adam Ogullarina hepsinin hakli oldugunu soyledi. Cunku hepsi farkli mevsimlerde agaci gormeye gitmisti. Onlara bir Agaci veya bir Insani kisa bir sure veya bir mevsim tanidiktan sonra yargilayamayacaklarini anlatmaya calisti. Ya da neye sahip olup olmadiklarini .....
Gercekleri ancak sonunda 4 mevsimi gordukten sonra gorursunuz .
Eger kisin vazgecersen, Ilkbaharin nimetinden olursun, Yazin Guzelliginden ve Sonbaharin butunlugunden de...
Bir mevsimin acisinin, diger guzel mevsimleri parcalamasina izin vermeyin.
Hayatinizi bir mevsim (bir donem) yuzunden yargilamayin....
kardeşim bu hikayeleri nereden buluyorsunuz anlamış değilim.yazan arkadaş her gün hikaye yazma cezasına çarptırılmalı,ben de yazdı mı yazmadı mı nasıl yazdı güzel mi diye takipçisi olacağım.elinize yüreğinize sağlık.
merhabalar
iyi pazarlar..
sana da iyi pazarlar kaya
sagol abi nerelerdesin
karabatak gibisin bi varsin bi yoksun
Samanlıkta iğne arıyorum,
sıkıldım ter içinde kaldım.
biri bana dur desin...
herkeşe merhaba...
duuuuurrrr!!!
burda igne aramak yasak kardesim. hadi bulursan o igneyi
insanlar ne arayacak
hayirli iftarlar
iyi aksamlar..
merhaba iyi akşamlar,
nasılsınız görüşmeyeli :))
iyi akşamlar kendinize iyi bakın...
Aa Gökçe gelmiş...
Merhaba gökçe hoşgeldin.
Hadi sitem etmeyeyim,ama sanki biraz ihmal ediliyoruz gibi geliyor bana.
ara sıra bir merhabayı hak ediyor olmalıyız değil mi?
haklısın no name ama okul ve dersane birarada olduğu için bu sene pek vakit bulamıyorum..
hafta içi 4 de okuldan geliyodum normalde şimdi 4 de geldiğim gibi dersaneye gidicem ve 7 ye kadar orda olucam hafta sonu zaten ordayım..ama genede zaman buldukça gelmeye çalışıcam bundan sonra..bu sene böyle geçiyo yani inşallah seneye bir üniversite öğrencisi olarak gelirim artık buraya :))
bu arada stajımı da yakmışım galiba yerime yağmur alınmış :))başarılar yağmurcum :D
Gökçecim,ara ara bir merhaba deyip iki satır yazarsanız,meraktan kurtulmuş oluruz.
yoksa size nöbet yazmaya niyetimiz yok...
inşalah her şey gönlünüze göre gelişir, hep beraber seviniriz...
nöbet tutmayı özledim valla :))
ben şu yorum sayısını düz hesap 360 yapıp gideyim artık :)
biraz erken olcak ama şimdiden herkese iyi geceler...
iyi geceler.
gene bekleriz...
valla bu nöbet işi dizi başlayana kadar olacak znnedersem
herkeşe iyilikler ve iyi geceler diliyorum..
allah rahatlık versin...
BBO Ailesinden herkese, hepimize iyi geceler...
Yarin birlikte olacagimiz bir günü kucaklamak dilegiyle, Allah rahatlik versin...
iyi geceler BBO Ailesi
Huzurlu ve mutlu bir haftanin ilk saatlerinden merhabalar derken herkese iyi geceler dilerim...
UÇURUMDA AÇAN
Aşktın sen, kokundan bildim seni,
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin,
Elinde tuhaf bir çanta, saçında soku.
Akıl almaz işleri şu zambakgillerin,
Sokakta bir sövgü gibi akıp gittin,
Gözlerin sonsuz uzun, sonsuz çekikti,
Baksan uçtan uca Çin Seddi'ni görebilirdin.
Yanındaki adam mutlaka kardeşindir,
İstanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildir.
Aşktın sen, gidişinden bildim seni,
Neye yarar sağduyuyu aşmazsa şiir?
Birbirinizi kucaklarken, neye yarar
Kucaklamıyorsak eski, yeni sevgilileri?
Diyorum çoğunca evli kadınlar
Bu yüzden ölü yıkayıcısıdırlar.
Bilir misin acaba ne demiş tilki?
Kişi bir anda nasıl çarpılıverir
Kuliste yarasını saran bir soytarı gibi,
Giderek nasıl anlaşılmaz olur sözleri..
Ömer ki gölü balığı için değil,
Kamışı için vergilendirdi.
Ama değnek vurulurken zavallı uğruya
Yüzüne ve neresine değmesin derdi?
Selam size büyük durumlar, doruk anlar!
Dağ görgüsü kazanır, Ağrı'yı bir kez görse de kişi.
Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği,
Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar.
Belki de biraz geç rastladım sana,
Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza,
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi?
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa?
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu,
Ağır uykusu aldatılmış olanın
Ve aldatanın delik deşik uykusu.
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin..
Divan, Nazım Hikmet, İkinci Yeni,
Kaç gündür adını düşünüyorum.
Ne demiş uçurumda açan çiçek?
Yurdumsun ey uçurum!
Cemal Süreya ( 1931 - 1990 )
UÇURUMDA AÇAN
Aşktın sen, kokundan bildim seni,
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin,
Elinde tuhaf bir çanta, saçında soku.
Akıl almaz işleri şu zambakgillerin,
Sokakta bir sövgü gibi akıp gittin,
Gözlerin sonsuz uzun, sonsuz çekikti,
Baksan uçtan uca Çin Seddi'ni görebilirdin.
Yanındaki adam mutlaka kardeşindir,
İstanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildir.
Aşktın sen, gidişinden bildim seni,
Neye yarar sağduyuyu aşmazsa şiir?
Birbirinizi kucaklarken, neye yarar
Kucaklamıyorsak eski, yeni sevgilileri?
Diyorum çoğunca evli kadınlar
Bu yüzden ölü yıkayıcısıdırlar.
Bilir misin acaba ne demiş tilki?
Kişi bir anda nasıl çarpılıverir
Kuliste yarasını saran bir soytarı gibi,
Giderek nasıl anlaşılmaz olur sözleri..
Ömer ki gölü balığı için değil,
Kamışı için vergilendirdi.
Ama değnek vurulurken zavallı uğruya
Yüzüne ve neresine değmesin derdi?
Selam size büyük durumlar, doruk anlar!
Dağ görgüsü kazanır, Ağrı'yı bir kez görse de kişi.
Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği,
Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar.
Belki de biraz geç rastladım sana,
Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza,
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi?
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa?
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu,
Ağır uykusu aldatılmış olanın
Ve aldatanın delik deşik uykusu.
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin..
Divan, Nazım Hikmet, İkinci Yeni,
Kaç gündür adını düşünüyorum.
Ne demiş uçurumda açan çiçek?
Yurdumsun ey uçurum!
Cemal Süreya ( 1931 - 1990 )
Yine Sana Dair
Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende, ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...
1948
Nazım Hikmet Ran
GÜNAYDIN
BBO AİLESİ
günümüz aydın
dileklerimiz kabul olsun
yaşam parlak bir gökyüzü gibidir
ve bulutlar da mutsuz anlarımızı temsil eder
bazen bulutlar o kadar karanlık
olurlar ki güneşin hala biryerlerde
parladığını hatırlamakta güçlük çekeriz.
ama sabırlı olun!Işık geri gönecektir.
o sadece karanlığı delerek ortaya
çıkmak için uygun bir fırsat kolluyordur.
alıntı..
ve bulutlardan yağsın diye dua ettiğimiz yağmur yağmaya başalar.
Yağmur Sonrası
Yolların karıştığı yerde..
Birdenbire..
Bardaktan boşanırcasına
Yağdın yüreğime.
Toprağın ve benim
Yüreğimiz kabarık.
Toprak güneşi düşünüyor,ben
Ne güzel düşünüyorum seni bir bilsen..
CENGIZ BEKTAS
ve güneş tekrar doğar...
masmavi bir güne kavuşursunuz..
aklınıza ilk gelen sevdikleriniz olsun...
hepinize iyi sabahlar..
iyi çalışmalar..
haftaya iyi başlamak ve günü iyi geçirmek dileğimiz olsun..
yeni bir haftadan herkese günaydın
hepimize kolay gelsin
güzel bir gün geçirebilmek dileğiyle...
yeni haftanın herkese sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle
Günaydın...
Herkese günaydin, güzel bir gün olur insallah hepimize...
Önce haftasonu kacirdiklarimi okudum, Mavigünüm yine kucak kucak siirlerle sevgiler koymus önümüze, onlarla beslendim, doydum... Sag ol kankacigim...
Sayin Baskanim,
5 is gününde yorulmadigim kadar yoruldugumu fark ettigim icin bu yil sonuna kadar öngörülen tüm haftasonlarinin takvimlerden kaldirilmalarini talep ediyorum efendim!
Saygilarimla
Imza
Seval Bitkin
YOL-SUZ-LUK
Güzel Türkçemiz de öyle sözcükler vardır ki anlamından farklı birçok duygularımızı da dile getirir.Örneğin ''YOL'' sözcüğü bize hem bir yerlere gitmeyi, gezmeyi, hem uzaklıkları, özlemi, hem kavuşmaları aynı anda anlatabilir. Sonra bir ek gelir bu sözcüğün yanına bütün her şeyin anlamını değiştirir. Örneğin ''suz '' eklendi mi yolun yanına ''YOLSUZ'' olur bu da bir çok anlamlar aklımıza getirebilir. Örneğin çocukların yol olmadığından okula gidemediği yolsuz bir köy...Sonra bir garip, bir fakir, yardıma muhtaç biri aklımıza gelebilir vicdanımızı sızlatıp bize yardım yapmak için tüm duygularımızı hayatta geçirtebilir.
Bir dil yani sözcükler yaşadığı ülkenin ikliminden,ahlakından,geleneğinden göreneğinden şekil bulur.
Yakın tarihimize kadar bize güzellikleri, özlemleri hatırlatan YOL sözcüğü ile YOLSUZ köyleri yola kavuşturmak için çalışan kişileri yada vicdanlarımızdan taşan yardım isteğimizle YOLSUZ kalan fakir fukaraya yardımlar yapan insanlarımızı anımsatan sözcükleri kullanmayı bıraktıkta yerine bir -luk ekini eklediğimiz bir sözcüğü dilimiz kattık. Güzel olanı, insani duygularımızı, paraya emanet edip her şeyi kirlettik. Artık yepyeni çağdaş bir sözcüğümüz oldu Türkçemiz de duymaktan bıktığımız, duyduğumuzda utandığımız ama nedense bir türlü kurtulamadığımız ...YOLSUZLUK...
yoksa anlamını yitiren ya da değişen sözcükler değil de yoldan çıkan değişen bizler miyiz?..
herkese merhabalar..
hepimiz için iyi bir hafta olsun.
yüreğine sağlık ablacım
çok güzel anlatmışsın
böyle güzel yazıları herzaman bekleriz
Canım ablacığım,
Sabah sayende güne şahane bir başlangıç yaptık.
yüreğine sağlık,
sevgi yolsuzluğuda varmıdır ki acaba?
Öyle Çok “Sevdiğim” Var Ki
öyle çok “sevdiğim” var ki...
çocukların gözlerini sevdim... içimde huzuru, mutluluğu yaşattığı için...
Dinmeyecek sanılan fırtınaları sevdim...
yaşamın her döneminde, savaşmam gerektiğini öğrettiği için...
Başarısızlıkları sevdim... başarıya giden yolu gösterdikleri için...
Geceleri sevdim...
tüm günümü nasıl geçirdiğimi değerlendirme olanağı verdiği için...
İnsanların sorunlarını dinlemeyi sevdim...
yaşamın gerçeklerini görüp, daha olgun insan olacağımı bildiğim için...
Duyulan eksiklikleri sevdim...
her şeye sahip olmanın, insanı ne kadar mutsuz ettiğini bildiğim için...
Sabahın erken saatlerinde çalan çalar saatimin sesini sevdim... bana bugün de yaşama olanağı verildiğini gördüğüm için...
Buzlu yollarda yürümeyi sevdim...
yaşamda da atılan yanlış bir adımın, insana ne denli acı vereceğini anımsattığı için...
Uzaklıkları sevdim...
özlemlerin duyguları pekiştirdiğini bildiğim için...
Yaşamın renklerini sevdim... yaşanılan tüm duyguları tablolara döktüğü için...
Bir şeylere inanmanın mutluluğunu sevdim...
kendimi iyi duyumsadığımda, yanımda olacak insanların varlığını bildiğim için...
Her ne olursa olsun bir şeyin bittiği için üzülmek yerine yaşandığı için sevinmeyi sevdim... üzüntülere liman olursak, mutluluğun başka yerlere demir atacağını bildiğim için...
Sevmekten ve sevilmekten korkmayan insanları sevdim...
sevme ve sevilmenin yapaylıktan değil, doğallıktan geldiğini bildikleri için...
Arkadaşlarımla geçirdiğim zamanları sevdim...
içten bir sohbetin, tüm ağrılara iyi geldiğini bildiğim için...
Ve sevdiklerimin ellerini tutmayı sevdim...
Avucumun içine bıraktığım yüreğime dokundukları için...
Alıntı
no name kardeşim beğendiğine sevindim..
sevgi yolsuzluğunu sormuşsun.
canım gönül hırsızlığı vardı ama o da sevgi için çalınırdı.
şimdi yüreğimizdeki sevgiyi çalıp gidiyorlar..
bizi sadece bedene emenet edip ruhumuzu soyuyorlar..
sayın Başkanım..
ruhumuzu koruyan bir sigortanız var mı?
92.5 fm mavili günler
yayınına başlıyor..
hafta sonu bizlere merhaba diyen okulu kardeşlerimizden
ilk önce Eda için çalıyoruz.
Tan dan
söyleme
Sen istersen kabul et, istersen firar et,
Ben öğrenirim, yalnız mutluluğu
Küçük bir çocuğun elinden şeker alır gibi,
Çaldınız benim mutluluğunu
Tanrı’nın gücüne gitmesin, hep isyanları oynuyorum,
Kimse üstüne alınmasın, kendimi biliyor, arıyorum
Kimseye yalan söylemem, gerçekleri duymaya gelemem
Önce git sonra ben anlarım, aklına gelince ayrılığım
Sus söyleme
Hiç gücüm yok karşında gerçeği duymaya,
Yeniden yalnız eskiyi yitirmiş olmaya,
Alıştığım yalnızlığın soğuk makamına,
Üşümeyeyim yeter
Tanrı’nın gücüne gitmesin, hep isyanları oynuyorum,
Kimse üstüne alınmasın, kendimi biliyor, arıyorum
Kimseye yalan söylemem, gerçekleri duymaya gelemem
Önce git sonra ben anlarım, aklına gelince ayrılığım
canım edacım herşey gönlünce olsun..unutma gülüşünü özlüyoruz.
evet dinliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=gENg45fFMKA
sıradasaki parça
yumuşak bir sesden
link aciz etmezse dinliyoruz.
Barbra Streisand dan.
Woman In Love
Life is a moment in space,
when the dream is gone
it's a lonelier place.
I kiss the morning goodbye,
but down inside you know
we never know why.
The road is narrow and long
when eyes meet eyes
and the feeling is strong.
I turn away from the wall.
I stumble and fall,
but I give you it all.
I am a woman in love
and I'd do anything
to get you into my world,
and hold you within.
It's a right I defend
over and over again.
What do I do?
With you eternally mine,
In love there is
no measure of time.
They planned it all at the start
that you and I, live
in each others heart.
We may be oceans away,
you feel my love
I hear what you say.
No truth is ever a lie.
I stumble and fall,
but I give you it all.
I am a woman in love
and I'd do anything
to get you into my world,
and hold you within.
It's a right I defend
over and over again.
What do I do?
I am a woman in love
and I'm talkin' to you.
You know how you feel
what a woman can do.
It's a right I defend
over and over again
I am a woman in love
and I'd do anything
to get you into my world,
and hold you within.
It's a right I defend
over and over again.
What do I do?
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=7ppc_dT-J5E
bu da güzel kardeşimiz Gökçe için geliyor
hepsi grubundan
Senin iyi bir kalbin olduğuna
İnandım bekledim sabırla
Ama kabul yanıldım
Sen yalandın
Ne kadar uğraştıysam olmadı
Aşk sana bir türlü yakışmadı
Kimsin,kimsin
Kalpsizsin,kalpsizsin
Sözüne hiç güvenilmez
Sana aşktan bahsedilmez
Kalpsizsin
Kimseyi görmezsin
Yüzüne gülmezsin
Kendine hayransın
Bencilsin sevemezsin
Aynalara bir bak
Senden güzel mi var?
Sevmeyi bilmezsin
Susar dinlemezsin
Kendine hayransın
Bencilsin sevemezsin
Aynalara bir bak
Senden güzel mi var?
Kalbin taş mı oldu yoksa
Senin için sevmekte zorsa
Yalnız kal akıllan artık
Bak dünya dönüyor
bize merhaba demeyi ihnal etme gökçecim..
dinliyoruz
http://www.youtube.com/watch?v=9r2nwk3EZt4
Dünyanın en güzel çirkini,
Barbara Streisand
Woman ın love...
Ve Nilüfer versiyonu;
Ben seni seven kadın...
sabahleyin daha mevzusu oldu.
nasıl bir iştir bir saat sonra bunu çalman anlamadım valla ablacığım.
üstelik sitede bir ilki yaşatarak ingilizce sözlerle...
"hissi kalben vukuu"
sıradaki parça 92,5 fm mavili günlerde
benim çocukluğum yazlık sinemalrda geçmişti ..
ne güzel yıllardı..
ne güzel bir ülkeydik..
sevdalarımız sinemalardaydı
yaşar dan
sevda sinemalarda
kimi sevdaya boyanır en umulmadık anında
kimi 25 inde kimi bilmem kacında
kimi yok der inanmaz kimi bulur anlamaz
sevda uzak degil ki sevda basucumuzda
sevda pek yakında sinemalarda
kimi yerlerde aranır
kimi dağların ardında
kimi yollarda aranır
kimi yok ayrımında
kimi 25 inde kimi bilmem kacında
kimi yok der inanmaz kimi bulur anlamaz
sevda uzak degil ki sevda basucumuzda
sevda pek yakında sinemalarda
benim sevdam cevap bana sevda soranlara
benim sevdam sanat hatta sinemalarda
benim sevdam yarın benim sevdam öbür gün
benim sevdam baslar yeniden hergun
kimi sevdalar aranır hani dagların ardında
kimi sevdaya boyanır en umulmadık anında
kimi 25 inde kimi bilmem kacında
kimi yok der inanmaz kimi bulur anlamaz
sevda uzak degil ki sevda basucumuzda
sevda pek yakında sinemalarda
benim sevdam cevap bana sevda soranlara
benim sevdam sanat hatta sinemalarda
benim sevdam yarın benim sevdam öbür gün
benim sevdam baslar yeniden hergun
dinliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=fD50MjS3wIQ
92,5 fm mavili günler devam ediyor..
ferudun düzağaç
beni bırakma..
Belki güneş bi'gün ikimiz için doğar
Belki korkuları hayallerimiz boğar
O masal günü gelinceye kadar, susuyorum
Susuyorum
Susadıkça yüzün düşer aklıma
Korkar oldum düşlemekten
Adını anarım, çoğalır sesim
Konuşmaktan, düşünmekten, özlemekten
Gel bak bir elimde gökyüzü var hala
Ötekinde kayıp giden yıldızlar la la
Korkular da benim, umutlarda
Beni bırakma
Kimse kimsenin herşeyi olamazmış
-Di'li geçmişten tek yaramsın sen
Sensiz kimsemi, kimsesiz miyim bilmem
Hiç bilmek istemem . hatta düşünmem
Gel bak bir elimde gökyüzü var hala
Ötekinde kayıp giden yıldızlar la la
Korkular da benim, umutlarda
Beni bırakma
tüm sevdiklerim için ama özellikle kankama sesleniyorum..
beni bırakma..
dinliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=7qjxT_8v8Xw
tüm istanbul dan uzak ta kalanlar
özellikle gurbette olup özleyenler için.
2 aydır resimlerde görüyorum istanbul bu yüzden bana gelsin..
Emel Müftüoğlu
İstanbul'da Olmak Vardı
Yayılmışız dünyanın dört bir yanına
Kimisi ta kopenhag'da
Kimisi paris bedenimiz orda burda dolanır amma
Çok hemde çok uzak yerde kalbimiz
Bir allı turna olsam karlı dağları aşsam
Varsam bizim ellere kendi göğümde uçsam
Şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayım
Püfür püfür bir vapurun yan tarafında
Köprüde balık ekmek yemek
Dolmuşa hadi gidelim demek
Ver elini yeni kapı ver elini bebek tarabya
Şu anda oralarda olmak vardı ya
Şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayım
Boğazda köhne bir iskelenin yamacında
Tabakta kavun peynir kadehte buz gibi rakı
Dilinde yarı acı yarı tatlı bir şarkı
Şu anda istanbul'da olmak vardı
Benim derdim dermanım bilen yok
Yayılmışız dünyanın dört köşesine
Kiminin adresi sidney kiminin
Hamburg yaşamaya dört elle sarılmışız da
Yine de gözlerim dolu yüreğim buruk
Başımı hiç bir zaman eğmedim amma
Yine de yüreğim yara içimde boşluk
Minnacık tohum olsam savrulsam dönümlerce
Kış biter bahar gelir açılsam yüzbinlerce
Açılsam milyonlarca
Şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayım
Püfür püfür bir vapurun yan tarafında
Şu anda istanbul'da olmak vardı anasını satayım
Yeni cami de mısır atmak kuşlara
Köprüde balık ekmek yemek dolmuşa çek dostum demek
Ver elini kadıköy ver elini
Kalamış moda şu anda oralarda olmak vardı ya
Şimdi istanbul'da şu anda istanbul'da
Ah istanbul'da sabret gönül bir gün olur
Bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer
dinliyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=b55bRvwo0IE
son parça dostlar
mavili günlerin bu günde sonu geldik..
bütün programlar gibi son parça
kankam için geliyor..
Sezen Aksu dan
sor beni
Lal olmuş dilim benim
Sen sor beni dağlara
Sır sözüm benim
Kulak ver rüzgarlara
Kendinden bul sen beni
Kendinden bil sen beni
İster yüz sür yağmura
İster anlat suya
Kar kapamış yolları
Yola sor, kara sorma
Kendinden bul sen beni
Kendinden bil sen beni
Lal olmuş dilim benim
Sen sor beni dağlara
Bu dünyanın sarhoşuyum çocuklar gibi
Sev beni anneni sever gibi
Sır olmuş sözüm benim
Kulak ver rüzgarlara
İster yüz sür yağmura
İster anlat suya
Kendinden bul sen beni
Kendinden bil sen beni
Kar kapamış yolları
Yola sor, kara sorma
Dağlara sor beni
Rüzgarlara sor beni
Yollara sor beni
Kendinden bul beni
Yollara sor beni
Kendinden bil beni
Lal olmuş dilim benim
Sen sor beni dağlara
Sır sözüm benim
Kulak ver rüzgarlara
Kendinden bul sen beni
Kendinden bil sen beni
İster yüz sür yağmura
İster anlat suya
Kar kapamış yolları
Yola sor, kara sorma
Kendinden bul sen beni
Kendinden bil sen beni
Lal olmuş dilim benim
Sen sor beni dağlara
Bu dünyanın sarhoşuyum çocuklar gibi
Sev beni anneni sever gibi
Sır olmuş sözüm benim
Kulak ver rüzgarlara
İster yüz sür yağmura
İster anlat suya
Kendinden bul sen beni
Kendinden bil sen beni
Kar kapamış yolları
Yola sor, kara sorma
Dağlara sor beni
Rüzgarlara sor beni
Yollara sor beni
Kendinden bul beni
Yollara sor beni
Kendinden bil beni
Bil beni
sevgili kankam yorgun olduğunda
bir sevenim varmı düşündüğünde
sor beni kendine..
dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=ZC7w6YecdRI
sevgilerimle
başka bir programda buluşmak üzere..
hepimize iyi günler
iyi çalışmalar..
Canim ya bu birbirinden güzel sarkilari gönderen cömert gönülde bana ayirdigin yerimle yorgunluk mu kalir bende? Mucize gibisin, iyi ki benim kankamsin...
bu güzel bir eylül günün de bu site hakkı olmayan bir sessizlik içinde ..
bende gidiyorum işte kalın
kendi sessizliğinizde..
Sessizlik Şiiri
Doğru kopyayı bulduğum karanlık akımlar.
Bende zevk, beyaz üzerine kızıl baskı.
Tamamen olgunlaşmış siyah zambaklar,
Girdap oluşturup gizli kodlarımı yardılar.
El sıkışmayı önerdi...
Her biri tek örnek olan parmaklarıyla,
Lakin ancak denk oldular,
Benim buluttan avuçlarıma.
Saflığın yüzeyindeyim şimdi
Fakat karanlık içimde hala derin bir çukur.
Dibinde ise bir asi...
Sessizlik Şiir'ini okur.
haluk eren
merhabalar
sarkilar, türküler hatta ve hatta ingilizceleri...
yüregine saglik ablacim
Cok sükür haftanin ilk is gününün son mesai saatini getirdik...
O cok güzel radyo programindan sonra herkese bir sessizlik cöktüyse de yarin yine bulusma ümidiyle ve gülümsemelerle hosca kalin... Iyi aksamlar...
.......
Ve sükût bir çığ gibi büyüyen düşüncedir...
Bir torba tutmuş gibi,boşlukta bir el güya,
Gülen ağlayan başlar düştü aynı torbaya...
.............
C.S.T
Cennet
Beraber cennetten kovulduk – ta buralara geldik, nerdesin?
Dünya hapishanesinde bir tek sana güvenirdim, kimlesin?
Bil ki ben bir kırılgan serseriydim, seni sevdim
Yalancı, yılandan neler öğrendin?
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp cennetten
Dünya hapishanesinde tek gün bile işkence…sensizken
Erkekler duygusuz olurmuş, kadınlar bilmece…tahminen
Ama ben bir kırılgan serseriydim, seni sevdim
Yalancı, yılandan neler öğrendin?
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp cennetten
Bir an için ona niye diye sordun mu?
Yılan bozguncu, doğru
Artık ne cennet isterim, ne de cehennemdir derdim
Sorumlusun
Bil ki ben bir kırılgan serseriydim, seni sevdim
Yalancı, yılandan neler öğrendin?
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp cennetten
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp o cennetten
Söz: -demirhan baylan
Müzik: -
Albüm: Anlamlı Hatalar
Yağmurlara Söyle
Dayanamam birden gelirsen
Güneş doğar gibi yavaş yavaş gel
Gelişin yıkım gibi olmamalı
Gelişin önceden belli olmalı
Yağmurlara söyle geleceğin günü
Geldiğinde akasyalar
Karlar gibi vuracak camlara
Güller çıldıracak sevinçten
Seni görebilmek için
Pencereden sarkacak sardunyalar
Ayva çiçekleri selam duracak
Sapsarı bakışına
Gelişin önceden belli olmalı
Yola çıkarken haber sal sularla
Ne yap yap üç gün önceden bildir
Ağaçlarla göklerle kuşlarla
Söz: Afşar Timuçin
Müzik: Murat Özyüksel
Işığın Yansıması
Bu ışığın yansıması güzel gurup
Yaşamak Alışmaktır
Yaşamak alışmaktır
İşportada satılan kadın geceliklerine
Alışmak manavlara
Alışmak doçentlik tezlerine
Hep bu yeşilleri giy
Bu moru tak saçlarını topla da
Bunu sen de bilirsin
Alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
Yaşamak bir gün uyanmaktır
Birgün birdenbire yalnız kalmaktır
Yaşamak alışmalardan sonra
Alıştığın herşeyle savaşmaktır
Yaşamak alışmaktır
İşportada satılan kadın geceliklerine
Alışmak manavlara
Alışma-k doçentlik tezlerine
Bunu sen de bilirsin
Alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
Hep bu yeşilleri giy
Bu moru tak saçlarını topla da
Söz: Afşar Timuçin
Müzik: Murat Özyüksel
iyi aksamlar
Allah rahatlik versin...
Hepimize iyi geceler, allah rahatlik versin..
Ses yok, göz yok!" -
"Çünkü gökyüzünün sahibi yoktur ve çıldırmak
ya da çocukluğunuzu geri çağırmak size kalmıştır."
Bir daha asla göremeyeceğim düşler görüyordum, telefonum çaldı ve düşlerim yarım kaldı.
Yarım kalan yalnızca düşlerim değildi. Doğru zamanda doğru kelimeyi bulmak için
yapılmış bir savaş gibiydi telefondaki sesle konuşmamız. Kesinlikle böyleydi.
Kuşkusuz söz konusu olan düşlerdi yalnızca. Çok uzaklardan gelen bir ses,
suskunluğun getirdiği barışı bozmak istiyordu; gözlerimi kapadım ve uzaklarda, o çok
uzaklardaki sesi tekrar tekrar duymaya zorladım kendimi.
Aynaların bulunmadığı bir dünyada yaşamış olduğumu düşünmeye çalıştım.
Yüzümün aslında ben olmadığımı, benim aslında yüzüm olmadığını.
Sigara paketi boştu. Sandalyede duran pantolonumun, ceketimin ceplerini karıştırdım, yoktu. Mutlaka bir yerlerde olmalıydı. Düşlerim yarım kalmıştı. Son bir umutla yatağımın altına baktım. Giysi dolabımı karıştırmaya başladım. Boşunaydı.
Odada ne varsa koridora taşıdım. Masayı, sandalyeyi, yatağımı, kitaplığı, dolabı,
kasetleri, plakları, ne varsa her şeyi... Sonra her şeyi tekrar odaya taşıdım.
Yorganı yüzümü örtecek şekilde çektim üstüme, gözlerimi kapadım. Gözlerimi açmak
istemiyordum. Gecenin karanlığı böyle çok iyiydi. Sımsıkı yumdum gözlerimi.
Olabildiğince sıkı.
Gözlerimi açtığımda öylesine yanıyordu ki uzun bir süre onları ovuşturmak zorunda
kaldım, yarım kalan düşlerimi hatırlamaya çalıştım. Odamdaki her şeyin kaç yaşında
olabileceğini düşünmeye zorladım kendimi. Aralarında en yaşlısı şu masa olmalıydı.
Gereken hürmeti diğerlerinden görüyor mu diye düşündüm. Masaya baktı gözlerim.
Kaç kere kirlenmiş kaç kere temizlenmişti bugüne dek. Kaç kitap, kaç kâğıdı
ağırlamıştı... Beni seviyor muydu?
Birden ölebileceğim geldi aklıma. Ölürsem masamı ona bırakmamı isteyecek biri var
mı acaba diye düşündüm. Hatta kitaplarımı, plaklarımı, fotoğraflarımı… Daha ne
kadar dayanacaktı kim bilir.
Karşı dairelerin birinde bir kadın arabesk bir şarkı mırıldanıyordu; çirkin bir kadın sesi
ve çirkin bir şarkı. Kadını biliyordum. Ağza alınmayacak kötülükte sözlerle dövüyordu
her gün çocuklarını. Şimdi de beni o çirkin sesiyle ve o çirkin şarkıyla dövmeye
çalışıyordu. Fark etmezdi. Nasıl olsa düşlerim yarım kalmıştı. Bir daha asla
göremeyeceğim düşler görüyordum dün gece, telefon çaldı ve düşlerim yarım kaldı.
Günde tam tamına 3 paket sigara içiyorum. Genelde pahalı olmayanlarından 60 adet
sigara. En büyük korkularımdan biridir sigarasız kalmak. Size bu hikâyeleri yazarken
sigaram hiç sönmez. Bir de şarkılar tabii. Bana içimde birikmiş her şeyi göstermek
gibi bir işlevi var şarkıların. Plaklarımın arasından bir plak seçiyor, pikaba koyuyor,
gözlerimi kapıyor, yere kadar sarkan perdelerimin ardında saatlerce, biriktirmiş
olduğum ne varsa onlarla dans ediyorum. Buna inanmak sizin açınızdan belki zor
olacak ama bütün dinlediğim şarkılar sizin de benim kadar yalnız olduğunuzu söyler
bana. Genellikle de öyle olur, sizin yalnızlığınız ve yalnızlığım, hiç tanımadığımız, hiç
bilmediğimiz yerlerde buluşur, bağıra çağıra şarkılar söyleyerek dans ederiz.
Korkularını yenmeye çalışan, çok ürkmüş birilerini andırırız; ama kalbimiz bu çok ağır şeylere dayanamaz, hızla çarpar, birbirimizin gözlerine bakamayız. Bakamayız!
Uzadıkça uzar bu bakamayış! Günler, haftalar, aylarca bakamayız. Ben hepimiz
adına, karanlık sokakların hatırına çok ürkmüş birinden şarkılar dinlerim.
Bir daha asla göremeyeceğim düşler görüyordum, telefon çaldı ve düşlerim yarım
kaldı.
Oysa son bir kez açmıştım. Sürünerek, yaralar içinde açmıştım telefonu. Ses yok,
göz yok! Her geçen gün daha fazla karanlık, daha az ses, daha az göz.
Alevlerin içinden bir Anka kuşu gibi uçarcasına gelmiştim oysa, siyahlar içinde. Uç
benimle demiştim. Uç ve haykır aşkımın derinliğinde. Bırak süzüleyim, bırak
süzüleyim, yalnızca bırak süzüleyim birazcık güzelliğinde.
"Çünkü gökyüzünün sahibi yoktur ve çıldırmak
ya da çocukluğunuzu geri çağırmak size kalmıştır."
Suat Bilgi
renklerin öyküsü
Hayatın renklerini hiç düşündünüz mü?
Mutluluğun toz pembesiyle, mutsuzluğun simsiyahlığından başka renk yokmuş gibi davranırız. Bir de renksizlik. Oysa hayatın her dönemininin, her döneminin renkleri vardır.Toz pembeyle siyah arasında doğanın nice rengi oynaşır durur.
İçimizden fışkıran bir sevinç an'ının şafak kırmızısı nasıl da sarıverir bizi. Her yanımız nasıl canlı nasıl sıcaktır. Umudumuz birden bire kırıldığında nasıl da soluverir. Bir kahverenginin kendi içinde kıvrılmış hüznünü duyarız. Belki de içimizde bilmediğimiz bir ressam, nerede oturduğunu bilmediğimiz bir ışıkçı var. Yaşadığımız her an'ın, her duygunun, her düşüncenin renklerini, ışıklarını değiştiren, onları parlatan, soluklaştıran, canlandıran, söndüren bilmediğimiz varlık.
Bazen bir günün içinde nice renkler ardır. Limon sarısı başlayan bir güne,sevdiğiniz biri bir avuç leylak rengi katıverir, arkadan pembelerle maviler yarışır. Hayatınız renklenir. Bazen de canlı kırmızıyla başlayan bir günümüz, tatsız bir olayla grileşir, sonra tatsızlıklar düzelir, geri kalan dilimi uçuk mavi yaşarız. Her günümüzün içine bir pembe noktacık koyabilmeyi, bir tutam mavi serpivermeyi, biraz filiz yeşili katabilmeyi başarsak. Nedir peki hayatımıza biraz nenk katmak? Alışkanlıkların içinde kaybettiğimiz duygularımızı, biraz canlandırmak.
Oysa içimizin renklerini görmeyi bilmeliyiz.Pembelerimizi boğan nedir? Mavilerimizi örten nedir? Beyazımızı neler kirletiyor? Asıl reklerimiz nelerdir? Bizi biz yapan renkler. Önce bu renkleri görmeyi tanımayı başarmalıyız. Sonra da, ayrık otların bastığı bir çiçek tarhı gibi bizi sarartan, karartan renkleri bulmayı, ayıklamayı başarmalıyız.Bunu yapabildiğimiz zaman, kendi rengimiz, kendi ışığımız, hayatın renklerine ışıklarına karışacak, canlanacak parlayacaktır.
Kendimizi günlerin süregiden akışına bırakmazsak, yaşama isteğimizin farkına varırsak,kendimizi geliştirmeyi bilirsek, kendimizi yenilemeyi hayata saygı olarak görürsek, bunu başarabiliriz. O zaman görürüz ki biz kendi reklerimizi bilmezmişiz, bunlara uyan renkleri görmezmişiz.
Her insan bir renk cümbüşüdür. Hayatın insana verdiği renklerden daha fazlasını, insan hayata verir. Doğada güneşin doğması ve batması için bir gün gereklidir. Ama düşünsenize, insanın içindeki güneşin doğması ve batması bir günde kaç kez olabilir. Kendi reklerimizi göremezsek, bu renkleri nasıl canlı tutacağımızı bilemezsek, her şeyi başkalarından beklememiz kaçınılmaz olur. Beklediklerimiz gerçekleşmeyince de, umutsuzluğun grisi, siyahı bizi sarar. Oysa güneşimiz de dolunayımız da içimizdedir. Renkleri karıştırmak, açmak, koyultmak elimizdedir. Yeter ki hiç birşeyi olduğu gibi kabul etmeyelim.Hayatı kendi renklerimizle yoğuralım, hayata kendi reklerimizi katalım. Bu da kendimizi, kişiliğimizi geliştirmekle olacaktır. Yaşama cesaretimiz, hayatı görebilme gücümüz, yaratma gücümüz, ışığımızı parlaklaştıracak, reklerimizi ortaya çıkaracaktır.
Unutmayalım.Hayat, yaşama cesareti olanları sever.
alıntı..
BEN İSE
bir sevdiğime hangi rengi seversin dedim bütün renkleri dedi.
Ben ise bütün renkleri değiştirip tekrar baştan yarata bildiği için
en çok onun hayatıma kattığı beyazı sevdim.
bembeyaz bir sayfaya
tertemiz bir saf bir sevginin masumiyetiyle yazmaya başladığım beyaz bir sevdayı sunmak için .
ilk önce onun kirlenceğini göze alarak.beyaz bir teslim bayrağı çaktim.artık sevdamı da bembeyaz sallamaktayım gökyüzünün maviliğine..
Ya sizin sevdanızın rengi ne?
YENİ SEZONA MERHABA...
BBO YENİ BÖLÜMLERİYLE
BBO TV DE..
HER SALI...
Yorum Gönder